Özgür Halk Sayı 9

Page 1

İçindekiler

Editör 2

Abdullah Öcalan

Sosyalist Hamlenin Bazı Yeni Özellikleri

7

Besê Hozat

Demokrasi ve Barış HDP’nin Zaferiyle Gelecektir

11

Mahsum Şafak

Komün-Meclis Anlayışımız ve Yaşanan Sorunlar

23

Abdullah Öcalan

Şehitlik Günü Kavranması ve Gereklerinin Yerine Getirilmesi Gereken En Zor Kavramdır

26

Ali Haydar Kaytan

Ortodoğu Gerçeği ve Öcalan Önderliği

33

Kerim Nuda

7 Haziran Zaferine Kilitlenmek

37

Muzaffer Ayata

Mayıs Şehitlerinin Mücadelesi Yeni Bir Tarih Toplum ve Gelenek Yaratmıştır

42

Edip Solmaz

Demokratik Yerel Yönetimler Biriliği ile Özgür Yaşamı İnşa Edelim

49

Ali Haydar Kaytan

Mücadele Kültürle Kazanılır

53

Mahir Deniz

Söz Eylemindir Artık!

PKK’nin önder kadrolarından Haki Karer’in, 18 Mayıs 1977’de Stêrka Sor tarafından katledilmesi Özgürlük Hareketi açısından yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Gerek Kürt Özgürlük Mücadelesi içerisinde Haki Karer, Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Necmi Öner, İbrahim Bilgin, Mehmet Karasungur gibi yüzlerce Kürt devrimcinin, gerekse Türkiye devrimci hareketlerinin önder kadrolarından Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, Sinan Cemgil gibi birçok devrimcinin Mayıs ayında yaşamlarını yitirmesi üzerine PKK, 1981 yılında yaptığı I. Konferansında Mayıs ayını “Şehitler Ayı”, Haki Karer’in katledildiği 18 Mayıs gününü ise “Şehitler Günü” ilan etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Benim gizli ruhumdu” dediği ilk yol arkadaşı Haki Karer, Antep’te bir komplo sonucu katledilir. Verilmek istenen mesaj açıktır. ‘Bu sevdadan vazgeçin’ denilmektedir. Komplo ile dağılacağı beklenen Kürt Özgürlük Hareketi’nin ilk nüveleri olan grup, tarihi bir çıkış gerçekleştirir. Haki yoldaşlarının katledilişine, 27 Kasım 1978 tarihinde PKK’nin kuruluşunu ilan ederek cevap verirler. Tarih ve insanlık enternasyonalizmin sembolü Che’ye verdiği değer gibi bu devrimcilerin hepsine hak ettiği değeri vermiştir. Bir de Ordu’nun Ulubey kazasında doğup büyümüş ve üniversiteye gitmek için oradan ayrılmış Haki Karar gibilerinin var. Onlar Kürdistan adına devrim yapmak için yola çıktıklarında ne örgüt ne de örgüt kurabilecekleri imkânları vardı. Kürtlük adına tanıdıkları ilk ve tek şey Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde okuyan Urfalı genç Abdullah Öcalan’dı. Öcalan, Ankara’da öğrenci olduğu yıllarda, devrimci önderlerden Deniz Gezmiş’in idam edilmesi ve Mahir Çayan’ın Kızıldere’de katledilmesinin ardından katıldığı bir yürüyüşte tutuklanarak 9 ay cezaevinde kalır. Yaşanan boşluk ve ayrışmaları toparlayabilmek amacıyla Ankara’da kurulan ADYÖD’de Öcalan ve Haki Karer, önemli görevler alırlar. Öcalan, Haki Karer ve Türk bir diğer arkadaşı Kemal Pir birlikteliği giderek grubun örgütlenerek büyümesine yol açar. İlk katılımında olduğu gibi Kürdistan yolculuğunda da Haki Karer en önde yer alır. Öcalan, Haki Karer’in yaşamını yitirmesinin hemen ardından yaptığı bir konuşmada şunları belirtmekteydi; “…Sömürgeciler ve yerli gericiler ile onların kiralık katilleri, devrimcilerin bedenini ortadan kaldırmakla halkımızın gelişen yurtsever devrimci mücadelesini engelleyebileceklerini sanıyorlar. Ama aldanıyorlar, öldürülen her devrimcinin kanı bağımsızlık ağacını yeşertecek ve anıları mücadele azmimizi bileyen en büyük güç olacaktır. Tarihi durdurmak gibi çılgın bir umutla devrimcileri katledenlere gelince, onlar şimdi bir ölüden daha çok ölüdürler. Sömürgeciler, işbirlikçiler, namussuzlar ve hainler; omuzlarında yaldızlı rütbeler de olsa çürüyen tahtalardan yapılmış kuklalardan başka bir şey olmayacaklardır. Tarihin tozlu sayfaları arasında yitip giden tiksinti ve lanetle anılan, birer kirli isim olarak kalacaklardır… Haki Karer yoldaş artık aramızda değil, ama onun kanı boşuna akmadı elbette. Gösterdiği unutulmaz devrimci kahramanlık ve mücadeledeki kararlılığı dünya işçi Sınıfı ve ezilen halklarının kurtuluş tarihine mal olacak ve yüksek devrimci ruhu ölümsüzleştirecektir. Kürdistan Ulusal Bağımsızlık Mücadelesinin savaş sahnesinde on binlerce Haki Karer doğacak ve onun yarım bıraktığı dava, Kürdistan halkının ve bütün dünya halklarının mücadelesi ile mutlaka zafere ulaşacaktır” Hayatlarının baharında canlarını ortaya koyarak, hiç tanımadıkları bir ülkenin topraklarına giden ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinde yer alan Karadeniz’in bu iki yiğit ve soylu evlatlarıydı. Kuşkusuz soyluluk, halkların büyük özgürlük davalarına sarsılmaz bağlılıkla belirlenir. Bu bağlılık bir devrimciyi halkların özgürlük mücadelesinde karşılaştığı tüm zorluklara göğüs germeye ve onları alt etmeye yöneltir. Bu da devrimci yaşamda direniş halinin sürekliliği demektir. Bu yüzden biz ‘Direnmek yaşamaktır’ dedik. İmkânsızı mümkün kılan direniş ruhunu Kürt toplumuna ilkin Haki KARER ekti. Haki ruhu ve bedeniyle kendini bu halkın diriliş mücadelesine adadı. Haki yoldaş sadece enternasyonalist dayanışma ruhuyla Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesine katılmadı; bunun çok daha ötesine geçti. Ona göre Türk ve Kürt halklarının kaderi birbirine bağlıydı. Her iki halk bin yıl boyunca kader birliği yapmıştı. Ancak Kürtsüz Türk’ün ve Türksüz Kürt’ün düşünülmediği dönem geride kalmış, Kürt halkı ağır bir inkâr ve imha sistemi altında yok oluş sürecine sokulmuştu. Bu süreç durdurulmadan Türk halkının özgürlüğünden de söz edilemezdi. Zaten genel bir ilkeydi: Başka bir halkı ezen bir halk, asla özgür olamazdı. Kürt inkârı ve imhasını kırmadan Türk halkının ayağındaki kölelik zincirleri kırılamazdı. Bu nedenle Kürdistan ve Türkiye devrim hareketinin en yiğit evlatlarının Mayıs’ta bizlere devrettiği gelenek ve birikimle mücadeleye yüklenilirse ezilenler, halklar ve mutlaka özgürlük kazanacaktır…


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.