8 minute read

Pirgot

Nevzat Pirgot Ekspertiz Hizmetleri direktörleri Nevzat Pirgot ve Murat

Pirgot yapmış olduğu çalışmaları anlatarak, ülkemizin sigortacılık hizmetlerini diğer ülkelerle kıyasladı.

Advertisement

“Halk kendini Kıbrıs Sigorta ile daha çok güvende hissediyor”

Ülkedeki ilk eğitimli ekspersiniz. öncelikle eksper kavramını bizlere anlatır mısınız?

Murat PİRGOT: ekspertizlik, sigorta kanununa göre, sigorta sözleşmelerindeki risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tesbiti, ön ekspertiz ve hasar gözetim gibi işleri mutat meslek olarak yapan gerçek veya tüzel kişiyi anlatır. Eksperlik mesleğinin bir okulu bulunmamaktadır. Eksperlik mesleğini yürütebilmek için sigorta ve sigorta yasaları konusunda bilgili olup, sürekli kendinizi geliştirmeye açık olmanız ayrıca yürüttüğünüz branştaki materyaller konusunda bilgi sahibi olmanız gerekmektedir.

Bu doğrultuda otomotiv branşındaki en büyük şansım, 2009 yılından itibaren oto-kaza branşında faaliyet gösteren babam Nevzat PİRGOT’un bana aşılmış olduğu bilgi ve tecrübelerdir. Eksperlik

“Kıbrıs Sigorta ile çok uzun yıllardan beridir çalışıyoruz. Hızlı güvenilir bir şirketidir. Halk arasında kit olarak görülmesinden dolayı devlet sigortası gibi görülüyor. Halk kendini Kıbrıs Sigorta ile daha çok güvende hissediyor. Sonuçta devletin verimli olduğu bir güvencedir. Dolayısıyla halkın daha güvenebileceği bir noktadır.”

mesleğinde kendimi geliştirme ve mesleğime yeni branşlar kazandırma arzum doğrultusunda Türk Sigorta Enstitüsü Vakfının düzenlemiş olduğu yangın mühendislik ve nakliyat branşları üzerine olan yıllık eğitimlerine katılım sağladım. Bu süreçte aldığım eğitimlerin daha iyi pekişmesi adına İstanbulda faaliyet gösteren ulusal ekspertiz firmasında staj yaptım.

Türkiye ile ülkemizi kıyasladığınızda arada ne gibi farklar görüyorsunuz?

Murat PİRGOT: Türkiye ülkemize kıyasla çok daha geniş bir nüfusa sahiptir. Bu durumda Arz-talep dengesi de bize oranla çok daha yüksek olur. Arz-talep dengesinin yüksek olması durumunda sigortacılık sektörünü her kesime uygun hale getirir ve sigorta çeşitliliğini ciddi oranda arttırır. Tüm bu etkenler sektörün sistematik bir gelişim göstermesi konusunda büyük önem unsuru taşımaktadır. Bu tür sebeplerden dolayı sigortacılık sektöründe ülkemize oranla daha avantajlı olduklarını düşünmekteyim. Kendi mesleğim olan hasar eksperliğinde iş portföyü nüfusa göre değişkenlik gösterebilir. Ancak bu meslek daha çok bireysel gelişime öz-veri, uğraş ve bilgi birikimine dayalı olmasından dolayı ülkesel farklılıkların gözetlenmediği söylenebilir. Nevzat PİRGOT: 2009 yılından itibaren bu mesleği icra etmekteyim. Eksperin sözlük anlamı uzman kişi demektir. Dolayısı ile oğlum Murat PİRGOT önce bu işin pratiğini öğrendi daha sonra da teorik kısmı olan sigortacılık yönünü öğrendi. Sigortacılık nedir konusuyla ilgili bir eğitim almak gerekiyordu ve Kıbrıs’ta bu şekilde bir eğitim olmadığı için oğlumun burada eğitim alma şansı yoktu dolayısı ile anavatanımız Türkiye’de Türk Sigorta Enstitüsü Vakfının eğitimlerine katılarak kendini geliştirdi. Bu eğitimlerde sigortacılık hakkında kapsamlı eğitim ve branş eğitimi aldı. Sigortacılık sektörü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bankacılık sektöründen sonra her gün gelişmekte olan en önemli sektörlerdendir. Fakat toplumumuzda bir takım yanlış anlamalar mevcuttur. Bu yanlış anlaşılmadan biri de ‘ben sigortalıyım sigortam beni her durumda öder’ düşüncesidir. Sigorta kişi ve ya kurum ile sigorta şirketi arasında yapılan bir sözleşmedir. Ortaya çıkan hasar poliçede belirtilen teminatlar dahilinde ise gerekli hasar değerlendirmeleri yapılarak ortaya çıkan hasar miktarı tanzim edilir. Sigortacılık kişinin en değerli varlıklarının en kolay şekilde korunabileceği sistemdir. Bunun açılımı nedir bir örnek ile açıklamaya çalışayım; bir arabanız vardır gözünüzden bile sakınırsınız ama aracınız için endişe halindeyseniz bu endişeyi sigorta yaptırmakla giderebilirsiniz. Sigorta sözleşmesi sizlerin en değerli varlığını korumak içindir. En değerli varlığınızı gerçek değerinde sigortalamalısınız. Maalesef ülkemizde döviz kurları uzun yıllardır artış gösteriyor ve özellikle son pandemi dönemi sonrasında bir döviz krizi yaşanmaktadır. Pandemi dönemi öncesindeki döviz kurları dönem sonrasında maalesef iki katına ulaşmıştır. Dolayısı ile pandemi dönemi öncesin örneğin 10.000 stg değerindeki bir arabanın Tl karşılığı 100.000 iken şimdi 200.000 Tl’dir. Bu durum nedeni ile 100.000 Tl’den yapılan kasko poliçeleri bu koşullarda hasarı karşılamamaktadır. Sigorta şirketleri poliçe değerlerinin güncellenmesi konusunda çağrılar yaptı ancak halkımızda bunu duymayan ve duyduğu halde dikkate almayan kesimler de oldu.

Kıbrıs Sigortanın sizce farkı nedir?

Kıbrıs sigorta ile çok uzun zamandan beri çalışıyoruz. Hızlı ve güvenilir bir şirkettir. Yarı devlet sigortası olmasından dolayı halk arasında devlet sigortası olarak görülmektedir. Halkımız kendini Kıbrıs Sigorta ile çok daha fazla güvende hissediyor.

Ülkemizdeki sigortacılık sektörünü diğer ülkeler ile kıyaslar mısınız?

Murat PİRGOT: sigorta şirketlerinin temelde işleyişi aynıdır. Tek fark sigortacılık kültürünün Türkiye ve diğer ülkelerde de daha gelişmiş olmasından dolayı insanların bu konuda daha bilinçli olmasıdır. Toplumsal olarak sigortacılık konusunda gelişmeye devam etmekte olan bir ülkeyiz. Karşılaştığımız en yaygın problem ise, sigortalıların, sigorta bilincinin tam olarak gelişmemesinden kaynaklı, satın aldıkları poliçeleri detaylıca okumamalarıdır. Okunmayan bu poliçelerin sonunda sigortalıda ‘Benim poliçem fulldur her ne olursa bana her koşulda hasarımın ödeneceği söylendi’ düşüncesinin oluşmasıdır. Bu durum hasar sonrası bir takım sorunlar doğurabilmektedir. Bu sorunların önüne geçilebilmesi için sigorta bilincinin artması ve sigortalıların poliçelerini detaylıca okuyarak kapsamına hakim olmaları gerekmektedir.

Nevzat PİRGOT: sigortacılık sektöründe sigorta eğitimi önemlidir. Basın ve yayın organlarında da sigortacılık konusu daha rahat bir şekilde işlenebilir. Toplumumuz, sigortacılık konusunda daha çok aydınlatılmalıdır. Özellikle sigorta şirketlerinin sigorta poliçelerinin oluşturulduğu sırada ortaya çıkan fiyatlar (neticede sigorta bir sözlemedir) sözleşme dahilinde farklılıklar gösterebilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde sözleşmede yer alan hizmetlere göre fiyat farklılıklarının oluşması olağan bir durumdur. Halkımıza tavsiyem hizmetin rakamsal boyutundan çok verilecek hizmetin boyutuna bakmalarıdır.

Halkımız hangi türdeki sigortaları tercih etmelidir?

Nevzat PİRGOT: Zorunlu sigorta dediğimiz 3. Şahıs mali sorumluluk sigortası trafikte kullanılacak araçlar için devlet tarafından zorunlu kılınan bir poliçe türüdür. Bu sadece ülkemizde değil tüm dünyada geçerli bir uygulamadır. Sigorta en basit tanımı ile bir güvencedir. İnsanlarımızın kendince değerli gördüğü her türlü eşya/varlıklarını sigorta ettirmelerini tavsiye ederim.

Bazen kaza anında polis çağırma ihtiyacı duyulmuyor ve taraflar kendi aralarında sorunu çözmeye çalışıyor. Bu uygulama doğru mudur?

Murat PİRGOT: Anavatan Türkiye’de anlaşmazlık veya yaralanma ile sonuçlanmayan bir kaza olmadıkça polis olay yerinde bulunmaz. Araç sahipleri sigortalarına haber verip hasar formu doldurarak mevcut sorunu çözmeye çalışırlar. Ülkemizde ise durum biraz farklılık göstermektedir. Herhangi bir kaza gerçekleşmesi durumunda sigortalılar, sigorta şirketine haber verirler ve sigorta şirketleri hasarın boyutuna ve oluş biçimine göre polis çağrılmasına gerek olup olmadığına karar verirler. Meydana gelen kazaların büyük çoğunluğunda polis raporu istenmektedir. Fakat bazen küçük çaplı (değişkenlik gösterebilir) hasarlarda sigorta şirketleri tarafından polis raporunun istenmediği durumlar gerçekleşebilir.

Bilindiği gibi sigortacılar ve kaportacılar iyi ilişkiler içerisinde olmak zorunda, ama bazen kimi kaportacılar yüksek bedeller talep edebiliyor. Bu sorunlar nasıl aşılır?

Murat PİRGOT: Ben hiçbir kaporta boya atölyesinin art niyetle bir davranışta bulunduğunu düşünmüyorum. Hasar ve tamir aşaması çok kapsamlı ve detay gerektiren olaylar. Yedek parça araştırması yaptığınız sırada farklı fiyatlarla karşılaşmanız (gerek maliyetlerinden gerek döviz artışından olsun) mümkün. Bu durumdan dolayı bazen olağan bir şekilde yüksek hasar bedelleri ortaya çıkabilir. Nevzat PİRGOT: İşte tamda bu noktada eksperin önemi ortaya çıkıyor. Tarafımıza hasar ihbarı geldiği zaman bizzat kaporta boya atölyesine gidip tüm parçaları tek tek değişimine gerek var mı yok mu veya tamir edilmesi mümkün mü diye kontrol ediyoruz. Tabi ki iş bununla bitmiyor, kapsamlı bir şekilde birçok yedek parça tedarik ve satışı yapan firmadan ilgili listelere teklifler alınıp inceleniyor ve hasar gören aracın en iyi şekilde tamir edilmesi için tüm özverimizi ortaya koyuyoruz. Araç tamiri tamamlandıktan sonra aracın tamirinin düzgün ve tamam bir şekilde yapılıp yapılmadığında tarafımızdan kontrol ediliyor. Kıbrıs sigortaya da burda bir parantez açmak istiyorum, onlarda hasar görüp tamiri yapılan

“Her hasarın kendine göre bir hikayesi vardır. İtirazı yapanın haklılık veya haksızlık durumuna göre değişkenlik gösteren bir durum. Bazı mahkemelerde çekişmeli ve karmaşa gibi durumlar yaşanabilir. Bazılarında ise kısa ve net bir şekilde kanıtlar doğrultusunda olaylar çözülür. Bu tamamen yaşanan hikaye doğrultusunda gerçekleşir.”

araçlarda herhangi bir şikayet olup olmadığını sormak için araç sahiplerini tek tek arayıp ilgileniyorlar.

Bu işte ciddi paralar kazanılabilir mi? Gençlere önerin nedir?

Murat PİRGOT: Eksperlik mesleği dendiği zaman insanların akıllarına hemen ciddi miktarda kazançlar geliyor, fakat işin içeriğine baktığınız zaman durum o kadarda aydınlık değil. Aldığınız dosya miktarına ve olayların içeriklerine göre değişkenlik gösteren bir durum bu. Gençlere önerim ise eksperlik mesleği özveri, uğraş, sabır ve kendini geliştirme tutkusu olan insanların yapabileceği bir meslektir. Bu işe atılma düşüncesi olan gençlerimizin önce yürütmek istedikleri branşı belirlemeleri, o konuda çok fazla pratik yapıp, teorik kısmını öğrenmeleri ve daha sonra o branşın sigortacılık yönünü kapsamlıca araştırıp öğrenmeleri gerekmektedir. Sonuçta konunuzda uzman bir bilirkişi olmak zorundasınız, mesleğiniz bu ve bunu ancak kendiniz başarabilirsiniz.

‘Sigortacılık tüm dünyada artık bankacılıktan bile önemli bir noktaya geldi’

Bu mesleği hem babadan gelen bir meslek olarak hem de eğitimini almış biri olarak yapıyorsunuz… Bunu babadan veya eğitim kurumundan bir tanesinin eksikliği olsaydı nasıl tamamlayabilirdiniz?

Murat PİRGOT: İki farklı branştan bahsediyoruz. Babadan gelen kısmı oto-kaza branşı. Tabi ki bu denli tecrübeli ve öğretme aşkına sahip olan bir babamın olması benim için büyük bir şans. Oto-kaza branşındaki gerek teorik gerekse sigorta alanında, tüm bilgi birikimini ondan kazanıp, kendimi geliştirmeye çalışıp devam ettiriyorum. Eğitim kısmı ise Yangın Mühendislik branşı ve Nakliyat bölümünde devreye giriyor. Katıldığım sayısız seminerler ve uzun süreli TSEV eğitimi ile Türkiye’de bu branşlar üzerine yaptığım staj ve çalışmalar da bu branşları yürütmemde ki temel detaylar. Bir babanın kazandırdığı hiçbir öğreti başka yollardan kazanılanlarla yer değiştiremez bence, ancak eğitimler tabi ki farklı kurumlardan farklı ülkelerden dünyanın her hangi bir yerinde yeterli imkanlarınız oldukça eksikliği giderilip tamamlanabilir. Tecrübeleri de ancak kendiniz daha fazla çalışma ile elde edebilirsiniz.

Hasarda bir anlaşmazlık olduğu zaman olay mahkemeye taşınıyor. Peki oradaki durum nedir? Nasıl sonuçlarla karşılaşırsınız?

Murat PİRGOT: Her hasarın kendine göre bir hikayesi vardır. İtirazı yapanın haklılık veya haksızlık durumuna göre değişkenlik gösteren bir durum. Bazı mahkemelerde çekişmeli ve karmaşa gibi durumlar yaşanabilir. Bazılarında ise kısa ve net bir şekilde kanıtlar doğrultusunda olaylar çözülür. Bu tamamen yaşanan hikaye doğrultusunda gerçekleşir.

Nevzat PİRGOT: Oğlumun da dediği gibi olayın içeriğine göre değişkenlik gösteren bir durum bu. Kimi zaman davalı kimi zaman davacının haklı olduğu durumlar oluyor. Son zamanlarda ülkemizde alkol ve uyuşturucu konuları ne yazık ki çoğaldı. Mahkemelerimizde bu konularla çok karşılaşıyoruz.

Bir diğer konu olan kiralık araçlar. Sigorta şirketleri kiralık araçlara poliçe yapmakta endişe duyuyor. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Nevzat PİRGOT: Tedirginliğin olması çok normal. Sonuçta kiralık araba dendiği zaman çoğunlukla ülkeye turist olarak gelen veya öğrencilerin daha çok kullanımında olan araçlardan bahsediyoruz. Bu kesimin çoğu kendi ülkelerinden farklı bir yerde oldukları için yollara ve kurallara pek hakim olamayabilir. Kiralık araç firmalarına bakacak olursak haklı bir şekilde onlarda ekmek kapısı olan araçlarını güvence altına almak istiyorlar. Sigorta şirketleri ve kiralık araç firması sahipleri kendi aralarında görüşmeler yaparak bu duruma çözüm bulabilirler.

This article is from: