28 // ŞUBAT ’16
//
01.
MICHAEL DOUGLAS: HASTALIK BENİ ÖZGÜRLEŞTİRDİ
//
02.
//
03.
DANIEL ADGAR’IN FANTASTİK MAKİNELERİ
TAHRAN’IN ZENGİN ÇOCUKLARI INSTAGRAM’DA
//
04.
//
05.
LETONYALI ANNE KIZIN SEBZELERİ
KURT RUSSELL’IN TARANTINO İLE İMTİHANI
Editör: Cem GELGÜN
01.
Michael Douglas: Ölümü yakından gördüm, artık hİçbİr şeyden korkmuyorum 4
1980’li ve 1990’lı yılların en önemli aktörlerinden arasında yer alan, sinema tarihine geçmiş Temel İçgüdü ve The Game filmlerinin başrol oyuncusu Michael Douglas, César Ödülleri için Paris’teydi. Deniz Gamze Ergüven’in de Mustang filmiyle üç ödül aldığı gecede Fransız sinema sektörü tarafından ikinci kez Onur Césarı’na layık görülen 71 yaşındaki aktör, Fransızca yaptığı konuşmasında Fransız sinemasına duyduğu hayranlığı dile getirdi. Ödül töreninden önce Paris Match’a konuşan Michael Douglas hastalığa karşı verdiği mücadeleden, boşanmanın eşiğine geldiği eşi Catherine Zeta-Jones’a duyduğu sevgiden, hapisteki oğlu Cameron’dan ve babası Kirk Douglas’la olan ilişkisinden bahsediyor. Jean-Luc Godard ve Jeanne Moreau’yla birlikte, César ödülleri sizi ikinci kez onurlandırıyor. Bu çok ender bir şey… Düşüncemi merak ediyor musunuz, sanırım bunu daha önce yaptıklarını unutmuş olmalılar! Genellikle bu tür ödülleri ve onurları son yakınken dağıtırlar. Bu herhalde iyiye işaret değil… ama neyse! Fransa’dan gelen herşeyin benim için özel bir yeri vardır. 1960’ların bir ürünü olarak ben, Truffaut’yu, Belmondo’yu, Deneuve’ü, Trintignant’ı ve Jeanne Moreau’yu çok seviyorum… Ayrıca eğer benimle çalışmak isterse, bir Fransız filmi için denemelerden geçmeye hazırım. ABD ve Fransa ortak bir tarih paylaşırlar, bugün de bunu terörizmle paylaşıyorlar. Paris’lilerin saldırıların ertesinde ortaya koydukları direnç ve tepkiye hayran kaldığımı söylemeliyim. Son görüşmemizde tam olarak iyileşmemiştiniz. Şimdi nasılsınız? 5
Sağlığım en önemli müttefikim haline geldi. Daha önce hiç bugünkü kadar iyi hissetmemiştim. Aradan beş yıl geçti ve kanseri artık geride bıraktım. Ama aylar boyunca savaştım ve hastalık beni özgür bir adam yaptı. Ölümü yakından gördüm ve artık hiçbir şeyden korkmuyorum. Annem Diana Dill, geçtiğimiz yıl 92 yaşında vefat etti, babam ise aralık ayında 100 yaşına basacak, sanırım iyi genlere sahibim! O zamanlar hastalığınızı açıklayarak herkesi şaşırtmıştınız. Ben herşeyi ele almanın ve açıklamanın, saklayıp sarpa sarmasından daha iyi olacağını düşündüm. Catherine Zeta-Jones nasıl? Ya da ilişkiniz diyelim? On altıncı evlilik yılımıza giriyoruz. Birkaç aylık ayrılığımız ilişkimizin değerini anlamamızı sağladı. Onu daha önce hiç olmadığı kadar çok seviyorum. Bu ayrılık size ne öğretti?
6
Eforların beraber sarf edildiğini ve ilişkinin yürümesini istiyorsanız egonuzu ve hıncınızı bir kenara bırakmanız gerektiğini öğrendim. Kimin haklı, kimin haksız olduğunu bilmek gerçekten önemsiz bir şeymiş. Catherine’le evlendiğimde 55 yaşındaydım ve çocuklarımız Dylan ve Carys bana büyük mutluluk aşılıyorlar. Bugün 15 ve 12 yaşlarındalar ve neredeyse torunlarım olabilirler. Şimdiden kısa bir gelecekte yanımızdan ayrılacakları fikrine kendimizi alıştırıyoruz. Ama öncesinde bize büyük mutluluk vermiş olacaklar. Bugün tüm konsantrasyonumu aileme verdim. Mesleğimi bırakacak değilim çünkü
onu çok seviyorum ama köklerime geri dönmeyi, yapımlarla ilgilenmeyi ve hayatımın direksiyonunu elimde tutmayı istiyorum. Önümde kalan sürenin bilincindeyim ve hiçbir şeyi berbat etmek istemiyorum. Büyük oğlunuz Cameron uyuşturucu ticaretinden yedi buçuk yıldır hapiste. Ne zaman tahliye edilecek? Normalde haziran ayında. Ailem bir kabus yaşadı! Tüm bu zaman boyunca kalbimde bir delik hissettim. Onu çok özledim! Gençken kariyerimi herşeyin önüne koyardım. Dünyayı gezerdim ama aslında çocuğumun yanında olmalıydım. Kendi sorumluluğumun farkındayım, onun için de çocuklarımı
Hollywood’dan uzakta yetiştirmek istedim.
Benim babam Rus bir göçmenin çocuğu olarak Yahudidir, annem ise Protestandır. Olabildiğince iyi. Benim oğlum olu- Ben dini değerlerle büyütülmedim. Okulda, şunu ona ödettiler. İki hafta önce görüştük. oğlum Dylan’ın Yahudi arkadaşları var Birlikte geleceğinden bahsediyoruz. Hapse ve onlarla beraber Şabat’ı kutluyor. Yavaş girmeden önce Cameron geleceği olan yete- yavaş İbraniceyi öğrenmeye başladı. Bana nekli bir aktördü. Umarım bu yolda devam gelip Bar Mitsvah yapmak istediğini söyleeder. Ayrıca çok iyi bir kalemi var ve sıkça diğinde önce eğlenmek ve hediyeler almak yazdığını düşünüyorum. 37 yaşında, önünde için olduğunu düşünmüştüm ama sonra ne kadar ciddi olduğunu anladım. Haliyle güzel bir gelecek var. istemeden de olsa babamın diniyle yeniden Birleşmiş Milletler için barış elçisi olma- tanışmış oldum, kendisi bundan çok mutnın dışında, belli bir süredir üniversitelere luluk duyuyor. Normalde dini çocuklarına gidip dinler arası evliliklerin doğurduğu öğreten ebeveynlerdir. Bende ise tersi oldu. sorunları anlatıyorsunuz. Bunu neden Hayatımda yeni bir sayfa açılıyor. Cameron bugün kendini nasıl hissediyor?
7
yapıyorsunuz?
Hillary Clinton’un her zaman arkasında oldunuz. Sizce Başkan olma şansı var mı? Elbette. 1 Mart’tan sonra, delegelerin seçilmesiyle herşey onun avantajına olacaktır. Donald Trump, tüm sorunların ve zorlukların göçmenlerden geldiğini düşünen, kızgın orta sınıfın gözünü boyuyor. Trump doğru düğmeye basıyor. Gerçek hayatta, onu severim. Kendisini tanırım, mizah duygusu vardır ve kendisiyle dalga geçmesini bilir. Ama yüzde 40’ı geçeceğini sanmıyorum. Eşiniz, sizin duyarlı olduğunuz kadar güçlü ve mütevazı biri olduğunuzu söylüyor. Bu hoşunuza giden bir portre mi?
8
Hayata duygusal bir bakışım vardır. Zamanla yumuşadım. Çok şanslı olduğumu ve iyi bir aileye doğduğumu biliyorum. Biri yapımcı, diğeri de aktör olarak kazandığım iki Oscar’ın benim için büyük önemi var çünkü, bir efsanenin, Kirk Douglas’ın çocuğu olmak hiçbir zaman kolay olmadı! Babam özel bir insandır. Onun direncine ve hırsına sahip başka kimseyi tanımıyorum. Zamanla büyük bir düşünüre ve hümaniste dönüştü. Onun oğlu olmak her zaman kolay değildi ama bugün dönüp baktığımda büyük gurur duyuyorum. 1945’ten beri ikimiz toplamda 150 film yaptık! Günün birinde Julio Iglesias, babamın beni başarımdan ötürü kıskanıp kıskanmadığını sordu. Çok şaşırmıştım. Sorusunun anlamını bile kavrayamıyordum! Babam, bu sorunun kendisine sıkça sorulduğunu söyledi. Dylan ve Carys’in aksine, ben onların yaşında kesinlikle oyuncu olmayı düşünmüyordum. Neyseki gerçekten çok yetenekliler. Bu yönde devam etmelerini tüm içtenliğimle arzuluyorum. Hanedan olmak çok güzel bir şey. Size ölümsüzlük hissi veriyor.
9
02.
Daniel aDgar’in fantastİk Makİnelerİ Peri masallarından, fantastik hikayelerden ve bilim kurgu filmlerinden fırlama, hayal dünyamızın ürünü sıradışı makineler, balonlar ya da uçan gemiler Avustralyalı sanatçı Daniel Adgar’ın işlerinde şekil buluyor. Karton, el işi kağıdı, aydınger, tahta ve cam parçaları kullanan sanatçı eserlerini büyük bir titizlik ve detaycılıkla işliyor. Daniel Adgar çalışmalarını Sydney ve Melbourne’deki galerilerde sergileiyor.
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
03. RKoT: Tahran’ın zengin çocukları kendilerini sosyal medyada ifşa ediyor
20
Instagram’ın en çok takip edilen hesaplarından biri olan Rich Kids of Instagram (Instagram’ın Zengin Çocukları) dünyanın dört bir yanından zengin genç kızların ve erkeklerin gece kulüplerinde, villalarda, lüks yatlarda sürdükleri lüks hayatları gözler önüne seriyor. Rolex saatlerin, altın kolyelerin ve binlerce dolarlık şampanya şişelerinin eksik olmadığı fotoğraflarda, dünyada yaşanan savaşlardan ve toplumsal olaylardan kendini soyutlayan yeni nesil gençliğin vurdumduymaz hayatı ifşa ediliyor. Bazı kesimlerin ilgisini çekse de büyük çoğunluğun tepkisine yol açan Instagram hesaplarına geçtiğimiz yıl bir yenisi eklendi: The Rich Kids of Tehran, yani Tahran’ın zengin çocukları. Hesap, zengin İranlı gençlerin, alkolün yasak olduğu ve ‘hafif ’ giyinmenin suç sayıldığı, dünyanın en baskıcı rejimlerinden birinin başkentinde, kapalı kapılar ardında yaşadıklarını gösterince sosyal medyanın en çok konuşulan olaylarından biri haline geldi.
21
1979’daki devrimden beri uluslararası ambargolarla yaşayan, dini fetvaların sosyal hayata yön verdiği, yasakların, sansürlerin, idamların gündelik hayatın bir parçası olduğu İran’da, Tahran’lı gençlerin Instagram’da yayınladıkları fotoğraflar elbette büyük bir tezat oluşturuyor. Bir yanda geçtiğimiz eylül ayında yedi genç Pharel Williams’ın ‘Happy’ şarkısıyla dans ettikleri bir video yayınladıkları gerekçesiyle 91 kırbaç ve bir yıl hapis cezasına çarptırılırken, diğer yanda bir kesim gençlik suç teşkil eden, bol şampanyalı ve dekolteli fotoğraflar yayınlıyor. Bugüne kadar bu gençlerden hiçbirinin herhangi bir yaptırıma maruz kalmamış olması akıllara “Peki kim bu gençler?” sorusunu getiriyor.
Instagram hesabının takipçileri arasında yer alan 24 yaşındaki Hamid, hesapta fotoğraf yayınlayanların yüzde 80’inin, otuz yılı aşkın süredir iktidarda bulunan elitin ve yakın çevrelerinin çocukları olduğunu belirtiyor. RKoT sadece küçük bir azınlığın yüzü değil aynı zamanda ambargolarla fakirleşen İran halkına mütevazı ve muhafazakar bir hayat sürmelerini tembihleyen bir politik sınıfın çocuklarının vitrini oluyor. Geçtiğimiz yıl meydana gelen, iki lüks aracın karıştığı ve beş kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının ardından dini lider Ali Hamaney konuya el atmış ve Tahran’da “psikolojik güvensizlik yaratan, parayla zehirlenmiş bir nesli” kınadığını söylemişti.
22
Vice muhabirine cevap veren 27 yaşındaki Saba, iktidara yakın olan bu gençliğin ‘yeni zenginler’den olduğunu ve zenginliklerini saklamayı tercih eden, geleneksel Tahran aristokrasisine ait olmadıklarını belirtiyor. “İran geleneklerine göre sahip olduğumuz şeyleri ifşa etmememiz gerekir, bu daha az varlıklı insanları rahatsız edebilir” diyor Saba. Hesabın moderatörleri Rich Kids of Tehran’ın alışılmışın dışında daha liberal, daha modern ve daha özgürlükçü bir İran imajı verdiğini savunuyor. Fotoğraflara yazılan yorumlar arasında “Deve sırtında gezmediğimizi görüyorsunuz” ya da “Batı’nın görmek istemediği İran” tarzında cümleler yer alıyor.
RKoT hesabının takipçileriyle konuModeratörler Rich Kids of Tehran hesaşan Vice sitesinin muhabirlerinden Micha Barban Dangerfield, İran gençliğinin bını, İran hakkında kötü haberler yapan ve ‘Batılılaşma’sından şikayetçi olan muhafa- korkutucu bir imaj yansıtarak politik ajandazakar politik sınıfla, zenginliklerini açıkça lara çalışan batılı medyalara karşı açtıklarını ifşa eden gençlik arasındaki çelişkiyi sormuş. söylüyor. Hal böyle olunca, yayınlanan
23
fotoğrafları savunmayanlar bile hesabı sessiz bir şekilde destekliyor.
24
Güzel sanatlarla uğraşan ve RKoT’den çok farklı bir hayat süren Saba şunları
söylüyor: “Ben onlara karşı çıkmıyorum çünkü İranlı bir genç olarak uluslararası kamuoyunun İran’ın hayal ettikleri gibi olmadığını anlamalarını istiyorum. Kadınlar olarak sürekli baş örtüsüyle gezmiyoruz ve
25
erkeklerin sistematik olarak sakalı olmuyor. Ruhani’nin girişimleriyle çözüm sürecine İran’da insanlar eğlenebiliyor, dans edi- giren nükleer sorunu ve ambargoların kalkyor, şarkı söylüyor, alkol tüketiyor, sigara masıyla birlikte, yakın bir gelecekte herkesin içiyor ve hep beraber dışarı çıkabliyorlar”. hapse girme korkusu olmadan dans edebilDaha ılımlı bir politikacı olan Hasan diği bir İran görebiliriz.
04. Letonyal覺 anne ve k覺z覺n覺n sebzeleri
26
Kendilerine MapleApple adını veren Letonyalı bir anne ve kızı hayatlarını sebze satarak kazanıyor. Sattıkları sebzeleri tamamen kendileri yaratan ikili, patlıcan, soğan, havuç, pırasa, limon ve sarmısaktan oluşan sebze sepetlerini toprağa ekerek değil örgü örerek hazırlıyor. Çok sevimli ve rengarenk sebzeler hazırlayan anne kız işlerini birer dekorasyon eşyası olarak internet üzerinden örgü meraklılarına sunuyor.
27
28
29
30
31
05. Kurt Russell’ın TarantIno’yla imtihanı
32
33
Hafızamın geriye götürdüğü kadar zamandır filmlerde oynadığım bir gerçek ve bunları arasında birçok western oldu. Birincisi sanırım 1963 ve 1964 yıllarındaydı, bir televizyon dizisi içindi. Çok genç yaşta at binmeyi öğrendim, kardeşlerimle birlikte bir atımız vardı. Babam da aktördü. Onun zamanında aktörlerin dublör kullanmadan hareketleri kendilerinin yapması iyi karşılanıyordu. Onun için de westernlerde oynayabilmek için at binmeyi bilmek gerekiyordu. Ben de bu dünyada, bu ortamda büyüdüm. ‘Cheyenne’lerin İzinde’ye kadar farklı dizilerde rol aldım. Çok daha sonra Tombstone’da oynadım, bugün de Bone Kariyerinize çok genç bir yaşta, 10 yaşı- Tomahawk ve The Hateful Eight’de rol alıyonızda başladınız ve oldukça çabuk ‘western’ rum. Benim için ‘western’, diğer tarzlar gibi filmlerinde rol aldınız. Bu tarz sizin için ne kendine has bir tarz. Ben kendimi bir şeye şartlandırmıyorum, “şu tarzda oynamalıyım” ifade ediyor? demiyorum. Herşey senaryoya bağlı, ilgimi
Kurt Russell’ı tanıtmaya pek gerek yok herhalde. Korku tarzının ustası John Carpenter’ın fetiş oyuncusu, Tango & Cash, Tequila Sunrise ve Big Trouble in Little China gibi aksiyon filmlerinin kahramanı, Tombstone ve Bone Tomahawk’ın westernlerin değişilmez kovboyu Kurt Russell, Quentin Tarantino’nun yeni filmi The Hateful Eight’de John Ruth adlı bir ödül avcısını canlandırıyor. Tarantino’yla bir kez daha bir araya gelmenin mutluluğunu yaşayan Russell, Teaser dergisine film hakkındaki düşüncelerini, karakterinin özelliklerini ve Tarantino’nun tarzını anlattı.
34
Sanırım tanımınıza uyan birçok filmde rol aldım! (gülüyor) Bone Tomahawk’u dört yıl önce okudum. Projenin hayata geçmesi biraz zaman aldı çünkü küçük bütçeli bağımsız bir film ve ben daha önce hiç böyle bir filmde rol almamıştım. Sonuç olarak çekmek için harekete geçtiğimizde The Hateful Eight’in çekimlerine hazırlanıyordum. Quentin’in filmi bana heyecan veriyordu çünkü senaryonun birinci versiyonunu okuduğumuz bir çalışma grubuna katılmıştım. The Hateful Eight’te rol almak başlı başlına enteresandı çünkü Quentin’le yeniden çalışacaktım. Sonra senaryoyu okuyunca bayıldım. Daha önce canlandırdığım hiçbir karaktere benzemeyen John Ruth’u oynamak çok heyecan vericiydi. Karakterinizi önce sahnede canlandırdınız. O zaman ne dekor, ne kostüm ne de mizansen vardı. Bu açıdan Tarantino’nun senaryosunun ve diyalogların herşeyin temelini oluşturduğunu söyleyebilir misiniz? çekip çekmediği önemli. Bana göre, önemli konuara değinmemizi sağlayan iki tarz var: biri western, diğeri de bilim kurgu. ‘Tarantino tarzı’nda bir western olan ‘The Hateful Eight’de Quentin bir çok soruya eğiliyor. ‘Bir Zamanlar Batıda’nın olabileceği gibi gerçek bir western. Ama yaklaşımıyla günümüzün kodlarını takip ettiğini söyleyemem. Bugün insanlar sinemaya dolu bir 90 dakika geçirmek için gidiyor. Oysa Tarantino buna uymuyor, yavaş gidiyor, hikayenin kendiliğinden gelişmesine izin veriyor. Anlatacak çok şeyi var ve bu durumda söyleyecek çok şeyi. Western kültür budur zaten.
35
Sanırım, Quentin’in öncelikle yaptığı düşüncelerini ve hikayeye yön veren temel fikirleri kağıda dökmek. Sonra tabii tüm bunların yazıya dökülmesi var. Quentin harika bir sinemacı. Senaryoları harika bir şekilde yazılmış, belli fikirlerin üzerine kurulu, insanı düşünmeye iten senaryolar oluyor. Bunların üzerine bir de yönetmenlik yetenekleri ekleniyor. Kendinizi tamamiyle sinemaya adamadan önce, 70’li yıllarda alt liglerde baseball oynamıştınız. Sporculuk geçmişiniz ve vücudunuz rolleri ele almanızda nasıl bir rol oynuyor?
Bone Tomahawk ve The Hateful Eight’e Sanırım hayatımı fiziksel bir aktör olarak duyduğunuz ilgiyi, filmlerin western oluşlarının dışında aynı zamanda geleneksel geçirdim. Bu şu anlama geliyor; her rol için bir çizgiye sahip olmamalarına bağlayabilir fiziksel anlamda farklı davranmanız lazım. Canlandırdığınız karakter gibi hareket etmeniz miyiz?
gerektiğine inanıyorum. Ben her zaman buna bayıldım ve umarım bunda başarılı olmuşumdur. Bunun ne denli önemli olduğunu anlamak için, Kevin Spacey’nin ‘Usual Suspects’deki rolüne bakmanız yeterli. Tüm hikaye canlandırdığı karakterin sakat olmasında yatıyor. Eğer seyirci buna inanırsa işin yüzde 50’si ceptedir. Eğer bu karakter sakat olarak yazılmasaydı, muhtemelen tüm hikaye farklı bir yol çizer ve hiç kuşkusuz ki aynı etkiyi yaratmamış olurdu. O bakımdan fiziğin benim gözümde her zaman önemli bir yeri oldu ve getirdiği zorluklar her zaman hoşuma gitti. O zaman The Hateful Eight’in fiziksel yanı daha da hayati olmuş olsa gerek çünkü filmin büyük bir bölümünü Jennifer Jason Leigh’e zincirlenmiş olarak geçiriyorsunuz.. Aslında o bana zincirlenmiş durumda! (kahkaha atıyor) Doğru siz hazine avcısısınız, o ise sizin ödülünüz! (gülmeye devam ediyor) Bu durum işinizi ne denli etkiledi?
36
ama birbirimize söylediklerimizin önemi vardı. Filmin senaryosuna göre karakterlerimiz bir haftayı birbirlerine bağlı geçiriyorlar. O açıdan biriyle beş altı ay boyunca bu denli yakın bir şekilde çalışmak, diğerini performansınızın önemli bir parçası haline getiriyor. Bir ekip oluyorsunuz. Sorunuza cevap vermek gerekirse, bu durum işimizi ne denli etkiledi? Çok büyük bir etkisi oldu ve karakterlerimize büyük bir nüans getirdi.
Çok büyük bir etkisi oldu. Çok ilginç aslında çünkü Jennifer ve ben bu konu hakkında daha önce hiç konuşmadık. Başından itibaren, yani provalardan itibaren birbirimize yapışık bir şekilde oturduk. Yavaş yavaş birbirimize zincirQuentin Tarantino’yla ikinci filminiz. lenmiş olmaya alıştık. Yemek molaları dışında bütün gün o şekilde duruyorduk. Provalar Sinemaya neredeyse mitolojik olan yaklaşıaltı hafta sürdü, sonra çekimler başladı ve üç mının ilişkinizde önemi var mı? haftanın sonunda Goldie (eşi Goldie Hawn) Quentin çok parlak bir insan, gerçek bir bana “Sonuç olarak Stockholm sendromun nasıl geçiyor?” diye sordu. (gülüyor) Bunu çok bilgin. Sinemada, televizyonda ya da müzikte komik buldum çünkü durum gerçekten de olsun çok bilgili bir insan. Herşeyi çok iyi öyleydi. Jennifer ve ben çok konuşmuyorduk hatırlayan bir oğlum var, bir filmi gördükten
seneler sonra diyaloglarını ezbere söyleyebilir. Quentin’in de böyle bir özelliği var ve üstüne bir de sinemaya ve hikaye anlatımına aşık bir insan. Çok akıllı bir insan olmakla birlikte, bu zekayı nasıl kullanacağını çok iyi de bilen biri. Onun çekimlerinde olmak çok eğlenceli bir şey. Ben çalışırken zevk almayı seven biriyim, onun için bu mesleği bu denli uzun zamandır yapıyor ve yapmaya devam ediyorum. Aktörlük insanların düşündüğü kadar ilginç, eğlenceli ver heyecan verici olabilir. En azından Quentin’in film setinde öyle.
37
Elvis (John Carpenter’ın Elvis’in Romanı filmi) ve Wyatt Earp (Cosmatos’un Tombstone filmi) gibi Amerikan ikonları canlandırdınız. Bunların dışında Snake Plissken ve Jack Burton gibi karakterler de Amerikan pop kültürünün ikonları haline
geldiler. Siz de kendinizi bir Amerikan ikonu olarak görüyor musunuz? Bazı yönetmenler için böyle görünüyor olabilirim. Herşey yapmak istedikleri projeye ve nasıl ele almak istediklerine bağlı. Bazen herşey mükemmel sıralandığında, izleyici de kendini benimle bağlantıda hissediyor. Bunu inkar edemem, bu çok ilginç bir şey. Sonra bu konu hakkında ne düşüneceğimi pek bilmiyorum, yani bunu pek düşünmüyorum. Yani size verecek daha iyi bir cevabım olsun isterdim… Sahte bir mütevazılıkla sorunuzu anlamadığımı söylemeyeceğim elbet. Bunu çok iyi anlıyorum çünkü daha önce bana bundan bahsedenler oldu. Eğer kariyeriniz yeterince uzun zamandır devam ediyorsa ve belli ölçüde başarılı olduysanız, size bu gözle bakılması çok normal.
Haftaya görüşürüz:)
28 // ŞUBAT ’16
zete