4 minute read
Soru Hazırlanması
Sezgi Sorunu
Günlük araştırma projelerinin sonuçları bize insan davranışlarının birçok ilkesini öğretir. Birine kötü haber verdiğimizde, karşımızdaki kişi bizim suçumuz olmadığı halde bizi suçlayabilir ve bunu yaşayarak öğrenebiliriz. İnsanların önemli bir görevde başarısız olduktan sonra deprosyona girebileceklerini öğreniriz. Toplumumuzda agresif davranışların meydana geldiğini görüyoruz ve bunun neden böyle olduğunu açıklama teorileri geliştiriyoruz. Bu anlayışlar, günlük sosyal hayatın bir parçasıdır. Sorun, yine de insanların günlük yaşamlarında verileri toplamada ve yorumlamada her zaman titizlik göstermemesi durumu ile ilgilidir. Genellikle bir sonuç için bir açıklama doğru olduğu zaman, diğer açıklamalar da mümkün ve potansiyel olarak doğru olsa bile, bu açıklamayı doğru olarak kabul ederiz. Örneğin; şiddet suçları için görgü tanıkları genellikle bu suçların faillerinin kendi kimliklerinde son derece kendinden emindirler. Fakat araştırmalar görgü tanıklarının kendi kimliklerinde daha az emin olduklarını gösterir. Psikologlar da sık sık algılarımızı etkileyen ve bizi hatalı sonuçlara sürükleyen bilişsel ve motivasyonel önyargıların bir çeşidini bulmuşlardır. (Fiske & Taylor, 2007; Hsee & Hastie, 2006). Verilen olayların neticeleri hakkında bir şeyler öğrendiğimizde, neticeyi önceden tahmin edebildiğimize sıkça inanırız.
Psikologlar Neden Ampirik Metodlara Güvenirler?
Fizikçiler, kimyacılar, biyologlar, sosyologlar ya da psikologlar, yani bütün bilim adamları ilgilerini çeken konuları incelemek için ampirik metodları kullanırlar. Ampirik metodlar veri toplama ve düzenleme ve daha sonra bu verilerle ilgili sonuç çıkarma süreçlerini kapsar. Bilimsel metodları, bilim adamlarının deneysel araştırmaları yönetmek için kullandığı bir takım varsayım, kural ve prosedür olarak tanımlayabiliriz. Bilimsel araştırma, insan davranışını inceleyen önemli bir metod olmasına rağmen bilimsel yaklaşımları kullanarak bütün sorulara cevap veremeyebilir. Objektif ölçülen veya nesnel doğru ya da yanlış olduğu tespit edilemeyen ifadeler bilimsel araştırma alanı içinde değildir. Bu nedenle bilim adamları değerler ve gerçekler arasındaki farkı sorguya çekerler. Değerler, “Bu ülkede kürtaj izin verilmemelidir,” “Öldüğüm zaman cennete gideceğim,” ya da “Psikoloji okumak önemlidir,” gibi kişisel ifadelerdir. Gerçekler ise ampirik çalışma ile kesin olarak belirlenen objektif ifadelerdir. Bilim adamları gerçeklerin oluşumuna yardımcı olmak için araştırmaları kullanmalarına rağmen, değerler ve gerçekler arasındaki ayrım her zaman net değildir. Bilimsel prosedürler sorunların cevaplarının mutlaka objektif ve tarafsız olacağını garanti etmese de, bilim hala çevremizdeki dünya hakkında nesnel sonuç çıkarmak için en iyi yöntemdir.Bilimin kusursuz olmamasına rağmen, ampirizm ve tarafsızlığın gereklilikleri, diğer yaklaşımlardan daha çok insan davranışları ile ilgili daha kesin bir anlayış üretme şansı sonucuna varır.
Psikolojide Belirti Düzeyleri
Psikoloji araştırması, davranışı anlamak için kullanılan perspektif olan açıklamanın birçok farklı düzeyde birçok farklı konularını kapsamaktadır. Orta belirti düzeyleri, bireysel kişilerin özellikleri ve yeteneklerini ifade ederken ve yüksek belirti düzeyleri sosyal gruplar, örgütler ve kültürler ile ilgiliyken, düşük belirti düzeyleri, genler, nöron, nörotransmitter ve hormonlar gibi biyolojik etkilere daha yakından bağlıdır (Cacioppo, Berntson, Sheridan, & McClintock, 2000). Beyindeki kimyasalların, depresyon deneyimini nasıl etkilediğini araştırarak, çalışmanın ve yardım etmenin depresyonu azaltması düşük belirti düzeylerinde sonuçlanabillir. Bu yaklaşım psikologların, Prozac gibi birçok bireyde depresyonu azaltabilen ilaçları geliştirmesine ve reçetelendirmesine müsaade etti. (Williams, Simpson, Simpson, & Nahas, 2009). Orta belirti düzeyinde, bireylerin depresyona neden olabilen olumsuz yaşam deneyimleri ile başa çıkmasına yardımcı olması için psikolojik terapiye yönlendirilir. En yüksek noktada ise psikologlar, kadınlar ve erkekler ve kültürler arasında depresyon yaygınlığındaki farklılıkları araştırır. Bu cinsiyet ve kültürel farklılıklar depresyona sebep olan faktörlerinin iç yüzünü gösterir. Bütün belirti düzeyleri, biyolojiden insana, insandan kültüre, insan davranışlarının daha iyi anlaşılması için gereklidir.
Psikoloji Çalışmasının Zorlukları
Psikolojik çalışmalar son derece karmaşıktır. Çünkü depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkları anlamak ve tedavi etmek kolay değildir.
Belirti Düzeyi Temel Süreç Örnekler
Düşük
Orta Biyolojik
Kişilerarası
Yüksek Kültürel ve Sosyal Depresyon kısmen genetik olarak etkilenmiştir. Depresyon,beyindeki nörotransmitterlerin eylemlerinden etkilenir.
Depresyonda olan insanlar, onları olumsuz etkileyen olayları yorumlayabilirler. Psikoterapi insanlara bu konuda yardımcı olabilir.
Kadınlar erkeklerden daha çok depresyona girerler. Depresyonun yaygınlığı, kültürlere ve tarihsel zaman periyodlarına göre değişir.
Psikolojinin önemli bir amacı bunların sebeplerini anlayarak davranışını tahmin etmektir. İnsanlar farklı durumlarda farklı tepkiler gösterdikleri için tahminler yapmak kısmen zordur. Bireysel farklılıklar fiziksel ya da psikolojik boyutlar üzerinde insanlar arasındaki varyasyonlardır. Diğer önemli bireysel farklılıklar dışadönüklük farklılıklarını, zekayı, özgüveni, endişeyi, saldırganlığı ve uyumluluğu kapsar. Psikologlar ve diğer birçok bilim adamı tarafından yapılan tahminler sadece olasılıktır. Örnek olarak ortalama bir zeka testinde yüksek alabilecek bir insanın, aynı zeka testinden düşük alan bir insandan daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Fakat herhangi bir kişinin tamamen nasıl performans sergileyeceği hakkında çok doğru tahminler yapamayabiliriz. Diğer bir sebep hemen hemen bütün davranışlar birçok faktör tarafından üretilir ya da çoklu belirlenmiştir. Bu davranışları tahmin etmek çok zordur ve bu faktörler farklı belirti düzeylerinde bulunur. Buna ek olarak çoklu nedenler birbirlerinden bağımsız değildirler. Bu örtüşme faaliyet gösterdiği nedeni veya nedenleri kesin olarak belirlemek için onu zorlaştırır. Örneğin; Bazı insanların beyinlerindeki nörotransmitterlerde biyolojik dengesizlikler yüzünden psikolojileri bozulabilir. Ortaya çıkan bu depresyon, çevrelerindeki diğer insanlara karşı daha olumsuz davranmalarına ve daha sonra da bu insanların onlara karşılık olarak olumsuz cevap vermelerine yol açar. Böylece depresyon artar.
Öğrenme Hedefleri : 1- Psikoloji, felsefeden bir bilime nasıl geçti, açıklayın. 2- Psikologları ilgilendiren en önemli sorunların bazılarını sıralayın. 3- Psikolojinin temel yaklaşımları ve her yaklaşımın psikolojiye nasıl katkıda bulunduğunu özetleyin.
Psikolojinin Yaklaşımı Tanım Önemli Kişiler
Yapısalcılık
Temel unsurları ya da psikolojik deneyimin yapılarını tespit etmek için içgözlem yöntemi kullanılır. Wilhelm Wundt
Edward B.
Titchener
İşlevselcilik
İnsanların ve hayvanların şuanda sahip oldukları belirli psikolojik yönlerinin neden geliştiğini anlamak için girişimde bulunur. Wilhelm James
Psikodinamik
Bilinçsiz düşünce ve duygularımızın ve belirleyici davranıştaki anılar ve erken çocukluk deneyimlerimizin üzerinde yoğunlaşır.
Davranış Psikolojisi Objektif zihin incelemenin mümkün olmadığı ve bu nedenle psikologların onların kendi davranışlarını incelemelerinde dikkatlerini belirlemeleri gerektiğini baz alır. Sigmund Freud Carl Jung Alfred Adler
Erik Erickson
John B.Watson
B.F. Skinner
Kavramsal
Sosyal-Kültürel
Algı, düşünce, hafıza ve yargıları içeren zihinsel süreçlerin çalışmasıdır.
İnsanların kendilerini anladıkları sosyal ortamların ve kültürlerin düşünce ve davranışını nasıl etkilediğini inceler. Fritz Heider
Leon Festinger Stanley Schachter
Hermann Ebbinghaus Sir Frederic Bartlett
Jean Piaget