3 minute read

41.Tuğ Çocuk Akademisi ile Tiyatro Üzerine Söyleşi Ceren Nur Çetin

41.Tuğ

Ceren Nur Çetin Çocuk Akademisi ile Tiyatro Üzerine Söyleşi Fotoğraf : Elif Özel

Advertisement

1.Kırktuğ Çocuk Okumaları nasıl başladı?

2. yılını dolduran çalışmanın nasıl başladığını ve nasıl bir noktaya geldiğini düşününce yüzümde ve kalbimde oluşan tebessüm paha biçilemez. 2 yıl önce Göktürk’ün düzenli kitap okuması için fikir alışverişi yaparken sadece Göktürk değil bütün çocuklarımızla neden ilgilenmeyelim sorusunun cevabı olan Kırktuğ Çocuk Akademisi’nin temelini atmıştık.

2.Çocuklarla tiyatro yapmaya nasıl karar verdiniz?

Çalışmayı nasıl yapmalıyız? Aşamaları neler olmalı? Bu aşamalarla neleri hedeflemeliyiz? İlk önce çocuklarımızın dıştan güdülenmelerini sağlamayı hedefleyerek iç motivasyonlarını canlandırdık. Her ay bir lider çocuk seçmemiz onları bir anlamda gerçek yaşama hazırlamayı hedefliyor. Bunu da kitap okuma alışkanlığını kazanan, zihinsel sınırlarını genişleten minik liderinin gerçek yaşamda g üçlü deneyimler edinmelerini sağlayarak yapmayı amaçladık.

Kırktuğ Çocuk Okumaları’nın ardından küçük bir drama atölyesi kurduk. Hayali bir atölyede hayali roller üstlendil. Hayali deneyimlerimizle minik kıvılcımlar başlamıştı. O kıvılcımları hissettikçe iç huzurum ve iç motivasyonum o kadar attı ki! Devamında da “Neden çocuk tiyatrosu sahnelemiyoruz ki?” sorusu zihnimde canlandı. İtiraf etmeliyim ki ben bile devamında sahnede gördüğüm başarıyı hayal edememiştim. Ki zaten aslında bu fikri ilk ortaya attığımda bazı çocuklarımızın da ailelerinin gerçekçi bulmadığını fark ettim. Belki en nihayetinde dernekteki çocuklar basit roller üstlenir ve bir iki taklit yaparlar beklenti olarak yeterliydi. 3.Provalarda ve son olarak sahnede neler yaşadınız? Bu süreçte hissettiklerinizi ve düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Hiç unutmuyorum, çocuklara ilk bu düşüncemi söylediğimde çocukların heyecanlarını unutmuyorum. Minik yeteneklerimden bir tanesi Elif o gün beni 3-4 kez aramıştı. Bu geri dönüşler beni de en az onlar kadar heyecanlandırıyordu. Bir çocuğumuzun hayatına dokunmayı amaçlarken, kar topu etkisiyle Kırktuğ Çocuk Kulübü’ne dâhil olan olmayan bütün çocuklarımızın ve ailelerimizin heyecanını görmek muhteşem bir duyguydu.

15 Aralık’ta herkesin canla başla hazırlıklara katılması, Elif-Ecrin kardeşlerin sabahın erken saatinde arayıp “Ceren abla, biz de yardıma gelelim” demesi, Göktürk’ün hasta hasta sahneye çıkması unutulmaz! Hepsi bütün enerjilerini ve en güzel performanslarını son gün sahnede gösterip herkesi kendilerine hayran bıraktılar.

O gün sahnede belki insanların bir kısmı sadece ağustos böceği, tilki, karıncalar izlediler. Ben orada 2030-2040 yıllarının kadın Cumhurbaşkanını, başarılı bilim adamlarını, kendisini gerçekleştirmiş profesörlerini, vatanına hizmet etmek için çalışan hekimini, hâkimini, savcısını, eğitimcisini izledim.

Bazen düşününce ilginç geliyor. Ama iyi ki böyle bir oluşumun içindeyim. İlk derneğe geldiğimde Göktürk 1,5-2 yaşlarındaydı. Sabah uyanır uyanmaz evin içinde daha Ceren bile diyemeden gelip yanıma yatıp uyuması daha dün gibi gözlerimin önünde. Elif-Ecrin ufacıktı ve Buğlem henüz kreşe gidiyordu. Bugün işte bu minikler büyüdüler ve birlikte kitap okuyup gelecekteki hayallerini tartıştığımız bireyler haline geldiler. Onlarla birlikte kurulan duygusal bağlar ailelerle birleşti, ortak yaşantılar ve değerli kardeşlikler edindik. Tuba ablamız küçük anne rolünü 12 yıldır eksiksiz hissettiriyor. Diğer abi, abla, kardeşlerle birlikte büyük bir ailenin parçası olmak tarif edilemez.

32 yıldır hayatımın hiçbir döneminde böyle birliktelikler yaşamadım. Düşünün ki burada 2 yaşından 60 yaşına, kadından erkeğe, öğrenciden akademisyene, profesörüne, herkes bu ortamda çok değerli. Gecenin bir yarısı kendi evine gittiğin rahatlıkla gidebileceğin bir sürü evinin olması lüksü paha biçilemez. Bu duyguyu sadece bu ortamda deneyimledim. Evrende belki de böyle bir oluşum başka bir zaman diliminde oluşmayacak.

4.Çocuk Akademisi olarak ileriye yönelik planlarınız nelerdir ?

Çocuk Akademisiyle planım var mı şöyle .. Aralık ayı kitap okumamızda 2035 yılında çocuk akademisindeki çocuklar kendilerini nerede görüyor adlı bir mektup yazdık ve bu mektuplar kapalı bir zarfta derneğimizin duvarında okunacağı zamanı bekliyor... 2035 te okuyacağımız bu mektuplar en güzel şekilde cevaplanacak sorumuzu cevaplandıracak .. Özellikle kendim cevap vermiyorum... En güzel cevapları mektuplarla çocuklarımız verdi ... Canım minik lider çocuklarım Elif Ecrin, Göktürk, Yiğit, Buğlem, Sungur, Mehlika, Hüma, Gökçeşah,

Selcen, İlteriş, Bilge her birine sevgimi yolluyorum.. İyi ki varlar hep varolsun minik tuğlar…

Ayrıca tiyatro çalışmasında desteklerini esirgemeyen Alparslan,Saniye,Duygu,İrem kardeşlerime çok teşekkür ediyorum

This article is from: