8 minute read
II.2.2. Olay Örgüsü
ve Nuri ile Zeytine dünya evine girer. Bir hafta sonra Nuri cepheye gider, askerleriyle birlikte dağlık bölgede yedi sekiz ay görev yapar, Zeytine’yle arada bir telefonla konuşur. Kız bir ay sonra anne olacağını söyleyerek onun dönmesini ister, fakat Nuri yakın gelecekte mutlaka döneceğine dair söz verir. Bu sırada haberci gelir ve bir bölük çetenin kendilerine doğru gelmekte olduğunu söyler. Nuri dağa çıkıp dürbünle etrafı incelerken nereden geldiği belirsiz bir kurşunla şehit düşer. Sonuç olarak, Çin'de yaklaşık üç sene süren iç savaşta, Moa liderliğindeki Kızıl Ordu zafer kazanır, Çang Kayşek liderliğindeki Gomindang ordusu Tayvan'a kaçar. Mao, Şincan vekillerini Çin Halk Cumhuriyeti kuruluşu öncesi düzenlenecek Halk Siyasi Danışma Konferansı'na davet eder. 27 Ağustos 1949 tarihinde Ahmetcan Kasimi, İshakbek Monunov, Abdülkerim Abbasof, Delilkan Sugurbayov’ları taşıyan uçak Almatı'dan kalkarak Pekin'e doğru giderken kaybolur, daha sonra onların kazaya uğradıkları haberi gelir. Tüm Şincan halkı yasa boğulur. Gani Batur Gulca sokaklarında at koşturarak haykırır, tabancasından göğe doğru ateş eder.
II.2.2. Olay Örgüsü
Advertisement
Hikâye ve romanda vaka asıl unsurdur, diğerleri vakanın etrafında birleşerek eseri vücuda getirirler. Vaka da anlatma vasıtasıyla dikkatlere sunulur. Vakayı yok saydığımızda bu vadiye giren edebî nevilere ait eserlerden elimizde bir yığın söz kalır. Vaka eserde nakledilen hadise veya hadiseler zinciridir92 .
Tarihsel roman, roman tanımı gereği geçmiş olayları konu alır. Tarih, zamanın yeniden yorumlanmasıdır. İnsanın yaşadığı serüvenler, insan ile insan, insan ile doğa, insan ile toplum ilişkileri, toplumsal olay ya da olgular ekseninde gerçekleşir. Olan her şey aslında insan ile insan, insan ile kendisi, insan ile doğa, insan ile toplumsal çevrenin çatışmasından oluşur. Her romanda vaka vardır. Her vaka birer sorunu da beraberinde getirir. Zordun Sabir, klasik roman yöntemini izleyen, romanındaki olay örgüsünü tarihi vaka ve onun içinde yer alan, ilk örneği bulunan başkahraman etrafında kurgulayan bir yazardır. Zordun Sabir, olayları kurgularken arkasına tarihsel olayları ve gerçekleri almıştır. O, tarihsel olayları tarihte olduğu gibi işlemiş, onlarda değişiklik yapmamış, ancak bu olayları ek olaylarla birlikte sunmuştur. Romanın vakasını kurgularken
92 Aktaş, age, s. 11, 12.
tarihsel olaylara göndermeler yapmış. İşte bunlar kurmaca ile gerçekliğin örtüşmesini ve okurda gerçeklik izlenimi uyandırmasını sağlamıştır. Yazar, tarihi olayları sadece kronolojik bir şekilde anlatmış değil, aynı zamanda olayların sebep-sonuçlarını, mazlum halk ile zalim güçler arasında büyüyen gerilim ve çatışmaları, özgürlük kahramanları ile faşist yönetim arasındaki ölüm kalım savaşlarını, özgür yaşam ve mutluluk isteyen genç nesillerin aşk hikâyelerini destansı bir biçimde anlatmıştır. “Olay örgüsü, olup biten şeyleri nedenleri ve sonuçlarıyla, etki ve tepkileriyle birlikte sunmaktır.”93
Romanın mantıksal yanını oluşturan olay örgüsü vakanın beslediği, yönlendirdiği bir yapıdır. Roman, türü ve kuruluşu itibariyle her biri, bir vaka parçası etrafında anlamlı birtakım metin halkalarından meydana gelir. Her metin halkası romanın genel yapısında yer alan şahıs, zaman, mekân gibi elemanları içinde barındırır. Belirli bir mantık dâhilinde peş peşe gelen metin halkalarıyla roman bir bütünlük, tamlık kazanmış olur. Olay örgüsü bu bütünlüğün metin halkaları düzeyinde idrak edilmesidir. Vaka, nabız atışlarıysa, olay örgüsü bir romanın sesidir, hem de anlamlı renkler taşıyan, romancı tarafından bile isteye kurgulanmış sesidir94. Zordun Sabir, tarihî olayları kurgularken geçmişi bugüne getirmeyi hedeflemiştir. Ancak olayları öyle rastgele getirmemiştir, geçmişe geçmişin gözüyle bakmıştır, gerçek ile kurgunun kaynaşmasından oluşan olayların canlılığı, inandırıcılığını korumak için anlatı ve tasvirleri hep o günlerin havasıyla sunmuştur. “Olay örgüsü, seçilen, düzenlenen olaylar ve bunların yer, zaman ve kişilere bağlı olarak organik bir biçimde kurgulanmasıdır... Hacim bakımından olay kurgusu, ya panoramik ya da epizot roman olarak ikiye ayrılır… Panoramik roman, pek çok olaylarla ve kişilere yer veren, geniş ve önemli bir dönemi bütün ayrıntıları, olay ve kişileri ile genişçe sergilemeyi amaçlayan romanlardır.”95 Anayurt romanındaki olay örgüsüne baktığımız zaman, olaylar ve şahısların çokluğu, Uygurların o dönemdeki özgürlük mücadelesi ve yaşam tarzını geniş ölçüde sergilediği bakımından onun panoramik bir roman olduğunu görürüz. Romanda vaka, bir düz çizgi üzerinden çok paralel veya daha çok çizgiler üzerinde cereyan eder, buna göre olay örgüsü de biraz karmaşık ve çok yönlüdür. “Anayurt romanında Nuri, Muhtar Bay, Ziyavdun, Gani
93 Nurullah Çetin, Roman Çözümleme Yöntemi, 9.basım, Öncü Kitap Yayınları, Ankara, 2009, s.188 94 Tekin, age, s. 74. 95 Nurullah Çetin, age, s.188, 190.
Batur gibi şahısların hikâyeleri özel ve bağımsız şekilde anlatılır. Anlatılanların birçoğu hem birbiriyle ilişkilidir hem de bağımsızdır. Böylece eser ağlı yapı olarak esnek, ilginç bir biçim kazanmıştır” 96 . Bunun içinde başkahraman Nuri’nin 17 yaşından 26 yaşına kadar olan sevgi ve inkılap/savaş hayatı olay örgüsünün genel çizgisini oluşturmaktadır. “Anayurt romanının yapısı çok sağlamdır. Eserdeki vaka, başkahraman Nuri’nin serüvenleri etrafında gelişir. Onda şiddetli savaş meydanları, romantik aşk hikâyeleri, büyük tarihî şahsiyetler, sıradan insanlar da vardır.” 97
Roman, 60 ayrı bölümden oluşmaktadır. Bir de en son “sonuç” bölümü eklenmiştir. Bu bölümlerin her birine bir birim gözüyle bakmak yerinde olur. Fakat birçok bölüm birbiriyle iç içedir ve bir biriyle bağlantılıdır. Romandaki vaka genellikle Nuri’nin etrafında gerçekleşir. Bu nedenle biz Nuri’yi esas alarak olay örgüsünü inceleyeceğiz. Öncelikle olay örgüsünün kronolojik yapısına göre onu Üç Vilayet İnkılabı öncesi, İnkılap dönemi ve İnkılap sonrası olarak üç kısma ayırmak mümkündür. Romanda 1. bölümden 34. bölüme kadar anlatılan kısım inkılap öncesine aittir. Bu bölümlerde başkahraman Nuri’nin savaşa katılmadan önceki geçmişi, nasıl bir ortamda doğup büyüdüğü ve yetiştiği anlatılır. Üç Vilayetten biri olan İli’nin Gulca ilçesinde yaşayan Ziyavdun ailesi ve onun etrafındaki Tarancılar (çiftçiler) karanlık bir rejim altında sefil, sıkıntılı günler geçirir, fakat onların manevî olarak hayat dolu bir yaşamı vardır. Ziyavdun, eşi Reyhangül’le birlikte çocuklarını iyi geçindirmeye çalışır. Nuri Gulca şehrinde lisede okur ve kendisi bu ailede en çok okuyan bir tek çocuktur. Reyhangül, bir gün çok yorgunluktan baygınlık geçirir ve hayatını kaybeder. Ziyavdun, öksüz kalan çocuklarıyla sıkıntı çekmeye başlar. Akrabalarının insafsızlığı nedeniyle vergi ödemediği gerekçesiyle hapse girer. Nuri, babasını kurtarmak amacıyla bu durumu Gani Batur’a anlatır. Gani Batur, zenginlerin malını çalıp fakirlere dağıtan, hapishanelerden defalarca kaçan bir pehlivandır. Gani üç çeriyi öldürüp Ziyavdun’u kurtarır. Fakat çeriler, Ziyavdun’un evine baskın yapıp küçücük Hemra’yı vurarak öldürür. Bunları duyan Nuri zalim güçlerden intikam almaya karar verir. Bu arada Nuri’nin lisedeki sınıf arkadaşı Sabiha, Nuri’nin yanına gelir. Sabiha makam mevki için kendisini mal olarak Çinli beyzadeye vermek isteyen üvey babasının elinden
96 Muhammed Huşur, age, s. 92. 97 Muhammed Huşur, age, s. 423.
kurtulup gelir. Nuri kendi evinde kızla birlikte olur ve onu kurtarmanın peşine düşer. Sabiha, annesi ve kız kardeşiyle birlikte kaçırılır. Fakat yolda düşmanların eline düşer. Gulca’da tutuklama başlar, Nuri’nin çok sevdiği öğretmeni Rusulov da kayıplara karışır. Nuri, sınıf arkadaşlarıyla birlikte gizli bir örgüt kurar ve kendisini takip eden hain öğretmeni dövüp okuldan kaçar, hakkında tutuklama kararı çıkar. O, Gulca şehrindeki en büyük iş adamı Enver Musabayov’un firmasında Alman tekniker kılığında çalışır. Bir sene sonra Gani Batur’la görüşür ve onun emrinde “eşkıyalık” yapar ve örgüt arkadaşlarını etrafına toplar. Atları toplayıp Sovyetler Birliği’nden silah satın almaya başlar. Buraya kadar anlatılanlar bize Nuri’nin geçmişi hakkında detaylı bilgi vermekte, Nuri’nin yakışıklı, akıllı, çalışkan bir çocuk olduğu, spor yapmayı, şiir yazmayı, derin konularda düşünmeyi seven birisi olduğu, sonradan siyaset ve özgür yaşam hakkında düşünmeye başladıkları bu bölümlerden anlaşılır. Nuri’nin etrafında gerçekleşen tüm olaylar aslında onun bu özelliklerini yansıtmak ve ispatlamak için kurgulanmış gözükür. Bir de onu kahramanlığa sürükleyen sebepler de vardır. Yani babası tutuklanır, kardeşi öldürülür, sevgilisi kaçırılır ve öğretmeni kaybolur. Tüm bunlar onun savaş kahramanı olmasına zemin hazırlar. Yazarın bu olayları kurgulaması Nuri’yi kahraman yapması bakımından çok önemlidir. Romanda 34. bölümden 51. bölüme kadar anlatılan olaylar inkılap/savaş dönemine aittir. Bu bölümlerde Nuri’nin savaş serüvenleri yaşam olaylarıyla birlikte anlatılır. Yazar bir yandan tarihi olayı gerçek yönüyle anlatırken, bir yandan savaş kahramanı Nuri ve onun gibi nice aslanların savaş hikâyesini geniş ölçüde tasvir eder. Üç Vilayet İnkılabı resmen başladığında Nuri, Nilka ilçesini kuşatma savaşına katılır ve burada değerli dostu Hamit’i kaybeder. Nuri, Nilka ilçesinde Sabiha’nın annesi ve kız kardeşiyle görüşür. Sabiha’nın Ürümçi’de kaldığı ve hiç haberinin olmadığını öğrenir. Nuri, ablasına çok benzeyen Feriha’dan hoşlanır, Feriha da ona âşık olur. Derken Sabiha aniden evine döner ve bu aşk ilişkilerini alt üst eder. Nuri, Sabiha’nın tümüyle değiştiğini anlar ve istemese de onunla yine birlikte olur. Gomindang Silahlı Kuvveti Nilka ilçesini tekrar işgal eder ve isyancılara yardım eden kasaba sakinlerini tutuklamaya, öldürmeye başlar. Bu sırada Sabiha’nın annesi de tutuklanır ve sokak ortasında linç edilir. Buna dayanamayan Sabiha, annesini vuran askerler, etrafındaki rütbeli asker ve subaylardan 12 düşmanı öldürüp intikam alır ve kendisi de şehit düşer.
Nuri, Gulca şehrini kurtarma savaşına katılıp arkadaşlarıyla beraber cesurca savaşır. Savaşçılar şehrin büyük kısmını düşmanın elinden alır. Nuri Harembağ Savaşı’nda kahramanlık gösterir, Put Tapınağı’na saldırı sırasında şarapnelden yaralanıp hastanelik olur. Taburcu olduktan sonra lisedeki bir diğer sınıf arkadaşı Zeytine’yle karşılaşır. Doğrusu, Zeytine onu arayıp bulmuştur. Zeytine bu yakışıklı, zeki, çalışkan çocuğu daha önceden beğenmiş olsa da duygularını gizlemiştir. Çünkü Nuri köylü, fakir bir çocuktur, kız ise şehirdeki en varlıklı ailenin kızıdır, üstelik şehirdeki en güzel kız, okuldaki tüm erkek öğrenciler, hatta Gulca şehrindeki tüm beyzadelerin gözdesidir. Savaş ve kahramanlık buradaki insanların hayatı ve görüşünü kökten değiştirir, kahramanlık ön plana çıkar ve sosyal farklılıkları zayıflatır. Zeytine, Nuri’ye âşık olur, Nuri de bu sevgiyi şaşkınlık ve mutlulukla kabul eder. Feriha bu durumu öğrenince Zeytine’yi kıskanır ve sık sık Zeytine’yle çekişir. Bu bölümlerde Nuri’nin bir diğer halk kahramanı Gani Batur’la birlikte hareket etmesi, Nuri’nin aydınlık yönüyle Gani’nin kabadayılığı arasında yaşanan gerilim ve uzlaşmalar, kahraman olarak yıldızı parlayan Nuri ile üç kız (Sabiha, Feriha ve Zeytine) arasında yaşanan aşk hikâyeleri en göze çarpan olaylar dizisidir. İdeal ve kurgusal kahraman olan Nuri’nin Gani Batur, Ahmetcan Kasimi, Alihan Töre gibi Tarihi şahsiyetlerle görüşmesi, onlarla birlikte hareket etmesi ve aynı zamanda Nuri’yi merkez alan kurgusal olaylar ile gerçek tarihi olayların bir arada cereyan etmesi söz konusu romana gerçeklik kazandırmıştır. Üç Vilayet İnkılabı tarih kitaplarında da anlatılan bir olaydır. Fakat o romanda Nuri, Muhtar Bay, Sabiha, Feriha gibi kurgusal şahısların katılımı ve onlar arasında gerçekleşen dramatik olaylar vasıtasıyla daha renkli, canlı ve gözle görülür bir hale gelmiştir. Romanın 51. bölümünden sonuna kadar anlatılan bölümler savaş sonrasına aittir. Gerçi 58. ve 59. bölümlerde millî ordu ile Kazak elebaşı Osman Batur’la olan çatışmalar anlatılmış olsa da bu bir fitne savaşıdır. Savaş, Sovyetler Birliği tarafından durdurulup barış müzakeresi başlar. Nuri Alihan Tören’in kâtibi olur. Bir yaz gecesi Zeytine’yle sokakta dolaşırken kim olduğu belirsiz kişi veya kişiler tarafından vurularak ağır yaralanır. Hastaneye acil kaldırılan Nuri, daha sonra kayınpederi tarafından Moskova’ya götürülerek tedavi edilir. Böylece hayati tehlikesini atlatır ve bir süre sonra iyileşir. Tüm bu süreçte yanından ayrılmayan Zeytine ve onun babasına teşekkürü borç bilen Nuri, Zeytine’yle evlenme kararı alır. Feriha çileden çıkar, akli dengesi bozulur. Moskova’dan dönen Nuri, akıl