25 // EKİM ’15
//
01.
LUKE SKYWALKER ‘KARANLIK TARAF’A GEÇMİŞ OLABİLİR Mİ? //
02.
ÇIPLAKLIĞI ARAYAN ADAM: JOAQUIN PHOENIX
//
03.
//
04.
SULAR ALTINDAN ÇIKAN TARİH
JOSEPH GORDON-LEWITT CAMBAZLIĞA SOYUNUYOR //
//
05.
FALCON MILLENIUM’UN İÇİNDE YAŞAMAK
06.
HAP, SPORUN YERİNE GEÇEBİLİR Mİ?
Editör: Cem GELGÜN
01.
Luke Skywalker ‘Karanlık Taraf’a geçmİş olabİlİr mİ?
4
5
6
Star Wars’un yedinci bölümünün geçtiğimiz Star Wars’un yedinci bölümünü yöneteceğinden günlerde yayınlanan fragmanı sosyal medyada bihaber, o zamanlar LOST ve Alias gibi dizilerin büyük bir heyecan yarattı. Sinema tarihinin en yapımcılığını üstlenen J.J. Abrams. ünlü bilim kurgu serisinin hayranları fragmanı Facebook ve Twitter’dan binlerce kez paylaşırken, Laf dönüp dolaşıyor ve Star Wars’a geliyor. film hakkında ipuçları elde etmek için iki daki- Luke Skywalker’ın babası Anakin Skywalker’a kalık görüntüleri kare kare incelediler. Fragmanla (Darth Vader) karşı başkaldırısından bahsedilirberaber dedikodular ve teoriler de birer birer ken günün birinde karşı tarafa geçip geçmeyeceği ortaya çıkmaya başladı. Bunlardan en önemlisi, konuşuluyor. Luke Skywalker’ı canlandıran Star Wars’un merkezi karakterlerinden olan ve Mark Hamill’in ağızından şu cümleler çıkıyor: ilginç bir şekilde görüntülerde yer almayan Luke “Bir aktör olarak oynaması çok daha eğlenceli ve Skywalker’ın akıbetiyle ilgiliydi. İnsanlar film ilginç olurdu. ‘Empire Strikes Back’i (Imparator hakkında paylaşımlarda bulunurken ortaya çıkan - 2.bölüm, bugün 5. bölüm olarak geçiyor) ve yedinci bölümün yönetmeni J.J. Abrams’ın da bitirdiğimizde bu yöne doğru gideceğimizi düşüyer aldığı 2005 tarihli bir video olabilecek en çıl- nüyordum. Bu çok önemli bir an olabilirdi. Bir gın teoriyi doğurdu: Luke Skylwalker ‘Güç’ün ajan gibi geri dönebilir, Han Solo ya da Prenses ‘Karanlık Taraf ’ına geçmiş olabilir mi? Leia gibi önemli bir karakteri öldürmeye çalışabilirdim”. Videoda J.J. Abrams bu cümleye kafa 2005 tarihli video Jon Favreau imzalı Dinner sallayarak karşılık veriyor. For Five adlı sohbet programını gösteriyor. Programın konsepti, davetli yıldızların bir masaLuke Skywalker fragmanda yer almıyor nın etrafında bir araya gelerek, yemek sofrasında (mu?) sohbet etmeleri. O günkü sofranın davetlileri aktör Jason Lee, ünlü yönetmen Stan Lee, Star Serinin yedinci bölümü ‘The Force Awakens’ Wars’un orijinal bölümlerinde Luke Skywalker’ı - ‘Güç Uyanıyor’un fragmanında yeni kahracanlandıran Mark Hamill ve bundan 10 yıl sonra manlar Rey ve Finn’le beraber, Star Wars’un
gediklileri Han Solo, Prenses Leia, robot R2-D2 ve Chewbacca’yı görmek mümkün. En önemli eksik ise Luke Skywalker’ı hiçbir karede görmüyor oluşumuz. Kendisi posterlerde ve tanıtım fotoğraflarında da yok. Ya da en azından o yönde düşünmemizi istiyor olabilirler. Hayranlar fragmandaki bir kareyi yakalamışlar. R2-D2’nin bulunduğu bir sahnede suratı anlaşılamayan kapüşonlu ve robot bir ele sahip biri görülüyor. Hayranlar Luke Skywalker’ın beşinci bölümde elini kaybettiğini hatırlatarak bu karakterin Luke Skywalker olabileceğini ileri sürüyorlar.
Bu kare en azından Luke Skywalker’ın yedinci bölümde yer alacağını kanıtlıyor gibi. Yeni bölümün Adam Driver tarafından canlandırılan kötü karakteri ışın kılıcını ustaca kullanan Kylo Ren. Fragmanda, Kylo’nun “Başladığınız şeyi ben bitireceğim” dediği sırada Darth Vader’ın yanmış maskesi görülüyor. Jedi’ler gibi Sith’lerin de hayatlarında her zaman ikili oldukları - bir usta ve çırağı - bilinir. Luke Skywalker babası Anakin’le (Darth Vader) aynı kaderi paylaşmış olabilir mi? Karanlık Taraf ’a geçerek kötü karakter Kylo’nun ustası olmuş olabilir mi?
Luke Karanlık Taraf ’a geçmiş olabilir mi? 2014’te filmle ilgili sızan bir görsel bahsi geçen bu karakteri suratında maske ve elinde Darth Vader’un kafasıyla resmediyor. Geçtiğimiz temmuz ayında ise sosyal medyaya Mark Hamill’in bir fotoğrafı sızdı - ya da sızdırıldı. Star Wars’ın haklarını George Lucas’tan satın alan Disney’in tüm çabalarına rağmen fotoğraf geri dönüşü olmayacak şekilde yayıldı. Karede aktör Mark Hamill, Darth Vader’dan ziyade Obi-Wan Kenobi’ye yaklaşan Jedi kıyafetleriyle görünüyor.
7
Elbette tüm bunlar spekülasyondan ibaret ama bu teori gerçekse bu film için çok güzel bir senaryo olabilir. Senaryo demişken, yedinci bölüm ‘The Force Awakens’ın senaristi bundan 35 yıl önce ‘The Empire Strikes Back’te de çalışan Lawrence Kasdan. Son olarak akıllarda J.J. Abrams’ın sarf ettiği bir cümle var: “Lucasfilm’in başkanı Kathleen Kennedy beni bir soruya cevap vermem için ikna etti: Luke Skywalker kimdir?” Gerçekten kimdir Luke Skywalker? 16 Aralık’ta hep beraber göreceğiz.
8
9
02. JoaquIn PhoenIx: Çocukluğumdan beri her türlü ekole karşıyım 10
Son beş yılda Paul Thomas Anderson, James Gray ve Spike Jonze gibi önemli yönetmenlerle çalışıp, The Master, Inherent Vice ve Her gibi beğeni toplayan filmlerin başrollerinde olan Joaquin Phoenix, diğer bir usta Woody Allen’ın yeni filmi Irrational Man - Mantıksız Adam’da hayatın anlamını bulmaya çalışan bir felsefe öğretmenini canlandırıyor. Hollywood aktörleri arasında ayrı bir yeri olan Phoenix, Fransız Les Inrockuptibles dergisine verdiği röportajda Woody Allen gibi mütevazı bir profil çiziyor. Allen’la tanışmasını ve filme hazırlanırken okuduğu kitapları anlatan Phoenix, kariyerini, geçmiş projelerini ve birlikte çalıştığı yönetmenleri yorumluyor. Gerçek bir Woody Allen hayranı olduğunuzu daha önce birçok kez söylemiştiniz. İlk tanışmanız nasıl geçti? İlk tanışmamızda o kadar da olağanüstü bir durum yoktu: filmle ilgili bazı denemeler yaptık, kıyafetleri gözden geçirdik, ışıklara baktık. Aslında çekimlerden önce çok konuşmadık. Çekimler sırasında bile oldukça çekİngendim... Hoşuma giden ama pek de kolay olmayan bir duruş var, bir yandan karşındaki kişiye hayranlık duyuyorsun bir yandan da kendini ve yaptıklarını korumak için belli bir mesafeyi koruyorsun. Biraz babanızın size bisiklet öğretmesi gibi: ilk başlarda sizi tutmasını istersiniz, sonra çabucak sizi bırakmasını arzularsınız. Dürüst olmak gerekirse başından sonuna kadar Woody Allen’ın beni elimden tutmasını istedim. Yani size somut talimatlar vermesini mi istediniz?
11
Evet, sürekli. Kimseyle olmadığı kadar fazla. Ona herşeyden önce bir oyuncu olarak hayranlık duyuyorum. Kimse bundan pek
12
bahsetmiyor çünkü artık kamera karşısına geçmiyor ama zamanında, kendi filmlerinde harika bir oyunculuk örneği sergiliyordu. Çoğu zaman Manhattan filmini düşünürüm. Filmde genç bir kadınla ilişkide olan ve film boyunca egoistce davranan yaşlı bir adamı canlandırıyordu. Sonunda kız onu terk etmeyi başarınca, onu yeniden tavlamak için son bir denemede bulunuyordu. Bu çok aşağılık ve acınacak ama bir o kadar da doğru bir davranış... Bu durumdaki bir çok aktör seyircinin şefkatini kazanmaya çalışırdı ama o bunun tam tersini yapıyor: kendini daha da zor bir duruma sokuyor, seyircinin gözünde bir ‘loser’, bir ahmak gibi görünme riskini göze alıyor. Bu harika bir şey. Bu doğrudan kalbe giden, dokunaklı bir durum çünkü biraz olsun yaşamış herkes, sırf yalnız kalmaktan korktuğu için bir gün kendini bu durumda bulmuştur.
Woody Allen bunu çok büyük bir açıklık ve dürüstlükle, dolanmadan anlatabiliyor. Ben de bir gün bu çıplaklığa ulaşmak istiyorum... sinemada elbette! Özel hayatınız hakkında pek bilgiye sahip olmadığımız bir gerçek. Tabloid gazetelerinde görünmüyorsunuz değil mi? Ben tabloid gazetelerini okumuyorum ama sanırım söylediğiniz şey doğru, pek görünmüyorum. Bence yaptıklarımızdan ziyade kim olduğumuzla bağlantılı bir şey. Eğer çok ünlüyseniz ister istemez tabloidler peşinizden koşacaktır. Çok çılgın şeyler yapmanıza da gerek yok. Örneğin Britney Spears’ın herhangi bir yıldızdan daha egzantrik olduğunu sanmıyorum. Sadece belli bir zamanda bütük kameralar üzerine çevriliydi ve haliyle bazı
Hayır hiç de öyle değil! Eminim ki dünyanın geri kalanında burada (ABD) tanındığımdan daha fazla tanınıyorumdur. (gülüyor) Film setinde olmadığınız zamanlar günleriniz neye benziyor? Yılda bir film yaptığınız düşünülürse bu oldukça fazla bir zamana tekabül ediyor. Fazla bir şey yaptığım söylenemez. Oldukça monoton ve sıkıcı bir hayata sahibim, konuşmaya değeyecek bir şey yok. Çalışmadığım zamanlar, hiçbir şey düşünmemeyi ve dinlenmeyi tercih ediyorum. Çok titiz bir aktör oluşunuzun dışında bazı yönetmenlere büyük bir sadakatle bağlısınız. James Gray’in dört, Shyamalan’ın iki - yakında üç - ve Paul Thomas Anderson’un iki filminde oynadınız. Bu isimlerle kendinizi güvende mi hissediyorsunuz? Maalesef Shyamalan’la çekeceğimiz film şeyler oldu. Kameralar beni takip etseydi kim projesi iptal oldu. Sadakatime gelince, bu bilir neler görürdünüz... (gülüyor) Tek fark isimler benim sevdiğim saydığım insanlar, ben böyle bir şöhrete sahip değilim, ya da en önceden alınmış bir karar yok. Saydığınız bu azından aynı tarz bir şöhrete. Onun için de yönetmenler en iyiler arasında yer alıyorlar ve bana rol teklif ettikleri için çok şanslıyım, geri beni rahat bırakıyorlar. çevirecek değilim. Dürüst olmak gerekirse Sizin şöhretiniz daha çok bilgili insan- James Gray’in en çok görmek istediğim filmi, lara mı hitap ediyor? Seyirci sizi Walk The New York’da geçmeyen ve benim oynamadıLine ve Gladyatör gibi filmlerden tanısa da, ğım, bir sonraki filmidir. Ben onun filmlerinin daha çok bağımsız sinema meraklılarının zayıf halkasıyım, o bakımdan sanırım en iyi filmi olacak. ilgisini çekiyorsunuz. Evet öyle olabilir. Bazen beni tanıyorlar ama nadiren “seni şu filmde gördüm” diyebiliyorlar. Cümle daha çok “Bir saniye, ben seni tanıyorum” oluyor.
13
Biraz abartıyorsunuz! Söylediğinizden daha çok tanındığınıza eminiz.
Efendim?! Ciddi olamazsınız? Gayet ciddiyim. Oynadığınız filmleri görmeyi reddettiğinize göre böyle bir şeyden nasıl emin olabilirsiniz?
14
15
The Immigrant’ı görmediğim doğru ama The Yards’ı gördüm, We Owe The Night’ın bazı bölümlerini gördüm ve James bana zorla Two Lovers’ı izlettirdi. Feci bir tecrübeydi... En iyi rolünüz ve James Gray’in en iyi filmiydi...
Beraber çalıştığınız bir yönetmenin kendinizi bulmanızda size yardımcı olduğunu , oyununuzu keşfetmenizi sağladığını ya da Judd Apatow’un da dediği gibi “şifrenizi kırmayı” başardığını düşünüyor musunuz?
“Şifremi kırmayı”... Bu söylem pek hoşuma gitmiyor çünkü kırılacak bir şifre, çözebilecePeki tamam! (gülüyor) Benim için acı verici ğimiz ve kopyalayabileceğimiz matematiksel bir tecrübeydi. Sadece oyunumdaki defoları bir denklem olduğunu ima ediyor. Oysa gerçekte herşey daha gizemli, daha kaotiktir. Her gördüm. İnanın bana bir yığın hata var. film, sizin deyişinizle kırılacak yeni bir şifredir. Peki sizin defo olarak gördükleriniz, James Gray’le bile öyle... Geçen akşam Jimi tam da seyircinin ve yönetmenlerin sizi Hendrix hakkında bir belgesel seyrediyordum beğenmesinin nedeni olabilir mi? Klasik ve fark ettim ki Hendrix’in çalışında teknik bir Hollywood aktörünün oyununa sahip kapasitenin dışında sihirli bir şey vardı, kopyalanamayacak, “kırılamayacak” bir şey. Benim değilsiniz ve taze bir hava katıyor. de hedefim bu. Ama buna daha ulaşamadım. Buna katılıyorum. Ben hiçbir zaman, iyi Gerçekten mi? Kendinizi iyi bulduğunuz bir aktör olmak için içinizdeki, derinliklerde saklamış hislerinizi çıkarmanızı gerektiren hiçbir film yok mu? Hollywood ‘metod’una inanmadım. Bu bana (düşünüyor) İki film var... Haydi iki buçuk ilginç gelmedi. Çocukluğumdan beri her türlü ekole karşı geldim. Herşeyi film setlerinde diyelim. Ama hangileri olduğunu size söygözlemleyerek öğrendim. Ama yine de Two lemem, sır olarak kalsın. (Gazetecinin, Her; Lovers çok kaba hatalar yaptığım konusunda Inherent Vice ve The Master’ın yarısından ısrarcıyım. İnanın bana bu hataları yapmamış oluşan tahminine gülümseyerek karşılık veriolsaydım, performansım daha başarılı olurdu yor) Kendimi geliştirmek istiyor oluşum sanki sizi şoka uğratıyor: bunda kötü hiçbir şey yok! ve bu yönetmenin daha çok hoşuna giderdi.
16
17
Araba üreticileri her yıl yeni araba modelleri felsefe okumanızı istedi mi? Ya da Suç ve üretirler, bu bir öncekilerin kötü arabalar Ceza’yı? Bu onun çalışma tarzına hitap ediolduğu anlamına gelmez. Bu meslekte kolayca yor mu? kendini tatmin edebilirsin onun için ayaklaHayır benden hiçbir özel talebi olmadı. rını yere sağlam basmakta yarar var. Oldukça mekanik bir vizyonu var. Eğer üzeİlk önemli rolünüz Gus Van Sant yöne- rinizde bir stetoskop taşıyorsanız onun için timinde Nicole Kidman’a karşıydı. Geriye bir doktorsunuz demektir. Ama ben yine de, beni ilgilendirdiği ve önüme fırsat gelnasıl bir anı kaldı? diği için birkaç felsefe kitabı okudum. Ben Harika bir tecrübeydi. Bir önceki soru- hayatta oldukça meraklı bir insanımdır. nuza cevap verecek olursam, bu film tam da Onun için de okudum. Bazı kitaplar beni kendi kimliğimi bulmamı sağlayan bir filmdi. büyüledi, özellikle de gerçekçilikle ilgili Gus’a çok şey borçluyum. Bana anı yaşamayı olanlar: objektif bir gerçekçilik içinde mi yaşıöğretti. Sanki ulaşılamayacak bir şey varmış yoruz yoksa bilginin sübjektif olarak işlendiği da biz yine de ona ulaşmaya çalışıyormuşuz bir süreçte mi? Bazı filozoflar, nörobilimden de destek alarak, şimdiden ‘Matrix’in gibi, anlatabiliyor muyum? içinde yaşamadığımızın kanıtlanamayacağını size anlatabilirler. Üç gün gözüme uyku Pek değil... girmedi! (gülüyor) Diğer başka kitaplar ise Peki. Gus bana her zaman ulaşılmaya çalı- beklediğimden daha karmaşık çıktı. Herşeyi şılacak bir hedef olduğunu öğretti. Örneğin, kolaylıkla anlayabileceğimi düşünüyordum, etrafında döneceğimiz, döneceğimiz, tekrar ta ki Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi’ni açana döneceğimiz, sonunda yakalamaya çalışaca- kadar. Sanırım daha önce hiç bu kadar karğımız bir bayrak gibi ve başarılı olamasak da maşık bir şey okumamıştım, daha doğrusu önemli olmayacağı, çünkü asıl hedefin bay- okumayı denememiştim. rağı yakalamak değil, onu yakalamak için kat Bir süperprodüksiyonda ya da süper ettiğin mesafe olması gibi. O zamanlar bunun farkında değildim ama bu rolün kariyerimin kahraman filminde oynamak hiç ilginizi geri kalanı üzerinde büyük bir etkisi oldu. çekmedi mi? Çok gençtim, aktörlüğe başlayalı sadece dört Belki şaşıracaksınız ama çekti. Gençken yıl olmuştu ve önemli olanın metni ezbere bilmek olduğunu, yerdeki işaretlere uymak bunun için çok istekliydim ama sonra değişve sizden istendiğinde ağlayabilmek olduğunu tim. Birçok kez yapım stüdyolarıyla bu tarz düşünüyordum... Gus’un bana öğrettiği şey, filmler için pazarlık masasına oturduk ve tam da tüm bunların en önemsiz şeyler oldu- neredeyse imzalayacaktık ama her seferinde ğuydu! Doğru ışığın altında doğru cümleyi bana paradan başka hiçbir şey katmayacasöylemek umurumuzda değil. O anı yaşamak, ğını düşünerek geri çevirdim. Böyle filmlerde geçerli olan tek şey bu. Başka türlü nasıl anla- oynadığınız karakterin pek bir önemi yoktur. O sadece büyük bir makinenin bir parçasıdır. tabilirim bilmiyorum. Oysa ben karakter odaklı, karakterin gelişiMantıksız Adam için Woody Allen sizden mini görebildiğimiz filmleri seviyorum.
03. Sular alt覺ndan 癟覺kan tarih
18
19
Sıcak geçen yaz aylarının ardından kuraklık baş gösterdiğinde ve barajların seviyesi düştüğünde sevinmek için hiçbir neden yoktur. Ancak kuraklık Meksika’nın güneyinde yaşandığında çoğu zaman halk tarafından büyük bir heyecanla karşılanıyor. Ülkenin güneyindeki Nezahualcoyotl barajında su seviyesinin 25 metre düşmesiyle birlikte ortaya 16. yüzyıldan kalma, kolonyal döneme ait bir kilise çıkıyor. İspanya’dan Meksika’ya gelen Dominikan tarikatı tarafından inşa edilen ve Santiago tapınağı olarak bilinen kilise vebadan dolayı 1770’lerde terk edilmiş. O tarihten sonra yıkıntı olarak kalan tapınak, 1966’da inşa edilen baraj nedeniyle sular altında kalmış. O günden bugüne kendini sadece iki kere göstermiş: 2002’de ve bugün.
20
21
22
23
24
25
28
29
04.
Joseph Gordon-LevItt cambazlığa soyunuyor
30
31
Joseph Gordon-Levitt hem bir aktör, hem bir yönetmen hem de başarılı bir yapımcı. Bir yandan yapım şirketi HitRECord’la internet üzerinde klipler ve filmler yaratırken bir yandan da Inception, The Dark Knight Rises, Sin City gibi filmlerin çekimlerine koşuyor. Çok yönlü sinemacı gömleğini başarıyla giyen Joseph Gordon-Levitt son olarak Robert Zemeckis’in The Walk filminde Fransız cambaz Philippe Petit’yi canlandırıyor. Filmin tanıtımı için Fransa’da bulunan GordonLevitt, Paris Match’a Philippe Petit hakkında düşüncelerini ve yüksekte bir ipin üzerinde neler hissettiğini anlattı. Canlandırdığınız Philippe Petit sizin için ne ifade ediyor? 32
Philippe gerçekten ilham alınacak biri
çünkü imkansız bir şey başarıyor. Oysa sihirli güçlere sahip bir süper kahraman değil. O sadece olabilecek en çılgın projeyi tasarlayan ve başaran normal bir adam. Ben bugüne kadar hayatımı hiçbir şey için riske atmadım, onun için de Petit’nin kahramanca bu hareketine büyük saygı duyuyorum. İz bırakmak isteyen her sanatçı gibi o da bir megaloman mı? Evet öyle, özellikle de 24 yaşındayken ve sanırım bunu kolaylıkla kabul edecektir. Kırk yıl sonra artık farklı bir adam. Karmaşık karakteri onu normal bir insan yapıyor. Bir yandan parlak, karizmatik ve saygı duyulacak biri, diğer yandan da bir o kadar kendini beğenmiş, egoist ve aklını kaybeden biri.
sonunda ise artık korkmuyordum. Peki rolünüzü Fransızca oynamak bir rüya mıydı yoksa bir kabus mu? Bir rüya! Günün birinde bir Hollywood filminde Fransızca konuşacağım hiç aklıma gelmezdi. Jacques Audiard, François Ozon gibi yönetmenlerle çalışmayı çok isterdim, ABD’de göremeyeceğiniz filmler yapıyorlar. Fransız kültürüyle tanışmanız nasıl oldu? Annem 1960’lı yıllarda Paris’te yaşadı, Jacques Brel’e, ‘Cherbourg’un şemsiyelerine’ aşık oldu ve bana bu ilgisini aşıladı. Kendimi Fransız sinemasına yakın hissediyorum. Paris’e geldiğimde mutlaka bir kültürel etkinlik dergisi satın alıyorum ve görmek istediğim sanatsal ve bağımsız filmleri işaretliyorum. Bilgisayarımda görmeye alışık olduklarımdan çok farklı bir tecrübe. Onun risk algısını paylaşıyor musunuz? Bazen karşımıza çıkan zorluklar karşısında geri çekilmek, kaçmak daha kolaydır. Ama şu bir gerçek ki, hayatımızdaki en güzel anlar, birçok şeyi kaybetmeyi ve başarısız olmayı göze alarak, risk alma cesaretini gösterdiğimiz zamanlardır. Çekimler sırasında korktuğunuz oldu mu?
33
Kameranın altımdan geçebilmesi için 4 metre yükseklikte gerili bir ip üzerinde çalıştım. Elbette ikiz kuleler kadar etkileyici değil ama korku verecek kadar yeterli. O yükseklikteyken bile içgüdülerim isyan ediyordu, adrenalin patlaması yaşadım. Sonra zaman geçtikçe alışmaya başladım, çekimlerin
İnternet üzerinde ürettiğiniz multimedya projelerinden çok uzak olsa gerek... İnternet çok heyecan verici bir şey çünkü, sadece bakmaktansa bir kurgunun içinde olmamızı sağlıyor. Yapım şirketim HitRECord bu modern teknolojinin kullanımıyla doğrudan bağlantılı. Bu doğal bir evrim çünkü yakında sinema sadece elitlere hitap eden bir kültüre dönüecek. Bu denli bağımsız bir kariyer yürütmek için büyük fedakarlıklar yapıyor musunuz? Küçükken oynadığım dizi sayesinde yoluma istediğimi yaparak devam edecek kadar para kazandım. O günden beri kendi kararlarımı kendim verecek avantajlı bir pozisyona sahibim. Bu sayede yaptığım işten zevk alıyorum.
34
35
05. Falcon MIllenIum’un içinde yaşamak
36
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan yeni fragmanla Star Wars çılgınlığı yeniden alevlendi. Dünyanın her yerinde milyonlarca insan 16 Aralık tarihini sabırsızlıkla bekliyor. Bazıları için Star Wars, sadece bir film olmaktan çok öte bir şey. Mimar ve tasarımcı Charles Wright da bunlarda biri. Avustralya’nın Melbourne şehri yakınlarındaki Daintree bölgesinde doğayla iç içe yaşayan Wright kendisi için tasarladığı eve Star Wars’un mitik uzay mekiği Falcon Millenium’un şeklini vermiş. 2006’da inşaatına başladığı evini 2009 yılında bitiren Charles Wright, Falcon Millenium’un kapılarını Star Wars hayranlarına açıyor.
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
06.
Sporun yerİne geçecek bİr hap!
48
49
Geleceğin haplarını hayal ettiğimizde aklımıza bizi paralel bir evrene geçirecek, Matrix’teki kırmızı ve -viagra olmayan- mavi hap, ya da Ewan McGregor ve Scarlett Johansson’un beraber rol aldıkları The Island filmindeki gibi, ihtiyacımız olan tüm besinlere sahip, yemek yerine geçecek haplar geliyor. Ancak Sydney ve Kopenhag üniversitelerinden araştırmacılar daha farklı bir şey üzerinde çalışıyorlar: sporun yerine geçecek bir hap. Biliminsanları iyice abartmış diye düşünebiliriz, haklısınız.
50
Sydney ve Kopenhag üniversiteleri tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen araştırmalarda spor yaptığımızda vücudumuzda gerçekleşen değişimlerin haritası çıkarıldı. Fiziksel efor sonrası 562 protein üzerinde, 1000’den fazla kimyasal reaksiyon meydana geldiğini tespit eden biliminsanları bu sayede yapay biçimde sporun etkilerini tekrarlayacak
ilaçlar geliştirebileceğini belirtiyor. David James, Leonard Ullmann ve Charles Perkins’den oluşan grup amacın spor yapmamak ya da spor yapmadan zayıflamak olmadığını, öncelikle hastalıklara karşı mücadele etmek olduğunu anlatıyor: “Spor yapmanın, şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve bazı nörolojik dengesizlikler gibi bir çok hastalığa iyi geldiğini biliyoruz. Ancak birçok hasta için, farklı nedenlerden dolayı spor yapmak mümkün olmayabiliyor. Onun için de fiziksel eforun vücutta yarattığı pozitif faktörleri tekrarlayacak bir ilaç geliştirmek bizim için çok önemli”. Yani anlayacağınız “şu hapı aldım futbol oynamış oldum, bu hapı aldım 10km koştum, yüzmüş oldum, biraz da şundan alırsam harika bir vücuda sahip olacağım” gibi bir şey söz konusu değil. Beyninizin salgıladığı endorfinle kendinizi iyi hissetmek, kilo vermek ya da zinde kalmak istiyorsanız
yine egzersiz yapmak zorunda olacaksınız çünkü hap moleküler seviyede devreye giriyor. Araştırmacılar, spor yaptığımızda meydan gelen kimyasal reaksiyonların haritasını çıkarmak için sağlıklı ama özel olarak antrenmanlı olmayan erkekler üzerinde çalışmalar gerçekleştirmişler. Deneklerden, biyopsi yöntemiyle kas parçaları toplayan araştırmacılar, aynı şeyi on beşer dakikalık egzersiz devrelerinden sonra tekrarlamışlar ve aradaki farka bakmışlar. Moleküler seviyede süregelen değişiklikler ise haritayı çizmelerini sağlamış. Konu üzerinde
51
büyük bir mesafe kat ettiklerini söyleyen Sydney ve Kopenhaglı araştırmacılar, üretecekleri hapı yine de yakın bir gelecekte görmeyi ummamak gerektiğini belirtiyorlar. Üç yıllık araştırmaların ardından bugünkü sonuçlara ulaşan araştırmacılar,”Bu araştırmalar vücudumuzun nasıl işlediğini daha iyi anlamamızı sağlasa da, sonuçlar tahmin ettiğimiz gibi oldukça karmaşık bir sürecin varlığını ortaya koyuyor” diyerek en az bir on yıla daha ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar.
Haftaya görüşürüz:)
25 // EKİM ’15
zete