4 minute read
II.2.5. Zaman
en değerli şeydir, güzel yemek, tatlı meyve, güzel şarkı, güldürücü şakaların hepsi birer sanattır ve insan bunlarsız hayatın tadını çıkaramaz. Hakimbey Hoca, köylülerin, fakirlerin, şehirdeki garibanların hakkını gözetir, onlara gereken yardımları verir, fakat bu durumu inkılap siyaset yoluyla kökten değiştirmeyi pek düşünmez, en azından inkılapçılar gibi aktif bir tavır sergileyemez. Çinli yöneticilerle yüz yüze gelmekten, konuşmaktan aşırı derecede sıkılır ve fırsat buldukça böyle toplantılardan çekilir. İnkılap başladığında o üstüne düşeni yapmaya çalışır, kendine temsilen oğlunu gönderir. İnkılap zafer kazandıktan sonra reis yardımcısı olur, fakat ofisinde doğru düzgün çalışmaz, etrafına çenebazları toplayıp havadan sudan konuşarak, espri yaparak neşeli zaman geçirir. Neredeyse her gün ziyafetlerde, eğlence toplantılarında suya dalmış balık gibi rahat yaşamaya devam eder.
Hâkim Bey Hoca ömrü boyunca makam ve mülkünden ayrılmayan, kimseye zararı dokunmayan, kimseden zarar görmeyen, keyifli yaşayan bir kişidir, Üç Vilayet İnkılabı da onun bu yaşam tarzını değiştirememiştir.
Advertisement
II.2.5. Zaman
“Destandan romana kadar uzanan ‘anlatı’ yapılarının ‘zaman’ gerçeğinden soyutlanarak inşa edilmesi mümkün değildir… Hal böyle olunca ‘zaman’ unsuru romanın temel yapısını meydana getiren temel elemanlar arasında yer alır. Bir romanı, zamandan soyutlamak mümkün olamaz.”121
Bir tarihî roman olarak Anayurt, zamanla iç içedir. Romanda geçen tarihî olay yaklaşık on senelik bir zaman dilimini kapsamaktadır. Fakat anlatıdaki zaman süresi bununla sınırlı kalmamış, yazar-anlatıcı veya kahraman anlatıcının geçmiş olayları anlatması sonucunda daha eski dönemlere kadar gitmiştir. Çünkü Üç Vilayet İnkılabı, 1860'lı yıllarda patlayan İli Köylüler İnkılabı ve 1930'lı yıllarda patlayan Kumul köylüler İnkılabının bir devamı niteliğindedir; Bunu dikkate alan yazar, Üç Vilayet İnkılabıyla ilgili olayları anlatırken, geriye dönüş tekniğini kullanarak daha önceki inkılapları anlatmakta, 1860'lı yıllarda İli'de kurulan İli Sultanlığı ve 12 Kasım1933'te Kaşgar'da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'nden bahsetmektedir. Nitekim 12 Kasım 1944'te kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti, 12 Kasım 1933'te Kaşgar'da
121 Tekin, age, s. 122, 123.
kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'yle ay, gün tarihî aynı olarak tevafuk etmekte ve tarihçiler tarafından İkinci Doğu Türkistan Cumhuriyeti olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, yazarın Üç Vilayet İnkılabından önceki tarihleri anlatması yerinde olmuş, romandaki vakanın zamanı bir önceki tarihe bağlanmış, böylece romandaki zaman genişlemiştir. Bir romanda zaman tablosu, ilk elde, vaka zamanı ve anlatma zamanı olarak iki düzeyde şekillenir… Bir olay, belirli bir zamanda cereyan eder (vaka zamanı), bu olay belirli bir süre sonra romancı tarafından öğrenilir/duyulur, yine aynı olay, belirli bir zamanda kaleme alınır (anlatma zamanı) ve yine belli bir sürede (anlatım süresi) sunulur, anlatılır… Anlatım süresi romancı tarafından kurgulanan anlatım sistemindeki itibari zamandır: Bu zaman görecedir ve romandan romana değişir. Söz gelimi uzun yılları kapsayan bir olay, birkaç günlük veya birkaç saatlik zaman diliminde anlatılır.122
Anayurt romanındaki vaka zamanı genellikle 1937 yılından 1947 yılına kadar olan tarihî süreçtir, eğer buna daha önce belirttiğimiz gibi, Üç Vilayet İnkılabı öncesi tarihî eklersek yaklaşık 90 senelik bir zaman dilimi ortaya çıkar. Yazar bu romanı o tarihten 45 sene sonra yazmaya başlamıştır. Üç Vilayet İnkılabı döneminde ‘Nuri’nin köyünde’ bulunan, henüz çocuk yaşında olan yazar, yıllar sonra biriktirdiği tarihî bilgi ve hatıralarını çok iyi değerlendirmiş, gerek resmi tarih, gerek kurmaca olsun, zaman meselesinde çok ince, hassas bir tutum sergilemiştir. “Zaman, romanın ruhudur ve bu ruh, kaliteli romanların satır aralarında kendini sürekli hissettirir… Zaman, olayları doğrulayan, olayların okuyucu zihninde gerçeğe yatkın bir izle yerleşmesini sağlayan bir süreçtir. Bu nedenle bir romancı, yetenek ve ustalığını, zamana tasarruf etmede de göstermelidir.”123 Söz konusu romanda zaman, tarihî bir zamandır, yazarın bulunmadığı bir dönemin olayları anlatılmaktadır. Yazar tarihe bakarak zamanı düzenlemiştir. Düzenlerken edebî kurallara uyarak, olayları normal seyriyle, geriye dönüşlerle, özetlemelerle, bazen olaydan olaya atlama yöntemiyle sunmaktadır. Romandaki tarihî olayların genellikle kronolojik sırayla dizilmesi yazarın amacı ve eserin yapısına uygun düşmüştür. “anlatının zihinlere en kolay taşınan ve okuyucuyu anlatıya yakın kılan hikâye, olayların zaman sırasına göre anlatılmasıdır. Ancak, buradaki zaman sırasına göre ifade-veya niteleme- grubu
122 Tekin, age, s. 131. 123 Tekin, age, s. 129, 130.
romanın (eserin) kurmaca dünyasıyla ilgilidir. Kurmaca özellik taşıyan bu dünyadaki zaman yapılanmasını okuyucunun kronolojik olarak idrak etmesi doğaldır.” 124
Yazar Üç Vilayet İnkılabıyla ilgili, tarih kitaplarında yer almadığı, ancak roman açısından değerli olduğu tarihî olayları kurgu ile birlikte zaman/ tarih noktasında başarılı bir şekilde birleştirmiştir. Yaşanmış olayların tarihî bellidir ve kurgulanamaz. Fakat tarihsel olaylar çerçevesinde gelişen kurgusal olaylar, zaman unsurunun katılımıyla gerçeğe uygun olabilmiştir. Gerçek olaylar roman dünyasındaki itibari âleme geçerken, mutlaka bir zaman içinde gerçekleşir ve bu zaman da itibari bir zaman olur. “ Bir romanı edebî kılan taraf, vakanın (olayın), şöyle veya böyle bir zamanda cereyan edip etmemesi değil, vakanın anlatılma süresinin ustalıkla düzenlenmesi, dolaysıyla esere, zaman planında derli toplu bir görünüm kazandırılmasıdır. Çünkü bir romana edebî nitelik kazandıran, gerçek (Real)zaman değil, yazar tarafından oluşturulan ‘itibari’ zamandır”. 125
Romanda yazar zaman unsurunun sağlam olmasına oldukça önem vermiş, gerçek ile kurguyu itibari zaman içinde sentezlemiştir. Zamanı sunarken bazen olayın geçtiği tarihî net bir şekilde vermekte:
“19 Mart 1942 tarihinde karlar erip sokaklarda kar suları akmakta olan bu günde Şeng Duben’in dördüncü kardeşi Şeng Şiçi kendi evinde aniden vuruldu ve öldü. Şeng Şisey geceleyin derhal toplantı düzenledi.” (Anayurt, C.1, s.470)
Bazen zamanın ne kadar sürdüğünü göstermekte:
“Bu sene yazda-son zamanlarda Çang Kayşek Şeng Şisey’e Mao zemin, Çen Tiançu, Lin Cilu’ları öldürmek konusunda talimat verdi. Liu Bingde Şeng Şisey’in talimatını alıp, Ürümçi Batıkapı’daki 2. Hapishane’ye gidip, zindancı Cang Şisi’ye aynı yöntemle öldürmek konusunda talimat verdi.” (Anayurt, C.2, s. 650)
Ve bazen olayların sunuluşundan geçen veya yaşanan süreyi hissettirmektedir:
“Hasat etme zamanı başladı. Bu günlerde köy sokaklarında buzağıdan başka canlı gözükmüyor. Kadınlar sukabaklarına sütlü çay, kıl heybesinin iki tarafını çay, ekmek, tabaklarla doldurup yalın ayaklarıyla sıcak yeri basarak tarlaya koşuyor.” (Anayurt, C.2, s. 49)
124 Tekin, age, s. 135. 125 Tekin, age, s. 134.