HAFTALIK KÜLTÜR SANAT& ETKİNLİK DEFTERİ
18-24 EKİM
zete
18-24 EKİM
Editör: Nihan BORA
18
19
SLOW FISH ISTANBUL / Boğaziçi Üniversitesi, Albert Long Binası
DÜNYANIN İLK SANAL KONSER SALONUNDA, BERLİN FİLARMONİ / Dijital Konser Salonu
21
20
YALÇIN TOSUN ‘DOKUNMA DERSLERİ’Nİ İMZALIYOR / Robinson Crusoe Kitabevi
23
ALTIN KOZA’NIN EN İYİSİ ‘GÖZÜMÜN NURU’ VİZYONDA ’/Sinemalarda
ALIŞILMAMIŞ BİR AŞK HİKAYESİ / Sinemalarda
24
22
‘BİZ’E BEKLERİZ / artSü mer
CHRISTIAN SCOTT SALON’DA / Salon İKSV
3
EKİM 18 cuma
İSTANBUL, LÜFERİNİN KUYRUĞUNU BIRAKMIYOR!
SLOW FISH ISTANBUL
10 ülkeden 70’in üzerinde delegenin sunumları ile zenginleştirecekleri ve akademik tartışmalardan çocuklarla atölyelere, film festivalinden yemek yarışmasına pek çok katmanıyla katılıma açık ilk Slow Fish Istanbul 20 Ekim’e kadar Boğaziçi Üniversitesi, Albert Long Binası’nda.
4
S
low Fish Istanbul, bölgesel bir toplantı ve etkinlikler bütünü olup Slow Food İstanbul, Fikir Sahibi Damaklar’ın “İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın” kampanyasını takiben başlattığı ve her yıl Ekim ayının 3. haftasonu kutlanan İstanbul’un Lüfer Bayramı ile dönüşümlü olarak iki yılda bir gerçekleşecek. Uluslararası Slow Fish kampanyası çerçevesinde gerçekleşen bu bölgesel etkinliğe Türkiye’nin yanı sıra, İtalya, Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Makedonya, Romanya, Hırvatistan, Sırbistan ve Ukrayna’dan delegeler katılıyor. Balıkçı topluluklarının, aşçılar, akademisyenler ve pek çok çevre örgütünün yanı sıra tüketiciyi de dahil edecek Slow Fish Istanbul sürecinde sürdürülebilir bir geleceğe doğru gayretler birleştirilmeye çalışılacak. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long binasında gerçekleşecek olan Slow Fish herkese açık ve ücretsiz.
18 Ekim’deki etkinlikler şöyle: 10:00 Sunum Prof. Fikret Adaman (Boğaziçi Uni., Türkiye) Müştereklere Dair Meselelerimiz 10:30 Sunum 5
Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş (Karadeniz Teknik Uni., Türkeye) Sürdürülebilir Balıkçılık 10:30 Film Polaris (2012) Chico Pereira’nın yönettiği 2012 yapımı bu belgeselde İskoçya teknelerinde, çetin koşullarında çalışan Filipinli göçmen balıkçıların zorlu yaşamlarını konu ediliyor. Balıkçının bir zanaatkar, balıkçılığın da bir zanaat olmadığı bu yeni düzen de herkes birbirine yabancı kalıyor. 10:30 Film The Salmon Confidential (2013) Twyla Roscovich’in yönettiği 2013 yapımı belgesel Biyolog Alexandra Morton’ın British Colombia kıyılarında yetişen bir tür olan vahşi somon balıklarında tespit ettiği bir virüs salgını üzerine yaptığı araştırmayı ve bölge için kültürel, ekonomik ve ekolojik anlamda çok değerli olan vahşi somon, böylesine ciddi bir tehlike altındayken, ekonomik ve siyasi çıkarlar yüzünden yapılan hesaplarla gizlenerek, bir felaketin üstünün nasıl kapatıldığını aktarıyor. 11:30 Panel Denizleri Fabrikalaştırmak: Çiftlikler
Uygar Özesmi (change.org, Türkiye) Cevat Ilgaz (Karaburun Ortak Yaşam Konseyi, Türkiye) Michele Mesmain (Slow Food HQ, İtalya) Meriç Albay (SümDer, Türkiye) Ivo Kara Pesic (Slow Food Dubrovnik, Hırvatistan) 12:00 Sunum Prof. Dr. Cemal Saydam (Hacettepe Uni., Türkiye) Çöl Kumu, Yağışlar ve Sucul Hayatın Bereketi
13:00 Sunum Prof. Dr. Saadet Karakulak (İstanbul Uni., Türkiye) İstanbul’un dalyanları 6
13:00 Panel Bir Zamanlar Balıkçılık... moderatör: Michele Rumiz (Slow Food HQ, İtalya) Dr. Mustafa Zengin, (Trabzon SÜMAE) George Zoidis (SF 2011, Cenova delegesi, Yunanistan) Boris Camernik (Sırbistan) Oksana Vyalova (Ass. of Seafood Cluster başkanı ve Sivastapol midye şenliği direktörü) Hasan Eser (İzmir Birlik yön. kurulu üyesi, Türkiye) Bahriye Kabadayı Dal - Burak Dal (belgesel yönetmenleri, Türkiye) 14:00 Sunum Doç. Dr. Günay Güngör (Namık Kemal Uni., Türkiye)
Marmara Denizi Balıkçılığında Pazarlama Zincirinin Ekonomik Analizi 14:00 Panel El Ele Veren Kampanyalar moderatör: Tan Morgül (yazar, Türkiye) Hilal Atıcı (Greenpeace Akdeniz) Defne Koryürek (Slow Food İstanbul, Türkiye) Müfit Çıkrıkçıoğlu (SF 2011, Cenova delegesi, Türkiye) 15:00 Film Boğaziçi Balıkları (2012) Bugün ‘seninki kaç santim’, ‘küçük balık yoksa büyük balık da yok’, ‘İstanbul lüfere hasret kalmasın’, ‘yemiyorsak sebebi var’ gibi kampanyalar yapılmasını gerektirecek noktaya nasıl geldik? “Boğaziçi Balıkları” belgeselinin serüveni bu soruların yanıtlarını merak etmekle başlamıştı. Karekin Deveciyan’ın yüzyıl önce yazdığı kitaptaki onlarca balık nereye gitmişti? Ki kaybolan sadece balıklar da değildi. Denizle iç içe bir şehrin kültürü yok olmuştu. Belgesel film, mazide kalanlara duyulan özlemi hatırlatırken nostaljinin romantizminde kaybolmamayı ve bugünün mücadelesine bağlanmayı hedefledi. ‘Kaybedilenleri elbette hatırlamalıyız ama bu hatırlayış elimizde kalana sarılmamızı sağlamalı’ inancıyla pek çok balıkçıyla görüşmeler yapıldı, anılar- fotoğraflar toplandı. Sadece balıkçılardan değil konuyla ilgili yazarlardan, amatörlerden, akademisyenlerden ve sivil toplum örgütlerinden de görüş alındı.Aşırı avcılıktan kirliliğe, Boğaz’ın özelliğinden küresel nedenlere pek çok konu zaman zaman anlatımı kolaylaştıran grafik animasyonlarla yansıtıldı. “Boğaziçi Balıkları” bir şehrin ve insanlarının değişimini denizden bakarak yansıtmaya çalışan bir belgesel film. 15:00 Sunum Michele Mesmain (Slow Food HQ, İtalya) 7
Denizlerin İstilası – Özelleştirmeler 15:30 Forum Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Kulüpleri Geleceğe Dair.. 16:30 Film Sushi: The Global Catch (2012) Mark Hall’un yönettiği 2012 yapımı bu belgeselde geleneksel Japon mutfağının dünyaya yayılan lezzeti suşi konu ediliyor. Bugün global boyuttaki suşi tüketimi, bu kültürü vareden kaynakları, yani balığı tehlikeye sürüklemekte. Ton balığına artan talebin sonucu aşırı avcılık, türün sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bu bir bitki olsun, balık olsun herhangi bir türün, içinde bulunduğu ekosistem adına taşıdığı değeri de hesaba katarsak tehdidin boyutu giderek büyüyor.
EKİM 19 cumartesi
DÜNYANIN İLK SANAL KONSER SALONUNDA, BERLİN FİLARMONİ KONSERİ 8
Pera Müzesi’nin GoetheInstitut Istanbul ve Berlin Filarmoni Orkestrası’nın işbirliğiyle, dünyanın ilk sanal konser salonu Dijital Konser Salonu’nun (Digital Concert Hall) sunduğu canlı yayın programının ilk etkinliği Johann Sebastian Bach’ın St Matthew Passion eseri ile başlıyor.
M
üzik yönetmenliğini ve daimi şefliğini Wilhelm Furtwangler, Herbert von Karajan ve Claudio Abbado gibi 20. yüzyıla damgasını vurmuş şeflerin ardından 2002 yılından bu yana Sir Simon Rattle’ın üstlendiği Berlin Filarmoni Orkestrası, dünyanın en önemli orkestralarından biri olarak kabul ediliyor. 130 yıldır her bir konseri tüm dünyada dikkatle takip edilen Berlin Filarmoni’nin Sir Simon Rattle ile kaydettiği bol ödüllü albümleri baroktan çağdaşa geniş bir yelpazeye yayılıyor. Özellikle 19. ve 20. yüzyıl bestecilerinin önemli savunucusu olan Simon Rattle, akademi’de öğrenciyken Mahler’in 2. Senfoni’sini yönetmesiyle dikkatleri üzerine çekti. 1976’da BBC Proms’da ilk kez boy gösterdi ve uluslararası çıkışını 1980’den 9
itibaren başına geçtiği Birmingham Şehri Senfoni Orkestrası ile yaptı. Gençliğin müziğe yönlendirilmesi için her zaman çaba gösteren ünlü şef, 1998’de yaklaşık 4 bin müzisyen ile oluşturduğu gençlik orkestrası ile bir dünya rekoru kırdı. Berlin Filarmoni Orkestrası’nı ise ilk kez 1987’de Mahler’in 6. Senfoni’sinde yöneten Sir Simon Rattle, 2018 yılına kadar orkestranın daimi şefliğine devam ediyor. Konser Programı 19.45 Sabri Tuluğ Tırpan, Sunuş 20.00 Canlı Yayın, Konser Konserler ücretsizdir; yerler sınırlıdır ve numaralı değildir. Rezervasyon alınmamaktadır.
EKİM 20 pazar
YALÇIN TOSUN ‘DOKUNMA DERSLERİ’Nİ İMZALIYOR 10
Yalçın Tosun, son kitabı ‘Dokunma Dersleri’ni imzalamak için Robinson Crusoe Kitabevi’nde RobKart projesine destek amacıyla okurla buluşuyor.
Ö
yküleri, edebiyat yazıları ve röportajları Adam Öykü, Notos, Kitap-lık, Roll ve Radikal Kitap dergilerinde yayımlanan Yalçın Tosun, Robinson Crusoe Kitabevi’nde son kitabını imzalayacak. Tosun, ilk kitabı ‘Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler’ ile 2011 Notre Dame de Sion Edebiyat ödülünü, ikinci kitabı ‘Peruk Gibi Hüzünlü’ ile 2011 Sait Faik Hikaye Armağanı’nı aldı. ‘Peruk Gibi Hüzünlü’ adlı şiiri Mabel Matiz tarafından bestelendi ve sanatçının aynı adlı albümünde yer aldı. 1977 Ankara doğumlu Tosun, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı üniversitede Özel Hukuk Doktorası’nı tamamladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor. Robinson Crusoe Kitabevi Beyoğlu 17.00
11
EKİM 21 pazartesi
ALTIN KOZA’NIN EN İYİSİ ‘GÖZÜMÜN NURU’ VİZYONDA
12
20. Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Kurgu ve SİYAD En İyi Film ödülünü alan film, haftanın en merak edilen filmlerinden.
13
G
enç bir sinema sevdalısı olan Melik’in film yapma hedefi üzerine kurduğu hayatı, üst üste geçirdiği iki retina dekolmanıyla alt-üst olur. Kör olmanın kıyısından döndüğü ve 40 gün boyunca gözleri bandajlı yüzükoyun yatmak zorunda kaldığı bu çileli süreç, Melik’i korkularıyla yüzleşmeye ve sinemayla kurduğu saplantılı ilişkinin muhasebesini yapmaya itecektir. Hayatı tiye alan üslûbu, karanlığa karşı verdiği savaşta Melik’in en büyük
silahı olacaktır. Gözümün Nuru Vizyon Tarihi: 18 Ekim 2013 Yapımı: 2013 - Türkiye Tür: Dram Yönetmen: Melik Saraçoğlu, Hakkı Kurtuluş Oyuncular: Ahmet Saraçoğlu, Melik Saraçoğlu Senaryo: Hakkı Kurtuluş, Melik Saraçoğlu Yapımcı: Melik Saraçoğlu, Hakkı Kurtuluş
EKİM 22 salı
‘BİZ’E BEKLERİZ
14
.artSümer, 9 Kasım’a kadar Burcu Gökçek’in ikinci kişisel sergisi “Biz”e ev sahipliği yapıyor
Ç
alışmalarında ruh zihin ve beden arasındaki ilişkiyi farklı tekniklerle araştıran Burcu Gökçek, artSümer’deki ikinci kişisel sergisinde tuval üzerine foto-kolaj transfer ve akrilik boya tekniğinden yola çıkarak görünenin görünmeyen yüzünü yeniden portreliyor.
Burcu Gökçek 1979’da Ankara’da doğdu. 2003’de Pratt Institute of New York, Resim Bölümünden mezun oldu. İlk sergisi “Çok güzel çinekop var!”ı 2012’de artSümer’de açtı. “A Tea Monologue” isimli videosu 2003 yılında New York ve Los Angeles Film Festivallerinde, ‘White Room’ isimli videosu Rio de Janerio Video Festivalinde gösterilen sanatçı ‘Oto-portre’, 2012, artSümer sergisinde yer aldı. Sanatçı, İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. 15
16
17
EKİM 23 çarşamba
18
C
emal çıktığı yurtdışı seyahatinde genç ve güzel Sasha’yla tanışır. Geceyi beraber geçirmek için gece kulübünden ayrılırlar, ancak olaylar alışılmış şekilde devam etmez. Beyaz Şehir Kiev’in eşsiz güzelliğinde Sasha ve Cemal başlarına gelen zorluklarla mücadele ederken birbirlerini tanır, birbirlerinden etkilenir. Aşk onları beklemedikleri bir zamanda yakalar, her şeye sıfırdan başlamak için ellerine bir şans geçmiştir fakat birbirlerine henüz söyleyemedikleri gerçekleri nasıl aşacaklardır; Cemal yakında evlenecektir, Sasha’nın da bir sevgilisi vardır. Sev Beni Vizyon Tarihi: 18 Ekim 2013
ALIŞILMAMIŞ BİR AŞK HİKAYESİ
Yapımı: 2013 - Türkiye
Prömiyerini Montreal World Film Festival’da yapan ve Kosova Fer Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü alan ‘Sev Beni’, haftanın bir diğer merak edilen filmi.
Süre: 90 dk.
Yapımcı: Mehmet Bahadır Er, Olena Yershova Tür: Dram, Macera, Romantik
Yönetmen: Mehmet Bahadır Er, Maryna Er Gorbach Oyuncular: Viktoria Spesivtzeva, Ushan Çakır, Güven Kıraç, Yavuz Bingöl, Murat Şeker, Mehmet Bahadır Er, Sergey Puskipalis, Elena Stefanskaya, Margarita Koşeleva
19
EKİM 24 perşembe
CHRISTIAN SCOTT SALON’DA ABD’li caz trompetçisi, besteci, prodüktör Christian Scott, 24 Ekim akşamı beşlisiyle birlikte ilk kez Salon’da.
20
R
ock ve R&B müziğe de meyleden ilk albümü ‘Rewind That’ (2006) ile Grammy’ye aday gösterilen Christian Scott, bir ağıt niteliğindeki ‘Anthem’ (2007) albümünü Katrina kasırgası kayıplarına adadı. Ardından yayımladığı ‘Yesterday You Said Tomorrow’ (2010) albümüyle 1960’ların efsanelerini selamladı. 23 şarkıyı içeren iki CD’lik albümü Christian aTunde Adjuah geçen yıl yayımlanyan sanatçı, kuşağının en yetenekli ve yenilikçi caz müzisyenleri arasında gösteriliyor. n Salon İKSV 21.30
21
Haftanın KİTABI
İncil Avcısı Jürgen Gottschlich
1844’te Mısır’daki Sina Çölü’nün kıyısında, İstanbul’daki Rum-Ortodoks Kilisesi’ne bağlı Azize Katherina Manastırı’nda, bilinen en eski İncil parçalarını barındıran parşömenler bulunmuştu. Eski diller uzmanı ve hayatını İncil’in özgün metnini bulmaya adamış Constantin Tischendorf, Hıristiyanlığın geçmişini ve gizlerini aydınlatacak 4. yüzyıldan kalma Sina Kodeksi’ni, şaibeli biçimde manastırdaki keşişlerin elinden Avrupa’ya kaçırmıştı. 19. yüzyılda, önce Leipzig Üniversitesi’ne ve Çarlık Rusyası’na getirilen, sonrasında da Sovyet döneminde Britanya’ya satılan tarihi kutsal metnin macerasını ve Tischendorf ’un hayatını, Türkiye ve Ortadoğu uzmanı araştırmacı-gazeteci Jürgen Gottschlich, titiz bir araştırma ve heyecanlı bir anlatımla aktarıyor. Tarihe adını İncil Avcısı olarak yazdıran Tischendorf ’un yaptığı yolculuğu, günümüz koşullarında adım adım tekrarlayan Gottschlich, 2009 yılında internet üzerinden tüm dünyanın erişimine açılan Sina Kodeksi’nin bulunuş hikâyesinin gizemlerini aydınlatıyor. Çeviri: Neylan Eryar Kırmızı Kedi Yayınevi 240 sayfa 16 TL
22
zete 23