1 // MART’15
//
01.
MICHEL GONDRY: HERKESİN FİLM ÇEKEBİLMESİ HOŞUMA GİDİYOR //
//
02.
ÇÖLÜN ORTASINDA GÖZ KAMAŞTIRICI BİR VAHA: HUACACHİNA
03.
KLASİK MÜZİĞİN YENİ YÜZÜ: LANG LANG
//
04.
HAYVANLAR ALEMİNİN EN AKILLI BİREYLERİ
//
05.
//
06.
MİMARİ HARİKASI AÇILIR KAPANIR EV NÜKLEER SAVAŞIN EŞİĞİNDEN DÖNÜLEN 9 KRİZ
Editör: Cem GELGÜN
01.
MIchel Gondry: Herkesin film çekebiliyor oluşu hoşuma gidiyor
Fransız yönetmenler arasında Luc Besson’la birlikte Hollywood’a çıkarma yapanlardan biri olan Michel Gondry yeni filmini bitirmek üzere olduğu bugünlerde Première dergisine konuştu. Geçmişte birçok reklam filmine (Levi’s, Nespresso…) ve sayısız müzik klibine (Björk, Paul McCartney, Radiohead, White Stripes, Chemical Brothers…) imza atan Michel Gondry, sinemada da her biri büyük bir başarı yakalayan, Eternal Sunshine of the Spotless Mind ve Be Kind Rewind gibi filmlere imza attı. Kendini tek bir tarzla kısıtlamayan Fransız yönetmen, sinema görüşünü, yaratıcılığı, öğrenme arzusunu ve gelecekte yapmak istediklerini Première dergisine anlattı.
6
Des Jours’la da süperkahraman filmlerine imza attınız. Sizi motive eden şey nedir?
Çağırıldığım yöne doğru gidiyorum. Her seferinde sebepleri farklı olabiliyor. Küçük bir kasabada öğretmen olan teyzemle ilgili belgesel de, sadece onun hikayesini anlatmak istediğimden. Chomsky’le yaptığım belgesel de herkesin paylaştığı bir duygudan, bu tür insanların hep var olmaya devam edebilme arzusundandı. Ayrıca dört yıl boyunca, Philip K. Dick’in Ubik adlı romanının uyarlaması için çalıştım. Sorun şu ki, bir bilim kurgu filmi ticari olmalıdır, oysa K. Dick’in dünyası hiç de ticari değil. Sonunda projeden ayrılmak zorunda kaldım. Şu sıralar ‘Microbe et Gasoil’ adlı, 14 yaşındaki iki gencin otobiyografik Günümüzde belki de tek çok yönlü yönetmen- hikayelerini anlatan filmi bitirmek üzereyim. siniz. Geçmişte kültleşmiş dramatik komedi Yaşıtlarından ve modern toplumdan kopuk ‘Eternal Sunshine of the Spotless Mind’a, ‘Be yaşayan bu iki genç, bir araba inşa etmeye ve Kind Rewind’a, teyzeniz hakkında bir bel- yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu bir arkagesele, Noam Chomsky’yle kayda alınan bir daşımla yapmayı hayal ettiğim ama hiçbir röportaja, ‘The Green Hornet’ ve ‘Les Ecumes zaman gerçekleştiremediğim bir projeydi. Bu
film bir bakıma hayalimi gerçekleştirmenin çözümleri yazdım. Örneğin filmin hazırlade bir yolu. Başlamadan önce Diane Kuyrs’un nışı. Klip dünyasından geldiğim için Human ‘Diabolo Menthe’ filmini ve Robert Bresson Nature’ın her sahnesini, her karesini çizmişfilmlerini izledim. Welles ve Kubrick’ten uzak tim. Sonuç olarak oyuncularımı bir kutunun durmaya çalıştım. Onları çok seviyorum ama içine hapsettim. Kariyerim boyunca, özellikle kalıp olarak çok belirginler. Ben uyumsuz- de belgeseller sayesinde, bazen hayatın size lukları, tutarsızlıkları, kontrolden çıkmaları doğru gelmesine izin vermeniz gerektiğini anladım. Eternal Sunshine için kameranın seviyorum… görünmez olmasını denedim. ‘Be Kind Rewind’da bunu görebiliyoruz… Bu özgürlük Jim Carrey’nin hoşuna gitmiş Hayalet Avcıları ve Geleceğe Dönüş gibi olsa gerek, öyle değil mi? 1980’lerin Amerikan komedilerinin ortamını anlatmaya çalıştım. Bu filmde ayrıca sinema Aslında pek değil. İlk iki sahne boyunca Jim tutkusu etrafında dönen bir ütopya da var. çok iyi bir performans sergiledi. Diyalogları Mesela filmde oyuncuların aralarında kullan- iyi biliyordu ancak daha sonra kendinden o dıkları terimlerin bugün Wikipedia’da oluşu kadar az vermeye başladı ki, bazen bir sahneyi bana gurur veriyor. Süreci benim başlattığımı kırk kere çektiğimiz oluyordu. Her geçen gün iddia etmiyorum ama herkesin film çekebili- durum daha da kötüye gidiyordu. Kendini yor oluşu benim hoşuma gidiyor. Bu nedenle komik yapan yönlerini kaybedeceğini düşü‘Amatör Filmler Fabrikası’nı açtım. Başvuran nüyordu oysa bugün filmin kendi oyunculuğu filmler Paris’te, Sao Paulo’da, Rotterdam’da ve için çok yardımcı olduğunu kabul ediyor. Johannesburg’da gösterildi. Amacım insanlara sinema öğretmek değil, sadece onların da bir Film bir çok insanı derinden etkiledi… kurgu hayal edebileceğini, güzel görüntülere imza atabileceğini ve bundan zevk duyabi- Evet bunu herkes kabul ediyor, kült film belki leceğini göstermek istedim. Herkesin kendi de buna deniyor. Çok büyük bir başarı yakayaratıcı potansiyelini geliştirebilmesini iste- ladı. Bize 20 milyon dolara mal olan film 100 rim. Bu mümkün ama çoğu zaman hayat milyon dolar getirdi. Hiç de fena değil ama elbette bir James Cameron asla değil… buna mani oluyor. Filmlerinize, başının çaresine bakma, tutku ve öğrenim düşüncesi hakim…
7
Doğu ülkelerinin çizgi filmlerini her zaman çok sevmişimdir çünkü nasıl yapıldığını görürsünüz. Bu da size yapma isteği verir. Kendi kendine bir şeye atılınca çabuk öğreniyorsun. Birinci filmim Human Nature’dan sonra derin bir öz eleştiriye giriştim. Film başarısız olduğundan, not defterimde bir tarafa sorunları, diğer tarafa ise getirilebilecek
Eternal Sunshine of the Spotless Mind’ın hala konuşuluyor olması hoşunuza gidiyor mu yoksa bu sizi sinirlendiriyor mu? Hoşuma gidiyor, evet, ama bir yandan da onu unutturacak yeni bir film yapmak istiyorum. Bu gerçekten aklımı kurcalıyor. Box-office’de belli bir yerim olduğunu düşünüyorum ve bunu doğrulayacak işler yapmak istiyorum. Aklımda birçok fikir var ama projeyi derinleştirmek zaman alıyor.
Bu denli aklınızı kurcaladığı için mi bir de yaşadığım tecrübe hoşuma gitti. Ve oradan küçük bütçeli filmden bir büyük bütçeli aldığım parayla kendime ödeme yapmadan filme, belgeselden kurguya geçiyorsunuz? teyzem ve Chomsky hakkındaki belgeselleri Yeni anlatım şekilleri, oyun alanları bul- yaptım. Bana gelen teklifleri görmezden gelecek değilim. mak için mi? Hiç kuşkusuz ki evet. Ama daha önce de dediğim gibi çağırıldığım yere gidiyorum. İş arar gibi. Afro-Amerikalı göçmenlerin müziğini anlatan ve Brooklyn’de geçen Bloc Party için, komedyen Dave Chapelle kendisi bana geldi. Lise yıllarımda aklımda gelen bir fikre dayanan We and the I’ın çekimlerini yaparken Sony ‘The Green Hornet’ teklifiyle geldi. Film üzerinde çok az kontrole sahip oldum. Elimden geleni yaptım. Marvel hayranları ve geek’ler tarafından hakarete uğradım. Film sanırım yurt dışında daha iyi karşılandı.
‘Microbe et Gasoil’in montajını yapyorum. Sonrasını bilmiyorum. Bu Fransız yapımı küçük bir film, bundan sonra Amerikan yapımı daha büyük bir filmle devam etmek isterim. Genellikle bir film yaparken bir sonraki filmi ana hatları kafamda oluşur. Ama bu sefer öyle olmadı. Bu beni rahatsız ediyor ama işin içinden çıkacağım. On iki yılda on uzun metraj yaptım. Hiç de fena değil. Sonra bir Pele’nin kariyerinde 1000 gol attığı geliyor…
Yapımcıların sizi iki dakika yalnız bırakmayacağını bilerek filmi kabul ettiniz yani...
Guinness Rekorlar Kitabı’nda olmak hoşunuza gider miydi?
Sony’le gerçekleştirdiğimiz bir toplantıyı hatılıyorum. Filmi tanıtıyorum, herkes kabul eder gibi görünüyor. Sonra aradan biri çıkıp gözlerimin içine bakarak: “Eternal Sunshine gibi, bir omuzunda kamera, karlı bir görüntüye sahip yazar filmi yapmamalısın” dedi. Olur dedim ve Sony projeyi verdi. Ama çekimler sırasında her sahnede o “Olur” aklıma geliyordu. İki yüzlü ve yalancı olmak istemiyordum, belki de onun için kendimi sansürledim.
Çok uzun süre en çok ödül alan reklam olarak bir numarada kalan Levis sayesinde ismim rekorlar kitabındaydı. Ben rekorlar aramıyorum, sadece sevdiğim sanatçıların bana ilham verdiğini hissediyorum.
Peki büyük bir gişe filmine imza atmak istiyorlarsa niye size geldiler?
8
Şu sıralar neler yapıyorsunuz?
Kim gibi? Welles’den bahsetmiştiniz… Clouzot, Charlie Chaplin ve Billy Wilder. UniFrance’ın organize ettiği ‘MyFrenchFilmFestical.com’ yarışmasının jüri başkanı oldunuz…
Beni arayan, oyuncu - senarist ve yapımcı UniFrance’ın bana jüri başkanlığını vermesi olan Seth Rogen oldu. Tarantino teklifi geri gurur verici bir şey. çevirmişti. Eternal Sunshine’ı sevdiği için bana filmi teklif etti. Ama asıl sorumlular, Elbette ama siz de rastgele biri değilsiniz… ipleri elinde tutanlar Seth Rogen’la Evan Goldberg’di. Biraz gözetim altındaydım. Yine Tabii ki ama Fransız sinemasının yurt dışında
elde ettiği sonuçlar ve Luc Besson’un Lucy fil- fazla efekt seçeneği sunuyor. Ben o an karar minin rakamları açıklandığındanda kendimi vermeyi, o enerjiyle hareket etmeyi tercih edenlerdenim. bir kum tanesi gibi hissediyorum. Biliyor musunuz birçok kişi filmlerinizi Luc Besson’unkilere tercih ediyor….
Birinci Nespresse reklamını sizin çektiğiniz doğru mu?
Evet ama sayıları daha az. Sık sık sinemaya gidiyorum ama filmleri yargılamak bana garip geliyor.
Evet ama ben hiçbir şey yapmadım. Sadece iyi bir senaryo çektim.
Yeni teknolojilerle aranız pek iyi değil diye duyduk.
9
Tarihin birinci “What else?”ini çektiniz ve umurunuzda değil, öyle mi?
Hayır… yani evet. Pek umurumda değil Evet ben oldukça mekanik biriyim ama diji- çünkü kim olsa bunu yapabilirdi. Zaten ben tali de kullanmasını biliyorum. Dijital bize kahvemi insanlarla tanışabileceğim, konuşapost prodüksiyon aşamasında neredeyse biraz bileceğim barlarda içmeyi tercih ediyorum.
02.
Huacachina, çölün ortasında göz kamaştırıcı bİr vaha
10
11
Huacachina, Peru’nun başkenti Lima’nın 300km güneyinde, çölün ortasında, palmiyelerle çevrili bir vahanın etrafına kurulu, sihirli bir kasaba. Turistik açıdan Machu Picchu’nun ve Cusco’nun gölgesinde kalan Huacachina’da 96 kişi yaşıyor. Dünyanın en kurak çöllerinden Atacama çölünde bulunan vaha, 1940 ve 1950’li yıllarda şifa arayan Peruluların uğrak noktasıydı. Küçük mağazaların, motellerin, restoranların ve bir kütüphanenin bulunduğu Huacachina bugün çölde safariye çıkan turist gruplarına unutamayacakları bir ortam sunuyor. Küçük bir lagun, palmiyeler, kum tepeleri ve ufukta batan güneş… Efsaneye göre, bir avcı bu noktada, bir su birikintisinde yıkanan bir Inka prensesiyle karşılaşır. Prensesin kaçmasıyla su birikintisi vahaya dönüşür ve Huacachina adını alır.
12
13
14
15
03.
Klasİk müzİğİn yenİ yüzü: Lang Lang
16
17
Berlin, New York, Londra ya da Tokyo’da kon- Kış ayları çok zorlu geçerdi. Shenyang’da hava ser biletleri aylar öncesinde tükeniyor, insanlar sıcaklığı -30 dereceye kadar düşebilirdi ama en kara borsada bilet bulabilmek için kuyruğa azından hoş bir ortamda yaşıyorduk. Tüm komgiriyor. Dünyanın en prestijli konser salonları şularımız müzisyenlerden oluşuyordu ve her ve orkestraları onunla çalışabilmek için birbir- yerde enstrümanlar vardı. Her evde bir piyano leriyle yarışıyor. O, klasik müziğin yeni yüzü. olur ve herkes çalardı. Sabahtan akşama kadar Genç, sempatik, dinamik ve hırslı. Piyanoya komşuların çalışmalarını duyardık. Nesiller 3 yaşında başlayan ve bugün zamanını dünya- arasında bir kırılma olduğunu hatırlıyorum. nın dört bir yanında konserler vererek geçiren Ailelerimiz geleneksel Çin müziği çalarken, Çinli piyanist Lang Lang, Shenyang’dan Pekin’e, gençler daha çok batı ezgileriyle ilgilenirdi. Philadelphia’ya ve oradan New York’a uzanan hayat hikayesini, Tom and Jerry’yle başlayan Anneniz ne yapardı? müzik merakını, babasının desteğini ve kabus gibi geçen konservatuar yıllarını Paris Match’a Genç bir kızken şarkıcı olmak istiyordu ama hayalini, bilimsel enstitüde sekreterlik işi için anlattı. bir kenara bırakmak zorunda kaldı. Rahat ve Doğum yeriniz Shenyang’da neden askeri loj- hoşuna giden bir işti… manlarda yaşıyordunuz? Duyduğumuz efsaneye göre müziğe olan ilgiÇünkü askerler orada kalırdı. Babam hava kuv- niz siyah beyaz bir televizyonun karşısında bir çizgi film seyrederken doğmuş… vetleri orkestrasında müzisyendi. 18
Geriye nasıl anılar kaldı?
Emin olun ki 1980’lerde bizim televizyonlarımız
bile renkliydi! Ama çizgi film meraklısı olduğum doğru. Geleneksel Çin hikayelerinin bir kahramanı olan Monkey King ve Tom and Jerry’yi çok seviyordum.
Çin’de açtığım Lang Lang Music World okullarımın başında bulunuyor. Bu mutluluk babamın bir üstün yetenekli olduğumu anladığı gün son buldu. Beni Pekin’e götürmek için işine son verdi ve zor bir dönem başladı.
Kaç yaşınızdaydınız? Neden? 18 aylıktım. Çizgi filmlerin inanılmaz güzel orkestral müzikleri olurdu. “The Cat Concerto” 9 yaşında Pekin konservatuarına girdim ve adlı 1947 yapımı filmde, Tom piyanoda Fransz benim için cehennem gibiydi. Kendimi yalnız Liszt’in Macar Rapsodisi’ni çalar ve bu, yuva- hissediyordum, Shenyang’da kalmış annem çok sını Steinway piyanonun içine kurmuş olan uzaktaydı. Babamla işkenceci hocalar arasında Jerry’yi uyandırır. Takiben nefes kesen müzikal kalmıştım ve birçok kez piyanoyu bırakmanın eşiğine geldim. bir kovalamaca başlar. Bu çizgi filmin, sahnedeki coşkulu hareketlerinizi etkilediği söyleniyor. Bu mümkün. Küçükken çok utangaç bir çocuktum. Piyano ve müzik benim tek iletişim aracımdı. Bütün hislerim buradan geçiyordu. Halen de biraz öyle. 3 yaşında Shenyang konservatuarına girdiniz. Bu biraz genç değil mi? Çin’de değil. Babam beni ilk öğretmenim bayan Zhu’ya götürdü. Zhu benden şarkı söylememi, dans etmemi ve ona bir hikaye anlatmamı istedi. Ona ormandaki kurtları anlattım. Son olarak da komik bir şeyler duymak istedi, arkadaşlarımın bana öğrettiği bir fıkrayı anlattım… İlginç bir metod! Aslında açık olup olmadığımı ve en önemlisi de iyi bir yorumcu olmak için yeterince hisse sahip olup olmadığımı anlamak için iyi bir yöntem. Sizinle sert miydi? 19
Asla! Çok yakın arkadaşlar olarak kaldık. Bugün
Neler hissediyordunuz? Yetenekli olduğumu anladığımda, bu bana büyük umutlar aşılamıştı ama bir yandan da aynı oranda baskıyı da. Hayallerimi hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğimi düşünerek korkmaya başlamıştım. Hocalarım neredeyse beni darmadağın etmişlerdi. 11 yaşında intiharı düşündüğüm oldu. Bir gün kendime “Bırakıyorum” dedim. Eve dönmek, annemi görmek ve normal bir hayata sahip olmak istiyordum. Bu hissiyat birkaç hafta sürdü sonra bir kırılma anı yaşandı. Bir ilkokula ziyarete gitmiştik, benden piyanoda bir parça çalmamı istediler. Önce istemedim ama sonra piyanonun başına oturdum ve o anda, öğretmenlerimden uzak, klavyeye ellerimi koymanın ve müzik yapmanın zevkine yeniden eriştim. Çok belirleyici bir gündü. 13 yaşında dünyayı dolaşmaya başlıyorsunuz. İlk uluslararası yarışmam için Almanya’ya gittim. İlk defa uçağa biniyordum. Paris’te Charles de Gaulle havaalanında aktarma yaptım. Havaalanı da olsa Fransa’ya ayak basmıştım! Genç bir Çinli için bunun ne anlama geldiğini
tahmin edemezsiniz… Aileme bir sürü kart postal yolladım. 15 yaşında ise Philadelphia’ya okumaya gittiniz. Anlaşılan “Amerikan Rüyası” sizi büyüledi…
çürütmeyi başaramadı! Herşey annem yanımıza gelince çözüldü. Daha yumuşak ve sakin bir kadın… İkimizi de çok rahatlattı. 19 yaşında, Carnegi Hall’daki ilk konseriniz büyük bir geceydi. Ama herhalde aynı şekilde çok stresliydiniz…
Amerika’da yaşamayı çok sevdim özellikle de çok güçlü olduğu 1990’lı yıllarda. Herşey çok basitti, Aslında ilginç şekilde sakindim. Konser salonherkes çok rahat ve cana yakındı! Baskı altında larına bayılıyorum, diğer yerlerden daha özgür ezilen bir çocuk için yeniden nefes almak gibi olduğum hissine kapılıyorum. Her sanatçı bir şeydi. Ama en çok hoşuma giden şey hoca- kendine New York’ta yer edinmek ister. Birkaç larım Gary Graffman ve Curtis’le çalışmak oldu. hafta Ridley Scott’un Gladyatör filminden çok Bana “sürekli yarışta olmayı, en iyi olmaya çalış- etkinlenmiştim… Carnegie’deki konser daha da mayı bırak. Çok gerginsin, bu müziği yaşamanı inanılmazdı! engelliyor” derlerdi. Büyük bir devrim! Uluslararası bir şöhrete kavuştuğunuz güne denk geliyor. Tanınmışlığı nasıl yaşıyorsunuz? Aileniz yanınızda mıydı? 20
Başta sadece babam. Ama mutluluğumu
Büyük bir mutlulukla. Saat farklı beynimi allak
burslar, enstrümanlar veriyor, en iyi öğretmenlere erişmelerini sağlıyoruz. Dünya çapında çok sıkı bağlantılarınız var… Shenzhen ve Shanghai’daki okullarıma New York’taki Julliard School’dan hocalar getiriyoruz. Londra ve Paris konservatuarlarıyla iletişimdeyim. Fondation Louis Vuitton’la olan ilişkilerim sayesinde Çinli öğrencileri Avrupa’ya masterclass’lara getiriyoruz. Nikolaus Harnoncourt yönetiminde kaydettiğiniz “Mozart Album”den nasıl bir ders çıkardınız?
bullak etse de, valizlerimi koyacak zamanım olmasa da, seyahat etmeyi seviyorum. Gittiğim her şehirde, sanat ve moda dünyasından yeni arkadaşlar ediniyorum. Etkileyici şeyler keşfediyorum. 32 yaşınızdasınız ve son bulmayan yolculuklar bir aile kurmanıza mani oluyor sanki. Elbette hayatımın kadınıyla tanışmak ve çocuk sahibi olmak istiyorum. Bir aile kurma ihtiyacını hissedenlerdenim. Daha az çalsam bu belki mümkün olurdu. O gün gelecek. Çocuklardan bahsetmişken, çocuklar için bir dernek kurdunuz.
21
Evet benim için konserlerden daha önemli bir şey. Hayallerini gerçekleştirecek imkanlara sahip olmayan o kadar çok çocuk var ki. Onlara
Eşsiz bir tecrübe! Nikolaus Mozart’ın herşeyini biliyor. Beni Mozart’ın hem folklorla hem de ruhani ezgilerle dolu dünyasına daldırdı. Nota sehpasına vurup orkestraya “Çok temiz çalmayın lütfen… çok beraber olmasın!” deyişi hala gözümün önünde. Birleşmiş Milletler adına barış sözcülüğü yapıyorsunuz. Müziğin bir şey değiştirebileceğine inanıyor musunuz? Müzik kültürler arasında bir köprü gibidir. Sınırları kaldırıp, aynı dili konuşmadığımız insanlarla iletişim kurmamızı sağlar. Bir orkestranın içerisinde bütün farklılıklar birbirine karışır ve buharlaşır. Herkes kendini aynı şeye verir, çaldıkları müziğe. Olabilecek en iyi çimentodur. İnançlı biri misiniz? Cazcı arkadaşım Herbie Hancock Budizmi seçti. Piyano çalmadan önce küçük bir dua okur. Ben kendimi Buddha’yla İsa arasında bir yerlerde görüyorum, yukarıda bizden üstün bir güç olduğuna inanıyorum.
04.
Hayvanlar aleminin en ‘akıllı’ bireyleri
22
23
İnsanoğlu, fiziksel eksikliklerini zekasıyla kapattığı için besin zincirinin en tepesine oturabildi. Öyle ki eşit zeka ve yaratıcılıkla, muhtemelen bir aslana, gorile ya da file karşı hiçbir şansımız olmazdı. Şempanze, orangutan ve goril ailelerinin bulunduğu ve DNA’mızın yüzde 95’ini paylaştığımız büyük maymunlar bugüne kadar (insanoğlu dışında) en akllı hayvanlar olarak görülüyordu. Ancak yapılan araştırmalar ‘entellektüel’ olarak bize yakın olan başka hayvan türlerinin de olduğunu gösterdi.
24
çözümlere ve karar mekanizmalarına göre ölçmeyi karar verdiler. Ev hayvanlarımız dahil birçok hayvan türü, belirli bir zekaya ve öğrenme kabiliyetine sahiptir, ancak sadece çok azı bu alanda sivrilirler. Bugünü ve gelecekte olacakları belirleyecek bir karar almak adına geçmişte yaşadıklarını hatırlama ve ona göre çözüm üretme kabiliyetine sahip olanlar ise binlerce tür arasından sadece birkaçıdır. Memelilerden kemirgenlere ve su altı dünyasına kadar, hayvanlar aleminin en ‘akıllı’ bireylerini tanıyalım.
Bir hayvanın zekasını belirlemek, herhangi bir İnsana en yakın: Büyük maymunlar ölçeğe yerleştirmek ya da başka türlerle karşılaştırmak oldukça zor bir şeydir. Bir hayvanın Rodin’in ‘Düşünen Adam’ının yerine rahatlıkla IQ’sundan bahsedemeyiz mesela. Biliminsanları, ‘Düşünen Maymun’u koyabiliriz. Sinemadaki gibi yıllar boyunca akıllı hayvan türlerinin zeka- insanoğlunun egemenliğine son verecek seviyede larını belirleyecek ve kategorilere ayıracak bir değiller ama özellikle de şempanzeler, insandan yöntem arayıp durdular. Bunun sonucunda, sonra hayvanlar aleminin en akıllı hayvanları olahayvanın zekasını, doğal ortamlarındaki davra- rak öne çıkıyor. Büyük maymunların karmaşık nışlarına, öğrenme yetilerine, sorunlara ürettikleri problemleri çözme, karar verme ve çevrelerinde
buldukları nesnelerden aletler yaratarak avlanma kabiliyetleri var. Maymunlar ayrıca, seneler boyunca görmedikleri bir insanı ya da hemcinsini hatırlamalarını sağlayacak hafızaya sahipler. Laboratuar ortamında ise sembollerle cümleler kuruyorlar. En iyi öğrenci: Domuz Dünyanın en sevilmeyen hayvanlarından biridir domuz. Tüketimi iki din tarafından yasaklanan ve adı halk arasında negatif bir çağrışım için kullanılan domuz aslında düşünüldüğü kadar kirli ve aptal değildir. Yapılan araştırmalar sonucunda domuzların üç yaşındaki bir çocuk kadar akıllı olabilecekleri ortaya çıktı. Kapasiteleri maymunlara göre çok daha kısıtlı olsa da, domuzlar maymunlardan çok daha hızlı öğreniyorlar. Bu da onları hayvanlar aleminin en iyi öğrencileri arasında birinci sıraya yerleştiriyor. Domuzlar kendi isimlerini tanıdıkları gibi çevrelerindeki 30 bireyi da rahatça tanıyabiliyor.
25
En mantıklısı: Fare Fareler çok akıllılardır… sanırım bunu hepimiz biliyorduk. Ama mantık yürütüp kendileri için en iyi çözümü seçiyor olmaları, bundan haberimiz yoktu. Görüşü kısıtlı olsa da, gelişmiş koku alma kabiliyetleri sayesinde fareler hata yapmadan bir labirentin içinden çıkıp yemeğe ulaşabiliyor. İşin en ilginç tarafı ise kuvvetli hafızaları sayesinde, çok çözümlü bir labirentte her seferinde en kısa yolu seçiyor olması. Karşılarındaki soruna mantıklı çözümler arayan fareler hayvanlar aleminin en akıllı bireyleri arasında yer alıyor. Kendilerine numaralar öğretebilir, bir sirk hayvanı gibi eğitebilirsiniz. Afrika ülkelerinden Gambiya’da ise fareler, mayınları tespit etmek için eğitiliyorlar. En kurnazı: Karga La Fontaine’in masalında tilki karganın ağzından peyniri kapsa da, araştırmalar kargaların tilkilerden daha kurnaz olduklarını ortaya koydu.
Çevrelerine kolaylıkla adapte olan kargalar, kendi çıkarları için çözüm üretmekten, kurnazlık yapmaktan kaçınmaz. Örneğin şehirlerde, çevreden topladıkları cevizleri sokak ortasına bırakarak bir arabanın üzerinden geçmesini bekler, sonra pike yaparak kırılan cevizi alırlar. Araştırmalar ayrıca kargaların çok iyi bir hafızaya sahip olduklarını, insanların suratlarını tanıyabildiklerini ve en kötüsü de kin besleyebildiklerini ortaya koydu. Hitchcock haklıymış. Her alanda gelişmiş bir hayvan: Fil
26
Filler asla unutmaz derler. ‘Fil hafızalı’ deyişi de buradan gelir. Ancak fillerin iyi oldukları tek nokta sadece hafızaları değil. ‘Farkındalık’ sahibidirler ve sorunlarına çözüm arayabilirler. Grup halinde hareket ediyor, birbirleriyle haberleşiyor, yardımlaşıyorlar. Bir su birikintisine düşen ve çıkamayan yavru file yardıma gelen yetişkin fillerin videosu izlenme rekorları kırmıştı. Filler ayrıca insanların konuştuğu dili anlayabilir, karşısındaki insanın
cinsiyetini ve yaşını algılayabilir, kendisi için tehdit oluşturup oluşturmadığına karar verebilir. En yaratıcısı: Yunus Yunusların okyanusların en akıllı hayvanları oldukları kimse için sır değil. ‘Farkındalık’ sahibi yunuslar, kendilerini ve sürü bireylerini tanıyabilir, öğrendiklerini ve tecrübelerini genç yunuslara aktarabilirler. Oyun oynamaya ve avlanmaya gelince, yunuslar hayvanlar aleminin en yaratıcı bireyleri olarak öne çıkıyorlar. Doğla ortamlarında oyun oynuyor, aralarında iletişim kuruyorlar. Bir yunus sürüsünü inceleyen araştırmacılar, genç yunusların kuralları belirli, birçok farklı oyun oynadıklarını tespit etti. Yunuslar avlanıreken de beraber hareket ediyor, stratejiler geliştirebiliyor. İyi bir hafızaya sahip olan yunuslar, ayrı kaldıkları aile bireylerini 30 yıllık bir aradan sonra tanıyabiliyorlar. En gözlemcisi: Sincap
Kurnazlık konusunda sincaplarla kargalar yarı- korumanın en iyi yolu yılan kılığına girmektir. şabilirler. Sincaplar, yuvalarını ve yiyeceklerini sakladıkları yeri ele vermemek için şapkadan En bağımsızı: Ahtapot türlü numaralar çıkarabilir. Örneğin bir çok yere küçük miktarlarda yemek saklayarak asıl koru- Ahtapotlar bugüne kadar bilimsel araştırmaların nağını gizleyebilir ya da takip edildiğini anladığı biraz uzağında kaldı, hatta neredeyse unutuldu. taktirde, yemek saklama numarası yapıp, onu av Ancak okyanus bilimcilerin son yıllarda gerçekleşolarak gören hayvana yanlış bilgiler verebilir. Çok tirdikleri çalışmalar ahtapotların insanlar gibi kısa iyi bir hafızaya sahip olan sincaplar, kış aylarına ve uzun süreli hafızaya sahip olduklarını ortaya hazırlık olarak bir çok yere yuvalar ve yiyecek koydu. Şekilleri ve motifleri tanıyabilen ahtapotdepoları kurabilir. Ayrıca usta bir gözlemci olan lar kendileri için tehdit oluşturan canlıları ayırt sincaplar, tehlike teşkil eden yırtıcı hayvanların edebiliyor. Çok dar alanlardan kurtulabilmek hareketlerini gözlemleyerek, kendi hareketlerini için çözümler üretmekte ustalaşan ahtapotönceden planlayabilir, çevrelerine adapte olabi- lar ayrıca fareler gibi labirentlerden çıkabiliyor lirler. Dahası, Kaliforniya’da yaşayan bir sincap ya da kollarıyla yiyecek içeren kutuları açabilitürü, vahşi hayvanlardan kaçmak için çıngıraklı yor. Almanya’da akvaryumda yaşayan ‘Paul’ adlı yılanların yuvalarına girerek kokularının üzer- ahtapot ise 2010 Dünya Kupası boyunca yaptığı lerine sinmesi için çabalar. Sincap için kendini tahminlerle dünya gündemine oturmuştu.
27
05. Mimari harikası açılır kapanır ev
28
İngiltere’de faaliyet gösteren dRMM mimari bürosu ‘Sliding House’ (Kayan Ev) adını verdiği açılır kapanır bir eve imza attı. Suffolk yöresinde yaşayan müşteriler için tasarlanan ve ray sistemi sayesinde açılır kapanır bir yapıya sahip olan evin tüm odaları gün ışığından üst düzeyde yararlanabiliyor. Evin 20 tonluk strüktürü yavaşça kayarak açılırken, cam iskeletten oluşan iç yapısı ortaya çıkıyor. Yaz aylarında güneşten faydalanırken, kış aylarında ise sıcak ve konforlu bir kır evi havasına bürünüyor.
29
30
31
32
33
06. Nükleer savaşın eşiğinden dönülen 9 kriz
34
35
36
1945 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin, 1950 A.B.D - Kuzey Kore birinci perde Nagasaki ve Hiroşima’ya iki atom bombası atmasıyla sonlanan II. Dünya Savaşı’nın ardından 30 Kasım 1950, Truman Beyaz Saray’da gazetegeride bıraktığımız 70 yılda, dünya birçok kez cilerin sorularını yanıtlıyor. “Yaşanan krize karşı nükleer savaşın eşiğine geldi. 1962 yılında, ulus- elimizdeki tüm imkanları kullanmaya hazırız. lararası kamuoyu nefesini tutmuş, Moskova ve Sayın Başkan bu atom bombasını da kapsıyor mu? Washington’dan gelecek haberleri beklerken, iki - Her zaman ki gibi. Atom bombası silahlarımıztarafın sağduyusu yüzbinlerce insanın hayatını dan sadece biri”. ABD ordusu, haziran ayından kurtarmıştı. Küba füze krizinin ulaştığı boyut beri, Güney Kore’ye giren Kuzey Kore ordusuna tarih kitaplarında kendine yer buldu ancak bu ve savaşa sonradan dahil olan Çin’e karşı savaş vaka nükleer savaşın eşiğinden dönülen tek vaka veriyor. Truman, ibrenin tersine dönmesi riskine değil. karşı, 9 nükleer başlık taşıyan bombardıman uçaklarını Guam Adası’na gönderiyor. Orduların Atom bombasına sahip devletler, şaşırtıcı bir başında bulunan General MacArthur ise Yalu şekilde çok yakın bir tarihe kadar, kitle imha sila- nehri üzerine bir baraj inşa ederek radyoaktif hını krizlere çözüm olarak gördü. Her ne kadar maddeler kullanılmasını teklif etmişti. Tarihçi kimse düğmeye basmamış olsa da, bombanın Jacques Villain’e göre, başkan Truman, uluslarakullanımı birçok kez gündeme gelmiş, bazen sağ- rası kamuoyunun tepkisinden ve ülkesinin beş yıl duyuyla yaklaşılarak, bazen de pratik nedenlerden arayla ikinci kez atom bombasına başvurmasındolayı bundan vazgeçilmişti. 1950’den başlayarak dan dolayı imajının zedenlenmesinden çekindiği 2002 yılına kadar dünyanın kıl payı atlattığı 9 için planını askıya aldı. Sonuç olarak Kuzey Kore nükleer savaş vakası. ordusu geri püskürtüldü ve Kore Savaşı’ndan
günümüze yadigar sorunlar kaldı.
1958 Ay’a atom bombası
1954 ABD’den Fransa’ya ‘ahlaksız teklif ’
Uzay yarışının kızıştığı 50’li yılların sonlarında ‘Sputnik’in uzaya gönderilmesiyle Sovyetler’e geçilen ABD, rakibinin gözünü korkutmak için kötü sonuçlar doğurabilecek bir plan yaptı: Ay’da atom bombası patlatmak. Hava kuvvetlerinin özel silah programlarında çalışan fizikçiler tarafından düşünülen proje, Ay’ın karanlık yüzünde bomba patlatarak “sizi her yerde vurabiliriz” mesajı vermeyi amaçlıyordu. Böyle bir patlamanın doğuracağı sonuçlar kestirilemediğinden proje 1959 yılında iptal edildi. Yıllar sonra, demir perdenin yıkılmasıyla Sovyetler’in de benzer planlar içinde olduğu ortaya çıktı.
Birkaç yıl öncesinde, Kore Savaşı sırasında atom bombasını kullan(a)mayan ABD, 1954 yılında, aynı coğrafyada sıkışmış Fransa’nın kapısını çaldı. Stratejik Dien Bien Phu şehrinin düşmek üzere olduğu günlerde, Fransız dostlarının emperyal sıfatından ziyade komünizmin bölgede yayılmasından korkan ABD, Paris’e gönderdiği dışişleri bakanı John Foster Dulles aracılığıyla Fransa’ya bir teklif yaptı: “İki atom bombasına ne dersiniz?”. Duydukları karşısında şaşkına dönen Franızlar teklifi geri çevirdi. Yaşanan bu olay, Fransa’nın ABD’ye bağlı kalmamak için 1960 yılında kendi nükleer silahını üretmesine neden oldu.
37
1961 Berlin’i kurtarmak için Moskova’yı
havaya uçurmak Soğuk Savaş’ın kalbinin attığı bir yer varsa, orası hiç kuşkusuz ki iki tarafın ordularının burun buruna olduğu sembol şehir Berlin’dir. 1961 yılının 13 Ağustos sabahı iş makinelerinin gürültüleriyle uyananan Berlinliler, şehri ikiye bölecek duvarın yükelişine tanık oldular. Beyaz Saray’da acil olarak toplanan Amerikalı yetkililer, Sovyetler Birliği’nin nükleer füzelerle vurulmasını içeren çeşitli çıkış senaryolar geliştirdi. ‘Single Integrated Operational Plan’ adı verilen operasyon büyük şehirleri eşzamanlı olarak atom bombalarıyla vurmayı öngörüyordu. Kennedy karşı çıktı. Güvenlik konseyinden Carl Kaysen sadece balistik hedeflerin vurulmasını önerirken, Pentagon ise sert bir darbe vurulmasından yanaydı. Her şekilde savaştan uzak durmaya çalışan Kennedy ise duvarın kalmasından yana görüş bildirdi: “Belki gurur verici bir karar değil ama savaşa tercih ederim”. 1968 Vietnam’a atom bombası Vietnam savaşının en ateşli günlerinde 6.000 denizcisi Khe Sanh üssünde kapana kısılan Amerikan ordularının komutanı General Westmoreland, Vietkong’ların ilerleyişini durdurmak için kimyasal ve nükleer silah kullanılmasını önerdi. Senaryo bir ay boyunca enine boyuna incelendi ama sonuç olarak geri çevrildi. Dışişleri bakanı Robert McNamara başkan Johnson’a ilettiği raporda atom bombasının neden kullanılmaması gerektiğini anlatılıyordu. Sebep: coğrafyanın engebeli oluşu atom bombasının etkisini azaltır!
38
Durumu fırsat bilen Sovyet lider Brejnev, komşusunu nükleer silahlarla vurarak dize getirecek bir plan hazırladı. Peki ABD’nin bu savaşa tepkisi ne olacaktı? Brejnev, Nixon’u arayarak tarafsız kalmasını talep etti ama Nixon bunu reddetti. Sovyetler Birliği’ne verilen notada Çin’e saldırılacak olursa büyük Sovyet şehirlerinin atom bombalarıyla vurulacağı bildiriliyordu. ABD’nin Asya kıtasında Sovyet egemenliğine göz yumması düşünülemezdi. Bazı durumlarda düşmanımın düşmanı dostumdur. 1973 Mısır ve Suriye’yi vurmaya ramak kala 6 Ekim 1973 sabahının ilk saatleri. Suriye ve Mısır orduları sürpriz bir operasyonla İsrail topraklarına giriyor. Sayı olarak azınlıkta olan İsrail ordusu üç günde 50 uçak ve 500 tank kaybetmişti bile. Ağır bir darbe alan birliklerin bu şekilde kayıplar vermeye devam etmesi İsrail’in sonu olacaktı. 9 Ekim günü savunma bakanı Moshe Dayan, başbakan Golda Meir’e başka çarelerinin kalmadığını, Arap ilerleyişini durdurmak için Şam ve Kahire’yi atom bombalarıyla vurmak zorunda olduklarını bildirdi. Bu öneriye şiddetle karşı çıkan Meir, ABD’yi yardıma çağırdı. Kumanya ve silah ikmalini sağlayan ABD, İsrail ordusunun Suriye ve Mısır cephlerinden zaferle ayrılmasına yardımcı oldu. 1983 Tatbikat nükleer felakete yol açacaktı
Kasım 1983, ilişkiler gergin. Sovyetler Birliği Afganistan’da savaşıyor, ABD ise iktidarı ele geçiren marksist devrimcilere müdahele etmek için Karayipler’in Grenada adasını işgal ediyordu. 1969 Düşmanımın düşmanı dostumdur Aynı dönemde NATO savunma sistemini test etmek için “Able Archer” tatbikatı için düğmeye 60’lı yılların sonlarında Sovyetler Birliği’yle bastı. 2 Kasım sabahı Sovyet istihbaratı ele geçirÇin savaşın eşiğine geldi. Ortak sınırları konu- dikleri “tatbikat” başlıklı NATO yazışmalarını sunda anlaşmazlık yaşayan iki komünist ülke ‘acil’ koduyla Kremlin’e geçti. Sovyetler Birliği’ne Ussuri nehri üzerinde egemenlik talep ediyordu. saldırmak için tatbikat süslemesinden daha iyi
ne olabilirdi ki? Alarm verilmiş, üst düzey savaş durumuna geçilmişti. Avrupa’da Sovyet tankları sınırlara konuşlanmış, hava üslerinde bombardıman uçaklarına füzeler yüklenmiş, denizaltılar Atlantik ve Pasifik okyanuslarında yerlerini almış, nükleer kodlar girilmişti. Herkes olası bir saldırıya cevap vermek için tetikteydi. Korkulan olmadı ve tatbikatın sona ermesi ile yaşanan gerginlik son buldu. Tarihçi Jacques Villain, Able Archer tatbikatı sırasında Küba füze krizinden sonra, savaşın hiç bu kadar yakın olmadığını belirtiyor. 2002 Pakistan ve Hindistan karşı karşıya 1947 yılından beri Keşmir bölgesi için sık sık
39
karşı karşıya gelen Hindistan ve Pakistan arasındaki ilişkiler, 2002 yılında Pakistanlı teröristlerin Hindistan parlamentosuna saldırı düzenlemesiyle iyice gerildi. Hindistan’ın ordusunu harekete geçirmesine Pakistan aynı şekilde cevap verdi. Ocak ayında bir milyon asker Keşmir bölgesinde hazır bekliyordu. Pakistan cephesinde Muşerref, tehdit edildiklerini ve nükleer silah kullanmaya hakları olduğunu söylerken, Hindistan başbakanı Vajpayee ise aynı şekilde cevap vereceklerini belirtiyordu. Dünya bir kez daha nükleer savaşın eşiğine gelmişti. Kriz birkaç hafta sonra, uzun süren diplomatik görüşmeler ve Pakistan’ın Hindistan’a terörist grupları kontrol edeceğine dair söz vermesiyle son buldu.
Haftaya görüşürüz:)
1 // MART ’15
zete