RAPTİYE No: 28

Page 1

NO.28 MART, 2017


2

U L A S. I N

15

MESAJ VAR .. .. . Atatürkçülük ATATURK KOSESI . . . gezI REHBERI Tayland .. ROPORTAJ Rehber Köpekler Derneği .. SERBET BOLGE Basketbol, NBA & Euroleaugue -. . . DEGISIK Teknolojide Retro . BI' SEYLER . . TEKNOLOJI MyBag . ASTROLOJI Aylık burç yorumları .. .. KULTUR & SANAT

17

NELER YAPTIK?

18

NELER YAPACAGIZ? .. MUTLU GUNLER

3 5 7 9 11 13

Öne Çikanlar

14

9

-

11

Serbest Bölge

- . Bi’Seyler Degisik .

Bu ay Emre Balcı bizlere basketbolun tarihini, NBA’i ve Euroleague’i en ince detaylarına kadar anlatıyor.

Eskiye duyulan özleme teknoloji dünyası bir karşılık vermese olmazdı. Teknolojide retro Emir Gözüm’ün yazısında.

/raptiyedergi

raptiyedergi@gmail.com

. . . . ICINDEKILER

. QR KOD . ILE RAPTIYE'YE O N L I N E

14

Astroloji Dergimizin astroloğu Ece Pirpir bu ay, özlenen aylık burç yorumları ile geri döndü!

www.issuu.com/raptiyedergi


MESAJ VAR!

Merhaba Sevgili Raptiye Okurları;

Geçtiğimiz ay H.İ.S kapsamında gerçekleştirdiğimiz barınak ziyareti, KAÇUV ortaklığıyla organize ettiğimiz doğum günü etkinliği ve ay başında Yeni Ataköy Leo Kulübü ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Atkı-Bere-Eldiven yardımı sonrasında yoğun bir süreci geride bıraktık. H.İ.S projemiz çerçevesinde dönemin 2. barınak ziyaretini ve barınak yapma çalışmalarını çok çetin hava koşullarına rağmen 12 Şubat Pazar günü gerçekleştirdik. Kalabalık bir katılımla, hem üye hem adaylarımız ile birlikte çalışıp hayvanlarla çok keyifli vakit geçirdik. Şimdiden haberini ileteyim, dönem sonuna kadar bir H.İ.S aktivitesi daha yapmayı planlıyoruz. Ardından 21 Şubat’ta gözbebeğimiz olan KAÇUV aktivitesini gerçekleştirdik. Yine Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Kliniği’ndeki çocuklarla birlikteydik ve böylece bir doğum günü etkinliği daha düzenlemiş olduk. Arkadaşlarımız orada çocuklarla birlikte vakit geçirip bir nebze olsun küçücük kalplere umut oldular. Bir sonraki KAÇUV ile doğum günü etkinliğimiz ise 28 Mart’ta gerçekleşecek. Son olarak; 2 Mart Perşembe günü Yeni Ataköy Leo Kulübü ile birlikte Beykoz’da bulunan Bibi Genceli İlköğretim Okulu’nda okuyan çocuklara atkı-bere ve eldiven seti yardımı yaptık. Her daim Atatürk’ün ışığı altında yürüyen Türk gençleri olarak Mart ayının önemi bizim için oldukça fazla. Çanakkale Zaferi bir bağımsızlık mücadelesidir. Orada biz vatanımızı korumak için savaşıp gencecik pırıl pırıl askerlerimizi, evlatlarımızı kaybederken düşman, kirli bir siyasi oyun için topraklarımızdaydı. Çanakkale Savaşı bize çok şeyi öğretti ama belki de en çok Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sessizlik içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” sözleriyle Atatürk’ün eşitlikçi ve barışçıl duruşunu tüm dünyaya öğretti. Hepinize mutlu ve umutlu bir ay dilerim. En Derin Leo Sevgi ve Saygılarımla,

DORUK SAY Fenerbahçe Leo Kulübü

2


ATATÜRK KÖŞESİ

.. . .. ATATURK KOSESI . BURAK KILIÇ

..

..

..

ATATURKCULUK . “Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız.” Mustafa Kemal Atatürk

3


ATATÜRK KÖŞESİ

Mustafa Kemal Atatürk çağa damgasını vurmuş büyük bir devlet adamıdır. Onun devrimci kişiliği Türkiye’yi ve dünyayı doğrudan etkilemiştir. Ne kadar evrensel derecede geçerli düşünceler bütününü ortaya koyduğu ölümünün üzerinden 79 yıl geçmesine rağmen hâlâ yaşayabiliyor olmasından belli değil midir? Atatürk, altı yüzyıl boyunca başka bir toplum biçimi içinde, toplumun kültür ve gelenek birikimi ile yoğurulan bu ülkeyi çok kısa zamanda toparlamış, büyük zorluklar içerisinde yepyeni bir devlet ortaya çıkarmış bir liderdir. Bugün değişik biçimlerde yorumlanan “Atatürkçülük” gerçekte Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun ve sürekliliğinin temeli olan, Türk toplumunu çağdaş, laik, demokratik, katılımcı, uygar ve özgürlükçü bir toplum seviyesine ulaştırmayı amaçlayan düşünceler, ilkeler ve uygulamaların bütünüdür. Atatürkçülük; çağdaş yaşamı kucaklayan her türlü demokratik, akılcı, bilimsel yeniliklere açık, öngördüğü ve gerçekleştirdiği devrimleri daha da ileri götürmeyi gençlere ödev olarak yükleyen bir dünya görüşüdür. Atatürk, milli egemenliği kayıtsız şartsız milletine vermiştir. Bu yüzden onu iyi anlamak, iyi tanımak ve gelecek nesillere doğru kavratmak zorundayız. Çünkü; bugün eğer insanca ve özgürce yaşayabiliyorsak bu, Atatürk’ün kurduğu laik Türk Cumhuriyeti ilke ve inkılapları sayesindedir. Bu ilke ve inkılapları kaybedersek elimizdekileri de kaybederiz demektir. Toplumu yaşatmak, büyütmek ve eğitmek için önce toplumu sevmeliyiz. Düzenli ve yaratıcı bir Türkiye istiyorsak, her şeyden önce bunu yapalım: Birbirimizi sevelim, saygı gösterelim. Çünkü gerçek Atatürkçülük bunu gerektirir. 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 102. yıldönümünü andığımız bugünde Atatürk’ü iyi tanımanın, onu doğru anlamanın ve doğru anlatmanın hepimizin görevi olduğunu yinelemekte fayda görüyorum.

4


GEZİ REHBERİ

. . GEZI REHBERI AYSU BULAK

TAY L A N D Merhabalar, Bu ay gezi köşemizde geçirdiğimiz soğuk ayları unutturacak bir yerle karşınızdayız, Tayland! Ben her zaman yaz insanı olmuşumdur. Soğukları bir türlü sevemedim ve bu soğuk aylarda gidilecek en güzel yer bana kalırsa kışın bile en düşük 25-30 derece olan Tayland. Ocak ayında yaklaşık 10 günümü geçirdiğim bu ülke benim için tam bir cennetti. Bizim tatil planımız biraz ani son dakika oldu ama bu ülkenin son dakika planlarıyla ilgili en güzel yanı Türkiye’den vize istememesi.

10 saatlik bir uçuşun sonunda Bangkok havalimanına iniş yaptık. Planımız ilk üç gün Pattaya sonra 2 gün Phuket daha sonra tekrar 3 gün Pattaya ve son 2 gün Bangkok şeklindeydi. Öncelikle arabayla bir saat mesafedeki Pattaya şehrine gittik. Deniz ken a r ı nd a olan bu şehirde geçirdiğimiz 6 gün içinde de hava sıcaklığı 30 derecenin altına inmedi. Ocak ayında İstanbul’da kar yağarken böyle güzel havalara sahip olmak tatilin en keyifli kısımlarından biriydi. Pattaya’ya gittiğinizde mutlaka yapmanız gereken aktivitelerden biri Tiffany’s Show’a gitmek. Her gün üç farklı saatte yapılan bu şov dünyanın en ünlü travesti kabare gösterisi. Bir çok ödül almış bu gösterinin her dakikasını büyülenerek izleyeceğinize emin olabilirsiniz. Tayland’da “Lady Boy” diye anılan bireylerin de bulunduğu bu gösteriyi izlerken ülkenin estetik cerrahlarının adeta birer sanatçı olduğunu düşünmemek elde değil. Birbirinden güzel kadınların artık hep olmak istedikleri bedenlerinde sergiledikleri dans gösterisi şüphesiz sizleri de büyüleyecek.

5

Tayland’da birçok insanın evinde mutfak bulunmuyor ve bulunsa da insanlar mutfaklarını kullanmayı tercih etmiyor çünkü sokaklarda 2-3 liraya bir öğün yemek yeme imkanınız var. İnsanlar bir öğünü bu kadar ucuza mal edebildikleri için yemek pişirmeyi değil yemeği sokak satıcılarından almayı tercih ediyorlar. Benim bu konuda en çok ilgimi çeken detay, her ne kadar denemeye korksam da 1 liraya kocaman bir poşette satılan kolalar olmuştu. Evet yanlış okumadınız, bir poşet. Benim en sevdiğim meyveler ananas ve mangodur ama Tayland’a gidene kadar resmen mango yemediğimi fark ettim. Bizim Türkiye’de “olmuş” gözüyle bakıp güzel dediğimiz mango, orada “ham ve yenmez” sayılıyor. En güzel tatlılardan biri ise mango dilimleri yanında Hindistan cevizi sütüyle özel bir şekilde pişirilen pirinçle servis edilen mango sticky ricetı. Tatil boyunca ana yemekten çok meyve yemiş olabilirim. Baldan tatlı mangolar ve ananasların yanı sıra birçok mükemmel yeni meyve deneme fırsatı buldum. Meyveler ile ilgili en ilginç

bilgi ise şöyle: Gittiğiniz otellerde, havaalanlarında, alışveriş merkezlerinde, turistik alanlarda kısacası kapalı veya herhangi bir kalabalık alanın girişinde üzerinde çarpı olan bir meyve görebiliyor olmak. Durian adındaki bu meyveyi oldukça kötü kokusundan dolayı kalabalık ve kapalı alanlara sokmak yasak. Bu meyveyi deneyenler ya çok seviyor ya da nefret ediyor. Ben denedim ve çok beğendim ancak annem kokusundan deneyemedi bile. Mangosteen adındaki meyveyi denemeyi ise sakın atlamayın yoksa pişman olursunuz. Meyvelerin kraliçesi olarak adlandırıla bu meyve biz adını duymasak da oldukça ünlü. Yolunuz düşerse denemeniz gereken diğer meyveleri sıralayacak olursam: Snake Fruit, Longan, Rambutan, Dragon Fruit, Pomelo, Rose Apple ve Jack Fruit. Yemeklerden devam edersek eğer yolunuz Phuket’e düşerse Baan Rim Pa adlı mekana mutlaka gidin. Tatil boyunca yediğim en lezzetli yemekleri burada yedim, biraz pahalı olsa da kesinlikle değiyor. Ama yemeğe o kadar para vermek istemezseniz


GEZİ REHBERİ

de her yerde bulabileceğiniz ve yemeden dönmemenizi tavsiye edeceğim yiyecekler şöyle: Hindistan cevizi yanında kızartılmış karides ve ananas içinde sunulan ananaslı pilav. Pilavınızı tavuklu, etli ya da karidesli seçebilirsiniz ama ben en çok tavuklusunu beğendim. Gitmişken bol bol karides yemeyi ihmal etmeyin çünkü Türkiye’ye kıyasla çok ucuza bulabiliyorsunuz. Sokaklarda 30 baht (3 liraya) doyurucu bir porsiyon karides yiyebilirsiniz. Bangkok’ta gece Sirocco Sky Bar’a gidebilirsiniz. Burası Hangover filminin çekildiği bar. Çok fazla talebin olduğu bu bara kadınlar istedikleri kıyafetle alınırken erkekler şort ile içeri giremiyor. O nedenle buraya gidecek baylar kıyafetinize dikkat edin. İstediğiniz kadar şık bir şort giyin, yine de içeri giremezsiniz. Hayır, rüşvet kabul etmiyorlar. Bu katı kural nedeniyle babam içeri giremedi ve annemle beni aşağıda beklemek zorunda kaldı. Burada, “Hangover” ismini verdikleri kokteyllerini mutlaka deneyin. Ben, yur tdışındayken eğer başıma bir ş e y ge l irs e h ay van l ara fazl a s a mi mi ye t ten gele ce ğ in i dü ş ünüyor u m. Tayland’a gelmişken kendinizi mutlaka bir file bırakın ve sizi hor tumuyla havaya kaldırsın, gerçekten o kadar güzel ki. Filleri sevin, besleyin, sarılın. O kocaman hayvanlar onlara muz uzattığınızda o kadar seviniyorlar ki resmen yüzleri gülüyor. Ayrıca, timsah gösterisine gidebilir, kaplanlarla fotoğraf çekebilir ya da gölde timsahları tavuk ile besleyebilirsiniz. Bol bol tapınak gezin. Hepsi inanılmaz, hepsi birbirinden güzel. Ama Bangkok’ta gezerken sizi çevirmeye çalışan, tur reh-

beri olsun olmasın kimseyi dinlemeyin. Bu insanlar sizi kandırmak için gittiğiniz yerin o an kapalı olduğunu veya birkaç saate açılacağını söyleyebilirler. Biz Bangkok’tayken bu tuzağa düştük. Bir rehber, sarayın öğlen saat 4’e kadar sadece Tayland halkına açık olduğunu ve giderek zaman kaybetmememizi, onun yerine kendi turuyla etraftaki tapınakları gezebileceğimizi söyledi. Biz de buraya gelmeden yeterli araştırmayı yapmadığımız için bu dolandırıcılığın farkına varamadık ve inandık. Saat 4’te saraya gittiğimizde öğrendik ki rehberin söylediğinin aksine burayı saat 15.30’a kadar turistler gezebilirken 15.30 sonrası saray sadece Tayland halkına açık. Dolayısıyla sarayı gezemedik. Bu yüzden asla yolda sizi çevirip bir şeyler anlatmaya çalışan insanları dinlemeyin. Daima pazarlık edin. Taksiler taksimetre açmıyor gideceğiniz yeri söyleyince mesafeye göre bir fiyat söylüyor. Aslında taksimetre açılsa 100 baht tutacak yerler için size 500 diyorlar ancak pazarlıkla onu 200 yapabilirsiniz. Taksi yerine daha ucuz olan “Tuk Tuk”lara da binebilirsiniz. Tuk Tuklar çoğu şehirde iki bankın karşılıklı konulduğu arkası açık minik kamyonetler, ancak Bangkok’ta üç tekerli motorlar da tuk tuk görevi görüyor.

Phuket’e gittiğinizde mutlaka bir gününüzü etraftaki küçük adaların turuna ayırın. Bir çoğunda ünlü filmler çekilmiş. Adaların hepsi birbirinden büyüleyici. Eminim filmlerde görmediğimiz diğer adalarda da yakında yeni filmler çekilir.

Tayland demişken masajsız olmaz. Ayak masajları en iyi masaj salonlarında bile 30 lira ancak ayak masajı diyerek geçmemek lazım. Yerine göre 1 veya 1 buçuk saat süren bu masaj odak noktası ayaklar olsa da tüm vücuda yapılıyor. O yüzden bence aroma masajına 100 lira vermektense aynı masajı 30 liraya yaptırabilirsiniz.

Sanırım köşeyi fazlasıyla doldurdum ama daha anlatacak çok şey var. Merak ettiğiniz her şeyi bana sorabilirsiniz. Şimdilik bu kadar, gelecek ay Ceren bizi bakalım nerelere götürecek.

Şu sıralar Tayland halkı yasta çünkü çok ama çok sevdikleri kralları vefat etti ve ülkede bir yıl sürecek bir yas ilan edildi. Gittiğiniz her yerde vefat eden kralın fotoğraflarını görebilirsiniz. Ülkede kral ve Buda çok önemli bir yere sahip. Buda’yla alay eden fotoğraf çekmek, Buda dövmesi yaptırmak vs. Budaya saygısızlık olarak görülüyor ve hapis cezası var. Aynı şekilde kral hakkında kötü konuşmak, ona hakaret etmek de hapis cezası olan bir başka suç. Vefat eden kralın köpeğine Facebook üzerinden uygunsuz yorum yapan bir Taylandlı 37 yıl hapis cezası aldı, aynı şekilde 400 yıl önce ölmüş bir krala hakaret ettiği gerekçesiyle bir akademisyen de hapis cezası aldı. Daha da ilginci sinemalarda film gösterilmeden önce krala saygı duruşu yapıyorlar. Kralın vefatıyla başa gelen yeni kral ise halk tarafından çok sevilmiyor. Halk prensesin başa gelmesini ister ve beklerken, davranışları onaylanmayan prensin kral olması ülkede çoğu insan için şok edici bir olay oldu. Artık Tayland halkını zor zamanlar bekliyor.

6


RÖPORTAJ

.. rop rtaj

Hazırlayanlar: Cansu Gümüşçü & Emir Gözüm

AYIN KONUĞU:

Av. Nurdenİz Tunçer - Rehber Köpekler Derneğİ Başkanı Öncelikle bize kendinizden bahsedebilir misiniz? İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2001’de mezun oldum. 2004’ten beri avukat olarak çalışıyorum. Rehber Köpekler Derneği’nin kurucusu ve 2 Ekim 2014’den beri de derneğin başkanıyım. Rehber Köpekler Derneği'nin başlıca amacı nedir, kimlere hizmeti hedefliyor? Dernek, görme engelli bireylerin toplum içerisinde kendilerine olan güvenlerini arttırarak daha özgür hareket etmelerine yardımcı olmak, görme engelli bireyler ile rehber köpeklerin fiziksel ve psikolojik olarak birbirlerine ve çevreye adaptasyonlarını sağlamak, hukuki bağlamda izlenecek prosedürler konusunda desteklemek ve toplumdaki diğer bireyleri de bu konuda bilgilendirerek farkındalık yaratma amacı ile kurulmuştur. Derneğimiz, Türkiye’nin her yerinde ihtiyacı olan görme engellilere hizmet etmeyi amaçlamaktadır. Nasıl ve ne zaman kuruldu Rehber Köpekler Derneği? 2 Ekim 2014’te Birleşik Krallık Büyükelçisi Richard Moore’un değerli eşi Maggie Moore’un rehber köpeğiyle Türkiye’ye gelmesinden çok etkilendim. Hakan Çelik’in Pazar Keyfi programında gördüm kendisini. Sonrasında evlerinde verdikleri bir davette tanıştık ve “Ben de rehber köpek istiyorum” dedim. Sonrasında Türkiye’de böyle bir dernek kurduk. Dünyada bu tarz kurumların olduğunu biliyoruz. Ülkemizdeki Rehber Köpekler Derneği diğer ülkelere kıyasla farklı mı işliyor? Yoksa birbiriyle bağlantısı var mı tüm bu tarz derneklerin? Rehber Köpekler Derneği, Avrupa Birliği Rehber Köpekler Federasyonu üyesidir ve aynı zamanda Uluslararası Rehber Köpekler Federasyonu adaylığını başlatmıştır. Birleşik Krallık’ta da yaklaşık 48 yıldır bu işi yapan Alan Brooks’tan danışmanlık hizmeti alarak dünyadaki diğer derneklerin kalitesine erişmeyi planlamaktayız.

7

Köpeklerin güvenilir dostluğunun yanı sıra görme engellilere yaşam kolaylığı sağlıyor olması gerçekten inanılmaz. Bir köpek nasıl bu kadar faydalı hale geliyor, bize eğitim sürecinden bahsedebilir misiniz? Eğitimin ilk aşamasında rehber köpek olmaya yapı olarak uygun golden ya da labrador cinsinden seçilen yavrular 6-8 haftalık erişkinliğe geldiklerinde gönüllü ailelere teslim edilir. İkinci aşamada yavrular bir veya bir buçuk yıl gönüllü aileler ile kalır. Bu süreçte yavrular eğitimlerinin bir sonraki aşamasına hazır hale getirilir. Yavruların aile yanında kaldıkları bu sürede eğitimlerinin bir parçası olan temel komutlar eğitmenler tarafından yavrulara öğretilir. Yavruların ilk sosyalleşme aşaması ise aileler tarafından gerçekleştirilir. Rehber köpek eğitiminin son basamağında ailelerden alınan köpekler, özel eğitimli rehber köpek eğiticileri tarafından eğitilir. Eğitimi başarıyla tamamlayan köpekler görme engelli bireylere verilmek üzere hazır hale gelirler. Eğitilecek köpekleri hangi kriterlere göre seçiyorsunuz? Rehber köpeğin ırkının labrador ve golden olması, anne babasının ırkının ve genetiğinin bilinmesi bizim için çok önemli. Ayrıca aday köpeğin travma görmemiş olması gerekiyor. Eğitimin ilk aşamasında seçilmiş köpekler gönüllü ailelere bırakılıyor. Peki her aile köpekleri sahiplenebilir mi? Tüm aile bireyleri yavruya aynı şekilde davranmalıdır. Yavru gün içerisinde 3-4 saatten fazla yalnız bırakılmamalıdır. Kesinlikle balkon veya bahçede bakılamaz, evin bir bireyi olarak görülmelidir ve ev içerisinde büyütülmelidir. Günde en az 3 kere düzenli gezinti saatleri olması gerekmektedir. Yavru ev içerisinde zihin geliştirici oyunlar dışında oyun oynamamalıdır; dışarıda ise top oynamaması önemlidir çünkü obsesif davranış geliştirebilir. Yatağa, kanepelere çıkartılmaması gerekir. Kendi maması dışında yemek verilmemelidir. 18 yaşın altındakiler bakıcı aile olamaz. Bakıcı ailelerimiz başka hayvanları var ise onların diğer köpekler ile sosyalleşmiş olmaları ve negatif tavırlar sergileyen hayvanlar olmamaları gerekmektedir. En önemlisi ise yavruların sevgi ve ilgi ile büyütülmeleridir.


RÖPORTAJ Rehber köpekler tam olarak nasıl bir değişim ve kolaylık yaratıyor bir görme engelli bireyin günlük yaşantısında? En basiti basamaklardan rahatça inebilmek, kapıyı bulabilmek, günlük hayatta kolayca hareket edebilmek ve dışarıda güvenli dolaşabilmek… Özellikle bağımsızlığını sonradan kaybedenler için müthiş bir kazanım. Peki ya neden başka bir hayvan değil de köpekler? Bu soruyu veteriner olmadığım için cevaplayamayacağım ama köpekler mükemmel hayvanlar! :) Eğitim için uygun şartları hazırlamak, eğitim maliyetini karşılamak vs. zor olmuyor mu? Özellikle finansal desteği nasıl sağlıyorsunuz? Derneğimiz bugüne kadar ulusal ve uluslararası sponsor firmalardan destek almıştır. Pek çok dört duvar arası proje vardır. Bizim derneğimizin amacı sadece rehber köpek temin etmek değil insanların yapabileceklerinin ve fırsat verildiğinde nasıl başarılı olacaklarının gösterilmesi için kurulmuştur. Peki ya hayvan severlerin bakış açısı nasıl bu duruma karşı? Bugüne kadar şahsen olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadım. Rehber köpeklerin diğer köpeklerden daha da şanslı olduğunu düşünüyorum. Bizim en yakın dostumuz rehber köpekler, sürekli pozitif yaklaşımlarla iletişim kuruyoruz. Sürekli bir aradayız. Yemek saati, dışarı çıkma saati düzenli ve her dakika sevgi görüyor. Basında sık sık İngiliz konsolosu Richard Moore’un eşi Maggie Moore’un da Rehber Köpekler Derneği ile ilişkisi olduğu haberini görüyoruz. Bildiğimiz kadarıyla kendisi de görme engelli. Bu bağlamda derneğe katkıları oluyor mu? Ya da eğitilen köpeklerden kendisi de faydalanıyor mu? Birleşik Krallık Büyükelçisi Richard Moore’un değerli eşi Maggie Moore derneğimizin öncüsü ve rol modelidir. Kendisinin 6 yaşında İngiltere’den getirdiği mükemmel bir köpeği var. Star Hanım yaklaşık 3,5 yıldır Maggie Hanım’la çalışmaktadır. Maggie Moore derneğimizin öncüsü olduğu için deneyimlerini bizlerle paylaşmakta ve başlattığımız her işte bizi desteklemektedir. Türkiye dışında yurtdışından da destek aldığınız ya da herhangi bir işbirliğiniz, projeniz olan kurumlar var mı? Varsa hangi kurumlarla ne gibi projeleriniz var kısaca bahseder misiniz?

Derneğe destek olmak isteyen bir kişi için hangi yolları önerirsiniz? 3 aşamalı desteğe ihtiyacımız var. Erişilebilirlik: Rehber köpekler ihtiyaç sahibi kişilere verileceği için toplu taşımalarda farkındalık yaratılması faydalı olacaktır. Ayrıca alışveriş merkezlerinde kafe ve restoranlara da girebilmeyi istiyoruz. Gönüllülük: Derneğimiz için gönüllülere ihtiyacımız var, özellikle de gençlere. Yavru köpeklerimiz 1 yıl aile yanında temel eğitim aldıkları için gönüllü bakıcı ailelere de ihtiyacımız bulunmaktadır. Sponsorlar: Derneğimizin uzun vadeli hizmet verebilmesi için sponsorlara ihtiyacı bulunmaktadır. Derneğimiz görme engellilerden bedel almadan onlara rehber köpeklerini temin etmektedir. Sonrasında ise yalnız bırakılmamakta ve rehber köpeklerimize mama yardımı sağlanmakta ve veteriner hizmetleri verilmektedir. Rehber Köpekler Derneği’ne ulaşabileceğiniz adresler: Web sitesi: https://rehberkopeklerdernegi.org/ Instagram hesabı: https://www.instagram.com/rehberkopekler/ Twitter hesabı: https://twitter.com/rehberkopekler Rehber Köpek Kara’nın Instagram hesabı: https://www.instagram.com/rehberkopekkaraa/

Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar projesine seçildik. Ayrıca Avustralya Büyükelçiliği’nin açtığı projelerde ikinci eğitmenimizi göndermek üzere projemiz başarı ile kriterleri sağlamıştır.

9


SERBEST BÖLGE

.. SERBEST BOLGE EMRE BALCI

Basketbol. NBA. Euroleague Merhaba sevgili Raptiye okuyucuları, Ben dönemimizin toplantı yönetmeni Emre Balcı. Bu ay Serbest Bölge’de sizlerle sporun en çok sevilen ve izlenen dallarından biri olan basketbola, NBA’ye ve son yıllarda popülerliğini gittikçe arttıran Euroleague’e göz gezdireceğiz. Basketbol, altı kapalı şeftali kaplarına atılan futbol topları sayesinde ismini belirlemiş ve anlaşıldığı üzere “sepet topu” anlamına gelen “basketball” ismini almıştır. Basketbol aslında son derece basit temellere dayanır. 10 kişi bir topun peşinde o pota senin bu pota benim koşturuyor. Maç bitince en çok sayıyı üreten taraf maçı kazanmış oluyor. Peki bu oyun nasıl keşfedilmiş ve günümüze kadar nasıl gelmiş? 1891 yılında ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Springfield Genç Hristiyan Erkekler Birliği Eğitim okulunun Kanadalı beden eğitimi öğretmeni Dr. James Naismith, atlet ve beyzbolculara kış antrenmanı yaptırmak isterken basketbolu bulmuş-

9

tur. Oyunun bulunmasının üzerinden çok zaman geçmeden oyun, diğer bütün okullara, semtlere hatta jimnastik kulüplerine yayılmıştır. Oyunun bu denli hızlı yayılması çok geçmeden basketbolu Amerika’nın en popüler ulusal oyunu yapmıştır. 6 Haziran 1946 yılına kadar bireysel veya küçük kapalı ligler halinde oynan basketbol bu tarihten sonra ilk kez “Basketball Association of America” (BAA) adıyla ülke çapında büyük şehirlerde oynanmaya başlanmıştır. 3 sene sonra ise BAA, bir diğer profesyonel lig olan “National Basketball League” (NBL) ile birleşerek bugünkü adı olan “National Basketball Association” (NBA) adını almıştır. 1949 yılında ligde irili ufaklı tam 17 takım bulunuyordu ancak kasaba takımlarının büyük şehir takımlarıyla karşılaşması ligin dengesiz bir lig olmasına yol açtı. 1950 yılına geldiğimizde lig 11 takıma, 1954 yılında ise bugün hala NBA’de mücadele eden 8 takıma kadar düştü. Bu takımlar Knicks, Celtics, Warriors, Lakers, Kings, Pistons, Hawks ve 76ers’dı. Bu takımlardan oluşan ligin


SERBEST BÖLGE

mücadele seviyesini ve seyir zevkini arttırmak için 1954 yılında hücum süresi ilk kez NBA’de 24 saniyeye indirildi. 1967 yılına kadar tek lig olan NBA, “American Basketball Association”ın (ABA) kurulmasıyla birlikte kalitesini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bünyesinde New York Knicks, Denver Nuggets, Indiana Pacers ve San Antonio Spurs gibi takımları barındıran lig, 9 sene sonra 1976 yılında NBA ile birleşti. Bu birleşmeden 3 sene sonra 1979’da ABA’de olan ancak NBA’de olmayan 3 sayı kuralı NBA tarafından kabul edildi. Bu birleşmeyle birlikte takım sayısı 22’ye yükseldi. 1989 yılına gelindiğinde takım sayısı 27, 1995 yılında 29 ve 2004 senesine gelindiğinde “Bobcats” takımının kurulmasıyla takım sayısı 30’a yükseldi. Peki Amerika kıtasında bu kadar popüler olan oyun, nasıl Avrupa kıtasına yayıldı ve özellikle son yıllarda NBA’in izlenme oranlarını geçen Euroleague haline geldi? Tarih sayfaları karıştırıldığında oyunun ilk olarak 1893 yılında Paris’in Trevise sokağındaki eski bir jimnastik salonunda oynandığını görüyoruz. Ancak daha sonralarda, özellikle Birinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’ya gelen Amerikan askerlerinin basketbolun daha popüler olmasını sağladığı biliniyor. Avrupa basketbolunun en üst düzey yönetim organı olarak bilenen FIBA ise Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1932 yılında Cenevre’de bazı Avrupa devletlerinin öncülüğünde kuruldu ve 1934 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından tanındı. FIBA, 1950’den beri Erkekler Dünya Şampiyonasını, 1953’ten beri Kadınlar Dünya Şampiyonasını düzenliyor. 1989 yılında kapılarını Dünya’ya sonuna kadar açan FIBA, ismini “Fédération Internationale de Basketball Amateur”den bugünkü adı olan “Fédération Internationale de Basketball”a değiştirmiştir ancak kısaltma ismine dokunmamıştır. Bütün bunların yanı sıra 1935 yılında Avrupalı devletler arasında “EuroBasket” adında bir organizasyon başlatışmış ve günümüze kadar bu organizasyon devam etmiştir. Avrupa basketbolunun gelişmesine büyük katkı sağlayan bu organizasyonun, 1947’den sonra iki senede bir, 2017 yılı itibari ile ise dört senelik dönemlerde yapılacağı kararlaştırıldı. Sonrasında ise

FIBA, 1958 yılından bugüne kadar organize ettiği ve ülke lig şampiyonlarının katıldığı “Avrupa Kupası” adlı bir turnuva daha oluşturdu. Kupa, 1990’lı yıllara gelindiğinde sadece ülke şampiyonlarının değil, diğer ülke takımlarının da katıldığı ve içinde lig mücadelesi de içeren bir görünüme ulaşmıştı ancak 2000 yılına gelindiğinde Avrupa basketbolu büyük bir anlaşmazlık ve ayrılık yaşadı. Bir sene süren bu ayrılığın asıl sebebi “Union of European Leagues of Basketball”un (ULEB) “Euroleague” adı altında yeni bir lig kurması ve FIBA’nın isim hakkını alamadığı için yeni bir lig olan “SuproLeague” i kurmasıydı. Türkiye’nin de dahil olduğu grup FIBA’nın organizasyonunda yer alırken, diğer büyük Avrupa takımaları ULEB’in organizasyonunda bulundu. Türkiye’nin SuproLeague adı altında bir sene mücadele ettiği sene “Efes Pilsen” ve “Ülkerspor” gruplardan çıkmayı başardı. Son 16’da Scavolini Pesaro takımına 2-1 yenilen Ülkerspor elenirken, Lietuvos Rytas takımını yenen Efes Pilsen çeyrek finale, ardından yarı finale çıktı. Sonrasında CSKA Moskova’yı 91-85 yenen Efes Pilsen ligi 3. bitirdi. O dönemin SuproLeague Şampiyonu ise İsrail’İn “Maccabi Elite” oldu. Bir sene süren FIBA ve ULEB ayrılığı sonunda “Euroleague” adı altında birleşmeyi başardı. 2010 yılında Türk Hava Yolları ile sponsorluk antlaşması imzalayan Euroleague’in ismi 2020 yılına kadar “Turkish Airlines Euroleague” şeklinde kullanılacak. Bu sene, Euroleague tarihinde son dörde kalan iki Türk takımı Anadolu Efes ve Fenerbehçe ile birlikte Darüşafaka Doğuş ve Galatasaray Odeabank da ülkemizi Avrupa’da en iyi şekilde temsil etmektedir. İstanbul’da oynanacak olan 2016-2017 Final Four’da; geçen senenin ikincisi ve bu senenin en büyük şampiyonluk adaylarından Fenerbahçe’ye ve diğer Türk takımlarına başarılar diliyorum. Umarım geçen sene kazanamadığımız kupa bu sene İstanbul’da bir Türk takımının ellerinde yükselir. En derin Leo sevgi ve saygılarımla… Emre Balcı

10


DEĞİŞİK Bİ’ ŞEYLER

- .

.

.

DEGISIK BI’SEYLER . . EMiR GÖZÜM

.

TEKNOLOJIDE RETRO

1 - İkonik Konsol: NES

Teknoloji sen ne kadar muazzam bir şeysin! Bu sözle başlayan bir yazı ile dergimizin Teknoloji yazarı Durukan’ın köşesine göz diktiğim sanılmasın… Ama yine de teknoloji güzel şey. Neden diye sormayın çünkü teknoloji hepimizi yaş farkı gözetmeksizin geriye, yani eski zamana götürdüğünde mutlu oluyoruz. Mutlu olmakla kalmıyor hem eğleniyor hem de duygulanıyoruz. İtirazı olan var mı? Yoksa devam ediyorum… Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki “retro” ürünlere bağlanma süremiz, son moda teknolojik ürünlere bağlanma süremize göre daha kısa. Bu süre kişiden kişiye değişkenlik gösterse de retro kelimesinin özellikle modern çağın göbeğinde olduğumuzu tahmin ettiğimiz(!) şu yıllarda hayatımıza daha fazla girmesinin, çoğumuzda eskiye, doğala ve tazeye dönme arzusunun çoğalması ile samimi bir ilişki içinde bulunmasının tesadüf olmadığını düşünüyorum.

İçinizden bazılarının çok çok iyi bildiği bu oyun konsolu, zamanında televizyon karşısına kitleleri saatlerce oturtmayı başardı. Tıpkı şimdiki konsolların bunu başardığı gibi... Şimdi ise Nintendo, efsanevi oyun konsolu olan NES’in Classic Edition versiyonunu piyasaya 60 Dolarlık bir fiyat etiketi ile soktu ve ürün fazlasıyla rağbet gördü. Orijinal boyutlarından da kurtulup kompakt bir boyuta sahip olan bu konsol içinde 30 adet klasik oyun ile birlikte geri dönüyor. 2 - Fotoğraf tutkunları: Polaroid Pop

Retro; yakın geçmişin akımlarını, trendlerini türeten veya taklit eden tarz anlamına gelmektedir ve bu, bilinçli olarak yapılmaktadır. Söz konusu şey en az on beş veya yirmi yıl eskiye ait ise o şey retro sayılabilir. “Şey” diyorum çünkü retro bir elektronik cihaz, bir koltuk takımı, bir elbise, bir vazo ya da bir renk... Kısacası her şey olabilir. Tekrarlamakta yarar var: Retro bir tarzdır. Akıllara “vintage” ile “retro” arasındaki farklar nedir sorusu tam da bu noktada gelebilir... Siz o soruyu aklınızda bırakın şimdilik, o konu bu köşeyi aşabilir :). Son zamanlarda teknolojik cihazlar, retro tarza entegre edilerek eski modelleri ile piyasaya yeniden sunuldular. Kimisi günümüz teknolojisi ile tanıştı ve kullanılabilir halde son tüketiciye sunuldu, kimisi ise sadece koleksiyon amacı ile raflardaki yerini aldı. Şimdi biraz o ürünleri inceleyelim...

11

CES 2017’de tanıtılan son şipşak fotoğraf makinesi olan Polaroid POP, retro ile teknolojinin harmanlandığı bir cihaz olmuş. Hatta ve hatta bu durumun, şipşak fotoğraf makinelerinin yavaş yavaş piyasadan silineceği söylentilerine de adeta sert bir yanıt olduğunu söyleyebiliriz. Kartondan üretilmiş


DEĞİŞİK Bİ’ ŞEYLER şipşak makineler bile mevcut olsa da işin öncüleri tabii Polaroid ve Fujifilm: Her iki firma da sürekli kaliteli bir gelişim sağladıkları şipşak makineleri ile fotoğraf tutkunlarının vazgeçilmezleri arasında bulunuyorlar. Polaroid ise söz konusu modeli ile bir yeniliğe imza atıyor ve şipşak çekilmiş fotoğrafları elektronik olarak da kaydederek kullanıcılarının çektiği fotoğrafları sosyal medya hesaplarında kolayca paylaşmalarına imkan tanıyor. Hatta video dahi çekiyor diyerek bu maddenin de sonuna geleyim. Yoksa bu ürün retro olmaktan çıkacak neredeyse!

BONUS İsteyene günümüzden retro anımsatıcıları! Pacman ve Space Invaders kupaları:

3 - Geri döndü: Nokia 3310

Tetris temalı saat:

Yılan oynamadan duramam diyorsanız buyurun sizi böyle alalım... Henüz çiçeği burnunda bir ürün olan Nokia 3310 hakkında pek fazla şey söylemeye sanırım gerek yok. Şimdinin çocukları bile bu telefon modelini duymuşken buradan ne anlatılabilir ki?

Atari Kumbara:

Netice olarak yazımın başındaki ilk cümleyi şu şekilde değiştiriyorum:

“Retro sen ne kadar muazzam bir seysin!” .

Atari Pong Duvar Kağıdı:

12


TEKNOLOJİ

. TEKNOLOJI DURUKAN CEDiM

MYBAG Her bireyin korkulu rüyalarından biri tablet, telefon, pasaport, evrak çantası, valiz ya da anahtar gibi değerli eşyaları yolculuk sırasında kaybetmek değil midir? Hele ki yurtdışına çıkarken hepsi bir valizin içindeyse ne yaparız? Artık bunlar için endişelenmeye gerek yok sevgili dostlar çünkü bunun için de bir teknoloji var ve sizler için tanıtacağım bu ürünün adı Mybag. Mybag’in mottosu konforlu seyahati aynı anda akıllı teknoloji ve modayla bir araya getirerek yolculuğa yepyeni bir yaklaşım kazandırmak. Mybag valiziniz için özel bir malzemeden üretilmiş bir valiz kılıfıdır. Mybag’in üstündeki akıllı etiketi sayesinde valiziniz kaybolduğunda çok kolay bir şekilde ulaşılabilir. Hem tarzınızı valizinize yansıtmanızı sağlayan hem de kaybolmuş valizinizi kolayca bulmanıza yarayan bir kılıf değil de lütuf edata. Mytag ve Mybag elektronik etiketleri ile değerli eşyalar kaybolma tehlikesinden kurtuluyor. Mybag etiketi, kaybolan değerli valizinizin sizden başka biri tarafından bulunması durumunda, bulan kişinin size yasal sürecin zorluklarına ya da kişisel bilgi paylaşımına gerek kalmadan, en kısa sürede ulaşmasını sağlar. Mytag ise değerli eşyaların üzerine yapıştırmak üzere özel bir teknoloji ile tasarlanmış akıllı etiketler sayesinde eşyaların kaybolması durumunda kolayca bulunabilmesini sağlıyor. Her bir Mytag etiketi üzerinde özel bir kod numarası bulunuyor. Paketi alınca markanın web sayfasına girip etiketleri isminize kaydettikten sonra çanta veya cep telefonunuz kaybolduğunda, eşyanızı bulan kişiler, kaybolan eşyanın üzerindeki etiket aracılığı ile eşyayı sahibine ulaştırabiliyor. Mybag valiz kılıfları, akıllı teknolojisi sayesinde kaybolmalara ve açılmalara karşı daha güvenli. Hem valizleri koruyan, hem güvenliği artıran, hem de valizlere renk katan Mybag, valizler için hazırlanan özel bir malzemeden üretiliyor. Her bir Mybag akıllı valiz kılıfı üzerinde özel bir kod numarası bulunuyor. Mytag’in web sayfasında Mybag kılıfı kullanıcı adına kaydediliyor. Mybag sayesinde valizler tüm dünyada 3 yıl boyunca 7/24 kaybolmaya karşı korunuyor. Şu an için iyi niyetli kişilerin eline mahkum kalınmış gibi görünse de ilerde havalimanları güvenlikleri ya da kayıp eşya bölümleri için ortak bir takip uygulaması geliştirilirse ya da navigasyon veya sinyal iletme gibi bireysel arama özellikleri eklenirse tadından yenmez.

13

Ürünün çalışma prensipleri: Kılıfın üzerindeki kod numarasını www.mybag.com.tr adresine girerek “aktivasyon” bölümünden adınıza kaydedin. Kılıfın bandını açarak, çekme kolu açıklığı bulunan tarafın uygun yerde bulunduğuna dikkat ederek valizinize giydirin. Yapışkanlı güvenlik bandını yerinden çıkartıp cırtın üzerindeki iki ilmekten birden geçirip ikiye katlayarak tamamen yapıştırınız. Güvenlik bandı seyahatiniz esnasında açılmışsa üzerinde yazılar oluşacaktır. Bu durumda valizinizi havalimanından çıkartmadan havalimanı güvenliğine haber veriniz. Valizinizin kaybolması halinde bulan kişiler, kılıfın üzerindeki talimatları izleyerek SMS veya internet yoluyla iletişim bilgilerini Mybag sistemine iletirler. Valizinizi bulan kişinin iletişim bilgileri anında telefonunuza SMS olarak ve eposta olarak gönderilir. Bu sayede hemen valizinizi bulan kişiyle iletişime geçebilirsiniz. Valizinizi teslim aldığınızı www.mybag.com.tr adresindeki hesabınıza giriş yaparak teyit ettikten sonra Mybag, valizinizi bulan kişiye sizin adınıza küçük bir teşekkür hediyesi gönderir.


. ASTROLOJI

ASTROLOJİ

ECE PiRPiR

. MART AYINDA BURCLARI NELER BEKLIYOR? . Koç: Mart ayı daha çok kendine yöneleceğin, zorunlulukları geri planda tutacağın, iş koşturmalarındansa keyfî planların peşine düşeceğin bir ay sevgili Koç ve yükselen Koçlar. Evlilik ve ikili ilişkiler evinin temsilcisi Venüs 4 Mart’ta gerilemesine başlarken eski duygusal yaşanmışlıklarını hayatına taşıyabilir aman dikkat. Boğa: Mart ayında sosyal çevre aktivitelerin hızlanırken Mart başında arkadaşlarınla beraber yapacağın planlarda gerçekçi olmaya özen göster. Ayakların yere yeterince sağlam basmayabilir ve kendi kişiliğinden fazlasıyla ödün verebilirsin. Sanatsal işlerde başarılı taraflarını ön plana çıkaracaksın. 1-4 Mart tarihleri arasında gerçekçilikten uzaklaşmamaya özen göstermelisin. İkizler: 4 Mart’ta aşk ve çocuk evinin yöneticisi Venüs geriliyor. 15 Nisan’a kadar aşk hayatında dikkatli olmalısın. Geçmiş dönem, yarım kalmış tamamlanmamış aşklar gündemine yerleşebilir. Böyle bir durumda eski sıkıntılarını ve sorunlarını çözüme ulaştırabilirsin.

Terazi: Mart gerçekten kazma kürek yaktıracak sana sevgili Terazi. Uzun zamandır problem yaşadığın kişilerle köprüleri yakacağın, ilişkilerini sorgulayacağın bir sürece giriyorsun. Anlayacağın bahar temizliği sadece evinde değil aynı zamanda hayatında da gerçekleşecek. Akrep: Sinsirella akreplere sesleniyorum! Sizden de sinsiler etrafınızı çevrelemiş. Bu ayı kendinize odaklanmakla geçirmenizi önerirken polen alerjilerine de dikkat edin derim. Yay: Bu ayın en duygusal ve naif burcu olan sevgili Yaylar iş veya eğitim hayatındaki başarılı adımlarıyla adlarından söz ettirecekler. Dikkat gerektiren tek nokta cebe giren paranın hesabını iyi tutmayı bilmek. Oğlak: Seçenekler arasında boğulan sevgili Oğlakların yardımına ay başındaki güneş tutulması hızır gibi yetişti. Taşlar yavaş yavaş yerine otururken küçük bir seyahate çıkıp başarıyı kutlamanın tam vakti. Pegasus indirimlerini kaçırmayın!

Yengeç: Ah benim saf yavrum… Aldığın darbeler yetmedi mi? Biraz gözünü aç da etrafındaki insanların gerçek yüzlerini gör. Bak sana fırsat, Mart ayı tüm gerçekleri senin için göz önüne çıkarıyor. Ailenin desteğini de bu süreçte yanına almayı unutma.

Kova: Aşk geliyor aşk! Mart ayı bir kedilere bir de sana yaradı sevgili Kova burcu kadını ve özellikle de erkeği. Girdiğiniz arkadaş ortamlarında tanışacağınız insanlarla yeni aşklara yelken açabilir hatta sürpriz evlilik kararları bile alabilirsin. Anne ve babaların yüreğine indirmeyelim lütfen!

Aslan: Ortak parasal konularda fedakarlıkların bu ay önem kazanırken, seyahatlerin ve iş hayatındaki gelişmelerde bazı geriye çekilmeler, aksilik ve sıkıntılar 4 Mart’ta devreye girebilir sevgili Aslan ve yükselen Aslanlar. 3 Nisan’a kadar yabancılarla yapılacak işlerde, girişimlerde, parasal konularda sıkıntılara açıksın. Önceden ilişkili olduğun insanlarla yolunda ilerlemek önemli olsun.

Balık: Mart ayının burcu sevgili Balıklar. Doğum günü ayınız olduğu için gökyüzü olayları en çok sizleri etkiliyor. Güneş tutulmasının etkilerini ay başında derinden hissettikten sonra adeta detoks dönemine giriyorsunuz. Kendinize sorduğunuz soruların cevaplarını net bir şekilde alacağınız bu dönemde aynı soruları karşı tarafa da sormanızı tavsiye ederim çünkü aldığınız cevaplar sizler için sürpriz olabilir.

Başak: Bu ayı en sessiz sakin geçirecek olan burçsun tatlım. İç hesaplaşmalarını yaptığın, kendine zaman ayırdığın, fırsat buldukça küçük seyahatlere çıktığın muhteşem bir ay geçireceksin.

14


KÜLTÜR & SANAT

.. .. KUlTUr & Sanat ÖZLEM ÖZKAN, MERiÇ TANSi, ZEYNEP DEMiRKILIÇ

Kadınlar, Fİller ve Saİreler

Sónar İstanbul Müzİk Sanat ve Teknolojİ Etkİnlİğİ

Tiyatro sever okuyucularım bu ay, Vahide Perçin, Açelya Topaloğlu ve yasemin Çonka’dan oluşan üç kişilik dev kadrosuyla izleyicileriyle buluşan bir oyun ile karşınızdayım. Komşu oldukları halde birbirine yabancı üç kadının, komik ve trajik varoluş mücadelesinin ele alındığı oyunda; kadınların, erkeklerle ve yaşamla baş etme yöntemleri mizahi ve vurucu bir dille anlatıyor.

Çılgın Raptiye okurları, elektronik müziğe doymaya hazır mısınız? Bu ay size hiç sunmadığımız türde bir konser sunuyoruz! Aynı anda 4 farklı sahnede gerçekleşecek etkinlikte elektronik müziğin geçmişten bugüne yolculuğu mercek altına alınacak. Yalnızca konserlerden oluşmayan bu etkinlikte yaratıcı konferanslar ve atölyelerle de sizleri bekliyor olacak.

Yer - Tarih : Kadıköy Halk Eğitim Merkezi – 21 Mart 2017, 20.30 Caddebostan Kültür Merkezi – 28 Mart 2017,20.30

Yer : Zorlu PSM Tarih : 24-25 Mart 2017

Bİr Demet Muhabbet

Hey! Douglas

Deneyimli oyuncu Demek Akbağ bu oyunda çocukluğunda ev halkına yaptığı gösterilerden başlayarak hayat yolculuğunu sizlerle paylaşacak ve bol kahkahalı, bol maceralı eşsiz anıları ile siz sevenleriyle buluşturacak. İlk tiyatro oyunlarından sinema filmlerine, sahne gösterimlerinden televizyon dizilerine kadar hayatından pek çok kesitin barkovizyon aracılığı ile aktarılacağı “Bir Demet Muhabbet” gösterimi eminiz ki size unutulmaz bir gece yaşatacak!

Türkiye’nin en önemli prodüktörlerinden biri olarak kabul edilen ve deneysel çalışmalarıyla adından sıkça söz ettiren VEYasin, 70’li yılların saykodelik, funk ve soul şarkılarını günümüz cilası ile süsleyip tekrar düzenleyerek bu çalışmaları “Hey Douglas” çatısında toplayıp dinleyicisi ile buluşturuyor. Fırsatınız varken Hey Douglas!’ı yakından dinlemelisiniz!

Yer - Tarih : Mall of İstanbul Sahnesi - 22 Mart, 21.00 Beşiktaş Kültür Merkezi - 7 Nisan, 20.30

15

Yer : Dorock XL Tarih : 31 Mart, 22.00


KÜLTÜR & SANAT

Güzel ve Çİrkİn

power rangers

Kendisine yapılan büyü sonucunda korkunç bir yaratığa dönüşen bir prens, şatosunda aynı büyü sonucu konuşan eşyalara dönüşmüş uşakları haricinde kimsesiz yaşamaktadır. 10 yıl içinde kendisine aşık olacak bir kadın çıkmazsa sonsuza dek canavar olarak kalacaktır. Bir gün Maurice adında bir adam prensin şatosuna izinsiz girince prens yaşlı adamı tutsak alır. Yaşlı adamın olayı duyan kızı Belle şatoya gelerek babasının özgürlüğü karşılığında şatoda tutsak olmayı kabul eder. Önce şatodaki eşyalarla arkadaş olmaya başlayan Belle, zamanla prensin korkutucu görüntüsünün altında çok iyi bir kalp taşıdığını anlar. Bu sırada Belle’e aşık olan avcı Gaston ise prensi öldürüp Belle ile evlenebilmek için her şeyi yapacaktır.

90’ların kült televizyon dizisi olan Power Rangers geri dönüyor! Benzersiz süper güçlere sahip olan bir grup lise öğrencisinin dünyayı kurtarmak adına güçlerini kullandıkları filmin başrolleri arasında Dacre Montgomery, RJ Cyler, Naomi Scott, Becky G ve Ludi Lin bulunuyor. Serinin ikonik kötülerinden uzaylı cadı Rita Repulsa’yı ise Hunger Games serisinde Effie Trinket karakteriyle karşımıza çıkan Elizabeth Banks canlandırıyor. Bilimkurgu türündeki filmin gösterim tarihi 24 Mart.

Jeanne-Marie Leprince de Beaumont’un klasik masalının 2017 uyarlaması olan bu filmde Emma Watson ve Dan Stevens başrolde oynuyor. Film, 17 Mart’ta vizyonda olacak.

Senİ Ne Rehabİlİte Eder? Yaşam alanlarımızda sanat eserlerine yer vermek orada yaşayanların ruhlarına iyi geliyormuş. “Sizi ne rehabilite eder?” sorusuyla oluşturulan bu sergi, sanatın iyileştirici, yenileyici ve geliştirici yönünü resim ve fotoğraf çalışmalarıyla ziyaretçilerine hatırlatıyor. Yer : Bude Psikoterapi Merkezi Tarih : 15 Şubat - 29 Nisan 2017

Cevher ve Zanaat: Kapalıçarşı Ustalarının İzİnde Kapalıçarşı’nın en önemli unsurlarından kuyumculuk zanaatını Osmanlı’dan günümüze yaklaşık 550 yıldır geleneksel yöntemlerle yaşatan ustaların hikâyeleri üzerinden süren bu sergi, cevherin en yalın halden mücevherin en göz alıcı haline bürünmesinin yolculuğunu gözler önüne seriyor. Bunun yanı sıra sadekârlık, mıhlayıcılık, cilacılık, kalemkârlık, minecilik gibi geleneksel üretim kollarına da ışık tutuyor. Yer : Rezan Has Müzesi Tarih : 16 Şubat - 30 Nisan 2017

16


SUBAT’ta

NY

4-5 Şubat

118Y LYÇ Anıtkabir Ziyareti

19 Şubat

Fenerbahçe Leo Kulübü Şubat Ayı Toplantısı ve Kabine Ziyareti

17

NELER YAPTIK?

11 Şubat

İstanbul Heybeliada Leo Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi: Pena Akustik

20 Şubat

118Y LYÇ Şubat Ayı Konseyi

12 Şubat

HİS Projesi, Beykoz Hayvan Barınağı Ziyareti

21 Şubat

KAÇUV ile Doğum Günü Kutlaması

12 Şubat

17 şubat

Anadolu Hisarı Leo Kulübü Şubat Ayı Toplantısı ve Genel Yönetmen Ziyareti

Kızıltoprak Zühtüpaşa Leo Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi: College Party

21 ŞUBAT

25, 26 Şubat

Fenerbahçe Lions Kulübü Şubat Ayı Toplantısı

3. MD Konseyi, Bursa

18 Şubat Sessizlikte Diyalog Aktivitesi

2 mart

Yeni Ataköy Leo Kulübü ile Atkı-Bere-Eldiven Aktivitesi


B U AY

NY / MG

NELER YAPACAGIZ?

10 MART

7 MART

Zeynep Demirkılıç

15 MART

Özlem Özkan

Şevval Yürüten

GIRLS

16 MART

Ecem Gözüm

18


. . KACUV ZIYARETI .

Ebru Gözüm: Hiç tanımadığım çocuklara, en ihtiyaç duydukları zamanda dokunabilmek ve onları biraz olsun güldürebilmek hayatım boyunca unutamayacağım bir deneyimdi. Oya Uludoğan: İki saatliğine bile olsa o sevimli yüzlerin gülümsediğini görmek tüm bu tatlı yorgunluğa değdi. Yapılan küçücük bir etkinliğin bunca miniği bu denli mutlu etmesi beni de çok mutlu etti. Ece Pirpir: Minik bedenlerinde kocaman yürekler taşıyan çocuklarla geçirdiğimiz saatler bana Leo olmanın ne demek olduğunu yeniden hatırlattı.

# s u b a t ta fe n e r b a h c e


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.