UNIVERZETE 79

Page 1

/79

e t e z r ive

端n

zete


Sayı: 79 / 2014 Genel Yayın Yönetmenleri Demet Açıkgöz Yazı İşleri Oğuzhan Karakaş, İrem Topçuoğlu Yazılar İlgi Özdikmenli, Filiz Kip, Elif Tavkul, Alp Kargören

PEK YAKINDA

Arka Kapak: Demet Açıkgöz Teşekkür Sarper Durmuş Halil Nalçaoğlu Aylin Dağsalgüler Tasarım Erdal Özbek

ADI ÜSTÜNDE PLAYLİST

İletişim Fakültesi Öğrencileri tarafından hazırlanmaktadır. Üniverzete’yi Takip Edin: Twitter: http://goo.gl/4WDwpo

Facebook: http://goo.gl/jx7hxb

/ifbilgi

@ifbilgi

BEAUTY AND THE BEAST

SÖYLEMESEM SORMAYACAKLARINIZ


/

v i 端n

e t e z er


4

Pek Yakında Eleştiri adı altında, çizmeden yukarıya çıkmasak mı? / İlgi Özdikmenli Cem Yılmaz’ın komedi ve duygu yoğunluğu yüksek filmi “Pek Yakında” izleyenlerle buluşmaya devam ediyor. Film eleştirisi yapan her insan da saldırı oklarını filme yöneltmeye. Günümüzde emeğe saygı duyulmadığı gibi, insanlar bunu kamuoyuyla paylaşmaktan da geri durmuyor ne yazık ki. Bana kalırsa haddine düşmeyen insanların diline düşüyor yapılan güzel şeyler. Herkes fikrini yazsın, çizsin, söylesin elbette ama çizmeden yukarıya çıkmamalılar diye düşünüyorum. Bu atasözü aslında ne demek istediğimi özetliyor çünkü hikayesi şöyle; bir gün dünyaca ünlü bir ressam kendi tablolarından oluşan bir sergi açıyor ve sergiye bir ayakkabı ustası geliyor. Usta, eserleri inceledikten sonra bir tablonun önünde uzun bir süre duruyor

ve dikkatle bakmaya devam ediyor. Bu sırada ressam, ayakkabı ustasını farkediyor ve yanına gidip neden böyle dikkatlice tabloyu incelediğini soruyor. Ayakkabı ustası önce mesleğini söylüyor ve daha sonra tabloda ki çizmede bulduğu hatayı gösteriyor. Ressam, kendisine hak veriyor ve çizmenin üzerinde rötuş yapıyor. Daha sonra ayakkabı ustası resmin farklı yerlerine de eleştiri getirmeye ve değişiklik talep etmeye başladığında ressamın cevabı “Çizmeden yukarı çıkma” oluyor. Aslına bakarsanız isim vermek niyetinde değilim ancak sinema eleştirmeni olmayan, eline kalemi kaptığı gibi sayfalarca negatif eleştirilerini olası seyircilere aktarmaktan gocunmayan


5

insanlar yalnız filmin senaristine, yapımcısına, yönetmenine zarar vermiyor. Türk Sineması’nı da karalıyor ister istemez. Üstelik bunu yaparken çoğu zaman da haksız ve alt yapısız oluyorlar. Acımasızlıkları da cabası. Film hakkındaki kişisel fikirlerime gelirse; Pek Yakında, film boyunca insana keyifle geçen 3 saat armağan ediyor bana göre... Samimi, komedi unsurları ile duygusal bağları dengede duran, çekimleriyle, senaryosuyla ve oyuncularıyla son derece güzel bir iş çıkmış ortaya. Film müzikleri, oyuncu seçimleri, ince espriler ile film “ikinci kez izlenesi filmler” listemde yerini aldı bile. Fragmanda’da

söylendiği gibi bu film “bizi, bize, bizle anlatıyor.” Hepimiz bilincindeyiz elbette; bir proje hakkında yapılan olumlu eleştiriler kadar, olumsuzlarınında olması doğaldır, normaldir ve hatta olmalıdır da.. Ancak durum eleştiriden ziyade karalama politikasına gelirse işin rengi değişir bana göre. Ve ne yazık ki, ülkemizde nadir yapılan güzel işleri taşlamak, insanların kendi reklamlarını yapmaları için bir zemin haline gelmiş durumda. Sizlere nacizane tavsiyem; filme henüz gitmediyseniz vizyondan kalkmadan izleyin. Sizlerde medyada okuduğumuz bu negatif enerji saçan eleştiri yazılarının filme haksızlık ettiğine benim kadar kızacak mısınız kendiniz karar verin. İyi seyirler dilerim.


6

Beauty And The Beast Zaman kadar eski bir hikaye… / Filiz Kip

Müzikal ile ilgili deneyimlerime geçmeden önce Disney’in hepimizin çocukluğunda ayrı bir yeri olduğunu düşünüyorum. Disney hikâyeleri hepimize bir çok şey öğretti ve kazandırdı. Ama en önemlisi hepimize hayal kurmayı öğretti. Peki, bu kadar başarılı ve günümüzde hala daha aynı heyecanla yaşıyor olmasına rağmen Disney’in kurucusu Walter Ellas Disney ‘in çalıştığı gazeteden “hayal gücü ve orijinal fikirleri”yok diyerek kovulduğunu biliyor muydunuz? Sizce bunun nedeni ne olabilir.

Walt Disney Animation Studios’un 30. filmi olan Beauty and The Beast Broadway Müzikali ile 8-26 Ekim tarihlerinde Zorlu Center Psm ‘de gösterilerine devam ediyor. Geçtiğimiz Cuma akşamı izlemiş olduğum bu müzikal ile ilgili deneyimlerimi sizlere anlatmaya çalışıcağım. Müzikal 18 Ekim’de İstanbul’a veda edecekti fakat yoğun ilgi sebebiyle 26 Ekim tarihine kadar uzatıldı. Peki, müzikalin bu kadar başarılı olmasının nedeni nedir? Bunu birkaç başlık atlında


7 toparlayabiliriz. İlk etken tabiî ki de müzik direktörü Michael Borth tarafından yönetilen orkestra! Orkestra o kadar başarılı ki sadece size bir müzik ziyafeti yaşatmakla kalmayıp sizi tam da o dünyanın içine çekmeyi başarıyor. Oyuncular; Öncellikle şunu söylemek gerekir ki tüm kadro çok başarılı. Müzikalin baş rollerini Hılary Maiberger (Belle) ve Darick Pead (Beast) paylaşıyor Başrollerin yanı sıra hikâyede çok önemli yerleri olan olan Gaston (Adam Dietlein) ve Lumiere (Hassan Nazarı-Robatı) karakteri tüm gösterim boyunca öne çıkan başarılı performanlar sergiliyorlar. Sahne ve Mizansen; Tüm müzik ve dans ziyafetinin yanı sıra görselin olmazsa olmazı olan dekor ve kostümler oldukça

başarılı. Gözünüze Hikâyeyi anlatırken en çok göze çarpan öğelerden biri de kesenlikle ışık oyunları. Gösteri boyunca ışık oyunları o kadar güzel, yerinde ve anlamlı kullanılmış ki adeta sizin bu büyülü dünyada kaybolmanıza neden oluyor Tüm bunlar bir araya gelince de Disney’in o renkli dünyasında hayallere dalıp gitmemek imkânsız hale geliyor. Bütün bunarlında ötesinde Disney dünyasının hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap ettiğini düşünürsek. Gösteri bu iki durumu da çok iyi harmanlamış. Öyle ki çocuklar için eğlenceli, komik yetişkinler için ise daha ağır ve duygusal diyebileceğimiz sahneler çok güzel dengelenmiş ve gösterinin içine aynı oranda serpiştirilmiş.


8


9

Adı üstünde playlist “Loş bir ışık, rahat bir kanepe ve tabiki de…” / Alp Kargören

Üniverzete’nin bu sayısında sizler için şeker mi şeker bir liste hazırladık. Nasıl şeker? Kime göre neye göre şeker? Diyecekler için şöyle açıklayalım: Sabah kalkıp işe-okula gittiniz, öyle yorucu bir gün ki; artık bitse de evime gidip ayaklarımı uzatsam modundasınız. Eve geldiğiniz anda ihtiyacınız olanlar; loş bir ışık, rahat bir kanepe ve tabiki de playlistimiz! İlk şarkısından son şarkısına kadar ruhunuzu okşayacak listede Chet Faker, Lilly Wood, Oh Land gibi güçlü vokallerin yanı sıra son zamanlarda adından çok söz ettiren Flume, Justin Timberlake’nin efsanevi Suit&Tie şarkısına harika bir remix yapan Oliver Nelson gibi şahane Dj’lerimiz de bu listede sizlerle buluşmayı bekliyor. Sözü daha fazla uzatmadan sizleri bu listeyle rahatlamaya davet ediyoruz, keyfini çıkarın!

http://goo.gl/5j4XlN


10


11


e t e z r e üniv zete Fotoğraf: Demet Açıkgöz (Zararsız Haller)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.