RAPTİYE No: 25

Page 1

NO.25 ARALIK, 2016

5 ARALIK

Dünya Leo Günü

Leadership | Experience | Oppor

LİDERLİK | DENEYİM | OLANAK YARATMAK 2 LİDERLİK | DENEYİM | OLANAK YARATMAK | Leadership | Experience | Opportunity


9

MESAJ VAR .. .. . Liderlik ve Mustafa Kemal ATATURK KOSESI . .. SERBEST BOLGE Uzaylılar .. ROPORTAJ Canan Erman (AÇEV) . . . Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) DEGISIK . BI' SEYLER .

11

TECH&TECH

13

MODA

U L A S. I N

4 5 7

-

2

WikyWatch

Modaya Giriş 101

15

. ASTROLOJI Çin Burçları .. .. KULTUR & sANAT & SPOR

17

LEZZET DURAGI

18

NELER YAPTIK?

14

-

Taco

-

NELER YAPACAGIZ? .. MUTLU GUNLER

Öne Çikanlar

. . . . ICINDEKILER

. QR KOD . ILE RAPTIYE'YE O N L I N E

5

Serbest Bölge

13

Moda

14

Son zamanlarda sosyal medyada da gündeme gelen uzaylılar detayları ile Seda Sarak’ın yazısında.

Şevval Yürüten’in kaleminden Vogue ve moda dünyasına dair bilinmeyenler...

Doğum yılınıza göre Çin Astrolojisinde acaba hangi burçsunuz? Ece Pirpir cevaplıyor.

Astroloji


MESAJ VAR!

Merhaba Sevgili Raptiye okurları, Yoğun bir çalışma dönemini sürdürdüğümüz Aralık ayında yeni bir yılı karşılamak üzere olmanın da heyecanı içindeyiz. Aylık konseptlerimiz çerçevesinde “Çocuk” temasına bu ay da devam ediyoruz. Sosyal medya paylaşımlarımız ve dergimizde yer verdiğimiz köşelerle farkındalık çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçen ay toplantımıza konuk olan Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’ndan (KAÇUV) Elanur Bektaş’ın toplantımızdaki sunumu da bizi bu anlamda çok heyecanlandırdı. Dolu dolu 2 seneyi geride bırakan Raptiye’nin 118-Y Leo Kulüpleri Ortak Toplantısında siz Leo ailemize bizzat ulaşması da bizi ayrıca çok mutlu etti. Bu vesile ile tüm Leoların “5 Aralık Dünya Leo Gününü” kutluyorum. Leo haraketinin insanlık var olduğu sürece katlanarak artması dileğim ve.. En Derin Leo Sevgi ve Saygılarımla,

Fethi Batmanoğlu, Seda Sarak

Sponsorluk desteğinden dolayı Ln. Murat Şenel’e teşekkür ederiz.

DORUK SAY Fenerbahçe Leo Kulübü

2


. . AILESI OLARAK . . . .

. . BIRLIKTE SEVDIKLERINIZ ILE

. NICE

HUZURLU

SAGLIKLI

YILLAR . .

MUTLU

ASK . DOLU

3

DILERIZ

2017


ATATÜRK KÖŞESİ

.. .. . ATATURK KOSESI . . . LIDERLIK VE MUSTAFA KEMAL

L

ider ve liderlik bir topluma dinamizm getiren itici bir güçtür. İçinde bulunduğu toplumun dinamosu olma özelliğine sahip olan büyük lider Mustafa Kemal Atatürk, liderlik ve ikna kabiliyetinin etkileyiciliği ile donanmış bir önderdir. O büyük lider için; o kadar çok şey söylendi ve yazıldı ki, yeni bir şey söylemediğimin farkındayım. - 34 yaşında “Anafartalar Kahramanı” olan, - 38 yaşında Bağımsızlık Savaşımızı başlatan, - 42 yaşında Cumhuriyetimizi kuran, - 46 yaşında bugünlere ve geleceğe ışık tutan Nutuk’u yazan, Daha 50’sine varmadan devrimleri tamamlayıp 57 yaşında Cumhuriyet ve devrimleri bize emanet eden Mustafa Kemal bu askeri liderlik vasıflarıyla birlikte gerek nezaketi, gerek saygınlığı, gerek giyimindeki şıklığıyla tam bir beyefendiydi. Sanatçı ruhunun bir yansıması olarak daima bulunduğu ortama göre giyinen, dünyayı, dünya modasını yakından takip eden Mustafa Kemal’in giyim zevki çağdaşlarının da çok ilerisindeydi. Mustafa Kemal sadece şıklığı ile değil aynı zamanda karizmatik duruşu, saç stili ve kullandığı aksesuarlar ile de başlı başına göz alıcı bir önderdi. Kültür, kısaca bir millete ait maddi ve manevi değerlerin tümüne verilen addır. Kültüre de fazlaca önem veren Atatürk’ün, devletimiz düşmanlardan temizlendikten sonra yaptığı ilk işlerden biri kültürümüzü geliştirmek olmuştur. Bunun için birçok çalışma yapmış; dil alanında Türk Dili Tetkik Cemiyetini; tarih alanında ise Türk Tarih Kurumunu kurmuştur. Müziğimizde yabancı unsurların temizlenmesini de önemsemiştir. Ulu Önder bu çalışmaları gerçekleştirme amacını ise şöyle açıklar: “Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.”

Siyasete yön veren dehasıyla topluma kadın erkek eşitliğini getiren Ulu Önder, sanat, yemek, dans, zerafet gibi her konuda, savaşlarla yıpratılmış, geri bırakılmış halkına rol model olmaya çalışmıştır. Bizler bu göz alıcı liderin çabalarını anlamalı, Mustafa Kemal’i örnek almalı ve hatta hepimiz birer Mustafa Kemal Atatürk olmalıyız.

Hazırlayan: Fethi Batmanoğlu

4


SERBEST BÖLGE ESSTT. 20014

SERBES SERB S ER EERB RB R BES B EES STBO STB ST S T TB B BO OLG OL O LLG G GEE

Hazırlayan: Seda Sarak

Merhaba, ben Seda Sarak. Serbest Bölge’de bu ay sizlere oldukça dikkatimi çeken bir konudan bahsedecegim:

UZAYLILAR

UZAYLILAR!

5

U

FO’lar, yani Uçan Tanımlan(a)mayan Cisimler… “Tanımlanamayan” denmektedir çünkü o koşullarda ve o zaman içerisinde gören kişi tarafından bu cismin ne olduğu anlaşılmamıştır. Bir pilot, meteorolog ya da astronom dışında birçok insan gökyüzündeki şeyleri tanımlamakta zorlanabilir. Bu tarz karşılaşma anlarında bir açıklamanın, genelde gökyüzünde değil ama aklımızda olduğunu görebiliyoruz. İnsanlar şekil arayan canlılardır ve beyinlerimiz anında tanımlayamadığımız cisimlerden anlam çıkarmaya çalışır. Genel olarak görüp deneyimlediklerimize dair değerlendirmelerimiz doğru çıkabilir ama birçok zaman da durumu/cismi yanlış kavrayabilir, yanlış anlayabilir veya yanlış hatırlayabiliriz. Bazı insanlar şüpheci ya da bilimsel açıklamalar ararken, diğerleri tanımlayamadıkları deneyimin mistik ya da açıklanamaz olduğunu söylerler.

ABD Savunma Bakanlığı’nın, İran’da 1976 yılında yaşanan bir olay hakkında hazırladığı rapordan örneklemek gerekirse: “F-4 uçağımız, 45 kilometre uzağında tanımlanamayan bir objeye rastladı ve pilotlar, uçağın tüm donanımının ve iletişim araçlarının kontrolünü kaybetti. Objeden uzaklaşmaya başladığımızda ise artık bir tehdit olarak algılanmamış olacağız ki tüm cihazlar tekrar işlemeye başladı.”


SERBEST BÖLGE

Uluslararası Uzay İstasyonu’nun başındaki isim Leroy Chiao’nun 2005 yılında Huffington Post’a yaptığı açıklama ise şu şekilde: “Dünya’nın 370 kilometre üstünde, saatte 27,000 kilometre hızla ilerleyen ve ters bir tik işaretine benzeyen ışığı tespit ettim. Üstelik sadece bir tane de değildi ve bir çizgi halinde ilerliyordu. Başka gezegenler ya da boyutlardan gelen canlılar tarafından ziyaret edildiğimiz düşüncesine daima şüpheci yaklaşmışımdır; o yüzden tespit ettiğim şeyin UFO olduğundan %100 emin olamam. Ancak Dünya dışındaki yaşama gerçekten inanmaya başladım.”

Son olarak ise kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olan “Citizen Hearing”in toplantısında uzaylıların varlığı doğrulandı. Sun, yaptığı açıklamada, insanlığın gelişim sürecinde uzaylıların katkıları olduğunu belirtiyor. Ona göre dünyamız bilinmeyen bir süre boyunca uzaylılar tarafından ziyaret edilmiş ve toplumumuzun oluşmasında bu canlıların büyük katkıları olmuş. Yaptığı çalışmalar, bilim insanına dünyamızın uzaylılar tarafından tekrar ziyaret edileceğini ve insanlığın geldiği durumun onlar tarafından kontrol edileceğini düşündürmüş.

Ve Uzaylıların Varlığına DAİr 5 Belİrtİ 1. Tarihteki UFO kazaları 1947 yılında New Mexico eyaletindeki Roswell kasabasında meydana gelen olay tamamen gerçektir. Yaşanan olayda Roswell kasabasında bir araziye UFO düşmüştür. Hatta bu UFO’nun içinde uzaylıların olduğu ve bu uzaylıların canlı olduğu iddia edilmiştir. 2. 51. Bölge ABD’nin gizli araştırmalarına sahne olan yeraltı üssü 51. Bölge, artık gizlenmiyor ve varlığı resmen kabul edildi. Tarihteki birbirinden gizemli UFO vakalarında ele geçirilen her şeyin buraya götürüldüğü ve incelemeye alındığı biliniyor. Şaşırdınız değil mi? Daha uçuk iddialar ise 51. Bölge’de uzaylıların canlı olarak muhafaza edildiği! Tüm bunlar üst düzey gizlilikte yürütülüyor.

3. NASA araştırmaları ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) araştırmaları ve UFO’larla ilgili gerçekleri gizleme çabaları uzaylıların varlığını ve uzayda yaşam olduğu iddialarını kuvvetlendiriyor. 4. Amatör kayıtlara sahne olan UFO videoları UFO gördüğünü iddia eden ve bu görüntüleri kayıt etmeye çalışan kişilerin elde ettiği ilginç görüntüler… 5. İtiraflar Pilotlar ve araştırmacılar gibi üst düzey isimlerin emekliliklerinden sonra yaptıkları UFO itirafları, uzaylıların varlığına dair önemli bir ispat olarak karşımıza çıkıyor.

6


RÖPORTAJ

RÖP RTAJ Kasım ve Aralık ayı konseptimiz olan “Çocuk” çerçevesinde AÇEV Vakfı kurucularından Canan Erman ile vakıf ve kampanyaları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Öncelikle sizi tanımak isteriz… Canan Erman kimdir? Notre Dame De Sion Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1972 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü tamamladım. Bizim mezun olduğumuz dönemlerde psikoloji bilimi bugünkü kadar önemli bir yere sahip olmadığı için, ilk birkaç yıl lisemin bana katmış olduğu yabancı dille tercümanlık tarzında işler yaptım. Daha sonra ise Oyak Renault firmasında işe girdim. Ardından da evlendim ve çocuk sahibi oldum. Bu süreçte Yapı Kredi Çocuk Evi’nden yöneticilik teklifi aldım ve özellikle çocuklarla birlikte olabilmek için bu kuruma geçiş yaptım. 1987 yılında Profesör Sevda Hanım ile tanıştık. Sevda Hanım ile tanışmam benim için mesleğimle ilgili bir dönüm noktası oldu ve o andan itibaren mesleki hayatıma çocuklarla ilgili işler yaparak devam etme kararı aldım. Sevda Hanım, ben ve üç arkadaşımız daha hep beraber Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araştırma programını yürüttük. Program kapsamında o kadar güzel sonuçlar elde ettik ki; “Buna devam etmeliyiz, hatta vakfa dönüştürmeliyiz” dedik. Özellikle günümüze kadar süregelen Anne-Çocuk Eğitim Programı esaslı vakfımızı, çeşitli kurumların sponsorluk desteğiyle 1993 yılında “AÇEV” ismiyle kurmuş olduk.

Hazırlayanlar: Cansu Gümüşçü, Emir Gözüm

“ Sizce Türkiye’de çocukların eğitimine yeterince önem ve değer veriliyor mu? Değer verildiği düşünülüyor ancak ne yazık ki verilmiyor. AÇEV de bu konuda çok çabalıyor fakat çoğu zaman Milli Eğitim Bakanlığı’ndan beklediği onayı göremediği için bir şey yapamıyor. Ülkemizde özellikle çocukların 5 yaşından itibaren okula alınmaya başlandığı zamandan itibaren okul öncesi eğitim çok kötü duruma geldi. Okul öncesi eğitim 3 - 4 yaşlara indi ve çoğu ailenin de maddi durumu el vermediği için direkt okuldan başlatmak zorunda kaldı. Kısacası son derece önemli olan okul öncesi eğitimden çocuklar eksik kaldı. Türkiye’de anne ve babaların çocuklara yaklaşımı sizce nasıl? Anne ve babaların üstlenmesi gereken roller neler olmalıdır? Türk aileleri çok iyi niyetli. Kültürümüzde bir laf vardır “Saçını süpürge etmek” diye. Gerçekten de bizim ailelerimiz bu derece fedakar ve korumacılar. Belirli bir doza kadar bu özellikler çok verimli olabilir. Bizim Türk ailelerindeki en büyük problem ise korumacılık ve fedakarlık konusunda dozajı pek tutturamamak. Ayrıca bizim kültürümüzün barındırdığı gelenekler, görenekler ve dini inançlar da ailelerin korumacı bir tutum sergilemesine sebep oluyor. Asla “kültürel değerlerden uzak çocuk yetiştirilmelidir” düşüncesini savunmuyorum ancak her zaman için dini kurallar değil, evrensel yargılar baz alınmalıdır. Kültürel değerlerin işlevi, işte o zaman baskıcı bir tutum meydana getirmekten uzaklaşarak çocuğun potansiyelini en yükseğe çıkarmaya yarıyor. Yurtdışında ise aileler daha eğitimli ve bu yüzden de çok daha bilinçli davranıyorlar. Çocuklar bile ortalama üç yaşından itibaren anaokulu ve yuva ile eğitimlerine başlamış oluyorlar. Okul öncesi eğitim çok daha iyi bir şekilde ve eşit şartlarda verilmiş oluyor, eğitim anlamında temeli daha sağlam çocuklar yetiştiriliyor.

7


RÖPORTAJ

Asıl konumuza geri dönecek olursak, AÇEV ne zaman ve nasıl kuruldu? Sizin, vakfın kuruluşundaki rolünüz nedir? AÇEV, 1993 yılında kurulan bir sivil toplum kuruluşudur. Belli vakıflar kurulur, belirli bir misyonları vardır ve bu misyona göre çeşitli faaliyetler düzenlerler. AÇEV’in bu vakıflardan farklı yanı halihazırda var olan belli bir programın üzerine kurulmuş olmasıdır. Denenmiş, ispatı ve araştırması çoktan yapılmış bir programdır bu. 1987’de tesadüfi bir şekilde Profesör Sevda Hanım ile yolum kesiştiğinde İstanbul’da 5 farklı ilçede, araştırma kapsamında bu program uygulanıyordu. Biz de içlerinden Zeytinburnu’ndaki bir anaokulunda uygulayıcı olarak çalışmak istedik. Programı öğrenip uygulamaya başladık. O zamanlar bu program 25 hafta sürüyordu. Ama anneleri 2 haftadan daha seyrek sıklıkla görebildiğimiz için program 2 yıla kadar yayılabiliyordu. Tabii bu 2 yıllık süreçte eğitim verdiğimiz yer kapanabiliyordu, veliler başka yere taşınma kararı alabiliyorlardı ve benzer sebepler yüzünden programı istediğimiz gibi uygulayamıyorduk. En sonunda 25 haftalık eğitimi 1 yılda bitecek şekilde revize ettik ve yeni haliyle uygulamaya koyduk. Böylece AÇEV ’in temelleri atılmış oldu. AÇEV’in çocuklarla olan ilişkisi tam olarak nedir ve neyi hedefliyor? AÇEV’in uzman olduğu iki alan vardır; erken çocukluk ve yetişkin eğitimi. Sadece çocuğa değil çocuğu yetiştirene de çok önem verir. Çocuk ve aileyi birlikte ele alır ki bir bütün içinde çocuklar eşit fırsatı yakalayabilsinler...

Ben Isparta’daydım... Dağların eteklerindeki köy okullarında birebir çalıştım. Arabalar ile birlikte köylere güçlükle ulaşabildiğimiz yerlerde dahi böyle programlar uygulayabildiğimizi düşünmek beni her zaman çok mutlu ediyor. Yetişkinleri çeşitli konularda bilinçlendirmeyi amaçlayan çalışmalarınız var. Bu çalışmalar kimlere hitap ediyor? Ne şekilde gerçekleşiyor? 13 hafta boyunca sadece velileri bilinçlendirme amaçlı anne destek ve baba destek programımız var. Burada çocuğa dolaylı yoldan eğitim veriliyor. Çocuk yetiştirme yöntemleri, cinsel eğitim, çocuk ile iletişim konuları sohbet şeklinde konuşuluyor. Veliler haftada bir gün iki saatlerini ayırıyorlar. İşlenilen konuyla ilgili o hafta evde nasıl bir uygulama yapacaklarına dair kararlar alıyorlar ve ertesi hafta bu kararları ne kadar uygulamaya koyabildikleri konusunda konuşuyoruz. Program, AÇEV’in o dönem içerisinde işbirliği yürüttüğü kurumlara mensup kişilere hitap ediyor. Mesela bir dönem Tarım Köy İşleri Bakanlığı ile çalışıyorduk ve orada çalışan tüm kişilere bu eğitimleri verdik. AÇEV’e destek vermek isteyen bir kişi neler yapabilir? İnternet sitemiz üzerinden çocuklar için ufak alışverişler yapabilirler. Ayrıca para bağışında bulunabilirler, düzenlediğimiz kampanyalara katılabilirler. Maddi destek vermeye imkanı bulunmayanlar ise gönüllü olarak, emekleriyle bizlere destek verebilirler. Destek olmak isteyen tüm okurlarınız ayrıntılara http://www.acev.org adresinden ulaşabilirler.

AÇEV’in bunca çalışması arasından “Anne - Çocuk Eğitim Programı” oldukça verimli ve ses getiren bir çalışma oldu. Bu programın içeriğinden ve farkından bahseder misiniz? Bu program AÇEV için çok özel ve AÇEV’in temelini oluşturan bir programdır. AÇEV’in uygulamakta olduğu, sayabileceğim birçok program var ve bu programların hepsi Anne - Çocuk Eğitim Programı’nın yavrularıdır. Asıl amacı; anasınıfına gidememiş, eğitim fırsatı yakalayamamış çocukları annesi kanalı ile okula hazırlamaktır. Her hafta aileye bir dergi verilir, anneye ise 25 hafta boyunca özel eğitimler aldırılır. 25 hafta içerisinde iki defa da babalarla program yapılır. Tüm aileyi kapsayan, yelpazesi geniş bir programdır. Milli Eğitim Bakanlığı ile AÇEV’in beraber yaptığı çalışmalar ile ilgili bir örnek paylaşabilir misiniz? Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteği ve Vodafone’un sponsorluğu ile 81 ilin kırsal kesiminde ve köyünde 10’ar okul seçildi. Bu okullarda sıfırdan anasınıfları inşa edildi ve AÇEV’in çalışmaları başlatıldı. Buradaki çalışmaların asıl amacı kırsaldaki çocuklara eşit fırsat sağlamaktı ve bu kapsamda sınıf öğretmenleri eğitildi, ücretsiz dergiler hazırlandı, ailelere veli destek programı uygulandı.

8


DEĞiŞiK Bi’ ŞEYLER

ECEM .. .. GOZUM

Merhaba Sevgili Raptiye Okurları,

Her ay köşemi yazarken baskıya yetiştirebilmek için verilen son teslim tarihlerine dikkat etmeye ve yazımı zamanında teslim etmeye çalışırım. Ancak bu ay ne olduysa son güne kaldım, kendi kendime kızarken aslında bir sebebi varmış dedim ve bunu güzel bir şeye dönüştürmeye karar verdim. Fenerbahçe Leo Kulübü olarak bu dönem her toplantımıza belirli bir konu hakkında bilgilenmek için konuk konuşmacılarımız geliyor. Kasım ayı toplantımıza da Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’ndan çok değerli bir gönüllü dostumuz Elanur Bektaş katılım gösterdi. Sunum anında yaşadığımız duyguları asla kelimelere dökemem. Ne kadar çok minik canın başına geliyormuş bu zalim hastalık diye düşündük hepimiz, sayılara inanamadık. Başta çok üzüldük, en azından ben çok çaresiz hissettim ve neler yapabiliriz diye düşünmeye başladım kendimce. Fakat KAÇUV zaten o kadar güzel ve özel şeyler yapıyormuş ki biraz daha rahat nefes alabildik. Ben de bu ay köşemi bu güzel vakfı tanıtmaya ve neler yapabiliriz onları öğrenmeye ayırdım. Hem vakıf gönüllüsü olarak hem de kulüplerimiz olarak destek olmak adına bir sürü proje geliştirmeye başladık. İlk olarak yılbaşı konseptli el yapımı kartpostallar hazırladık ve elde ettiğimiz gelirle kardeşlerimize destek olmayı planlıyoruz. Biz de bu güzel kardeşlerimize umut olmaya devam edeceğiz…

Peki, KAÇUV tam olarak nedir, ne alanlarda faaliyet gösterir, neler yapar, biz nasıl destek olabiliriz şimdi bunu inceleyelim.

Çocuklarda kanser erişkinlere oranla 100 kat daha az görülür. Bir başka deyişle, tüm kanserlerin sadece % 2-4’ü çocuklarda görülmektedir. Her yıl 1 milyon çocuktan 120’sinde kanser gelişmektedir. Çocukluk çağı kanserleri en sık ilk 5 yaşta ve 10-15 yaş döneminde ortaya çıkmaktadır. Çocukluk çağı kanseri tedavisi gören çocuklar ve ailelerine, ayrıca Vakfın faaliyetlerine destek olacak çalışmalarda gönüllü olarak katkı sağlayabilirsiniz.

9


DEĞiŞiK Bi' ŞEYLER KAÇUV, 2000 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Servisi’nde çocukları tedavi görmekte olan aileler ile hekimlerinin bir araya gelmeleriyle kuruldu. Maddi sorunları nedeniyle tedavileri aksama riski taşıyan çocukların tedavilerinin sürekliliğini sağlayarak, kanserle mücadelede önemli bir gereksinim olan psikolojik destek ve çocuk psikolojisine uygun tedavi ortamı sağlamaktadır. Vakıf, çocukların tedavi süreçlerinde Aile Evi’nde ve Çocuk Hematoloji-Onkoloji Servislerinde psikolojik, sosyal, fiziksel ve tıbbi açıdan yaşam kalitelerini arttıracak etkinlikler yürütmektir. Şehir dışından İstanbul’a tedavi için gelen ailelerin tedavileri süresince ücretsiz konaklayabileceği Aile Evini 2012 yılında hizmete açmıştır. Kamuoyunda farkındalık yaratarak, çocukluk çağı kanser hastalığının erken tanısı için yayınlar ve projeler hazırlamaktadır. “Nerede yaşam varsa, orada umut vardır” inancı ile tedavisi süren çocuklarımızın iyileşmelerini sağlamak, sağlıklı yetişkin bireyler olarak topluma kazandırmak KAÇUV’un en büyük amacıdır.

Kimler KAÇUV’da gönüllü olabilir? • 18 yaşını dolduran, • Çocukluk çağı kanseri tedavisi gören çocuklarla ya da bu konuyla ilgili faaliyetlerde çalışmaya istekli, • Düzenli olarak Vakfın çalışmalarına katılabilecek, • Vakfın çalışmalarını ve misyonunu kabul eden, HERKES KAÇUV‘da gönüllü olabilir. Hangi alanlarda gönüllü olabiliriz? Aile Evi Destek Gönüllüsü, Aile Destek Gönüllüsü, Çocuk Etkinlik Gönüllüsü, Hastane Destek Gönüllüsü, İletişim Gönüllüsü, Kaynak Geliştirme Gönüllüsü, Merkez Ofis Gönüllüsü ve Sosyal Medya Gönüllüsü olarak başvurularınızı yapabilirsiniz.

AİLE EVİ KAÇUV, 2012 Mart ayında düzenlendiği kampanyalarla ve İstanbul Valiliğinin destekleri ile Aile Evi’nin inşaatını tamamladı. Aile Evi, çocuklarının tedavisi için şehir dışından İstanbul’a gelen ekonomik olarak dezavantajlı ailelere ücretsiz olarak konaklama, gıda, temizlik, sosyal alanlar, mutfak ve kısmi giyim ihtiyaçlarını karşılayarak hizmet veren bir merkezdir. Tedavisi devam etmekte olan hasta çocukların aileleri ile birlikte konaklama imkânı bulduğu Aile Evi bağışçı destekleri ile tamamlanmıştır. Aile Evi 2 adet tek kişilik, 12 adet çift kişilik odaları ile 14 odadan oluşmaktadır.

10


TECH&TECH

Değerli Raptiye Dergisi okurları, Bu ay sizlere WikyWatch adlı ürünü anlatacağım. Son günlerde cinsiyet farkı gözetmeksizin çocuklar hakkında çıkan kötü haberler ile sarsılıyoruz. Kendimizden bile çok düşündüğümüz, değer verdiğimiz neslimiz, bizim yanımızdayken güvendeler. Ama etrafında güvendikleri birileri yokken aynı durum ne kadar geçerli?

WikyWatch

Ç

ocuk Güvenlik Saati ile benim yazmaya cesaret bile edemediğim şeylerden onları korumak, onların güvenliğini sağlamak ile ilgili tereddütlerimiz bir nebze de olsa azaltılabilir.

Bu saatlerin öncelikli amacı çocuğunuzun yerini belirlemek ve onu takip etmek. Bu takip sistemi GPS ve LBS teknolojileri kullanılarak gerçekleştiriliyor. Açıklamak gerekirse, GPS uydu ile yer tespiti sağlayan bir teknolojidir, LBS ise baz istasyonları aracılığı ile yer tespiti yapan teknolojidir. Çocuk Güvenlik Saati‘nde bu iki teknolojinin de yer almasının sebebi ise hem kapalı hem de açık alanlarda yüksek hassasiyetle nokta atışı konum tespiti yapabilmek. Çocuklarımıza her an ulaşabilmek için güvenlik de bir o kadar önemli bir ihtiyaç. Türkiye’de bu ihtiyaçtan hareketle sunulan teknolojik pazara girenlerden biri Wiky Watch oldu. Aslında 2014 yılından itibaren geliştirilen birçok ürün mevcut ama benim araştırdığım ürünler içerisinde tasarım, kullanım kolaylığı ve özellik çeşitliliği bakımından “en”leri sunan bu ürün aynı zamanda akıllı telefon ile akıllı saat teknolojilerini birleştiriyor. Yani kısacası herhangi bir operatöre ait mikro SIM kart ile çalışabilme özelliğine sahip.

11


TECH&TECH

iOS ve Android cİhazlar İçİn sunulan “SeTracker” uygulaması İle çocuğunuzun o anda nerede olduğunu harİta üzerİnden takİp edebİlİyorsunuz ya da uygulama üzerİnden belİrledİğİnİz güvenlİ alanın dışına çıktığında (okul, kreş, ev vb.) SMS bİldİrİmİ alabİlİyorsunuz.

Yine harita üzerinden çocuğunuzun eve dönüşte hangi yolları kullandığını da takip edebiliyorsunuz. Adım sayar ve kalori takip gibi temel sağlık verilerini de tutan cihaz ile telefonlaşmak veya mesajlaşmak da mümkün. Cihaz üzerinde bulunan acil durum butonuna (SOS tuşu) basıldığında çocuğunuzun son konumu önceden belirlediğimiz listedeki isimlerle paylaşılıyor (Akraba, öğretmen gibi). Akıllı saat/telefon çocuğun kolundan herhangi bir şekilde çıktıysa ve belli bir süre içerisinde tekrar koluna takılmazsa yine size uyarı mesajı geliyor. 4-12 yaş arasındaki çocuklar için tasarlanan Wiky Watch’un Türkiye satış fiyatı ise 399 TL. Cihazın aktif bir şekilde kullanılabilmesi için SIM kart ile birlikte ortalama 1 GB’lik internet paketinin de alınması gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Cihaz özelliklerini kısaca özetlemek gerekirse: • • • • • • • • • • • • •

Saat, Telefon olarak çift yönlü konuşma, 1.5 saat şarj ile ortalama 4 gün kullanım süresi, 3 farklı renk seçeneği (mavi, pembe, yeşil), Uygulama üzerindeki Akıllı Çocuk Rehberi’ne 10 kişi ekleme, Harita üzerinden konum takip etme, “Saat Çıkarıldı” alarmı, Telefonu uzaktan kapatma, Acil durumda SOS tuşu ile konum/sesli mesaj gönderme, Bas Konuş tuşuna basılı tutarak sesli mesaj gönderme, Adımsayar, USB bağlantı iOS ve Android için SeTracker uygulaması.

Hepinize teknolojik günler diliyorum.

12


MODA

2. yilini kutlayan Raptiye’ye verdigim 1 aylik kisa aradan sonra kaldigim yerden devam ediyorum . Bundan sonra kösemde . moda sitelerinde bulabileceginiz içerikler yerine moda dünyasinin bizzat kendisini anlatmaya karar verdim .

A

rtık her ay moda dünyasındaki bazı meslekleri, içinde bulunduğum dergicilik sektörünü ve olayın bazı gizlerini anlatmayı planlıyorum. Kronolojik olarak ilerleyecek olursak Fransa’da 1672 yılında basılan Mercure Galant, ilk moda dergisi olarak kabul edilir. Hala süregelen Vogue efsanesi de Amerika’da 1892 senesinde Arthur Turnure tarafından kuruldu. Vogue, ilk zamanlarında “lüks lifestyle dergisi” olsa da devam ettiği süreçte dünyanın en tanınan moda dergisine dönüşmeyi başardı. Condé Nast 1905 yılında Vogue’u satın aldıktan sonra derginin İngiltere, ardından İspanya ve Fransa edisyonları yayınlanmaya başladı.

Vogue’un küçük tarihini ele aldığımıza göre Vogue’un esas isminden bahsedebiliriz. Moda dünyasının tanrısı olarak da bilinen Anna Wintour kaküllü bob silueti ve gözünden çıkarmadığı siyah güneş gözlükleriyle tanınıyor. Wintour’un sağ kolu Vogue US’in geçen seneye kadar moda direktörü olan ünlü stilist Grace Coddington. Wintour’un Vogue Amerika yolculuğunda ona eşlik etmiş ve birlikte büyük işlere imza atmışlar. Anna Wintour trendleri, moda evlerinin geleceklerini, yükselen it-girlleri; yani kısaca modanın kaderini belirliyor. Daha detaylı bilgi için Vogue’un kutsal ayı Eylül sayısını anlatan belgesel The September Issue’yu izleyebilirsiniz.

Vogue Türkiye şubesine gelecek olursak, Vogue Türkiye’nin moda serüveni Mart 2010 tarihinde başladı. 6 senede Türkiye’de moda için büyük bir ilerleme kaydeden Vogue, sadece kendince gelişmekle kalmadı Türk modasının da dünyada tanınmasında büyük rol oynadı.

13


ASTROLOJi

. ASTROLOJI

2017 için geri sayım yaptığımız şu günlerde herkesi olduğu kadar astroloji dünyasını da yeni bir yılı karşılayacak olmanın heyecanı sardı. Yepyeni bir yıldız haritasıyla, yorumlarla ve öngörülerle biz de 2017’ye hazırlanmaya başladık. Önümüzdeki aydan itibaren sizlerle yeniden burç yorumlarımı paylaşmaya devam edeceğim. Bu senenin son köşesini de Çin burçlarına ayırdım, herkese iyi okumalar.

Hazırlayanlar: Ece Pirpir

. CIN . BURCLARI .

Ç

in astrolojisi, Latin astrolojisi gibi insanı 12 değişik burç ve sembollerle tanımlar ve kişinin burcunu bulmak için doğum tarihini kullanılır. Latin astrolojisi yıldız sistemleri ile ilgiliyken, Çin astrolojisi hayvanlar halkasından meydana gelmektedir. Yıllık burçlardan oluşan Çin astrolojisinde her yıl bir hayvan sembolü ile temsil edilir. 12 yıllık aralıklarla oluşturulan hayvan sembollerinin, M.Ö. 2637 yılından itibaren kişilik tanımlarında aynı sıra ve sistemle Çin astrolojisinin temelinde evrenin iki zıt güç arasındaki sonsuz çekişmesinden oluştuğu var sayılır. Erkek ve dişi kutupların simgelenmesi ile açıklanan iki zıt güç Yin ve Yang olarak adlandırılır. İki temel gücün temsilcileri ise Güneş ve Ay olarak belirtilir. Bu iki temel güce tahta, ateş, toprak, metal ve su elementleri de eklenerek Çin astrolojisinin temel yapısı oluşturulur.

Doğum Yılınıza Göre Çin Astrolojisi Tablosu

Çİn burçlarının genel özellİklerİ İse şöyle

Öküz

Maymun

Keçi

Ejderha

Kaplan

Horoz

Sabırlı, cesur, sadık, vefalı, tutucu.

Zeki, uyumlu, hilebaz, becerikli, açıkgöz, büyüleyici.

İyiliksever, kibar, duyarlı, sanatkar, hassas, kaygılı.

Enerjik, kuvvetli, güç sağlayan, başarılı.

Talihli, dinamik, huzursuz, cesur, ne yapacağı belli olmayan, yaşama bağlı ve yaşamı seven.

Tuhaf davranışları olan, eleştirel, patavatsız, hazır cevap, etkili, sanatkar ve yetenekli.

Fare

At

Köpek

Yılan

Domuz

Anlaşılması zor, esrarlı, akıllı, kendine güvenen, inatçı, azimli.

Dürüst, tutucu, popüler, neşeli, keyfine düşkün.

Tavşan Talihli, cömert, kibar, kültürlü, sanatkar, duyarlı.

Sempatik, çalışkan, toplumcu, tutumlu.

Serüvenci, gözü pek, güler yüzlü, toplumcu, herkesin beğendiği.

Dürüst, şefkatli, açık fikirli, yansız, nazik, zeki kavrayışlı.

14


KÜLTÜR & SANAT & SPOR

.. .. KULTUR & SANAT & SPOR Gulyabanİ

Beatles - Elvis Go Baroque

Bu aralar aklından “ah şöyle güzel bir aşk öyküsü olsa da izlesem” diye geçiren bir tek ben değilimdir diye düşünüyorum. Eğer siz de bu Aralık ayında benimle aynı hisleri paylaşıyorsanız sizin için çok güzel fakat bir o kadar da sıradışı bir hikayem var. İyi seyirler.

“Sihirli Flüt” ünvanlı uluslararası sanatçımız Şefika Kutluer adına düzenlenen festivalin 7.si bu sene Aralık ayında gerçekleşiyor. Biz de sizi çok ünlü Beatles grubunun ve Elvis Presley’nin ünlü eserlerinin Şefika Kutluer ve Peter Breiner yönetimindeki Bilkent Yaylılar Orkestrası tarafından barok tarzda yorumlanmasını dinlemeye çağırıyoruz. Bu tarzda bir konser kaçırılmamalı diyoruz.

Yer : Caddebostan Kültür Merkezi Tarih : 17 Aralık, 20.00

Estetİk Müdahale

Işık Denİzİnde bİr Gezgİn

Sanatçı Özgül Arslan’ın “Estetik Müdahale” adlı sergisi İstanbul’un Kadıköy İlçesinin simgesi haline gelen Kurbağalıdere’nin kirlilik sorununu konu alıyor. 2015 yılı Ağustos-Kasım ayları arasında Kurbağalıdere üzerine yerleştirdiği beyaz tül perde ile çalışmalarına başlayan sanatçı, bu sorunu çeşitli fotoğraf ve videolarla ziyaretçilerine sunuyor. Sergi, pazar günleri hariç her gün, 10.00 – 19.00 saatleri arasında gezilebilir.

Sergi, 19. yüzyıl resmine damgasını vurmuş bir sanatçı olan ve çoğunlukla deniz ile kentin iç içe geçtiği İstanbul’u ve Venedik’i konu alan resimleriyle bilinen Fransız sanatçı Félix Ziem’i ağırlıyor ve Kırım Savaşı döneminde İstanbul’da bulunan bu gezgin ressamın zihnine bir pencere açarak bizi onun gözünden bu kenti yeniden keşfetmeye çağırıyor. Daha yaşarken eserleri Louvre Müzesi’ne kabul edilen ilk sanatçı olma özelliğine sahip Ziem’in sergisini kaçırmayın derim.

Yer : Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi Tarihler : 24 Kasım - 21 Ocak 2017

15

Yer : Zorlu Center PSM Drama Sahnesi Tarih : 20 Aralık, 20.00

Yer : Pera Müzesi Tarihler : 14 Kasım - 29 Ocak 2017, Pazar


KÜLTÜR & SANAT & SPOR

Florence

Rogue One: Bİr Star Wars Hİkayesİ

New York’lu zengin bir kadın olan Florence Foster Jenkins’in büyük bir hayali vardır. O da bir opera şarkıcısı olmak. Piyasada ses getirmek için maddi olarak her şeye sahiptir, tek bir şey hariç: Ses. Fakat Florence bunu pek dert etmemektedir. Ünlü mirasçı Florance Foster Jenkins’in gerçek öyküsünü beyazperdeye taşıyan filmin yönetmen koltuğunda Umudun Peşinde filmiyle adından söz ettiren maharetli yönetmen Stephen Frears var. Florence Foster Jenkins’i usta oyuncu Meryl Streep canlandırırken filmde Streep’e Hugh Grant, Simon Helberg ve Rebecca Ferguson gibi ünlü oyuncular eşlik ediyor. Florence’ı Filmekimi’nde izleme şansı bulamayanlar filmi 23 Aralık itibariyle beyazperdede izleyebilecek.

Lucasfilm’in yeni “ara dönem filmlerinden ilki” olarak lanse edilen yapım bir grup beklenmedik kahramanın, imkansız görünen “Ölüm Yıldızı” planlarını çalma görevi için bir araya gelme hikayesini anlatıyor. Film, Death Star’ın planlarını çalmak için bir araya gelen bir ekibin mücadelesini merkezine alıyor ve bizleri 1977 tarihli Yıldız Savaşları: Bölüm IV’ten öncesine götürüyor. Gareth Edwards’ın yönetmenliğini üstlendiği filmin başrolünü Felicity Jones üstlenirken kadroda ayrıca Ben Mendelsohn, Riz Ahmed, Diego Luna, Mads Mikkelsen ve Forest Whitaker da yer alıyor. Senaryosu Chris Weitz’a ait olan filmin gösterim tarihi 14 Aralık.

15 . Türkİye Spor Ödüllerİ

KSM 28. Yıldırım Turnuvası

Spor Türkiye Medya tarafından düzenlenen, “Uluslararası Sporun Zirvesi İstanbul” etkinlikleri kapsamında düzenlenecek olan ’15. Türkiye Spor Ödülleri’ alanında zirvede yer alan, siyaset, spor, sanat, ekonomi ve iş dünyasının önemli isimlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Yerli ve Yabancı çok sayıda spor insanının katılacağı etkinlik kapsamında yapılacak panel, sunum ve söyleşiler sonrasında 2016 yılında başarılı olmuş sporcu ve yöneticilere ödülleri takdim edilecek.

Kadıköy Satranç Merkezi Yıldırım Turnuvaları Serisi devam ediyor. Bir gelenek haline gelen KSM Yıldırım Turnuvası yılın son etkinliğine ev sahipliği yapıyor. Profesyonel ve amatör oyuncuları buluşturan turnuvaya Kadıköy Satranç Merkezi internet sitesindeki başvuru formunu doldurarak başvurulabiliyor. Eğer siz de profesyonel oyunculara meydan okumak istiyorsanız bu fırsatı kaçırmayın. Yer : Kadıköy Satranç Merkezi Tarih : 24 Aralık Cumartesi

Yer : Zorlu Center Raffles Hotel Tarih : 19 Aralık 2016 Pazartesi, 19.00

16


LEZZET DURAĞI

TACO

Malzemeler

Yoğun hayat koşuşturmasının ağzınızın tadını bozmasına izin vermeyin! Biraz yaratıcı olmak isterseniz biraz etkileyici belki biraz da taco sever.. İşte bu tarif tam size göre! :)

• 4 adet taco kabuğu

Önce kıymalı dolguya başlayalım.. Geniş bir tavaya yağı koyup ısıtmaya başlıyoruz. Isınan tavaya kıyma ve soğanı ekliyoruz; kahverengileşinceye kadar bekliyoruz (Pişirme sırasında kıymayı çatal yardımı ile dağıtabilirsiniz). Baharatları, sarımsakları ekleyip kıymayı yaklaşık 20 dakika daha pişiriyoruz. Daha sonra pişen iç malzemeyi ateşten alıp kenarda beklemeye alıyoruz.

• 1 adet yağlı fırın kağıdı • 1 çorba kaşığı ayçiçek yağı • 300 gr. kıyma • 1 adet soğan • 2 çay kaşığı kimyon • 1 diş sarımsak • 2 çay kaşığı acı kırmızı toz biber • Bir tutam acı kırmızı pul biber (acı dayanma derecenize

Sıra taco da.. Önce fırınımızı 180 dereceye ayarlayıp ısıtıyoruz. Bu sırada yağlı fırın kağıdını fırın tepsisine yerleştiriyoruz ve taco kabuklarını ağızları yere bakacak şekilde diziyoruz. Isıttığımız fırında tacoları 2-3 dakika kadar pişiriyoruz. Hazır olan taco kabuğunun birini elimize alıyoruz ve diğer elimiz ile de içine bir çorba kaşığı kıymayı koyuyoruz. Marul ve rendelenmiş peyniri üstüne döküyoruz. Sonrasında avokado dilimleri, ekşi krema ve küçük yeşil biberlerimiz ile tacomuzu süslüyoruz. Ve en sonunda taco sosu döküyoruz.. İşte ilk tacomuz hazır!

göre) • Tuz • Karabiber • 4-5 yaprak marul • 10 gr. rendelenmiş cheddar peyniri • 1 adet avokado • 4 çay kaşığı ekşi krema • 10 gr. küçük yeşil biber • 1 yemek kaşığı taco sosu

17

Aynı işlemi diğer tacolara da uygulayarak 4 kişilik bir taco menüsü hazırlayabilirsiniz. Hem pratik hem havalı bu menü için malzemeler her zaman evinizde olmayan ürünler olabilir ancak bir kere aldığınızda birkaç sefer daha sizi malzeme aramakla uğraştırmayacak ürünler olduğu kesin. Not: Bu tarifi isterseniz tavuklu da yapabilirsiniz. Tabii ki tacolarınıza koymak istediğiniz başka malzemeler de var ise ağız tadınıza göre iç malzemeyi çeşitlendirebilirsiniz. Afiyet olsun! :)


2NY / MUTLU GÜNLER

NELER yaPTIK? 1 Kasım

Yönetim Kurulu Toplantısı

18 Kasım

Anadoluhisari Leo Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi: Karaoke Party

5 Kasım

4 Kasım

Sahilyolu Leo Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi: Kot&Şarap

19 Kasım

Salacak Leo Kulübü Kasım Ayı Toplantısı ve Üye Giriş Töreni

4 Kasım

GMT Toplantısı

19 Kasım

Beykoz Leo Kulübü Hizmet Aktivitesi: Yeni Bir Hayat Çiz

Zeytinburnu Leo Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi: Halloween Party

20 Kasım Fenerbahçe Leo Kulübü Kasım Ayı Toplantısı

12 Kasım MD 118 Anıtkabir Ziyareti

22 Kasım Çatalçeşme Lions Kulübü Kasım Ayı Toplantısı

13 Kasım Kulüp içi kaynaşma aktivitesi: Kahvaltı 25 Kasım Atalar Leo Kulübü Gelir Getirici Aktivitesi: Pijama Partisi

15 Kasım

14 Kasım 118Y LYÇ Kasım Ayı Konseyi

Fenerbahçe Lions Kulübü Kasım Ayı Toplantısı

26 Kasım Başkanlar ve Kabine 2. Toplantısı 27 Kasım Topluluk Karşısında Konuşma Semineri

Sahilyolu Leo Kulübü Kasım Ayı Toplantısı ve Üye Giriş Töreni

27 Kasım

-

NELER yaPacaGIZ?

8 ARALIK

25 ARALIK

18



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.