içindekiler 22 İ. Kaan Sidar TÜGİS Genel Sekreteri
DÜNYA GIDA GÜNÜ
SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA KONFERANSI 2017
6 PERSPEKTİF Necdet Buzbaş TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı
GÖZ GÖRMEKLE DOYMUYOR, KULAK İŞİTMEKLE DOLMUYOR KISA HABERLER Jumbo’dan daha Jumbo Dardanel’den ‘Jumbo’ Lezzet Tamek’ten Portakal Parçacıklı Meyve Suyu: Tamek Tanelim
20 Dr. Ayşegül Selışık Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı
Göçün geleceğini hep birlikte değiştirelim
24
Begüm MUTUŞ Ülker Sürdürülebilirlik Platformu Koordinatörü
BU DÜNYA BİZİM
Beslenme Çantalarının Doğal Kahramanı Fora Zeytin Ezmesi Mulino Bianco kısacık molalarda hayatınızı tatlandıracak Metro’nun yeni Gıda Kategori Grup Müdürü Mesut Doğukan oldu Abalıoğlu Grubu’nda Gıda İş Ünitesi Genel Müdürü Mustafa Özdil Oldu Nestle Türkiye Çikolata ve Şekerleme Genel Müdürlüğü görevine Özgür Karakaş atandı 2 EYLÜL - EKİM 2017
28
32
Rahmi GENÇER
Benhan İbrahim Kantarcı
Ayvalık Belediye Başkanı
ATO Yönetim Kurulu Başkanı
Ayvalık’ın, ‘Değişirken aynı kalan, aynı kalırken gelişen’ bir dünya kenti olması için çalışıyoruz.
HASAT GÜNLERİ’NİN BU YILKİ SLOGANI:
“ULUSAL DEĞER ZEYTİNYAĞI, HEDEF BÜTÜN DÜNYA”
REKLAM İNDEKSİ Ön Kapak İçi 1. Sayfa 5. Sayfa 7. Sayfa 9. Sayfa 11. Sayfa 13. Sayfa
: KÖKLÜ : ÜLKER : EKBİR : AYTAV : KARMA GRUP : RAMADAN ÇETİN : PROGIDA
15. Sayfa 21. Sayfa 31. Sayfa 45. Sayfa 55. Sayfa Arka Kapak İçi Arka Kapak
: SULTAN ET : SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA KONFERANSI : AYVALIK BELEDİYESİ : TEMA : FOODPRODUCT : GÜRSOY : CITYFARM
50 GIDA ARAŞTIRMA 49 35 Dr. Suzan Kantarcı Savaş Araştırma Görevlisi
Sabancı Üniversitesi gıdaların raf ömrünü uzatan nano-kil katkılı ambalaj geliştirdi
AYVALIK ZEYTİNYAĞINA DEĞER KATANLAR
yeşil vadi 38-39
42
TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı
PARA YENMEZ Kİ!
40
Cityfarm Yönetim Kurulu Başkanı
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN TOPRAĞI, HAVAYI, SUYU KORUMALIYIZ
52 MAKALE GIDA SANAYİNDE TEKNOLOJİ TRANSFERİ: BAŞARI İÇİN ÖNEMLİ NOKTALAR Doç. Dr. Y. Birol Saygı
58 GIDA MEVZUATI
Necdet N d BBuzbaş b
Ayhan SÜMERLİ
AKILLI AMBALAJLARIN GIDALARDA KULLANIMI Elif Demir BENZET
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz ATAÇ:
Özel sektörü doğa eğitimlerini desteklemeye davet ediyoruz
“TÜRK GIDA KODEKSİ GIDA ETİKETLEME VE TÜKETİCİLERİ BİLGİLENDİRME YÖNETMELİĞİ HAKKINDA KILAVUZ” İLE İLGİLİ NOTLAR Merih KORUT
62 ETLİ, SÜTLÜ, TATLI AYVALIK LEZZET NOKTALARI PROJESİ VE AYVALIK TATLARI Ayşe Gülnihal KAHRAMAN
EYLÜL - EKİM 2017 3
editĂśr GIDA TĂœRK DERGÄ°SÄ° Ä°MTÄ°YAZ SAHÄ°BÄ° VE YAZI Ä°ĹžLERÄ° MĂœDĂœRĂœ AYDAN KIRIĹžOÄžLU
7Ă–NHWLP )HOVHIHVL
GENEL YAYIN YĂ–NETMENÄ° AYDAN KIRIĹžOÄžLU aydank@gidaturk.com.tr
B
ugĂźnĂź anlamak için geçmiĹ&#x;i bilmek ve irdelemek gerek derler... Yuval Noah Harari’nin Ĺ&#x;u gĂźnlerde adÄąnÄą sÄąkça duyduÄ&#x;umuz Sapiens isimli kitabÄąnda insanlÄąÄ&#x;Äąn ilerlemesi, mutasyonu ve devrimlerle birlikte çarpÄącÄą varsayÄąmlar yer almakta. Ă–zellikle israf konusu çok Ăśnemliyken Sapiens kitabÄąnda geçen bazÄą satÄąrlar bugĂźne de ÄąĹ&#x;Äąk tutuyor. Acaba gerçekten de atalarÄąmÄąz avcÄą toplayÄącÄą dĂśnemde gÄądayÄą bulduÄ&#x;unda hemen hÄązlÄąca tĂźketmek gĂźdĂźsĂźnden mi bu genetik kodlama bizlere geçti? DNAlarÄąmiza hĂźkmedecek bir sistem mi gerekecek? DĂźnya GÄąda GĂźnĂź vesilesiyle geri dĂśnĂźĹ&#x;Ăźme, gÄąda israfÄąna ve sĂźrdĂźrĂźlebilirliÄ&#x;e verdiÄ&#x;imiz Ăśnemi bu sayÄąmÄązda daha da vurguladÄąk. Ă–zellikle FazlaGÄąda projesinin sahipleri olan genç giriĹ&#x;imcilerin dĂźnyadaki gÄąda israfÄąnÄą azaltmak adÄąna geliĹ&#x;tirdiÄ&#x;i yeni sistemin Ăźlkemizde yaygÄąnlaĹ&#x;maya baĹ&#x;lamasÄą ve dĂźnyaya da açĹlmÄąĹ&#x; olmasÄą herkes için umut verici. Buna paralel olarak YeĹ&#x;il Vadi sayfalarÄąmÄązda TĂźrkiye’de faaliyet gĂśsteren kĂśklĂź Ĺ&#x;irketlerin sĂźrdĂźrĂźlebilirlikle ilgili bilgilendirmelerini yayÄąnlamaya devam ediyoruz. DiÄ&#x;er bir konu baĹ&#x;lÄąÄ&#x;ÄąmÄąz olan zeytinyaÄ&#x;ÄąnÄą coÄ&#x;rafi iĹ&#x;aretlemeye sahip olan BalÄąkesir’in AyvalÄąk ilçesi Ăśzelinde ele aldÄąk. BĂśylelikle doÄ&#x;al ve sĂźrdĂźrĂźlebilir AyvalÄąk zeytinyaÄ&#x;larÄąnÄąn geçmiĹ&#x;ten geleceÄ&#x;e yolculuÄ&#x;unu sayfalarÄąmÄąz arasÄąnda izleyebilirsiniz. Sapiens kitabÄąna da konu olan insanoÄ&#x;lu çok eskiden de vardÄą ve dĂźnya herkese yetiyordu. GeliĹ&#x;en teknolojiler, doÄ&#x;aya verdiÄ&#x;imiz zararlar ve hÄązla artan nĂźfus dĂźĹ&#x;ĂźnĂźldĂźÄ&#x;Ăźnde geleceÄ&#x;imiz için farkÄąndalÄąklarÄąn artarak sĂźrdĂźrĂźlebilirlik adÄąna projelerin uygulanÄąlabilirliÄ&#x;i saÄ&#x;lanarak Ăśnemli adÄąmlar atÄąlabileceÄ&#x;i kanaatindeyim. SaygÄąlarÄąmla
$\GDQ .ĂœUĂœĂRĂ°OX
*Ă&#x2022;GD 7 UN GHUJLVL %DVĂ&#x2022;Q $KODN .XUDOODUĂ&#x2022;ÂśQD J|UH \D\Ă&#x2022;QODQPDNWDGĂ&#x2022;U <D]Ă&#x2022; )RWRáUDI YH øOO VWUDV\RQODU L]LQVL] NXOODQĂ&#x2022;ODPD] 7 P UHNODPODUĂ&#x2022;Q VRUXPOXOXáX UHNODP YHUHQ ÂżUPDODUD \D]Ă&#x2022;ODUGDNL J|U úOHU LVH \D]DUODUĂ&#x2022;QD DLWWLU
4 EYLĂ&#x153;L - EKÄ°M 2017
TAHSÄ°H ELÄ°F DEMÄ°R BENZET ART DÄ°REKTĂ&#x2013;R Ä°. FATÄ°H BEKTAĹ&#x17E;
YAYIN KURULU YAYIN KURULU BAĹ&#x17E;KANI NECDET BUZBAĹ&#x17E; TĂ&#x153;GÄ°S YĂśnetim Kurulu BaĹ&#x;kanÄą BÄ°LÄ°MSEL DANIĹ&#x17E;MA KURULU BAĹ&#x17E;KANI PROF. DR. BERAAT Ă&#x2013;ZĂ&#x2021;ELÄ°K Ä°.T.Ă&#x153;. KÄ°MYA VE METALURJÄ° FAKĂ&#x153;LTESÄ° DEKANI MEVZUAT VE GIDA HUKUKU HALÄ°S KORKUT DANIĹ&#x17E;MA KURULU Ă&#x153;YELERÄ° METÄ°N YURDAGĂ&#x153;L MĂ&#x153;MSAD YĂ&#x2013;N.KRL.BĹ&#x17E;K DOĂ&#x2021;. DR. Y.BÄ°ROL SAYGI BÄ°LGÄ° Ă&#x153;NÄ°VERSÄ°TESÄ° EBRU AKDAÄ&#x17E; MĂ&#x153;MSAD GENEL KOORDÄ°NATĂ&#x2013;RĂ&#x153; MERÄ°H KORKUT MUSTAFA BILIKĂ&#x2021;I (SULTAN ET YĂ&#x2013;N. KRL. BĹ&#x17E;K.) CAFER FINDIKOÄ&#x17E;LU MEHMET Ă&#x2021;ETÄ°N DURUK (GIDABÄ°L YĂ&#x2013;N.KRL.BĹ&#x17E;K.) OKYAR YAYALAR (Ă&#x2021;EVKO YĂ&#x2013;N.KRL.BĹ&#x17E;K.) Ä°RFAN DEMÄ°RYOL KADÄ°RYE KAHRAMAN Ă&#x2021;Ă&#x2013;ZĂ&#x153;M ORTAKLARI Karadeniz Ekonomi Murat GĂźrsoy YĂ&#x2013;NETÄ°M YERÄ° GÄąda TĂźrk YayÄąncÄąlÄąk Hizmetleri Deniz KĂśĹ&#x;kler Mh. Dr. SadÄąk Ahmet Cad. MÄązrak Sk. No: 3A AvcÄąlar / Ä°stanbul 0212 880 29 06 BASKI: Aktif Matbaa ve Reklam Hizmetleri www.facebook/www.gidaturk.com.tr www.gidaturk.com.tr www.gidaturk.twitter.com
perspektif 1HFGHW %X]EDÝ¡OD FARKLI AĂ&#x2021;IDAN
*|] *|UPHNOH 'R\PX\RU 1HFGHW %X]EDĂť 7h*Ăš6 <|QHWLP .XUXOX %DĂťNDQĂ&#x2013;
Kulak Ä°Ĺ&#x;itmekle Dolmuyor
T
homas Malthus, 17â&#x20AC;&#x2122;nci yĂźzyÄąlÄąn sonlarÄąyla 18â&#x20AC;&#x2122;inci yĂźzyÄąlÄąn baĹ&#x;larÄą arasÄąnda yaĹ&#x;amÄąĹ&#x; bir iktisatçĹdÄąr. Principles of Population adlÄą kitabÄąnda â&#x20AC;&#x153;NĂźfus artÄąĹ&#x;ÄąnÄąn gĂźcĂź dĂźnyanÄąn insan nĂźfusunun geçimini saÄ&#x;lama gĂźcĂźnden çok daha bĂźyĂźktĂźr.â&#x20AC;? deyiĹ&#x;iyle gezegen nĂźfus artÄąĹ&#x;ÄąnÄą benimsemez, desteklemez. Burada aslÄąnda iddia edilen, insanÄąn talebi sÄąnÄąrsÄąz, gezegenin (tarÄąmsal) kaynaklarÄą ise sÄąnÄąrlÄądÄąr tezidir. SonralarÄą, Ăśzellikle yeĹ&#x;il devrim olarak adlandÄąrÄąlan dĂśnemde anlaĹ&#x;ÄąldÄą ki, tarÄąm teknolojileri, yapay gĂźbreler ve ilaçlar sayesinde dĂźnya, o zaman sanÄąldÄąÄ&#x;Äąndan birkaç yĂźz kat daha verimli hale getirilebiliyor. Malthus tezi aĹ&#x;ÄąlmÄąĹ&#x;tÄą, yeterince yiyecek var, sorun bunlarÄąn daÄ&#x;ÄątÄąmÄąnda veya yeni teknolojilerin uygulanmasÄąndaydÄą. Bir sĂźre sonra bir yeni Malthusçu gĂśrĂźĹ&#x; ortaya atÄąldÄą ki; dĂźnyadaki Ăźretkenlik artÄąĹ&#x;Äą, teknoloji ve emek verimliliÄ&#x;i ile sÄąnÄąrlÄądÄąr. Bu ikinci tĂźrevin henĂźz aĹ&#x;ÄąlÄąp aĹ&#x;ÄąlmadÄąÄ&#x;Äą tartÄąĹ&#x;ÄąlÄąrken dikkate almamÄąz gereken gĂźnĂźmĂźzdeki yaĹ&#x;am tarzÄąmÄąz ve ihtiyaçlarÄąmÄązÄąn onlarÄą karĹ&#x;ÄąlamamÄązdan daha hÄązlÄą arttÄąÄ&#x;Äą gerçeÄ&#x;i oldu. GĂźnĂźmĂźz gerçekliÄ&#x;iyle yĂźzleĹ&#x;tirince; â&#x20AC;&#x153;Ä°nsanÄąn istekleri ve arzularÄą sayÄąca sÄąnÄąrsÄąz ve çok çeĹ&#x;itlidir. Ä°htiyaçlar ise genel olarak sÄąnÄąrlÄądÄąrlar ve tatmin edilmeleri mĂźmkĂźndĂźr. Ä°stekler için ise ihtiyaçlarÄąn aksine daha fazlasÄąna sahip oldukça daha da fazlasÄąnÄą istiyor gibiyiz. Ă&#x2013;nceleri ne kadar çok Ĺ&#x;eye sahip olursak, o kadar az Ĺ&#x;eye ihtiyacÄąmÄąz kalÄąr ve az Ĺ&#x;ey isteriz diye dĂźĹ&#x;ĂźnĂźrdĂźk. Fakat Ăśyle olmadÄą, ihtiyaçlar sahip olduklarÄąmÄązla birlikte arttÄą. BaĹ&#x;ka bir ifadeyle arz artÄąĹ&#x;Äą, yeni talep artÄąĹ&#x;ÄąnÄą asla yakalamayacak. Neden makul olmayÄą beceremiyoruz? Ă&#x2021;Ăźn-
6 EYLĂ&#x153;L - EKÄ°M 2017
kĂź tĂźketim baÄ&#x;ÄąmlÄąlÄąk getirdiâ&#x20AC;Ś Bu boĹ&#x;luÄ&#x;u nasÄąl kapatmalÄąyÄąz? Taleple arz arasÄąndaki mesafeyi asgariye indirmenin iki yolu var gibi. Biri talep miktarÄąna ulaĹ&#x;ana dek mal arzÄąnÄą artÄąrmak, deyim yerinde ise istediÄ&#x;imiz her Ĺ&#x;eye sahip olmak. YaĹ&#x;adÄąÄ&#x;ÄąmÄąz gezegenin sonlu kaynaklarÄąnÄąn bu hedonist programa cevap verme olanaÄ&#x;Äą yoktur. Arz talep sorununa verilecek diÄ&#x;er cevap, talebi var olan arzÄąn yeteceÄ&#x;i Ăślçßye dĂźĹ&#x;Ăźrmektir. SĂśylemesi kolay gĂśrĂźnse de bunu becermek ĂśmĂźr boyu eÄ&#x;itimi gerektirecek kadar zor bir psikolojik egzersiz ister. GĂźnĂźmĂźzde tĂźketim tam bir baÄ&#x;ÄąmlÄąlÄąk Ĺ&#x;eklini almÄąĹ&#x;. BaÄ&#x;ÄąmlÄąlÄąk hayatÄą daha iyi gĂśsterirken aslÄąnda onu tĂźketen her Ĺ&#x;eydir. Bu açĹdan, insan mutluluk ya da doyum noktasÄąnÄą bilmez, bulamaz. GĂśzlerimiz kapalÄą, el yordamÄąyla onu ararÄąz ama ancak geriye baktÄąÄ&#x;ÄąmÄązda gĂśrebiliriz. Bir zamanlar mutlu olduÄ&#x;umuz bir nokta yakaladÄąÄ&#x;ÄąmÄązÄą varsayarÄąz, ama onu ancak saÄ&#x;ladÄąÄ&#x;ÄąmÄąz fayda azalmaya baĹ&#x;layÄąnca fark ederiz. MutluluÄ&#x;a yaklaĹ&#x;tÄąkça onu daha çok arzularÄąz. Ona doÄ&#x;ru ne kadar yĂźrĂźrseniz yĂźrĂźyĂźn, her zaman ufuktadÄąr ve ufuk ona yaklaĹ&#x;tÄąkça geri çekilir. Sahip olduklarÄąmÄązÄąn arzÄąyla taleplerimiz arasÄąnda her zaman bir boĹ&#x;luk olacaktÄąr. Ă&#x2013;nemli olan gezegenimiz sĂźrdĂźrĂźlebilirliÄ&#x;i için bu boĹ&#x;luÄ&#x;u doldurma inadÄąndan insanlÄąk adÄąna vazgeçebilme olgunluÄ&#x;unu yakalamak ve bununla mutlu olabilmektir.
kısa haberler JUMBO’DAN DAHA JUMBO
DARDANEL’DEN ‘JUMBO’ LEZZET Türkiye’nin balık uzmanı Dardanel, su ürünleri ailesine ‘Jumbo’ bir lezzet ekledi. Yeni Dardanel Jumbo Karides, zengin protein ve selenyum içeriğinin yanı sıra benzerlerinden daha büyük boyutu ve lezzetiyle de dikkat çekiyor.
BESLENME ÇANTALARININ '2ø$/ .$+5$0$1, )25$ =(<7ú1 (=0(6ú Dünyanın ve Türkiye’nin tercihi Fora Zeytin, sabah kahvaltıların olmazsa olmazı zeytini, 3 farklı ezme çeşidi ile büyük küçük herkese sevdiriyor. İçinde barındırdığı doğal zeytinyağı ve kolay sürümü ile Fora Zeytin Ezmesi çeşitleri, çocukların kahvaltı tabaklarının ve beslenme çantalarının doğal kahramanı olacak.
8 EYLÜL - EKİM 2017
TAMEK’TEN PORTAKAL PARÇACIKLI MEYVE SUYU: TAMEK TANELİM
1
955 yılından bu yana tüketicilerini kaliteli ve lezzetli ürünlerle buluşturan Tamek’in meyve suyu ailesine yepyeni bir ürün katıldı; Tamek Tanelim… Meyve parçacıklarından gelen eşsiz lezzeti tüketicileri ile buluşturan Tamek Tanelim, portakallı çeşidiyle raflardaki yerini aldı. Meyvelerin en saf ve doğal halinden meyve suyu üreten Tamek, Tanelim ile meyve suyu sevenlerin gönlünü bir kez daha fethediyor. Tamek Tanelim, gerçek meyve parçalarından gelen lezzeti, ferahlığı ve sağlığı tek şişede bir araya getiriyor.
MULİNO BİANCO KISACIK MOLALARDA HAYATINIZI TATLANDIRACAK
G
ıda devi Barilla, İtalya’nın bir numaralı bisküvi ve unlu mamul markası Mulino Bianco’nun el yapımı tadında birbirinden leziz tuzlu bisküvilerinden sonra şimdi de tatlı bisküvi çeşitlerini Türkiye’de lezzet tutkunlarının beğenisine sundu. Benzersiz lezzetini, en kaliteli malzemelerin tam kıvamında fırınlanmasından alan Mulino Bianco, birbirinden leziz kurabiyeleriyle kısacık molalarda hayatınızı tatlandıracak.
/EVQE +VYT K HE XEV Q VIWXSVER LE^ V ]IQIO MOVEQ HIXIVNER OS^QIXMO OM̉MWIP FEO Q IRHʳWXVM]IP OMQ]EWEPPEV ʡIZVI ZI TIVEOIRHI QE˓E^EG P O WIOXʯVPIVMRHI Qʳ̉XIVMPIVMRMR HIRIXMQ Kʯ^IXMQ HER ̉QERP O ZI I˓MXMQ MLXM]EʡPEV R R OEV̉ PERQEW RHE ʡʯ^ʳQ SVXE˓ EVE] ̉PEV RHE XIVGML IXXMOPIVM FMV OYVYPỶ SPQE] IXMOIX MLXM]EʡPEV RHE MWI SRE]P XIHEVMOʡMPIVM SPQE] LIHIJPIV ˢPKMPM WIOXʯVPIVHI Y^QER OEHVSWY]PE Qʳ̉XIVMPIVMRI ʯ^IP M̉ ʡʯ^ʳQPIVM ʳVIXIVIO Qʳ̉XIVMPIVMRMR M̉PI]M̉PIVMRM Hʳ^IRPI]IVIO M̉ OEPMXIPIVMRM ZI ʳVIXOIRPMOPIVMRM EVX VEVEO VMWOPIVMRM E^EPXEVEO ZI Y]KYRPYOPEV R HIRIXPI]IVIO HELE IXOMR ZI WʳVHʳVʳPIFMPMV JEEPM]IXPIVHI FYPYRQEPEV RE ]EVH QG SPQEOXEH V &Y EQEʡPE HER ̉QERP O I˓MXMQ HIRIXMQ ZI Kʯ^IXMQ LM^QIXPIVM ZIVQIOXIHMV &Y LM^QIXPIVI MPEZI SPEVEO K HE MʡIGIO HIXIVNER OS^QIXMO OM̉MWIP FEO Q ʳVʳRPIVM ZI IRHʳWXVM]IP OMQ]EWEPPEV MʡMR IXMOIX KVEJMO XEWEV Q LM^QIXM WYRQEOXE ʯ^IP FEWO P ZI FEWO W ^ IXMOIX ʳVIXMQM ]ETQEOXEH V %]V GE IXMOIXPIVMR MPKMPM QIZ^YEXE Y]KYR SPEVEO LE^ VPERQEW ZI]E LE^ VPERQ ̉ IXMOIXPIVMR OSRXVSPPIVMRMR WE˓PERQEW ẺEQEPEV RHE HE Qʳ̉XIVMPIVMRI HIWXIO SPQEOXEH V
haberler
RAMADAN ÇETİN ZEYTİNYAĞLARI Amacımız, öncelikli olarak yurt içinde güvenilir bir marka olabilmek, çalıştığımız çiftçinin daha bilinçli üretim yapması ve hak ettiği kazancı elde etmesinin yanında ihracat yoluyla, kaliteli zeytinyağımızı dünyaya satmaktır. ve hak ettiği kazancı elde etmesinin yanında ihracat yoluyla, kaliteli zeytinyağımızı dünyaya satmaktır. Zeytinyağına gönül veren Ramadan Çetin, halen çalışmakta ve yatırımlarına devam etmektedir. Ayrıca, bölgemizdeki çiftçinin her zaman yanında ve destek olmaya devam etmektedir. Q Size göre zeytin/zeytinyağı sektörünün en önemli sorunları hangileridir ve nasıl çözülür? En önemli sorun, çiftçimizin bilinçsiz ve eğitimsiz olması ve bu yüzden hak ettiği kazancı elde edememesidir. Zeytinyağı üreticilerinin ortak bir platformda birleşip, çiftçiyi de kazandıracak bir fiyat politikası uygulaması şarttır. İhracat konusunda da hükümetimizin, zeytinyağı sektörünü koruması ve desteklemesi gerekmektedir. Adile Çetin Temiz Firma Yöneticisi
B
ize kendinizden ve şirketinizin amacından bahseder misiniz? Ben Adile Çetin Temiz, aile şirketimizde yönetici olarak çalışmaktayım. Zeytinyağı ile 2 senedir ilgileniyorum. Sebebini sorarsanız, sevgili babam RAMADAN ÇETİN’in zeytinyağı konusundaki deneyimini, dürüstlüğünü, emeğinin ve inanılmaz çalışma enerjisini markalaşıp dünya çapında duyurulması gerektiğine olan inancımın yanında üretmenin ve üreticinin çok önemli olduğunu düşündüğüm için zeytinyağı ile ilgilenmeye başladım. Ayvalık zeytinyağının muhakkak dünya çapında markalaşıp hak ettiği yere gelmesi gerekiyor. Amacımız, öncelikli olarak yurt içinde güvenilir bir marka olabilmek, çalıştığımız çiftçinin daha bilinçli üretim yapması
10 EYLÜL - EKİM 2017
Q Sizce, Ayvalık bir turizm kenti mi, yoksa zeytin/ zeytinyağı ağırlıklı bir tarım beldesi mi? Aslında bu Ayvalık’ın bir zenginliğidir. Hem turizm kenti, hem de zeytinyağı ağırlıklı bir tarım beldesi. Her ikisi de ülkemizin kalkınması açısından çok önemli. Q Hasat Günleri 13 yılı geride bıraktı. Bu 13 yılın bir değerlendirmesini yapmanız gerekse, neler söylemek istersiniz? Şenliklerin zeytinciliğe ve Ayvalık turizmine ne gibi katkılar oluyor? Hasat Günleri’nin geleneksel hale gelmesi sevindirici. Hem zeytinyağı markalarının tanıtımı, hem de yerli ziyaretçi açısından faydalı oluyor. Üretici firmalar açısından iç piyasa alımcıları ve uluslararası ziyaretçilerin etkin olması, bu platformu çok daha ileri düzeye taşıyacaktır.
%LU (JH H]JLVL %LU PXFL]H %LU üLüH GHùLO ELU LP]D )DUNOÃ&#x2014; OH]]HWOHU LQDQÃ&#x2014;OPD] VRVODU $LOHPL]GHQ DLOHQL]H VHYJL\OH
Ã&#x153;rünlerimiz 5MJ5@=? 7CÄ&#x2C6;F5:Ä&#x152; Ä&#x152;Ä&#x160;5F9HÄ&#x152; logoludur! GVbVYVc vZi^c 6`^Ã¥ IVgÃ&#x2DC;b zgÂ&#x201C;caZg^ I^XVgZi kZ HVcVn^ 6aiÃ&#x2013;cdkV BV]# âZ]^i 6a^ 7VcY^dæaj H`# Cd/( 6NK6A>@ $ 76A>@:HÃ¥G I/ %'++ ((- &% )% $ %'++ ((- &- ,* â&#x20AC;¢ Z"bV^a/^c[d5gVbVYVcXZi^c#Xdb â&#x20AC;¢ lll#gVbVYVcXZi^c#Xdb
Plastik Palet Denilince Akla Gelen… Yatırımlarının karşılığında gerek yurt içi gerekse yurt dışında 5 kıta ve 65 ülkeye plastik ekipman ihracatı gerçekleştirerek plastik ekipman ihtiyaçlarına çözüm olmuştur.
A
YTAV Tavukçuluk Ekipmanları, 1988 yılından itibaren İstanbul’da tavukçuluk sektörüne yönelik plastik ekipman üretimine başlamıştır. Bu alanda ciddi yatırımlar ve ARGE çalışmaları yaparak sektöre çözümler ve yenilikler katıp üretimine tüm hızıyla devam ederek ülkenin bu sektörde lider markası konumuna gelmiştir.
yenik plastik paletler gıda sektöründe kullanılmaya uygun olmasının haricinde anti-bakteriyel ve anti-statik özelliklerdedir. Bu özelliklere ek olarak taşınacak yükün ağırlığına göre PROFİLLİ ve PROFİLSİZ çeşitlerine sahiptir.
Yatırımlarının karşılığında gerek yurt içi gerekse yurt dışında 5 kıta ve 65 ülkeye plastik ekipman ihracatı gerçekleştirerek plastik ekipman ihtiyaçlarına çözüm olmuştur.
Q Kullanım ömrü diğer ahşap paletlere karşı daha uzundur.
Oluşan ciddi talepleri karşılamak amacıyla İstanbul Esenler’de merkez ofisin yanında Sakarya Hendek’te 22.000 m2 alana inşa ettiği yeni üretim fabrikasını hizmete açmış ve üretimine hız vermiştir. 1988 yılından itibaren plastik ekipman ihtiyaçlarında “önce kalite” ilkesine bağlı olarak ülkemizde ve dünyada yükselen kanatlı sektörü taleplerine uygun tüm ekipman ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bunların yanı sıra, gıda sektörünün ciddi talepleri doğrultusunda sektörün diğer faaliyet alanları için de hijyenik plastik palet üretimine başlamıştır. % 100 orijinal ham madde ile üretimi gerçekleştirilen hij-
12 EYLÜL - EKİM 2017
Neden Hijyenik Plastik Palet;
Q Böcek yuvalanmalarına ve hastalıklara karşı dirençli, bünyesinde bakteri, mikrop ve mantar oluşturmaz. Q Yüksek yük kaldırma kapasitesi ile ahşap paletlerin taşıdığı yükün 4 katı daha fazla yük taşır. Q Ahşap paletlerde bulunan çivi veya kıymık gibi batıcı, delici unsurlar barındırmadığı için insan sağlığına ve taşınan yüke kesinlikle zarar vermez. Q Soğuktan ve sıcaktan etkilenmez. Q Asit ve alkalilerden etkilenmez. Ülkemize ve gıda sektörüne değer katması dileğiyle.. Saygılarımızla, AYTAV TAVUKÇULUK EKİPMANLARI SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ.
haberler
Gıda Güvenliği Konusundaki Tüm Yenilikler ve Birbirinden İlginç Konular 6. Gıda Güvenliği Kongresi’nde Ele Alınacak... Gıda Güvenliği Derneği tarafından 3 - 4 Mayıs 2018 tarihleri arasında 6.’sı düzenlenecek olan Gıda Güvenliği Kongresi’ne kayıtlar başladı. Katılımcılar, İstanbul Grand Cevahir Hotel Convention Center’da gerçekleştirilecek olan 6. Gıda Güvenliği Kongresi’ne online kayıt yaptırabiliyorlar.
Ü
sı, sektör ve ülke ekonomisinin gelişmesi açısından stratejik lkemizde gıda güvenliği bilincinin gelişmesi amaöneme sahip olduğuna dikkat çeken Gıda Güvenliği Derneği cıyla 2003 yılından bu yana çalışmalar yapan Gıda Başkanı Samim Saner, taşıdıkları misyonun önemi ve değeriGüvenliği Derneği tarafından düzenlenen ve gıda nin hakkını vermeye çalıştıklarını belirterek, “6. Gıda Güvenlisektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren 6. Gıda Güği Kongresi kapsamında sektörden iyi uygulamavenliği Kongresi’nde bir çok ulusal ve uluslaralar, yurt dışında ve yurt içinde ortaya çıkan yeni rası uzman konuşmacı yer alacak. 3 - 4 Mayıs konular, fırsatlar, tehlikeler ve yeni gıda güvenliği 2018 tarihlerinde İstanbul Grand Cevahir Hotel teknolojileri hakkında vizyonumuzu açacak çok Convention Center’da gerçekleştirilecek olan 6. Gıda Güvenliği Kongresi’nde Gıda, Tarım ve doyurucu sunumların yapılacağı özel bir kongre Hayvancılık Bakanlığı ve Uluslararası Gıda Kodüzenliyoruz.” diyerek, sektörün her alanından ruma Birliği – IAFP’ın yanı sıra 9 paydaş ve 18 daha geniş bir katılım beklediklerini söyledi. destekleyen kurum yer alacak. 6. Gıda Güvenliği Kongresine Kayıt: Katılımcılar, 6. Gıda Güvenliği Kongresi’ne http://www.gidaguvenligikongresi.org Gıda Güvenliği Derneği Hakkında: kayıt işlemlerini istedikleri her yerden online Samim SANER Ülkemizde gıda güvenliği bilincinin geliştiolarak http://www.gidaguvenligikongresi.org Gıda Güvenliği Derneği Başkanı rilmesinde üretimden tüketime yön verici, orgalinkinden gerçekleştirebiliyorlar. nize edici, yaygınlaştırıcı faaliyetlerde bulunan Ülkemizde ve bölgemizde ana teması sadeGıda Güvenliği Derneği, 2003 tarihinde Türkiye Kalite Derce gıda güvenliği olan tek kongre olma özelliği taşıyan Gıda neği (KalDer)’nin gıda sektöründeki üyelerinin ‘Temiz Mutfak’ Güvenliği Kongresi, sektör, kamu kurumları, üniversiteler, projesi çalışmaları sırasında şekillenmiş; KalDer’in sürekli desmeslek kuruluşları, uluslararası uzmanlar ile sivil toplum teği, değerli bilgi ve deneyimlerini paylaşması, yapıcı ve deskuruluşlarını bir araya getirerek güvenilir gıda konusunda tekleyici yaklaşımı ile gıda sektöründeki üyelerinin de özverili bilgilerin paylaşıldığı, yeni sentezlere ulaşıldığı ve bu birikive duyarlı çabaları sonucunda ayrı bir dernek olarak hayata min pratiğe aktarılabildiği en güvenilir platform olma misgeçirilebilmiştir. yonunu da taşıyor. Gıda güvenliğinin tüketicinin korunma-
14 EYLÜL - EKİM 2017
/gurmesultan www.sultanet.com
“SRIUDODUØQ 6XOWDQب
Değerlendirme Mustafa BILIKÇI Sultan Et Yönetim Kurulu Başkanı
K
urban Bayramı sonrasında kırmızı et sektöründe perakende satışta her zaman bir durağanlık olur. Bu yıl da Et ve Süt Kurumu aracılığıyla yetiştiricilerin elinde kalan kurbanlıklar satın alındı. Hem bayramın etkisi, hem de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaz döneminde yaptığı düzenlemelerle karkas et ve canlı hayvan ithalatına hız vererek piyasaları rahatlatmasıyla, şu dönemde fiyatlar daha
istikrarlı hale geldi. Sayın Bakamınız Ahmet Eşref Fakıbaba, diğer sektörlerle olduğu gibi hayvancılık ve kırmızı et sektörümüzle diyalog kurarak bilgi alışverişine önem veren bir politika izliyor. Kendisinin çalışmaları doğrultusunda söz verdiği gibi, orta vadede ülkemizin hayvan ithalatını bitirecek noktaya geleceğine inanıyorum. Potansiyelimiz kendimize yetecek ve fazlasını da ihraç edecek durumdadır. Koyun-kuzu ve et mamullerine olan dış talep bunun göstergeleridir. Ancak rehabilite edilmesi gereken pek çok konu var. Irklardan beslemeye
kadar, mezbahaların modernizasyonu, kesim standardı ve deri, sakatat başlıklarına kadar, hayvandan elde edilen her ürünün en ince ayrıntısına kadar değerlendirildiği bir sistemi ülkemizde acilen kurarak, birbirine entegre etmeliyiz. İşleme Rejimi konusu da ayrıca dikkatle ele alınarak bu potansiyel ekonomiye kazandırılmalıdır. Bakanlığımızın doğru müdahaleleriyle bu adımların hepsinin gerçekleşerek, kırmızı et sektörünün önünün açılacağına ve artık ülkemizde kırmızı etin yokluğu ve pahalılığı konuşulan bir ürün olmaktan çıkacağına inanıyorum.
Ekbir’den yeni bir marka: Bireller Olive ,RIPY AL`[PU`H͐SHYÛ `LUP THYRHZÛ )PYLSSLY 6SP]L PSL ZH͐SHT HKÛTSHYSH PSLYSP`VY lY U ZLYPSLYPUL OLY NLsLU N U `LUPSLYPUP LRSL`LU ,RIPY AL`[PU`H͐SHYÛ ZLR[ Y U RHSIPUKL RHSTH`H KL]HT LKP`VY
E
kbir Zeytincilik Ticaret A.Ş. 2009 yılında Ayvalık’taki taş baskı soğuk sıkım ile yeni teknolojinin harmanlanmasının oluşturduğu tesislerinde yörenin en seçkin zeytinlerinden, doğadaki saflığı korunarak, zeytinyağı üretimi yapmaktadır. Şirketin temel ilkesi deneyimli personeli ile donanımlı tesislerinde kaliteden ödün vermeden, hijyenik şartlarda eşsiz meyve, zeytinden; en doğal hali ile bekletilmeden ve yüksek sıcaklıklara maruz bırakılmadan saflığı korunarak itina ile elde edilen zeytinyağını sofralarınıza sunmaktır… Ekbir Zeytincilik dünyanın önde gelen oksijen kaynağı bölgesinde beslenmiş zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinleri işler. Ekbir Zeytincilik, zeytinyağını kendi zeytinliklerinden ve kendi fabrikasında işlenen zeytinlerden
16 EYLÜL - EKİM 2017
üretir. Bu nedenle tağşiş (hile) konusunda risk taşımaz. Ekbir Zeytincilik, dünyanın önde gelen Ayvalık zeytin çeşidinden elde edilen yağları ambalajlar. Üretiminde geleneksel taş baskı yöntemi ve modern kontinü soğuk sıkım sistemi uygulanır. Ekbir Zeytincilik fabrikasına gelen zeytinler, toplanış şekline göre sırık ve dip olarak ayrı makinalarda sıkılarak zeytinyağındaki kalite ve nefaset kaybına uğratılmadan ambalajlanır. Ekbir Zeytincilik tesislerinde yılda 100 ton zeytin ve 500 ton zeytinyağı üretilmektedir. Ayrıca Ayvalık Ticaret Odasının uluslararası akredite laboratuvarı tarafından yapılan duyusal ve kimyasal analizler neticesinde Ayvalık Zeytinyağı hologramını alan Ekbir Zeytincilik ambalajlarında bu logoyu kullanmaktadır.
FINDIKLA 84 YILLIK 8åHBåAJ;BåA
G
ürsoy Fındık Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Dursun GÜRSOY 1933 yılından bu yana ülkemizde faaliyet gösteren Gürsoy, Türkiye’nin en kıymetli tarım ürünlerinden biri olan fındığın tanıtımında ve ticaretinde önemli görevler üstleniyor. Dördüncü neslin yönetime katılması ile birlikte bu mucizevi kuruyemişten, farklı damak zevklerine ve farklı ihtiyaçlara cevap veren ürünlerin üretimi ile Gürsoy; kahvaltılıklardan, günlük atıştırmalığa, pasta ve kurabiyelerden, sofralık yağlara kadar zengin bir kullanım alanıyla sağlık kaynağı olan fındığı çeşitli ambalajlarda tüketicilere sunuyor. Gürsoy, fındık entegre tesisine ilave olarak 2016 yılında yüksek teknoloji ile donatılmış yepyeni bir üretim tesisini yalnızca perakende ürünlerinin imalatı için hizmete açtı. Her üretim aşamasının en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü ve uluslararası standartlara göre dizayn edilmiş bu tesiste kalite hassasiyeti Gürsoy’un diğer tesislerinde olduğu gibi ön plandadır. Gürsoy, insan sağlığına sayısız faydaları olan ve lezzeti ile kalplerde ayrı bir yeri olan fındığın farklı formlarını tüketicilerin beğenisine sunuyor. Bu çeşitler içinde kabuklu fındık, natürel iç fındık, kavrulmuş iç fındık, tuzlanmış iç fındık, tuzlanmış kabuklu fındık, kavrulmuş kabuklu fındık yer alıyor. Gürsoy’un kahvaltıyı sevdiren lezzetleri fındık ezmesi ve fındık kreması ürünleri ise GDO, renklendirici ve transyağ içermediği gibi, doğal şeker pancarından üretiliyor. Gürsoy’un ürettiği hiçbir ürün glüten ihtiva etmiyor. Gürsoy pastacılık ürünlerinde ise fındık unu ve kıyılmış fındık ile pasta, kurabiye, bisküvi ve keklerinize lezzet katıyor.
Gürsoy Fındık Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Dursun GÜRSOY
EYLÜL - EKİM 2017 17
AYVALIK ZEYTİNİ HONG KONG’TA “Ayvalık cinsi zeytinyağının aroması ve meyvemsi tadı daha hoş ve hafiftir. Ayvalık’ta yazın esen poyraz ve lodos rüzgarları zeytinin daldaki gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Bu iklim ve zeytin çeşidi üstün kalite ödülü almayı hak etmektedir. Bu yüzden Ayvalık’tan giden her ürünümüz beğenildi.”
B
alıkesir’in Ayvalık ilçesinde kurulu olan Köklü Zeytincilik, yılın ilk yarısında Hong Kong’a 150 bin dolarlık zeytin, zeytinyağı ve sabunu, zeytin reçeli, sütü, lokumu ve zeytin kolonyası ihraç etti. Firma sahibi Mustafa Kürlek: “Ayvalık Zeytinyağı Coğrafi İşareti ile özel cam ambalajlarla ürünlerimizi Hong Kong’a gönderdik. Gönderdiğimiz ürünler orada yoğun talep gördü ve beğenildi.” dedi. Firmanın 4. kuşak temsilcisi Mustafa Kürlek, aileden gelen zeytinyağı üretimini büyütmeyi hedeflediğini söyledi. Zeytin ve zeytinyağı üretimi ailesinde bir gelenek
olan Kürlek, yıllardır ürettiği ürünlerin kalitesini Üstün Kalite Ödülü alarak kanıtladığını belirtti. Kürlek, Türkiye’nin birçok noktasına zeytin, zeytinyağı ve ürünlerini gönderdiklerini, yurt dışına açıldıklarını belirterek, “Kendi markamızla ihracata 2016 yılında ilk defa Hong Kong ile başladık. Aynı yıl içinde buraya dört farklı ihracat gerçekleştirdik. Bunlar küçük parti satışlardı ama Hong Kong’da hem Ayvalık’ın zeytinyağının, hem de bizim ürünlerimizin tanıtımı için büyük bir etki yarattı. Bu yılın başında da oradaki işlerimiz tamamen yoluna girdi ve ihracatımız bu yılın ilk aylarında 150 bin doları aştı. Şu anda da bu ihracatımız yükseliş ivmesi kazanarak sürüyor.” diye sözlerine devam etti. Ayvalık’ı zeytinini ve zeytinyağını, çeşitli ürünlerle birleştirerek Hong Kong’a zeytinyağını sevdirdiklerini söyleyen Kürlek, “Zeytin, zeytinyağı ve sabunu, zeytin reçeli, sütü, lokumu ve zeytin kolonyası ihraç ettik. Ayvalık’tan giden her ürünümüz beğenildi.” dedi. Zeytinyağı kalitesinin diğer zeytinyağlarından ayrılmasının sebebini bizlerle paylaşan Mustafa Kürlek, “Ayvalık zeytini ve zeytinyağının tanınmasının en büyük sebebi, Ayvalık’ın iklimi ve zeytin çeşididir. Ayvalık cinsi
18 EYLÜL - EKİM 2017
Mustafa KÜRLEK / Firma Yöneticisi zeytinyağının aroması ve meyvemsi tadı daha hoş ve hafiftir. Ayvalık’ta yazın esen poyraz ve lodos rüzgarları zeytinin daldaki gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Bu iklim ve zeytin çeşidinin kalitesi birleştiğinde de kalitesi dünya arenasında kabul görmüş üstün kaliteli bir zeytinyağı üretilmektedir. İyi bir zeytinyağını içtiğiniz zaman, eğer ki bu yağ erken hasat ise özellikle boğazınızda hafif bir acılık oluşacaktır. Bu acılık yakıp geçerse bu kaliteli bir yağdır. Bu acımtıraklık genzinizi yakar, saatlerce geçmez ise bu yağ kusurlu, kötü bir yağdır. Tüketiciler en basit hali ile iyi bir zeytinyağını bu şekilde anlayabilir” diye konuştu. Kürlek, Avrupa’ya zeytin ve zeytinyağı satışı gerçekleştiren firmalara toptan ürün tedariğinde de bulunduklarını, Ayvalık’ta 5 ayrı mağazada gelen turistlere ürünlerinin satışını yaptıklarını sözlerine ekledi. İstanbul, Ankara ve bazı büyük kentlere açılmayı
hedefleyen Köklü Zeytincilik sahibi Kürlek, “Ayvalık ürünlerini daha fazla kişiye ulaştırmayı hedefliyoruz. İhracat yaptığımız ülke sayılarını artırmayı istiyoruz. Ayvalık’ı tüm Türkiye ve dünyaya zeytiniyle, zeytinyağıyla ve diğer ürünleriyle tanıtmayı sürdüreceğiz.” diye konuştu. Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Benhan İbrahim Kantarcı da “Butik zeytinyağı üreten bir firmamızın uluslararası arenada hem başarı ödülleri alması, hem de ihracat yapması bizim uzun vadede yapmış olduğumuz planların önemli parçalarından biri olduğuna inanıyoruz.” değerlendirmesini yaptı. Firmanın ihracat alanındaki hamlelerinin diğer firmalara da örnek olacağını vurgulayan Kantarcı, “Bizim elimizde dünyanın en önemli tarım ürünlerinden biri olan zeytin gibi bir değerimiz var. Dünyanın en kaliteli zeytinyağını üreten Ayvalık’ın tüm zeytinyağı üreticisi firmaların dünya ticaretinden payını alabilmesi en büyük arzumuzdur.” ifadelerini kullandı.
EYLÜL - EKİM 2017 19
Göçün geleceğini hep birlikte değiştirelim
H
er yıl 16 Ekim’de, Birleşmiş Milkalkınma potansiyelini kullanma amacını letler Gıda ve Tarım Örgütü’nün taşır. Ayrıca, yerinden edilmişlere, ev sa(FAO) 1945 yılındaki kuruluşunu hibi topluluklara ve kriz durumlarındaki kutlamak için Dünya Gıda Günü’nde tüm insanlara başka destekler de sunar. paydaşlarımızla bir araya geliyoruz. DünFAO olarak göç konusunda ne yapıyoya üzerinde 150’den fazla ülke, herkesin ruz? Çiftçilere doğru araçları vererek ve açlığa karşı mücadele için çalışmasının, onlara daha fazla miktarda nasıl üretim sağlıklı ve aktif yaşamlara sahip olmamıyapabileceklerini öğreterek, bu çiftçilerin za yetecek kadar gıdaya sahip olduğupazarda satıp para kazanabilecekleri fazmuzdan emin olmanın ne kadar önemli la ürünleri yetiştirebilmelerine yardımcı olduğunu tüm dünyaya anlatmak için olur. FAO’nun kırsal alanlarda yaşayan Dünya Gıda Günü etkinlikleri düzenliyor. insanlara dönük bir diğer yardımı da, ül2017 yılı Dünya Gıda Günü’nün teması keleri, kırsal alanlarda kârlı faaliyetleri yüise “Göçün geleceğini değiştirin. Gıda rütmeye başlamalarına yardımcı olmak güvenliğine ve kırsal kalkınmaya yatırım için gençlerin eğitim ve para kaynaklayapın.” olarak belirlendi. rına erişim imkânına kavuşmalarını sağBM rakamları, artık daha fazla insanın layarak, daha fazla genci tarım alanında Dr. Ayşegül Selışık, Birleşmiş zorunlu ve çaresizlikten göç ettiğini; çaçalışmaya teşvik etmektir. Milletler Gıda ve Tarım tışma, zulüm ve doğal afetler nedeniyle FAO çiftçileri ayrıca kuraklığa ve hasÖrgütü (FAO) Türkiye yerlerini değiştirdiklerini ya da yoksulluktalıklara karşı daha dirençli tohum kullaTemsilci Yardımcısı tan, geçim kaynaklarına yönelik tehditlernımı, daha sıcak iklimlere alışık büyük ve den veya aşırı baskılardan dolayı başka küçük baş hayvan yetiştiriciliği, fırtınaya çareleri olmadığını hissettikleri için göç olduğunu göskarşı dayanıklı gölet ve balık kafeslerinin üretimi, sıcağa termektedir. ve kuraklığa karşı dirençli ağaçların dikimi konularında Sadece 2015 yılında, 65.3 milyon kişi zorunlu olarak eğitir. FAO, doğal afetlerin önlenemediği durumlarda ise, çatışma ve zulüm nedeniyle yerlerinden edilirken, 19 çiftçilerin yeniden ayağa kalkmalarına veya kısa bir süre milyonu aşkın kişi doğal afetler nedeniyle ülke içinde ayrı kaldıktan sonra yeniden evlerine dönmelerine yaryerlerinden edildi. 2008 ve 2015 arasında, her yıl ortaladımcı olur. FAO, yeniden ekim yapılmaya başlayabilmek ma 26.4 milyon kişi iklim ve hava koşullarıyla ilgili felave besleyici ekinler üretebilmek için yetiştirilmesi kolay ketler nedeniyle yerlerini terk etmiştir. tohumlar ve araçlar temin eder. FAO kriz durumuyla karşı Göç; düzenli ve insani bir şekilde yönetilirse, göçmenkarşıya olan kişilere destek olur ve savaş bittikten sonra ler hem vardıkları hem de geldikleri ülkelerde ekonomik yeniden gıda üretimine başlayabilmeleri ve toparlanabüyümeye katkıda bulunabilir. Tarım ve kırsal kalkınma; bilmeleri için çiftçilere yardımcı olur. Nakit yardımları ve çevresel bozulma ve iklim değişikliği nedeniyle ortaya hızlı büyüyen besleyici sebzeler için tohum, büyük ve çıkan kırsal yoksulluk, gıda güvensizliği, eşitsizlik, işsizlik küçükbaş hayvan sürüleri ve temel araç gereçleri temin ve doğal kaynakların tüketimi gibi göçün temel nedenleederek acil yardım sağlar. rine cevap verebilir. İnsanların göç etmesine sebep olan pek çok meseleyi FAO’nun göç konusundaki çalışmaları, koşulların iyiçözüme kavuşturmadan Sıfır Açlık hedefine erişemeyiz. leştirilmesi ve gidilen ülkelerde alternatif geçim imkanGelecek nesiller için gezegenimizin sağlığını bozmaları yaratılması yoluyla, çaresizlikten göçün temel nedan, artan nüfusumuzu beslemek ve yoksulluktan kurdenlerini ele alma ve gidilen ve varılan ülkelerde göçün tulmalarına yardımcı olmak mümkündür.
20 EYLÜL - EKİM 2017
Sürdürülebilir Gıda Konferansı 2017
T İ. Kaan Sidar TÜGİS Genel Sekreteri
22 EYLÜL - EKİM 2017
ÜGİS, T.C. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanlığı ve FAO Türkiye Temsilciliği ile birlikte Gıda Sektörü, Akademik Çevreler ve Sivil toplum örgütlerinin katılımlarıyla her yıl Dünya Gıda Günü Konferansı düzenlemekte olup, son 2 yıldır Sürdürülebilirlik Akademisi ile yapılan ortaklık kapsamında bu konferans “Sürdürülebilir Gıda Konferansı” başlığı altında yapılmaktadır. Bu yıl 18 Ekim 2017 tarihinde İstanbul Fairmont Quasar’da gerçekleşecek olan Sürdürülebilir Gıda Konferansında Gıda Sektörü başta olmak üzere iş dünyası, kamu, bilim ve sivil toplum kuruluşlarından yerli ve yabancı uzmanlar buluşacaklar. Her geçen gün artan dünya nüfusunun sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşabilmesi doğrultusunda sektörde farkındalık yaratmak ve gıda sistemlerinde sürdürülebilirlik dönüşümünü hızlandırmayı hedefleyen konferansa bu yıl geniş bir katılım bekleniyor.
Konferansla bu yıl sektörü bekleyen tehditler, küresel uygulamalar, sorumlu üretim ve tüketim ekseninde şeffaf ve izlenebilir tedarik zinciri, kaynak yönetimi, sorumlu pazarlama, yeni tüketim alışkanlıkları, big data, inovasyon ve dijital dönüşüm gibi başlıklarla sektörün geleceğine ışık tutulması hedefleniyor.
Gıdanın sürdürülebilir geleceği İstanbul’da konuşulacak Sürdürülebilir Gıda Konferansı, gıdanın sürdürülebilir geleceğini tartışmak üzere, 18 Ekim’de İstanbul’da Fairmont Quasar Otelinde toplanacak.
S
ürdürülebilirlik Akademisi ve Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası–TUGİS’in öncülüğünde gerçekleşecek konferans, bu yıl da gıda sektörünün önde gelen isimlerini ve otoriteleri buluşturacak. Konferansa Avrupa’daki gıda ve içecek üreticilerinin en önemli temsilci organı olan Food&Drink Europe’un Genel Müdürü Mella Frewen da katılarak, gıda sektöründeki global gelişmeleri paylaşacak. Bu yıl 18 Ekim’de İstanbul’da Fairmont Quasar Otelinde üçüncü kez toplanacak olan ‘Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda konunun uzmanları, gıda sistemlerinde küresel uygulamalar ve trendler, kamu politikaları, yasal düzenlemeler ve teşvikler, dijital dönüşüm ve sürdürülebilir gıda devrimini tartışacak. Geçtiğimiz yıl yoğun bir ilgiyle gerçekleşen konferansın bu yıl da gıda sektörünün sürdürülebilir geleceğinin tartışılacağı önemli bir platform olması hedefleniyor. Sürdürülebilir Gıda Konferansı, Sürdürülebilirlik Akademisi ve Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası–TUGİS’in öncülüğünde; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) katkılarıyla gerçekleştirilecek. Avrupa gıda ve içecek endüstrisinin önemli temsilcisi konferansta… Bu yıl konferansın önemli konuklarından biri, Avrupa’daki gıda ve içecek üreticilerinin en önemli temsilci organı olan Food&Drink Europe’un Genel Müdürü Mella Frewen… Frewen, gıda sektöründeki global gelişmeleri katılımcılarla paylaşacak.
Konferansta ayrıca sürdürülebilir büyüme ve tarım, inovasyon ve dijital dönüşüm, kaynak verimliliği, değişen tüketici ve sağlıklı beslenme yaklaşımı, şeffaf tedarik zinciri, sorumlu pazarlama, gıda atıklarının azaltılması, sürdürülebilir gıda perakendeciliği, gıda sanayinde enerji verimliliği, su ve karbon yönetimi, yiyecek, içecek sektörü ve sürdürülebilir gıda, gıda lojistiği, kadının rolü ve güçlendirilmesi, yerel gıdalar ve kültür, sürdürülebilir gıda sistemleri için finansman, tarımın önemi, iş birliği ve yerel gıdaların korunması gibi gıdanın sürdürülebilir geleceğini ilgilendiren pek çok konu masaya yatırılacak. CEO’lar gıda sanayindeki yeni parametreleri konuşacak Sürdürülebilir Gıda Konferansı içinde yer alan özel oturumlardan birinde, Türkiye’nin önde gelen gıda şirketlerinin CEO’ları gıda sanayindeki yeni parametreleri tartışacaklar. Fortune Türkiye Yayın Direktörü Cüneyt Toros’un moderatörlüğünde gerçekleşecek oturumda; Yaşar Holding CEO’su Mehmet Aktaş, NAMETRUB Gıda Başkan Yardımcısı Şükrü Dinçer, Reis Gıda Kurucusu Mehmet Reis, Ülker Türkiye Başkanı Mete Buyurgan, ve Cargill Yönetim Kurulu Başkanı Murat Tarakçıoğlu görüşlerini paylaşacak. Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nın ana sponsorluğunu Ülker üstlenirken; Pınar ve Ziraat Bankası platin sponsor, Reis Gıda altın sponsor, Balparmak, Superfresh ve İntertek gümüş sponsor, Cargill ve Ülker Ekspres ise bronz sponsor olarak destek verecek. Sürdürülebilir Gıda Konferansı ile ilgili detaylı bilgiye http:// surdurulebilirgidakonferansi.com internet sayfamızdan ulaşabilirsiniz. EYLÜL - EKİM 2017 23
sürdürülebilirlik
%HJ P 0XWXû hONHU 6 UG U OHELOLUOLN 3ODWIRUPX .RRUGLQDW|U
BU DÜNYA BİZİM Ülker Sürdürülebilirlik Platformu Koordinatörü Begüm Mutuş’tan çok değerli ve geleceğe ışık tutan bilgiler aldık: “Ülker olarak sürdürülebilirlik vizyonumuz; toprağı ve suyu korumak, üretimin devamlılığını sağlamak ve insana yatırım yapmak. Ülker iki yılda 2,1 milyon kişinin günlük su tüketimine denk gelen bir tasarruf sağladı. Yaklaşık 1,1 milyon kişinin günlük elektrik tüketimi kadar enerji tasarrufu yaptı.”
Ü
lker Sürdürülebilirlik Platformu Koordinatörü Begüm Mutuş’tan çok değerli ve geleceğe ışık tutan bilgiler aldık: “Ülker olarak sürdürülebilirlik vizyonumuz; toprağı ve suyu korumak, üretimin devamlılığını sağlamak ve insana yatırım yapmak. Ülker iki yılda 2,1 milyon kişinin günlük su tüketimine denk gelen bir tasarruf sağladı. Yaklaşık 1,1 milyon kişinin günlük elektrik tüketimi kadar enerji tasarrufu yaptı.”
Q Uzun yıllar pazarda lider ve sürdürülebilir bir marka olmanızın sırrı nedir? Ülker’in yolculuğu 1944 yılında, ilk pötibör bisküvisinin üretimiyle başladı. 20. yüzyılda inşa edilen ve gücünü 21. yüzyıla da taşıyan Ülker markası, kendisini zaman ve mekân
24 EYLÜL - EKİM 2017
kısıtlamasından soyutlayabilen ender bir örnek oluşturuyor. Günümüzde Ülker şemsiyesi altında büyüyen yüzlerce marka tüketiciyle buluşuyor. Uzun yıllar pazarda lider bir marka olmamızın en büyük sebeplerinin başında, toplumun sosyolojik ve ekonomik gelişmelerini yakından takip etmemiz ve marka olarak yeniliklere ve değişime açık olmamız geliyor. Sektördeki lider pozisyonumuz bizim sürdürülebilirlik konularında da öncü olmamızı gerektiriyor. Ülker olarak doğal kaynak kullanımındaki yaklaşımımız, kurucumuz Sabri Ülker’in, gelecek nesiller için sorumlu bir şekilde çalışmak prensibi ile oluşturduğu ‘israfsız şirket modeli’ne dayanıyor. ‘İsrafsız şirket modeli’ genişleyerek ve gelişerek; inovasyonu, yetenek yönetimini ve kurumsallaşmayı kapsayan bugünkü güçlü sürdürülebilirlik stratejimizin temelini oluşturdu.
sürdürülebilirlik
Q Sürdürülebilirlik vizyonunuzdan bahseder misiniz? Sürdürülebilirlik planlarınızda kaç yıl sonrasında kurumunuzu hayal ediyorsunuz? Kaç yıl sonrası için planlarınız hazır? Ülker olarak sürdürülebilirlik vizyonumuz; toprağı ve suyu korumak, üretimin devamlılığını sağlamak ve insana yatırım yapmak gibi farklı boyutlar içeriyor. Bu vizyon doğrultusunda bütün sürdürülebilirlik çalışmalarımızı “Bu Dünya Bizim” mottosu ile yürütüyoruz. Çevre, değer zinciri, inovasyon, çalışanlar, toplumsal sorumluluk ve liderlik ana başlıkları altında topladığımız sürdürülebilirlik çalışmalarımızda da kendimize hep uzun soluklu hedefler belirliyoruz. 80. yaşımızı kutlayacağımız 2024 yılı için “sıfır karbon emisyonu” ve “sıfır atıkla üretim” hedeflerini belirledik. Şimdi bu hedeflere ulaşmak için çalışıyoruz. Ama hedeflerimizi sadece bunlarla sınırlamadık. Alışagelmişin dışında değer zinciri, inovasyon, çalışanlar, toplumsal sorumluluk ve liderlik alanlarında da taahhütlerimizi ortaya koyduk. ‘Salım artışı olmadan büyüme’ ana hedefimize ulaşmak adına çevre ve enerji yatırımları dışında lojistik ve biyo-çeşitliliği korumaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Q Sürdürülebilirlik iş yapış şekillerinizi ve grup yönetimini nasıl değiştirdi? Bu noktalarda ne gibi çalışmalar yapıldı/ yapılıyor? Sürdürülebilirlik yaklaşımımızı, hem gelenekten hem gelecekten destek alarak oluşturduk. Bu yaklaşımı da, iş yapış şeklimizin merkezine yerleştirdik. Yönetim Kurulu Başkanımızdan başlayarak tüm çalışma arkadaşlarımız da bu işin gönüllüsü ve takipçisi oldu. Sürdürülebilirlik stratejimizin tüm alanlarında 2024 hedeflerine giden yüzlerce aksiyonu olan yol haritamızı zaman planına uygun bir şekilde hayata geçiriyoruz. Tesislerimizde yürüttüğümüz çevresel sürdürülebilirlik çalışmaları enerji, su ve diğer doğal kaynakları etkin ve
daha verimli kullanmaya olanak sağlıyor. Tüm tesislerimizde karbon salımlarını ve atıklarımızı en aza indirmeye önem veriyoruz. Buna ek olarak çalışanlarımıza yeteneklerinin keşfedildiği ve geliştirildiği bir çalışma ortamı sunmak için çalışıyoruz. Çevre ve enerji yatırımlarımızı yaklaşık iki kat arttırdık. Bu konudaki çalışma ve ilerlemeleri anlattığımız Sürdürülebilirlik Raporu’nun ikincisini geçtiğimiz günlerde yayımladık. Son iki yılda birim üretim başına su tüketimini yüzde 15 azaltarak, 2024 yılı için hedeflediğimiz yüzde 30 azaltım hedefinin yarısına ulaştık. Bu azaltım ile iki yılda 2,1 EYLÜL - EKİM 2017 25
sürdürülebilirlik milyon kişinin günlük su tüketimine denk gelen bir tasarruf sağladık.
yönetimsel performanslarına göre listelendiği Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer almak için de çalışmalarımız devam ediyor.
Enerji verimliliğini yüzde 25 artırma hedefimiz kapsaGeçtiğimiz yılki çalışmalarla küresel sürdürülebilirlik mında da 9,3 bin MWh enerji tasarrufu gerçekleştirdik. Bu da endeksi olan FTSE4Good “Gelişmekte Olan Piyasalar Endekyaklaşık 1,1 milyon kişinin günlük elektrik tüketimini ifade si”ne girerek önemli bir başarıya imza attık. Londra Borsası ediyor. Lojistik alanında yaptığımız araç doluluk oranları, tır ve Financial Times’ın ortak sahipliğindeki bağımsız organikullanımı ve palet verimliliği gibi çalışmalarla sefer sayılarını zasyon FTSE’nin (Financial Times Sustainability Index) 2016 azalttık. 2014 yılından bu yana fabrikalardan distribütörleyılında ilk kez hayata geçirilen “Gelişmekte Olan Piyasalar rimize yapılan sevkiyatlarda karbon salımını yaklaşık 430 Endeksi”, şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetim konusundaton azalttık. Böylece, 2015 yılına göre aynı miktarda ürünü ki performansını ölçüyor. FTSE4Good, sorumlu yatırım yap2 milyon km daha az yol yaparak tüketiciye ulaştırdık. Diğer maya önem veren kurumların kaynak olarak aldıkları dünya yandan raporda paylaştığımız ve sürdürülebilirlik hedefleri çapında önemli endekslerden biri olarak kaaçısından önemli bir yere sahip olan 6 bul görüyor. Biz de endekse dâhil olan Türkifabrikamızın elektrik ve doğalgaz tüke“Ürünlerin tüketicilere ye’deki birkaç şirketten birisi olduk. tim verilerine uluslararası bağımsız bir ulaşana kadar denetim şirketi tarafından güvence verildi. ambalajlanma, taşınma Q Tedarikçilerinizi, iş ortaklarınızı da
Sürdürülebilirlik stratejimiz ve heve dağıtım safhalarında bu konuda eğitiyor musunuz? Onlardan deflerimiz doğrultusunda sosyal soneler bekliyorsunuz? çevresel, sosyal ve rumluluk projelerimizi de topluma ve Sürdürülebilirlik ilkeleri bu yolculuğun ekonomik etkilerini ekonomiye değer yaratacak şekilde her aşamasında çalışma şeklimize yön verigözetiyoruz.” kurguluyoruz. Örneğin; Doğal Hayatı yor. Ürünlerin tüketicilere ulaşana kadar amKoruma Vakfı (WWF – Türkiye) ile önembalajlanma, taşınma ve dağıtım safhalarında li ham maddelerimizden biri olan fındık çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini gözetiyoruz. Tedarik için “Sürdürülebilir Fındık Tarımı” projesini başlattık. Bu proZinciri Politikası oluşturarak, tedarikçilerin de sürdürülebilir je sayesinde fındık çeşitliliğini koruma ve fındık üreticisini iş pratiklerini benimsemesi için ilk adımı attık. Uluslararası desteklemeyi hedefliyoruz. Bu çalışma ile fındık üretiminin Çalışma Örgütü (ILO), Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözekonomik ve toplumsal yönleri kadar, ekolojik sürdürüleleşmesi gibi uluslararası anlaşmalara dayanan politikamız, bilirlik bakımından da geliştirilmesinin mümkün olduğunu tedarikçilerin uluslararası sertifikasyon sistemlerine katılımgöstermek istiyoruz. larını destekliyor ve teşvik ediyoruz. Özellikle gıda ve ambaQ Bu alanda yaptığınız çalışmalar şirketinizin iş sonuçlarına nasıl katkıda bulunuyor? Sürdürülebilirlik konusundaki yaptığımız öncü çalışmalar sayesinde, Borsa İstanbul tarafından 2014 yılında başlatılan ve sermaye piyasası borsasında işlem gören şirketlerin çevresel, yönetimsel ve sosyal konulardaki performanslarını değerlendiren BİST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne 2015’te giren ilk gıda şirketi olduk. Sürdürülebilirliğe ilişkin ortaya koyduğumuz yaklaşımlarımızın, yaptığımız faaliyetlerin ve aldığımız kararların bağımsız bir gözle değerlendirilmesini sağlayan bu platformda yer almamız ile tedarikçilerimizin, yatırımcılarımızın ve tüketicilerimizin bize olan güvenini pekiştirdiğimize inanıyoruz. Uluslararası büyük ve lider şirketlerin sosyal, çevresel ve
26 EYLÜL - EKİM 2017
laj satın alımı yaptığımız tedarikçilerin uluslararası standartlara uyumunu değerlendirerek denetimler düzenliyoruz. Denetimler sayesinde gelişime açık alanlarda iyileştirmeler talep edebiliyor, tedarikçilerin küresel üretim standartlarına uygun üretim yapmasını güvence altına alıyoruz. Q Bu hedefleri gerçekleştirmeniz hem sizin hem diğer paydaşlarınız için nasıl bir değer yaratacak? Ülker olarak, Türkiye’de gıda sektöründe sürdürülebilirlik adına birçok ilki gerçekleştiriyor ve paydaşlarımızın bize atfettiği sektörel liderlik sorumluluğu doğrultusunda hareket ediyoruz. Bu sebeple 2024 hedeflerimizin gerçekleşmesi ile sürdürülebilirlik konusunda paydaşlarımız arasında ve toplumda önemli bir etki uyandıracağımıza ve bir örnek teşkil edeceğimize inanıyoruz.
PROGIDA KALDER FİNALİNDE
H
er yıl düzenli olarak KALDER (Türkiye Kalite Derneği) tarafından yapılan, kurumlarda ekip çalışmalarının yaygınlaşması ve iyi uygulama örneklerinin paylaşılarak birbirinden öğrenme fırsatı yaratılması amacıyla “Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı” düzenlenmektedir. Bu konferanslarda Kalite Çemberleri ve Kaizen konusunda uygulamayı en iyi yapan ve yansıtan Kaizen, belirli bir zaman diliminde firmalara ödül verilmektedir. Bu sene müşteri memnuniyetinin arttırılması ve 20’ncisi düzenlen Kalite Çemberler rekabet güçlerinin etkilenmesi amacıyFinale Kalan diğer Firmalar; Paylaşım Konferansında Kaizen dala süreçlere yönelik, çalışan, süreç, zaTeksan Elektrik lında Progıda A.Ş. Lazer Makinelerinman ve teknolojide yavaş yavaş; fakat Yiğit Akü de Verimliliğin Artırılması Kaizeni ve çok sayıda hızlı bir gelişme sağlamayı Coca Cola İçecek Lazer Temizlik Kaizen Ekipleri ile prove maliyetlerde azalmayı ifade eden bir Yünsa je ve saha denetiminden tam not alakavramdır. TAİ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi) rak Ankara’da yapılacak olan finallere Kalite çemberleri bir işletmede kaRoketsan katılmaya hak kazanmıştır. Her sene lite, verimlilik, etkinlik gibi problemleri Erdemir Çelik Türkiye’nin en büyük sanayi firmalaanaliz etmek ve çözümleri yönetime rının katıldığı bu yarışmada Progıda önermek için sayıları 5 ile 10 arasında finale kalan 9 proje arasında 2 projesi değişen mavi yaka çalışanların tamamen kendi istek ve kaile finale kalma başarası göstermiştir. Finaller 11 Ekim 2017 tılımlarıyla belirlediği zamanlarda düzenli olarak toplanan tarihinde Ankara’da gerçekleştirilecektir. küçük çalışma gruplarıdır.
EYLÜL - EKİM 2017 27
zeytinyağı
H7>Cå =;Dv;H0
AYVALIK’IN, ¼:;ãåæåHA;D 7OD? A7B7D" 7OD? A7B?HA;D =;Båæ;D½ 8åH :zDO7 A;DJå EBC7I? åvåD v7B?æ?OEHKP
“2
005 yılında yani Ayvalık Ticaret Odası başkanlığımın ilk zamanlarında, Yönetim Kurulu üyelerimiz ve sektörde söz sahibi olan bazı dostlarımızla birlikte Hasat Günleri’ni başlattığımızda hepimiz geleceğe dönük olarak umutlu, inançlı ve kararlıydık. Çalıştık ve Ayvalık adına karşılığını gördük. Şimdi Ayvalık Belediye Başkanı kimliğimle geride kalan 12 yılı değerlendirdiğimde geldiğimiz noktada çabalarımızın boşa gitmediğini görmek beni sevindiriyor. Biz Hasat Günleri’ni başlattığımızda Türkiye’de kişi başına zeytinyağı tüketimi dünya standartlarının çok altındaydı ve sadece 800 gramdı. Oysa şimdi 2 kilogram... Bu rakam geçen yıl 1,8 kilogramdı. Süreklilik kazandığını gözlediği-
28 EYLÜL - EKİM 2017
miz bu artışta Hasat Günleri’nde her yıl üstüne basa basa vurguladığımız gerçeklerin önemli etkisi oldu. Ayvalık’ı UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde görmek daha Belediye Başkanı olmadan çok önce benim için ilk hedeflerden biriydi. Seçilir seçilmez bu konuda harekete geçtim. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girme çalışmalarımızı ‘Arayış Toplantıları’ başlığı altında, farklı disiplinlerden uzmanlardan oluşan geniş bir komiteyle hızlı ve çok yönlü bir şekilde sürdürdük ve Geçici Liste’ye girmeyi başardık. Bu Ayvalık için geleceğe dönük çok önemli bir gelişmedir. Kırlangıç Projesi hiç kuşkusuz, Ayvalık’ın en prestijli ve en görkemli projesi… İçinde sanat galerileri, mübadele müzesi, konferans salonları, otel ve restoranlar ile kadın el
zeytinyağı
emeğinin değerlendirileceği satış noktası yer alacak. Altınova’da 480 dönüm arazi üzerinde kurulacak Gıda ve Gıda İşletmeleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi oluşturma çalışmalarına başladık. Burada yaklaşık 40 işletme bulunacak, en az 1500 kişi iş olanağına kavuşacak. İnsan odaklı belediyeciliğin bir gereği olarak ihtiyaç duyan hasta ve yaşlılar için ‘Evde Bakım’ hizmetini başlatmıştık, araç ve personel sayımızı güçlendirerek, ‘Evde Temizlik’ uygulamasına geçtik. Haftada en az 100 vatandaşımıza pansumanını, iğnesini, yatalak hastalarımızın saç sakal bakımlarını yapıyoruz. İçinde Kadın Danışma Evi, Erken Doğmuşlar Konuk Evi, Özel Çocuklar Rehabilitasyon Merkezi bulunan çok amaçlı Sosyal Hizmet Merkezi’mizi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde hizmete açtık. Geçtiğimiz Kasım ayında 12 saat içinde Ayvalık’a 275 m3 yağmur yağdı. Ayvalık’ın yılda 520 m3 yağış aldığı düşünülürse, 12 saatte bunun yarısı düştü. Ekiplerimiz duruma hemen el koydu. 15 gün boyunca günde 18 saat çalışarak afetin izlerini büyük ölçüde sildiler; her
görüşten insanımızın takdirini kazandılar. Kutsal bir yer, bir su tapınağı olan Ayazma’yı restore ediyoruz. Neredeyse sona geldik. Burası tarihi bir değer. 1700’lü yıllardan itibaren adeta insanların sağlık merkezi olduğu ve alt kısmından çıkan kutsal suyla çeşitli hastalıkların tedavi edildiği kayıtlarda yer alıyor. Sağlık Bakanlığı’nın da katkılarıyla, çocuklarımıza ve gençlerimize yüzlerce bisiklet hediye ettik. İki yılı aşkın bir süredir devam eden Zeytin Çekirdekleri projemizle sayıları 1000’i bulan çocuğumuza müzik eğitimi veriyor, onlara şarkı söylemeyi, enstrüman çalmayı öğretiyoruz. Büyük bölümü kırsal kesimden gelen çocuklarımızı sanatın birleştirici şemsiyesi altında buluşturarak sevgi, dostluk, paylaşma duygularını pekiştiriyor; geleceğe özgüvenle yürümelerini sağlayacak özelliklerle donanmalarına özen gösteriyoruz. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle Ortaokul, Lise ve Üniversitelere giriş sınavlarına ücretsiz olarak hazırlık kursları veriyoruz. Küçükköy’de modern bir Kültür Merkezi
TEMMUZ - AĞUSTOS 2017 29
zeytinyağı
açtık. Gençlik Merkezi’mizin yapımı hızla devam ediyor. 29 Ekim’e yetiştirmek istiyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün geçtiği ve bu bakımdan da Ayvalık halkı için en özel cadde olan 13 Nisan Caddesi’ni bütünüyle yeniledik. Hem Cunda sahile, hem de Altınova sahile yepyeni, modern bir görünüm kazandırdık. Altınova Taş Köşk, Çamlık Paşa Limanı restoran/kafe/plaj, duba plaj, parklar ve yaşam alanlarıyla insanımızın soluk alacağı ortamlar yarattık. Özetlemem gerekirse, Ayvalık benim doğduğum, büyüdüğüm kent... Havasını soluduğum, suyunu içtiğim, yollarında yürüdüğüm, neredeyse bütün insanlarını tanıdığım ve her şeyiyle çok sevdiğim kent… Bu birikimle, Belediye Başkanı olarak görevi devraldığım ilk günden bu yana Meclis üyelerimiz ve mesai arkadaşlarımla birlikte, ekip ruhunu daima canlı tutarak çalışıyoruz. Bir başka deyişle, Ayvalık’ın sorunlarına, küçük-büyük demeden hızla çözümler üretmek için adeta seferberlik halindeyiz. Hedefimiz belli: Üretken, sürdürülebilir, planlı, şeffaf ve katılımcı belediyeciliğin tüm gereklerini yerine getirerek tarihine, kültürüne ve doğasına sonuna kadar sahip çıkarak Ayvalık’ı ayağa kaldırmak... Bir zeytin ülkesi olan ve aynı zamanda turizm cenneti olarak öne çıkan kentimizi çağdaş ve kapsamlı projelerle
30 EYLÜL - EKİM 2017
Ulusal kültür varlığımız Ayvalık’ımızın dünya miras alanı olarak kabulü yolunda ilk adımı attık. “Ayvalık Endüstri Peyzajı” olarak UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer aldığımız Paris’te açıklandı.
-tüm toplum katmanlarının görüşlerini de alarak- her alanda geleceğe taşımak... Bu bağlamda yaratıcı, yenilikçi, çözüm odaklı, yüksek katma değer üreten kültür-sanat ve turizm şehri Ayvalık için çalışıyoruz… Doğal güzellikleri, kültürel ve tarihi mirası, beşeri sermayesi, girişimci ve yaratıcı enerjisiyle biricik olmayı hak eden Ayvalık için çalışıyoruz. Çoğulculuğun önemsendiği, önyargı ve güven eksikliğinin ortadan kalktığı, “diyalog kenti” Ayvalık için çalışıyoruz. Ayvalık’ın, ‘değişirken aynı kalan, aynı kalırken gelişen’ bir dünya kenti olması için çalışıyoruz. Ve bütün bunları sevginin sonsuz enerjisiyle gerçekleştirmeye kararlıyız.”
EYLÜL - EKİM 2017 31
zeytinyağı
Ayvalık’ta 2005’den bu yana her yıl rengarenk bir zeytin / zeytinyağı bayramı kutlanıyor
HASAT GÜNLERİ’NİN BU YILKİ SLOGANI:
“ULUSAL DEĞER ZEYTİNYAĞI, HEDEF BÜTÜN DÜNYA” Ayvalık Ticaret Odası 2005 yılından bu yana Hasat Günleri düzenliyor ve her yıl önemli mesajlar veriyor. Bazılarını hatırlatalım: ‘Zeytin Altından Değerlidir’, ‘Zeytinimi Seviyorum’, ‘Ortak İstek, Zeytine Destek’, ‘Türkiye’nin Milli Yağı: Zeytinyağı’, ‘Zeytin Varsa Hayat Var’, ‘Her Hasat Bir Barış Buluşmasıdır...’
H
asat Günleri’nin iki temel hedefi var: Birincisi, Ayvalık zeytin ve zeytinyağının dünyaca ünlü kalitesine dikkat çekerek yeni pazarlara açılmasını sağlamak ve yurt içinde kişi başına düşen tüketimi arttırmak... İkinci hedef ise doğa, tarih, mimari ve lezzet kenti Ayvalık’a sadece Türkiye’nin değil dünyanın da ilgisini çekerek, kentteki turizm canlılığını bütün bir yıla yaymak... Ayvalık Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Benhan İbrahim Kantarcı’nın, Hasat Günleri’ne ilişkin görüşleri şöyle:
32 EYLÜL - EKİM 2017
Benhan İbrahim Kantarcı ATO Yönetim Kurulu Başkanı
“Ayvalık özel bir coğrafyada, farklı zenginliklere sahip önemli bir kent... Yüzyıllardan bu yana bir zeytin ve zeytinyağı merkezi olmasının yanı sıra hızla gelişen bir turizm cenneti... İşte buradan yola çıkarak Ayvalık Ticaret Odası ve Ayvalık Belediyesi işbirliğiyle 2005’den bu yana her yıl rengarenk bir zeytin/zeytinyağı bayramı kutluyoruz. Bu yıl 13.’sünü düzenleyeceğiz. Ciddi bir sponsor desteğiyle gerçekleşen Hasat Günleri, program zenginliği ve katılımcı sayısı açılarından her geçen yıl artan bir ivmeyle Ayvalık’ın toplumsal ve ekonomik yaşamında vazgeçilmez bir yer alıyor. Dahası, geride bıraktığımız 12 yıllık süreç içinde hem gelenekselleşti hem de uluslararası bir nitelik kazandı. Sektördeki tedarikçi, üretici ve tüketicile-
zeytinyağı ri bir araya getirmesi açısından katma değerinin yüksek olduğunu düşünüyoruz. ‘Zeytinyağı Pazarı’mız da zenginliği ve dinamizmiyle öne çıkıyor ve geniş ilgi görüyor.” Ayvalık zeytinyağının bir özelliği de, kalitesinin coğrafi işaretle tescil ettirilmiş olması. Ayvalık zeytinyağının benzersiz kalitesinin mutlak güvencesi anlamına gelen bu tescil, iki yılı aşkın bir süre boyunca yapılan çalışmalar sonucu gerçekleşti. Böylece Ayvalık zeytinyağının dünyanın en kaliteli zeytinyağı olduğu kanıtlandı. Ayvalıklı üreticiler coğrafi işaretlemenin önümüzdeki dönemde çok daha ön plana çıkacağına inanıyor. Bu konudaki yaklaşımları da çok net; “Yakın bir gelecekte kim ‘zeytinyağı’ diye düşünürse aklına hemen ‘Ayvalık’ gelecek” diyorlar. ŞİMDİ MARKALAŞMA ZAMANI Bu yıl Hasat Günleri 13. kez yapılacak dedik... Hedefler yine aynı. Ancak, iki önemli kavram üzerinde yoğunlaşılacağını öğrendik. Hem markalaşmanın vazgeçilmezliği vurgulanacak hem de zeytinyağının yeryüzündeki en sağlıklı yağ olduğuna dikkat çekilecek. Benhan İbrahim Kantarcı bu konuda şunları söylüyor: “Türkiye’nin yılık zeytinyağı üretimi 2015-16 döneminde 143 bin ton... Dünyanın en büyük üreticisi İspanya ise aynı dönemde 1 milyon 200 bin tona ulaştı. İkinci üretici konumunda 350 ton ile İtalya yer alıyor. Dünya zeytinyağı ithalatına bakacak olursak en büyük alıcı İtalya. İhracatta ise ikinci en büyük satıcı konumunda yine İtalya’yı görüyoruz. Ama İtalya’daki önemli zeytinyağı firmalarının bazılarının da İspanyollara ait olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Beşinci büyük üretici olan Türkiye’nin dünya zeytinyağı ih-
racatı pazarından almış olduğu pay ise sadece yüzde 1. Burada ters giden bir şeyler yok mu? Tabii ki iç pazarda zeytinyağı üretimini arttırmak önemli hedeflerimiz arasında yer almalı. Ama birinci hedefimiz, ‘Dünya pazarlarında malımızı tüketici ile buluşturmak için ne yapmalıyız, nasıl markalaşmalıyız?’ sorusunun cevabını bulmak ve gereklerini yerine getirmek olmalı.” Kantarcı, sözlerinin burasında, son yıllarda devletin zeytin dikimine vermiş olduğu teşviklerle 2023 yılı zeytinyağı üretimimizin 400 ila 500 bin tonu bulacağını vurguluyor ve şöyle devam ediyor: “Peki buna hazır mıyız? Pazarda önemli oyuncu olmak istiyorsak ürettiğimiz malın katma değeri yüksek olmalı, ithalat yaparak ürettiğimizden fazla satmalıyız, üretimimizin verimliliğini arttırarak rekabetçi olmalıyız. Bunları başarmamız gerekiyor. Kısacası, Türkiye’de zeytinyağı sektörüne bakış açısının köklü bir değişimden geçmesi şart... Türkiye’nin sadece zeytinyağı ihracatı yapmasından öte, markalı, katma değerli, kutulu zeytinyağı ihracatı yapmasının önemi her geçen gün artıyor. Burada da verimlilik, kalite, ArGe teknolojisi ve pazarlama stratejileri gibi rekabetçi etkenler devreye giriyor. Ayvalık, kendisine ait özel bir yapıya sahip olan zeytine ve meyvesinden üretilen dünyanın en kaliteli zeytinyağına sahip. Elimizdeki bu değerleri daha iyi nasıl harmanlayıp dünya markası olabiliriz, bu konuda yoğun çaba sarf etmeliyiz.” SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN MUTLAKA ZEYTİNYAĞI... Zeytinyağı ve sağlık ilişkisi son yıllarda üzerinde sıkça durulan konuların başında geliyor. Bilim insanlarının sık sık vurguladığı gibi zeytinyağı doğanın insanoğluna armağan ettiği en değerli besinlerden biri... Gerçekten de, sağlığımıza birçok açıdan katkıda bulunuyor. Benhan
EYLÜL - EKİM 2017 33
zeytinyağı İbrahim Kantarcı bu konuda şöyle diyor: “Bilindiği gibi zeytinyağı, bin yıllardan bu yana Akdeniz coğrafyasının en önemli enerji kaynağı. Sağlık açısından çok değerli antioksidan, E vitamini ve polifenolleri içeriyor. Sağladığı antioksidan etkisi ile dengeli bir vücuda kavuşmamızda önemli rol oynuyor. Dahası, kardiyovasküler sistemi ve sindirim sistemini düzenlemekle kalmıyor, kan basıncını da olumlu etkiliyor. Kısacası, kalpten sindirim sistemine, şeker hastalığından çocuk sağlığına, cilt ve saç bakımına kadar pek çok konuda büyük fayda sağlıyor. Bu nedenle zeytinyağının sağlığımıza katkılarını bütün boyutlarıyla ve en bilimsel şekilde gündeme taşımayı sürdüreceğiz.” YABANCI DIŞ ALIMCILARLA YEREL VE ULUSAL ZEYTİNYAĞI SANAYİCİLERİ BİR KEZ DAHA AYVALIK’TA BULUŞACAK Yeniden Hasat Günleri’ne dönecek olursak… Ayvalık Ticaret Odası’nın Ayvalık Belediyesi ile ortaklaşa düzenlediği Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri’nin 13. sü, bu yıl 3-4-5 Kasım 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Bu yılın sloganı da belli: “Ulusal Değer Zeytinyağı, Hedef Bütün Dünya.” Her yıl olduğu gibi hasat töreni yine Ayvalık’ın tarihi ve özgün ortamlarından birinde yer alan bir zeytinlikte düzenlenecek. Zeytinyağı Pazarı bütün zenginliğiyle yine Cumhuriyet Meydanı’nda kurulacak. Burada, örneğin tarım gereçleri ve fabrika makinaları da dahil olmak üzere, zeytin/zeytinyağı denince akla gelen her şey ziyaretçilerin görüşüne/beğenisine sunulacak. Organizasyon çerçevesinde ayrıca yerli ve yabancı konuklara zeytin bahçeleri gezdirilecek, tesisler tanıtılacak.
34 EYLÜL - EKİM 2017
Yabancı dış alımcılarla yerel ve ulusal zeytinyağı sanayicileri bir kez daha Ayvalık’ta buluşacak. Böylece, yeni pazarlara açılma yolunda sektöre önemli girdiler sağlanacak. Hasat Şenlikleri her yıl olduğu gibi ‘Zeytine Minnet’ yürüyüşüyle başlayacak. Paneller, sergiler, konserler düzenlenecek. Ayvalık’ın özgün mutfak kültürü tanıtılacak. Sektörden yerli ve yabancı isimler, Ayvalık’ın ulusal ve yerel markaları, usta gazeteciler, deneyimli televizyoncular, zeytinyağına ilgi duyan yazarlar, gurmeler, sanatçılar bir kez daha Ayvalık’ta buluşacak. Evet, Ayvalık bu yıl 3-4-5 Kasım 2017 günlerinde bir yandan hasadın bereketini yaşarken bir yandan da, bir kez daha üreticisi, işletmecisi, markaları yaratan iş adamları, ithalatçısı, ihracatçısı, özel konukları, medya mensupları, sanatçıları ve halkın yoğun katılımıyla ‘renkli’ bir şenliğe ev sahipliği yapacak. Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Benhan İbrahim Kantarcı herkesi, bütün Türkiye’yi Ayvalık’a davet davet ediyor ve 7’den 70’e herkese şu mesajı gönderiyor: “Ayvalık’a gelin, sevgiyi hissedin.”
zeytinyağı
AYVALIK ZEYTİNYAĞINA DEĞER KATANLAR Ayvalık Zeytinyağı ve Ayvalık zeytin çeşidini ve bu zeytin çeşidinden elde edilen yağın korunması, taklit ve tağşişin önlenmesi amacıyla da alınmış olan coğrafi işaretler konusunu ve bu konuya gönül veren Dr. Suzan Kantarcı Savaş ile olan sohbetimizi sizlerle paylaşırken kendisine de emeklerinden ötürü teşekkürü borç biliriz. Q “Ayvalık Zeytinyağı” Coğrafi İşareti tescili ne zaman alınmıştır? Amacı nedir?
2004 senesinde o zamanki ismiyle Türk Patent Enstitüsü’ne “Ayvalık Zeytinyağı” Coğrafi işareti için Ayvalık Ticaret Odası tarafından başvuru yapılmıştır ve 2006 senesinde tescil hakkı alınmıştır.
kaynaklanan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerin tümüyle bu yöre, alan veya bölge sınırları içinde üretilen bir ürünü tanımlamaktadır. Mahreç işareti ise, her zaman belirli bir nitelik ve kalite ile bağlantılı olmadan herhangi bir ürünün coğrafi olarak kaynaklandığı yeri (ülke, bölge, yöre, şehir) gösterir.
Ayvalık Ticaret Odası, “Ayvalık Zeytinyağı” Coğrafi İşareti menşe adı olaBu tescilin amacı bölge zeytin çeşidi rak tescil almıştır. olan Ayvalık zeytin çeşidini ve bu zeyDr. Suzan Kantarcı Savaş tin çeşidinden elde edilen yağın korunAraştırma görevlisi ması, üreticinin ve tüketicinin kaliteli Q Ayvalık Ticaret Odası’nın “Ayzeytinyağına ulaşmasının sağlanması, taklit ve tağşişin valık Zeytinyağı” Coğrafi İşareti geliştirmek için yapönlenmesidir. tığı çalışmalardan bahsedebilir misiniz? Q Coğrafi işaretlerin menşe adı ve mahreç işareti olarak değerlendirildiğini görüyoruz, “Ayvalık Zeytinyağı” Coğrafi İşaretinin hangi coğrafi işaret türüne girdiğinden bahsedebilir misiniz?
Genel ifadesiyle, menşe adı, coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan, bölge; bazı özel durumlar için ülkeden kaynaklanan belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleriyle bu yöre, alan veya bölge ile özdeşleşmiş yöre, alan, bölgeye özgü doğa ve insan faktöründen
Ayvalık Ticaret Odası, 01.07.2011-17.07.2012 tarihleri arasında Sn. Ümmühan Tibet tarafından verilen Natürel Zeytinyağının Duyusal Özelliklerinin Tespiti için Tadımcı Yetiştirme Eğitimi düzenleyerek katılarak Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) standartlarına uygun olarak seçilmiş 25 Uzman Tadımcı yetiştirmekle gelişim hedefi için ilk adımını atmıştır. Ardından, eğitimlerini tamamlayan tadımcılar ile 02.07.2012 tarihinde faaliyetine başlayan bir laboratuvar kurmuştur. Bu laboratuvar beş senedir TS EN ISO/IEC 17025 Deney ve Kalibrasyon Laboratuvarla-
EYLÜL - EKİM 2017 35
zeytinyağı
rının yeterliliği standardına uygun şekilde çalışmalarını sürdürmekte olup, 14.03.2014 tarihinden itibaren de Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite bir laboratuvar olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu laboratuvar zeytinyağının duyusal analiz alanında Türkiye’de Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite olmuş ilk laboratuvardır. Ayrıca 2013 senesinden beri Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) yeterlilik sınavlarına girerek başarılı olmakta olup, Uluslararası yeterliliğe sahip laboratuvarlar arasında yerini almaktadır. “Ayvalık Zeytinyağı” Coğrafi İşaretinin başvuran firmalara verilme aşamasında bu laboratuvarın önemi çok büyüktür. Şu anda tadımcı sayımız 16’ya düşmüştür. Hedef yeni eğitimler vererek yeni tadımcılar yetiştirmektir. Q Ayvalık Ticaret Odası’nın “Ayvalık
Q Gelecekte “Ayvalık Zeytinyağı” Coğrafi İşareti üzerine nasıl çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
Dr. Suzan Kantarcı Savaş ve Aydan Kırışoğlu
Zeytinyağı” Coğrafi İşareti geliştirmek için yaptığı çalışmalar arasında sizin yeriniz nedir? Ben Kırklareli Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmaktayım. Yüksek lisans tezimi zeytinyağının duyusal değerlendirilmesi ile ilgili olarak yaptım. Doktora eğitimimi geçen Şubat ayında Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde İstatistik Anabilim Dalında tamamladım. Yüksek lisansa başladığım 2007 senesinde çocukluğumdan beri hayran olduğum
36 EYLÜL - EKİM 2017
zeytin ve zeytinyağı üzerine karar vermiştim. Şu anda Ayvalık Ticaret Odası’nda tadım panelinin panel liderliği görevini yürütmekteyim. Laboratuvarın kalite kontrol çalışmalarına katkı yapıyorum. Aynı zamanda zeytinyağı üzerine araştırmalar yapmaktayım.
“Ayvalık Zeytinyağı” Coğrafi İşaretinin akademisyenler tarafından yapılan araştırmalar ile korumanın tanınırlığını arttırmayı ve kalitesinin korumasının devamlılığının sağlanmasını hayal ediyorum. Ayrıca, Ayvalık Ticaret Odası da “Ayvalık Zeytinyağı” coğrafi işaretinin tanınırlığının arttırılması için çalışmalar planlıyor. “Ayvalık Zeytinyağı”nın Uluslararası alanda kabul gören bir coğrafi işaret olmasını hedefliyor.
kısa haberler METRO’NUN YENİ GIDA KATEGORİ GRUP MÜDÜRÜ MESUT DOĞUKAN OLDU
M
etro Toptancı Market bünyesinde 2005 yılından bu yana görev yapan Mesut Doğukan, Metro Toptancı Market Gıda Kategori Grup Müdürü olarak atandı. 2012 yılından bu yana Kuru Gıda ve Konserve Ürünleri Kategori Müdürü olarak görev yapan Mesut Doğukan, yeni göreviyle birlikte et, işlenmiş et, balık, unlu mamüller, mezeler ve kullan at ürünlerinden sorumlu olacak. Mesut Doğukan kimdir? Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde tamamlayan Mesut Doğukan, yüksek lisans eğitimini ise İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde tamamladı. Çalışma hayatına 2005 yılında Metro Toptancı Market’te Kategori Uzmanı olarak başlayan Doğukan; 20092011 yılları arasında Kategori Müdür Yardımcısı, 2012-2017 yılları arasında ise Kuru Gıda ve Konserve Ürünleri Kategori Müdürü olarak görev yaptı.
ABALIOĞLU GRUBU’NDA GIDA İŞ ÜNİTESİ GENEL MÜDÜRÜ MUSTAFA ÖZDİL OLDU
T
Türkiye’nin lider sanayi kuruluşlarından Abalıoğlu Grubu’nda üst düzey bir atama gerçekleşti. Grubun yeniden yapılanması kapsamında Gıda İş Ünitesi Genel Müdürü olan Mustafa Özdil, Lezita markasının büyümesine liderlik yapacak.
ürkiye’nin 47. büyük sanayi kuruluşu olan Abalıoğlu Grubu’nda üst düzey bir atama gerçekleşti. 2015 yılından bu yana Abalıoğlu Grubu’nda Teknik Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Mustafa Özdil, yeni dönemde Gıda İş Ünitesi Genel Müdürü oldu. Mustafa Özdil, yeni görevini şöyle değerlendirdi: “Abalıoğlu Grubu, faaliyet gösterdiği sektörlere liderlik yapan, pek çok “ilk”i gerçekleştiren, sürekli yatırımlarla ülke ekonomisine ve sosyal hayatına büyük katkılar sunan bir kuruluştur. Grubumuzun sahip olduğu benzersiz deneyimi, sürdürülebilir bir stratejiyle geleceğe taşımak için yapılan yeni organizasyonel yapılanmada önemli bir görev almaktan dolayı gururluyum.
Nestle Türkiye Çikolata ve Şekerleme Genel Müdürlüğü görevine
Özgür Karakaş atandı
2
015 yılından bu yana Nestle İş Mükemmellik Direktörü olarak görev yapan Özgür Karakaş, Nestle Türkiye Çikolata ve Şekerleme İş Birimi Genel Müdürlüğü’ne atandı. Özgür Karakaş, Alman Lisesi’ndeki eğitiminin ardından Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden 2003 senesinde mezun oldu. Nestle ailesine Ekim 2003’te Yönetici Adayı olarak katılan Karakaş, satış, pazarlama ve iş mükemmelliği alanlarında yurt içi ve yurt dışında çeşitli sorumluluklar aldı. 2012 yılında Avrupa Bölgesi Sürekli Mükemmellik Lideri olarak Nestle Almanya’ya transfer olan Özgür Karakaş, Nisan 2015’ten bu yana Nestle İş Mükemmellik Direktörü olarak görev yapıyordu. Özgür Karakaş, 1 Ağustos 2017 itibariyle Nestle Türkiye Çikolata ve Şekerleme Genel Müdürü olarak görevine başladı. EYLÜL - EKİM 2017 37
yeşil vadi
1HFGHW %X]EDû
PARA YENMEZ Kİ!
7h*ù6 <|QHWLP .XUXOX %DûNDQÖ
G
eçtiğimiz Temmuz ayı başlarında Almanya’nın Bonn şehrinde toplanan G-20 ülkeleri içinden ABD, Paris İklim Anlaşmasından çekildiğini resmen bildirdi. Bu karar ABD’deki yaşam ile çelişkili, tüm insanlar Amerikalılar kadar tüketse, dünyanın kaynaklarının besleyebileceği insan sayısı en çok 1.4 milyar yani 7.8 milyar olan dünya nya nüfusunun yüzde 83’ü aç. Şüphesiz herkes o kadar tüketmiyor, etmiyor, fazlasını tüketen de var, onu yakalamak için çaba aba gösteren de…
Günümüz gerçeği, insanoğlu dünyanın kaynaklarının yüzde 30 fazlasını kullanıyor. Üstelikk bu oran FN tarafından gittikçe artıyor. Global Footprint Network, GFN anlığın doğal her yıl açıklanan Dünya Limit Aşım Günü, insanlığın de sundukaynaklara olan talebinin doğanın bir yıl içinde rine ğu miktarın (yenilebilir bitki hayvan vb.) üzerine çıktığı gün olarak tanımlanıyor. n 2000 yılında 1 Ekim gününe denk düşen 5 limit aşım günü 2014 yılında 19 Ağustos, 2015 h yılında 13 Ağustos, geçen yıl 8 Ağustos ve nihayet bu yıl 2 Ağustos’a kadar geldi. Yani bir yıl içinde tüketeceğimiz bitki ve hayvansal (su ürünleri dahil) ürünleri sekiz aydan az bir sürede tüketiyoruz. Özetle tüketirken tükeniyoruz! İnsanoğlu tüketiciliğin ve tüketim kültürünün böylesin-
38 EYLÜL - EKİM 2017
den sıyrılıp doğaya dost bir yaşam biçimini benimsemez ise bu felaketi sadece geciktirebilir, önleyemez. Paranın yenmediğini anlamak için çok vaktimiz olduğunu söylemek de mümkün görünmüyor. Yazımın bu uzunca girişinin nedeni; OECD ve FAO’nun b birlikte hazırladıkları 2017-2026 Tarımsal Görünü Raporunda ortaya konan dikkat çeGörünüm kici ön öngörüler. 2026 yılına gelindiğinde ortalama ka kaloriye erişimin en az gelişmiş ülkelerde kişi başı başına günlük 2 bin 450 kilo kaloriye ulaşması, gelişm gelişmekte olan ülkelerde ise günde 3 bin kilo kaloriyi geçmesi geçm öngürüsü. Satın aldı aldığımız ve tükettiğimiz gıdalar yalnızca sağlımız sağlımızı etkilemez, küresel sera gazı salımının üçt üçte birine yakınını da şekillendirir. Dünyad daki karbondioksitin yüzde 9’u, metanın yüzde 35-40’ı, azot oksitlerinin yüzde 65’i, amonyağın yüzde 64’ü hayvansal ü üretim kaynaklıdır. İklim değişikliği, gıda sürdürülebilirliğini doğrudan etkilediğinden konu ilgi alanımda, okuyor, araştırıyorum. Ancak itiraf etmeliyim ki o kadar çok yeni kavram üretiliyor ki çoğunu kaçırıyorum. LabMedya adlı Labara-
yeşil vadi tuvar ve Sağlık gazetesinde “İklim dostu tüketici olmanın en kolay 5 yolu” başlığıyla yer alan yazı bana yeni bir kavram bağışladı. Bu hizmetleri nedeniyle LabMedya’ya kocaman bir teşekkür. Kavram, klimataryen. Doğaya daha az zarar vermek, gıdayı sürdürülebilir kılmak için iklim değişikliği konusunda endişeli ancak bireysel olarak karbon salımını nasıl azaltabileceğinizi bilmeyenlerden iseniz Klimataryen beslenme sizi iklim dostu tüketici yapabilir. Klimataryen, iklim değişikliği göz önünde bulundurularak beslenen kişi anlamına geliyor. Temel mantığı ise yetiştirilmesi ve tüketilmesi küresel ısınmaya katkı sağlayan
Dünyanın kaynaklarının besleyebileceği insan sayısı en çok 1.4 milyar yani 7.8 milyar olan dünya nüfusunun yüzde 83’ü aç. Şüphesiz herkes o kadar tüketmiyor, fazlasını tüketen de var, onu yakalamak için çaba gösteren de…
ği miller (lojistik, taşıma), tüketim alışkanlıkları ve israf yönüyle de dikkate almak yararlı olur. Örneğin ulaşımdaki enerjiyi düşürmek için yerel ürün tüketmek, gaz salımını azaltmak için hayvansal gıdaların tüketimini gerekli düzeye indirmek, tüketimde israfa kaçmamak gıdanın tüm kısımlarını değerlendirmek. Yapılan bir çalışmada tüm dünya organik yöntemlerle gıda yetiştirmeye başladığında yıllık karbon salımının yüzde 40’ından fazlasının engellenebileceği hesaplanmış. Bunun gerçekleşmesi mümkün olmasa da, böcek ilaçları, antibiyotikler ve kimyasal gübre kullanımından kaçınan ve çevreyi koruyan üretim yöntemleri (iyi tarım uygulamaları, hassas tarım, topraksız tarım vb.) karbon ayak izini tarım yoluyla azaltmanın etkin yollarını sunuyorlar. FAO’nun geçen yıl güncellediği yeni tahminlere göre halen 7.8 milyar olan dünya nüfusu; 2030 yılında 8.6 milyar, 2050 yılında 9,8 milyar ve 2100 yılında 11,2 milyara ulaşacak.
gıdalardan uzak durmak. New York Times, amacı iklim değişikliğini yavaşlatmak hatta geriletmek olan bir beslenme biçimi olarak tanımlıyor.
Artan nüfusunun en az gelişmiş ülkelerde bile, 2 bin 450 kişi başına kilokalori günlük tüketime ulaşma beklentisi, her dünya vatandaşını klimataryen olmaya zorluyor.
Klimataryen beslenme şeklinde sağlıklı yaşam için gerekli besin öğelerini yeterli ve gerekli düzeyde karşılamaya çalışırken kalori miktarı da minimize edilmiş oluyor. Bunu bireysel tercihli bir tüketim modeli olarak sınırlamanın ötesinde; gıdanın üretimi, elde ediliş şekli, tüketiciye ulaşana dek katetti-
Gelecek 50 yılda gıda sürdürülebilirliğinin ne olacağı konusuna yeterince kafa yorduğumuzu sanmıyorum. Bu konuda çaba gösteren “Sürdürülebilir Gıda Platformu” gibi sivil toplum inisiyatiflerinde yer almak gıda sanayimiz için yaşamsal öneme sahip, bir borç. EYLÜL - EKİM 2017 39
yeşil vadi
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN TOPRAĞI, HAVAYI, SUYU KORUMALIYIZ “Organik ürünlerin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra ekolojik sisteme faydalarını da anlatarak hem müşterilerimizi, hem de üreticilerimizi bilinçlendiriyoruz. Sözleşmeli tarım yaparak çiftçilerimizi eğitiyoruz.”
O
rganik Tarım; ekolojik sistemi ve doğal kaynakları en iyi ve en doğru şekilde kullanarak sürdürülebilir verimliliğe dayalı, kimyasal kalıntı içermeyen ürün üretmeyi amaçlamaktadır. Üretimin hiçbir aşamasında kimyasal ilaç ve gübre, antibiyotik, pestisit, hormon vb. insan ve çevre sağlığına zararlı maddeler kullanılmadan çevreyle dost ve her aşaması kontrollü bir tarım şeklidir.
ve Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik’te belirtilmiştir. Organik bitkisel üretim kurallarının en başında üretimin toprağın biyoçeşitliliğini geliştiren, toprağın organik maddesini koruyan veya artıran, toprağı sıkıştırmayan ve erozyonu engelleyen toprak işleme teknikleri kullanılması gerektiği ve organik tarımda kullanılan üretim tekniklerinin çevre kirliliğini engellemesi veya minimuma indirilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Organik Tarım’ın amacı insan sağlığını korumak olduğu kadar çevrenin, doğal kaynakların korunması ve bozulan ekolojik dengenin yeniden oluşturulması, toprağın yaşatılması, biyolojik çeşitliliğin devamı, üretim miktarının değil kalitesinin arttırılmasıdır. Peki bu amaca nasıl ulaşılır? Neler yapılması gereklidir? Bunları sağlayabilmek adına uyulması gereken kurallar 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu
40 EYLÜL - EKİM 2017
Bunu sağlamak için de; Q Organik tarımda yenilenemez kaynakların ve çiftlik dışı girdilerin kullanımı minimum düzeyde tutulur.
Ayhan SÜMERLİ Cityfarm Yönetim Kurulu Başkanı
Q Bitkisel ve hayvansal orijinli ürünlerin ve atıkların tarımsal faaliyette girdi olarak kullanmak üzere geri dönüştürülmesi sağlanır. Q Organik tarımsal üretim ile ilgili
yeşil vadi
kararlarda yerel ve bölgesel ekolojik dengenin dikkate alınması gerekir. Q Organik tarımda, topraksız tarıma izin verilmez. Q Organik bitkisel üretimde, gereksiz ve toprakta erozyona neden olacak şekilde toprak işleme yapılamaz. Q Çok yıllık ekim nöbeti programı içerisinde baklagil ve derin köklü bitkilerin yetiştirilmesi sağlanır veya yeşil gübreleme yapılır. Q Organik üretimden gelen hayvan gübresi ya da organik materyallerin tercihen her ikisinin de kompost edilmiş olarak kullanılmasına izin verilir. Tarımsal kaynaklı azotun su kirliliğine neden olmasını önlemek amacıyla, organik bitkisel üretimde kullanılacak toplam hayvan gübresi miktarı 170 kg/N/ ha/yılı geçemez. Q Biyodinamik preparatların kullanımına izin verilir. Q Kimyasal yöntemlerle elde edilmiş azotlu gübreler kullanılamaz. Q Kompost aktivitasyonu için, genetiği değiştirilmemiş uygun bitki bazlı preparatlar veya mikroorganizma preparatları kullanılır. Q Toprak koşulları ile topraktaki veya bitkideki besin maddelerinin yararlılığının artırılması için ülkemiz tarımsal üretiminde genel olarak kullanımına izin verilen genetiği değiştirilmemiş mikroorganizma preparatları kullanılır. Organik tarımda bitki koruma yöntemleri de belirtilmiştir. Bunu sağlamak için; hastalık ve zararlılara dayanıklı tür ve çeşit seçimi yapılır, uygun ekim nöbeti hazırlanır ve uygun toprak işleme yöntemleri uygulanır. Kültürel, biyolojik ve biyoteknik mücadele metotları uygulanır. Sanayi ve şehir atık suları ile drenaj sisteminden elde
edilen drenaj suları organik tarımda kullanılamaz, gerekli hallerde suyun uygunluğuna yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yapılacak kontrollerde karar verilir. Sulama suyunun çevre kirliliğine ve toprak yapısında bozulma ve erezyona yol açmaması gerekmektedir. Organik tarım; bir ürünün ekiminden sonra hiçbir uygulama yapılmadan kendi haline terk edilmesi olarak anlaşılmamalı tersine büyük bilgi, özveri gerektiren bunun karşılığında ise kimyasal gübre ve ilaçların uzun yıllar bilinçsizce ve çokça kullanılarak bozulan doğal dengenin, çevre kirliliğinin ve besin zinciriyle tüm canlılara ulaşan zararlı maddelerin ortadan kaldırılmasını ve sağlıklı bir geleceği sağlayacak bir üretim şeklidir. City Farm olarak kurulduğumuz günden beri organik ürünlerin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra ekolojik sisteme faydalarını da anlatarak hem müşterilerimizi, hem de üreticilerimizi bilinçlendiriyoruz. Sözleşmeli tarım yaparak çiftçilerimizi eğitiyoruz, istediğimiz kalitede ürünlerin üretimini yaptırarak emeğin karşılığını veriyor ve alıyoruz. Biliyoruz ki bu ekosistem sadece bizim değil, gelecek nesillere karşı sorumluluklarımızı unutmamalı sağlıklı bir yaşam için toprağı, havayı, suyu korumalıyız.
EYLÜL - EKİM 2017 41
yeşil vadi
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz ATAÇ:
Özel sektörü doğa eğitimlerini desteklemeye davet ediyoruz Sürdürülebilir yaşam ilkesiyle yola çıkan TEMA Vakfı, başta toprak olmak üzere doğal varlıkların korunması için çalışmalar yürütüyor. TEMA Vakfı faaliyetlerini dört başlık altında gerçekleştiriyor:
S
ürdürülebilir yaşam ilkesiyle yola çıkan TEMA Vakfı, başta toprak olmak üzere doğal varlıkların korunması için çalışmalar yürütüyor. TEMA Vakfı faaliyetlerini dört başlık altında gerçekleştiriyor: O Eğitim çalışmaları O Doğal varlıkları koruma ve kırsal kalkınma projeleri O Savunuculuk çalışmaları O Ağaçlandırma projeleri Bu başlıklar çerçevesinde TEMA Vakfı, özel sektörle birlikte kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyor ve uyguluyor. Birçok başarılı proje hayata geçirildi TEMA Vakfı bugüne kadar özel sektör iş birliğiyle birçok ba-
42 EYLÜL - EKİM 2017
yeşil vadi
şarılı projeyi hayata geçirdi. Gerçekleştirilen kurumsal sosyal sorumluluk projelerine örnek vermek gerekirse: 2007 yılında Vitra-Artema, Calgonit ve Arçelik sponsorluğunda, İSKİ iş birliğinde İstanbul çapında Suyunu Boşa Harcama kampanyası düzenlendi. 2008 – 2013 yılları arasında Koç Holding sponsorluğunda “Ülkem için Ormanlar” projesi yürütüldü. 2010 – 2014 yılları arasında ise Borusan ile “TEMA – BORUSAN Afyonkarahisar – Sinanpaşa – Güney ve Tokuşlar Beldeleri ile Kınık, Karacaören ve Çobanözü Köyleri Kırsal Kalkınma Projesi” gerçekleştirildi. 2012 – 2015 yıllarında Falım iş birliğinde “Sakız Ağacı Klon Parkı Tesisi Projesi” yürütüldü. 2011’de başlatılan Nestle Damak sponsorluğu ile gerçekleştirilen “Fıstığımız Bol Olsun”, Antep fıstığı üretiminde verim ve kalitenin artırılması projesi ses getiren ve hala uygulamaları devam eden projelerdendir. İş Bankası sponsorluğunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı iş birliği ile yürütülen “81 ilde 81 Orman Projesi” de en çok ses getiren çalışmalardan biri oldu. Dünyanın sayılı çay üretim merkezlerinden biri olan Rize’de, sürdürülebilir çay tarımının temelini oluşturan toprak sağlığının korunması konusunda Doğuş Çay ile “Her Dem Toprak İçin Projesi” hayata geçirildi. Odeabank ve TEMA Vakfı aracılığı ile başlatılan “Odeabank Geleceğin Oksijenini Teminat Altına Alıyor Projesi” ile bankacılık işlemlerini Oksijen Hesap’tan yapan Odeabank Oksijen Hesap sahipleri, her ay bankalarından bir fidan dikmesini veya bir çocuğa doğa eğitimi verilmesini isteyebiliyor. Bu noktada TEMA Vakfı’nın Doğa Eğitim Programları’na ve gerçekleştirilebilecek iş birliklerine detaylı değinmek gerekliliğini duyuyoruz.
Çocuklar yaşamı doğada öğrensin TEMA Vakfı 20 yılı aşkın süredir Doğa Eğitim Programları geliştiriyor ve yürütüyor. Doğa Eğitim Programları, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine uygulanan doğa eğitimidir. Programlar sırasıyla Minik TEMA, Yavru TEMA, Ortaokul TEMA ve Lise TEMA olarak adlandırılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan iş birliği anlaşması çerçevesinde eğitim programları, ulusal çapta, gönüllü öğretmenler tarafından okullarda yıl boyunca uygulanıyor. Programlarda toprak, hava, su, biyolojik çeşitlilik, çevre etiği gibi konular her yaş grubuna özel etkinliklerle ele alınıyor. Öğretmenler için etkinlik rehberleri, öğrenciler için malzemeler (gözlem kutuları, posterler vb.) TEMA Vakfı gönüllü il temsilcileri ve ilçe sorumluları tarafından okullara ulaştırılıyor. Etkinlikler, öğren-
EYLÜL - EKİM 2017 43
yeşil vadi cilerin gözlemleyerek, yaparak ve yaşayarak öğrenmesini destekliyor. Programlar ile çocukların doğa ile olan bağlarını güçlendirmek, doğada keşfederek vakit geçirmelerini sağlamak, doğaya duyarlı davranış ve tutumlar sergileyen bireyler olmalarına katkı sağlamak, fiziksel, bilişsel ve sosyal gelişimlerini desteklemek amaçlanıyor.
Kurumlara yönelik farklı iş birliği modelleri de bulunuyor TEMA Vakfı’nın kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin yanı sıra başka iş birliği modelleri de bulunuyor. “Kurumsal Koşu Takımı” iş birliği modeli bu kapsamda değerlendirilebilir. TEMA Vakfı bu süreçte Adım Adım Oluşumu ile birlikte
Gönüllü öğretmenlerin desteğiyle uygulanıyor TEMA Vakfı Eğitim Programları, gönüllü il temsilcileri ve ilçe sorumluları aracılığıyla, binlerce gönüllü öğretmenin desteğiyle her yıl 81 ilde 85 bini aşkın çocukla uygulanıyor. Programları uygulayan gönüllü öğretmenlere detaylı etkinlik yönergelerinin bulunduğu öğretmen rehberleri gönderiliyor. Öğretmen rehberlerinin yanı sıra, etkinlikler sırasında kullanılmak üzere, sınıflara meşe ve toprak posterleri ile gözlem kutuları da ulaştırılıyor. MEB öğretim programları ve felsefesine uygun, okulların yıllık ders programlarına destek olabilecek nitelikte hazırlanan programların uygulama aşamasında gönüllü öğretmenler okul içi ve dışı etkinlerle programları uyguluyor. Kurumsal ve bireysel bağışlarla kaynak sağlanıyor Eğitim Programları için gereken finansal kaynak TEMA Vakfı tarafından yıl boyunca yürütülen kaynak geliştirme faaliyetleri ile yaratılıyor. Kurumsal ve bireysel bağışçılardan destek alınıyor. Kurumlar TEMA Vakfı ile işbirliği yaparak çocukların doğa eğitim programlarını destekleyebiliyor, yeni eğitim projeleri gerçekleştirebiliyorlar. TEMA Vakfı, daha fazla çocuğa doğa eğitimi imkanı sağlayabilmek için tüm kurumları iş birliğine ve eğitim programlarına destek olmaya davet ediyor.
44 EYLÜL - EKİM 2017
çalışıyor. TEMA Vakfı’nı destekleyen Kurumsal Koşu Takımı koşucuları, Adım Adım Oluşumu kanalıyla kendi çevresindeki insanlara TEMA için destek çağrısında bulunuyorlar. Bu çağrıyı kabul edenler, TEMA Vakfı’na istedikleri tutarda bağış yaparak vakıf faaliyetlerini destekleyebiliyorlar. Bu kapsamda çocuklara yönelik doğa eğitimi ve ağaçlandırma projesi olan Ağaç Kardeşliği gerçekleştirilmiş oluyor. Ayrıca şirket çalışanlarının gönüllü olması ile oluşturulan “Kurumsal Gönüllülük” iş birliği modeli bulunuyor. Personel sayısına göre kriterlerimize uygun olan kurumlara “Bu Kurumun Çalışanları TEMA Gönüllüsü Olmuştur” görseli veriliyor. Çalışanlar TEMA Vakfı’na kurumsal işgücüyle destek sağlayabiliyor.
)RRG3URGXFW·WD \XUW G×ü×QGDQ GHY DW×O×P ANFAŞ Genel Müdürü Özer’den FoodProduct çağrısı: Geç kalmayın Antalya’nın marka fuarı 25. FoodProduct için ihracat odaklı çalışmalar tam gaz sürüyor. ANFAŞ’ın yenilenen yurt dışı departmanı, 18 hedef ülkeden alım heyeti ve ziyaretçi için acentelerle anlaşma sağlandı. Çalışmalar hakkında bilgi veren ANFAŞ Genel Müdürü Murat Özer, fuarların şimdiden yüzde 85 doluluk oranına ulaştığını ifade ederek katılımcılara çağrı yaptı.
G
ıda sektörünün nabzının attığı FoodProduct-Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı, 25’inci buluşma için tam gaz yola devam ediyor. ANFAŞ - Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım A.Ş. bünyesinde geçekleşen değişim rüzgarının etkisiyle 25.FoodProduct, ihracat odaklı yurt dışı çalışmalarıyla bu yıl katılımcılara dünyaya açılma fırsatı sunacak. ANFAŞ’ın genel müdürlüğü koltuğunda 1 yılı geride bırakan fuarcılığın tecrübeli ismi Murat Özer, FoodProduct bünyesinde gerçekleşen değişiklikleri ve fuarın 2018’deki yol haritasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
HOTELEQUİPMENT İLE EŞ ZAMANLI ANFAŞ’taki kabuk değişimiyle birlikte 25.FoodProduct’ı; turizm sektörünün marka organizasyonu 29.HotelEquipment – Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ile eş zamanlı olarak gerçekleşeceğini söyleyen ANFAŞ Genel Müdürü Murat Özer, sektörün sesine kulak verdiklerini ifade etti. ANFAŞ’ın fuar ve kongre merkezi Antalya Expo Center’ın büyümesiyle birlikte tek çatı altında yapma fırsatı bulduklarını ifade eden Özer, “Sektör temsilcilerinin ortak talebi doğrultusunda iki fuarımızı 17- 20 Ocak 2018 tarihleri arasında eş zamanlı olarak gerçekleştireceğiz. Artık fuara katılan sektör profesyonelleri; konaklama, ağırlama ve gıda sektörüne dair tüm paydaşlara, ikili iş görüşmelerine, etkinliklere, konferanslara büyüyen alanımızda eş zamanlı olarak ulaşabilecek.” dedi.
Orvital’in organik ilikli kemik suyu raflarda yerini aldı Organik Gıda üreticisi Orvital, bir ilke imza atarak annelerin beğenisine sunduğu sağlıklı cam kavanozdaki organik tavuk, ve sebze sularının ardından şimdi de ilikli kemik suyunu tüketicilerle buluşturuyor. Türkiye’nin ilk organik tavuk eti üreticisi olan Orvital, daha önce çalışan annelerin yönlendirmesiyle piyasaya çıkardığı ve büyük ilgi gören organik tavuk, et ve sebze sularının ardından şimdi de ‘Organik ilikli kemik suyu’ ürünü ile raflarda yerini aldı. Migros ve Macrocenter’larda satılmaya başlanan organik ilikli kemik suyu, sağlıklı cam kavanozlarda tüketicilerin beğenisine sunuldu.
46 EYLÜL - EKİM 2017
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Fındık Maliyetini Düşürmek İçin Makineli Tarıma Destek Verecek Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Başkanı İlyas Edip Sevinç ve Başkan Yardımcısı Dursun Oğuz Gürsoy HSK Endüstriyel şirketi tarafından üretilen fındıkta maliyeti düşürecek olan fındık toplama makinelerinin fındık üreticisine kazandırılması için Karadeniz Fındık ve Mamulleri ihracatçılar birliğinde bir araya geldiler. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı Edip Sevinç ve Başkan Yardımcısı Dursun Oğuz Gürsoy, HSK Endüstri şirketi sahipleri Sezgin Karadeniz ve Halil Kuşdemir ortak hedefin üreticinin fındık toplama maliyetlerini düşürmek olduğunu belirterek Gıda Türk’e şu ortak açıklamayı yaptılar:
“Ülkemizde fındık sektöründe üreticilerimiz açısından en önemli sorun, fındık toplama maliyetleri olduğunu çok iyi biliyoruz. Amacımız Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri olarak fındık maliyetlerini düşüren bu makineleri üreticilerimize kazandırmaktır. Tüm ke-
simlerin bu önemli soruna sahip çıkacağı inancındayız.” HSK makine şirketi yöneticileri sözlerine şöyle devam etti: “Şirketimizin ana hedefi; imalat sektörünün ihtiyaçlarına uygun, çözümlere göre kategorize edilmiş, hassas ve kalitesi yüksek makineler sunmak, güvenilir satış sonrası hizmet vermek ve kaliteye uygun en düşük fiyatı sunmaktır. Fındık sektöründe en önemli problemin fındık toplama maliyetleri olduğunu gördüğümüz için 2 yıldır bu makine için proje üretiyoruz. Bu yıl tek hortumlusunu ürettik, hedefimiz 2018 yılına çift hortumlusunu üretmek. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birliği Başkan ve Yönetim Kuruluyla görüşerek üreticinin maliyetleri düşürecek bu makineyi fındık sektörüne üreticilerimize kazandırmak istiyoruz.”
ak m p a Y ı ış ğ a B a ıd G e İl t e FazlaGıda Ücretsiz Pak l Bir Yük Olmaktan Çıkıyor Finansal ve Operasyone beri Kurulduğu günden pelen ge Türkiye’nin önde biriş ile rı ala rakende firm a ınd ay ı alt ilk ve liği yapan nı ığı a at toplam 72 ton gıd girişim lı ak od ki et önleyen stribütör, FazlaGıda, üretici, di en gıda ed toptancı, çiftçi dem üreten her amasında gıda atığı aş r he n ini cir zin rik da te nabileceği yeni ücretsiz olarak kulla ölçekte işletmenin hizmet ile gıda nıttı. FazlaGıda bu hizmet paketini ta
daha geniş kitleler atığıyla mücadeleyi iayı ve daha çok iht için mümkün kılm . ayı hedefliyor yaç sahibine ulaşm büyük problemleen Çağımızın a atığı konusuna rinden biri olan gıd krarlanabilir bir iş sürdürülebilir ve te tiren FazlaGıda, tamodeli ile çözüm ge e nlı platform üzerind mamıyla web taba ayı ihtiyaç ekte kurum ile gıd ölç r he en et ür ığı at gıda nizasyonları bir ak için çalışan orga rm ştı ula ine ler hip sa araya getiriyor.
EYLÜL - EKİM 2017 47
BÄ°LÄ°M TOHUMLARI EKÄ°BÄ° ANADOLUâ&#x20AC;&#x2122;YU GEZMEYE DEVAM EDÄ°YOR
PÄąnar EnstitĂźsĂź ile â&#x20AC;&#x153;SĂźtĂźmĂźzĂźn GeleceÄ&#x;i Bilinçli Ellerdeâ&#x20AC;?
2
008 yÄąlÄąnda baĹ&#x;latÄąlan Business Call to Action, Ĺ&#x;irketleri; tĂźketici, Ăźretici, tedarikçi ve daÄ&#x;ÄątÄącÄą olarak gĂźnde 8 dolardan daha az satÄąn alma gĂźcĂźne sahip kiĹ&#x;ilere yĂśnelik kapsamlÄą iĹ&#x; modelleri geliĹ&#x;tirmeye teĹ&#x;vik ederek SĂźrdĂźrĂźlebilir KalkÄąnma Hedefleriâ&#x20AC;&#x2122;ne yĂśnelik ilerlemeyi hÄązlandÄąrmayÄą amaçlÄąyor. Birçok uluslararasÄą kuruluĹ&#x; tarafÄąndan desteklenen programa BirleĹ&#x;miĹ&#x; Milletler KalkÄąnma ProgramÄą (UNDP) ev sahipliÄ&#x;i yapÄąyor.
Ä°
stanbul, 10 AÄ&#x;ustos 2017 â&#x20AC;&#x201C; Bayerâ&#x20AC;&#x2122;in Toplum GĂśnĂźllĂźleri VakfÄą (TOG) ile birlikte yĂźrĂźttĂźÄ&#x;Ăź Bayer Genç Bilim Elçileri Projesiâ&#x20AC;&#x2122;nin gezici birimi olan Bilim TohumlarÄą Ekibi, Kayseri ve Samsunâ&#x20AC;&#x2122;da da çocuklarla buluĹ&#x;tu. Proje için Ăśzel olarak tasarlanan araçlarÄą ve ekipmanÄąyla Kayseri SindelhĂśyĂźk KĂśyĂź - Fatih Ortaokulu ve Epçe KĂśyĂź - Epçe Ä°lkokuluâ&#x20AC;&#x2122;nda 185 çocukla, Samsunâ&#x20AC;&#x2122;da ise VezirkĂśprĂź YĂśrĂźkçal KĂśyĂź - YĂśrĂźkçal Ä°lkokulu ve VezirkĂśprĂź Ă&#x2021;ekalan KĂśyĂź Ă&#x2021;ekalan Ortaokuluâ&#x20AC;&#x2122;nda ise 63 çocukla çocukla bir araya gelen ekip, Ăśzellikle 9-12 yaĹ&#x; grubu çocuklarla eÄ&#x;lenceli bilim etkinlikleri gerçekleĹ&#x;tirdi.
6HOYD *Ă&#x2022;GD ø62 øNLQFL /LVWHVLÂśQGH
i 7 UNL\H¡QLQ ĂşON 0H\YH 6X\X 0DUNDVĂ&#x2014; Meysu ' Q\D\D ĂşoHFHN ĂşKUDo (GL\RU
T
Ăźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;de meyve suyuna adÄąnÄą veren Meysu, nesilden nesile aktardÄąÄ&#x;Äą lezzetleri Kayseriâ&#x20AC;&#x2122;deki Ăźretim ĂźssĂźnden 5 kÄątada 60 Ăźlkeye ihraç ederek, global bir içecek markasÄą olma yolunda hÄązla ilerliyor. Ă&#x153;rĂźn çeĹ&#x;itliliÄ&#x;i ve ihracatla Ăśzellikle son iki yÄąlda bĂźyĂźmesini sĂźrdĂźren Meysu, Kayseri fabrikasÄąnda bir deÄ&#x;erlendirme toplantÄąsÄą dĂźzenledi. ToplantÄąda fabrika ve yatÄąrÄąmlarÄą hakkÄąnda bilgi veren Meysu Genel MĂźdĂźrĂź Osman GĂźldĂźoÄ&#x;lu, 2018â&#x20AC;&#x2122;de Ă&#x2021;inâ&#x20AC;&#x2122;e ofis açma planlarÄą olduÄ&#x;unu belirtti.
48 EYLĂ&#x153;L - EKÄ°M 2017
SO, â&#x20AC;&#x153;TĂźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;nin Ä°kinci 500 BĂźyĂźk Sanayi KuruluĹ&#x;uâ&#x20AC;? araĹ&#x;tÄąrmasÄąnÄąn 2016 yÄąlÄą sonuçlarÄąnÄą açĹkladÄą. AraĹ&#x;tÄąrmaya gĂśre, Ä°ttifak Holdingâ&#x20AC;&#x2122;in gÄąda sektĂśrĂźndeki Ĺ&#x;irketi Selva, ikinci 500â&#x20AC;&#x2122;de 3 basamak daha yĂźkselerek baĹ&#x;arÄąsÄąnÄą sĂźrdĂźrdĂź. Ä°stanbul Sanayi OdasÄąâ&#x20AC;&#x2122;nÄąn (Ä°SO) â&#x20AC;&#x153;TĂźrkiyeâ&#x20AC;&#x2122;nin Ä°kinci 500 BĂźyĂźk Sanayi KuruluĹ&#x;uâ&#x20AC;? 2016 yÄąlÄą araĹ&#x;tÄąrma sonuçlarÄą açĹklandÄą. 1988 yÄąlÄąndan bu yana Ä°ttifak Holding çatÄąsÄą altÄąnda faaliyet gĂśsteren Selva GÄąda, ikinci 500â&#x20AC;&#x2122;deki yerini korumakla kalmayÄąp 3 basamak daha yĂźkseldi. Ä°stanbul Sanayi OdasÄąâ&#x20AC;&#x2122;nÄąn 2015 yÄąlÄą araĹ&#x;tÄąrma sonuçlarÄąnda 403. sÄąrada olan Selva GÄąda, 2016 yÄąlÄą araĹ&#x;tÄąrmasÄąnda 400. sÄąrada yerini aldÄą.
Sabancı Üniversitesi gıdaların raf ömrünü uzatan nano-kil katkılı ambalaj geliştirdi Sabancı Üniversitesi tarafından geliştirilen gıdaların raf ömrünü uzatan nano-kil katkılı gıda ambalaj teknolojisi, Amerika’nın Washington D.C eyaletinde düzenlenen ‘American Chemical Society National Meeting’de tanıtıldı.
S
abancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) Araştırmacısı Hayriye Ünal’ın yürütücülüğünde, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Yusuf Menceloğlu ve Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Fevzi Çakmak Cebeci ile Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (TÜMER) Araştırmacısı Serkan Ünal’ın danışmanlığında TÜBİTAK ARDEB 1003 projesi kapsamında geliştirilen, gıdaların raf ömrünü uzatan nano-kil katkılı gıda ambalaj teknolojisi Washington D.C’de düzenlenen ‘American Chemical Society National Meeting’ kapsamında tanıtıldı. Nano-kil katkılı ambalaj, gıda kaynaklı ekonomik zararı azaltabilir. Bilim insanları 20 yıldır özellikle ambalajlara odaklanarak, gıdaların bozulmasını engellemenin alternatif yollarını arıyor. Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) Araştırmacısı Hayriye Ünal ve ekibi, bu çok yönlü ambalaj ihtiyacını karşılamak amacıyla farklı işlevler kazandırılmış kil nanotüpleri içeren bir ambalaj filmi geliştirdi. Bu film meyve ve sebzelerin aşırı olgunlaşmasını ve et örneklerinde mikrobiyal büyümeyi engelleyerek kolay bozulur ürünlerin raf ömrünü uzatan bir özellik taşıyor. Hayriye Ünal araştırmaları ile ilgili olarak “Bu tür aktif ambalajlar sayesinde gıda güvenliği-
ne katkı sağlayabilir, bozulma kaynaklı ekonomik zararı azaltabiliriz.” dedi ve geliştirilen bu teknoloji ile farklı gıda türlerine özel düşük maliyetli ambalajların tasarlanabileceğini belirtti. Gıda ambalajının verimliliği domates, muz ve tavuk ile test edildi. SUNUM araştırmacıları nano-kil katkılı bu film ile domates, muz ve tavuk gibi gıdaları paketleyerek farklı süreler boyunca bekletti ve sıradan polietilen film karşısındaki verimliliğini ölçtü. 10 gün sonunda geliştirilen yeni filmle paketlenmiş domateslerin kontrol grubundaki sebzelere göre daha iyi durumda olduğu görüldü. Ayrıca altı gün sonunda, muzların bu yeni film sayesinde polietilen filme kıyasla daha diri ve sarı kalabildiği gözlendi. Bu filmle kaplanan ve 24 saat buzdolabında saklanan tavukta polietilen ile paketlenmiş tavuğa kıyasla çok daha az bakteri artışı gözlemlendi. Hayriye Ünal, Sabancı Üniversitesi tarafından patentlenmiş nano-kil katkılı gıda ambalajının piyasaya sürülebilmesi konusunda çalışmalara devam ettiklerini, geliştirilen malzemelerin gıda ile temasının güvenilirliği konusunda testleri sürdürdüklerini belirtti. EYLÜL - EKİM 2017 49
gıda araştırma
(OLI 'HPLU %HQ]HW *ÖGD 0 KHQGLVL
Akıllı Ambalajların Gıdalarda Kullanımı
T
eknolojinin gıda alanında gelişmesiyle gıda üretim süreçlerinin her aşamasında yenilikler kendini göstermektedir. Gıda tedarik zincirinde önemli etkenlerden biri olmanın yanı sıra tüketicinin satın alma davranışını büyük ölçüde etkileyen ambalajlarda teknolojik gelişmeler kendini göstermeye başlamıştır. Özellikle gıdaların raf ömrü uzarken koruyucu katkı maddesi miktarının azaltılmasında yeni teknolojik ambalajların katkısı büyüktür. Buna paralel olarak, eskiden sadece gıda muhafazası için kullanılan pasif ambalajlama teknolojileri yerine gıdaların korunmasında, pazarlamasında, çevresel atık miktarının azaltılmasında önemli rol oynayan aktif ve akıllı ambalajlama teknolojileri piyasada görülmektedir. Ayrıca, akıllı ambalajlarla birlikte tüketiciler hangi gıdanın taze olduğunu görüp, ona göre seçici davranış gösterebilmektedir. Ambalajlama teknolojisinin diğer bir avantajı da gıdaların tüm üretim aşamalarında izlenebilirliğin kolaylaşması ve bu sayede tüketime uygun olmayan ürünlerin hızla fark edilmesi ve piyasadan geri çekilmesinin kolaylaşmasıdır. Ambalaj gıdanın hava, ısı, ışık, kimyasal etki, mikroorganizma ve darbe gibi çevresel etkilerden korunmasını sağlayarak gıdanın kalitesi, raf ömrü ve fiziksel yapısını koruma amacı taşımaktadır. Uygun ambalaj ile taze ve işlenmiş gıdaların kalitesi depolama, sevkiyat ve
50 EYLÜL - EKİM 2017
son tüketiciye kadar geçen sürede korunması kolaylaşmaktadır. Akıllı ambalajlama sayesinde ise, gıdanın raf ömrü boyunca oluşan değişimler, yani ürün kalitesi, ambalaj paketlerinin üzerinde kolayca görülebilir olmaktadır. Akıllı ambalajlama teknolojisi, zaman-sıcaklık indikatörleri, tazelik indikatörleri, biyosensörler, sızıntı (gaz konsantrasyon) indikatörleri ve radyo frekanslı tanıma (RFID) sistemleri olarak çeşitlendirilmektedir. Türk Gıda Kodeksi Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeler Yönetmeliği AB uyum yasası çerçevesinde akıllı ambalajların kullanımı, güvenliği ve pazarlanmasına yönelik olarak düzenlenmiştir. 1. Zaman-Sıcaklık İndikatörleri Zaman sıcaklık indikatörleri dünyanın gelişmiş ülkelerinde soğuk zincirin korunması amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle, gıdaların tedarik zinciri sürecinde sıcaklığın artmasından kaynaklanan mikrobiyal bozulmalara, enzimatik ve biyokimyasal tepkimelere ve fiziksel
deformasyonlara karşı hızlı tepki vermektedirler. Kritik sıcaklığın üzerinde meydana gelen protein denatürasyonu, patojen mikroorganizmaların gelişmesi gibi istenmeyen durumların önlenmesinde kullanılmaktadır. Bununla birlikte soğuk zincirdeki kırılmaların gösterilmesinde, mikrobiyal gelişme veya istenmeyen enzimatik reaksiyonlar gibi kritik sıcaklık değerlerinin üzerine çıkıldığında kalitede ve gıda güvenliğinde meydana gelen istenmeyen durumları göstermektedir. Enzimler kullanılarak çalışan zaman-sıcaklık indikatörleri de vardır. Bu çeşidinde lipaz, lipaz substratı ve pH indikatör boyası kullanılmaktadır. Sıcaklık etkisiyle oluşan basınçla lipaz, substratla birleşmekte ve ortaya çıkan lipit bileşenleri hidroliz olmaktadır. Bunun sonucunda oluşan asitlerden dolayı pH düşerek indikatörün renginde değişiklik meydana gelerek ambalajda net bir şekilde görülebilmektedir. Zaman-sıcaklık indikatörleri sıcaklık veri geçmişinin bilinmesi sayesinde sevkiyat ve dağıtım süreçlerinde gıda güvenliğinin sağlanması için büyük önem taşımaktadır. Bu etiketler vasıtasıyla ürünün veya partinin tüm dağıtım zinciri boyunca sıcaklık geçmişini görselleştirerek ayırt edilmesini kolaylaştırmaktadır. 2. Tazelik İndikatörleri Mikrobiyal bozulma sonucu ortaya çıkan metabolitlerden dolayı ambalaj
gıda araştırma üzerindeki etiketin renk değiştirmesi şeklinde çalışmaktadır. Ürüne özgü indikatörlerdir. Örneğin, balıklarda bozulmayı gözlemlemek için MAP (modifiye atmosfer paketleme) ürünlerinde bu etiketler kullanılmaktadır. Ayrıca, MAP ile üretilen tavuk ve tavuk ürünlerinin kalite kontrolünde tercih edilen bir indikatördür. Bunun yanında meyvelerin tazeliğini ölçmekte de kullanılmaktadırlar. Tazelik indikatörü ilk olarak armut ürününde kullanılmıştır. Paketteki renk değişimiyle farklı olgunluklarda armut hakkında tüketicilere bilgi vermektedir. Kırmızı renk ürünün sert olduğunu, sarı renk ise sulu bir yapıda olduğunu ifade etmektedir. Böylelikle farklı olgunluklarda meyve isteyen tüketicilerin tercihlerini kolayca yapabilmeleri sağlanmıştır. 3. Sızıntı İndikatörleri Oksijen ve karbondioksit indikatörü olarak iki gruba ayrılır. Oksijen indikatörleri modifiye atmosfer paketlemede kullanılan gazların sızıntıları hakkında bilgi vermektedir. Modifiye atmosfer paketin sahip olduğu oksijen gazının seviyesi %0.1’in altına düştüğünde pembe renge, %0.5’in üzerine çıktığında ise mavi renge dönüşmektedir. Diğer bir markanın etiketinde de üçgen şeklinde olan beyaz renkli etiket mavi renge dönüştüğünde ambalajın içerisinde oksijen gazı sızıntısı olduğunu göstermektedir. Karbondioksit sızıntı indikatörü ise daha çok ilaç sektöründe uygulanmaktadır. 4. Biyosensörler Ambalajda ürün kalitesindeki değişimi gösteren yeni teknolojilerden biri de biyosensörlerdir. Temel olarak çalışma prensibinde gıdalardaki biyolojik tepkimeleri belirleyip ürün ambala-
jında açık ve net bir şekilde görülebilir tepki vermektedir. Enzimler, hormonlar, antijenler ve nükleik asit gibi organik maddeler, üründe oluşan istenmeyen hedef maddeyi saptamakla görevlidirler. Gıdalardaki bozulmanın sonucunda oluşan biyojenik aminler, geliştirilen farklı enzimatik biyosensörler vasıtasıyla hızlıca tespit edilebilmektedir. 5. Patojen İndikatörleri Patojen indikatörü, gıdalardaki patojen mikroorganizmaları belirlemek için kullanılmaktadır. Ambalaja yerleştirilen antikorların oluşan mikroorganizmayla etkileşimi sonucu ambalajın dış yüzeyinde gözle görülür bir şekilde renklerle tanımlanmış bir uyarı oluşmaktadır. Bazı barkodlu patojen indikatörlerinde ise reaksiyon sonucunda barkodun okunmaz hale gelmesi mikroorganizma gelişimini göstermektedir. Böylelikle tüketiciler tarafında patojen varlığı görülüp ürünün tüketimi durdurulmaktadır. 6. Radyo Frekanslı Tanımlama (RFID) Etiketleri Radyo dalgalarını kullanarak ürünleri izlemeye olanak sağlayan sistemdir. Radyo frekanslı tanımlama etiketleme sistemi, ürünü otomatik tanıyarak bilgi taşıyan kablosuz bir sistemdir. Gıdaların izlenebilirliği, tedarik zinciri yönetimi ve geri çağırma gibi gıda güvenliğinin
sağlanması ve hızlı cevap verilmesi için kullanılmaktadır. Ayrıca, operasyonel mükemmellik açısından da tedarik zincirini önemli ölçüde desteklemektedir. Ürünlerin depolarda doğru yerlerinde, gerektiği miktarda bulunması sağlandığı için sevkiyat ve depolama işlemlerinde de kayıpların azaltılması, zamanında ürün tedariği gibi konularda da şirketlere fayda sağlamaktadır. Bunlara paralel olarak raflardaki ürünlerde bulunan RFID etiketlerle ürüne özgü bilgilendirmeler akıllı telefon yardımıyla hızlıca okunabilmektedir. İçindekiler bilgisi, alerjen bilgisi, menşei gibi ürüne özgü bilgilerin tüketici tarafından kolayca okuyabilmesine olanak vermektedir. Ülkemizde çok sık karşılaşmadığımız bu akıllı ambalajlar Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya’da raflarda çoktan yerini almış bulunmaktadır. Bu yeni teknoloji sistemlerin gıda sektöründe daha da yaygınlaşacağı göz önüne alındığında ambalajlama teknolojisi kötü ve bayat gıdaları tüketiciye ulaşmadan raflardan kalkmasını sağlamaktadır. Ayrıca, akıllı ambalajlar sayesinde tüketime uygun olmayan gıdaların izlenebilirliği de kolaylaşmaktadır. Tüm bu faydalar göz önüne alındığında ülkemizde akıllı ambalajlama teknolojisinin gelişmesi için daha çok AR-GE çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
KAYNAKLAR Goulden, E.H. 2014. Benefits and Obstacles to Smart Packaging in Food Labeling. Kokangül,G., Fenercioğlu, H. 2012. Gıda Endüstrisinde Akıllı Ambalaj Kullanımı. Gıda Teknolojileri Elektronik Dergisi 7(2): 31-43 Öksüztepe, G. ve Beyazgül, P. 2015. Akıllı Ambalajlama Sistemleri ve Gıda Güvenliği. Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi 29 (1): 67 – 74 Özçandır, S, Yetim, H. 2010. Akıllı Ambalajlama Teknolojisi ve Gıdalarda İzlenebilirlik. Gıda Teknolojileri Elektronik Dergisi 5(1): 1-11
EYLÜL - EKİM 2017 51
makale
'Ro 'U < %LURO 6D\JÖ %LOJL hQLYHUVLWHVL 7XUL]P YH 2WHOFLOLN < NVHN 2NXOX *DVWURQRPL YH 0XWIDN 6DQDWODUÖ %|O P
ybirolsaygi@gmail.com
GIDA SANAYİNDE TEKNOLOJİ TRANSFERİ: BAŞARI İÇİN ÖNEMLİ NOKTALAR
S
ert bir rekabetin hüküm sürdüğü günümüzde farklı olmak başarının anahtarı olarak görülmektedir. İşlevsel bir tanıma göre ayırt edilen şeye fark denir. Bir şey ayırt edilemiyorsa fark sayılmaz. Doğadaki her şey, her parça birbirinden farklıdır ve ayırt edilebilir. Bununla birlikte her şeyin bir bütün olduğunu hatırlarsak farktan ziyade farklı taraftan söz etmek gerektiğini de düşünebiliriz. Farklı olmak için yaratmak gerekir. Bu olgu özellikle kütlesel üretim yapan gıda sanayiinde çok önemlidir. Küçük farkların bile rekabet üstünlüğünü sağladığı düşünüldüğünde fark yaratmak için teknolojiyi üretmek gereklidir. Teknoloji üretmek için de Ar-Ge ile ilgili uygun ortamların yaratılması zorunludur. Yaratılan uygun ortamların da yetişmiş insan gücünün yanında ekonomik olarak desteklenmelidir. Bu aşamada en önemlisi sabırdır. Teknoloji ya üretilir, ya da transfer edilir. Bu ayrımda kilit insan gücüdür. Teknoloji üretilemiyorsa en azından doğru teknolojinin transferi için yetişmiş insanlara gereksinim vardır. Sanayide de teknoloji transferi giderek artmaktadır. Burada teknoloji satın alan kişilerin sıklıkla “alıcı dikkat et” uyarısına dikkat etmeleri gerekir. Teknolojinin transferinin üstüne geçen bu kuralın, teknoloji transferinin fark yaratmak isteyen insanlar için farklı bir şey olduğu görülmektedir. Yapılan bilimsel araştırmaların ticari alana yayılması sonucunda bu farklılık yeni bulguların ve yeniliklerin sanayinin kullanımına aktarılması olarak açıklanmaktadır. Endüstride teknoloji transferi, şirketlerin kendi teknoloji ihtiyaçlarını diğer şirketlerin teknoloji ve uzmanlığını satın alarak veya lisanslayarak çözmelerini sağlayan bir mekanizma şeklinde tanımlanabilir. Bunun yanında temel olarak fikri mülkiyet kullanımının bir organizasyondan diğerine aktarılmasını, genelde bir bedel veya kullanım ya da lisanslama ücreti ödemeyi içerir. Burada amacımız, bir teknoloji transferi düzenlemesinde
52 EYLÜL - EKİM 2017
kâr artırmak ve kayıpları en aza indirmek için önemli kuralları ortaya koymaktır. Burada listelenen kurallara, bir teknoloji transferi olayının değerlendirilmesi açısından her şey dâhil değildir. Bu kapsamda belirlenen kurallar çerçevesinde stratejik hedeflerin gerçekleştirilmesi ve başarılı olmak için gözlemlenen bazı karmaşıklıklar vurgulanmıştır. 1. Teknolojiyi veren kişi ve/ veya kuruluş ile transfer edenin ortak hedefler belirleyip, bu aşamayı olası sonuçları ile iyi planlamak ve değerlendirmek zorundadırlar. Başarılı bir teknoloji transferinin başlaması, projenin tüm farklı yönlerinin ve alan organizasyonun projeyi üstlenme yeteneğinin belirlendiği kapsamlı bir fizibilite değerlendirmesidir. İlk planlama safhasının acele edilmesi iyi bir fikir değildir. En büyük hata, sıkı bir planlamayla olsa bile kötü tanımlanmış bir proje planıyla başlamaktır. Müşteri bu aşamada, hedeflerin neler olduğunu ve bu hedeflere nasıl ulaşılacağını tüm yönleriyle ve olası sonuçlarıyla anlamalı ve kabul etmelidir. Bununla birlikte kritik süreç parametrelerini de belirlemeniz ve aktarım sırasında hangi yeni bilgi, veri ve anlayış kazanmanız gerektiğini planlamanız önemlidir. 2. B, C ve D planları hatta daha fazlası… Her bir teknoloji transferine birçok hareketli değişken vardır. Bu da çok yan-
makale lış gidebilir anlamına gelmektedir. Ekipman teslimat süreleri uzun sürüyor, düzenlemeler değişiyor, ölçekler değişiyor vb. İşler A planına göre gitmediği zaman yedek planlara sahip olmak, başarının temel unsurlarından biridir. Uygun bir proje yönetimi planı daima kapsamlı risk değerlendirmesi ve risk hafifletme prosedürlerini içerecektir. Bu, engellerin üstesinden gelmeye yardımcı olur ve beklenmeyen durumlar oluştuğunda projeyi izlemeye devam edilmesine olanak sağlar. Risk yönetimi planları, proje ilerledikçe sürekli olarak güncellenmelidir, bu nedenle projenin her noktasında kritik zorlukların farkında olunmalıdır.
ve işlerin ilerleyiş biçimini takip etmesi daha kolay olmaktadır. Çekirdek proje grubu dışında, projeye tüm destekleyici işlevler dâhil edilmelidir. Buna, örneğin Satın Alma, Üretim, Teknik İşlemler, Ambalajlama, Lojistik, Kalite Güvence ve Çevre, Sağlık ve Güvenlik dâhildir. 4. Şeffaf iletişim sağlayın ve iyi ilişkiler kurun. Doğru iletişim stratejileri başarılı teknoloji transferi için önemli bir faktördür. Ortak toplantı uygulamaları oluşturmak ve şeffaf iletişim sağlamak akıllıca olacaktır. Netliğin veya gizliliğin eksikliği, tüm süreç için tehlikeli olabilir. Temel proje ekibinin yanında her iki tarafın da diğer paydaşları projeye kendileri bağlı olmalı ve desteklemelidir. Tüm katılımcılar için iyi bir başlangıç olayına sahip olmak, olumlu geri bildirimler vermek ve yolculuk boyunca başarılı kilometre taşlarını kutlamak yapıcı bir çalışma ortamı oluşturmaya yardımcı olur. 5. Her şeye önceden hazır olun. En iyi planlama, rutinler, risk yönetimi ve iletişimle bile, hesaplanamayacak sürprizler olacaktır. Bu nedenle, başarılı teknoloji transferi projeleri, problem çözmeye yönelik olumlu ve proaktif bir bakış açısına sahip esnek ve yetenekli bir personel gerektirir. Sonuçta, başarı çoğunlukla ilgili kişilerin uzmanlığı ve teknik bilgisi ile ilgilidir. Bu projeleri başarıyla uygulamak için tecrübeleri belli bir süreyi kapsamış uzman kadro ile çalışmaktan geçer.
3. En iyi proje yönetim yöntemlerini uygulayın. Proje yönetimi araçlarınız ve uygulamalarınız ne kadar rutin ve yapılandırılmış olursa, teknoloji transferinin o derecede sorunsuz devam etmesini bekleyebilirsiniz. Bir teknoloji transferinin çok iyi bir işbirliği gerektirdiğinin kavranılması ve buna bağlı olarak müşterinin organizasyonu ile teknoloji üretenin arasındaki rolleri açıkça belirlediğinde başarı gelir. Ayrıca iyi tanımlanmış kapsamlar, sorumluluklar ve son başvuru tarihi önemlidir. İşler açıkça üzerinde mutabakata varıldığında ve doğru şablonlar, araçlar ve kontrol listeleri kullanılırsa, herkesin ne yapacağını ve ne zaman ne yapacaklarını takip etmesi
6. Teknolojinin değerini abartmayın. Bir teknoloji transferi anlaşmasına katılanlar, bir ürünün prototip gösterim aşamasından tam ticari üretime kadar maliyetini önemli düzeyde değerlendirmektedirler. Genelde alıcılar teknoloji ile süslenmiş olacak ki malzeme, ambalajlama, işleme ve test/kalite güvencesi gibi bu tip uygulama maliyetlerini daha az dikkate almaktadırlar. Başarısız bir teknoloji transferi anlaşmasının en büyük nedenlerinden biri, üretim maliyetlerinde artış olmasıdır. Teknoloji alıcısına nitelikli üretim uzmanlarının değerlendirme aşaması sırasında bu masrafları da tam olarak değerlendirmeleri önerilir. Kullanıcıların beklenmedik maliyetleri dengelemek için nihai tahmini imalat maliyetlerine % 15 beklenmeyen giderler ilave etmesi önerilir. 7. Hedef pazarınızı tam olarak anlayın. Teknoloji transferi yapanların bazen teknolojinin potansiyel ticari pazarını iyi anlamayan bir teknoloji satın alacak davranışlar sergilemektir. Teknoloji satın alan kişilerin pazarın ihtiyaçlarını teknoloji transferi görüşmelerinde erkenden tanımlamalarını ve nihai ürünün potansiyel rekabete kıyasla net bir ticari avantajının bulunmasını sağlamalıdır. 8. Teknoloji satın alan kişilere, ürünün son kullanıcılarını EYLÜL - EKİM 2017 53
makale öncelikle dâhil etmelerini ve yeni teknolojinin genel teknolojiye ne katacağını bilmeleri önemlidir. Ürünlerin üretim aşamalarını büyütme aşamasında pazarlar değişebileceğinden, bu görüşmelerde kimi zaman atlamalar olmaktadır. 9. Farklılık ve fırsatları yaratmak için kaliteli insan gücü ile çalışın. Teknoloji transferi görüşmelerini yönetenlerin güçlü bir teknolojik altyapıya sahip olmasının yanı sıra, iyi bir iş anlayışı olmalıdır. Bu özellik olmadan, iş ekibinizin hedeflerine ulaşması zordur. 10. Kazan-kazan. Teknoloji transferi teknolojiyi piyasaya sunmaktır. Kazan-kazan çözümü, genellikle, teknoloji sağlayıcısı ve alıcıya tamamlayıcı yeteneklere sahip olan, güçlü bir teknolojinin etkili bir şekilde üretildiği, teknolojiye ihtiyaç duyan ve pazarlamak istediği pazara etkin bir şekilde pazarlanmasını sağlayan bir çözümdür. Genellikle birbirlerinin gereksinimlerini anlarken benzer özelliklere sahip şirketler uyumlu gibi görünebilir, ancak gerçekte orada bulunmayan bir şeyi masaya getirebilir. 11. Piyasayı test edin. Bir teknolojiyi değerlendirmenin en iyi yolu, pazardaki tüketicilere teknolojinin faydalarını anlatarak onlara getirebileceği değeri sormaktır. Teknolojinin müşteriler için değerinin kanıtlanabileceği bu fırsatlarda projenizi değerlendirin. Çoğu endüstriyel kuruluş, dâhili olarak geliştirilen yeni bir üründe pazar araştırması yapmayı iki kere düşünmez. Ancak, şirket dışından bir teknoloji satın alırken de aynı taktik çok sık görmezden gelinir. Alıcı, yanlışlıkla piyasa araştırmasının zaten teknoloji tedarikçisi tarafından gerçekleştirildiğine veya sadece onu tamamen gözden kaçırdığına inanabilir. Her iki durumda da pazar araştırması, yeni ürünler için hala çok değerli ve teknoloji transferi anlaşmasında, nihai belgeleri imzalamadan önce veya en azından anlaşmanın önemli bir kırılma parçası olarak gerçekleştirilmelidir. Teknoloji transferi ortaklarına cesaretini kırmamalarını öneriyor. Tarihsel olarak, patentli teknolojinin sadece %1 ile %5’i ticarileştirilir. 12. Ne zaman gerçekleşecek, taahhütler nedir? Bir teknoloji organizasyonunda teknoloji kaynak tahsisi işlemi, öncelikle, önceliklerin, günlük işlemlerin ve temel operasyonların
54 EYLÜL - EKİM 2017
karmaşık bir düzenlenmesidir. Teknoloji transferi senaryosunda, anlaşma nihayet imzalandığında ve teknoloji transfer edildiyse, başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlayacak zaman çerçevesinde onu desteklemek için kaynakların mevcut olması gerekir. Devam eden işlemler aktarılan teknolojiden kaynakları uzaklaşırsa, kuruluşun planlanan stratejisi ile uygulanmakta olan gerçek stratejisi arasında farklılıklar olabilir. Kaynaklar, eğer gerekiyorsa günlük dağılımda aktif olarak izlenmeli, anlaşılmalı ve kontrol edilmelidir. 13. Yasal yönler önemlidir. Teknoloji aktarılabilir, ancak haklarınız yoksa teknolojiden gerçekten yaratabileceğiniz iş açısından risk altında olabilirsiniz. Haklarınızı koruyun ve bu hakların ihtiyaç duyduğunuz teknolojinin tüm yönlerini kapsadığından emin olun. 14. Sistemi anlayın. Geçtiğimiz 20 yıl içinde teknoloji transferini destekleyen bir takım kanunlar geçti. Bazıları sizin özel durumunuzu etkileyebilir. Her birinin sağladığı temelleri anlamak zaman alacaktır; uzun vadede para ve zaman tasarrufu sağlayabilir. Bu çerçevede her kaynağı kullanın. Teknoloji transferi güçlü ve büyüyor. Ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların, hükümetlerin desteklerini iyi incelemek gerekir. Teknik transfer projeleri, ürünün başarılı bir şekilde sanayileşmesini amaçlıyor. Bu işlemler ile ilgili dokümantasyon, bilgi ve mesleki uzmanlık da dâhil olmak üzere üretim, analitik ve ambalajlamayı aktarmak demektir. Kalite ve güvenlik değişmeden kalmalıdır. Gıda Sanayiinde yatırımda üç önemli sac ayağı vardır. Bunlar; ürün, ambalaj ve makine-ekipmandır. Tüm yeni yatırımlarda yatırımcı bu üç sac ayağını da bir araya getirip teknoloji transferini gerçekleştirmesi çok önemlidir. Üç noktanın doğru kesişimi başarıyı getirir. Yatırım yaptıktan sonra bu üçün bir araya getirmek mümkün olmayabilir, ya da bazı ürünler üretilemez veya ilave yatırımlara gereksinim duyulur. Bu nedenle yatırım başlangıcında doğru süreç yönetimi çok önemlidir.
gıda mevzuatı
0HULK .RUNXW
S
“Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği Hakkında Kılavuz” ile ilgili notlar
on sayımızdan bu tarafa geçen süre zarfında mevzuatlar açısından en önemli gelişme sanırım Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa dayanılarak hazırlanmış olan TGK Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinin uygulanmasına ilişkin kılavuzun uzun çalışmalar sonucunda 17 Temmuz 2017 tarihinde Bakanlığın web sayfasında yayımlanması idi. Bu kılavuz gıdaların etiketinde, tanıtımında, sunumunda ve reklâmında kullanılan terimler ve ifadeler ile ilgili olarak; tüketicilerin doğru bilgilendirilmesini sağlayacak, yanıltılmasını önleyecek ve bilinçli bir seçim yapabilmelerine yardımcı olacak şekilde gıdaların etiketlenmesi, sunumu, tanıtımı ve reklamında yer alan yazılı ve görsel bilgilerin, kullanılan terimlerin ve ifadelerin kullanım koşulları konusunda gıda işletmecilerine yardımcı olmak ve resmi kontroller sırasında yapılacak değerlendirmelerde uygulama birlikteliği sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Kılavuzla belirlenen kurallar özel mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla uygulanacaktır. Zaman içinde uygulamada farklı sorunlarla karşılaşılabilecek olsa da hazırlanan bu kılavuz hem gıda işletme-
58 EYLÜL - EKİM 2017
cileri hem de mevzuat uygulayıcıları açısından bir çok sorunu açıklayacak niteliktedir. O nedenle kılavuzun hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürler… Kılavuzda açıklanan hususları kısaca özetlemek gerekirse; Gıdanın etiketlenmesi, gıdanın nitelikleri açısından yanıltıcı olmamalıdır. Gıdanın markası, adı, etiket üzerinde yer alan diğer ifade, terim ve görselleri, gıdanın özellikle doğası, kimliği, özellikleri, bileşimi, miktarı, dayanıklılığı, menşe ülkesi ve üretim metodu açısından başka bir ürün grubunu çağrıştırmamalıdır. Örneğin bir margarin etiketinde tereyağını çağrıştıracak şekilde yayık görseli, organik olmayan gıdalarda eco, biyo vb kelimeleri içeren markalar kullanılmamalı, gıda işletmecisinin adında/unvanında tüketiciyi yanıltabilecek ifadeler yer alıyorsa ve ürün bunu karşılayamıyorsa bu ad etiket üzerinde söz konusu ürünle doğrudan ilişkilendirilemeyecek bir yere yerleştirilmelidir. Kılavuzda kullanılmasına izin verilen terimlerin ve ifadelerin eş anlamlılarının yanı sıra, aynı anlama gelen diğer dillerdeki karşılıkları da kullanılabilir. (Örneğin doğal yerine naturel/ tabii/natural gibi) Aynı görsele sahip farklı ürünler-
de ürünün gerçekte ne olduğu, yani ürünün adı ambalajın ön yüzünde belirtilmelidir. Ayrıca ürün için kullanılan görseller tüketici üzerinde diğer unsurlardan daha fazla etkili olduğu için tüketiciyi yanıltmamalıdır. Örneğin tamamen aroma verici kullanılarak üretilen bir gıdanın etiketinde meyve sebze görseli kullanılması durumunda, gıdanın aromalı olduğu ya görselin bulunduğu yerde ya da gıdanın adında “aromalı” olarak belirtilmeli veya süt ve türevi hiçbir bileşenin bulunmadığı yenilebilir buz karışımlı bir ürünün etiketinde inek, koyun gibi görsellere yer verilmemelidir. Ürün etiketleri üzerinde terimler ve ifadeler kullanılırken gıdanın hangi özelliğinin tanımlandığı açık ve net olmalıdır. Hamurunu makinada yoğuran bir yufkacı ürüne özelliğini veren açma işlemini elde yapıyorsa ”el yapımı” ifadesini kullanabilirken, iç hazırlama işlemlerinin elde yapıldığı yaprak sarmasında ürüne özelliğini veren sarma işlemi makinada yapılıyorsa “el yapımı” ifadesi bu ürün için kullanılamaz. Ayrıca coğrafi işaretlerle ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla köy yoğurdu, çiftlik yoğurdu, köy tipi yoğut gibi “usulü/tipi/tarzi/stili” gibi ifadeler kullanılamaz. Ancak gıdanın tad, lezzet, pişirme tekniği, üretim yöntemi gibi spesifik bir özelliğine
gıda mevzuatı atıfta bulunan “ Meksika usulü tavuk”, “Edirne usulü köfte” gibi ifadeler ise kullanılabilir. Doğal terimi; tek bileşenden oluşan (katkı, aroma vb. dahil hiçbir ilave bileşen içermeyen) fiziksel, enzimatik veya mikrobiyolojik işlemler dışında herhangi bir işleme tabi tutulmamış, bitki, algler, mantar, hayvan, mikroorganizma veya mineral kaynaklı olan ve doğal yapısında önemli bir değişikliğe sebep olacak herhangi bir işlem uygulanmamış gıdaları tanımlamak için kullanılabilir. Örneğin pastörize süt, UHT süt, siyah çay, bitki çayları, yumurta, bal, kahve, taze ve kurutulmuş, dondurulmuş meyve-sebze, natürel sızma zeytinyağı vb. üretimi için elzem olan kültür ve enzimler dışında başka bir bileşen kullanılmamış olan sade/aromalandırılmamış “yoğurt, kefir vb. süt ürünleri de doğal olarak değerlendirilir. Eğer gıdanın bütün bileşenleri doğal ile ilgili hükümleri karşılıyor ise söz konusu gıda için “Doğal bileşenlerden üretilmiştir.” “Doğal bileşenler kullanılmıştır.” vb. ifadeler de kullanılabilir. Ancak bu durumda ‘doğal’ kelimesi punto, renk, yerleşim, vb. vurgulama yöntemleri vasıtasıyla tek başına öne çıkarılmamalıdır. “%100 doğal”, “gerçek doğal”, “hakiki doğal”, “en doğal” vb. ifadelerin ise kullanımı uygun değildir. Negatif ve pozitif beyanlar; bir gıdada belirli bileşenlerin varlığına ya da yokluğuna dair ifadeler bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bunlara kısaca göz atarsak; TGK Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği gereğince katkı maddesi kulla-
nımına izin verilen bir gıdada, doğasından gelen hariç olmak üzere taşınma prensibi kapsamında bileşenlerinden gelen herhangi bir katkı maddesi de yoksa bu gıda için “katkısız” veya “katkı maddesi içermez / bulunmaz / yoktur / eklenmemiştir” vb. ifadeler kullanılabilir. Ancak bu ifadeler , “%100 katkısız”, “tamamen katkısız”, “en katkısız”, “hiç katkı yoktur” vb. şekillerde kullanılamaz. Gıdada kullanımına izin verilen ve bir veya birden fazla katkı maddesi varsa, belli bir katkı maddesinin sadece fonksiyonel sınıfına atıfta bulunan “……… içermez” şeklindeki ifadeler kullanılabilir. Örneğin renklendirici vb. kullanılmasına izin verilen bir gıdada renklendirici kullanılmamış ise “Renklendirici içermez.”, Renklendirici ve koruyucu kullanılmasına izin verilen bir gıdada renklendirici ve koruyucu kullanılmamış ise “Renklendirici ve koruyucu içermez.” gibi ifadeler kullanılabilir. Mevzuatta “yapay renklendirici” tanımı olmadığından “yapay renklendirici içermez” vb. ifadeler ise kullanılamaz. Bunun haricinde “monosodyum glutamat içermez” gibi spesifik bir katkı maddesinin yokluğuna dair beyanlarda da bulunulamaz. TGK Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği gereğince katkı maddesi kullanımına izin verilmeyen bir gıdanın etiketinde ise “Türk Gıda Kodeksi gereğince .… (gıdanın adı) …. katkı maddesi içermez” yazılabilir. Örneğin bal etiketlerinde, “Türk Gıda Kodeksi gereğince bal katkı maddesi içermez.” ifadesi kullanılabilir. Diğer taraftan mevzuatlar gereğince bazı katkıları içermesine izin
verildiği halde renklendirici, koruyucu kullanılmasına izin verilmeyen bir gıdada herhangi bir fonksiyonel sınıfa atıf yapılan durumlar gıdanın hiçbir katkı maddesi içermediği algısı yarattığından kullanılamaz. Örneğin “Türk Gıda Kodeksi gereğince meyve suyu koruyucu içermez.” gibi. Ayrıca “Ayçiçek yağı içermez.” “Glukoz şurubu içermez.” gibi belirli gıda bileşenlerinin yokluğuna dair beyanların kullanılması da uygun değildir. Bir gıdanın üretiminde alternatif bileşen kullanılmış ise bu bileşenin kullanıldığına dair ifadeler kullanılabilir. Örneğin üretiminde sakaroz dışında başka hiçbir şeker kullanılmayan bir gıdada “Pancar şekeri kullanılmıştır.” gibi. Tüketicilerin hassasiyetleri dikkate alınarak domuz, vejetaryen ve veganlar vb. ile ilgili “Vejetaryenler/ Veganlar için uygundur.” ,“Domuz yağı/eti içermez.” vb. beyanların kullanılmasında ise sıkıntı yoktur. “%100” ifadesi, tüketici tarafından piyasada yer alan benzer gıdalarla karıştırılabilecek gıdalarda kullanılabilir. Bunun haricinde mevzuata uygun şekilde farklı alternatif bileşenler kullanılarak üretilebilen gıdalarda ilgili bileşenler için sadece bu bileşeni vurgulayan ifadeler de kullanılabilir. Örneğin “%100 pancar şekeri”, “% 100 malt” gibi. Ancak %100 ifadesi bu kılavuzda geçen diğer sıfatlarla birlikte kullanılmamalıdır. “%100 doğal”, “%100 katkısız”, ‘”% 100 geleneksel” gibi. Saf terimi; aynı gıdanın saf olmayan alternatiflerinin de bulunabileceği algısı yaratacağından kullanımı uygun değildir. Gıdanın adını veya bileşenlerini vurgulamak için kullanılan Gerçek / Hakiki vb. terimler de kullanılamaz. Örneğin “Hakiki Bal”, “Gerçek Meyve” gibi. Geleneksel teriminin gıdanın EYLÜL - EKİM 2017 59
gıda mevzuatı adında kullanılabilmesi için; TGK Reçel, Jöle, Marmelat ve Tatlandırılmış Kestane Püresi Tebliğinde olduğu gibi belirli gıdalara veya gıda gruplarına yönelik olarak yayımlanan dikey gıda kodeksinde tanımlanmış olması veya Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillenmiş olması veya geleneksel üretim, işleme yöntemi, geleneksel bileşim, geleneksel hammadde veya malzeme açısından en az otuz yıl süreyle kullanıldığının kanıtlanmış olması gerekir. Endüstriyel ölçekte üretilen gıdalar için “ev yapımı” ifadesi kullanılamaz. Ancak “ev yapımı tadında”, “anne eli değmiş gibi”,” geleneksel tat” vb. ifadeler tüketici tercihine bırakıldığından kullanılabilir. Orijinal terimi; bir gıda işletmecisinin ürettiği gıdalar arasında orijinal şekli veya temel bileşimi açısından tüketici tarafından benimsenebilecek bir süre boyunca değişmeden kalmış ve daha sonra farklı çeşitleri üretilmiş bir ürününü, kendi kategorisinde piyasaya arz edilen ilk ürün olduğunu göstermek için kullanılabilir. Ancak bir gıdanın, farklı gıda işletmecileri tarafından üretilen aynı kategorideki diğer gıdalardan daha orijinal, daha özgün, daha iyi, vb. olduğunu ima edecek şekilde kullanılamaz. Taze terimi; üretim veya hasattan sonra kısa bir süre içerisinde son tüketiciye satılan ürünler için kullanılabilir. Ancak, modern dağıtım ve muhafaza yöntemleri ürünün kalitesini kaybetme süresini belirgin olarak artırabildiğinden “taze” terimi tüketicide yanlış algıya neden olmayacak şekilde kullanılmalıdır. Taze terimi işlenmemiş gıdaları tanımlamak için kullanılabilir, ancak fırından taze, bahçeden taze ya da hazır ambalajlı gıdalarda taze pişmiş, taze fırınlanmış, taze sıkılmış şeklinde veya paketleme, depolama ve piyasaya arz zincirinde gıdanın ta-
60 EYLÜL - EKİM 2017
zeliğini etkileyen bir işlem yapıldığında gıdanın taze olduğunu ima edecek şekilde kullanılamaz. Ancak “tazeliğini korumak üzere koruyucu atmosferde ambalajlanmıştır.” vb. şeklinde bu işlemin o gıdanın tazeliğini korumak üzere yapıldığına dair bir beyana yer verilebilir. Fakat tüketiciler tarafından “taze” olarak değerlendirilmediğinden dondurulmuş veya çözündürülerek satılan ürünler için “taze” terimi kullanılamaz. Taze ifadesi meyve suları için doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmamalıdır. Ancak başka hiç bir bileşen içermeyen ve sıkma işlemi ile üretilen meyve sularında; sıkma işleminin hemen ardından ambalajlanmış olması
ve günlük (raf ömrü 24 saat) tüketilmesi koşuluyla “taze sıkılmış” ifadesi kullanılabilir. Pastörize içme sütleri için taze ifadesi kullanılabilirken UHT ve sterilize sütler için kullanılamaz. Dondurulmuş, kurutulmuş, dondurarak kurutulmuş vb. şekillerde işlenmiş herhangi bir bileşenini içeren gıdalarda ise “Taze bileşenlerden üretilmiştir.” ifadesi kullanılabilir. Diğer taraftan “Taze domates kullanılarak üretilmiştir.” şeklinde tanımlanan bir gıda, kurutulmuş domates içermemelidir. Günlük terimi; sadece raf ömrü 24 saat olan gıdalar için kullanılabilir “Günlük” teriminin kullanılması halinde üretim tarihi de zorunlu olarak
verilir. “Yüksek Kaliteli, “Premium”, “Quality”, Kaliteli” Best/Finest/En ….., “Süper” Bol, Ekstra, Daha Fazla vb. terimler piyasada bulunan diğer firmaların aynı ürün grupları arasında kaliteli, premium, en iyi, en güzel, en lezzetli vb. olduğunu ileri sürecek şekilde kullanılamaz. Bu tür terimlerin yanıltıcı olmaması için etikette öne çıkarılan bu özelliğin (en kaliteli, bol sütlü vb.) ne anlama geldiğine/gıdanın hangi özelliğinden kaynaklandığına dair ilave bir ifadeye yer verilmelidir. Gıda hakkında bilgilendirmeden, gıdayı kendi adı veya ticari unvanı altında piyasaya arz eden gıda işletmecisi, ithal edilen gıda hakkında bilgilendirmeden ise ithalatçı sorumludur. Mesafeli satışlarda ve otomatik satış makinelerinde veya otomasyon sistemi ile çalışan ticari tesislerde ise sorumluluk üreten, mesafeli satışa aracılık eden, dağıtımı sağlayan işletmecilerin pozisyonuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Gıda işletmecisi kendi markası altında başka bir işletmeye fason olarak üretim yaptırır ise gıda hakkında bilgilendirmeden fason yaptıran gıda işletmecisi sorumludur. Ancak “İşletme kayıt numarası” veya “tanımlama işareti” bilgisi ise üretimi yapan işletmeciye ait olmalıdır. Hazır ambalajlı olmayan gıdalar ve toplu tüketim yerlerinde sunulan gıdalar da dâhil olmak üzere son tüketiciye arz edilen tüm gıdaların etiketlerinde alerjen ya da gıda intöleransına sahip olan kişileri uyarmak amacıyla ilgili yönetmeliğin ekinde yer alan 14 alerjen ya da intoleransa neden olan madde veya ürün, tüketicinin dikkatini çekecek şekilde belirtilmek zorundadır. Gıdanın adı olarak, öncelikle o gıda için geçerli olan mevzuat hükümlerinde belirtilen resmî ad kullanılır. Böyle bir adın olmaması durumunda, gıda-
gıda mevzuatı nın alışılagelen adı kullanılır. Eğer gıdanın alışılagelen bir adı da yoksa veya bu ad kullanılmayacaksa, tanımlayıcı bir ad belirlenir. Bileşenler listesinde gıdanın bütün bileşenleri, üretim sırasında kullanıldıkları miktara göre ağırlıkça azalan sırayla verilir. Birbirinin yerine kullanılabilen bileşenlerin miktarı %2 den fazla ise tüketicinin anlayabileceği bir kodlama sistemi ile etiket üzerinde alternatifli olarak belirtilebilir. Örneğin şeker veya glikoz-fruktoz şurubu kullanılarak üretilebilen bir alkolsüz içeceğin içindekiler listesinde bu bileşenler “Şeker(S)* veya Fruktoz-Glukoz şurubu (F)*”şeklinde yazılıp içindekiler bilgisinin sonunda “Kullanılan şeker veya fruktoz glikoz şurubu paket üzerine kodlanmıştır” şeklinde yönlendirici referans cümlenin yazılması ve etiket üzerinde kullanılan şeker veya glikoz-fruktoz şurubunun (Ş) veya (F) olarak kodlanması bu konuda karşılaşılabilecek sıkıntıları çözecektir. Bileşenin miktarının % 2 den az olması durumunda birbirinin yerine kullanılabilen bileşenler içindekiler listesinde “… ve/veya ….” ifadesi ile yer alabilir. Ancak kıymalı ve soyalı olarak üretilebilen mantı gibi bir üründe ürünün doğası ve algılanan değeri değişeceğinden kodlama yöntemi bu bileşenler için kabul edilemez. Günümüzde gluten intoleransı olan çölyak hastalığının artması nedeniyle bu hastaların tükebileceği ürünler ile ilgili gönüllü bilgilendirme yapılabilir. Ancak bu bilgilendirme için Yönetmelikte belirtilen gluten limitlerinin aşılmaması ve izin verilen ifadelerin dışında da başka bir ifade kullanılmaması gereklidir. Gıda etiketlerinin üzerinde “Son Tüketim Tarihi veya Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi” bilgilerinin yanısıra dondurulmuş et, dondurulmuş hazır-
lanmış et karışımları ve dondurulmuş işlenmemiş balıkçılık ürünlerinde dondurulduğu tarih veya ürünün bir kereden fazla dondurulduğu durumlarda ilk kez dondurulduğu tarih bilgisi de verilir. Tüm hazır ambalajlı gıdalarda enerji, yağ, doymuş yağ, karbonhidrat, şekerler, protein ve tuz miktarlarını içerecek şekilde 100 g veya 100 ml üzerinden beslenme bildirimi yapılması zorunludur. Porsiyon veya tüketim birimi için enerji değeri ve besin öğelerinin miktarlarının bildirimi zorunlu olmayıp bildirimin yapılması halinde 100 g veya 100 ml için verilen bilgilere ilave olarak verilebilir. Doğrudan tüketilebilen gıdalarda bu bilgiler gıdanın
satışa sunulduğu haline göre verilir, ancak doğrudan tüketilemeyen gıdalarda satışa sunulduğu haline göre beslenme bildirimi yapılması zorunlu olmayıp gerekli hazırlama talimatının ayrıntılı olarak verilmesi koşuluyla bu gıdanın tüketime hazır haline göre beslenme bildirimi yapılabilir. Beslenme bildiriminde tüketiciler tarafından daha anlaşılabilir olduğu için “sodyum” yerine “tuz” bildirimi yapılacaktır. Tuz içeriğinin sadece gıdanın doğasında bulunan sodyumdan kaynaklandığı durumlarda “İlave tuz içermez.” “Bildirilen tuz miktarı ürünün doğasından kaynaklanmaktadır.” vb. şeklinde bir ifade beslenme bildirimine çok yakın
bir yerde yer alabilir. Tek bir bileşenden veya bileşen grubundan oluşan işlenmemiş ürünler ve tek bir bileşenden veya bileşen grubundan oluşan ve sadece olgunlaşma prosesi uygulanan işlenmiş gıdalar, ayrıca hazır ambalajlı olmayan gıdalar için beslenme bildirimi zorunlu değildir. Isteğe bağlı beslenme bildirimi yapılması halinde sedece enerji değeri veya enerji değeri ile birlikte yağ, doymuş yağ, şekerler ve tuz bilgilerinin verilmesi yeterli olacaktır. Toplu tüketim yerlerinde ise herhangi bir gıda ile ilgili, gıdanın adı ile birlikte gıdanın bileşiminde bulunması halinde alerjen, alkol ve domuz kaynaklı bileşene ilişkin bilgilerin verilmesi zorunludur. Gıdalar hakkında zorunlu bilgilendirme Türkçe olarak verilir. Türkçe bilgilendirmeye ek olarak, diğer ülkelerin resmi dillerinde bilgilendirme yapılabilir. Diğer dillerde yapılan bilgilendirmede; Yönetmelikte belirtilen zorunlu bilgilerin tamamını içermesi gerekli değildir. Etikette kullanılan resim, şekil ve beyan gibi öne çıkarılan bilgilendirme Türkçe’den başka dilde de olsa, Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’ne uygun olmalıdır. Bu kılavuzla ilgili olarak “Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği ve Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinde kesin bir hüküm bulunmayan ve bu Kılavuz ile belirlenen yeni düzenlemeler ile ilgili olarak; bu Kılavuzun yayımı tarihinden önce faaliyet göstermekte olan gıda işletmecileri tarafından 31/12/2019’dan önce etiketlenen veya piyasaya arz edilen gıdalar raf ömrü sonuna kadar piyasada bulunabilir.” şeklinde bir uyum süresi bulunmaktadır. EYLÜL - EKİM 2017 61
etli, sütlü, tatlı
$\ûH * OQLKDO .DKUDPDQ *D]LDQWHS hQLYHUVLWHVL *DVWURQRPL YH 0XWIDN 6DQDWODUÖ
E
tli, sütlü, tatlı köşemizde bu ay; yeşil ve mavinin nimetini tüm bonkörlüğü ile sunduğu Ayvalık mutfak kültürünü ele aldık. Öğrencilik yıllarımda yaptığım staj sayesinde Ayvalık’ın renkli kültürünü yakından tanıma fırsatı bulmuştum. Bu tatil beldesinde geçirdiğim 3 ay gibi kısa bir süre, Ayvalık’ın gökyüzünden denizine; evlerinden Arnavut kaldırımlarına; balığından yöresel otlarına kadar her detayına hayran kalmama yetmişti. Denizinin bereketli, doğasının cömert ve tatlarının özgün olması sonucunda oluşan Ayvalık mutfağını bir lezzet şöleni olarak tanımlayabilirim. Beldede bulunan işletmelerin menülerinde öncelikle balık ve deniz ürünleri ile yapılmış mezeler dikkat çekmekte, daha önce ismini bile duymadığım yöresel otların aromaları ot sevmeyen bir insanı bile kendisine tutkun edebilir güzellikte, tabi ki olmazsa olmaz Ayvalık zeytinyağı ile birlikte. Bütün bunların yanı sıra yörede bulunan küçük mandıralarda günlük lor peyniri ve çeşitli peynirler üretilmekte. En önemlisi de beldede bulunan restoranlar tüm bu nimetleri ustaca bir araya getirip eşsiz lezzetler sunmakta. Şehir hayatından uzaklaşıp nefes almayı dileyen insanların, emekliliklerini beklemeden Ayvalık’a yerleşme isteklerini son derece haklı buluyorum. İçinde bulunduğumuz yılda Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Kaymakamlığı,
62 EYLÜL - EKİM 2017
Ayvalık Lezzet Noktaları Projesi ve Ayvalık Tatları Ayvalık Turizm Danışma Ofisi, Ayvalık Ticaret Odası ve Esnaf ve Sanatkârlar Odası iş birliğinde Ayvalık mutfağının uluslararası anlamda hak ettiği konuma ulaşması amacı ile ‘’Ayvalık Lezzet Noktaları Projesi’’ başlatıldı. Proje hakkında Ayvalık Belediye Başkanı Sayın Rahmi Gençer ile Gıda Türk ekibi olarak keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Başkan Rahmi Gençer’e bilgilendirici sohbeti ve misafirperverliği için teşekkür ederiz. Öncelikle Ayvalık mutfağının zenginlik sebeplerinden söz etmek istiyorum; beldenin çevresinde bulunan Girit ve Midilli Adalarından gelen Yunan Kültürü, Balkanlardan gelen Boşnak, Makedon yemek kültürü ile Türk yemek kültürünün sentezini burada net bir şekilde görebilmekteyiz. Bu sentez yemeklere ustaca yedirilmiş halde. Ayvalık Lezzet Noktaları projesinde yöreye ait özgün yemek kültürü şu cümle ile aktarılmış: ‘’ Zeytin ve zeytinyağı tadı ile ege kasabaları içerisinde farklı bir konuma sahip Ayvalık, zeytinyağından aldığı tadı ege otları ve deniz mahsulleri ile birleştirerek, Akdeniz mutfağı içerisinde kendi çizgisini yaratıyor.’’ Ayvalık yemek kültürünün bozulmadan korunması ve tanıtılmasının yanı sıra Ayvalık gastronomi turizmini geliştirmek ve 4 mevsime yayılmasını sağlamak, sağlıklı, taze ve lezzetli yemekleri ile yöresel ürünleri ön plana çıkartarak işletmeleri geliştirmek projenin öncelikli hedefi olarak belirtilmekte. Ayvalık Lezzet
Noktaları Projesi, şu anda Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Geçici listesinde yer alan Ayvalık’ın kalıcı listeye geçiş süreci için ve UNESCO Akdeniz Diyeti Kültür Mirası listesine girmek için atılan büyük bir adım olarak önem taşımakta. Tüm bu amaçlar çerçevesinde başlatılan çalışmalar, Ayvalık’ta ‘’Lezzet Noktası’’ olmak isteyen işletmeler ile omuz omuza gerçekleştirilmeye devam ediyor. Ayvalık Lezzet Noktaları Projesi ile işletmelerin tanıtımı yapılarak daha geniş kitlelerce tanınması sağlanacak, ayrıca lezzet noktası olan işletmeler, beldedeki diğer işletmelerden bir adım önde olduklarını belgeleyip statü kazanacaklar. İşletmelere, talep ettikleri eğitim Halk Eğitim Merkezi tarafından bir program oluşturulup kurs imkânı sağlanarak personel eğitimi desteklenecek. Ayvalık’ı ziyaret eden turistler lezzet noktaları sayesinde ‘Gurme Menüler’ tatma imkânı bulacaklar. Ayvalık gastronomisinin bilinirliğinin arttırılması ile ekonomiye önemli bir katkısı olan yerli ve yabancı turist sayısının artması öngörülmektedir. Lezzet Noktası projesine bu yıl 63 işletme başvurdu. Her yıl bu sayı değişecek. Lezzet noktası olmak için başvuran işletmeler projenin web sitesinde balık ve deniz ürünleri; cafe ve bistrolar; et, kebap ve pide çeşitleri; ev yemekleri; fast food ve sokak lezzetleri; meyhaneler; pastane ve fırınlar olarak
etli, sütlü, tatlı 7 kategoride belirlenen toplamda 63 nokta puanlamaya açık bir şekilde yer almakta. 7 kategoride ilk 3’e giren işletmeler ustalarca hijyen, yöresellik, menü, mevsimsel ürün kullanımı gibi kategorilere tabi tutularak değerlendirilecektir. Ustaların değerlendirmeleri sonucu ve sanal oylama ile belirlenen birincilere kasım ayının ilk haftasında düzenlenecek olan Zeytin Hasat Günlerinde Ayvalık Belediye Başkanlığının organizasyonunda plaket takdim edilecek. Sonrasında ise Gurme turları düzenleyen acenteler ve Türkiye’nin önde gelen Gurmeleri davet edilerek Ayvalık Lezzet Noktalarının tanıtılması planlanmaktadır. Yazımızın en lezzetli köşesinde; Ayvalık etli, sütlü, tatlısı var. Birbirinden güzel tarifleri ile bize destek veren Ayvalık Aşkı kitabının yazarı Cenk Geçermiş’e teşekkür ederiz. Ayvalık mutfak kültüründen söz edip de bir deniz ürünü tarifi vermemek olmaz. Ayvalık Etlisi Cenk Bey’in kitabında yer verdiği ‘Kalamar Tava’ tarifi.
D Kalamar Tava Malzemeler: 1 kg Kalamar, Tuz, 1 tatlı kaşığı toz şeker, 1 çay kaşığı karbonat, 1 çay kaşığı tuz, 5-6 damla limon, un Tarator için: 1 bayat ekmek içi, 100 gr dövülmüş ceviz, 3 diş sarımsak, 1 çay kaşığı tuz, zeytinyağı Hazırlanışı: Kalamarları temizleyip halka halka doğranır, ayaklar atılmamalı. Bir kilo kalamar önce sadece tuz ile köpürene kadar ovulup süzgeç yardımı ile bol su ile yıkanır daha sonra derin bir kaba alınan kalamarlar bir tatlı kaşığı toz şeker, bir çay kaşığı karbonat, bir çay kaşığı tuz, 5-6 damla
limonla köpürüp yumuşayana kadar ovulur ve köpüğü ile birlikte buz dolabında dinlendirilir (bu işlem akşam için sabahtan ya da bir aksam önceden yapılırsa kalamarlar daha yumuşak olur). Pişirileceği zaman çıkarıp köpüğü avuç içinde sıkılıp temizlenir. Fazla suyundan arındırılan kalamarlar una bulanıp bir tel süzgeç yardımı ile unu silkeleyip, çok kızgın, bol ve mutlaka ilk kızartma yağında 1-2 dakika rengini alana kadar kızartılır ve tarator sos ile servis edilir. Tarator için: Islatılan bayat ekmek içi ve cevizler, tuz ile havanda ezilen sarımsaklar, tuz ve sirke bir kapta karıştırılarak çatalla, zeytinyağını yedire yedire ezilip sos kıvamına getirilir. Sütlü tarifimiz, Ayvalık’ta ki tüm balık restoranlarında bulunan 2 malzemeli, sadeliğin şaşırtıcı güzelliğini başlı başına temsil eden bir tatlı. Ayvalık’a yolu düşenler bilir bu lezzeti; meşhur ‘Lor Tatlısı’nı.
D Knq S`skóró Malzemeler: Taze lor peyniri, ev yapımı vişne reçeli Hazırlanışı: 2 litre günlük sütü orta ateşte köpük oluşasıya kadar kaynatılır, ardından 3-4 yemek kaşığı limon suyu eklenip sütün kesilmesi sağlanır. Süt kesilip hafif yeşil suyu dipte birikmeye başla-
nınca süzgeç veya tülbent içine kesilen lor alınır. Suyu iyice sızıncaya kadar bekletilir. Hazırlanan taze lor peynirinin üzerine bol miktarda ev yapımı vişne reçeli ilave edilir. Tatlı tarifimiz ise damağınızda Girit rüzgârı estirecek lezzette olan Ayvalık ‘Zeytinyağlı Damla Sakızlı Kurabiye’si.
D Ydxshmx` kó C`lk` R`jóykó Jtq`ahxd Malzemeler: 1/4 su bardağı zeytinyağı, 250 g lor peyniri*, 1 su bardağı şeker, 2 yumurta (birinin beyazı ayrılacak), 1/4 limonun suyu, 1 çay kaşığı karbonat, 2 su bardağı un (yaklaşık), 2 küçük parça damla sakızı, 1 kase susam. Hazırlanışı: Zeytinyağı, lor, şeker ve yumurtalar kaba alınıp karıştırılır. Karbonat limon suyunda eritilir un ile birlikte karışıma eklenip iyice yoğurulur. Yumuşak bir kıvam idealdir. Sakız havanda dövülür, toz haline gelen sakız hamura eklenir ve yedirilir. Hamur yuvarlanarak şekil verildikten sonra yumurta akına ardından susama batırılır. Kurabiyeler yağlı tepsiye sıralanır. 180 derecede 30-35 dakika pişirilir. Kurabiyeler kırılgan bir yapıda olduğu için soğuduktan sonra tepsiden alınır. Afiyet olsun.
KAYNAKLAR 1 Ayvalık Lezzet Noktaları Hakkında. (tarih yok). 9 9, 2017 tarihinde Ayvalık Lezzet Noktaları: http://ayvaliklezzetnoktalari.com/hakkimizda.html adresinden alındı. 2 Ayvalık Lezzet Noktaları. . 9 7, 2017 tarihinde Lezzet Noktaları: http://www.ayvaliklezzetnoktalari.com/liste/ adresinden alındı.
EYLÜL - EKİM 2017 63
$%21( )2508 68%6&5,37,21 )250
$', 62<$',: ........................................................................................................................................................................ Name-Surname
)ø50$ $',: ........................................................................................................................................................................... Company Name
*g5(9ø/Position: ..................................................................................................................................................................
9(5*ø '$ø5(6ø ...........................................................9(5*ø 12/Tax Number ............................................................. $'5(6 /Address:.................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................................
Ú(+ø5/City:.................................................................... 3267$ .2'8/Zip Code ..........................................................
7(//Phone:................................................ )$; ..........................................( PDLO ............................................................
$%21( %('(/ø/Subcription Fee <,//,. 6$<, 7/ +(6$3 %ø/*ø/(5ø +(6$3 $', $<'$1 .,5,Ú2Ü/8
%$1.$ $', <DSĂ&#x2022; .UHGL %DQNDVĂ&#x2022;
,%$1 12 TR21 0006 7010 00000086349411
( PDLO DERQH#JLGDWXUN FRP WU
)RUPX GROGXUGXNWDQ VRQUD OÂ WIHQ EDQND GHNRQWX YH IDWXUD ELOJLOHULQL]L DERQH#JLGDWXUN FRP WUÂś\H LOHWLQL] 3OHDVH VHQG \RXU EDQN UHFHLSW DQG LQYRLFH GHWDLOV WR DERQH#JLGDWXUN FRP DIWHU ÂżOO WKLV IRUP