Psikoram Şubat Sayısı

Page 1

HALİLİYE-Şanlıurfa Rehberlik ve Araştırma Merkezi E-Dergi Şubat 2015 Sayı 2

M A R o P s i k

Sanal Zorbalık Muharrem EROĞLU

Sağlıklı Bağlanma Bağımlılığın Panzehiridir Bozan DOĞAN

Sağlıklı Beslenme ve Bağımlılık A. Sinan YILDIRIM

Film ve Kitap Önerileri


ÖNSÖZ Merhabalar. Başta madde olmak üzere bağımlılıkla ilgili problemlerin sıklıkla gündemde olduğu günümüzde, dergimizin ikinci sayısının ana konusunu bağımlılığa ayırdık. Bu sayımızda madde, alkol, sigara, internet bağımlılığı ve sağlıklı yaşam ile ilgili çalışmaları incelemeye çalıştık. Rehberlik ve araştırma merkezi olarak bundan sonraki süreçte bağımlılık konusunda çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Şubat ayı itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı ile Yeşilay arasında yapılan protokol çerçevesinde psikolojik danışmanlara yönelik eğitim programını başlatıyoruz. Bu sayımızda başta Aslıhan YILMAZ olmak üzere katkı sunan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

NOT: Mart sayısında okulda şiddet problemi ve akran baskısı konusunu işliyoruz ,okullarımız da görev yapan meslektaşlarımızın katkılarını bekliyoruz. *RAM PDR bölümüne atanan meslektaşımız A. Sinan YILDIRIM’ a yeni görevinde başarılar diliyor aramıza hoş geldin diyoruz. Uzm. Psikolojik Danışman Bozan Doğan Editör Aslıhan YILMAZ Görsel Tasarım İbrahim UZUN Yayın Kurulu Bozan DOĞAN İbrahim UZUN Gazi TUNÇ A.Sinan YILDIRIM Aslıhan YILMAZ


Psikolojik Danışman Bozan DOĞAN

Sağlıklı Bağlanma Bağımlılığın Panzehiridir

Son zamanlarda bonzai vb.kimyasal uyuşturucu maddelerin yol açtığı ölümlerin medyada daha fazla yer almasıyla madde bağımlılığı ve buna bağlı üzücü sonuçlar üzerine yeniden düşünmeye başladık. Bağımlılık bir sonuç aslında,sebeplere inmeden,kaynağı kurutmadan ,bağımlılığın yol açtığı zararları ortadan kaldırmak mümkün görünmüyor maalesef.Bu ölüm tuzağına saplanan grupları incelediğimizde ,baskın olarak iki kitle önümüze çıkıyor. Bunlardan biri düşük sosyo-ekonomik düzeyde hayatını sürdüren kitle,bir diğeri de ekonomik olarak yüksek gelir durumuna sahip bir diğer kitle. Birinci gruptaki bireyler hayata ilişkin bir isyanın ,öfkenin ,bir çıkış bulma çabasındaki gençler oluştururken diğer gruptakiler ,maddi anlamdaki her ihtiyacının sınırsızca karşılandığı ama anlam arayışında istekleri tam olarak karşılanamayan grubu temsil ediyor. Her iki grubun ortak yönü aile ve toplum tarafından sağlıklı bağlar kurma yönünden tam olarak anlaşılmamış gruplar olmalarıdır. Psikolojide en çok işlenen kavramlardan biri bağlanma kavramıdır. Birey erken yaşlardan başlayarak ailesiyle özelliklede anneyle güven ilişkisine dayalı bir bağ kuramadığında hayat boyu devam eden bir problemi çözme arayışına giriyor. Gelişim kuramcıları anneyle çocuk arasında temassal yaşantının ve süt emme sürecinin istenilen düzeyde olmadığı durumlarda ,ilerleyen yaşlarda değişik takıntıların ortaya çıkabileceğini ifade ediyorlar. Oral fiksasyon olarak tanımlanan ağız takıntısının sigara içme vb. problemlere kaynaklık ettiğini biliyoruz. Madde kullanımının başlangıç aşamasının büyük ölçüde sigara kullanımından başladığını göz önünde bulundurduğumuzda, probleme bu pencereden bakmamızı zorunlu hale gelmektedir.


Aslında basit bir tez gibi gözükmekle birlikte yapılan araştırmaların madde kullanımıyla ilgili çözüm önerilerinin aile faktörleriyle açıklanması bize bu tezin doğruluğunu göstermesi açısından önem taşıyor. Bağımlılıkla mücadele programlarına baktığımızda maddeden arınmayla başlayan tedavi sürecinden sonra rehabilitasyon sürecinin devreye sokulduğunu görüyoruz. Rehabilitasyon aşamasında bireye sağlıklı bir psiko-sosyal ortam sağlanarak aile faktörlerinin devreye girdiğini ve aile bağlarının yeniden dinamik hale getirilerek bağımlılığa sürdürülebilir çözümler arandığını fark ediyoruz. Çözüm aşamasında en büyük dayanak olarak aileyi ve sağlıklı ilişkiyi görüyorsak ,bağımlılıktan koruma adına da aile faktörünü en baştan güçlü tutarsak sanırım çocuklarımızı bu trajik sonuçlardan koruyabiliriz. Ruh sağlığı alanında çalışan uzmanların ,bireyin sağlıklı kişilik geliştirmeleri adına aileleri bilgilendirip motive etmeleri ,madde kullanımı ile ilgili önleyici tedbirlerin en önemlisini oluşturuyor. Madde kullanan gençlerin en büyük tuzağı maalesef arkadaş ortamı oluyor, anne-babaların ihmal ettiği gençler sosyal ve duygusal ihtiyaçları karşılanmadığında kendilerine sahte bir mutlu dünya vaat eden arkadaş ortamlarına yöneldiklerini görüyoruz. Bu noktada ebeveynlerin çocuklarını madde tuzağından koruyacak ve maddenin etkilerini bilebilecek düzeyde eğitilmelerinde ciddi önem taşıyor. Başta okul psikolojik danışmanları olmak üzere ruh sağlığı alanında çalışan tüm uzmanların aile eğitimi konusunda daha fazla duyarlılık göstermeleri, risk altındaki grupları inceleyip önleyici müdahaleleri yapmaları hayati önem taşıyor. Bebeklikten yetişkinliğe kadar olan süreçte ebeveynlere, sevgi temelli kişilik geliştirmenin önemini yeniden hatırlatmamız gerekiyor. Bu süreçte herkese büyük sorumluluk düşüyor. ailenin, eğitimcilerin, din adamları ve kanaat önderlerinin, Yeşilay vb sivil toplum kuruluşlarının, ruh sağlığı alanında çalışan uzmanların, medyanın ve tabi ki devletin ,bağımlılık konusunda birlikte hareket ederek önleyici, tedavi edici ve rehabilite edici çalışmalarda bulunması büyük önem arz ediyor. Sorumluluk hepimizin sırtında dururken bu probleme duyarsız kalma lüksümüz yok. Biz psikolojik danışmanlara düşen görev ,bireyi tanıma çalışmalarını sürdürmek ve aile eğitim programlarında bağımlılıkla mücadele konusunda gerekli bilgilendirmenin yapılmasıdır. Sevgi temelli aile yaklaşımıyla bu probleme kalıcı çözümler bulunabilir. Unutmayalım ki sağlıklı bağlanma bağımlılığın panzehiridir. Sağlıklı bağlanma da sevgi üzerine inşa edilmiş aile bağlarıyla mümkün olur ancak.


Psikolojik Danışman Muharrem EROĞLU Kayseri RAM

SANAL ZORBALIK

Sanal zorbalık, internet aracılığıyla veya cep telefonuyla kısa mesaj atma, sosyal ağlar veya kişisel web siteleri kullanarak, kişiyi rahatsız edici ve kişisel alanına saldırı niteliği taşıyan davranış ve eylemleri ifade etmektedir. Kişiyi tehdit etmek, onunla ilgili dedikodu yapmak, yalan ve incitici sözler kullanmak, cinsel içerikli mesajlarla kişiyi rencide etmek, sanal zorbalığın şekillerindendir. Yapılan araştırmalar bize bu durumun giderek arttığını ve eğer tedbir alınmazsa birçok gencimizin canının yanacağını göstermektedir. Genelde sanal zorbalıkla gerçek zorbalık arasında ilişki bulunmaktadır ve okullarda artan zorbaca davranışlar internet ortamında daha hızlı ve sinsice yayılmaktadır. Israr ederek ve sürekli bu durumu yineleyerek karşıdakine zarar verme şeklinde elektronik ortamda yapılan bu zorbalık türü, antisosyal kişilik özelliklerini taşıyan kişilerce çok kullanılmaktadır. Ama aynı zamanda gerçekte kendini ve öfkesini ifade edemeyen edilgen kişilikler de kendisini gizleyerek, sahte hesap açarak karşıdakine örtülü şekilde zarar vermektedir. Günümüzde sanal zorbalığın giderek yaygınlaşmasında, sanal ortamda tehditkâr ve aşağılayıcı materyalleri olabildiğince çok kişiye çabuk biçimde iletmenin kolay olmasındandır. Bu tür materyallerin web sitelerinde veya sosyal paylaşım sitelerinde diğer bireylerin göreceği şekilde uzun süre paylaşılabilmesi kontrolümüzü zorlaştırmaktadır. İnternet teknolojisi bu tür materyallerin kopyalanmasını ve kopyalanan materyallerin uzun süre saklanmasını kolaylaştırmaktadır. Sanal zorbalıkta kurbanla yüz yüze iletişim kurulmamasının, sanal zorbanın davranışlarının sorumluluğunu almasını hem önlemekte hem de onu cesaretlendirmektedir. Okullarda sanal zorbalığın getirdiği sorunlarla baş etmek için; okul yöneticilerinin, psikolojik danışmanların, öğrenci ve velilere bilgilendirici çalışmaların yapılması yararlı olacaktır. Bu tür çalışmalarla öğrencilerimizin farkındalığını artırmak zorundayız. Hangi durumlarda ne yapmamız gerektiği özellikle velilere aktarılmalıdır. Anne babalara, çocuklarına bilgisayar ve internet erişimi satın aldıklarında görevlerinin bitmediğini ve onları internette meydana gelen tehlikelerden korumak için gerekli önlemleri almaları konusunda bilgiler verilmelidir. Psikolojik danışman, ailelerle işbirliği halinde çocukların boş zamanda neler yapabileceğiyle ilgili yöntemler ve etkinlikler üzerinde tavsiyelerde bulunabilir ve süreci yönetebilir. Pek çok araştırmacının söylediği gibi sınıf, okul bahçesi, okul kantini ve oyun alanlarının yanı sıra sanal ortam da zorbaca davranışlar açısından bir risk alanı haline gelmiştir. Okul içerisindeki tüm görevliler ve özellikle psikolojik danışman mutlaka süreç içinde aktif olmalıdır. Ailelerin bu durum karşısında ne yapacağı kadar çocukların bu duruma sürüklenmemesi için ne yapması gerektiği de düşünülmelidir. Çocuklarının özerkliğine zarar vermeden onları takip etmeleri ve psikolojik açıdan neler yaşadığını anlamaları risk durumlarını azaltacaktır. Her zaman söylediğimiz gibi çocukları anlamak ve onlara yardım etmek, onların duygularını anlamaktan ve buna göre tepki vermekten geçer. Doğru iletişim, onları mağdur olmaktan da, zalim olmaktan da alı koyacaktır.


Psikolojik Danışman A. Sinan YILDIRIM

SAĞLIKLI BESLENME VE BAĞIMLILIK Bağımlılık genellikle sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerle ilişkilendirilirken çoğu zaman yediklerimizle ilişkisi gözardı edilebilmektedir. Bazı besin maddeleri var ki faydalarından çok zararlarıyla gündeme sık sık gelmektedir. Bu yazımızda da başlıca bağımlılık yapan besin maddelerini ele almak istedik. Bağımlılık yapan besinler dediğimizde ilk akla gelenlerden biri şüphesiz kahve ve çay o lm ak tad ır . İ çi nd e bulunan kafein maddesinin bağımlılık yapma etkisinin yanı sıra geleneksel alışkanlıklar da bu içeceklerin bolca tüketilmesine neden olabilmektedir. Oysaki günde 700 mili gramın üzerinde kafein alımı bağımlılık anlamına geliyor, bu da yaklaşık 2-3 fincan kahve ve 7-8 bardak çaya eşit. Bağımlıların yoksunlukları, 'kahve içmeden uyanamıyorum' bahanesiyle başlıyor ve gün içindeki tüm boş vakitler kafeinli içeceklerle dolduruluyor. Gereksinim karşılanamadığında; baş ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk ya da uyku hali, konsantrasyon eksikliği, iş gücü kaybı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkarken, beraberinde depresyon, ülser başlangıcı ve çarpıntı gibi ciddi sağlık sorunları da gözlenebiliyor. Ayrıca kafein barındıran içeceklerin içinde nikotin bulunan tütün mamulleriyle birlikte tüketilmesi sağlık problemlerine davetiye çıkarmaktadır. Sigara ve kahvenin birlikte tüketilmesi bu iki zararlı maddenin metabolizma arafından ilişkilendirilerek alışkanlıkların vazgeçilemez olmasına neden olmaktadır. Bu nedenledir ki sigarayı bırakan kişinin kafein bağımlılığından da kurtulması gerekmektedir. Aksi takdirde kafein ile nikotini beraber almaya alışmış metabolizmanın nikotin eksikliği nedeniyle yoksunluk belirtilerini daha yoğun yaşaması kaçınılmazdır.


Kafein içeren maddeler bolca tüketilirken kafein bağımlılığının yanı sıra şeker bağımlısı da olduğumuzu unutmadan belirtmeliyiz. Günlük yaşamda çay ve kahve bolca tüketilirken içine atılan şekerle de bağımlılıklar maalesef pekiştirilmektedir. Ayrıca şeker sadece çay ve kahvede değil hemen hemen her besinle vücuda alınabilmektedir. Bu nedenle bağımlı olma ihtimali hayli artmaktadır. Çok fazla şeker tüketimi beyindeki ödül mekanizmalarını geliştirmesiyle bilinmiştir bu nedenle de alışkanlıktan kurtulmak çok zor olabilir. Bu da eğer ofis çekmecenizde veya evinizde gofret, jelibon, şeker gibi yiyecekler bulunduruyorsanız, mutlaka onları yemek isteyeceğiniz anlamına gelir. Eğer onlar orada bulunuyor ve sizde bunun için bir tercih yapmak zorunda kalıyorsanız, birçoğunu yemek isteyeceğiniz düşüncesi oldukça yüksektir. Ve yedikten sonra da oldukça iyi hissedeceksinizdir, ancak sadece bir süreliğine ve bir sonraki yeme isteğiniz gelene kadar. Gündemde sürekli bahsedilen bir diğer besin bağımlılığı ise şüphesiz “fastfood” bağımlılığıdır. Fastfood denince akla içinde bolca kafein ve şeker barındıran gazlı içeceklerle fazlasıyla işlenmiş et ürünleri gelmektedir. Hayvansal gıdalar sindirilirken açığa toksikmetabolik maddeler çıkar, ve damarlarınızda gezmeye başlar, ne zamanki hayvansal gıdaları aniden azaltırsınız o zaman adeta diğer bağımlılıklarda olduğu gibi yoksunluk bulguları gün yüzüne çıkar. Bunun yanında bağımlılığı tüm dünya tarafından kabul görmüş olan gazlı içecekler de tüketilince vazgeçmesi zor bir bağımlılıkla yüzleşmek hiç de zor olmamaktadır. Görüldüğü üzere besin bağımlılığı kolayca oluşabilen ama zor vazgeçilen bir durumdur. Bu bağımlılığa dikkat çekmek en az diğer zararlı maddelere dikkat çekmek kadar önemli olduğunu düşünüyoruz ve bağımlılık yapan besin maddelerinin makalemizde belirttiklerimizden çok daha fazla olduğunu hatırlatmak istiyoruz.


Psikolojik Danışman Aslıhan YILMAZ

DİKKAT !!!


Sigara Kullananlarda

ARTAR!!!!!!!


Teknolojide Önerilen Kullanım Süreleri


Psikolojik Danışman Aslıhan YILMAZ

KİTAP ÖNERİLERİ Uzaydan gelecekler, üstlerine, iki ayağı üzerinde duran zeki varlıkların pek çoğunun ağzında dumanlı bir çubukla görüldüğünü rapor edeceklerdir. Kristof Kolomb'dan beri, tütün, yalnızca onu ilk defa gören yabancılara tuhaf gözükür. Yaşam için hiç gerekli olmayan, bu ilk bakışta lüzumsuz gözüken "ek," doğanın ruhu en kırılgan varlığı olan insanın ileri güvenlik ve anlam gereksinmelerini sömürerek, kısa sürede bize bizden bile yakın görünmeyi başarır. 8 bin yıl öncesinin paganist Kızılderilileriyle, günümüzün hedonist toplumlarında aynı oranda rağbet gören, idamla bile önüne set çekilememiş bu küresel tsunamiye yol açan depremin merkez üssü çok derinlerde gözüküyor. Kökleri en derinde olduğu için bize en normal gözüken kazanımlarımızı kullandığından ve yasak meyvelerin en meşrusu olma torpilinin dokunulmazlığını arkasına aldığından, "tiryakilik" ile yumuşatılmış bu devasa bağımlılığın gerçek azmettiricileri, bugüne kadar en Sokratvari sorgulamalardan bile kaçmayı başarabilmiş. Artık zamanı gelmiş olacak ki, elinizdeki kitap, insanlığın ergenliğinde tutunduğu yılan gözüken tütün bağımlılığının azmettiricilerini tüm kadrosuyla ihbar ediyor. www.idefix.com’dan alıntıdır.

FİLM ÖNERİLERİ Film savaş sonrası Fransa'da 1949 yılında geçer. İşsiz müzik öğretmeni Clement Mathieu (Gérard Jugnot) gelen bir teklif üzerine yatılı erkek öğ-

rencilerden oluşan bir okulda işe başlar. "Suyun Dibi" (Fond de l'Etang) adı verilen okulda tamamen birbirlerinden farklı karakterlerden oluşan ve oldukça asi tavırlar sergileyen genelde kimsesiz fakir öğrenciler bulunmaktadır. Okulun müdürü (François Berléand) ise öğrencilere karşı oldukça sert davranmakta, hücre cezası ve dayak gibi acımasız cezalar vererek disiplini sağlamaya çalışmaktadır. Bu gibi cezalar ile hiçbir sonuca varılamayacağını düşünen Clement, cezaların caydırıcı olmak bir yana öğrencilere ispiyonculuğa özendireceğini ve aralarındaki çatışmanın artacağını düşünür. Aklına gelen en iyi çözüm, en iyi bildiği iş olan müzik sayesinde öğrencilere ulaşarak onlara farklı bir dünyanın kapılarını aralayabilmek olur. tr.wikipedia.org’dan alınmıştır.

''Bırakmak İstiyorum'' filminin sigara içen izleyiciler için bir müjdesi var! Zira film, şimdiye kadar sigaranın sağlığa ne denli zararlı olduğunu alışılagelmiş metin ve yöntemler üzerinden izleyiciye sunan yapımların aksine sigara içenleri sigara bağımlılığıyla yüzleştiriyor ve sigaranın aslında yaşanan sıkıntıların çözümünden ziyade bu sıkıntıların nedeni olabileceği noktasının üzerini çiziyor. Terapist ve eğitmen Emre Üstünuçar’ın mesleki deneyimleri eşliğinde sigara bağımlılığına ayna tutan filmin yönetmeni Yücel Yolcu.

www.beyazperde.com’dan alınmıştır.


RAM'DAN HABERLER Şanlıurfa Halk Sağlığı Müdürlüğü Ruh Sağlığı Programları Tütün ve Diğer Bağımlılık Yapıcı Maddeler Şube olarak Madde kullanımın toplumun her kesiminde önlenmesi, risk guruplarının korunması, Madde Bağımlılığı ile mücadelenin etkin bir biçimde sürdürülmesi için yerel ve ulusal anlamda yapılan çalışmaların mevcut durumlarının paylaşılması ve uygulamalarda karşılaşılan sorun ve aksaklıklara çözüm önerilerilerinin geliştirilmesi amacıyla İl Madde Bağımlılığı Kurulu Sekreterya Yürütücülüğü rolünde olan Müdürlüğümüzce 1 Ekim tarihinde ilgili Vali Yardımcısı Aylin KIRICI DUMAN’ın katılımı ile başlamıştır. Şanlıurfa RAM olarak çalışmaya katılan Psikolojik Danışmanlarımız Bozan DOĞAN ve Aslıhan YILMAZ.

Şanlıurfa RAM PDR bölümü olarak Çocuk İhmali ve İstismarı ile Okullarda Akran Zorbalığı- Şiddet Önleme konularında, okullarda görev yapan Psikolojik Danışmanlarımızla beraber çalışmalar yapıldı. Bu çalışmaya katkı sunan tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz.



GÜNCEL HABERLER TÜRKİYE BAĞIMLILIKLA MÜCADELE EĞİTİM MERKEZİ PROJESİ

Yeşilay, Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) kapsamında Türkiye’nin 81 ilinden toplam 487 ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden de 11 formatörü, Sağlıklı Yaşam, Madde, Alkol, Tütün ve Teknoloji Bağımlılığı alanında eğitime tabi tutuyor. “Büyük değişimler küçük bir dokunuşla başlar” sloganıyla yola çıkıldığını ifade eden Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman program hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Bağımlılıklar dokunmadan her çocuğa bizim dokunmamız gerektiği fikriyle üzerinde çalıştığımız bu programda öğretmenlere bağımlı olma riski taşıyan genci tanıma, karşı stratejiler geliştirme ve gençliği tehlikeli süreçlere girmeden koruyabilme yeteneğinin kazandırmayı hedefliyoruz. Bu çalışmamız da, kelebek etkisi oluşturarak ülkemizde topyekûn bağımlılıkla mücadele seferberliğini başlatmış olacaktır.” Yeşilay Bilim Kurulu ve alanında uzman eğitimciler tarafından hazırlanan programda çocuk ve gençlerin bağımlılıklardan korunması için alınması gereken önlemler anlatılırken, çocuk ve gençlerin sosyal ve psikolojik kazanımlar elde ederek bağımlılıklara karşı dirençli hale getirilmesini öngörüyor. Anaokulundan başlayarak Lise çağına kadar her yaş grubuna özel geliştirilmiş içeriklerle Yeşilay bilimsel kanıta dayalı yöntemlerle okul bazlı bağımlılık mücadelesi programına öncülük ediyor. Eğitimlerde okullarda görevli rehber öğretmenler ve branş öğretmenlerine öncelik tanınıyor. Katılımcılar ağırlıklı olarak rehber öğretmenlerden oluşuyor ve çoğunluğu gönüllü. Her alan için tasarlanan Formatör Eğitimi Programı ana hatlarıyla; TBM’yi tanıma, kendi alanlarıyla ilgili derinlemesine bilgi sahibi olma, sunum becerileri ve hedef grup özelliklerine ilişkin eğitim ilkelerinden oluşuyor. meb.gov.tr’ den alınmıştır.


YARARLANEBİLECİĞİNİZ KAYNAKLAR

Çocuk Sağlığı ve Kafein

Alkol Bağımlılarında Psikososyal Uygulamalar, Kısa Girişimler ve Motivasyonu Artırma

Çocuk ve Gençlerde İnternet ve Bilgisayar Bağımlılığı

Madde Bağımlılığı Tanı ve Tedavi Klavuzu

Madde İle Mücadele Öğretmen El Kitabı

Sigarayı Bırakma Yolları

Madde Bağımlılığı Öğretmen El Kitabı

Not: Kaynakları İndirmek İçin CTRL ve Farenin Sağ Tuşunu Kullanın


KARİKATÜR


PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

Adres : Kamberiye Mah. No:57 Akbank Karşısı Haliliye/ŞANLIURFA Telefon : 0414 216 91 00 http://sanliurfaram.meb.k12.tr/ psikoram@gmail.com

facebook.com/ŞANLIURFA PsikoRAM

@PsikoRAM


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.