Adalet ve Özgürlük İçin Savunma 10

Page 1

SAVUNMA Adalet ve özgürlük için

15 Mayıs 2017 Sayı 10

ÖZEL HAREKAT DEVLETİ Hukuk devleti, adalet sarayları, yüksek kürsüler, “Türk Milleti adına” verilen kararlar... Hukuk tüm şatafatlı ama içi boş terimleri ve teamülleri tiyatro görevini yerine getirmeye devam etse de, faşizm bu tiyatroya bile tahammül edemiyor. Kürt halkına, devrimcilere, halka karşı olanca öfkesiyle basıyor tetiğe, “yasal mermi” kuşanmış özel harekat polisiyle. “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” Anayasa, madde 17. “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.” Anayasa, madde 9. Burjuva devletinde hukuk, burjuvazinin kendi sesi kendi sözüdür. Yani her ne kadar eşitlikçi, tarafsız, bağımsız görünürse görünsün aslında burjuva sınıfının çıkarlarını yansıtır. Özel mülkiyetin bekçisidir, onu cansiperane savunur. Tabi özel mülkiyeti ortadan kaldırmaya niyetlilerin de, en radikal düşmanıdır. Bu gerçeğin yanında sınıflar mücadelesinde kanlı mücadeleler ile birçok hakkı sökerek almış ve bu hakları da burjuvazinin hukukuna kabul ettirmiştir. Belki de bu haklardan akla gelecek ilki yaşam hakkıdır. Ancak, yukarıda da belirttiğimiz gibi hukuk ne tarafsız ne de bağımsızdır. Kendi sınıf çıkarlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Sınıflar mücadelesi yükseldi mi burjuvazi kendi hukukunu bile hiçe sayar, işte o boşluktan kanlı ellerini uzatır faşizm. En yüksek perdeden savunduğu hakları bile yırtar atar, yaşam hakkını yok sayar, adına da “devlet güvenliği” der, “kamu esenliği” der, bununla da kalmaz, emrindeki medyasına haberler yaptırır, gerçek dışı suçlamalarla saldırır. Sonuç ne olur? Sonuç olarak ortada bir katliam, bir yargısız infaz kalır. Bu katliam devlet eliyle “aklanıp paklanmıştır” artık. Kimse sormaz suçu neydi diye, bir özel harekat polisinin mermileri mahkemeyi kurmuş, yargılamayı yapmış, cezayı kesmiş ve infazını vermiştir. Anayasa maddeleri, kanunlar artık kağıtlardaki boş laflardan ibarettir. Son darbeyi de “Neden öldürdünüz” diye sormaya çalışan avukata verdiği cevapla savcı vurur: Takipsizlik.Artık, her şey bitmiştir. Peki, öyle midir?

Günay Özarslan, Yeliz Erbay, Şirin Öter, Dilan Kortak, Dilek Doğan ve son olarak 18 yaşındaki Sıla Abalay. Çok değil, son 2 sene içerisinde kaldıkları evlere yapılan operasyonlarda katledilen kadınlar. Ve daha nicesi, Kürdistan’da bu şekide katledilenlerin çetelesini tutmak bile elimizde değil. İşte hukuk devletinin, işte adalet saraylarının gerçek yüzü budur. Devletin öldürmek için her zaman bahanesi vardır, “çatışmaya girmiştir”, “örgütün en üst düzey yöneticisidir”, “direnmiştir.” O andan itibaren devletin paralı tetikçilerinin burnu kan kokusunu alır, evlerin kapılarını kırarlar, devasa silahlarından çıkan mermilerle katlederler devrimcileri, yurtseverleri, muhalifleri ve en nihayetinde itaat etmeyen tüm halkı. Biz hukuk öğrencilerinini derslerine girerler sonra büyük profesörler, ünvanları saymakla bitmeyen hukukçular. Anayasa derler, yargı yetkisi mahkemelerindir derler, kimsenin yaşam hakkı elinden alınamaz derler. Sonra, ne olur? Sonrası teori değil, gerçektir. Günay Özarslan’ın vücudundan onlarca mermi çıkarılır, Dilan Kortak sabaha karşı katledilir, Dilek Doğan’ın “Galoş giyin” demesi katline yeterli sebeptir. Artık memurluğu bırakıp, devlet olmuş özel harekat polislerinin hukukudur olan. Burjuvazinin hukukudur, sömürücülerin hukukudur, 16’sında Sıla Abalay’ı tutuklayan, 18’inde katleden, katledildiği eve avukatlarını sokmayan, evi mühürleyenlerin hukukudur. Kalın hukuk kitapları, sayfalar süren mahkeme içtihatları, AİHM kararları, binlerce sayfa tutan yasal mevzuat. Hayır, hukuk yoktur, adaletin cenaze namazı çoktan kılınmıştır. Peki, ne yapılmalıdır? Faşizm, mermilerini halkın üstüne yağdırmaya devam ederken, boş bırakılacak tek bir mevzi dahi yoktur. Bu şartlar altında, bir “hukuka inanmayan hukukçunun” yapacağı şey halkın, ezilenlerin, katledilenlerin haklarını savunmak için her şeyi yapmaktır. Çünkü bilinmelidir ki, katliamlar katledenleri kurtarmaz, onların sonunu getirecek olan adalet mücadelesinin ateşini harlar.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.