4 minute read
II.2.4. Şahıs Kadrosu
II.2.4. Şahıs Kadrosu
“Anayurt romanında adı geçen veya tasvir edilen kişiler toplam 200 civarındandır. Birinci ciltte 72 kişi, ikinci ciltte 61 kişi, üçüncü ciltte 66 kişi yer almaktadır.”111 Görülüyor ki, romanda şahıs kadrosu oldukça zengindir, yazar romandaki kişileri karakterize ederken, tarihten esinlenerek tüm kişilere tarihsel kimlik kazandırmıştır. Bunu Azat Sultan-Kerimcan Abdurrahim, “Zordun Sabir şahısları karakterize etmeyi çok iyi bilen bir yazardır. O tüm yazarlık hayatında insanların toplumsal gerçekle olan değişik ilişkilerini, özellikle onların zengin ve karmaşık ruh hallerini tipik ve asıl olan yaşam ortamına koyarak canlı ve inandırıcı bir şekilde tasvir etmiştir.”112 cümleleriyle anlatır. Hikâye, söz gelimi tarihsel bir nitelik taşıyorsa, romancı ona göre bir hazırlık yapacak ve kişilerini, tarihsel bilgilerden, belgelerden yararlanarak, esinlenerek çizecektir. Çünkü onlar, zamanın dışındadırlar ve onlara ulaşmak için tarihe başvurmak gerekir. Romancı, doğal olarak onları bugüne taşıyacaktır; ancak onlar bugünün insanları değiller, olamazlar da... Onları beşeri kılacak olan tarihsel kimlikleridir. Bu kimliğin tatmin edici düzeyde çizilmesi, onları bize yakın kılacaktır kuşkusuz. 113
Advertisement
“Kişiler sistemini meydana getiren bu figürlerin kimisi başkişi, kimisi yardımcı konumunda olabilir. Onların konum ve işlevlerini tayin eden, anlatılacak hikâyenin genel mahiyetidir kuşkusuz.”114 .
Bireylerin tarih içinde nasıl yaşadıkları merak konusudur. Tarihî romanlarda bireylerin temsilcisi olarak hep bir başkahraman vardır. Başkahraman diğer kahramanlardan farklı bir rol ve işleve sahiptir. Okuyucunun en çok ilgi duyduğu, duygudaşlık kurduğu, sevinç ve kederlerini paylaştığı, ahlakî ve düşünce tarzını benimsediği veya reddettiği, yerine göre öykündüğü, yerine göre özdeşleştiği kahraman işte odur.
Anayurt Romanındaki kişileri incelediğimiz zaman Nuri'nin baştan sona kadar başkahraman olarak yer aldığını, diğerlerinin bu eksenden uzaklaşmayarak, o büyük
111 Ekber Kadir, age, s. 253. 112 Azat Sultan, Kerimcan Abdurrahim, Uygur Edebiyatı Tarihi, Milletler Yayınevi, C. 4, 2. kitap, s. 588. 113 Tekin, age, s. 93. 114 Tekin, age, s. 94.
tarihî vakayı gereği gibi yansıtmak için devreye girdiğini görürüz. Kanaatimizce, yazar bu romanının tarihî bir destan/kahramanlık destanı gibi lirik güzellik ve belgesel nitelik taşıyan yapı olması için ter dökmüştür. Uygur romancılığının kültür ekseninde destan geleneği vardır ve destanda mutlaka bir kahraman vardır. Daha önce ifade ettiğimiz gibi, yazar kendi gençlik yıllarındaki haliyle özdeşleşen Nuri’yi ideal bir tip olarak karakterize etmiştir, zaman zaman kendi temsilcisi veya sözcüsü durumuna getirmiştir. “Anlatı sanatında ‘kahraman’ hem bir araç, hem de bir amaçtır. Araçtır, çünkü motifleri birbirine bağlar, dolayısıyla anlatımda bütünlüğün doğmasına vesile olur. Amaçtır, çünkü çoğu romanların varlık nedeni odur. Onun güçlü bir kişilik ve kimlikle yer aldığı romanlar, çoğu kez okuyucunun sevdiği, ilgi duyduğu romanlar olmuştur.” 115 Anayurt romanındaki Nuri, ideal kahraman olarak okuyucuların sevgisini kazanan bir tiptir. Bunun yanı sıra Muhtar Bay, Gani Batur da birey niteliği kazandırılmış karakterlerdir. Z. Sabir karakter hakkında şöyle der: “Kaliteli bir romancının en büyük başarısı onun unutulmaz karakterleri yaratmasıdır. Demek ki, romancılıkta karakter yaratmak çok önemlidir. Edebiyatımızda gerçi kırk elli roman, yüzlerce uzun hikâye, birçok hikâye meydana gelmiş olsa da, kitap sayfalarından gerçek dünyaya doğal olarak koşup çıkabilen canlı ve cana yakın karakterler oldukça azdır. Fakat bedii yetenekle tip derecesine yükselip de halk arasında yürüyenler kaç kişidir?”116 .
Eserin ana hatlarını oluşturan olayların zulme karşı savaş/inkılap/mücadele olduğuna göre, kahramanların çok olması kaçınılmazdır, bu kahramanların karakteri ve hareketinde vücut bulan vatan, millet sevgisi, aynı zamanda yazarın da okuyuculara göndermek istediği mesajlardır. Kahraman varken, onun karşısında şer güçler de vardır (Şeng Şisey, Abduömer). Bir de olayları daha çekici kılan kadınlar vardır (Sabiha, Feriha, Zeytine). Onlar olayların seyri bakımından, başkahramanın sahihliğini koruyan, okuyucuların ilgisini canlı tutan önemli kişilerdir. Nitekim yazarın kahramanları karakterize etmek konusundaki tutumu şöyledir: “Kahramanları karakterize etmek diri, canlı adamın soyut portresini dil vasıtasıyla çizmek demektir. Eserdeki yaşam teferruatları, kişilerin konuşması ve hareketi, fikir yürütme usulü ve
115 Tekin, age, s. 95. 116 Zordun Sabir, age, s. 67.
portre tasvirinden yola çıkarak, bir kişinin özelliğini doğal olarak oluşturmak sadece usta yazarların elinden gelir.”117 .
Romandaki şahıs kadrosunu tasnif ederken, başkişi veya asıl kahraman olarak tanımlayacağımız kişinin sadece Nuri olduğunu görürüz. Fakat diğer kişilerin sırf yardımcı şahıslar olduğunu söylemek oldukça güçtür. Çünkü bazı kahramanlar asıl kahramandan bağımsız veya ona yardımcı olarak karakterize edilmiştir. Muhtar Bay, Gani Batur, Ziyavdun, Ahmetcan Kasimi gibileri bunun birer örneğidir. Bunlardan prototipi (İlk örneği) olan, fakat daha çok kurgusallık taşıyan kişiler vardır (Muhtar Bay, Abduömer), bazıları tarihten beri bilinen meşhur kişilerdir (Ahmetcan Kasimi, Alihan Töre), onların tarihî kayıtları veya başkaları tarafından yazılan hatıralar/biyografileri vardır. Yazar bu kahramanları anlatırken fazla kurgu yapmaya lüzum görmemiştir. Bütün bunlara rağmen, romanda anlatılan kahramanlar, gerçekte yaşamış ve yaşamakta olan kahramanlardan farklıdır. “Bir romanda yer alan kişi ne kadar bildik olursa olsun o, önce roman kahramanıdır. Sorulması ve sorgulanması gereken nokta, romancının onları birer roman kahramanı olarak iyi çizip çizemediği hususudur. Buna bakmak lazım.” 118 . Anayurt romanında başarıyla çizilen birçok kahraman bulunmaktadır.
Tarih ve biyografi kitaplarında yer almış ünlü şahsiyetlerden Alihan Töre, Gani Batur, Ahmetcan Kasimi, Abdülkerim Abbasof gibi kahramanları tip olarak değerlendirmek yanlış bir yaklaşım olur. Çünkü tip kendi dışında bir şeyi temsil eden kişidir, doğal olmaktan çok, yazarın bir heykeltıraş gibi çok özenle tasarladığı ve yaptığı bir figürdür. Birçok romancı bilir ki, tip doğal değildir, yapmadır... Ferdî olmaktan ziyade başkalarında da mevcut ortak özellikler taşıyan ve bu özellikleri en belirgin şekilde temsil eden şahıstır 119 . Yani tarihî romanlarda tarihî şahsiyetleri yapmacık olarak tip derecesine yükseltmek değil, şahsın özünü göstermek, sahihliğine özen göstermek söz konusudur. Anayurt romanında yazar bu noktayı dikkate alarak, tarihî şahsiyetler üzerinde araştırmalar yapmış, kaynakları tek tek incelemiş, Savaşlar yaşandığı yerlere gidip, hayatta olan şahitlerden hikâyeler dinleyip notlar almıştır, sonuç olarak tarihî şahsiyetleri başarıyla karakterize etmiştir.
117 Zordun Sabir, age, s. 67. 118 Tekin, age, s. 93. 119 Tekin, age, s. 114.