HAFTASONU 26 OCAK 2014

Page 1

26 // OCAK’14

zete


Editรถr: Cem GELGร N


// 01. OLIVER STONE: SNOWDEN’I SONUNA KADAR DESTEKLEYECEĞİM // 02. YOK OLMUŞ BÜYÜK SANAT ESERLERİ // 03. TAYLAND’IN ÇOCUK DÖVÜŞÇÜLERİ // 04. MANGA’NIN BABASI MİYAZAKİ EMEKLİ OLUYOR // 05. FARELER O KADAR DA ÜRKÜTÜCÜ DEĞİL!... // 06. DÜNYA HARİTASINA YENİ BİR ADA EKLENDİ


01.

OlIver Stone: Snowden ve MannIng parayla satın alınabilecek insanlar değil!



Obama bunun ne kadar gerçek olduğunu bir kez daha kanıtladı. “Keşke” diyebileceğimiz tek şey, “keşke Obama’ya inanan sadece alt ve orta sınıf olmasaydı. Obama’nın 2008’de seçilmesi Amerika tarihi için dönüm noktası olmalıydı. Obama’ya oy verenler, onun bambaşka bir boyuta ulaşmasını, neredeyse Martin Luther King seviyesinde biri olmasını bekliyorlardı. Kesin olan bir şey var, Obama Son belgesel dizinizde, geçmiş Amerika Martin Luther King değil. Seçilmeden önce, başkanlarının yalanlarını ve zaaflarını yönetim şeklinde şeffaflık sözü vermişti ama işliyorsunuz. Bir karar vermek için daha Edward Snowden ve Bradley Manning’in erken olsa da, Obama’nın başkanlığı hak- ortaya çıkardıkları buna biraz mani oldu. Onun için evet Obama’nın ikinci başkanlık kında ne düşünüyorsunuz? dönemi bir hayal kırıklığı ama birincisi de Bir çok sanatçı gibi, ben de seçim kampan- öyle olmuştu. yası sırasında Obama’yı destekledim. Birinci seçimde olduğu gibi ikinci seçimde de yanın- Edward Snowden ve Bradley Manning gibi daydım. Obama, bir kişinin kalkıp da, tek insanlar, “Born on 4th July” adlı filminizde başına “Amerika’yı değişterecek” adam ola- Tom Cruise’un canlandırdığı ve Vietnam mayacağını gösterdi. Wall Street’in etkisi, savaşına karşı çıkarak sembol olan er Ron medyaların gücü, sanayi lobileri ve özellikle Koviç’in mirasçısı gibi görülebilirler mi? de ordunun gücü, tek bir kişinin istekleri ve ideallerinin üzerinde geliyor. Yani bu bir haber Evet, onlar satın alınabilecek insanlar değil değil, bunu zaten hepimiz biliyoruz ama ve bu insanlardan gerçekten çok az var!

JFK, The Doors, Platoon ve Wall Street gibi efsane filmlerin yönetmeni olan ve son olarak Amerika başkanlarını konu aldığı “Untold History of United States”adlı belgesel dizisiyle adından söz ettiren Oliver Stone, Les inrockuptibles dergisi için Obama’nın başkanlığını, NSA skandalını ve Edward Snowden’ı değerlendirdi.

6


Ron Koviç, içi pamuk gibi olan bir insandı. Snowden’a çok saygı duyuyorum, değerleri Amerika’nın küçük bir şehrinden gelen idea- olan ve bu değerler için kendi gururunu satlist biriydi. Manning ve özellikle de Snowden, mayı kabul etmeyen bir adam. Onu sonuna Koviç’in zamanına göre çok daha modern kadar destekleyeceğim. insanlar, en azından ben öyle düşünüyorum. Yaşadıkları dönemle doğrudan bağlantılı, savundukları dava için kendilerine verilen teknolojik imkanları kullanan, kullanmış olan gençler. Koviç ise daha klasik bir direnişçiydi. Edward Snowden’ı açıkca savunan ender sanatçılardandınız. Kendinizi yalnız hissetmediniz mi? Bir çok insanın isminin olduğu bir listeye ben de kendi adımı yazdırdım ama listeye yakından bakınca Hollywood’dan çok çok az kişinin olduğunu gördüm. John Cusack ve Maggie Gyllenhaal dışında neredeyse kimse yoktu. Ha pardon unutuyorum, tabii ki George Clooney de bu listedeydi, o her zaman burada olacaktır. Snowden’ı savunmanın bir çok sanatçı için sorun teşkil ettiğini düşünüyorum. Böyle bir durumda insanlarda “içimizdeki İrlandalı” düşüncesi oluşuyor. İnsanları bu düşünceye iten de taraflı basın organları. O kadar büyük bir gürültü kopartıyorlar ki, senin çıkıp tek başına mücadele vermen imkansız oluyor.

7

Snowden ve Assange olaylarında, Ekvator, Venezuela ve Bolivya gibi antiemperyalist Güney Amerika ülkelerinin oynadıkları rolü görüyoruz. Ben onları, Amerika’yla aralarındaki güç farkına rağmen belli bir düşünceyi savunmaktan korkmayan cesur ülkeler olarak görüyorum.

Bütün bu olaylar yaşandıktan sonra Snowden’ın, kesinlikle bir melek olmayan Martin Scorsese’in son filmi The Wolf Putin tarafından yönetilen Rusya’ya kaç- of Wall Street, sizin 1987’de, (Michael ması, bütün değerlerin altüst olduğunu Douglas’ın başrolünü oynadığı) Wall Street filminde işlediğiniz konuyu ele alıgösteriyor. yor. Film hakkında ne düşündünüz? Snowden olayında yaşananlar gerçekten inanılmaz, tam bir film senaryosu gibi. Scorsese’nin, benim karakterim Gordon Snowden’ı Moskova’da bulunduğu yerden Gekko’yu örnek aldığını düşünüyorum. Ben Channel 4’e konuşurken görünce, bütün asla meslektaşlarımın işini yargılamam, bu senaryonun hazır olduğunu, sadece doğru benim için bir prensiptir ve buna sadık kalaktörü bulmak gerektiğini düşünüyorum. maya devam edeceğim.


02.

Yok olmuş büyük sanat eserleri 8


Sanat tarihimiz büyük ressamların şaheserleriyle dolu olsa da, bazı tablolar maalesef günümüze kadar ulaşamadı. Bazıları, 15.yüzyıl Katolik din adamlarının gazabına uğrarken, bazıları terör saldırılarında, bazıları ise şaşılacak bir şekilde ressamın kendisi tarafından imha edildi. Aralarında Boticelli, Francis Bacon, Lichtenstein ve Picasso gibi büyük sanatçıların tablolarının bulunduğu, yok olmuş pahabiçilmez sanateserlerini sizler için bir araya getirdik. Henri Rousseau’nun Alfred Jarry portresi

9

19.yüzyılın Fransız post-empresyonist ressamlarından Henri Rousseau, çocuksu resimleriyle 20.yüzyılda orta çıkan sürrealizm ve ekspresyonizm akımlarının öncülerinden biriydi. Alfred Jarry ise, dönemin en önemli tiyatro yazarlarından biri olarak modern yazarlara ilham vermiştir. Efsaneye göre, birbirlerinin

işleri yazdıkları mektuplar aracılığıyla öven ikili, 1895’te buluşmaya karar verir ve Jarry, Henri Rousseau’dan portresini yapmasını ister. Kibirinden dolayı gördüğü sonuç karşısında çılgına dönen Jarry, Rousseau’nun tablosunu yırtarak parçalara ayırır. Portre, sahibinin gazabına uğramasaydı, bugün belki de sanat tarihine geçmiş paha biçilmez bir tablo olacaktı. Roy Lichtenstein’ın Entablature serisin 11 Eylül kurbanı Pop Art sanatının en önemli isimlerinden Roy Lichtenstein, 1970’lerin başında o güne kadar kullanmakta olduğu çizgi roman karelerini bir kenara bıkarak soyut şekiller üzerine çalışma kararı almıştı. Greko-Romen yapılarda sıkça rastlanan mimari işlemeleri kullanan sanatçı, serisinin adını Entablatures koydu. Bir çok örneği, zengin bir koleksiyonerin İkiz


Kuleler’deki ofisinde bulunan Lichtenstein’ın eserleri, 11 Eylül saldırıları sırasında yok oldu. Boticelli’nin ateşe atılan tabloları Rönesans’ın en önemli ressamlarından biri olan ve tablolarında mitolojik ve pagan sembollerini kullanan Sandro Boticelli, Katolik Kilisesi’nin tepkisini çeken sanatçıların başında geliyordu. 15. yüzyılın sonlarına doğru İtalyan bir rahibin başlattığı linç kampanyası, bir çok sanatçının eserlerinin Floransa’nın merkezinde, büyük bir ateşte yakılmasına sebep olmuştu. Bunların arasında Boticelli’nin kendi elleriyle götürdüğü ondan fazla eser bulunuyordu.

edici olduğu kadar göz kamaştırıcı portrelerinin resmedildiği seridir. Tatminsizliğiyle tanınan Francis Bacon, alkol problemleriyle boğuştuğu bir dönemde, serinin üçüncü tablosu Velazquez III’ü beğenmeyerek kendi elleriyle parçalamıştır. Bu tablo, sanatçının imha ettiği en önemli eseridir. Mystery of Picasso’ya konu olan Picasso eserleri

Kara film, “Film noir” olarak adlandırabileceğimiz sinemanın önemli isimlerinden Henri-Georges Clouzet’nin, ünlü ressam Picasso’nun atölyesinde çekilen ve sanatçıyı resimler yaparken gördüğümüz The Velazquez III tablosu Francis Bacon’ın hış- Mystery of Picasso adlı filmi 1955 yılında vizyona girmişti. mına uğruyor

10

Francis Bacon, sadece 20.yüzyılın değil sanat Aslen kısa metraj olarak düşünülen film daha tarihinin en önemli ressamlarından biri- sonra uzun metraja dönüşmüş ve izleyiciyi dir. Ressamın en ünlü tabloları, “Study after Picasso’nun dünyasına daldırmıştı. Filmin Velazquez” adını verdiği ve Papa’ların rahatsız çekimlerinin ardından, Picasso oldukça


11

kavramsal bir harekete imza atarak yaptığı Rockefeller Diego’dan resmi değiştirmesini ister. resimlerin büyük bir bölümünü yok etmiş ve Talebi Diego tarafından reddedilen Rockefeller eserleri bundan böyle ancak filmde görebil- ise çareyi resmin olduğu duvarı yıktırtmakta memize neden olmuştu. Fransız hükümeti, bulur. çekimlerden geriye kalan nadir eserleri milli Gustave Courbet’nin tablosu bombardıhazine ilan etmişti. manda kül oluyor Diego Rivera’dan Rockefeller’a üstü kapalı Tarihte en büyük sanat eseri yağmasının yaşanmesaj dığı dönem hiç kuşkusuz iki İkinci Dünya 20. yüzyılın önemli ressamlarından, Savaşıdır. Avrupa’yı kuşatmakta olan Nazi Frida Kalho’nun hayat arkadaşı Diego Almanya’sı, özellikle Fransız ve Avusturyalı Rivera, Amerikalı mülti-milyarder işadamı müzeleri yağmalayarak bir çok sanat eserini Rockefeller’in kendisine verdiği siparişi, üstü ele geçirmiştir. Amerikalılar savaştan sonra el konulan eserlerin peşine düşmüş ve bir çoğunu kapalı bir mesajla teslim etmişti. sahiplerine iade etmiştir ama bundan yararlaRockefeller Center’ın lobisi için düşünülen namayan daha talihsiz tablolar da vardır. duvar resmi, işadamının daha iyi bir dünya için düşlediği “Man at the crossroads” temasını Örneğin Gustave Courbet’nin taş işçilerini öngörmüştür. Diego Rivera’nın düşünceleri konu aldığı Taş Kıranlar tablosu gibi. Savaş sıraise farklıdır. Rockefeller’in daha iyi bir dünya sında Almanya’nın Dresden kentinde bulunan için düşlediği resme Lenin’i ve Sovyet halkını tablo maalesef Amerikan bombardımanı sonuyerleştirmeyi ihmal etmez. Oldukça sinirlenen cunda bulunduğu evde yanarak kül olmuştur.


03.

Taylandlı çocuklar dövüşe zorlanıyor


Alman fotoğrafçı Sandra Hoyn’un Fighting Kids (Dövüşen Çocuklar) adını koyduğu fotoğraf projesi, Taylandlı küçük çocukların, para, şöhret ve sosyal statü adına gördükleri kötü muameleyi ve yaşadıkları baskıyı gözler önüne seriyor. Ringe çıkıp yaşıtlarıyla dövüşmenin kendilerini fakirlikten kurtaracağına inandırılan çocuklar, mafyanın etkili olduğu bir ortamın kurbanları oluyor. Yasadışı bahislerin oynandığı ve büyük paraların döndüğü çocuk dövüşleri, antrenörlerin ve özellikle de ailelerin çocuklar üzerinde büyük bir baskı oluşturmasına neden oluyor. Tayland’da bir ay geçiren Sandra Hoyn, dövüşçü çocukların antrenmanlarını ve müsabakalarını takip ederek, çektiği çarpıcı fotoğrafları bizimle paylaşıyor.



15


04.

Hayao Miyazaki, 73 yaşında emekliye ayrılıyor


Japon manga ve anime çizgi filmlerinin babası sayılan Hayao Miyazaki, Rüzgar Yükseliyor adını verdiği son filmiyle emekliliğe ayrılıyor. “Anime” denince aklan gelen ilk isim olan Miyazaki’nin çizgi filmleri çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de hitap ediyor. Zengin bir hayal gücüne sahip Japon sanatçı, Yürüyen Şato, Komşum Totoro ve Prenses Mononoke gibi başyapıtlarıyla tanınıyor. Miyazaki, emekliye ayrıldığı bugünlerde, Paris Match’ın sorularını yanıtladı. Kariyerinize, en kişisel filminizle mi nokta koyuyorsunuz? Hayır, çünkü gerçeklerden esinlenen ve sadece çocuklar için olmayacak bu filme atılmadan önce tereddüt ettim. Filmdeki kahramanım, aynı dönemde yaşamış üç ayrı kişiden esinleniyor: yazar Tatsuo Hori’den, uçak mühendisi Jiro Horikoshi’den ve Miyazaki Airplanes için çalışan babamdan.

İkinci Dünya Savaşı, Japonya’da halen tabu olan bir konu. Bu film antimilitarist görüşlerinizi temsil ediyor diyebilir miyiz? Japon imparatorluğunun çöküşe doğru gittiği dönemlerde, Jiro uçak imalatı sektöründe çalışıyordu ama filmin konusu savaşı kınamak ya da o dönemin en iyi savaş uçağını yüceltmek değil. 1920 ve 1930’ların kaotik ortamında büyüyen genç bir adamın portresini çizmek istiyordum. Herşeyin sürekli güzel olmasını istemek biraz delilik olacaktır. Bir çok insan hayallerinin yıkıldığına şahit oluyor ama başarısızlık yaşasalar da ben onları hala çok seviyorum. Jiro, icadının bir ölüm silahı olacağının bilincinde miydi? Evet, savaş uçağı olarak kullanılacağını biliyordu ama muhtemelen sonuçlarının bu kadar yıkıcı olacağını tahmin etmiyordu.


Kimsenin geleceği göremediği bir dönemde yaşıyordu. Olayların cereyan etmesinden on yıl sonra geri dönüp analiz yapmak kolaydır. Ama elbette ki yaşanılanlarla yüzleşmek lazım ve ders çıkarmamızı engelleyecek bir inkar içine girmememiz lazım. Ele aldığım konu, kendime bir sürü soru sormama neden oldu. Havacılıkta tarihe geçen biri olmak ister miydiniz? Benden yaşça biraz daha büyük olan gençlerin hepsi uçak mühendisi olmak istiyorlardı ama ben, tam savaşın sonunda yani mağlubiyetten sonra reşit oldum onun için de böyle bir düşüncem olmadı. Ayrıca ben 192030’ların uçaklarını seviyorum. Siz de kahramanınız gibi, hayallerinizi gerçekleştirebilmek için savaştınız mı? Çocukken onlarca hayaliniz vardır. Yönetmen

olmaya karar verdiğinizde, bu hayallerden sadece birini seçmiş olup gerisini bir kenara koyuyorsunuz. Ben hayallerimden birini gerçekleştirdim. Jiro’nun karısı, kendisi de tüberküloz geçiren annenizden bahsediyor mu?

Tatsuo Hori, 48 yaşında tüberkülozdan öldü. Kendi tecrübesinden esinlenerek kadın karakterini yaratmıştı, ben de bu karakterden esinlendim. Jiro da aynı hastalıktan çok çekmişti. Babamın ilk karısı bundan öldü. Annem ise uzun bir süre hastalıkla mücadele ettikten sonra iyileşebildi. Bu hastalık


ihtişamını, Fuji yanardağı uyanmadan ve herşeyi yok etmeden önce göstermek istedim. Sizi melankolik kılan emekliliğiniz mi?

19

Utanarak söylüyorum ama ilk defa yaptığım bir filmi seyrederken ağladım. Ekonomik gerilemenin yaşandığı günümüzle bir çok benzer noktası var. Jiro ve Nahoko’nun binlerce kişiyi etkilemişti. 1923’deki Kanto depremi sırasında tanışmaJaponya, filmlerinizde olduğu kadar güzel larını konu alan resimleri 2011’deki Tohoku depremi sırasında bitirdim! Ama gururla bir ülke mi? yaşamaya devam etmek zorundayız ve Zarar görmemiş o kadar az yer kaldı “Rüzgar yükseliyor, yaşamaya çalışmak lazım” ki. Japonya’nın doğasının güzelliğini ve dizeleri hiç bir zaman olmadığı kadar güncel!


05.

Farelere FarklI bir gözle bakMak

20

Fareler, insanların belki de en çok iğrendiği, en çok fobi beslediği hayvanların başında geliyor. Şehir efsanlerinde dev fillere bile korku salan farelere farklı bir gözle bakabilmek, onların aslında ne kadar sevimli hayvanlar olduklarını görmemizi sağlayabilir belki. Genç fotoğrafçılar Jessica Florence ve Ellen van Deelen’ın yapmaya çalıştıkları tam da bu. Fareleri minyatür oyuncak ayılar eşliğinde fotoğraflayan ikili, önyargıları yıkmamızı ve fareleri kedi, köpek, sincap ya da tavşan kadar sevimli bulmamızı sağlıyor.


21


22


23


24


25


26


27


06.

D羹nya haritas覺na yeni bir ada eklendi

28


29


plakasının Filipin plakasının altına kaymasından kaynaklandığını açıklayarak, deniz tabanından çıkan magmanın volkanik kayalar oluşturduğunu anlatıyor. Her ne kadar okyanus diplerinde yüzlerce volkan oluşsa da, bunların deniz yüzeyine çıkmasına çok az rastlanıyor. Villemant konu hakkında şu tespitlerde bulunuyor: “Okyanus derinliklerinin yüzeyden kilometrelerce aşağıda olduğu düşü2013 yılının son günlerinde, dünya canlı nüldüğünde, bir adanın su yüzeyine çıkması yayında küçük bir adanın doğuşuna şahit için milyonlarca yıllık bir faaliyet gerekiyor!”. oldu. Pasifik okyanusun yüzeyine çıkan ada- Japonya, şu ana kadar adaya bir isim vermedi cık, volkanik aktivitelerle oluşan ilk ve son ama kara parçasının faaliyetlerini yakından ada olmasa da, böyle bir doğa fenomenine takip ediyor. Volkanik hareketlilik devam tanık olmak her zaman oldukça göz kamaş- ettiği takdirde, adanın daha da büyüyüp, tırıcı oluyor. Ogasawara takım adalarının yerleşik bir kara parçası olma ihtimali buluaçıklarında, Tokyo’nun bin kilometre güne- nuyor. Ancak aynı şekilde, dalgalar tarafından yinde oluşan volkanik ada, bugün 300 metre yutulma ya da içeri doğru çökme ihtimali de uzunluğunda, 20 metre yüksekliğinde ve her var. Yeni oluşmakta olan adaların hassas ve dengesiz yapıları onları depremlere ve volgeçen gün büyümeye devam ediyor. kanik faaliyetlere karşı korumasız bırakıyor. Benoit Villemant, “Adaların geleceklerini Hassas ve dengesiz bir yapı kestirmek zor. Örneğin Sicilya açıklarınFransız jeolog Benoit Villemant Japonya daki Julia adası, oldukça sık yok olup tekrar açıklarındaki volkanik faaliyetin, Pasifik oluşma özelliği taşıyor” diyor. Pasifik okyanusun derinliklerinde bulunan volkanların faaliyete geçmesiyle, Japonya açıklarında yeni bir ada canlı yayında su yüzeyine çıktı. Japonya’nın 6852 adasına eklenen minik kara parçası, neredeyse 30 yıldan beri su yüzeyine çıkan ilk volkanik oluşum oldu. Bundan önceki ada 1986’da oluşmuş ve dalgalar tarafından 49 günde yok edilmişti.

30


Doğa harikası volkanik adalar

31

Japonya açıklarında, dünyanın meraklı bakışları arasında doğan adacığın geleceği belli olmasa da, bundan milyonlarca yıl önce oluşmuş ve doğa harikası olarak sayılabilecek bir çok ada var. Bunlardan en önemlisi hiç kuşkusuz ki Kuzey Avrupa ülkesi İzlanda. Bundan 15 milyon yıl önce, Atlantik okyanusundaki volkanik patlamaların sonucunda oluşan ve 103.000km2’ye yayılan İzlanda’nın nüfusu 230.000 Doğa harikası

sayılabilecek termal havuzlara ev sahipliği yapan İzlanda, dünyanın en güzel ülkeleri arasında yer alıyor. Diğer bir volkanik ada ise hepimizin hayallerini süsleyen ve hayatımızda en azından bir kere gitmek istediğimiz Hawaii adası. Amerikanın eyaletleri arasında yer alan ve dünyanın en popüler tatil beldelerinden biri olan Hawaii’de beş aktif volkan bulunuyor. En yüksek noktası 4200 metreye ulaşan ve 11 adadan oluşan 6 milyon yaşındaki Hawaii takım adaları doğa zenginliğiyle dünyanın en güzel yerleri arasında yer alıyor.


Haftaya görüşürüz:)

26 // OCAK’14

zete


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.