15 // KASIM ’15
//
01.
DANIEL CRAIG: JAMES BOND HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
//
//
02.
KELEBEKLERİN BİR TIKTA ÇİÇEĞE DÖNÜŞÜMÜ
03.
SUDAN UCUZ SANAL GERÇEKLİK //
//
04.
STAR WARS’TA YENİ BİR YÜZ: JOHN BOYEGA
05.
YEMEK İÇİN DEĞİL, YAKMAK İÇİN //
06.
GELECEĞİN SOSYAL AĞI TWITBOOK
Editör: Cem GELGÜN
01.
Daniel Craig: James Bond hayatımı değİştİrdİ
4
5
Skyfall’dan beri heyecanla beklenen ve geçtiğimiz hafta vizyona giren James Bond serisinin yeni filmi Spectre, şimdiden dünya çapında milyonlarca izleyiciye ulaştı. Pierce Brosnan’ın yerine Daniel Craig’in gelişinden beri kendini yenileyerek ton ve karakter değişikliğine giden Bond, Skyfall’da kameranın arkasına geçen yönetmen Sam Mendes’le de farklı bir boyut kazandı. Dünyaya terör estiren ve batı ülkelerine savaş açan karanlık organizasyon Spectre’in köklerine inen film, Craig’in Bond görevindeki dördüncü filmi. CinéLive dergisine konuşan Craig, Bond’un karakterini analiz ediyor. Söz James Bond’da… 2012’de Skyfall’un yakaladığı başarıdan sonra aynı performansı sergileyememekten korktunuz mu? Her bölümde yeni bir Bond karakteri yaratmak zor olsa gerek, öyle değil mi? 6
Skyfall’la getirdiklerimizin devamını
sağlamaya çalıştık. En önemlisi de daha da iyi bir senaryo yaratmaya çalıştık, ki bu hiç kolay bir şey değil. Sonucunda bir önceki filmle bağlantılı olarak karakterim bir devamlılık sağlıyor, ayrıca Sam Mendes’in tekrar yönetmen koltuğuna oturması da buna yardımcı oldu. Yeni şeyler deniyoruz. Bond karakteri bugün hala güncelliğini koruyan bir tarzın başlangıcı oldu. Fleming’i okuyun, Sean Connery’nin yaptıklarına bakın, James Bond’un kim olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Karşısındakine göz açtırmayan bir ‘iyi’! Herşey romanlarda ve ilk 007’lerde mevcut. Fleming ve Connery’den sonra Bond’u yeniden yaratmıyorsunuz sadece kostümü üzerinize geçiriyorsunuz. Günümüz dünyası her geçen gün Fleming’in 50’li yılların sonunda portresini çizdiği dünyaya benziyor. Soğuk Savaş yeniden küllerinden doğuyor, aydınlar hala burada. İngiliz toplumu ise büyük bir değişiklik geçirmedi. Filmler ise gün geçtikçe daha karanlık bir hal alıyor…
Ben karanlık demezdim. Daha derin, evet. Spectre, belki de ilk görüntülerin ima ettiği gibi bir ‘polisiye’ değil. Her ne kadar konu aldığı şey daha önce görülmemiş bir şey olsa da, Bond için gerekli bütün malzemeler var. Ben de herkes gibiyim, küçüklüğümden beri Bond serisini, gizli casus aletlerini, kovalamacaları ve mizahı sevmişimdir. Daha önce yapılanlara saygısızlık etmeden bugün çok daha farklı bir yerde, daha derin bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Bond’un yaptığı herşeyin arkasında durması gerekiyor. Hikayedeki kötü adamı ortadan kaldırması normal bu onun görevi ama bu hiçbir zaman karşılıksız kalmıyor.
hayatımı değiştirdi, bu çok açık. Daha önce bu denli önemli filmde yer almamıştım. Meksika’da geçen açılış sahnesi bunun çok iyi bir örneği. Devasa bir sahne, sinema için bile çok büyük. Ayrıca daha hızlı ve daha az para harcamak için görsel efektlerin kullanılmadığı eski tarzda çekilen bir sahne. Belki de bu nedenle insanlar Bond’ları sevmeye devam ediyor. Yıllar geçtikçe kendimi daha rahat hissediyorum ve yaptığım işten daha fazla zevk alıyorum. Basında Spectre’in belki de son Bond’um olacağı ve yerime başkasının geçeceğini okuyorum. Ben bunlarla ilgilenmiyorum. Ben sadece, Sam ve tüm çekim ekibiyle beraber iyi bir iş çıkarmaya çalışıyorum.
James Bond karakterini ne ölçüde değiştirdiğinizi düşünüyorsunuz? Ve bir aktör olarak böyle bir karakter size ne kattı?
Sinema dünyasına yön veren modalar Bond karşısında işlemiyor…
Ne kadar zamanımız var? Bond birçok açıdan
7
Modayı takip etmeye çalışmak kendi ayağına kurşun sıkmaya benzer. Kazandığımızdan
çok daha fazlasını kaybederiz. Bond’un yeni piyasalara açılmasına ya da zamanın modasını yakalamasına ihtiyacı yok. Bond’un bir süperkahraman kılığında ya da yüzlerce görsel efektin arasında boğulduğunu göremiyorum. Bu ters etki yapar ve en önemlisi de sanatsal olarak çok riskli olur. Bond’ların yapım aşamasında da çok büyük katkınız oluyor… Çünkü ben bunu seviyorum, ayrıca Bond’un yapım aşamasında her zaman bir aile ortamı olmuştur. Herkes yaptığı iş için büyük uğraş veriyor. Çekimlerin başladığı bir yıl öncesinden beri yüzde 100’ümü verdim. Çekimler başlamadan Sam Mendes ve senaristlerle bir ön çalışmamız oldu. Ortaya fikirler atıyor, analizler yapıyorduk. Meksika’daki açılış sahnesi fikri bu şekilde geldi. Bu sefer farklı bir Bond yapmak istiyorduk. Bu değişiklikler bana her seferinde daha fazla çalışma isteği veriyor. Beşinci kez kamera karşısına geçtiğinizde de böyle mi yapacaksınız? Bu konuda konuşmayacağım. James Bond’u herkes oynayabilir. Peki Bond bir aktör için limitleri olan bir karakter değil mi?
8
Evet işte, ben de limitleri olan bir aktörüm zaten! Bu kadar zevk almamın sebebi sadece aktörlük görevimle yetinmeyip projeye de katılıyor oluşum. Spectre’in doğuşuna, senaryonun yazımına ve filmin yapımına aktif olarak dahil oldum. Bu iki yıllık bir konsantrasyon anlamına geliyor ve bu süreçte bir aktör olarak duyabileceğim endişeler ortadan kalktı. Bu kadar büyük imkanlara, dekorlara, helikopterlere, yüzlerce figürana sahip başka bir film daha gösterin
bana… Bir aktör için böyle bir oyun sahasına sahip olmak çok ender bir şeydir. Bond ailesinden olan Ben Whishaw ve Ralph Fiennes’le kendimize bunu söylüyoruz. Monica Bellucci ve Christopher Waltz gibi insanlar projeye katıldılarsa demek ki elimizde sağlam bir senaryo var ve proje ayakta durabilecek güce sahip. Bu isimler proje sağlam olmadıkça ve istek uyandırmadıkça bir Bond’da yer almaya ihtiyaç duymayacak isimler. Böyle bir kadro benim gibi
bir aktör için harika bir şey. Spectre’i çekerken duyduğum zevk diğer bütün filmlerin toplamına eşdeğer. Çekimler yaşla daha zor hale gelmiyor mu?
9
kovalıyorum, Mexico’da bir helikopterden atlıyorum. Yeni bir Aston Martin kullandım, Fas’ta birkaç gün geçirerek Meksika’dan Roma’ya seyahat ettim. Tüm bunları Tom Ford kıyafetlerimle yaptım. Şikeyet edecek değilim…
Fizik olarak evet ama bu her zaman öyle oldu. Bond serisinin en sevdiğiniz filmi? Vücudum gerçek bir testten geçiyor. Bir bacak kemiğim kırıldı, akşamları morluklar ve ağrıSean Connery’nin oynadığı ‘From Russia larla dönüyordum. Ama diğer yandan bunları With Love’. Yalnız bu soru her defa sorulduyaparken bir çocuk gibi mutluydum. Kötüleri ğunda farklı bir cevap veriyorum! (gülüyor)
02.
Kelebeklerin bir tıkta çiçeğe dönüşümü
10
Parisli fotoğrafçı ve grafiker Seb Janiak görkemli kelebeklerin göz kamaştırıcı kanatlarını dijital ortamda çalışıp çoğaltarak çiçek izlenimi veriyor. Janiak, Mimesis adını verdiğini projesinde doğal ortamlarında birbirlerinin renklerini, dokularını ve yapılarını taklit ederek kaynaşan yaşam biçimlerini konu alıyor. Sanatçının kelebek ve çiçeklerden oluşan ve ’IPA Lucy’ ödülüne layık görülen 22 eseri uluslararası sanat fuarlarında sergileniyor.
11
12
13
14
15
16
17
18
19
03.
Sudan ucuza sanal gerรงeklik
20
21
Gözlük, karton bir kasnaktan, göz hizasına gelecek ve üç boyutlu görmenizi sağlayan büyüteçlerden oluşuyor ve içine yerleştireceğiniz akıllı telefonunuz sayesinde çalışıyor. Cardboard’un 2015 modeli, iPhone’un ve Samsung’un büyük ekranlı telefon modellerine göre uyarlandı. Unutmamak lazımki telefonunuzun ekranı ne kadar kaliteliyse elde edeceğiniz sonuç da o kadar iyi olacaktır. Teknoloji site ve dergileri Cardboard’u olabiSanal gerçeklik yakın bir gelecekte, görüntü lecek en iyi ekranlarla yani Samsung Galaxy ve gerçeklik algımızı altüst ederek bizi sey- S6 ve iPhone 6’larla denediler. Çıkardıkları rettiğimiz - bu bir oyun, film ya da konser tablo yüzde 100 tatmin edici olmasa da verdiolabilir - şeyin içine çekecek. Google eylül ğiniz paranın karşılığını fazlasıyla alıyorsunuz. ayında düzenlediği Google I/O konferansında İki markanın da kullandığı QHD ekran Cardboard 2015 konseptini teknoloji meraklılarına tanıttı. Google’ın kartondan ürettiği teknolojisine rağmen, büyüteçler nedeniyle gözlüklerin en büyük avantajı hiç kuşkusuz normalde görmediğimiz pikseller görünür ki düşük maliyeti. Samsung, Sony, HTC ve hale geliyor. Uzmanlar, 4K kalitesine geçilMicrosoft gibi şirketlerin, muhtemelen 1000 mediği sürece bundan daha iyi bir sonuç elde Tl civarında piyasaya çıkacak profesyonel etmenin zor olacağı konusunda birleşiyorlar. modellerine geçmeden önce Cardboard’la ilk Ayrıca, normal telefonlar 60Hz’lik görüntü sanal gerçeklik deneyimlerini yaşamak eğlen- frenkansı kullanırken Oculus Rift modeli için 90Hz’e çıkacağını, Sony ise Morpheus celi olabilir. İnternet ve iletişim devi Google, Oculus Rift, Samsung Gear VR, Sony Playstation VR gibi sanal gerçeklik gözlüklerinin piyasaları istila etmesine kısa bir süre kala, Cardboard adlı kartondan yapılmış, sudan ucuza satılan gözlükleri yaz ayları başında tanıtmıştı. Cardboard, akıllı telefonunuz sayesinde çok makul bir fiyata sanal gerçekliğe adım atmanızı sağlıyor.
22
gözlükleri için 120Hz’i kullanacığını açıklamıştı. Yani düşük frekanslı telefon ekranları görüntünün hafif bulanıklaşmasına neden olabiliyor. Bu iki dezavantaj Google’ın gözlüklerinden değil telefon üreticilerinden kaynaklanıyor.
23
Akıllı telefonların sanal gerçeklik için yeterli olmadıkları bir gerçek. Zaten diğer üreticilerin büyük paralar vererek satın alacağınız ürünleri için akıllı telefonlar gerekmiyor. Ancak yine de Google’ın Cardboard gözlükleri, yukarıda da dediğimiz gibi çok makul bir fiyata sanal gerçeklik deneyimi yaşamanızı sağlıyor. Apple Store ve Android sistemleri için Play Store şimdiden sanal gerçeklik için üretilmiş birçok uygulama içeriyor. Denemesi size kalmış. Çok yakın bir gelecekte Afrika’daki vahşi hayatı anlatan bir belgeseli televizyondan seyredeceğinize kendinizi aslan sürüsünün içinde bulacak, gitme fırsatı bulamadığınız
şehirleri sanki oradaymış gibi gezecek, konserleri en ön sıradan seyrediyormuş izlenimine kapılacak ya da FIFA oyunlarında favori takımınızla golleri kendiniz atacaksınız. Google Cardboard’un Türkiye’de satış fiyatı 30Tl’den başlıyor.
04.
Star Wars’da yeni bir yüz: John Boyega
24
Star Wars’un yeni bölümü ‘The Force adım atan John Boyega, Première dergisine Awakens’ - Güç Uyanıyor’ için geri sayım baş- konuştu. ladı. Aralık ayının ortasında vizyona girecek Babanız rahip. Bunun aktörlük eğitimiStar Wars’un yedinci bölümü, Harrison Ford, Mark Hamill ve Carrie Fisher gibi bundan nizde bir etkisi oldu mu? otuz yıl önce vizyona giren orijinal filmlerde Aslında evet, sanırım. Bunun her zaman de yer alan aktörlerin yanı sıra, yeni simalar da içeriyor. Bunlardan biri de Finn karakte- babanız olarak Obi-Wan Kenobi’ye sahip olmak olduğunu söylerim. Yani yaşaması rini canladıran John Boyega. kolay, yumuşak, hayatın ruhani boyutuna çok Daha önce televizyon dizilerinde rol alan bağlı bir insan. Babamın öğretici, akıl hocası ve sinemaya Star Wars gibi bir dev yapımla yönü her gün yanımda.
Ondan Star Wars’un devamında oynamasını rica etmek lazım. Ciddi olmam gerekirse, Denzel çok beğendiğim, en sevdiğim aktörlerden biri ama benim aktörlük mesleğine yaklaşımımda, diğer aktörler benim için bir rol model olamazlar. Karakterler, evet. Bir röportajda ‘Güç Uyanıyor’un konusunun Star Wars’un 1977’de çıkan birinci bölümüne gönderme yaptığını söylüyordunuz. Biraz detay verebilir misiniz? Aslında bu bir ritm ve tonlama hikayesi, bir de karakterlerin konuşma şekli. Diyaloglar gerçekten çok keyifli, çok enerjik, çok dramatik… yani hikayeyi ilerletme açısından söylüyorum. Bu söylediklerim serinin birinci bölümüyle örtüşüyor. Güç Uyanıyor’da yeni Han Solo’yu mu canlandırıyorsunuz? Dedikodulara göre öyle. Ben bilmiyorum. Çekimlerden sonra ‘Men in Black’te kullanılan aletle hafızamızı sildiler. Filmin adı neydi?
Çok ilginç, sizde bir Denzel Washington havası var…
25
Filmde giydiğiniz yelekten bahsedelim. Çok güzel bir yelek. Sinemanın önemli karakterlerinin güzel yelekleri olmuştur. Mad Max, Drive’da Ryan Gosling’in giydiği mesela…
Benimki bir tasarım harikası. Çok güzel tasarlanmış ama aynı zamanda çok sade. Yeni Herkes öyle olduğunu söylüyor. Sonra? nesil Star Wars’un moda açısından imzası ve Denzel Washington verdiği röpor- olacağını umuyorum. Bu yeleğin hikayede de tajlarda emekliliğe ayrılıp rahip olacağını büyük bir önemi var. söylüyor. Nasıl yani? (gülüyor) İnternette benim Denzel (Sessizlik) Yeleğimin sırları var. Fragmanlarda Washington’un gizli oğlu olduğum yönünde dedikodular dönüyor, biliyor muydunuz? Oscar Isaac’in canlandırdığı Poe Dameron’un
da bu yeleği giydiğini görüyoruz… Peki kimin yeleği? Sizin mi Oscar’ın mı? Bunu söyleyemem. Tanrım! Buna cevap vermem filmin bütün gizemini ortadan kaldırabilir! Fragmanlardan anladığımız kadarıyla oldukça karanlık bir film olacak. Çok yoğun sahnelerin olduğu kesin. Ama yine de eski bölümler kadar eğlenceli ve ilham verici. Orijinal filmler, yani ilk üç bölüm, mizah, aksiyon ve drama arasında dengeyi bulmamız açısından bize ışık tuttu.
26
olduğunu biliyor muydunuz? Duyduğumuz kadarıyla daha önce kullanılmayan bir renk istiyordu… onun için de moru seçti. Sizin de seçme hakkınız oldu mu? Gerçekten mi? Çok şanslıymış. Benim yerime J.J. Abrams karar verdi, basit bir şekilde maviyi seçti. Bana sorsaydı siyahı seçerdim. Siyah renkli ve duman görünümlü bir ışın kılıcı. Bunu görsel açıdan nasıl yaparlar bilemiyorum ama çok tutacağından eminim. Çekimler büyük güvenlik önlemleri altında yapıldı. Hiçbir bir bilginin dış dünyaya sızmaması için uğraşıldı. Sizin açınızdan nasıl geçti?
Bazen gün sonunda sana verilen senarSamuel L. Jackson’un (2005) filmde kullandığı ışın kılıcının rengini seçmeye hakkı yoyu geri vermen gerekiyordu. Bazen de sana
üzerinde öğrenilecek repliklerin olduğu kağıtlar veriliyordu. Sen metni ezbere öğrenirken kapının önünde bir asistan kağıtları geri almak için bekliyor oluyordu. Ama nereye gittiğimizi biliyorduk, o açıdan bir kopukluk olmadı. J.J. Abrams çekimlerin sonunda bize gösterilmesi için küçük bir fragman hazırlanmasını istedi. Tanrım harikaydı! Bunu görmeyi beklemiyorduk. Bu fragman daha da çok kenetlenmemizi sağladı. Senaryoyu okuduğunuzda ağladığınız söyleniyor… Evet aynen öyle oldu. Yani, öyle kendimi tutamadığım bir ağlama değil ama senaryoyu başından sonuna sulu gözlerle okudum. Bu senaryonun kötü oluşundan değil, tam tersine harika bir senaryo. Oynayacağım karakterin, efsane olacak bir filmde bu kadar sık görüleceğini bilmek beni duygulandırdı. (gülüyor) Bir ‘Stormtrooper’ın siyah olamayacağını söyleyen ırkçı saldıralara “aklınızı başınıza toplayın” diyerek göğüs gerdiniz. Gerçekte ne hissettiniz? Sinirlenmedim, üzülmedim. Bir sürü insanın bana arka çıkması beni çok mutlu etti. Pozitif tepkilere sarılıp, sana karşı nefret duyanlara nasıl en iyi şekilde cevap verebileceğini düşünüyorsun. En doğrusu, herşeye rağmen onlara filmi seveceklerini göstermekti. Işın kılıcı antrenmanlarınız nasıl geçti? Film setinde, bu çocukların kılıçlarına benzer, ışın değil de ışık kılıcıyla dolaşıp duruyordum. Hareketler yapıyordum. En çok savunma hareketlerini çalıştım. 27
Filmde Kylo Ren’le bir dövüş sahneniz
var mı? Beraber olduğumuz sahneler var. Fragmanı izledin mi? Kylo’yu karlı bir ormanda görüyoruz, ben de karlı bir ormandayım.. Kim bilir. İnsanların olduğu… sahneler var. Kylo Ren’in yeni Darth Vador olup olmadığını söyleyebilir misin? Çok kuvvetli bir kötü adam olduğunu söyleyebilirim. Aynı Vador gibi. Ancak farklı kötü karakterler var. Phasma var, Andy Sarkis tarafından canlandırılan Snoke var. Her birinin önemli bir rolü var. Star Wars’la tanışmanız nasıl oldu? VHS kasetlerden. İlk defa bir Star Wars izlediğimde 8 yaşındaydım. Hiçbirini sinemada görmedim. Kendimi ‘Güç Uyanıyor’a saklıyorum. Sinemada gideceğim ilk Star Wars’da ben de oynuyorum! Star Wars’un yeni bölümünün en muhteşem, en çılgın sahnesi hangisi? En çılgın sahnesi? Bu soruya cevap vereceğimi mi düşünüyorsunuz?
05.
Yemek için değil, yakmak için
28
Litvanyalı el işi sanatçısı Asta’nın ‘Less Candels’ adı altında piyasaya sürdüğü işlerini görmeden önce evimizde meyve ve sebzelere benzeyen mumlara ihtiyacımız olduğu hiç aklımıza gelmezdi. Sanatçı, kalıplara döktüğü her mumu daha sonra elle boyayarak son derece gerçekçi bir görünüm veriyor. Asta’nın koni şeklindeki karpuz dilimleri, yarıya kesilmiş kiwileri ve limonları ya da içi doldurulmuş mantarları kış aylarının yaklaştığı bu dönemde harika bir dekorasyon malzemesi...
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
06.
Geleceğİn sosyal ağı Twitbook
46
İnternette “Facebook, Twitter’a benzeyen bir uygulama üzerinde çalışıyor” ya da “Twitter gün geçtikçe Facebook’a benziyor” tarzında başlıklar görmüş olabilirsiniz, bunda şaşılacak bir şey yok. Sosyal ağların iki devi Facebook ve Twitter birbirlerini takip etmekten ve karşı tarafın özelliklerini ‘yenilik’ adı altında kendilerine uyarlamaktan kaçınmıyor. Son olarak, Twitter’ın ‘favori’ yıldızının yerine koyduğu kalp bunun iyi bir örneği olabilir.
Böylelikle beğendiğiniz tweet kayıt altına alınıyor ve ileride dilediğiniz zaman tekrar ulaşabiliyorsunuz”.
Alman ve İngiliz üniversitelerinden araştırmacılar Florian Meier, David Elsweiler ve Max L. Wilson, Twitter kullanan öğrencilerine, yıldızın kendileri için ne anlama geldiğini sordu ve tam 25 farklı cevapla karşılaştı. Öğrencilerin yüzde 62’si favori yıldızını Facebook’taki ‘like’ beğenme düğmesiyle eşdeğer görürken, arşivleme olarak görenlerin sayısı ise yüzde 23’tü. Twitter, kendi kullanma kılavuzunda iki seçeneğe tek bir cümle içinde yer veriyordu: “Bir tweeti favorilerinize eklediğiniz zaman, paylaşan kişiye tweetini beğendiğinizi belirtiyorsunuz.
Twitter’ın Facebook’u örnek aldığı tek özellik bu değil. Bugün itibariyle bu iki sosyal ağ birbirinden farklı bir ‘timeline’ kullanıyor. Facebook geliştirdiği algoritma sayesinde ‘News Feed’ bölümünde en çok ortak arkadaşınızın olduğu, en çok beğendiğiniz, yakın çevrenize aldığınız veya en çok iletişimde olduğunuz kişileri öne çıkararak size toplu bir içerik çıkarırken, Twitter ise tweetleri basit bir şekilde zamana göre sıralıyor. Twitter’ın CEO koltuğuna yeniden oturan Jack Dorsey, gün içinde atılan birçok önemli tweeti kaçırmanıza neden olan ‘timeline’ı
Yani favori yıldızı hem beğenme, hem de arşivleme anlamına geliyordu. Profil sayısında Facebook’tan oldukça geride bulunan ve yeni kullanıcı avına çıkan Twitter, sarı yıldızı Instagram’dakine benzer bir kırmızı kalple değiştirerek Facebook’a biraz daha yaklaşmış oldu.
değiştirmek için çalışırken, sene başında “While you were away” yani “siz uzaktayken” özelliğini dahil etmişti. Bu özellik sayesinde son zamanlarda tweetlerini en çok beğendiğiniz kişilerin paylaşımlarını görüyorsunuz. Twitter’ın CFO’su Anthony Noto da şu andaki ‘timeline’ın çok mantıklı olmadığını kabul ediyor. Twitter’ın yakın gelecekte 140
47
karakter politikasını da gözden geçirmesi bekleniyor. Ancak özellik uyarlama sadece tek yönde olan bir şey değil. Rakibinden 1,2 milyar daha fazla kullanıcıya sahip Facebook’un da Twitter’dan aldığı özellikler var. Facebook belli bir süredir insanların ‘arkadaş’ları olmayan profilleri ‘follower’ yani takipçi mantığıyla görebilmesini sağlıyor. 2013 yılından beri Twitter’daki gibi, özellikle ünlülerin ya da kurumların profillerini doğrulatmasını sağlayan bir özellik eklendi. Son olarak da hashtag’ler başladı. Görünen o ki iki sosyal ağ da birbirinin işleyen özelliklerini yakından takip ediyor ve gün geçtikçe birbirine benziyorlar. Kim bilir belki bir gün Facebook ve Twitter birleşirler ve ortaya geleceğin sosyal ağı Twitbook çıkar!
Haftaya görüşürüz:)
15 // KASIM ’15
zete