Setenay Alpsoy - Doku / Sergi Kataloğu

Page 1

SETENAY ALPSOY

04 - 25.10.2016

DOKU / TEXTURE


2015, Metal gravür / Metal etching, 24 x 23.5 cm

Fotoğraf / Photography ZorZanaat Digital Agency Grafik Tasarım / Graphic Design Elvin Evren Çeviri / Translation Asuman Robson

Baskı / Printing Mas Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş. Hamidiye Mahallesi Soğuksu Caddesi, No:3 Kağıthane - İstanbul 0212 294 10 00 info@masmat.com.tr Sertifika No: 12055

2015, Metal gravür / Metal etching, 23 x 24.5 cm

/evinsanatgalerisi /evinsanatgalerisi /evinart

Kapak / Cover: 2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 115 x 100 cm Arka Kapak & Back Cover: 2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 40 x 30 cm Bu katalog 04 - 25 Ekim 2016 tarihleri arasında düzenlenen Setenay Alpsoy’un “Doku” sergisi için Evin Sanat Galerisi tarafından hazırlanmıştır. This catalogue is arranged by Evin Art Gallery for Setenay Alpsoy, “Texture” exhibition, during October, 04 - 25, 2016.


SETENAY ALPSOY

04 - 25.10.2016

DOKU / TEXTURE

EVİN SANAT GALERİSİ Büyük Bebek Deresi Sokak, No:13, Bebek, 34342, İstanbul T +90 212 265 81 58 F +90 212 257 76 75 www.evin-art.com


“IETT Blokları I”, 2015, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 145 x 200 cm

2


DOKU Tuvalin sınırlarını zorlarcasına; tıka basa camlar, pencereler, çerçeveler hepsi beraber bir doku oluşturmuş. Yapıları çevreleyen hava, gökyüzü ancak pencerelerdeki yansımalarda mevcut. Yataylar, dikeyler, dikdörtgenler, neredeyse grafik bir etkiye sahip. Binalar, tuvalin içine sıkıştırılmış, hapsedilmiş olmalarına rağmen; nefes alıp veriyor, sessizce izliyorlar. Şehir... Bir anlamda insanın inşa ettiği en büyük yapı. Setenay Alpsoy on senedir şehri, ucu bucağı olmayan İstanbul'u resmediyor. Kentin kendisi gibi onun resmi de değişiyor. Başlangıçta strüktürel bir üsluba ve pitoresk bir içeriğe sahip olan resimler; şimdi daha biçimsel, geometrik bir yapıya, bununla birlikte daha şiirsel ve içsel bir anlatıma sahip. Setenay Alpsoy beşinci kişisel sergisinde “zıtlıklar” üzerine bir yapı inşa ediyor, uyumsuz parçalardan mükemmel bir birliktelik oluşturuyor. Resimlerinde hiç figür olmamasına rağmen “çok kalabalık” olduğunu hissediyoruz; binalar soğuk ve donuk olmalarına rağmen, renkler capcanlı; sıradan yapılar olmalarına rağmen, Alpsoy onları “anıtsallaştırıyor”. “Film neşeli, hüzünlü fakat her biri kendince güzel muhteşem görüntülerden oluşuyor. Bunu pitoresk anlamda kastetmiyorum. Filmi izlerken bir arkadaşım odaya girdi, bir Gila canavarı yakın çekimini gördü ve – çok güzel bu – dedi. Kertenkeleleri sever misin diye sordum. - Kertenkelelerden nefret ederim - dedi ürpererek. Kertenkeleleri düşünmüyordu. Yaratığın kafasının yanardöner ebatlarını gözlemliyordu. Güzellik, bakanın gözlerindedir. Bizler izleyenleriz.” (“Great Movie Baraka”, Roger Ebert, 16 Ekim 2008, www. rogerebert.com) Ron Fricke, 1992 tarihli “Baraka”da, hiç diyalog kullanmadan izleyeni tedirgin, mutlu, hüzünlü ve neşeli hissettirebiliyor. Tüm yaptığı; 70mm devasa kamerasını insanlara çevirmek, bir ayna misali kendilerini ve gezegeni göstermek. “Amacımız dil, din, ırk ve politikaların ötesine geçip; derinlerdeki izleyici ile konuşmaktı” diyor yapımcı Magidson. Alpsoy'un resimleri de damakta benzer bir tad bırakıyor. Onun da resimlerinin tamamı – her zaman olduğu gibi - “isimsiz”. İstanbul gibi kozmopolit bir kenti yıllardır resmetmesine rağmen, çalışmalarında dini motiflere rastlamak neredeyse imkansız. Mekanlar ve binalar günümüz yapıları olmakla birlikte, aynı “zamansızlık” hissine sahip. Boğaza bakan tepeler, huzurlu bir gökyüzü yok Alpsoy'un İstanbul'unda; şehrin kuzeyinde yükselen uzun boylu ve yakışıklı binalar da yok. Açık bir balkon önündeki iki sandalye boş; balkonun baktığı manzara, gökyüzünü kaplayana dek, alabildiğine ev, apartman dolu. Hilton mimari çizgisini takip ettiği için Hilton Blok olarak anılan, eskinin modern binaları olarak inşa edilen İETT Blokları, iki dev tuvali kaplayan kocaman bir getto hissi veriyor. Bir zamanların “yenileri,” şimdinin yorgunu apartmanların camlarında yansıyan gökdelenler. Kendi geçmişlerine tezat bir kadere mahkum olmuş bu yapılarla Alpsoy, megakentin kabuk değişimini betimliyor. Varlığının devamlılığını inşaat üzerine kuran düzen, bizi devasa bir şantiyenin içine sıkıştırıyor. Kentin dokusunu hallaç pamuğu gibi atan makineler; alışkanlıklarımızı, hatıralarımızı, geçmişimizi, bağlarımızı koparıyor bizden ve bir sonraki nesilden. Nefes almakta zorlandığımız zamanlardayız; evimize hapsolduğumuz geceler geçiriyoruz, geleceğimizi yitirdiğimizi düşünerek. Zıtlıkların, içinde yaşadığımız coğrafyanın “doku”su olduğunu söylüyor birileri. Oysa soluklanmak lazım, tebessüm etmek; umut etmek için. Cihangir Erönü

2016, İstanbul

3


TEXTURE Forcing the borders of the canvas, crammed windows and frames come together to create texture. The air surrounding the buildings, the sky exists only as a reflection on the glass windows. Lines and rectangles have almost a graphic effect. Even though the buildings are tightly confined to the canvas, they are breathing and watching silently. The city, in a sense the biggest structure mankind has built. Since 10 years Setenay Alpsoy is depicting Istanbul, the city with no borders or limits. Just like the city, her art changes as well. Whereas paintings had a more structural style and picturesque content at the beginning, now they feature a more figural, geometric style with an enhanced poetic and intrinsic narrative. In her 5th solo exhibition, Setenay Alpsoy is building a structure based on “opposites”, creating a perfect harmony out of mismatched pieces. Even though there are no figures in her paintings, we can feel the crowd; even though the buildings are cold and dull, the colors are vibrant; even though the constructions are ordinary, Alpsoy is transforming them into monuments. “The film consists of awesome sights, joyful, sad, always in their own way beautiful. By that I do not mean picturesque. A friend came into the room while I was watching the film, saw a closeup of the head of a Gila monster and said, “That’s beautiful.” I asked if she liked lizards. “I hate lizards,” she said, shuddering. She wasn’t thinking about lizards. She was observing the iridescent scales of the creature’s head. Beauty is in the eye of the beholder. We are the beholder.” (“Great Movie Baraka”, Roger Ebert, October 16, 2008, www.rogerebert.com) Without the use of any dialogue, the viewers of Ron Fricke’s 1992 movie “Baraka” experience uneasiness, happiness, sadness and joy. Fricke only turns his giant 70mm camera on the people, reflecting them and the planet just like a mirror. “Our aim was to go beyond language, religion, race and politics to talk with the viewer deep inside” says producer Magidson. Alpsoy’s paintings have a similar taste. All her paintings are, as always, “untitled”. Despite painting a city as cosmopolitan as Istanbul for years, it is hard to find a trace of any religious element in her work. Buildings and locations of today, are at the same time “timeless”. In Alpsoy’s paintings there are no hills looking over the Bosphorus or peaceful skies. Neither are there the tall and polished buildings that have risen in the North of the city. Two empty chairs in front of an open balcony, the sky in the view filled to the brim with houses, apartments. The IETT Blocks, also called the Hilton Blocks for following the Hilton architectural style, were constructed as modern buildings in the past. Here, covering two giant canvases, they leave the viewer with a sense of a ghetto. Reflections of skyscrapers are on the glass windows of the once new, now tired apartment buildings. With buildings which now face a fate quite contrary to their past, Alpsoy is trying to depict the skin change of the megacity. The system, trying to ensure the continuity of it’s existence by construction, is confining us all into a huge construction site. Machines are destroying the texture of the city, cutting our ties with our habits, our memories, our past, with ourselves and with the next generation. It is difficult to breathe in these times. We are spending the nights imprisoned in our homes, thinking we have lost our future. Some say we live in a geography where opposites are a part of the “texture”. Yet we need to breathe to smile, to hope. Cihangir Erönü

2016, Istanbul

4


“IETT Blokları II”, 2015, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 145 x 200 cm

5


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 70 x 100 cm

6


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 120 x 124 cm

7


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 65 x 100 cm

8


2015, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 180 x 128 cm

9



2015, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 80 x 120 cm

11


2016 Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas 156 x 223 cm (14 parça / 14 pieces)

12




2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 120 x 116 cm

15


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 180 x 120 cm

16


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 50.5 x 41 cm

17


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 25 x 30 cm

18


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 152 x 160 cm

19


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 60 x 80 cm

20


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 178 x 180 cm

21


2016, Kağıt üzerine yağlıboya / Oil on paper, 21.5 x 44.5 cm

22


2016, Kağıt üzerine yağlıboya / Oil on paper, 29 x 19.5 cm

23


2016, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 115 x 100 cm

24


Setenay Alpsoy (1983) 2005 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim Bölümü, Neş’e Erdok Atölyesi’nden mezun olan Setenay Alpsoy, 2009 yılında aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü, Resim Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. 2005 yılında “Türk Kalp Vakfı Resim Yarışması” İkincilik Ödülü ve “İpek – Ahmet Merey Sanat Ödülleri” Resim Yarışması Başarı Ödülü’nü aldı. 2008 yılında Evin Sanat Galerisi’nde açtığı ilk kişisel sergisinin ardından, “Denizin Ayırdığı Şehir” (2010), “Görünmeyen Kent” (2012) ve “Kusurlu Güzellik” (2014) isimli kişisel sergileriyle sanatseverlerle buluştu. 2004 – 2015 yılları arasında Evin Sanat Galerisi ile “ARTIST / Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı”na katıldı. Sanatçının katıldığı karma sergiler arasında “Karma Sergi” (Maltepe Sanat Galerisi, 2004), “Devlet Resim Heykel Yarışması” Sergisi / Özgün Baskı (2004, 2008), “Genç Yetenekler” (Kızıltoprak Sanat Galerisi, 2006), “Nuri İyem Resim Ödülü” Sergisi (Evin Sanat Galerisi, 2006), “32. DYO Resim Yarışması” Sergisi (2006), “DKK Geleneksel ‘Deniz’ Konulu Resim Yarışması” Sergisi (2006), “1. Uluslararası Baskıresim Bienali” (MKM İstanbul, 2008), “Kazı Resim Sergisi” (Galatea Art, 2009), “Sanat Eğitiminde Transform” (MSGSÜ Tophane-i Amire, 2009), “İstanbul’la Yüzleşme: Yüz Çağdaş İstanbul Gravürü” (Galatea Art, 2010), “Şehrin Kimliği” (Pinelo Galeri, 2015) ve “Türk Gravürü” (CKM Sanat Galerisi, 2016) yer alır. Alpsoy aynı zamanda, Evin Sanat Galerisi ve Casa Dell’Arte Galeri işbirliğiyle Hotel Casa dell’Arte, Bodrum’da gerçekleşen “Figür Geleneğinde Çağdaş Yorum” (2007) ve “İnsana Dair” 2016 sergilerinde yer aldı. Sanatçı İstanbul’da yaşamakta ve çalışmalarına kendi atölyesinde devam etmektedir.

Setenay Alpsoy, graduated from Mimar Sinan Fine Arts University, Painting Department, Neş’e Erdok Studio in 2005 and completed the master program in Social Sciences Institute, Painting Department of the same university in 2009. In 2005, the artist had the Second Prize in “Turkish Heart Foundation Painting Competition” and Merit Bonus in Painting Competition of “İpek – Ahmet Merey Art Awards”. Following her first solo exhibition at Evin Art Gallery in 2008, Alpsoy had three more solo exhibitions: “City Riven by the Sea” (2010), “Invisible City” (2012) and “Defective Beauty” (2014). Among the fairs and group exhibitions the artist attended “ARTIST / International Istanbul Art Fair” (with Evin Art Gallery, 2004 – 2015); “Group Exhibition” (Maltepe Art Gallery, 2004), “State Competition of Painting and Sculpture / Fine Art Printing” Exhibition (2004, 2008), “Young Artistries” (Kızıltoprak Art Gallery, 2006), “Nuri İyem Painting Award” Exhibition (Evin Art Gallery, 2006), “32nd DYO Painting Competition” Exhibition (2006), “DKK Traditional Sea Themed Painting Competition” Exhibition (2006), “1th International Lithograph Biennial” (MKM Istanbul, 2008), “Engraving Painting Exhibition” (Galatea Art, 2009), “Transform in Art Education” (MSFAU Tophane-i Amire, 2009), “Facing Istanbul: 100 Modern Istanbul Etching” (Galatea Art, 2010), “Identity of a City” (Pinelo Gallery, 2015) and “Turkish Etching” (CKM Art Gallery, 2016). Alpsoy, also attended the exhibitions “Contemporary Approaches in Figure Painting” (2007) and “Human Condition” (2016) in Hotel Casa dell’Arte, Bodrum in cooperation with Evin Art Gallery and Casa dell’Arte Gallery. The artist lives and works in Istanbul.


EVİN SANAT GALERİSİ


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.