Dünya Kupası Özel
Dünya Kupası Özel
zete
Editör: Cem GELGÜN
01
02
Teknik adamlar temkinli
Yıldızı parlayacaklar
03
Dünya Kupası tarihine geçen ilginç olaylar
04
Geçmişten 20 unutulmaz kare
4
5
Teknik adamlar temkinli Dünya Kupası’nın başlamasına sayılı günler kala favori ülkelerin teknik direktörleri temkinli konuşmayı tercih ediyor. Ev sahibi Brezilya’nın başında bulunan Luis Felipe Scolari oyuncularını aşırı ilgiden korumaya çalışacağını söylerken, Joachim Löw oyuncularındaki rehavet ve form düşüklüğünden yakınıyor. İspanya’nın patronu Vicente Del Bosque ‘favori’ kelimesini sevmediğini söyleyip, forvetlerden dert yanarken, Arjantin teknik direktörü Sabella Arjantin ve Brezilya arasındaki ebedi dostluk ve ezeli rekabetten bahsediyor
Brezilya Teknik Direktörü
6
Luis Felipe Scolari
7
“Tehlike Almanya, İspanya ve Arjantin” n İlk Dünya Kupası anılarınız hangileri? 1958 ve 1962 Dünya Kupası’nı radyodan dinlediğimi hatırlıyorum. En azından dinleyebildiğim zamanlarda çünkü bulunduğunuz yere ve uzaklığa göre, frekanslar birbirine karışıyor, cızırtıların arasında spikerin sesi duyulmaz oluyordu. 1958’de 10, 1962’de ise 14 yaşındaydım ve o yıllarda kazanılan iki Dünya Kupası ve Seleçao hakkında söylenenler, beni futbola aşık etti.
ve onları bulduk. Örneğin 2002 takımı kadar tecrübeli bir takıma sahip değiliz ama hızlıyız ve dinamiğiz. Şu anda yaptığımız gibi, aynı tempoda, aynı istek ve motivasyonla çalışmaya devam edersek, kimsenin karşımızda duramayacağını düşünüyorum. n Oyuncularınızın turnuvanın atmosferine kapılıp, konsantrasyonlarını kaybetme tehlikesi var mı? Oyuncularımızı korumak zorundayız çünkü bizim de biraz sükunete ve dinlenmeye ihtiyacımız var. Rio’nun tepelerindeki Granja Comary bunun için ideal bir yer, sessiz, sakin ve Dünya Kupası karmaşasından uzak… Orası bizim evimiz, istediğimiz zaman antrenman yapabiliriz. Tabii ki göz önünde olarak sponsorlarımıza yardım etmek istiyoruz, oyuncularımızı kendi halkımızdan saklayacak değiliz. Ama bütün bu etkinlikleri iyi organize etmemiz gerekiyor.
n 2012’nin sonunda milli takımın başına geçtiğinizde, öncelikli olarak halletmeniz gereken sorun neydi? Cevap bulmamız gereken ilk soru, “nasıl oynayacağız?” oldu. İlk dört maçımızda bazı belirsizlikler vardı. Bu maçların hepsi hazırlık maçı olduğundan, kolay olmadı, oysa elemelerden geçmek bir takımı mental kondisyona sokar ve kaydettiğiniz ilerlemeyi görmenizi sağlar. Bir diziliş, bir taktik ve bu oyun içerisinde oynayabilecek oyuncular arıyorduk n 1950’nin hayaletinin geri döneceği konuşuluyor. Böyle bir korkunuz var
mı? (1950’de Brezilya’da düzenlenen Dünya Kupası’nda, Uruguay, Maracana’da oynanan final karşılaşmasında Brezilya’yı yenerek kupaya ulaşmıştı) 1950 Dünya Kupası’yla ilgili vizyonum, diğer insanlardan oldukça farklı. 1950’den önce Brezilya hiç finale kalmamıştı. O dönemin futbolcuları, daha sonra 5 Dünya Kupası kazanacak bir takımın öncüleri oldular. Bunu göz önünde bulundurarak, Brezilya futbol tarihi için ne yaptıklarına bakmak lazım, ancak ondan sonra, 1950 finalinde nasıl oynadıklarını tartışabiliriz. Umarım Maracana’da bir kez daha finale kalırız. n Kendinize rakip olarak kimleri görüyorsunuz? Tehlike Almanya, İspanya ve Arjantin’den gelecek. Onun dışında Roy Hodgson’ın İngiltere’nin başında iyi iş çıkardığını düşünüyorum. Hollanda teknik olarak çok kuvvetli bir takım. Genel anlamda tüm Güney Amerika ülkeleri tehlike yratma potansiyeline sahip.
İspanya teknik direktörü
8
Vicente Del Bosque “Favori, en sevmediğimiz kelime” n Luiz Felipe Scolari bir röportajında, Dünya Kupası’nı en çok kazanan ülke olduklarından dolayı, Brezilya’nın dünyanın en iyisi olduğunu söylemişti. Buna katılıyor musunuz? Biz bunun tam tersiyiz, hiç bir şeyle övünmüyor, kimseye yüksekten bakmıyoruz. Böyle şeyler söylemesi güzel çünkü bizi uyanık tutacaktır. İltifatlar her zaman tehlikelidir. “Favori” ise sevmediğimiz bir kelimedir. n Diego Costa’nın İspanya milli takımına ne katacağını düşünüyorsunuz? Kararlılık getireceğine eminim. Rakibe hayatı dar eden, kaybettiği topun peşini bırakmayan, hava toplarına hakim ve hızlı bir oyuncu. n Orta sahada Xavi’nin fizik kondisyonu bu sezon çok tartışıldı. Sizin endişeleriniz var mı? Ben sahada gördüğüme inanmalıyım, dört ay sonra olabile-
ceklere değil. Şu anda kimseyi kondisyon problemiyle görmüyorum. Xabi Alonso, Xavi, David Villa… hepsi üst düzeyde oynayan oyuncular. Fernando Torres ve David Villa sakatlıkları nedeniyle sene içinde çok maç kaçırdılar ama geri kalan herkes çok büyük takımlar için oynuyor. Şu anda onları takıma almama engel olacak hiçbir şey görmüyorum. n İspanya’nın şampiyonluk şansı nedir? Hepimiz çekişmeli ve keyifli bir yarış olmasını istiyoruz ama tepedeki üçlüyle geri kalan takımlar arasındaki fark çok büyük. Bu her ulusal ligde yaşanan bir şey, işin kaçınılmaz dengeleri.
9
Almanya teknik direktörü
10
Joachim Löw “Mesut Özil formunun zirvesinde olacak” n Almanya’nın yaptığı son hazırlık maçlarından ne çıkardınız? Şili ve Kamerun gibi rakipler, tam da karşılaşmamız gereken tipte takımlardı. Oldukça kuvvetli, çok koşan ve teknik olarak gelişmiş. İkisi de bizim için iyi bir test oldu. Maçları değerlendirecek olursak, Şili karşısında aldığımız galibiyette oldukça şanlıydık. Bir çok pozisyon yakaladılar. Kamerun’la da beraber kaldık. n Bu kadar pozisyon bulmalarının nedeni neydi? Bir çok top kaybı yaptık, bundan dolayı da oyunun mesafesi açıldı ve rakibe alanlar vermiş olduk. Daha önce İngiltere ve İtalya’ya karşı yaptığımız maçlarda, pas yüzdemizle parladık ama bu sefer bu konuda sorunlar oldu. Oyuna hakim olamadık. İki takım da birbirine üstünlük sağlamaya çalıştı. Şili maçını 1-0
kazanmış olsak da, önümüze gelen imkanları çok az kullandık. n Oyuncularınızı Dünya Kupası sırasında rehavete kapılmamaları yönünde uyardınız. Şili ve Kamerun maçları bunu doğruladı mı? Basın toplantılarında ve soyunma odasında bu konuyu açtım. Benim görüşüm bazı oyuncuların kişisel performanlarını yükseltmeleri yönünde. Bazılarının da sakatlıkları vardı ve gereken tempodan uzaklardı. Gelişmemiz gereken bir noktada olduğumuzu fark ettik. Bu oyuncularla konuşuldu ve kendilerine gereken uyarı yapıldı. n Şili maçında Mesut Özil’i sağ kanatta başlatıp sonra ortaya aldınız. Kendisine bir yer mi arıyorsunuz? Performansı nasıldı? Mesut’la bir çok kez bir araya geldik ve görüşleri-
mizi paylaştık. İspanya’dan İngiltere’ye gelerek yeni bir lige ve yeni bir hayat tarzına alışmak zorunda. Kendisine bir yer yaratmama gerek yok. Hangi bölgelerde görev alabileceğini biliyorum. Bu maçta Mesut’un, Klose’nin ve Götze’nin yer değiştirmelerini istedim. İlk yarıda bu değişimlerle bir kaç pozisyon bulduk ama ikinci yarı tıkandık. Mesut’un neler yapabileceğini biliyorum ve Dünya Kupası sırasında formunun zirvesinde olacağını umuyorum. n Dünya Kupası’nda kendinizi favoriler arasında görüyor munuz? Kağıt üzerinde üst düzey bir takıma sahibiz ama gerçekler onu göstermiyor. Aylardır sakat olan ya da kulüplerinde düzenli oynamayan oyuncularımız var. Bazılarının formu düşük, bazılarının da hala hafif sakatlıkları devam ediyor.
11
Arjantin teknik direktörü
12
Alejandro Sabella “Yarı finale kalmak ilk hedefimiz” n Arjantin’in Dünya Kupası’nın favorilerinden olduğunu düşünüyor musunuz? Bana göre Dünya Kupası’nın en güçlü üç takımı Brezilya, İspanya ve Almanya. Sonra, güçlü olan ve zirveyi zorlayabilecek takımlar grubu geliyor. Biz o grubun içindeyiz. n 1990’dan beri, Arjantin çeyrek finalden ötesine geçemedi. Bu sizin üzerinizde bir baskı oluşturuyor mu? Bu düzeltmemiz gereken bir şey. Biz Arjantinliler, bunu her zaman aklımızın bir köşesinde tutuyoruz ve bu sene en azından son dörte kalmamız gerektiğini düşünüyoruz. Yarı finale kalmak, ilk hedefimiz. n Bir kısım, Messi’yle Maradona’yı karşılaştırmaya devam ediyor. Arjantin’de insanlar ne düşünüyor? Maradona, zamanının en
iyi futbolcusuydu ve şimdi de Messi zamanının en iyi oyuncusu. Arjantinliler futbola derinden bağlılar ve iki oyuncu da halkın idolü oldu. Belki bir bakıma Messi için daha zor olduğunu söyleyebiliriz çünkü hiçbir zaman Arjantin’de oynamadı ve insanlar tarafından İspanya’da büyümüş bir ‘yabancı’ olarak görülebiliyor. n Bazen geride beş defansla oynadığınız oluyor. Taktiksel esnekliğin Dünya Kupası için önemli olduğunu düşünüyor musunuz? En önemli şey elinizdeki oyuncuların her zaman en iyisini vermelerini sağlamaktır. Ama evet, bir B planına sahip olmayı ve farklı taktikler kullanmayı seviyorum. Daha önce bazı maçlarda beşli defans kullandık, Dünya Kupası’nda da olabilecek bir şey.
n Gruptaki üç rakibiniz hakkında nasıl bir analiz yaptınız? Rakiplerimizi analiz etmeye devam ediyoruz. Ölüm Grubu’nda değiliz, ben bu cümleyi sevmem ama insanlar bu şekilde kullanıyor. Böyle bir gruba düşmedik. Gruptaki ilk rakibimiz her zamanki gibi kendimiziz. Her maça final edasıyla çıkıp, yüzde 120’yle oynamalıyız. Nijerya üç Dünya Kupası’nda, ancak bir golle yenebildiğimiz bir rakip, dikkat etmek gerekecek. n Arjantinliler için Brezilya’da bir Dünya Kupası’na katılmak ne ifade ediyor? Herşeyden önce bu bir sportif rekabet. Politik anlamda hepimiz kardeşiz. Biz Güney Amerika’nın lokomotifleriyiz ve Latin Amerika’nın gelişmesi için işbirliği yapmalıyız. Ama elbette futbola gelince, iki büyük ulusun ezeli rekabetinden bahsediyoruz.
13
14
15
Yıldızı parlayacaklar 11
Haziran’da başlayacak Dünya Kupası’nda gözler bir kez daha dünyanın en iyi futbolcularında. Geçmişte Brezilya’nın beş kez kazandığı Dünya Kupası’nı ülkelerine götürmek için ter dökecek yıldızlar, milyonlarca insanın umut kaynağı olacak. Neymar, Messi ve Ronaldo beklentileri karşılayabilecek mi? Luis Suarez ve Eden Hazard kulüplerindeki performanslarına devam edebilecek mi? Bu beş işmin yapacakları merakla beklenirken, Rooney, Van Persie, Robben, Sneijder, Drogba, Balotelli ve daha niceleri turnuvaya renk katacak. Bir de tabii ki, elbette, her zamanki gibi, turnuvayı evlerinden seyredip (ya da hiç seyretmeyip), “keşke ben de orada olsaydım” diyecekler var. Dünya futboluna bir çok büyük futbolcu kazandırmasına rağmen hiçbir turnuvaya katılamayan Galler’in yıldızı Bale, büyük baş takımların hemen ardından gelen ve baraja takılan İsveç, Türkiye ve Polonya’dan Ibrahimoviç, Arda Turan ve Lewandowski, son olarak da büyük umutlar beslenmesine rağmen sakatlığından dolayı arkadaşlarının yanında yer almayacak bir Falcao. Kesin olan bir şey var ki, Dünya Kupası yine büyük bir futbol şölenine sahne olacak.
16
NEYMAR: Ev sahibi Brezilya takımının yıldızı olacak Neymar’dan beklentiler büyük. Geçtiğimiz yaz Santos’tan Barcelona’ya transferiyle Avrupa futboluna adım atan Neymar’ın, otoritelere kendini kanıtlamak ve dünyanın en iyi futbolcuları arasında yer almak için Dünya Kupası’nda büyük bir patlama yapması gerekiyor. Ev sahibi olmanın bir avantaj mı yoksa bir baskı unsuru mu olacağını bekleyip göreceğiz.
MESSI: 2009 - 2012 yılları arasında dört kez üst üste ‘Dünyanın en iyi futbolcusu’ seçilen ve kulübü Barcelona’yla kazanmadık kupa, kırılmadık rekor bırakmayan Lionel Messi’nin kariyerindeki tek eksik, ülkesi Arjantin’le yakalayamadığı başarı. ‘Messi, Xavi ve Iniesta’sız yapamaz’, ‘Ama Maradona iki Dünya Kupası kaldırdı’ gibi yorumlara yol açan bu durum oyuncu üzerinde de baskı oluşturuyor. Barcelona’yla sessiz bir sezon geçiren Leo Messi’nin Dünya Kupası’ndaki performansı merak konusu.
RONALDO: 2013’ün en iyi oyuncusu, bu sezonun Şampinyonlar Ligi şampiyonu Cristiano Ronaldo, ülkesi Portekiz’le diğer adaylara göre ‘outsider’ pozisyonunda bulunuyor. Portekiz’in daha mütevazı kadrosuyla favoriler arasında yer almaması, Ronaldo’nun Messi ve Neymar’a kıyasla daha rahat olmasını sağlayacaktır. Brezilya, Arjantin, Almanya ve İspanya gibi ülkelere kafa tutacak olan Ronaldo’lu Portekiz, sürpriz peşinde olacak.
17
Yıldızı parlayacaklar
SUAREZ: Turnuvanın sürpriz yıldızı olabilecek kişi, Liverpool’da muhteşem bir sezon geçiren ve yılın oyuncusu seçilen Luis Suarez. Geçtiğimiz yıllarda, attığı gollerden çok hırçın yapısı ve rakibini ısırmasıyla öne çıkan Suarez, geride bıraktığımız sezonda harika bir performans göstererek herkesi kendine hayran bıraktı. Adı şimdiden Manchester United ve Real Madrid gibi kulüplerle anılan Luis Suarez, Premier League’deki performansını Dünya Kupası’nda da tekrarlarsa, partneri Edinson Cavani’yle beraber ülkesi Uruguay’ı finale kadar taşıyabilir.
EDEN HAZARD: Bu listeye daha bir çok isim ilave edebiliriz ama, Eden Hazard ‘parlayacak yıldız’ tanımına bugün en çok uyan oyunculardan biri. Sene başında Lille’den Chelsea’ye transfer olan Belçika’lı futbolcu, mükemmel bir sezona imza atarak, önümüzdeki iki üç sezon içinde dünyanın en iyi futbolcularından biri olacağını kanıtladı. Aynı Luiz Suarez’de olduğu gibi, formunun zirvesinde geçirdiği bir sezonun ardından gelen Dünya Kupası Hazard için bulunmaz bir fırsat. Kompany’li, Fellaini’li, Hazard’lı kadrosuyla Belçika Dünya Kupası’nın sürpriz takımı olabilir.
18
Evden seyredecekler
IBRAHIMOVIC: Her turnuvada büyük yıldızlar şampiyonluk için mücadele ederken, en az onlar kadar büyük ama yanlış ülkede doğan yıldızlar ise maçları evlerinde, kanepelerinden seyretmek durumunda kalır. Bunlardan biri de, dünyanın en önemli forvetlerinden Zlatan Ibrahimoviç. Ülkesi İsveç’le elemeleri Almanya’nın arkasında ikinci tamamlayan Ibrahimoviç, baraj karşılaşmalarında Ronaldo’lu Portekiz’e geçilmişti. 33 yaşına basacak olan yıldız oyuncunun Dünya Kupası hayalleri böylelikle tükenmiş oldu. Birkaç sezon daha oynamaya devam edecek Zlatan’ın son umudu Fransa’da düzenlenecek Euro2016.
BALE: Bugüne kadar bu bölümde Ryan Giggs’in ismi yer alırdı ama artık Gareth Bale’i yazıyor olacağız. 100 milyon euroyla futbol tarihinin en pahalı transferine imza atmış, dünyanın en büyük kulübünde, dünyanın en iyi futbolcularıyla oynuyor olsanız da üzerinize giydiğiniz milli forma sizi bir hayli üzebilir. Giggs gibi Galler’li olan Gareth Bale de, Krallığa bağlı bu küçük ülkenin kurbanı olacak gibi görünüyor. Bale’i sırtlayacak takım arkadaşları çıkmadığı taktirde, dünyanın en pahalı oyuncusu, aynı Ryan Giggs gibi kariyerini hiçbir uluslararası turnuvaya katılamadan tamamlamış olacak.
ROBERT LEWANDOWSKİ: Borussia Dortmund’da attığı gollerle dünyanın en iyi 10 forveti arasına giren ve sezon başında ezeli rakipleri Bayern Münich’e imza atmaya hazırlanan Robert Lewandowski de Dünya Kupası’nı evinde seyredeceklerden. Ülkesi Polonya’yla elemeleri dördüncü bitiren Lewandowski, kulübünde gösterdiği performansı şu ana kadar mil-
19
li takımla gösterebilmiş değil. 2012’de Polonya ve Ukrayna’nın ortaklaşa düzenlediği Avrupa Şampiyonası’nda ülkesinin iki golünden birine imza atan Lewandowski, Polonya’nın turnuvaya erken veda etmesine mani olamamıştı.
FALCAO: 2014 Dünya Kupası’nın en şanssız isminin şimdiden Falcao olduğunu söyleyebiliriz. Bir önceki sezon Atletico Madrid’le harikalar yaratarak 60 milyon euro bedelle Monaco’ya transfer olan döneminin en iyi forvetlerinden Radamel Falcao, bir hayli şanssız bir sezonu geride bıraktı. Yaptığı flaş transferlere rağmen PSG’ye rakip olamayan Monaco’da tutuk bir başlangıca imza atan Falcao, ocak ayında bir amatör küme takımına karşı oynanan Fransa Kupası maçında, Türk asıllı futbolcu Soner Ertek’in müdahalesiyle yerde kalmış ve çapraz bağları kopmuştu. Sahalardan 6 ay uzak kalacak Radamel Falcao, dört sene daha sabretmek zorunda.
ARDA TURAN: Atletico Madrid’le muhteşem bir sezon geçiren Arda Turan’a en çok A Milli Takım’la Dünya Kupası’nda boy göstermek yakışırdı. Madrid ekibiyle ‘La Liga’da şampiyonluğa ulaşan, Şampiyonlar Ligi’nde de final göre Arda Turan, Türkiye için oldukça kaotik geçen eleme maçlarının faturasını ödüyor. Atletico Madrid’le dünyanın en iyi 50 oyuncusu arasına giren Arda’nın Dünya Kupası tecrübesi yaşayabilmesi için son şansı Rusya’da düzenlenecek 2018 Dünya Kupası olacak.
20
Dünya Kupası tarihine geçen ilginç olaylar Dört yılda bir düzenlenen ve milyarlarca insanın heyecanla takip ettiği Dünya Kupası geçmişte bir çok kez, hafızalardan silinmeyecek ilginç olaylara sahne oldu. Sadece ikinciler değil, şampiyonlar bile bir gün unutulurken, yaşanan hadiseler ise her zaman hatırlanacak. Tanrı’nın elinden, Zidane’ın kafasına, Schumacher’in uçan tekmesinden, gol iptal ettirmek için sahaya giren Kuveytli şeyhe kadar, dünya kupalarında yaşanan ilginç olayların birkaçını bir araya getirdik.
Batı Almanya 74’, Brezilya-Zaire: Siz kullanmazsanız ben kullanırım! Batı Almanya’da düzenlenen 1974 Dünya Kupası’nda oynanan Brezilya - Zaire maçı, futbol sahalarında görmeye alışık olmadığımız, komik bir olaya sahne oldu. Maçı anlatan spikerlerin ağızından “Buna gerçekten gerek yoktu” cümlesi yükselirken, tribünler olanlara pek anlam veremiyordu. Zaire kalesine 20-25 metre mesafeden serbest vuruş kullanmaya hazırlanan Brezilyalı futbolcular aralarında konuşurken Rumen hakemin düdüğü geldi. Brezilyalı Jairzinho vuruşu yapmaya hazırlanırken barajdan bir anda kopan Zaire’li futbolcu Mwepu Ilunga, koşarak tüm gücüyle topa vurdu. Kendisi dışında herkes olup bitenleri şaşkınlıkla izliyordu. Pozisyon sonrası sarı kart gören Ilunga, bunun bir protesto olduğunu, turnuva sırasında oyuncuların para almadan oynadıklarını ve ülkeyi demir yumrukla yöneten Mobuto Sese Seko tarafından sürekli tehdit edildikleri için böyle yaptığını söylese de, Brezilya Zaire maçındaki kare Dünya Kupası’nın en komik anı olarak tarihe geçti.
21
İspanya 82’, Fransa-Kuveyt: Kuveytli Şeyh sahaya iniyor Körfez ülkesi Kuveyt’in, tek katılımlık, kısa süren Dünya Kupası macerası (3 maç 3 mağlubiyet) sahaya giren bir Şeyh sayesinde hafızalara kazındı. Grup maçları sırasında Fransa’yla karşılaşan Kuveyt, maçın ikinci yarısında 3-1 yenik durumdaydı. Kuveyt defansını fazla zorlanmadan geçen Alain Giresse’in Fransa’nın dördüncü golünü atmasıyla Kuveyt yedek kulübesi ve tribünler bir anda karıştı. Kuveytli oyuncular ve teknik heyet bir düdük duydukları gerekçesiyle hakeme itiraz ederken, tribünlerde bulunan Kuveyt futbol federasyonu başkanı Şeyh Fahad Al-Ahmed Al-Jaber Al-Sabah, takımının sahadan çekilmesini söyleyerek sahaya indi. Futbol tarihinde ilk defa bu kadar absürt bir şeyden dolayı bir takım sahayı terk etmek istiyordu. Kuveytli Şeyh, Sovyet hakeme dil dökerken oyun 10 dakika kadar durdu ve sonra ne olduysa, hakem golün iptaline karar verdi. Fransızlar şaşkınlardı. Maçın tekrar başlamasından beş dakika sonra Fransa bir gol daha buldu ve maç 4-1.
22
Japonya-G.Kore 02’, Türkiye-Güney Kore: Hakan Şükür turnuva tarihinin en hızlı golünü atıyor Türkiye, tarihinde Dünya Kupası’na sadece iki kez katılmış olsa da, golcüsü Hakan Şükür sayesinde tarihe geçecek ve kırılması zor bir rekora imza attı. Büyük bir sürpriz yaparak yarı finale kalan A Milli Takım, Brezilya’ya elenerek üçüncülük maçı için ev sahibi Güney Kore’nin karşısına çıktı. Maç öncesi tribünler dostane görüntülere sahne olurken, santra vuruşuna yakın heyecan iyice artmıştı. Kuveytli hakemin düdüğüyle Güney Kore maça başladı. Topu kontrol etmeye çalışan Kore defansına uygulanan pres sonuç verdi ve top bir anda Hakan Şükür’ün önünde kaldı. Hakan Şükür topu ağlara gönderdiğinde kronometre 11 saniyeyi gösteriyordu! Güney Kore şok içindeydi. 3-2 Türkiye lehine biten maçın ardından iki ülke futbolcuları tribünleri selamlarken, Hakan Şükür de Dünya Kupası tarihinin en hızlı golüne imza atarak tarihe geçmenin haklı gururunu yaşıyordu.
23
A.B.D 94’, A.B.D-Kolombiya: Ölümcül bir gol Adı Inter’le anılan ve önünde parlak kariyer bulunan Kolombiyalı defans oyuncusu Andres Escobar’ın başına gelenleri hepimiz hatırlıyoruzdur. Eleme gruplarından büyük bir başarıyla çıkan Kolombiya, turnuvanın favorileri arasında yer almasa da sürpriz yapabilecek takımlardan biriydi. Asprilla’lı kadrosuyla rakiplerine korku salan Kolombiya’nın macerası hüsranla ve trajediyle son buldu. 3-1 kaybedilen Romanya maçının ardından gruptan çıkmak için tüm umutlarını A.B.D maçına bağlayan Kolombiya’da beklenti büyüktü ama beklenen galibiyet gelmedi. Maçın 34. dakikasında kendi kalesine bir gol atan Kolombiyalı defans oyuncu Escobar, mağlubiyetin sorumlusu olarak gösteriliyordu. Teknik direktörün ve federasyonun oyuncuların Amerika’da kalma yönünde tavsiyelerini dinlemeyen ve ülkesine geri dönen Escobar, birkaç gün sonra bir gece kulübü çıkışında uyuşturucu kartellerinin kurşunlarına hedef oldu. Olay, mahkemede basit bir tartışma gibi gösterilse de, Escobar’ın kendi kalesine attığı gol nedeniyle uyuşturucu kartellerinin illegal bahislerde yüzbinlerce dolay kaybettiği biliniyordu. Olan Escobar’a oldu.
24
Almanya 06’, Fransa-İtalya: Zidane’ın kafası Gelmiş geçmiş en iyi 5 oyuncu arasında kolaylıkla yer alabilecek Fransız futbolcu Zinedine Zidane, oyun tarzının ve gollerinin yanı sıra, 2006 Dünya Kupası finalinde rakibi Marco Materazzi’ye attığı kafayla futbol tarihine damga vurdu. Berlin Olimpiyat Stadı’nda oynanan ve İtalya’yla Fransa’yı karşı karşıya getiren mücadelede normal süre, (tesadüfe bakın) Zidane ve Materazzi’nin karşılıklı attığı gollerle 1-1 geçildi. Uzatma dakikalarında, maç penaltılara doğru giderken, Materazzi bir anda yerde kaldı. Kameraların yakalamakta zorlandığı pozisyona kimse bir anlam veremezken, yan hakem orta hakemi uyararak Zidane’ı işaret ediyordu. Farklı açılardan çekilen görüntülerden Fransız futbolcunun kendi sahasına dönerken bir anda arkasını dönüp kendisine bişeyler söyleyen Materazzi’nin göğüsüne kafa attığı görülüyordu. Futbolun efsanelerinden Zinedine Zidane, kariyerine, son maçında, hem de Dünya Kupası finalinde kırmızı kart görerek veda ederken, İtalya penaltı atışları sonrasında kupanın sahibi oldu.
25
Meksika 86’, İngiltere-Arjantin: Tanrı’nın eli ve ayağı oyuna müdahele ediyor Dünya kupaları tarihinin en çok tartışılan, en çok konuşulan, üzerine yazılıp çizilen, insanları ikiye bölen hadisesi, hiç kuşkusuz ki Diego Armando Maradona’nın Dünya Kupası çeyrek finalinde İngiltere’ye elle attığı goldür. Golsüz geçen ilk yarının ardından iki taraf gol için bastırmaktadır. Maçın 51. dakikasında sahneye Maradona çıkar. Yüksekten gelen topa İngiliz kaleci Peter Shilton’la yükselen Maradona’nın topa yetişemeyeceği gayet açıktır fakat top bir anda Shilton’un üzerinden geçer ve ağlarla buluşur. Arjantinli oyuncular golün sevincini yaşarken, İngilizler Tunuslu hakemin etrafını sarar. Maradona’nın (hem de o kısa boyuyla) o topa kafayla müdahele etmesi mümkün değildir ama hakem poziyonu görmemiştir ve golü verir. Basın toplantısında golü eliyle attığını itiraf eden Maradona, “Golü biraz Maradona’nın kafası, biraz da Tanrı’nın eli attı” der. Futbol tarihinin en büyük sahtekarlığına imza atan Maradona’yı kurtaran ise bu golden 5 dakika sonra İngiltere filelerine gönderdiği, sadece Dünya Kupası’nın değil belki de futbol tarihinin en güzel golü oldu. Kendi yarı sahasının sağ köşesinde topla buluşan Maradona’nın inanılmaz bir hızla İngiliz defansını ipe dizip, kaleciyi de geçerek attığı gol bugün hala tarihin en güzel 5 golü arasında yer alıyor.
26
İspanya 82’, Fransa-Almanya: Schumacher’den uçan tekme Fenerbahçe’de geçirdiği yıllarda gösterdiği performansla Türk futbol tarihinde efsaneleşen Tony Schumacher, dünya futbolunda Fransız futbolcu Battiston’a attığı ve kendisine ‘Sevilla kasabı’ denmesine neden olan uçan tekmesiyle tanınıyor. Sevilla kentine oynanan yarı final mücadelesi sırasında, maç 1-1 devam ederken, Alman defansının arkasına muhteşem bir pas atan Michel Platini, Patrick Battiston’u kaçırır. Havadan gelen topun kontrolü için gözlerini meşin yuvarlağa diken Battiston, karşıdan gelmekte olan Alman panzerini görmez. Bu sırada kalesinden aç bir aslan gibi fırlayan Tony Schumacher, anlaşılması güç bir kararlar topa kung-fu filmlerinde görmeye alışık olduğumuz bir hareketle müdahale etmeye karar verir ama top yerine darmadağın ettiği kişi Fransız futbolcu Patrick Battiston olur. Pozisyon sırasında beyin travması geçiren ve omurlarında zedelenme olan Battiston ayrıca üç dişini kaybeder. Sadece sarı kartla cezalandırılan Schumacher, penaltı atışları sırasında iki kurtarış yaparak ülkesini dramatik bir şekilde finale taşır.
27
A.B.D 94’, Suudi Arabistan-Belçika: Owairan, Maradona’ya özendi Maradona’nın 1986 Dünya Kupası’nda İngiliz defansını ipe dizerek attığı efsanevi gol herkesin aklındadır. Bu golden 8 yıl sonra, Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen turnuva sırasında Suudi Arabasitan’lı oyuncu Said Owairan, belki daha önemsiz ama bir o kadar güzel bir gole imza attı. Kendi yarı sahasından topu alarak ilerlemeye başlayan Owairan, 60 metre top sürdükten sonra önüne gelen Belçika defansını teker teker geçerek kaleciyle karşı karşıya kaldı ve golü attı. Yedikleri golü dün gibi hatırlayan Belçika kaptanı Georges Grun gol için, “Topla üzerimize gelmesini uzun, uzun, uzun seyrettik. Owairan’a kimse müdahele etmedi, kendimize çok güveniyorduk” diyor. Suudi Arabistan turnuvadan elense de Dünya Kupası’na damga vuran Said Owarain, ülkesine dönüşte Suudi Kralı tarafından Rolls Royce arabayla ödüllendirilmişti.
28
2
Juan Alberto Schiaffino’nun şutu ev sahibi Brezilya’nın ağlarını sarsıyor. Finalde Brezilya’yı yenen Uruguay tarihinde ikinci kez Dünya Kupasına uzanıyor.
1
Sovyetler Birliğinin efsanevi kalecisi Lev Yashin, 1966 Dünya Kupası’nda harika bir kurtarış yapıyor.
Geçmişten unutulmaz kare
3
1974 Dünya Kupası’nda boy gösteren İskoçya’da Liverpool’un efsane oyuncuları Graeme Souness (arkada) ve Kenny Dalglish (sağda) aynı karede
4
Almanya’nın kaptanı Lothar Matthaus 1990 finalinin ardından kupayı öperken
5
Hollanda ve Almanya arasında büyük çekişmeye sahne olan 1990 Dünya Kupası sırasında Frank Rijkaard bir pozisyonda Rudi Völler’e tükürüyor.
29
6
Brezilyalılar arkada sevinirken, İtalyanların altın çocuğu Roberto Baggio, finalde kaçırdığı penaltının üzüntüsünü yaşıyor.
20 9
‘Kaiser’ adıyla anılan Franz Beckenbauer 1974’te kazanılan Dünya Kupası’yla
7
Pele, dört yıl önceki kötü deneyimi üzerinden atmış, takım arkadaşıyla finalde attığı golün sevincini yaşıyor.
8
Pele, 1966’da yarıda bıraktığı Portekiz maçından sonra pardesüyle sahada yürüyor.
10
Diego Armando Maradona 1986’da kazandıkları kupayla. Bu turnuvada Tanrı’nın elinin büyük yardımı olmuştu.
30
11
12
Marco Tardelli 1982 finalinde Almanları yıkan golün ardından.
Toto
Schillachi, İtalyanların unutulmaz oyuncusu, attığı bir golü ardından
Geçmişten unutulmaz kare 13
Futbolun iki beyefendisi, Johan Cruyff ve Franz Beckenbauer aynı karede.
14
Fazla söze gerek yok: Maradona ve Tanrı’nın eli.
15
1990 Dünya Kupası finalinde Brehme, Arjantin’e attığı golün ardından sevinirken.
31
20
16
1978 finalinde Arjantinli Mario Kempes, ülkesinin ilk golünü atarken.
17
İngiltere kaptanı Bobby Moore, 1966’da ev sahibi olarak kazandıkları kupayla.
19 18
Zidane, kariyerinin son maçı olan Dünya Kupası’nda, gördüğü kırmızı kartın ardından kafası eğik sahayı terk ederken
1990 Dünya Kupası sırasında milyonların sevgilisi haline gelen Kamerunlu Roger Milla, köşe direğinin önünde efsaneleşmiş dansını yapıyor.
20
Futbol tarihine damga vurmuş diğer bir oyuncu, Romario, 94’te kazanılan kupayla özel bir an yaşıyor.
Dünya Kupası Özel