![](https://assets.isu.pub/document-structure/221221075338-d6dff04d5704d52a8850c0f31a9d498f/v1/ddc6f9068cfc080f2dd3c0d979d6b335.jpeg?width=720&quality=85%2C50)
2 minute read
Editörün Yazısı
Editörün Yazısı Dilek KIRICI
Merhabalar
Advertisement
Hayat, akıp giderken bir yaşantımızın içinden; Bazen kuruyan dallara tutunmak zorunda kalıyoruz. Bazen ise bir gülün pembe tomurcuğuna takılıyoruz. Hayaller ve düşlerimizi kardelen çiçeğinin inatçılığında sürgit ediyoruz. Her yeni bir gün dünün aynısı olmazken, yaşadığımız ‘’an’’ denilen zamanı da çoğu zaman yönetemiyoruz. Yaşamın bize zorla kabul ettirdiği görevlerimiz, sorumluluklarımızı gelecek kaygısı bizi biz olmaktan çıkartabiliyor. Sanki aynı amaç için kurgulanmış, dünya üzerinde bir avuç insan oluyoruz. Bütün bunlara rağmen, bir tebessüm değil mi bizi hayata bağlayan. Yeni doğmuş bir bebeğin kokusu, sabah pencereden içeri dolan yaseminin tütüsü, sevdiğin arkadaşınla yudumlanan bir kahvenin eşliğindeki sohbet. Bir tutam mutluluk bu değil mi … Her yıl hayatımızdan neler neler gelip geçiyor. Birçoğunun farkında bile değiliz. Hangimiz yaşamadık ki, yakın geçmişte yaşandığını sandığımız bir olayı anlatırken, aslında aradan on yıl geçmiş olduğunu fark ettiğimizde ki şaşkınlığı, yaşamayanımız var mıdır? Önünde duramadığımız bir hızla geçiyor zaman. Çocukken hiç büyüyemeyeceğimizi sandığım hayattan, on sekiz yaşına geldiğimi fark ettiğimde çok korktuğumu hiç unutamam. Nasıl omuzlanacaktı bu hayat? Benim için her şey çok zordu. Ardından gelen yirmili yaşlara baktığımızda nasılda kolay harcanmış en güzel yaşlar diyorum. Şairin dediği gibi; Hep suç bizde değil. Sezai Karakoç’un ‘’Ey Sevgili’’ deyişi var ya; nasıl da yürek yakar. *** Yoktan da vardan da ötede bir ‘’var’’ vardır. Hep suç bende değil Beni yakıp yıkan bir şeyler vardır. Sakın kader deme Kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boş Göklerden gelen bir karar vardır. *** Hayat işte böyle bir şey… Neler mi yapmak lazım? Çok bilgelik isteyen bir soru ama… Genç yaşlarda bazı kararlar alınabilmeli. Seçtiğin işi, seçtiğin eş ve yaşamak için karar verdiğin şehir sana keyif vermeli. Başka türlüsü prangalı açık hava müzesi. Şu an elinizde tuttuğunuz dergi; Kıbrıs’ta sigortacılığın güven veren en önde isimlerinden biri Kıbrıs Sigorta’nın dergisi. Şirketimizin ailesini, daha yakından tanıyacaksınız. Sektörel sorunları, yapılması gerekenleri devletin üzerine düşen görevleri bir, bir, not ettik sayfalara. Bizimle çalışan kaportacılarımızı, acentelerimizi, ekspertizlerimizi ve merkezde görev yapan çok sevgili çalışan arkadaşlarımızla kocaman bir aileyiz. Tam yirmi yıldır bu kapıdan içeri giriyorum. Birbirine sevgiyle yaklaşan acı tatlı gününde birbirine destek veren arkadaşlık, kardeşlik ortamı oluşturduk. Aramızda emekli olan arkadaşlarımız oldu. Yerleri dolmaz tabi ki... Onlara da bundan sonraki hayatlarında mutluluklar diliyorum. Aramıza katılan genç kardeşlerimiz de var artık. Sigortacılık çok ciddi bir sektör. Yaşamı kolaylaştırıcı, konforunu artırıcı, güven veren bir “ana kucağı”dır, aslında sigortacılık. Kişinin en zor anlarında “iyi ki yapmışım” dediği gelecek güvencesidir. Onun için gelişmiş ülkelerde, insana dair tüm eylem ve hizmetler sigorta kapsamına girmiş durumdadır. Sigortacılıkta, çeşitliliği çoğaltabilmek için yasal düzenlemeler ve cesur adımlar atılmalı..
Hayatın keyif alınan kısmı inanın çok uzun değil. Keyfini çıkarın bırakın etrafta ne olacaksa olsun. Kışın lahana gibi sarılıp TV izlemeyi,yazın kırda bayırda gezmeyi, seyahat etmeyi, başka başka kültürleri görmeyi ertelemeyin olur mu... Güzel bir dergi oldu sizlere keyifli zamanlar diliyorum. Sevgiyle kalın...
![](https://assets.isu.pub/document-structure/221221075338-d6dff04d5704d52a8850c0f31a9d498f/v1/890e0390e2e99684a2563d7a20e21aa3.jpeg?width=720&quality=85%2C50)