. NICE YILL A
R
AP . TIYE
AĞUSTOS, 2016
. . .
-
30 AGUSTOS ZAFER BAYRAMI
sayfa 10
SERBEST BÖLGE Frida Kahlo
TECH & TECH Pokemon Go
,
sayfa 5
sayfa 12 MODA Hedi Slimane Gökhan Ayalp
RA
1
yil
F N ERB LEEO KULA.H. C. E UBU. .
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
.. . IÇINDEKILER .
ATATÜRK KÖSESI . 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
. .
.
DEĞIŞIK BI’ ŞEYLER PELUŞ OYUNCAKLAR
TECH & TECH ,
POKEMON GO
KÜLTÜR, SANAT, SPOR
. LEZZET KÖŞESI
. ALKOLSÜZ SANGRIA
2
A
YF
SA
4 6 10 14 17
3 8 13 17
3 5 8 12 16
MESAJ VAR
SERBEST BÖLGE FRIDA KAHLO
RÖPORTAJ
. UZMAN PSIKOLOG . . . . EMINE ÖZÇIVICI AYHAN
MODA HEDI SLIMANE
NELER YAPTIK? NELER YAPACAĞIZ? MUTLU GÜNLER
18
.
ASTROLOJI
AĞUSTOS - 2016
Fenerbahçe Leo Kulübü NO: 21
MESAJ VAR!
KÜNYE Editör
Özlem Özkan Merhabalar Değerli Raptiye Okurları, Ağustos ayında yine dopdolu bir sayıyla karşınızdayız… Temmuz ayı toplantımızı Temmuz&Ağustos ayı konseptimiz olan Basın Özgürlüğü temasıyla sadece ülkemizde kutlanan “24 Temmuz Basın Özgürlüğü” gününde gerçekleştirdik. Dönemin ilk toplantısında yanımızda olan herkese tekrar teşekkür ederim. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz ay ülke gündemimiz her ay olduğundan biraz daha karışıktı… Biz de bu karmaşanın insanda yaratabileceği etkiler üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Emir ve Cansu’nun Uzman Psikolog Emine Özçivici Ayhan ile yaptığı röportajı ilerleyen sayfalarda bulabilirsiniz. Ağustos ayı ise ülkemizin düşman işgalinden kurtulmasına vesile olan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin zaferle sonuçlanmasını kutladığımız değerli bir güne ev sahipliği yaptığından bizler için ayrı bir öneme sahip… Dolayısıyla 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutlar; ülkemize geleceğe dair umutla bakacağımız günler dilerim.
Grafik Tasarım Adnan Ayvaz
YAZARLARIMIZ Röportaj
Cansu Gümüşçü, Emir Gözüm
Lezzet Köşesi
Çağla Pekçeçınar
Değişik bi’ şeyler Ecem Gözüm
Teknoloji
Durukan Cedim
Moda
Şevval Yürüten
Astroloji
Ece Pirpir
Kültür - Sanat - Spor
Erce Kunter, Özlem Özkan, Meriç Tansi, Zeynep Demirkılıç KONUK YAZARLARIMIZ Esen Erdemgil, Kerem Sağlam raptiyedergi@gmail.com Desteğinden dolayı Murat Şenel’e teşekkür ederiz.
DORUK SAY Fenerbahçe Leo Kulübü 2016-17 Çalışma Dönemi Başkanı
3
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
Atatürk Köşesi 8
1881-
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI iç şüphesiz 30 Ağustos 1922 günü, Türk tarihi için çok önemlidir çünkü Büyük Taarruz ya da Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırılan ve bugünkü sınırlarımızı büyük ölçüde belli eden savaşın bitiş tarihini temsil eder. Uzun zamandan beri sürekli savunma yapan Türk ordusu, Büyük Taaruz ile birlikte ilk kez saldırıya geçmiştir… İtilaf Devletlerinin yardımıyla İzmir'i işgal eden Yunan kuvvetlerinin ilerlemesi; tarihe 1. İnönü ve 2. İnönü olarak geçen savaşlarla durdurulmuşken, 23 Ağustos 1921'de Yunan ordusu yeniden saldırdı. Yunanlar tekrar bozguna uğratılırken, Sakarya Meydan Savaşı zaferle sonuçlanmış oldu. Bu zaferden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve de Gazi ünvanı verildiğini hatırlamakta fayda var… Bu savaşın perde arkasında gelişen en önemli sonucu ise 20 Ekim 1921'de Ankara Hükümeti ile Fransa arasında imzalanan anlaşma olmuştur. Bu anlaşma ile Fransa, Türkiye'ye karşı katı bir politika izleyen İngiltere'den yolunu ayırarak çekilmeye başlamıştır. Bu arada İtalyanların da Temmuz 1921'de Antalya bölgesinden çekilerek Yunanistan'a karşı Türk tarafını destekleyen bir tavır sergilemesiyle müttefikler arasındaki anlaşmazlıklar gün yüzüne çıkmıştır. Çekilen düşman ordularının arkada bıraktığı silahlar ve Sovyetler Birliği’nden aktarılan mali yardımlar da kazanılan avantajlar arasındadır.
4
Şubat 1922'de Londra ve Paris'te yapılan görüşmelerde uzlaşılamaması sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi taarruz kararı alır ve Mustafa Kemal Paşa'nın başkomutanlığı süresiz olarak uzatılır. Gelişen olumsuz olaylar; 26 Ağustos 1922'de başlayan, Gazi Mustafa Kemal’in bizzat yönettiği ve bu sebeple Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak da bilinen büyük taarruza sebep olmuştur. Savaşın sonunda ise vatan toprakları düşmandan tamamen temizlenmiştir. Bu büyük zaferin neticesinde İtilaf Devletleri ile 11 Ekim 1922'de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanmış ve böylece İtilaf Devletleri işgal ettikleri topraklardan resmen çekilmişlerdir. Savaşla kazanılan zaferlerin bitiş tarihi olarak kabul edilen 30 Ağustos, ilk olarak 1923'te Ankara, Afyon ve İzmir'de şenlikler halinde kutlanmıştır. 1935 yılında çıkarılan bir yasayla da ülke genelinde Zafer Bayramı olarak kabul edilmiştir. Her sene coşku ile kutlamaya devam etmek ümidi ile. En derin Leo sevgi ve saygılarımla.
Hazırlayan: Kerem Sağlam
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
emgil d r E n e an: Es y a l r ı z Ha
Herkese merhaba ben Esen. Bu ay, size dünyanın en mücadeleci kadınlarından biri olan Frida Kahlo’yu anlatmak istiyorum. Hayatı “Bunlar sadece filmlerde olur” diyeceğimiz türden dramlarla dolu olan ama her şeye rağmen azimli, cesur ve kendine güvenen bir kadının etkileyici hikâyesi…
“TAHTA BACAK”
Üzülerek hatırlatmak isterim ki gerçek sanatçılar bugün hak ettikleri koşullarda rida, 6 Temmuz 1907 yılında Meksika’da doğmasına rağmen doğum gününü yaşamıyorlar ve çalışma yerleri birer birer kapatılıyor. Atatürk Kültür Meksika Devrimi’nin gerçekleştiği 7 Merkezi'nde, Operası'nda, Fulya Sanat'ta Harbiye Muhsin Ertuğrul'da, Temmuz 1910 olarak Süreyya kabul etmiştir. Kadıköy Haldun Taner sahnesinde ve birçok farklı sanat merkezinde dolu dolu İşte bu yıllarda, yatağa mahkûm 18 Hayatında ilk iz bırakan ve “Bir gerçek varsa o etkinliklerin gerçekleştirildiği günlere hasretiz. Ben, aktif olarak AKM'nin Frida yıkımı, bu zorlu hayat yolculuğunu 13 yaşındaki genç Frida, zaman geçirmek da bedenime acının ilk kez o gün girmiş Temmuz 1954’te akciğer ebolisi teşhisi Devlet diye Opera ve Balesi'nin kapatılmasına yapılan katılıyorum. için resimkarşı yapmaya başladı.çalışmalara Yatağının olduğudur.” bahsettiği olay daha altı ardından gelen vefatıyla tamamladı. Bedeni ve gecelerin yaşındayken düşüp emeküzerine olmayayakıldı. hak kazanGeçmiştebirongezinti dört sırasında sene baleye vermiş“gündüzlerin ve devlet sanatçısı Küllerini ise çocukluğunu geçirdiği celladı” olarak bahsettiği bir ayna çocuk felci geçirmesiydi. Bu kaza sonucu bir ve sonrasında mış olan ben, biraz kırgın, biraz da pişmanım. İyi yaşam koşullarına sahip olmakDiego ile de yaşadığı Mavi astırarak kendi otoportrelerini çizdi. ayağı topal kaldı. Etrafındaki birçok kişi Ev’de bulabilirsiniz. Birçoğumuzun aklına ettim Frida ve Kahlo pahasına profesyonel yolumu terk akademik hayata kendisine “Tahta Bacak Frida” balerin demeye olma dendiğinde çarpıcı güzellikteki otoportreleri başladı. Frida güçlü karakteri sayesinde bu döndüm. Bale tutkum, en ufak hatırlatıcı uyaranla karşılaştığımda içimde Frida’nın bu zorlu hayatı ilginizi çektiyse gelmektedir. Bunun sebebi yaptığı 143 lakaba aldırış etmedi, söyleyenlerle hep Rauda Jamis’in sızlayan bir yaraya dönüştü. Ve biliyorum ki ülkemizde sanata, spora ve bilime Frida Kahlo: Aşk ve Acı tablonun 55’inin otoportre oluşudur… savaştı. romanını okumanızı ve Salma Hayek’in verilen değerin asgari olması sebebiyle onlarca hatta yüzlerce kişi başrolünde sanatından olduğu Frida filmini izlemenizi Mücadeleci ruhunun yardımıyla hayatta Okul yılları Frida’nın geleceğini şekillenvazgeçmeye mecbur kalıyor. şiddetle tavsiye ederim. kalması bile bir mucizeyken o, yürümeyi diren önemli bir dönem oldu. Siyasi
Frida Kahlo
başardı. Bu yıllarda sanat ve siyasetle düşünceleri, edindiği dostlarının etkisiyle Frida Kahlo’nun hayatından izler taşıyan tekrar başladı. yapmaya şekillenmeye başladı. Fakat okul hayatını Ülkemizin gelişmişlik endeksinin ilgilenmeye son sıralarda yer Resim alması yalnızcatabloları ekonomik ve onlar üzerine küçük açıklamalarla devam etti, sanatçılarla ve politikacılarla ailesinin yaşadığı ekonomik güçlükler yazımı sonlandırıyorum. Hepimiz için güzel değişkenlerden değil; Atatürk'ün arzuladığı tüm bu dallardaki elim eksikliklerçeşitli toplantılara katılarak günlerini sebebiyle yarım bırakmak zorunda kaldı. bir ay olsun. geçirdi. 1929’da Meksika Komünist Ardından bir matbaada çalışmaya başladı ve Partisi’ne üye oldu. burada çizim yeteneğini keşfetti. Henry Ford Hospital(1932)
millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme
O ünlü aşkı işte bu yıllarda başladı. Fil ile Hayatını tamamen değiştiren olay ise Eylül güvercinin aşkı. Diego Rivera ve Frida 1925’te yaşadığı kazaydı. Okul dönüşü eve Kahlo. Diego, Meksika’nın Michelangelo’su gitmek üzere bindiği otobüs bir tramvayla yazıkBuki, medeniyet alanında yer almaktan ilelebet olarak insanlık anılan çok sıfatıyla ünlü bir ressamdı. çarpıştı. büyük kazadan mucize eseri sağ yüksek 25 yaşAtamızı büyüktü. Çapkınlığı ile anarken; onun kurtulan Frida maalesef hayatı boyunca bu bir Frida’dan mahrum kalacaklardır". Eşsiz lider olan saygıyla ün salmıştı. Ama her şeye rağmen ilk kazanın etkilerini unutamadı. Hayatının en bizden neler yapmamızı istediğini, bizimle olsaydı neler konuşmamızı arzu tanıştıkları andan itibaren Frida’nın karanlık yıllarını geçirmesine sebep olan bu edeceğini tahmin edebiliyorum ve bunları çokbaşarmıştı. demeden çevremizdeki çocuk ve The Two Fridas(1939) büyük aşkıaz olmayı İlişkilerini, olay anında yaşadıklarını "Oturma yerinin Sağdaki Avrupai tarzda sonraki yıllarda da evliliklerini kimse kolu, kılıcın boğayı delmesi gibi, benigerektiğini delip gençlerle paylaşmamız belirtmek istiyorum. Bir çocuğu tiyatro, giyinen, soldaki ise Meksika onaylamadı. Frida bu durum ile ilgili geçti." şeklinde anlatmıştır. Gerçekten de yerlisi tarzında giyinen sinema, opera, müzik ile buluşturmak çok büyük bir değişime yol açabilir. Tüm Frida'dır. Avrupalı Frida’nın “Senin çirkin olduğunu söyleyen annemden demir çubuklardan biri Frida’nın sol kalbinden çıkan damar nefret ettim. Sana benim gibi bakamayan kalçasından girip leğen kemiğinden çıktı. Meksikalı Frida‘nın kalbine, herkesten. Senin güzelliğini görememelerini Frida, 32 kez ameliyat oldu ve uzun bir oradanHepimiz da Frida'nın elinde na dönüştürmeyen insanlar yapacaktır. Her mesleği icra edebiliriz. anlayamadım hiç…” demiştir. Çift, bu dönemini hastanede geçirdi. Tüm hayatı duran küçük aksesuara işimizde çok başarılı olabiliriz; dahası, Ama uzanır. Bu aksesuarın büyük veCumhurbaşkanı fırtınalı aşkın yanında bile sağlık çıkabiliriz. boyunca korseye muhtaç kaldı; omurga ve üzerinde Diego‘nun çocukluk sorunlarıyla, aldatmalarla ve başarısızlıklarla bacağındaki düzenli ağrı sebebiyle de hep acı sanatçı olmak bambaşka bir yetenek ve çalışmadır. resmi vardır. Burada Frida, uğraştı. Ama her şeye rağmen yıllarca çekti. Onu en çok etkileyen durumlardan biri Diego‘yu hem kocası hem çocuğu gibi gördüğünü birbirlerine anne, baba, çocuk ve yoldaş de bu kaza sebebiyle ileride anne olamayaanlatmak istemiştir. Enöğrenmesiydi… derin Leo sevgi ve saygılarımla. oldular. cağını
Frida kaza sonucu çocuk sahibi olma ihtimalinin çok düşük olduğunu biliyordu. İki kez hamile kalmasına rağmen ikisini de doğuramadı. Birçok resminde yer verdiği gibi bu resimde de kendini bebeğine sıkı sıkıya bağlamıştır.
5
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016 ECEM .. .. Gozum
Peluş Oyuncakları Kim Sevmez ki? Hele ki işin ucunda önemli bir mesaj varsa…
Alıcı (Parçalanmış)
Verici (Eskisi kadar oynanmayan, az hasarlı)
Verici Oyuncağın Bacağı
Merhaba Sevgili Okurlarımız, u ay Raptiye’de birkaç zaman önce görüp gerçekten etkilendiğim bir projeyi sizlerle paylaşmak istedim. Özellikle bizler gibi sosyal sorumluluk projelerine kendisini adamış kişilerin böyle yaratıcı projeler karşısında ne kadar etkilendiğimiz ortada. Dilerim ülkemizde de böyle güzel projeler tasarlanır ve hayata geçirilir. Kim bilir belki de bizler buna ön ayak oluruz… Bundan tam 4 yıl önce Fenerbahçe Leo Kulübü olarak biz de 118-R Konak Leo Kulübü organizasyonuyla LÖSEV yararına oyuncaklar satın alarak yönetim çevremizin hizmeti olan Bir Oyuncak Bir Gülümseme projesine destek olmuştuk. Sizlerle bu yazımda paylaşacağım projenin adı “Second Life Toys”. Japonya’da organ bağışı bekleyenlerin sayısının her geçen gün artması nedeniyle harekete geçen “Second Life Toys”, Transplant for Toys (Oyuncaklar için Organ Nakli) adını verdiği bir kampanya başlattı. Bu projenin yaratıcısı ise Dentsu çalışanı Akira Suzuki ve bir iş arkadaşı. Kampanya ile; oynanmayacak şekilde zarar gören peluş hayvanlar, başka oyuncaklardan “organ nakli” yapılarak yeniden sahipleriyle buluşturuluyor. Oyuncaklarına yeniden kavuşan çocuklar da donör oyuncakların sahibine içten birer teşekkür mektubu yazıyor. Ortaya ise gerçekten değişik ve belki de eskisinden daha cool görünen oyuncaklar çıkıyor. Fotoğraflarda pek çok örneğini görebileceğiniz gibi ejderha kanatlı palina, köpek bedenli bir geyik veya maymun kollu bir ayıya sahip oluyorsunuz.
6
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016 “Teşekkürler! Bay Zürafa eski iyi haline kavuştu.”
OYUNCAKLAR
ALICI
VERİCİ
TEŞEKKÜR MEKTUBU
Japon organ nakli grubu Green Ribbon Campaign de farkındalığı ve katılımı arttıracağı için bu projeyi destekliyor. Second Life Toys’un asıl amacı tabii ki de Japonya’nın organ bağışı konusuna bakış açısını değiştirmek. Zira Japonya'da organ nakli ihtiyacı olan 14 bin kişiden sadece 300'ü uygun donörü bularak ameliyat olabildiğinden nakil bekleyen çocukların sayısı da her geçen gün artıyor. Bu nedenle oluşturulan bu tarz dikkat çekici projeler büyük önem taşıyor. Ülkemizde de organ bağışı gerçekten üstünde durulması gereken bir konu. Her yıl Türkiye’de yaklaşık 2 bin kişi organ nakli beklerken hayatını kaybediyor ve bağış konusunda farkındalığımız yeteri kadar olmadığından pek çok sağlıklı organ maalesef toprak altında çürüyüp gidiyor. Türkiye'de en fazla organ bekleyen ve her geçen yıl sayısı artan hastaların başında ise böbrek hastaları geliyor. Umuyorum ülke olarak bu konuya hassasiyetimiz daha fazla artar ve pek çok kişinin hayatı kurtulur. Umut dolu bir ay geçirmeniz dileğiyle… Oyuncak Ejderha Kanadı
Oyuncak Sincap Kuyruğu
Oyuncak Geyik Kulağı
Oyuncak Maymun Kolu
Oyuncak Ayı Bacağı
Oyuncak Köpek Gövdesi
7
AĞUSTOS - 2016
Fenerbahçe Leo Kulübü
Hazırlayanlar : Cansu Gümüşçü, Emir Gözüm
Uzman Psikolog Emine Özçivici Ayhan Raptiye’nin bu ayki sayısında konuğumuz Uzm.Psk.Emine Özçivici Ayhan. Kendisi ile kısa zaman önce ülke gündemimize yerleşen çok ciddi bir konu hakkında görüştük ve sizler için sohbet ettik…
Merhaba… Raptiye için değerli vaktinizi bizlere ayırdığınız için teşekkürlerimizi sunarız. Bu ayki konumuz “Darbelerin Psikolojik Etkileri” üzerine. Ülkemizde geçmiş yıllarda yaşanılan darbe dönemlerini kuşkusuz hepimiz biliyoruz ama şimdi bir de 15 Temmuz önlenebilmiş darbe girişiminin yaşandığı tarih olarak kayıtlara geçti. Haliyle bu mühim konu pek çok uzman gazeteci ve siyasetçi tarafından da etraflıca değerlendirildi. Bizler de sizden bir psikolog gözüyle bu husus hakkında ön bir değerlendirme yapmanızı istesek, okurlarımıza neler söyleyebilirsiniz? 15 Temmuz 2016 akşamı Türkiye ve Türk insanı için yeniden yazılmış bir tarih gibi. Yaşanılan olayın siyasi, sosyolojik, ekonomik olarak birçok boyutu olduğu gibi elbette psikolojik boyutu da bir tarih yazmıştır. Durumu ''Darbe girişimi” adı altında ortak bir paydada toplamaya çalışsak da aslında olanlar toplumumuzda her bireyin, yediden yetmişe her yaş ve statüden, her eğitim düzeyinden, her etnik kimlik ve kökenden insanın, yurdumuzun yedi coğrafi bölgesinden, değişik dini inanış ve farklı yerel kültürden vatandaşımızın yaşadığı ortak bir travmadır. Öyle ki bu travmaya sadece ''Darbe girişimi'' demek mesleki jargonumuzda tam karşılığını bulamamaktadır. İnsanımızın; hem bireysel hak ve özgürlükleri hem de toplumsal yaşam hakları nezdinde ruhsal ve fiziksel bir “tecavüz” girişimiyle karşı karşıya kaldığını söyleyebilirim. Maalesef bu “tecavüz” girişiminin ardından hem birey, hem de toplum olarak yıllarca silinmeyecek travma sonrası etkileri yaşanacaktır... Toplumsal olarak narsistik bir kırılmaya şahit olduk, dolayısıyla toplum psikolojik olarak her kademede güven bunalımı ve paranoya yaşıyor diyebiliriz.
8
Darbe girişimini yaşayan çocuklar yetişkinlik döneminde bu konunun yansımasını nasıl yaşayacaklar? Evet, bu olayı yaşayan her yaş ve gruptan insan için elbetteki olayın algılanışı ve anlamlandırılışı farklı olacaktır. Tabii ki duyguya ve davranışa dönüştürülmesi de…
Çocuklarımız için bu travmatik yaşantının nasıl anlam bulacağını belirleyen en önemli etken, ebeveynlerinin olayları nasıl yaşadığı ve bununla nasıl bir baş etme yöntemi geliştirdiğidir. Özellikle ergenlik öncesi dönemdeki çocuklarda yaşamla kurulan güvenli bağların zedelenmesi, dış dünyaya ve diğer insanlara olan güven kaybı en yoğun yaşanabilecek etkilerdendir. Gece korkuları, yabancılardan kaçınma, yeni ve değişik ortamlara girmekten çekinme... Çünkü anne ve babalar artık önceki anne ve babalar değil. Ebeveynler daha korumacı ve güvensizken, çocukların insanlara korkusuzca yaklaşmasını bekleyemezsiniz. Elbette bu durum doğal sonuç olarak sosyalleşemeyen çocuklar da yaratacaktır. Çeşitli fobiler de bunlara eşlik edebilir. Ergenlik dönemi yaşlarında ise; çocuk kimliğinden çıkma mücedelesi içindeki gençlerin kendi iç dünyalarını sorgularken, bir de dış dünyayı sorgulamaları gerekecek. Birçok genç ihanet, kandırılma, yalan, öfke, nefret kelimelerinin duygu olarak en gerçek halini ilk kez yaşadı. Kimisi de daha önce tanıştığı bu duyguyu tüm acı hatıralarıyla yeniden canlandırdı. Bu durum gençlerin yaşamda kendini konumlandıracağı yer, gelecekteki statü ve aidiyeti açısından seçeceği meslekten tutun da yakınlık kuracağı arkadaşına kadar karar vermesinde karmaşa yaratacak. “Kim gibiyim? Kim gibi olmalıyım? Nereye aidim? Güvendiğim insanlar, gerçek yüzler, entrikalar, en yakın arkadaşımın babası, okuldaki öğretmenim...” Bugüne kadar saygın gördüğü meslekler, örnek aldığı insanlar, idealize ettiği kurumlar… Her şey bir anda, bir gecede elinden alındı, yakıldı ve yıkıldı.
AĞUSTOS - 2016 Gençlerin hayallerini ellerinden almanız tehlikelidir. Arayış başlar. Ebeveynlerin vermeye çalıştığı dini ve ahlaki değerler, öğretiler ve inanışlar yeniden çerçevelenmeli.
Fenerbahçe Leo Kulübü da yerini alıyor. Sahip olduğu yaşamın, inandığı değerlerin elinden zorla alınmaya çalışılması karşısında içindeki en vahşi insanı ortaya çıkarmaktan kaçınmıyor.
Genç insan kafasındaki pek çok soruya yanıt arıyor. Bu yüzden çocukları olan aileler bilmeliler ki korku ve kaygılar bulaşıcıdır. Hele ki hayatı ve yaşadıklarını henüz anlamlandıramayacak yaştakilere korkularımızı, kaygılarımızı ve öfke duygumuzu kontrollü şekilde aktarmalıyız. Aksi halde kalıcı hasarlar bırakabilir. Peki bu hasarlar neler olabilir, biraz açıklayabilir misiniz? Kaygı bozuklukları, kişilik bozuklukları, paranoyalar, panik ataklar, obsesyonlar ve kaygıyı bastırmaya yönelik kompulsiyonlar… Kısa vadede ise çocuklarda yeme bozuklukları, uyku bozuklukları, davranış bozuklukları hatta ve hatta konuşma bozuklukları gibi kaygı ve korku sonucu oluşabilecek patolojiler görülebilir.
Cumhurbaşkanı'nın çağırısı üzerine sokağa çıkan ve darbe girişiminin gerçek bir girişim olarak kalmasını sağlayan halk size göre nasıl bir ruh hali içindeydi? Hiç beklemediğiniz bir anda yaşamsal bütünlüğünüzü tehdit eden bir olay yaşıyorsunuz. Bunun adı “şok”. Yani kişilerin bilinçli düşünebilme kabiliyetini geçici olarak kaybettiği bir durum… Henüz yaşanılanların ne olduğu, kimler tarafından yapıldığı, boyutları vs. net olarak bilinmezken yani tam bilinçsizlik hâli yaşanırken, vatandaş olarak sizi koruması ve temsil etmesini beklediğiniz devlet makamının en büyüğü yani Cumhurbaşkanı’nız sokaklara çıkmanızı söylüyor. Sokaklarda bu zorbalığa ve zulme dur diyebilmenizi; halkın gücünü, millet olarak birlik ruhunu göstermenizi istiyor. Bu çağrı da halkın ilk şoktan çıkıp yaşadığının vahametini anlayarak, isyan durumuna gelmesini sağlıyor. İşte bu tam yetkiyle kuşatılmış halk, içindeki yoğun isyan ve beraberindeki haksızlığa uğramışlık, aldatılmışlık ve ihanet duygularını yoğun öfke ve nefrete dönüştürerek sokaklar-
Ancak bir de sokaklarda ansızın çatışmaların arasında kendini bulanlar var. Mesela havaalanlarında mahsur kalanlar, asker polis çatışmasının içinde kalan kadınlar, minik bebekler, yaşlılar... Bunlar insanımızın hafızasından kolay silinecek şeyler değildir. Bilinçaltı her şeyi kaydeder. Bu kayıtlar daha sonraki tüm yaşamsal deneyimlerimizde referans olarak kullanılır. Yani bu yaşanılanları bilinçli zihin unutsa da bilinçaltımız ne yazık ki sürekli kullanacak…
İnsanoğlundaki en ilkel dürtülerden bir tanesi “Hayatta kalabilmek için kaç ya da saldır!”dır. Benim gözlemim şudur ki; Türk insanı o gece içindeki ilkel insanı ortaya çıkardı. Kaçmadı ve tabir-i caiz ise ölmemek için öldürmeyi seçti. Cumhuriyetinin, rejiminin ve insan olarak değerinin birileri tarafından yok edilmemesi için mücadele etti. Tankların karşısındaki korkusuz duruş, eli silahlı insanların üzerine yürümek, koca bir tabur askerin karşısında bir grup sivil olarak baş kaldırmak… İnsanın içindeki en büyük enerjinin dışarıya çıkma hâli… Dışarıda birlik olunarak güçlerin birleştirilmesi ile herkes kendi kahramanlık öyküsünü yazdığını fark etti. Bireysel kahramanlıklardan toplumsal kahramanlığa kadar… O an nerede olduğundan bağımsız bir şekilde herkesin işittiği jet, çatışma, patlama ve silah sesleri hepimizi, yaş farkı gözetmeksizin oldukça ürküttü. Halkın yaşadığı bu korkunun etkileri konusundaki fikirleriniz nelerdir? Evimiz, kendimizi en güvende hissettiğimiz sığınağımızdır. Huzur bulduğumuz aile yuvamız… Dışarıda yaşananlar, alçak uçuş yapan jetlerin çıkardığı sonik sesler, ambulans ve itfaiye sirenleri, sık sık gelen çatışma sesleri, güvenli alanlarımızın tehdit altında olması, sanki bir korku filmi karesi. Hele ki küçük çocuklar için… Evde o güne kadar belki hiç şahit olmadıkları bir korku atmosferi… Ailede herkes korku ve kaygı içinde. Çocuklar
yaşanılan olaylara ebeveynlerinin tepkilerine göre tepki verirler. Korkan, kaygılı ve öfkeli ebeveynler gördüğünde çocuklar da kendilerini tehlikede hissederler. Yetişkinler için ise kendini âcizlik içinde hissettiren bir durum. Çaresizlik, çıkmazda hissetme…
Tüm bu yaşanılanlar neticesinde halkımızın birlik ve beraberlik halini koruyabilmesi hepimizin temennisi… Son olarak sizden bu temenni çerçevesinde duygu ve düşüncelerinizi öğrenmek istiyoruz. Şu an halkımız halen infial halinde. Hepimiz zarar görmek, yeniden ihanete uğramak korkusuyla diğerine ne yazık ki şüpheyle yaklaşıyoruz. Her sözün, her düşünüşün altında bir kötü niyet olabilir mi diye bakıyoruz. Farklı hiçbir görüşe tahammülümüz yok çünkü korkuyoruz. Son zamanlarda medyadaki yayınlar, tartışma adı altında halka verilen kontrolsüz bilgiler paranoyalarımızı beslerken, özellikle sosyal medyada gerçekliği tartışılır görseller ve kaynağı belirsiz yazılar, duyurular, korku toplumunu yaşatmayı ister nitelikte… Yani bunların hepsi öfkemizi boşaltmanın yolu olarak kullanılan kaynaklar haline gelmiş durumdalar. Şok, isyan ve ardından kabulleniş… Kabulleniş, yani travmanın ajite etkilerini üretkenliğe dönüştürebilmek… Yapmamız gereken bu. Yaşanılanlar şüphesiz ki hepimiz için zordu… Acıyı hep birlikte yaşadık, öyleyse yaralarımızı da hep birlikte sarmalıyız. Öfke, üretkenliği yok eder ve yaşamsal motivasyonu negatif etkiler. "İhtiyacımız olan; yaşananlara ağlamak yerine güveni yeniden tesis etmek. Baharda kurumuş olan dalların yeniden yeşermesi gibi… Biz de toplum olarak yaşanılanlardan derslerimizi çıkarıp, yeniden taze çiçekler açıp yolumuza devam etmeliyiz. Bu halk, birlik ve beraberlik içine girmek ve o şekilde devam etmek zorunda. Yaşanılacak tek bir dünya, tek bir vatan var.
9
AĞUSTOS - 2016
Fenerbahçe Leo Kulübü
TECH &TECH Durukan Cedim
Merhaba Değerli Raptiye okuyucuları, Bu ayki yazımda sizlere hepimizin merakla beklediği ve lansmanı yapıldığı günden beri heyecanla oynadığımız Pokémon Go! mobil oyununu anlatacağım.
ncelikle Pokémon; Pocket Monsters’ın kısaltılmış halidir ve böceklere küçük yaşından itibaren ilgi duyduğu ve böcekleri topladığı söylenen (catch'em all!) Japon yapımcı Satoshi Tajiri tarafından tasarlanmıştır. Pokémon, hayali canlıları konu eden anime, manga, oyun ve kart oyunu serisidir. İlk olarak Pokémon oyunu Game Freak tarafından 1996'da rol yapma (RPG) şeklinde Game Boy için çıkmıştır. Pokémon dünyasındaki canlılara da yine "Pokémon" adı verilir. İlk jenerasyonda 151 Pokémon vardı lakin günümüzde 6 jenerasyon ve toplam 719 Pokémon bulunuyormuş. 2014 itibariyle Pokémon 17. sezonda 800'ü aşkın bölümüyle anime olarak devam etmekte; 17 sinema filmi, 9 kısa filmi, 12 seride 24 oyun ve 40'tan fazla yan oyundan oluşmaktadır. Son oyun olan Pokémon Go! piyasaya çıktığı hafta (evet sadece yedi günde) 11 Milyar dolar hasılat yaparak oyun sektörünü domine ediyor. Pokémon Go! henüz ülkemizde resmi olarak yayınlanmasa da korsan yolla indirmek tabii ki mümkün. Android kullanıcılar bu oyunu indirmek için en az 4.4 sürümüne sahip olmanız gerekmekte, bu nedenle telefonunuzun güncellemelerinin yapıldığından emin olun. İlk önce internetten -pokémon go android app- dosyasını indiriyoruz ve
10
daha sonra “Ayarlar” kısmına girip “Güvenlik” seçenekleri üzerinden “Bilinmeyen Kaynaklar” bölümünü aktif ediyoruz. Aksi takdirde oyun yüklenmiyor. Bu seçeneği aktive ettikten sonra indirdiğiniz "Pokémon GO apk" dosyasına tıklayarak oyunun kurulumunu çok basit şekilde tamamlayabiliyorsunuz. Apple için ise değerli okurlarım öncelikle App Store hesabınızdan çıkış yapıyoruz, yani App Store'u açıp en alttan “Kimlik” seçeneğine tıklıyor ve “Log out” diyorsunuz. Daha sonra Safari üzerinden Pokémon Go diye aratıyor ve linke tıklıyoruz. “Mağazanızda yok” şeklinde bir uyarıyla karşılaşınca “Geç” diyerek Yeni Zelanda'ya geçiyorsunuz. “Log Out” dediğiniz yerden yeni bir hesap açıyorsunuz, ancak “None” seçeneği çıkmazsa direkt olarak uygulama üzerinden “Get” diyerek oradan hesap açmanız gerekecek. Yeni Zelanda üzerinden hesap açtıktan sonra bir posta kodu girmeniz gerekecek, şu posta kodlarından istediğiniz birini seçebilirsiniz: 0112, 0110, 0310, 0520, 0410. Ödeme seçeneklerinde “None” seçip kalan bilgileri kafanıza göre doldurun ve sonunda oyunu indiriyorsunuz! İşlem bitince “Log Out” olup tekrar orijinal hesabınıza geçebilirsiniz. Gayet basit(!)
AĞUSTOS - 2016
Gelelim oyunu nasıl oynayacağınıza. İşte sizin için hazırladığım “Bilmeniz Gerekenler” listesi. Stardust: Her pokémon yakaladığınızda ya da Gym'lerden kazandığınız bir tür puan çeşididir. Bu puan ile pokémonlarınızı Evolve edebilir, Power Up yapıp geliştirebilir veya profesöre Transfer yapabilirsiniz. Elinizde olan bir pokémondan her yakaladığınızda 100 Stardust kazanırsınız. Bir pokemonu geliştirebilmek için yanında belirtilen miktar kadar Stardust'a ve pokemon candy'sine ihtiyaç duyacaksınız. Candy: Candy'ler pokémon yakaladığınızda, elinizde birden fazla bulunan pokémonlardan birini profesöre gönderdiğinizde (1 candy) veya yumurtalardan çıkan pokémonlardan (çok miktarda) kazanılır. Power up: Pokémonlarınızın HP ve Combat Power'larını artırmak için yapılan işlemdir. İşlemi yapabilmek için belirli miktarda Stardust ve Candy gerekir. Evolve: Evolve, pokémonlarınızın evrim geçirmesini sağladığınız işleme denir. Bu işlemi gerçekleştirirken belirli miktarda Candy'e ihtiyaç duyarsınız. Örneğin: Pikachu’nuzu Raichu olarak evrimleştirmek istediğinizde… Transfer: Elinizde birden fazla aynı pokémon varsa profesöre transfer edip her gönderdiğiniz pokémondan 1 Candy kazanabilirsiniz. Bu işlemi gerçekleştirirken en fazla Combat Power'ı olan pokémonu elinizde tutmanız faydalı olacaktır. Mesela elinizde 150 CP'lik (Combat Power) bir Pikachu var, bir de 10 CP'lik Pikachu; 10 CP olanı transfer edin. Poké Ball: Oyuna başladığınız andan itibaren pokémon yakalamak için kullanacağınız toplardır. Eğer bu topla yakalamaya çalıştığınız pokémonlar sürekli çıkıyorsa karakter seviyeniz yetmediği içindir. Bunu anlamak için pokémonun üzerine geldiğinizde daire içinde bulunan renklere bakabilirsiniz. Yeşil kolay yakalanabilen pokémon, sarı orta seviye, kırmızıysa zor yakalanan pokémon anlamına gelir. Great Ball: İkinci seviye poké topu olan Great Ball, yakalanma oranı düşük olan pokémonlar için idealdir. Level 12 olduğunuzda aktif olur ve işinizi oldukça kolaylaştırır. Bu toplardan sonra Master Ball yazacaktım ama betada olup şuanda mevcut olan sürümde olmadığı için bahsetmeyeceğim. İlerleyen dönemlerde gelirse Great Ball'dan daha iyi bir poké topu olduğunu bilmenizi isterim.
Fenerbahçe Leo Kulübü
Lure Module: Bu itemi bir PokéStop'ın üzerine koyduğunuzda 30 dakika boyunca bulunduğunuz noktada rastgele pokémonlar doğuyor ve kolay bir şekilde level atlayabiliyorsunuz. Bir bölgede Lure Module açıldığını anlamak için PokéStop'ın üzerinde pembe renkte konfeti olması gerekiyor. Ayrıca modül açılan bölgelerde çok güzel topluluklar oluşturabileceğinizi de söylemeden geçmeyelim. Incense: Incense, açıldığı zaman etrafınızda pembe bir daire çizer ve Lure Module benzeri bir item olarak karşımıza çıkar. Bu itemi kullanmak istediğinizde sadece sizin gördüğünüz pokémonlar 30 dakika boyunca etrafınızda doğuyor ve level atlamanızı kolaylaştırıyor. Razz Berry: Pokémonu kandırmak ve kolay yakalamak için kullanın. Pokémon yakalarken sağ alttaki "Items" butonuna basın ve Razz Berry'i seçin. Daha sonra poké top belirecek ve poké topu tutturduğunuz taktirde pokémonun size gelişi kolaylaşacak. Ancak meyve yedirdiğinizde bir atış hakkınız var, eğer yakalayamazsanız her seferinde tekrar meyve yedirmek zorunda kalıyorsunuz. Egg Incubator: PokéStop'lardan topladığınız yumurtaları bu Incubator'lara koyarak ve belirli bir kilometre yürüyerek kırılmasını sağlayabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken işlem ise çok basit. Pokémon bölümünde Eggs kısmına gelin, daha sonra kırmak istediğiniz yumurtayı seçin ve Start Incubator'a basın. Potion, Super Potion, Hyper Potion: Potionlar savaş arenasında zarar gören pokémonlarınıza HP basmanıza yarayan itemlerdir. Potion 20 HP, Super Potion 50 HP ve Hyper Posion 200 HP verir. Super Posion level 10'da, Hyper Posion'da Level 15'ten sonra açılıyor. Revive, Max Revive: Revive ölen pokémonlarınızı diriltmeye yarar. PokéStop'larda bol miktarda elinize geçecektir. Fazla taşımanıza gerek yok. Max Revive ise ölen pokémonlarınızı hem diriltir hem de HP'lerini doldurur. Lucky Eggs: Lucky Eggsler pokémon avına çıktığınızda yakaladığınız pokémonlardan 2 katı XP kazanmanıza yardımcı olur. Özellikle Lure Module açılan bölgelerde kullanırsanız çok hızlı bir şekilde seviye atlarsınız. Ufak bir de tüyo vereyim; pokémonların kendi doğal ortamlarında çıkmaları daha mümkün yani denize yakın yerlerde su pokémonları çıkma olasılığı daha fazla. “Bunu zaten akıl edebiliyoruz bu mu tüyo?” derseniz, pokémonvision adlı siteye konumunuzu girip etrafınızda ne var ne yok bakabilirsiniz. Hepinize bol yürüyüşlü ve Pokémonlu günler diliyorum!
11
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
Moda ŞEVVAL YÜRÜTEN
Moda Dünyasında Hedi Slimane’in
İz Bırakan 5 Özelliği 4 yıllık Saint Laurent yolculuğunu tamamlayan Hedi Slimane bu kadar kısa bir sürede vizyonuyla, ilham perileriyle ve müzik tutkusuyla modada devrim etkisi yarattı.
Vizyon sahibi başarılı tasarımcının moda dünyasını değiştiren ve moda dünyasında iz bırakan 5 özelliğini sizler için listeledim.
Hedi Slimane
1/5 Korkusuz Modernist Hedi Slimane, 2012’de Saint Laurent’in kreatif direktörü olduğunda bu ünlü moda evinin isminden Yves'i atmak gibi radikal bir karar verdi. Başarılı kreatif direktör bu kararla ne kadar tepki toplasa da geri adım atmayıp kararının arkasında durdu. 2015 yılında verdiği bir röportajda bu modernist tavrının altında yatan en büyük etkenin Bay Laurent’in 1966’da buna karar vermesi olduğunu belirttiğinde ise Hedi Slimane bu cesur hamlesiyle adeta gözümüzde bir kahramana dönüştü. Slimane, 4 yıllık Saint Laurent yolculuğu sırasında büyük modaevini gençleştirmek ve vizyonunu geliştirmek için neredeyse her şeyi yaptı.
12
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
2/5 Müzik Tutkusu Hedi Slimane için müzik sesten öte gerçek bir tutkuydu. Defile müziklerinde yeni keşfettiği, ona ilham veren genç müzisyenlere şans veren Slimane, defilelerinde çoğu zaman soundtrackten öte gerçek performans büyüsünü yaşatarak moda ve müziğin etkileyici birlikteliğinde rol oynadı. Los Angeles sahnesinde müzik alt-kültürlerine olan tutkusuyla 90’lar Grunge hareketinden 70’lerin kült rock’n roll ruhuna müziği modayla birleştirdi. Tasarımlarında esin kaynağı olan müzisyenleri ise fotoğraflayarak kendi sitesinde yayınladı. Kate Moss’un eski sevgilisi, The Libertines gitaristi Pete Doherty ise birçok kez Hedi Slimane için kamera karşısına geçen isimlerden sadece biri. Şubat ayında Hollywood Palladium’da müzik şöleni eşliğinde tanıttığı Pre-fall 2016 koleksiyonuyla Hedi, Saint Laurent için son partisini vermiş oldu.
3/5 Cool İlham Perileri Ultra zayıf model takıntısıyla çoğu zaman eleştirilse de Hedi Slimane model konusunda çok seçici. Cara Delevingne’in yıldızı olduğu kampanyasıyla adeta büyük kapanışı yapan başarılı tasarımcı, Saint Laurent’deki 4 senesi boyunca markanın stiline uygun en cool modelleri seçti. Bazen Staz Lindes gibi yeni isimleri kendi keşfediyor, bazen de Edie Campbell gibi Saint Laurent ışığı olan modellere şans veriyordu. Hedi Slimane için moda endüstrisinin en cool kızlarından oluşan Saint Laurent ordusu model olmaktan çok ilham perisi.
4/5 Yeniden Tanımlanan Moda Sadece lüks tüketimle anılan modanın aksine Hedi Slimane moda dünyasına yeni bir perspektif sağladı. LA gençlik kültürü klasiklerinden ilham alan tasarımcı, bazen ipek gecelikleri kürkle, yağmur botlarını prenses tacıyla kombinlerken, bazen de Monsieur Laurent’in imzası smokinleriyle estetiğini geniş bir yelpazede tanıttı. Bazen grunge, bazen punk, bazen rock-chic kıyafetleriyle ulaşılabilir bir moda yaratmaya çalıştı. Diğer büyük modaevlerine göre daha az pahalı olan Saint Laurent’de Hedi’nin amacı koleksiyonuna ilham veren gençlerin de bir şekilde koleksiyona ulaşmalarıydı. Hedi, yeniden tanımladığı sanatla, müzikle iç içe moda kavramıyla moda dünyasının kurallarını değiştirdi.
5/5 Gerçek Bir Sanatçı Paris’te sanat cennetinin kalbi Ecole du Louvre’da sanat tarihi okuyan Slimane; tasarımcı, fotoğrafçı ve kreatif ruhunu sanatçı kimliği altında mükemmel bir şekilde birleştiriyor. Siyah-beyaz fotoğraf takıntısı, cool ilham perileri, yeniden tanımladığı moda kavramı, müzik tutkusu ve daha birçok yönüyle Hedi Slimane gerçek bir sanatçı. 4 senede Saint Laurent’in bıraktığı mirasa saygısızlık yapmadan modaevinin vizyonunu değiştirerek Saint Laurent’i bugün olduğu yere getirdi. Trend akımı olmaktan çok moda hareketine dönüşen estetiği ile Hedi Slimane sadece Saint Laurent’i değiştirmekle kalmadı moda dünyasında çoğu zaman devrim etkisi yaratan defilelere, koleksiyonlara ve kampanyalara imzasını attı. Suzy Menkes’in deyimiyle Fellini filmlerini anımsatan Couture şovuyla da son kez gerçek bir sanatçı olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
.
13
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
.. .. KULTUR & SANAT & SPOR Hazırlayanlar: Erce Kunter, Meriç Tansi, Özlem Özkan, Zeynep Demirkılıç
14
BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ
AJDA PEKKAN
Metin Zakoğlu, seyirciyi içine kattığı bu yorumda kim oyuncu kim seyirci soruları ile sizleri baş başa bırakacak ve bir şizofrenin iç dünyasına kendi içinden yolculuk yapmanızı sağlayacak. Oyunda yazılı olup da sahnede olmayan tüm karakterler içinizden birileri tarafından yansıtılacak… Böylece oyunu sadece izleyen değil aynı zamanda yönlendiren kişi olacaksınız. Bu bambaşka yorumlamada kimi zaman gülmekten ikinci espriyi kaçıracak, kimi zaman da gözyaşlarınıza hâkim olamayacaksınız.
Süperstar Ajda Pekkan, Pera Event organizasyonu ile gerçekleşen Turkcell Yıldızlı Geceler kapsamında Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde hayranları ile buluşacak. Her yıl Harbiye Açıkhava sahnesine damga vuran konserler gerçekleştiren Ajda Pekkan, bu yaz yine hayranlarının karşısında olacak. Muhteşem sesi ve sürprizlerle dolu sahnesi ile Süperstar'ın konserini kaçırmamak için yerinizi şimdiden ayırtın.
Yer Tarih
Tarih
: Cafe Theatre : 31 Ağustos 2016, 21.00
Yer
: Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi, İstanbul : 23 Ağustos 2016, 21.00
RETRO RALLY SERGİSİ
İNCİ EVİNER RETROSPEKTİFİ: İÇİNDE KİM VAR?
Ralli sporuna gönül vermiş merhum Mustafa V. Koç anısına düzenlenen bu sergi, 1960’lı yılların sonundan itibaren Türkiye’de tanınmaya başlayan ralli sporunun o zamandan bu zamana serüvenini gözler önüne seriyor. Sergide Renç Koçibey’den Volkan Işık’a 18 efsane pilotun model yılları 1968-2006 arasında değişen 25 farklı otomobili, tulumları, kasklarının yanı sıra geçmiş dönem yarış afişleri ve yol notları da bulunuyor. Ayrıca ziyaretiniz sırasında orada bulunan ralli simülatörünün keyfini çıkarabilirsiniz.
"İçinde Kim Var?" sergisi toplumsal, politik ve sosyo-kültürel koşullar içerisinde kadın, toplumsal cinsiyet ve kimlik politikalarını konu alan eserlerini bizlerle buluşturuyor. Sergide desenden resme, fotoğraftan heykele sanatçının 1980’li yıllardan bugüne kadar yaptığı birçok eser bulunuyor. Eviner’in sanatsal birikiminin kronolojik bir akış yerine geçmiş ile şimdiyi birbiri içerisine konumlandıran ve sergi mekânını da sergilemenin içerisine dâhil eden farklı bir kurgu ile izleyiciye sunduğu bu sergiyi kaçırmayın derim.
Yer Tarih
Yer Tarih
: Rahmi M. Koç Müzesi : 01 Haziran - 30 Aralık 2016
: İstanbul Modern : 22 Haziran – 23 Ekim 2016
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
SUICIDE SQUAD: GERÇEK KÖTÜLER
ELVIS & NIXON:
Amanda Waller'ın (Viola Davis) önderlik ettiği gizli istihbarat servisi ARGUS, mücadele ettiği gizemli bir örgütlenmeyi yenebilmenin tek yolunun hapiste tuttukları tehlikeli suçlulardan bir ekip kurmaktan geçtiğine karar vererek İntihar Timi'ni oluşturur. Kurallar basittir; en ufak bir itaatsizlikte öldürülecekler, ancak görevi başarmaları halinde hapis süreleri azaltılacaktır. Peki, bu İntihar Timi, aslında başarılı olmaları için değil de tescilli suçları nedeniyle, eninde sonunda kaybedecekleri aşikâr bir göreve çıktıklarını fark ettiklerinde ne yapacaklardır? DC Comics'in bol kötülü çizgi romanı olan Suicide Squad'dan aynı isimle uyarlanan aksiyon türündeki filmin merakla beklenen vizyon tarihi ise 12 Ağustos.
Elvis Presley 1970 yılında dönemin ABD başkanı Richard Nixon'a 6 sayfalık bir mektup yazar ve Beyaz Saray'ı ziyaret etmek istediğini bildirir. Filmde ise bu mektubun ardından 21 Aralık 1970 günü Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde gerçekleştirilen görüşmenin perde arkasında yaşananlar biraz da mizahi bir bakış açısıyla anlatılıyor… Son yıllarda House of Cards dizisindeki başarılı performansıyla herkesi kendine hayran bırakan Kevin Spacey, Richard Nixon rolüyle karşımıza çıkarken Rock’n Roll’un kralı Elvis Presley’i ise Revolutionary Road filmiyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanan Michael Shannon canlandırıyor. İlginç ve önemli iki figürü bir araya getiren film, 19 Ağustos’ta sinemalarda olacak, iyi seyirler!
ULUSLARARASI İSTANBUL AÇIK SATRANÇ TURNUVASI
SPOR TOTO SÜPER LİG 2016-2017 TURGAY ŞEREN SEZONU
34 ülkeden binlerce satranç sporcusu İstanbul’da en iyiyi belirlemek için yarışacaklar. Yurt dışından A klasman sporcularının da katılacağı etkinlikte kazananlar para ödülü ile ödüllendirilecek. Türkiye'nin en büyük satranç etkinliği olarak gösterilen İstanbul Açık Satranç Turnuvası tüm sporculara ve satranç severlere güzel bir hafta yaşatacak.
19-20-21-22 Ağustos tarihlerinde başlayacak Spor Toto Süper Lig’in fikstürü için geçtiğimiz ay kura çekildi. 21 Mayıs 2017 tarihinde oynanacak 34. hafta müsabakalarıyla sona erecek sezonun derbi tarihleri listesi ise şu şekilde:
Yer Tarih
: Bakırköy Belediyesi Atatürk Spor ve Yaşam Köyü : 29 Ağustos - 4 Eylül 2016
5. Hafta / 24-25 Eylül 2016 : Beşiktaş - Galatasaray 11. Hafta / 19-20 Kasım 2016 : Fenerbahçe - Galatasaray 13. Hafta / 3-4 Aralık 2016 : Fenerbahçe - Beşiktaş 22. Hafta / 18-19 Şubat 2017 : Galatasaray - Beşiktaş 28. Hafta / 8-9 Nisan 2017 : Galatasaray - Fenerbahçe 30. Hafta / 22-23 Nisan 2017 : Beşiktaş - Fenerbahçe
15
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
TEMMUZ '16
NELER YAPTIK
11 Temmuz
19 Temmuz
20 Temmuz
24 Temmuz
30 Temmuz
118 Y LYÇ Temmuz Ayı Konseyi
Fenerbahçe Lions Kulübü Temmuz Ayı Toplantısı
Yönetim Kurulu toplantısı
Fenerbahçe Leo Kulübü Toplantısı
1. Başkanlar ve Kabine Toplantısı
AĞU
STO
S AY INDA
Neler Yapacağız? Fenerbahçe Lions Kulübü Ağustos Ayı Toplantısı
118 Y LYÇ Ağustos Ayı Konseyi
8 Ağustos
16 Ağustos AR
Fenerbahçe Leo Kulübü Ağustos Ayı Toplantısı
28 Ağustos
T
M
MUTLU -
AGUSTOS
14
Esen Erdemgil
16
-
agustos
GÜNLER
26
Hayati Şahin
Fenerbahçe Leo Kulübü
AĞUSTOS - 2016
. . u s l o k Al z LEZZET DURAĞI ÇAĞLA
PEKÇEÇINAR
r ise haydi ba
şlayalım :)
Malzemeler ha zı 2,5 su bardağ
Herkese merhaba!
Bir kaba poşe
Havada güneş görmek güzel ama bunaltıcı sıcak olmas daha iyi olmaz mıydı? Gün içerisinde enerji toplamak
a sizce de
lazım,
biraz moral lazım… O zaman size alkolsüz sangria lazım! :) Ağzının tadını bilenler için işte sıcakların ilacının tarifi
:)
ı kadar suyu bi
r köşede kayn
t çaylarımızı
atıyoruz.
ve çubuk tarç
ınları koyup üz erine kaynayan suyu muzu boşaltıy oruz. 5 dakika bekleyelim ki çayımız demle nsin. Çay poşetlerim
izi kaptan alıy oruz ve şekeri
Şeker eriyene Bir köşede de
kadar karıştır m
mizi ilave ediy oruz.
aya devam ed ebilirsiniz.
portakalımızı, m
1 adet limon
isket limonum uzu ve limonum uzu mde dilimliyor uz, elmalarım ızı ise küp kü p kesiyoruz. İçec eği koymak is tediğiniz süra hiyi çıkartıp iç ine çayımızı ve çu buk tarçınları boşaltıyoruz... Şimdi karışım zamanı! Nar suyu, port akal suyu; po rtakal, limon , misket limon dilimleri ve tabii ki küp elmaları ilave ediyoruz. Bu karışımı 1 saat kadar bu zdolabında be kletiyoruz ve esnasında soda servis ile karıştırıyor uz. Afiyet bal şeker olsun! :)
1 adet misket limonu
Çok zor olmay an
1 adet elma
için küçük bir
3,5 su bardağı soda
koyduğunuz tü m
Malzemelerimiz (8-10 kişilik)
yuvarlak bir bi çi
2 adet çubuk tarçın 2 adet demlik poşet çay 20 yemek kaşığı toz şeker 3,5 su bardağı nar suyu 1,5 su bardağı portakal suyu 1 adet portakal
çay
bu karışımın ta
tüyo: Karışımı
Benden söylem
dına daha çok
akşamdan hazı
nler
rlarsanız
meyvelerin tadı
esi!
varmak isteye
nı daha yoğun
alabilirsiniz.
17
Merhaba Sevgili Raptiye Okurları, Yaz geldi geliyor derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadan Ağustos ayına geldik bile. Ağustos ayı bizlere burçlar açısından bir yandan çok ılımlı bir hava yaratırken bir yandan da bazı burçlar açısından dönüşümleri ve değişimleri işaret ediyor. Herkese iyi okumalar, sevgiyle ve astrolojiyle kalın.
KOÇ
18
BOĞA
Beklediğin büyük gün sonunda geldi. Tüm gayretlerinin karşılığını almak hoşuna gidecek. Başarılarının tadını çıkartmaya başlıyorsun. Yüzünde güller açacak şekerim.
Aşk böceği gibi etrafta dolaşmaya, usul usul salınmaya hazır ol sevgili Boğa. Ağustos ayının ilk günlerinde hiç beklemediğin bir anda aşkı bulacak ve hayatının erkeği/kadınıyla tanışacaksın.
YENGEÇ
ASLAN
Ah benim saf yavrum… Aldığın darbeler yetmedi mi? Biraz gözünü aç da etrafındaki insanların gerçek yüzlerini gör. Bak sana fırsat; Ağustos ayı tüm gerçekleri senin için göz önüne çıkarıyor. Ailenin desteğini de bu süreçte yanına almayı unutma.
Ağustos ayında tam anlamıyla kükreyip yeri göğü inleteceksin. Yaptığın açıklamalar, sergilediğin davranışlar ve hayatında olup bitenler dilden dile konuşulacak. Gündemin birinci konusu sensin yani.
İKİZLER Sevgili İkizler burcu sana “bir öyle bir böyle” diyenler söylediklerinden çok utanacak. Bu ay içine girdiğin tüm ortamlarda dengeyi sağlayan ve tutarlı davranışlar sergileyen biri olarak ön plana çıkacaksın. Benden sana ufak bir tavsiye her işe dahil olup başına dert alma.
BAŞAK Bu ayı en sessiz sakin geçirecek burçsun tatlım. İç hesaplaşmalarını yaptığın, kendine zaman ayırdığın, fırsat buldukça küçük seyahatlere çıktığın muhteşem bir ay geçireceksin. Gözün aydın!
.
.
.
ECE PIRPIR
TERAZİ “Ne kavgam bitti ne sevdam” diye haykırmak istediğin bir döneme giriyorsun sevgili Terazi. Etrafındaki herkese karşı nefret ve sevgi arasında gidip gelen karışık duygular hissedeceksin bu ay. Sağlığına da dikkat et derim ben, özellikle de klimalara!
OĞLAK
İnadım inat diyorsun ama bakalım karşındakiler de böyle mi düşünüyor... Biraz ılımlı olmayı seçersen bence etrafınla ilişkilerini daha sağlam hale getirebilirsin. Bu ay içinde yapacağın bir tatil belki de sana bu havayı getirecektir?
ASTROLOJI
AKREP Para, para, para… Ağustos ayının özeti senin için bu cümlede gizli. Aylardır haber beklediğin iş başvuruna geri dönüş alabilir, sürpriz bir şekilde zamla ödüllendirilebilirsin. Akrep kadınları abiyeleri, beyleri de takım elbiseleri hazırlasın. Şenliklerle dolu bir ay sizleri bekliyor!
KOVA
Dağlara taşlara haykırmak istediklerini artık açıklama vakti geldi. Eteğindeki tüm taşları . dökeceğin bu ayda sana en büyük desteği hiç tahmin etmediğin arkadaşların gösterecek. İlişkilerini sorguladığın bu ayı kafan rahat kapatıyorsun merak etme.
YAY Adının hakkını verip gerginlikte zirvelere çıkıyorsun sevgili Yay. Yaz ayları sana yaramıyor galiba hep bir isyan, hep bir ergen tavır. Uzun zamandır aklında olan sorulara cevap alarak biraz rahatlatabilirsin belki kendini, ne dersin?
BALIK
Sana duygusal diye diye dilinde tüy biten insanlar bu ay seni duygusuzlukla suçlayacak. Güçlü görünmek için duygularını bu kadar gizlememeni öneririm tatlım. Eğitim veya iş konusunda da çok farklı bakış açıları kazanabilirsin. Yeni tanışacağın insanlardan faydalanmaya bak.
19
BASIN
ÖZGÜRLÜĞÜ #agustostafenerbahce
24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet yürürlüğe girdikten sonra sansür kontrol uygulaması kaldırılmıştır. Daha sonra 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bir basın günü oluşturmayı planlamıştır. Falih Rıfkı Atay’ın sansürün kaldırıldığı 24 Temmuz tarihini önermesinin ardından Basın Bayramı her yıl 24 Temmuz’da kutlanmaya başlamıştır. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün her yıl yayınladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde bu yıl Türkiye, 180 ülke arasında 151. sırada ve Rusya, İran, Irak, Cezayir, Nijerya, Ethiopia gibi ülkelerle aynı kategoride yer aldı. Basın özgürlüğü konusunda çalışmalar yapan ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House ise yayınladığı yıllık raporunda dünya genelinde basın özgürlüğünün keskin bir biçimde azaldığına dikkat çekti. Raporda, basın özgürlüğü derecelendirmesinde Türkiye'nin notu en kötü puan olan “100” üzerinden 65 olarak açıklandı.