RAPTİYE No: 29 by Raptiye Dergi

NO.29 NÄ°SAN, 2017

U L A S. I N

MESAJ VAR .. .. . ATATURK KOSESI .

Minik Gözlerde Mustafa Kemal Atatürk

SERBEST BOLGE

Bahar Depresyonu

DEGISIK . BI'SEYLER .

SPOR

Rehber Köpekler Derneği

Yağlı Güreş

.. TEKNOLOJI MailCell . ASTROLOJI Aşk Astrolojisi .. .. KULTUR & SANAT

NELER YAPTIK?

NELER YAPACAGIZ? .. MUTLU GUNLER

9 10

Öne Çikanlar

. . . . ICINDEKILER

. QR KOD . ILE RAPTIYE'YE O N L I N E

Spor

Teknoloji

Kültür & Sanat

E mre Balc ı bu aydan itibaren yayınlanacak olan spor köşesiyle Raptiye’deki yerini aldı. İlk yazısının konusu ise yağlı güreş! Ata sporumuz hakkında her şey bu yazıda.

Hem iş yazışması ciddiyetimi kaybetmeyeyim hem de mobil telefonumdan pratik bir şekilde yazışmamı gerçekleştireyim diyorsan Mailcell tam sana göre! Detaylar Durukan Cedim’in yazısında.

Zeynep Demirkılıç, Meriç Tansi ve Özlem Özkan sizler için şehirdeki en gözde etkinlikleri derlemeye devam ediyor. İliklerimize kadar baharı hissettiğimiz bu ayın tadını iyice çıkarabilmak için bu köşeye mutlaka bir göz atın!

/raptiyedergi

raptiyedergi@gmail.com

www.issuu.com/raptiyedergi

MESAJ VAR!

Merhaba Sevgili Raptiye Okurları; Foruma sayılı günler kala hepimizi bir heyecan sardı! Bildiğiniz üzere bu forumun bizim için önemi büyük: Preforum 2017’de ev sahibi olacağımızdan dolayı dopdolu bir hazırlk süreci içindeyiz. “KAÇUV ile doğum günü” aktivitemizin üçüncüsünü yine Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastahanesi Onkoloji Kliniği’ndeki çocuklara birlikte gerçekleştirdik. 3 ziyaret şeklinde planladığımız aktivitemizin sponsorluk sayesinde bu ay dördüncüsünü düzenleyeceğimiz için de ayrıca çok mutluyuz. KAÇUV aktivitesi bizim için bir yan hizmet aktivitesi olarak başladı ama gün geçtikçe büyüyüp gelişerek gözbebeğimiz haline geldi. Daha sonra teşekkürlerimi ileteceğim fakat şimdiden emeği geçen, orada aktivitede bulunan, hediyelerin alınmasında katkısı olan, boyama aktivitelerin ulaşımını sağlayan, pasta ve süslemelerle ilgilenen herkese teşekkür etmek isterim. Ve son olarak merakla beklenen gelir getirici aktivitemizden bahsetmek isteirm! 6 Mayıs’ta gerçekleştireceğimiz aktivitemiz için çok heyecanlıyız, yine güzel bir konseptle karşınızda olacağız! Hepinize mutlu bir ay dilerim.

Kültür & Sanat En Derin Leo Sevgi ve Saygılarımla,

DORUK SAY Fenerbahçe Leo Kulübü

ATATÜRK KÖŞESİ

.. . .. ATATURK KOSESI . .

HILMI TUĞKAN GÜLEN

MI NIK GÖZ LER DE MUSTAFA KEMAL ATAT ÜR K Çocuklar için bir kahraman olmaktan ziyade onlar tarafından kahraman ilan edilmek, seçilmek çok zor bir şeydir. Neden diye soracak olursanız cevabı çok basittir aslında. Çocuklar daha o yaşta iken çoğu şeyi bilmezler ve her gördükleri canlı cansız, hayal ürünü veya gerçek herkesi birbiri ile karşılaştırmaya çalışırlar ama onların gözünde kıyaslanmak çok zordur. Kıyaslarken senin ne yaptığına, nasıl davrandığına dikkat etmezler pek; onlar için önemli olan şeyler dışarıdan nasıl göründüğü, tarzı, yakışıklı/ güzel olup olmaması, karizmatik olup olmaması ve özel güçlerinin ne olduğudur... İşin özü, çocuklar kendilerini en yakın hissettiklerini seçerler ya da seçtikleri kişi gibi olmayı isterler. Atatürk öyle bir insandır ki hemen hemen her çocuk için değişen bu kıstaslara rağmen onların kahramanıdır. Peki Mustafa Kemal Atatürk nasıl böyle bir kahraman oldu? Bunu düşünmek lazım ama bir ordunun kumandanı olduğu açıdan ya da Cumhuriyeti getirmiş biri olarak veya “Biz bugün yaşıyorsak Atamız sayesinde yaşıyoruz” düşüncesiyle değil; sadece ve sadece çocukların gözünden bakalım. Yukarıda saydığım birçok özellik ve başarı onun ne kadar büyük ve yüce olduğunu gösterir ama en önemli kısmından bahsetmedim: Başöğretmen oluşundan. Çocuklar için en büyük kahramanlar anneleri veya babalarıdır. Peki onlardan sonra kimlerdir? O da öğretmenleridir. Çocuklar öğretmenlerini severler, onları örnek almaya başlarlar, onların her şeyi bildiklerini düşünürler ve çok değerli olduklarına inanırlar ama onların mesleğini kimin bu kadar saygın bir meslek haline getirdiğini bilmezler. İşte onu öğrendikten sonra asıl kahramanlarını belirlemiş olurlar. Bunu nasıl mı anlarlar? Okula ilk girdiklerinde okunan İstiklal Marşı ile anlarlar, sınıfa ilk girdiklerinde öğretmenlerinden önce tahtanın üstündeki duvarda yada masanın arkasındaki duvarda onun portresini görerek anlarlar, öğretmenleri sınıfa girdikten sonra baktığı ilk şeyin o portre olduğunu gördüklerinde anlarlar, oradaki en üst kişinin öğretmen olmayıp da kah-

raman olarak gördükleri kişinin o portrenin önünde ellerini birbirine kavuşturup o portredeki insana saygı ile bakmalarından anlarlar, o portredeki insana nereden bakarlarsa baksınlar kendilerini izlediğini hissettiklerinde anlarlar, kahraman olarak kabul ettikleri kişilerin onun yolundan gittiğini gördüklerinde anlarlar. Daha yaptıklarını tüm detaylarıyla bilmeden Ulu Önder’e kahraman olarak bakmaya başlarlar. Okuduklarında ise… Hayranlıkları daha da artmaya başlar gün geçtikçe. Okudukça nasıl bir insan olduğunu öğrenmeye başlarlar ve bir şey dikkatlerini daha çok çeker: Öğretmenlere, eğitime verdiği değer. Bir şeyi fark ederler: Yaşamış olsaydı bütün öğretmenlerin karşısında saygı ile eğileceğini. İşte o an anlarlar Atatürk’ün ne denli büyük, yüce bir insan olduğunu ve daha çok araştırmaya başlarlar çünkü artık onun hakkında öğrenecekleri daha çok şeyin olduğunu fark ederler. Merak ederler onun çocuklara verdiği değeri... En güzel kısmı ise budur onlar için; Atatürk’ün çocuklarla nasıl zaman geçirdiğini, çocuklara ne gözle baktığını, onların Ataları için önemini anlamaya başlarlar. Sonunda 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı görürler. Kahramanları tarafından onlara hediye edilmiş bir gün, onların günü. İşte bu değerli günde o çocuklar için dünya durur. Kahramanları tarafından onlara bahşedilen bu anlamlı günün keyfini çıkarmaya başlarlar. Onlara sadece 23 Nisan’ın tadını çıkarmak, her yıl bu günü doyasıya kutlamak ve bunu devam ettirmek kalır. Bize ise böyle yazıları okuyup bir zamanlar çocuk olduğumuzu düşünüp o günleri hatırlamak ve Mustafa Kemal Atatürk’ün nasıl bir insan olduğunu nesilden nesile anlatmak kalır... Sadece insan mı? Pardon. Nasıl bir komutan, nasıl bir baba, nasıl bir cumhurbaşkanı, nasıl bir öğrenci, nasıl bir asker, nasıl bir önder, nasıl bir kahraman ve en önemlisi de çocuklara, çocuklarına nasıl değer veren bir öğretmen olduğunu ve aynı anda bütün çocukları nasıl bu kadar sevindirdiğini anlatmak kalır.

.. SERBEST BOLGE

SERBEST BÖLGE

Oya Uludoğan

BAHAR D EPRESYONU Merhaba sevgili Raptiye okurları, Ben Oya Uludoğan. Bu ay Serbest Bölge’de sizlere hazır bahar ayları gelmişken bahar depresyonuyla başa çıkmak için birkaç yöntem önermek istiyorum. Bahar aylarında gerek yakın çevremiz, gerekse kendimiz belirtilerine sıkça rastladığımız bahar depresyonunun esiri oluruz. Gündelik hayatımızdaki hareketliliğimizin yerini durgunluk, agresiflik, iştahsızlık gibi değişiklikler alır. Halsizlik, kolay yorulma, isteksizlik, dikkat kaybı, iştah ve uyku düzenindeki değişiklikler de en sık rastlanan belirtiler arasında...

6. Vitamin D D vitamini depresyonu yenme için alınması gereken besinler arasındadır. D vitamini vücutta serotonin ve melatonin seviyesini korumaya yardımcı olur. D vitamini içeren besinler tüketilebilir ya da güneşlenerek vücudun ihtiyacı olan vitamin alınabilir.

Peki biz “Bahar Depresyonu”ndan korunmak için neler yapabiliriz?

7. Hobiler Kişiyi mutlu eden ve oyalayan hobiler tavsiye edilir. Kitap okumak, bahçe işleri ile ilgilenmek ya da müzikle uğraşmak depresyon belirtilerinin azalmasına katkıda bulunur. Özellikle bu süreç içerisinde hareketli parçalar dinlenmelidir.

1. Fiziksel aktivite Düzenli olarak egzersiz yapılması önerilir. Bu, genel sağlık açısından önemli olduğu kadar ruh sağlığı için de önemlidir. Aktif kalmak hayati önem taşımaktadır. Sabah erken saatlerde kalkılarak orta düzey egzersizler yapılabilir. Özellikle bisiklet, yoga, kardiyo egzersiz programı ve pilates gibi aktiviteler önerilir. Egzersiz, serotonin hormonunun salgılanmasını teşvik eder. 2. Aydınlatmak Gün içinde vakit geçirilen alanlar mutlaka aydınlık olmalıdır. Kalın perdeler yerine içeriye gün ışığı girmesini sağlayan perdeler tercih edilebilir. Oda, mümkün olduğunca havalandırılmalı ve aydınlatılmalıdır. Duvar renginin de koyu olması önerilmez. Daha ferah renkler seçilebilir. 3. Beslenme düzeni Beslenme düzeninin ruh sağlığı üzerinde etkisi vardır. Sık sık ve az, ancak hafif yemekler yenmelidir. Beslenme düzeni içerisinde vitaminler ve antioksidanlar açısından zengin besinler bulunmalıdır. Günde bir porsiyon fındık gibi kuruyemişler ve meyve tüketilmelidir. Çok şekerli ve yağlı gıdalardan kaçınılması önerilir. 4. Uyku düzeni Uyku düzeni depresyonu yenmede oldukça önemlidir. Günde 8 saat uyunması önerilir. Ancak gece geç saatlerde yatılmamalı ve sabahları da erken kalkılmalıdır.

8. Alkol ve kafein Aşırı kafein ya da alkol ve aşırı şeker tüketimi depresyonu tetikleyebilir veya belirtilerini fazlalaştırabilir. Özellikle alkol tüketiminin artırılması intihar düşüncelerinin tetiklenmesine neden olabilir. Bu nedenle alkol ve kafeinli içecekler bir süre tüketilmemelidir. 9. Uçucu yağlar Nane yağı, limon yağı ya da lavanta yağı buhar uygulamasında kullanılabilir. Sıcak suyun içerisine eklenerek sudan çıkan buhar teneffüs edilmelidir. Suyun içerisine birkaç damla yağ eklenmesi yeterli olacaktır. Bu uçucu yağlar banyo suyuna da katılabilir. Sıcak bir banyo rahatlama ve sakinleşme sağlayacaktır. En etkili çözümlerden biri de bu yağlardır. 10. St John’s Wort bitkisi St John’s Wort diğer adıyla “hypericum”, bilinen doğal antidepresanlar arasındadır. Pek çok doktor tarafından reçete edilmektedir. Uyku düzenini geliştirmeye yardımcı olurken aynı zamanda bilinen bir yan etkisi yoktur. Ancak yine de kullanmadan önce doktora danışılması gerekir. Konuyla ilgili çeşitli uzmanların görüş ve önerileri bu şekilde. Umarım herkese yardımcı olabilecek bir yazı olmuştur. Bir başka yazıda görüşmek üzere, hoşçakalın!

5. Arkadaşlara ve aileye zaman ayırmak: Arkadaş ve aile ile geçirilen vakitler artırılabilir. Bu ruhsal açıdan da kişiye destek sağlar. Konuşmak ve bir şeyleri anlatarak paylaşmak her zaman daha iyidir.

DEĞİŞİK Bİ’ ŞEYLER

- .

DEGISIK BI’SEYLER . . EMiR GÖZÜM

LEGO ILE CANLANDIR HAYATI ! LEGO’nun ilk olarak oyma tahtalar ile tasarlandığını ve Danimarkalı marangoz bir babanın (Ole Kirk Christiansen) oğluna oyuncak yapmak için hayata geçirdiği bir faaliyeti olduğunu biliyor muydunuz? Halbuki hepimiz LEGO ile çok küçük yaşta tanıştık, oynadık, yarattık ve tüm LEGOlarımız da plastiktendi! Kendisine oyuncak yapılan evlat büyüyünce babasıyla birlikte çalışmaya başladı ve şirketleri Danimarka deyişi ile “leg godt”, yani “iyi oyna” adını alarak markalaştı. Bu plastik oyuncaklar, The LEGO Group adlı şirket tarafından resmi olarak 1949’dan beri üretilmekte. LEGO kelimesinin Latince anlamının ise “Bir araya getiririm” veya “Toplarım” olduğu iddia ediliyor. İlk başlarda sadece tuğla şeklinde olan basit parçalara çubuklar, çarklar, küçük adamlar, tekerlekler ve elektrikli aksamlar gibi farklı şekillerdeki parçalar eklendi ve bu sayede hemen hemen her şeyin inşa edilebileceği bir çeşitlilik sağlanmış oldu. İşte bu çeşitlilik içerisinde hayata geçirilen bazı çalışmaları sizlerle paylaşmak istiyorum. Karşınızda LEGO ile canlandırılmış 10 tarihi eser!

. 1- PISA KULESI

LEGO ile canlandırılmış ve ilk olarak “Dünya Kültürel Mirasları”na ait LEGOların sergilendiği “Piece of Peace” fuarında görücüye çıkan Pisa Kulesi; İtalya’nın kuzeyindeki Pisa şehrinde 1173’te inşa edilmiş olup, şehrin Mucizeler Meydanı’nda yer alır. 56 metre yükseklikteki bu kule, üst üste bindirilmiş yuvarlak 6 sütun dizisinden meydana gelmektedir ve temelindeki zeminin çökmesi nedeniyle, kule bitirildikten sonra güneye doğru eğilmeye başlamıştır. Kulenin ağırlık merkezinin izdüşümü, temel dairesinin içinde kaldığı için kule hala devrilmemekte, fakat her yıl 0.7 mm daha eğrilmektedir.

Piramidin ve sfenksin LEGO canlandırması da tıpkı Pisa Kulesi gibi “Dünya Kültürel Mirasları”na ait LEGOların sergilendiği “Piece of Peace” fuarında yerini almıştır.

3- MOAI

Moai, Büyük Okyanus’ta Şili’nin batısındaki Paskalya Adası’nda bulunan yekpare taştan yapılan insan heykellerine verilen isimdir ve 887 adet olarak Rapa Nui insanları tarafından M.S. 1250 ve M.S. 1500 yılları arasında yapılmışlardır. Heykellerin kafaları tüm heykel boyunun tam olarak üçte biri kadardır ve en büyük heykel 20.65 metre uzunluğundadır. Ada insanları, medeniyetleri sona erdiği için kendi kültürlerine ait bu heykelleri de yıkmışlardır.

2- KEOKS PIAAMIDI

Dünyanın Yedi Harikası’ndan günümüze ulaşan tek eser olan Keops Piramidi, Firavun Khufu için M.Ö. 2500 civarında inşa edilmiştir. Günümüzde Kahire’nin parçası olan Gize Mezar Kenti’nde bulunan üç piramitten en büyük ve en eskisidir. Aynı zamanda dünyadaki en büyük yekpare taştan heykel olan Sfenks de bu üç piramide eşlik etmektedir. Sfenks, yatan aslan figürü ile firavun kafasının birleşiminden oluşmaktadır.

4- KOLEZYUM M.S. 90 yılında inşaatı biten bu arenada eğlence amaçlı gladyatör dövüşleri, halk gösterileri, taklit deniz savaşları, hayvan avcılığı gösterileri ve tiyatrolar yapılıyordu. Roma’da bulunan Kolezyum, 2007’de Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak seçildi.

DEĞİŞİK Bİ’ ŞEYLER Kolezyum, 2012’den beri bu tür modeller yapan “The Brickman” (Tuğla Adam) lakaplı Ryan McNaught’un yaptığı ilk LEGO modeli olmakla birlikte, modelin yarısında amfitiyatro, antik zamanlardaki şekliyle görülürken, diğer yarısında günümüzde turistleri ağırlayan bir ören yeri olarak görülüyor.

5- TYRNNOSAURUS REX Tyrannosaurus Rex (T-Rex) 150 milyon ila 65 milyon yıl önce yaşamış etçil bir dinozordur. Arka ayakları üzerinde yürüyen T-Rex’in boyu 14 metreyi, ağırlığı ise 7 tonu bulabiliyordu. T-Rex’i, kameramanları, kaşifleri, uzmanları ve öğrencileriyle işte tam bir paleontoloji karmaşası karşınızda.

6- TAC MAHAL Tac Mahal, Babür İmparatoru Şah Cihan’ın eşi Mümtaz Mahal’ın ölümü ardından Hindistan’ın Agra şehrinde yaptırdığı, eşinin ve kendisinin mezarlarını da barındıran mimari bir komplekstir. Temeli 1632 yılında atılmış olan bu eserin inşası 22 yıl sürmüştür. 2007’de Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri seçilen Tac Mahal’in bu devasa LEGO modeli, Endeonezya’daki LEGOLand isimli Eğlence Parkı’nda bulunmaktadır.

7- CIN SETTI .

Çin’in kuzeybatısı boyunca uzanan ve dünyanın en uzun savunma duvarı olarak bilinen Çin Seddi, yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte 6.000 km uzunluğundadır. İnşası M.Ö. 221 ile M.S. 608 yılları arasına denk gelmiş olan bu duvarın şu anda ayakta olan kısmı ise 2.500 km. kadardır. Şimdiye kadar bir LEGO modeli olarak hayata geçirilmiş pek çok tarihi eser bulunmaktadır fakat bu sayımızda bu kadar eser yeter bence :) Bu kararım ile birlikte Değişik Bi’ Şeyler’in de bu sayımızdaki sonuna gelmiş olduk. Ama aşağıdaki çizgi filmleri tahmin etmeden bir sonraki sayfaya geçmeyin sakın! Hem çok kolay hem de çok eğlenceliler.

Bakalım Alman reklam ajansı Jung von Matt‘ın çalışmasındaki çizgi film karakterlerini tanıyabilecek misiniz? 6

SPOR

SPOR EMRE BALCI

Bir Ata Sporu: YagLI GÜRES. Merhaba sevgili Raptiye okurları. Gecen ay yazdığım “Basketbol, NBA ve Euroleague” yazımdan sonra “Neden daha fazla yazmayayım?” dedim ve bu aydan itibaren Raptiye’de spor köşesi yazmaya karar verdim. Bu köşede her ay bildiğimiz, bilmediğimiz veya ülkemizde oynanmayan bir spor dalını ele alıp sizlere anlatmaya ve tanıtmaya çalışacağım.

SPOR

Gelelim bu ayın sporuna. İlk yazım için ata sporumuz olan yağlı güreşi seçtim. Tarihte Türklerden önce eski Mısır ve Yunan askerlerinin vücutlarını yağlayarak güreştikleri bilinse de biz Türkler bu sporu geleneksel hale getirerek uzun yıllardan beri düğün törenlerinde, zafer şölenlerinde ve baharın gelişini kutlarken güreşmekteyiz. Genel hatlarıyla bakıldığı zaman yağlı güreş, sporcuların vücutlarına saf zeytinyağı sürerek güreşmesidir. Güreşçilerin vücutlarındaki yağ, birbirlerini tutmalarını zorlaştırdığı için sporun temeli kuvvet ve denge üzerine kuruludur. Şüphesiz ki yağlı güreş denince akla ilk gelen yer Kırkpınar’dır. Peki Kırkpınar’ın adı nerden gelmektedir? Kırkpınar Güreşleri’nde Edirne’nin fethi olan 1362 yılı esas alınmaktadır. 1349’larda Sırpların işgaline son vermek üzere Selanik’e doğru yol alan Türk askerleri, bir Hıdrellez günü Edirne yakınlarındaki Ahir Köy’de konaklamışlardır. Pehlivanlık, Türklerde hem bir gelenek hem de savaş hazırlıkları olduğundan, kırk yiğit, 1349 yılının Hıdırellez’inde güreşe başlamışlardı. Güneş batarken kapışmalara son verilince, bu kırk yiğit de bulundukları yere düşerek son nefeslerini vermiş ve şehit oldukları yere gömülmüşlerdir. Ertesi gün bir de bakmışlar ki, her yiğidin can verdiği yerde bir pınar fışkırmış. Bunun üzerine oraya “Kırkpınar” adı verilmiş ve her yıl Hıdırellez’de burada toplanarak güreşmek adet haline getirilmiştir. Kırkpınar’da yapılan güreşlerin ulviliği, burada son nefeslerini verinceye kadar güreşenlerin şehit düşerek unutulmazlar arasında yer almaları dolayısıyla “Kırklar Pınarı” veya o yörede çok sayıda suyun akmakta

olduğunu vurgulamak için aynı zamanda “Çeşme” anlamına gelen “Pınar” kelimesini kullanarak “Kırkpınar” olarak adlandırılmış olduğu söylenmektedir. Her ne olursa olsun, Süleyman Paşa’nın komutasında Rumeli’ye ayak basan ilk Türkler arasında yer alan yiğitlerin, hiçbir şekilde anlaşmalı güreşe yanaşmadan, ölünceye kadar güçlerini denemeleri, birbirlerine denk bu yiğitlerin emsalsiz bir mücadeleden sonra son nefeslerini vermeleri, onları tarihe mal etmiştir.

Peki kişi nasıl pehlivan olur? Kendine güvenen ve güreşçi olmak istiyen herkes pehlivan olabilir. Tabii bunun için önce lisanslı güreşçi olmak gerekiyor çünkü yağlı güreş, klasik minder güreşi ile paralel olduğundan güreş sporcuları dilerlerse yağlı güreş müsabakalarına katılabilirler. Her güreşçi lisanslı olduğu kulübü temsil eder. Sonuç olarak kulübümüzün cengâver erkek ve kadınları dilerlerse pehlivan olabilirler, kesin bilgi yayalım!

Pehlivanlar, göbeğin altından diz kapağının altına kadar inen ve deriden yapılma “Kıspet” adlı pantolonları giyerler. Kıspetlerini giyen pehlivanlar daha sonra yağ kazanının başına gelmekte ve Kıble’ye dönerek üç İhlas bir Fatiha okuyup pirleri Hazreti Hamza’ya dua ettikten sonra cazgır tarafından seyircilere tanıtılmaktadır. Cazgır, çayırda güreşecek olan pehlivanların adlarını, lakaplarını ve oyunları seyircilere aktaran kişidir. Pehlivanlar er meydanına çıkış yaptıktan sonra belirli bir zaman içinde puan alarak yenişirler. Güreş müsabakalarının bir diğer olmazsa olmazı ise davul ve zur n adı r. K a pı şm al ar sı ra sı nd a d av ul- z ur n a savaş havaları çalar ve bu havalar güreşlerin başından bitişine kadar devam eder.

Bu sene Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin 656.’sı 14-15-16 Temmuz’da gerçekleştirilecek. Daha önce gitmemiş biri olarak güreşleri yakından izlemeyi çok istiyorum. Bakarsınız belki bu sene birlikte gideriz… En derin Leo sevgi ve saygılarımla…

Üç gün süren müsabakaların sonunda galip gelen pehlivan “Kırkpınar Başpehlivanı” unvanını alır. Bu unvan Kırkpınar’ın en büyük unvanıdır. Kırkpınar’da Başpehlivan olan güreşçi, 1 yıl süreyle altın kemerin sahibi olur. Ancak, aralıksız üç yıl üst üste Başpehlivan olan güreşçi, altın kemerin sürekli sahibi olur.

TEKNOLOJİ

. TEKNOLOJI DURUKAN CEDiM

MAILCELL Değerli Raptiye Dergisi okurları, Bu ay yazımda Mailcell’i ele alacağım. Peki nedir bu Maillcell? Mailcell; şirket yazışmalarını, uzun e-posta beklemelerini ve “Bu e-posta adresinin uzantısı neydi? Ortasında nokta var mıydı?” gibi dertlerden sizleri kurtaracak çok güzel ve milli bir uygulama. Mobil mesajlaşma uygulamalarının daha hızlı bir iletişim sağlaması sebebiyle şirket içi yazışmalarda kullanılması son dönemde oldukça popüler bir hale geldi. Ancak resmi olması gereken yazışmalar gündelik hayatta kullandığımız mesajlaşma uygulamaları üzerinden ilerleyince, yazışmaların ciddiyeti kaybolmaya başladı. Şirketlerdeki bu sorunu gören iki Türk genç girişimci, mobil telefonlar vasıtasıyla, şirket yazışmalarının resmi şirket dilini korurken hızlıca ilerlemesini sağlayan Mailcell’i kurdu. Bu iki girişimcimiz ve Simonco Holdings katkısıyla ortaya çıkan Mailcell, telefon numaralarına e-mail atma özelliği sunmasıyla öne çıkıyor. Mailcell’i akıllı telefonlarınıza indirdikten hemen sonra bu uygulamaya sahip olan kullanıcılar rehberinizde otomatik olarak listelenir. E-posta göndermek için kimseyi kişi listenize kaydetmek zorunda değilsiniz. Birçok sohbet uygulamasında bir mesaj göndermek için telefon numarasının rehberde kayıtlı olması bir zorunluluk olsa da Mailcell bu yükümlülüğü tamamen ortadan kaldırmaktadır. Yani kişinin e-posta adresiyle uğraşmak yerine numarasına mail atabileceğiz.

Mailcell, e-mail adreslerimizde kullandığımız noktalama işaretlerini de hayatımızdan çıkarıyor. Örneğin, “durukan.c_123@ yahoo.com.tr” gibi bir mail kodlamak zorunluluğu Mailcell ile birlikte ortadan kalkmış oluyor (Numaram sizde varsa o mail bana düşecek). Uygulamanın sunduğu bir diğer kolaylık ise konum, fotoğraf, video, ses kaydı, kişi ve dosyaların hızlı bir şekilde karşı tarafa gönderimi için uygulama içerisinde tuşların bulunuyor olması. Bu sayede dosya gönderimlerinde anlık mesajlaşma uygulamalarındaki kadar kolay dosya aktarımları gerçekleşmiş oluyor. Mailcell, okunmamış postaları, her iki kullanıcı için de (gönderen ve alıcının) yanında mavi bir etiketle gösteriyor. Posta gönderen, mektubun mavi etikete göre okunup okumayacağını kolayca anlayabilir. Ayrıca Mailcell, birçok genel e-postayla aynı ekranda çalışıyor ancak e-postanın telefon defterinize kayıtlı birinden gelip gelmediğini öğrenebiliyoruz. Yani kişiyi tanıyıp tanımadığımızı anlamak gayet kolay oluyor ve son olarak özel e-postalarımızı “Lockedbox” kısmında bir şifre ile saklayabiliyoruz. Mailcell, IOS ve Android’de yerini almış durumda. Beğenenler, aklına yatanlar hemen indirip denemeye başlayabilirler!

ASTROLOJİ

. ASTROLOJI ECE PiRPiR

ASK ASTROLOJISI .

Hangi burçla daha iyi anlaşırız? Hangi iki burcun evliliği mükemmel olur? Hangi burçlar ilişkide kıskançtır? Tüm bu soruların cevabı Nisan sayısı astroloji köşemizde. İyi okumalar!

Koçlar için en ideal eş Terazi’den çıkar. Katıldığı her ortamın kralı olmak isteyen Koçlar, mükemmel bir beraberlik için Terazi ve Yay’dan şaşmamalı. Başak, Oğlak ve Balıklarla ise huzuru için aynı ortamda bulunmamaya bakmalı!

Terazi’nin kara listesindedir. Aslan, Yay ve Balık burçları ile duygusal ilişkilerde uyumu yakalayamayan Başaklar için en ideal eş Kova ile Terazi’den çıkar. Yengeç ve Başak’la da güzel aşklar yaşanabilir.

Boğa için en uygun sevgili adayı Terazi. Hayatı coşkuyla karşılayacak bir aşkın özlemini çeken Boğalar için en ideal partner Oğlak, Terazi ve Aslan burçlarından çıkar. İkizler, Yay ve Kova’yla ise aşkta hiç uyuşamazlar.

Duygularını kolay kolay kimseye açmayan Akrepler; Terazi, Aslan ve Balıklar ile çok uyumlu beraberlikler yaşar. Koç, Kova ve Yay ise aşkta Akreplere hiç hitap etmez.

Kendi burcundan bir partnerle ideal uyumu yakalayan İ k izler ; Yay ve K ova’y l a d a mut lu b era b e rl ik le r ya ş aya bilir. Balık, Oğlak, Akrep, Boğa ve Başak burçları ise İkizler’e hiçbir şekilde hitap etmez.

Özgürlüğüne düşkün Yaylarla anlaşmak pek kolay değildir. Burçlar arasında onları en iyi anlayıp, isteklerine karşılık verecek insanlar Koç, İkizler ve Kova burçlarından çıkacaktır. Teraziler de Yaylar için ideal eş adayları arasındadır.

Yengeç ve Balık; işte uygun bir çift karşınızda duruyor. İki burç birbirini her konuda destekler. Balık, maddeden uzak bir yapıya sahiptir ve bu konuda tüm sorumluluğu size bırakır.

Birlikte yaşamanın çok zor olduğu Oğlaklar; Başak, Terazi ve Balık’la iyi anlaşır. Aslan ile İkizler ise onların köşe bucak kaçtığı burçlardır.

Birlikte olduğu insanın ayaklarını yerden kesecek kadar ateşli bir aşık olan Aslan; İkizler, Boğa ve Koç’la dillere destan olacak bir beraberlik yaşar. Başak, Oğlak ve Balık ise Aslan’ı mutsuz eder. İkizler ile Aslan’ın aşkı, adeta tutku abidesi! Sevgisiz yaşamakta zorlanan Terazi burcu insanları için en uygun partner yine kendi burcundan çıkar. Kova, Aslan, Akrep ve Boğa’yla da çok iyi anlaşırlar. Başak ile Balık ise

Keyiflerine düşkün ve soğukkanlı Kovalar için ideal burçlar İkizler, Terazi ve Yengeç. Arkalarına bakmadan uzaklaşacakları burç ise kesinlikle Akrep. Duygusal Balıkların dilinden en iyi anlayanlar arasında Oğlaklar, Koçlar ve Akrepler var. Balıkların her zaman mesafeli durduğu İkizler ve Kovalardan ise Balıklar için ne köy olur ne de kasaba.

KÜLTÜR & SANAT

.. .. KUlTUr & Sanat ÖZLEM ÖZKAN, MERiÇ TANSi, ZEYNEP DEMiRKILIÇ

Bİr Parça Plastİk - Hemzemİn

Güneşİn Sofrasında-Nazım İle Brecht

Bu ay karşınıza hepinizi şaşırtacak bir oyun ile çıkıyoruz. Anne, baba ve çocuktan oluşmuş hiçbirimize yabancı gelmeyen sıradan bir aile var karşımızda. Peki ya bu aile evlerine bir yardımcı almaya karar verirse? İşte oyunumuz bu aşamada ilginç bir hal alıyor. Sizi birazcık meraklandırdıysak bu oyunu kaçırmayın derim.

Genco Erkal’ın 20. yüzyıl edebiyatının iki doruk noktasını, Nâzım Hikmet ile Bertolt Brecht’i biraraya getirdiği güneşin sofrasına; Kurt Weill, Hanns Eisler, Zülfü Livaneli, Fazıl Say, Timur Selçuk, Cem Karaca, Edip Akbayram gibi ustaların eserleri eşlik ediyor. İnsan zekasını doyuran bu mizah dolu ve kışkırtıcı sahne şöleninde, Tülay Günal ve Genco Erkal, dünyanın hâl-i pürmelalini, baskıyı, zorbalığı, adaleti, savaşı, barışı, hapisliği, vatan hasretini, kısaca yaşamaya dair herşeyi tartışıp, daha adil ve paylaşımcı bir dünyaya duyulan özlemi dile getiriyorlar.

Yer : DasDas Tarih : 22 Nisan 2017, 20.30

Yer : Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Tarih : 25 Nisan 2017, 20.30

HoliFest İstanbul ‘17

Geçen ay sayımızda elektronik müzik severlere hitap etmiştik, bu ayki sayımızda da klasik müzik severlere seslenmek istiyorum. Bu ay, İstanbul’daki sevenleriyle buluşacak olan Emily Wells müziğini alternatif, klasik ve deneysel olarak tanımlıyor. Bu tanımlama kafanızı karıştırıyorsa eğer, bu konsere bir göz atmalısınız bizce.

Geleneksel Hint Kültürünün en büyük bayramı olan ve dünyanın 50’den fazla ülkesinde her yıl coşkuyla kutlanan Holifest, ikinci kez Türkiye’de! Hint mutfağının birçok çeşidini bulabileceğiniz restoranlar, Hint kınası atölyeleri, Hint dans grupları, dünyaca ünlü Hintli DJ’ler, Hint giysi ve aksesuarlarının sergilendiği butiklerle Hint kültürünün tüm güzellikleri bu festivalde sizleri bekliyor.

Yer : Zorlu PSM Tarih : 20 Nisan 2017, 21.00

Yer : İstanbul Event Garden Tarih : 22-23 Nisan 2017

. FESTIVAL

Emily Wells

KÜLTÜR & SANAT

Hızlı ve Öfkelİ 8

Dalİda

Dünya turu yapan ekip, her üyesinin temize çıkmasıyla birlikte normal hayatına geri döner. Dom ve Letty evlenip balayına giderlerken Brian ile Mia da emekli olmaya karar vermiştir. Ancak , gizemli bir kadın olan Chiper, Dom’u hedef almış durumdadır. Dom’u tekrar suça bulaşmaya ikna eden Chiper, Dom’u sevdiği ve güvendiği insanlardan da ayıracaktır. Bu olayın şokunu atlatmaya çalışan ekip, Cipher ve Dom’u durdurabilmek için eski düşmanları Deckard Shaw’un da yardımına ihtiyaç duyacaktır. Sinema tarihinin en uzun soluklu film serilerinden biri olmaya aday Hızlı ve Öfkeli’nin sekizincisi 13 Nisan’da vizyonda!

Mısır’da İtalyan bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, 1950’lerden 80’lere dek birçok farklı dilde, bir kısmı Türkçe aranjmanlarla da farklı şarkıcılar tarafından söylenmiş onlarca unutulmaz şarkıya imza atmış Dalida’nın yaşam öyküsü sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Dalida’nın hem profesyonel hem de özel yaşantısından önemli detayları sunacak olan film 28 Nisan’da gösterime girecek.

Feyhaman Duran. İkİ Dünya Arasında

Opera-Bale Kostüm Sergİsİ

S e r g i , Os m a n l ı İ m paratorlu ğ u’nd an C um hur i ye t ’e ge ç i ş s ü re c i n i n tüm çatışma ve gelişmelerini, tüm yaşamı boyunca Doğu ile Batı’yı aynı anda deneyimleyen sanatçının eserleriyle gözler önüne seriyor. Sanatçının; Pa r i s ’te k i e ğ i t i mi sıra sınd a e t k isi al t ın a g i rd i ğ i e m pres yoni s t lerden hareketle Süleymaniye, Boğaz ve Adalar’ı tasvir ettiği peyzajları İstanbul tarihine toplu bir bakışı mümkün kılıyor. 19. yüzyıl hattatlarının eserlerinden, sanatçının ve eşinin yazı-resim kompozisyonlarına kadar birçok farklı eseri bu sergide bulabilirsiniz.

Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü’nün işbirliğiyle hazırlanan serge; sahne sanatlarının önemli bir anlatım unsuru olan kostüm tasarımının, opera ve bale temsillerindeki örneklerinin orijinal kostümlerini, aksesuarlarını, orijinal çizimlerini, röprodüksiyon ve fotoğraflarıyla beraber izleyicilere sunuyor. Kendinizi o dünyanın bir parçasıymış gibi hissedebileceğiniz bu renkli sergiyi kaçırmayın derim.

Yer : Sakıp Sabancı Müzesi Tarih : 24 Ocak - 30 Temmuz 2017

Yer : Kadıköy Süreyya Operası Tarih : 10 Mart - 06 Haziran 2017

martta

4 MART

NELER YAPTIK? 10 MART

5 MART

Kulüp Güçlendirme

Fenerbahçe Lions Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi: Lions of Rock konseri

8 MART

2. Toplu Staff Toplantısı

Anadolu Hisarı Leo Beykoz Leo Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi: Geleneksel Sinema Etkinliği

13 Mart

18 MART

19 Mart

19 MART

118Y LYÇ Mart Ayı Konseyi

Beykoz Leo Kulübü 25. Yıl Balosu

Zirve Lions Kulübü Mart Ayı Toplantısı ve Üye Giriş Töreni

Fenerbahçe Leo Kulübü Mart Ayı Toplantısı ve Üye Giriş Töreni

12 MART

Anadolu Hisarı Leo Kulübü &amp; Anadolu Boğaziçi Leo Kulübü Mart Ayı Ortak Toplantısı ve Üye Giriş Toplantısı

21 MART

Ulusal Aktivite: Renkli Duvarlar

Yönetim Kurulu toplantısı

Fenerbahçe Lions Kulübü Mart Ayı Toplantısı

25 MART

28 MART

KAÇUV ile 3. doğum günü etkinliği

3. Dogum Günü Etkinligi

B U AY

NY / MG

NELER YAPACAGIZ?

. 4 NISAN

Hande Akyıldırım

. 8 NISAN

GIRLS

Çağla Pekçeçınar

. 12 NISAN

Ebru Gözüm