RAPTİYE NO: 49

5 ARALIK

KUTLU OLSUN!

C E L E B R AT E 5 T H D E C E M B E R I N T E R N AT I O N A L L E O D AY !

NO.49 ARALIK, 2018

DÜNYA LEO GÜNÜ

içindekiler 2

MESAJ VAR

3

ATATÜRK KÖŞESİ

Atatürk’ün Bilinmeyen Özellikleri

5

SERBEST BÖLGE

Kadına Şiddet

7

TARİH 101

9

GAME & TECH

Kara Perşembe Battle Royale

12

RÖPORTAJ

15

TARİHE İZ BIRAKANLAR

17

TRENDING TOPIC

19

TEKNOLOJİ

20

2 NY / 1 MG

21

KÜLTÜR & SANAT

5

/raptiyedergi

Yeni Üyelerimizi Tanıyalım Adolf Hitler

PlayStation 5

15

raptiyedergi@gmail.com

17

www.issuu.com/raptiyedergi

Dergimiz ile ilgili her türlü fikir ve görüşleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

MESAJ VAR! 4

49

Aralık 2018

Değerli Raptiye Okurları, 4 Kasım’da Kadıköy Leo Kulübü ile gerçekleştirdiğimiz “Kulübe Yapımı & Orman Beslemesi” ortak hizmet aktivitesi ile Kurtköy’de başladığımız Kasım ayını sonrasında ev sohbet ve adaylarla buluşma gibi kaynaştırıcı etkinlikler eşliğinde tamamladık. Bu güzel gelişmelerin yanı sıra Kasım Ayı Toplantımızda 3. Kesim Başkanımız Sn. Lion Turan Yurdakul’un yönettiği törenle sevgili Akın, Hilmi ve Simge’yi ailemize resmen katmış olduk. Kendilerine bu vesileyle tekrar aramıza hoş geldiniz diyorum!

Aralık ayına ise hızlı bir giriş yaparak Geçmiş Dönem Başkanlarımızdan Eralp Artman’ın moderatörlüğündeki Kulüp Güçlendirmemiz ile başlıyoruz ve hız kesmeden H.İ.S., Fries & Beers, Senin Sineman ve Özgür Tekerlek Komitelerimizin toplantılarıyla önümüzdeki aktivite ve hizmetlerin planlamasını yapmaya devam ediyoruz.

Bu ay 16 Aralık’taki aylık toplantımız sonrasında H.İ.S Projemiz kapsamında önce kedi evleri yaparak ihtiyaç noktalarına mama eşliğinde dağıtacak ve hizmetimizi tamamlayıp “Rakı KİKA”mızı gerçekleştirerek hem yarı dönem yorgunluğumuzu geride bırakıp önümüzdeki işler için motivasyon toplayacak hem de bir aradayken, biraz erkenden de olsa, 2018’e acısıyla tatlısıyla veda edeceğiz.

Bunlar dışında Aralık ayının bir diğer önemi ise elbette 5 Aralık Dünya Leo Günü. 1957 yılında 35 lise öğrencisi ile başlayan Leo hareketi; bugün 145 ülkede, 7.000’den fazla kulüp ve 175.000’den fazla üyesiyle çevreye duyarlı ve topluma fayda sağlayan çalışmaları ile fark yaratmaya devam ediyor. Leo’yla tanıştığım ilk günden bu yana parçası olmaktan gurur ve mutluluk duyduğum canım Fenerbahçe Leo Kulübü ailem; 5 Aralık Dünya Leo Günümüz kutlu olsun! Hep birlikte topluma ve çevreye daha fazla fayda sağladığımız nice yıllara!

Adnan Ayvaz Alp Yıldırım Ayşe Doğa Ülgen Caner Battaloğlu Kerem Sağlam

En derin Leo sevgi ve saygılarımla,

Melek Gamze Bayaltun Özlem Özkan

Özlem ÖZKAN 2018-19 Çalışma Dönemi Başkanı Fenerbahçe Leo Kulübü

2

ATATÜRK’ÜN HERKES TARAFINDAN BİLİNMEYEN ÖZELLİKLERİ Herkese merhaba,

tı nya turuna çıkmak

En büyük hayali dü

dili ve nya turuna çıkıp Türk dü r bi i yd tse ye rü yük Öm rını genişletmek en bü ala m lış ça ki de in er üz tarihi hayaliydi. uşu’ydu

Başucu kitabı Çalık

da bir Ama bunların arasın Binlerce kitabı vardı. başucuna hatta cephede bile nc yu bo tı ya ha i sin ne ta alıkuşu” Güntekin´in ünlü “Ç ri Nu t şa Re ı. ad ırm dan ay r gün rastgele bir yerin he , şır ta a nd nı ya p he romanını a okurdu. den aralar, birkaç sayf Hayvan sevgisi

“Fox” vdiği hayvan köpekti. se en a nr so n da lar At unda nin yatağının ayak uc zi` Ga ği, pe kö iği rd ve adını uyurdu. gün ğü o dereceydi ki bir Hayvanlara düşkünlü uş bir ğm do bilmesi için yeni misafirlerinin de göre a un aya Köşkü kabul salon tayla annesinin Çank retmişti. getirilmesini bile em Lacivert takım elbise

giymezdi

isi çizerdi. sarımlarını hep kend ta in in ler ise elb m kı Ta i sevmezdi.

Lacivert takım giymey

3

ATATÜRK KÖŞESİ

Kerem Sağlam

askeri Atatürk’ümüzün hep a rd ala yf sa bu r da Şimdiye ka r “kahraman” rgulandı. Atatürk’ü bi ve siyasi özellikleri vu mü hiç? Oysa n” olarak düşündünüz sa “in r bi de ğil de k “insandı”. olara liklerinin yanında bir te ni n tü üs m tü ız m üzülen, O, saydığı mek yiyen, ağlayan, ye n, pa ya o ny ba i O da bizim gib i. gülen, seven birisiyd , öfkeler, da hırslar, heyecanlar da ın m şa ya n nu O’ i Herkes gib ginin birazcık Ben bu ayki sayıda çiz iniş ve çıkışlar vardı. iklerini sizlere linmeyen insani özell bi zla fa k pe ıp çık a dışın . anlatmaya çalışacağım

Rumeli şivesi

k bazı rkçe konuşurdu. Anca Tü r bi iz m te ve li en Öz . esiyle telaffuz ederdi kelimeleri Rumeli şiv Hazin bir hikaye

yazık önemli yer tutan ve ne k ço m ne dö r bi da Hayatın hayatına evlenmesinden sonra ki Mustafa Kemal’in ın mezarının veren Fikriye Hanım n so e ld ki şe r bi jik tra Fikriye iyor. Bir rivayete göre nerede olduğu bilinm iş, bunu em ist Kemal’i öldürmek Hanım önce Mustafa ınca intihar etmiştir. yapamayacağını anlay hazırlatndi elleriyle kıyafet Papa’nın elçisine ke mıştır larının esinde tüm din adam ev rç çe nu nu Ka fet Kıya nınca, ğa çıkmaları yasakla dini kıyafetleriyle soka Milaslı e kendi terzisi Kemal Monsenyör Roncalli`y hazırlattı. eliyle bir koleksiyon

Sigara pazarlığı nda kendisini muayene Hastalığının başlangıcı ni e kaç paket sigara içtiği eden Dr. Fissinger günd ” demişti. Doktor bunu sormuş, Atatürk “sekiz ce esi gerektiğini söyleyin günde iki pakete indirm rmişti: gülümseyerek cevap ve yorum. Bundan sonra “Ben zaten iki paket içi cağım”. bunu sizin izninizle yapa !”

“Laiklik adam olmaktır

sırasında üyelerden İlk mecliste bir oturum geldiğini anlamadığını biri laikliğin ne manaya irlenmiş ve elini kürsüye söyleyince Gazi çok sin işti: olan üyeye cevap verm vurarak bir din bilgini !” ak olm hocam, adam “Adam olmak demektir rdı Fasulyesine poker oyna ama arkadaşlarıyla Kumardan hoşlanmaz rdı. Oyun sonunda fasulyesine poker oyna i. kazandıklarını iade ederd mazdı Kan görmeye dayana ğüs göğüse savaşmış Cephelerde düşmanla gö iği savaş meydanları biri olarak en ilginç özell alaşmasıydı. Gittiği yurt dışında kan görünce fen a kurban edilen hayvanlar gezilerinde kendisi için da ya r ne arda sırtını dö bakamaz böyle duruml i. kesilmelerini engellerd Bir ricası baş tacıdır laşırken çarşaflı bir Bir gün halk arasında do z Hanım benim hatırım kadına rastlamış, “Hafı ar mısın?” diye için başındaki örtüyü ac tüsünü açarak, sormuştu. Kadın baş ör ildi ve ellerini öptü.

Atatürk`ün önünde eğ ası Bilardo ve yüzme sevd rdı. Her gün at biner, Sportmen bir kişiliği va a do oynardı. Florya Plajı’n yüzmeye gider ve bilar sıklıkla gittiği biliniyor.

rs matematikti

En başarılı olduğu de

en başarılı dersi Eğitim hayatı boyunca imlere ilgisi hayatı matematikti. Pozitif bil boyunca sürdü.

Yağcılara çok kızardı r akşam sofrasında Yağcılara çok kızardı. Bi k de iltifat eden Abdülha kendisine gereksiz şekil iştir.

Hamit`e müdahale etm Favori mekanları zarı’nda Yorgo’nun Çemberlitaş’ta Tavuk Pa larından beri belirli Meyhanesi öğrencilik yıl yhaneydi. Lebon’a pasta aralıklarla gittiği bir me çorbası, Vefa’ya boza yemeye, Rejans’a borç içmeye giderdi.

Uykuyu sevmezdi na, i kısa hastalıklar bir ya Zaman zaman geçirdiğ en yatağına girmez ve sabah güneşini görmed diği zamana acırdı. uyumazdı. Uykuda geçir Anne sevgisi nra rüyalarında hep Annesinin vefatından so tığını görürdü. annesine ulaşmaya çalış e, Çiftlik arazisi içinde Ankara’da, sıkça ve gizlic kulübeye kapanır, olan Söğütözü’nde bir dın olan annesi için ömründe en sevdiği ka . saatlerce Kur’an okurdu

ATATÜRK KÖŞESİ

4

KADINA ŞİDDET Merhaba, ben Melek Gamze Bayaltun. Bu ay Serbest Bölge’de sizlere ülkemizin ve dünyanın gündemini ne yazık ki sıklıkla meşgul eden kadına şiddet konusunu ele alacağım. Keyifli okumalar!

Dünya nüfusu arttıkça insanların sebep olduğu üzücü olaylar da artış göstermekte; insanların ortak bir noktada buluşması, anlaşması daha da güçleşmektedir. Maalesef bu istatistiklere kendi ülkemiz de dahildir. Zaman geçtikçe, insanların birbirlerine olan toleransı azalıyor; tolerans azaldıkça insanlar karşısındakini anlamak için değil, sadece kendilerini anlatmak için çaba sarf ediyorlar. Hatta çaba sarf etmek de şekil değiştiriyor zaman geçtikçe. Şiddet kavramını bunun en yakın örneği olarak gösterebiliriz. Psikolojik şiddet, fiziksel şiddet ve maalesef bu iki türlü şiddetin ülkemizde sıklıkla kadınlara yönelik kullanılmasıyla önemli bir problem haline gelen kadına şiddet...

5

SERBEST BÖLGE

Melek Gamze Bayaltun

Kadına şiddet; insanların anlaşmak, konuşmak gibi kavramlardan zamanla uzaklaşması sonucunda doğan bir medeniyetsizlik hali. Çok eski çağlardan itibaren erkeklerin fiziksel olarak daha güçlü olduğu inancı zamanla şiddet gibi çok fazla olumsuz sonuç doğurdu.

Fiziksel anlamda sahip olunan fazla gücün her yerde kabul göreceği sanıldı. Bazı erkekler, hatta maalesef bazı kadınlar her şeyin fiziksel güç sayesinde ilerleyebileceğine inandılar. Maalesef yıllar süren olaylar sonucunda da ülkemiz 21. yüzyılda akıl almaz bir hale geldi. Peki çok mu geç kalındı değişiklik için? Gerçekten de bu saatten sonra hiçbir zaman değişmeyecek bir kavram mı kadına şiddet?

Değişeceğini dilemekle birlikte bu konudaki sessizliğin de bozulması gelecek için umut verici.

Bu kavramın değişebilmesi için en başa; ne zaman ve neden oluştuğuna dönülmesi gerekiyor belki de.

Erkeklerin fiziksel gücünü farkettiği o ana, bu gücü gündelik hayattaki bazı işlerde, gerektiği yerlerde kullanmak yerine insanların üzerinde kullanıldığı o ana. Sebep neydi?

Herhangi bir konu üzerinde çıkan anlaşmazlık sonucu haklılığını zorla kabul ettirmek, susturmak karşısındakini. Karşısındaki kadın korktuğunda, korktukça sustuğunda, sustukça bunun doğal olduğunu kabul ettiğinde erkek kendini daha da güçlü sandı.

Kendine olan güveni arttı, en azından öyle gösterdi dışarıya. Gerçekte olan, içinde daha da güçsüzleştiği, özgüveninin sıfırlandığı ama bunu kendisine dahi itiraf edemediğidir. Söz konusu erkek aslında kendine olan inancını kaybetmiştir. Karşısındaki kadınla orta nokta bulamamayı, daha doğrusu kendi sözünü geçiremediği ve ne yaparsa yapsın konuşarak kendisini anlatamayacağını fark etmiştir. Belki de kendisinin haksız olduğunu anlamıştır ve bunu kendisine itiraf edememiştir. Tam o anda, aklına ve diline olan inancını kaybettiği sırada, öfke dolu bakışları, hakaret dolu sözleri ve en çok, hatta tek güvendiği “güçlü kolları” devreye girmiştir.

21. yüzyılda, özgüvensizlikten doğan bu sonucu değiştirebilmek adına bu konu hakkında utanmadan, korkmadan konuşabilmeliyiz. Bizim

başımıza gelip gelmemesi değildir. Önemli olan şiddetle ilgili her gün haberler okumamız. Hâlâ değişiklik yaşanmamasıdır. Biz korkmadan konuştukça, korkan insanlara cesaret vereceğiz, umut aşılayacağız. Bundan bahsetmek değil, sebep olmak utanç vericidir. Kadınlarımıza, hatta geç olmadan çocuklarımıza vereceğimiz cesaret çok daha umut verici olacaktır. En basit örnek olarak, bir kadın utanmadan, korkmadan konuşup maruz kaldığı şiddeti şikâyet edebildiğinde, tüm ülke çoğunluğu olarak tek yürek olabiliyoruz.Bunun sonunda şiddet gösteren erkek korkuyor. Evde diline değil de koluna güvenen o erkek, halkın karşısında düzgün cümlelerle halkını yanına çekmeye çalışan bir beyefendiye dönüşüyor. Ne kadar ironik değil mi? Konuşmayı bilen biri varmış karşımızda. Fakat maalesef sadece yalan konuşabilen. İşte bu yüzden en az onlar kadar cesaretli olmamız lazım.Bu işkenceyi, bu medeniyetsizliği bitirebilmek adına durmadan bu konuyu gündeme taşıyarak şiddet gösteren kişileri deyim yerindeyse ifşa etmemiz lazım. Çünkü zaman geçtikçe geri döndürülemez bir hal alıyor, çünkü zaman geçtikçe sadece eğitimle bu insanları değiştirmek zorlaşıyor. Bu insanları değiştirmek eğitimle değil, toplumsal cezalandırmayla, utandırmayla olabilir ancak.

Bu insanların arasında her türlü eğitimi alıp belli bir yere gelmiş olanlar da var çünkü. Eğitimin devreye girdiği yer, biz kadınlar için olmalı.

Bu toplumda ne zaman, kimin bu durumla karşılaşabileceği belli değilken, karşılaşma ihtimaline karşı eğitim verilmeli. Cesaretlendirme çalışmaları yapılmalı. Aslında elin, kolun değil; aklın ve dilin daha güçlü olabileceği gösterilmeli.

Tüm bu çözüm yolları düşünüldükçe aslında hâlâ umut olduğu beliriyor akıllarımızda. Bunun biz kadınların suçu olmadığını, her ne yaparsak yapalım “ceza” ve “intikam” adı altında bunu hak etmediğimizi bilmemiz gerekiyor. Eylemi gerçekleştiren erkekler, ama bitirebilecek olanlar biziz. Bu mantık akıllarımıza yerleşip tüm hareketlerimizi etkilediği sürece, eylemler hemen bitmese bile, mutlu sona daha da yaklaşıyoruz.

Farkında olmalıyız ki, eğer ülke olarak gelişip ilerlemek istiyorsak kadınlarımızın katkısı büyük önem taşıyor.

Bir bireyi dünyaya getirmekte, onu yetiştirmekte ve saygıyı öğretmekte etkin rol alan biz kadınlar, yetiştirdiğimiz bireylerin bu ülkeye katkı sağlamasını istiyorsak çocuklarımıza en iyi eğitimi verebilmeliyiz.

Ve yine aynı şekilde en iyi eğitimi alabilmeliyiz. Tüm bu çalışmaların sonucunda ise hem birey, hem toplum, hem de ülke olarak gelişmek ve yol kat etmek kaçınılmaz olacaktır.

Umuyoruz ki günümüzde geçmişe göre azalan şiddet vakaları ileride daha da azalacaktır. Umuyoruz ki yeni nesiller bu kavramın tanımını dahi bilmeyecektir. Daha aydın geleceklere!

SERBEST BÖLGE

6

1929 BÜYÜK BUHRAN: KARA PERŞEMBE Evvvvvet sevgili Raptiye severler ve okuduktan sonra sevecekler.

Malumunuz ekonomik bir çöküntü var sağımızda solumuzda arkamızda önümüzde.

Evlerdeki, okullardaki gençler bizim neden Amsterdamımız yok diyor. Biz neden gidemiyoruz diyor.

Ben de bu durumu göz önünde bulundurarak dünya tarihinde gerçekleşmiş en büyük ekonomik krizi anlatayım dedim bu ay size.

Bakalım 1929’larda nasılmış bu olaylar?

7

TARİH101

Alp Yıldırım

Büyük Buhran

K

ara Perşembe, 1929 yılında başlayan ve 1930’lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Kuzey Amerika ve Avrupa merkezli başlayan buhran, dünyanın geri kalanında da yıkıcı etkisini göstermiştir. Büyük Buhran’dan en çok sanayileşmiş ülkeler etkilenmiştir. Bunalımdan etkilenen birçok ülkede inşaat faaliyetleri durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki %40-60’lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir. 1929 Bunalımı temelde ABD’de borsanın çöküşüne ithaf edilse de; o yıllarda yeryüzündeki ekonomik koşullara, krizin büyüklüğü ve etkisine bakıldığında Büyük Dünya Bunalımı adını almayı hak ettiği açıkça görülmektedir.

Bunalım dünyada 50 milyon insanın işsiz kalmasına, yeryüzündeki toplam üretimin %42 oranında ve dünya ticaretinin de %65 oranında azalmasına neden olmuştur.

1929 yılına kadar dünyada oluşan diğer krizlere bakıldığında dünya ticaretinin en fazla %7 oranında düştüğü düşünülürse 1929 bunalımının ne derece etkili olduğu tahmin edilebilir.

Sebepleri nelerdi?

Dünyayı etkileyen pek çok olay üzerinde olduğu gibi bu olayın da sebepleri üzerinde çok sayıda araştırmalar ve değişik yorumlar yapıldı ancak bunların genelinde yer alan ortak birkaç sebebi şöyle sıralayabiliriz: 1- Amerika’daki şirketlerin mali güçleri.

1870’li yıllarda ABD’de irili ufaklı pek çok şirket varken I. Dünya Savaşı’nın getirdiği zorluklar karşısında küçük şirketler birleşmek zorunda kalmış ve savaş sonrasında tekeller oluşturmuşlardır.

1929 yılına gelindiğinde Amerikan ekonomisinin %50’si üzerinde söz

3- Başkan Hoover yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği de başka bir sebep olarak karşımıza çıkıyor. Bu düşüncenin savunucuları2- Bankaların yapılanna göre başkan Hoover masını henüz tamamyönetimi, 1920’lerde layamaması ya da kötü hüküm süren liberal yapılanmış olması bir ekonomi anlayışına göre diğer sebep. Bankaların ekonomiye devlet müdasermaye esaslarını, halesi yapmamayı uygun rezerv ve kredi oranlarını görmüştü. Ancak 1929 belirleyen yasalar yoktu. krizine müdahale etmeÖrneğin şirketlerin mali menin toplumsal maliyeti tablolarının güvenilirliğini çok büyük olmuştu. Daha sağlayan yasalar yoktu. sonraları başkan müdaBu yüzden yatırımcı sene- haleye karar verdiğinde dini aldığı firma hakkında ise hem çok geç olmuştu yeterince bilgiye sahip hem de müdahale başarılı olamıyordu. Yine ticari olmamıştı. bankaları yatırım bankalarından ayıran yasalar da mevcut değildi. sahibi olan holding sayısı 200 kadardı. Bu da tek bir holdingin bile iflasının ekonomiyi sarsmaya yeteceğini gösteriyordu.

Peki ya Türkiye nasıl etkilendi?

Türkiye, 1929 bunalımı karşısında kalkınmasını sağlayabilmek için ihracat ve ithalatını artırmak zorundaydı ve bunu sağlayabilmek için çeşitli politikalar izledi. Türkiye, 1933’te dış ödemelerde tercih edilmeye başlanan kliring ve takas sistemini uyguladı. Kliring sistemi malını alanın, malını alma ilkesine dayanır. Bu sistemde ithalat ihracata bağlandığından, ihracat teşvik edilmiş olur. Nitekim Türk Hükümeti mümkün olduğu kadar bütün ülkelerle kliring ve takas anlaşması yapmaya çaba harcadı.

Türkiye ile ticaret ve ödeme anlaşması yapan ülkelere ithalatta öncelik tanıdı.

Halen dünyada yaşanmış olan en büyük ekonomik kriz 1929 Krizi’dir. Bu krizin dünyayı en az I. ve II. Dünya Savaşları kadar etkilediği de açıktır. Büyük bunalımın yol açtığı 1930’lar dünya tablosuna bakıldığında ekonomik krizlerin bazen insanlık tarihini etkileyecek boyutlara varabileceğini rahatlıkla görebiliriz. Bu yüzden ekonomik krizlere yalnızca ekonomik değil aynı zamanda sosyal hatta politik bir olgu olarak da bakılmalıdır.

TARİH101

8

Merhaba Sevgili Raptiye Okurları, Geçen ayki köşemde e-spor ve e-spor alanında bulunan popüler oyunlardan bahsetmiştim. Bunların ikisi, açılımı “Multiplayer Online Battle Arena” olan MOBA oyunlar (Dota ve LOL) ve diğeri ise First Person Shooter (FPS) oyunu olan CS:GO idi. Bu ay, son dönemlerde daha önce bahsettiğim oyunların oyuncu topluluğu nüfusunu ve e-spor alanında ödül havuzu miktarı olarak bu bahsettiğim oyunların turnuvalarında belirlenen ödül havuzunu zorlayan bir oyun türünden bahsedeceğim: Battle Royale

BATTLE ROYALE

Battle Royale’in basitçe anlamı, hayatta kalan son oyuncu olmak için verilen herkesin yarattığı karakter ile bireysel olarak oynadığı ölüm maçıdır.

9

GAME & TECH

Caner Battaloğlu

H

er ne kadar Battle Royale oyun türünü ele geçiren oyunların çoğu kendi marifetlerine sahip olsa da bir maçın temel çerçevesi her zaman aynıdır: Büyük bir harita, büyük bir oyuncu havuzu, rastgele donanımlar bulmak ve savaşçıları daha gergin yüzleşmelere zorlamak için yavaşça daralan savaş arenası. Oyuncular; kendi başlarına tatmin edici, heyecan verici karşılaşmalar beklerken, gerçek hedefe ulaşamazsanız hepsi sadece bundan ibarettir. Son kalan siz değilseniz, kazanamazsınız.

Battle Royale, taktik askeri nişancı Arma 2 için özel mod olarak başlar ve daha sonra bağımsız bir oyun olarak piyasaya sürülen zombilerle savaş konulu DayZ oyunundan gelir.

2013 yılında DayZ Battle Royale modu ile oyun geliştiricileri herkes için ücretsiz olan bu oyun modunda popülerliğin potansiyelini görerek çalışmaya koyuldu. Sony Online Entertainment tarafından H1Z1 adlı oyun piyasa sürüldü ve geliştiriciler sadece oyuncu tabanını güçlendireceğine inanmakla kalmadı, aynı zamanda onu potansiyel bir hit e-spor olarak gördü.

Brendan Greene, H1Z1 yapımcı şirketi olan DayBreak ile yolları ayırdıktan sonra, Güney Koreli geliştirici Bluehole’dan yapımcı Chang-Han Kim tarafından, battle royale deneyimini merkeze alan yeni bir oyun üzerinde iş birliği yapmak için yakınlaştı. Arma mod için yarattığı formülü koruyarak ve çevrimiçi topluluk ismine sadık kalarak, sonunda PlayerUnknown’s Battlegrounds olacak olan oyun üzerinde çalışmaya başladılar. İlk bağımsız oyunu için

yaratıcı yönetmen rolünü üstlenen Greene, oyunda Bluehole ile kapsamlı bir şekilde çalışacaktı. Oyunda zaman geçirirken tasarladığı en gerçekçi Battle Royale olacağına inandı.

PlayerUnknown’s Battlegrounds’ın orijinal versiyonunda, büyük bir grup oyuncu, savaşmak ve kalan son adamı belirlemek için Erangel olarak bilinen 8x8 km’lik bir adaya terk edilmiş bir Sovyetler Birliği askeri üssüne getirildi.

Oyuncular adaya kargo uçağıyla taşınırlar ve seçtikleri yere kadar inip havada uçabilirler. Oyuncuları çevreleyen, etrafta yavaş yavaş kapanan ve daha fazla oyuncuyu bu süreçte çatışmaya sürükleyen, ezici bir mavi enerji alanı vardır. Son oyuncu son öldürmeyi aldığında, şu anda ünlü kutlama mesajı olan “Winner, Winner, Chicken Dinner” ile karşılaşır.

2017’nin sonunda PUBG, oyun platformu Steam’de 3 milyonun üzerinde aktif kullanıcı sayısına ulaşarak bu alanda en yüksek oyuncu sayısına sahip olan oyun olmayı başardı. Mart 2018 itibariyle, PUBG tüm platformlarda 40 milyonun üzerinde kopya sattı ve hatta ücretsiz mobil versiyonunu yayınladı. PlayerUnknown’s Battlegrounds, 2017 yılının oyunları hakkında en çok konuşulanlardan biriydi.

GAME & TECH

10

2017 yılında ortaya çıkarılan Epic Games’den Fortnite, Gears of War’ın yaratıcısı Cliff Bleszinski’nin dahil olduğu birçok çekirdek geliştiricisinin tutkusu oldu. Fortnite: Battle Royale’de, genel hız daha hızlıdır ve daha küçük bir harita ile diğer oyuncularla etkileşim oldukça yaygındır. Daha stilize bir tasarıma ve estetiğe sahip olan genel his ve atış mekaniği, askeri tarzı aksiyon oyunlarındaki kökleri ile uyumlu olarak, PUBG’nin gerçekçi atış tarzıyla karşılaştırıldığında, daha fazla arcade tarzıdır. Bir kargo uçağı yerine, oyuncular adaya inerken arka planda büyük müzik çalan bir uçan parti otobüsü ile adaya getiriliyor. Buradan, oyuncular battle royale oyunlarından bekleyeceğiniz aynı türden nişan alabilirler.

Bununla birlikte, Fortnite ve PUBG arasındaki büyük fark, inşa mekaniğinin dahil edilmesidir. Oyuncular, duvarlar ve merdivenler gibi yapılar inşa etmekte kullanılan kaynaklar için çevredeki nesneleri parçalayabilir. Bu, oyuncuların kendilerini saldırılardan korumak veya haritanın etrafındaki yerlere ulaşılamayacak noktalara ulaşmak için savunma yapıları oluşturmalarına izin verir. Bir oyunun çoğunu inşa etmek zorunda kalmadan yaparken, ilk 20’deki son savaşlar, binanın hızını ve karmaşıklığını gözler önüne serer. Yapı oluşturulmasına dair temel bir anlayış ve başkalarına ayak uydurmak için gerekli beceri, maçların sonuna doğru hayatta kalmak için bir zorunluluk haline gelir.

11

GAME & TECH

Fortnite 2018’in başlarında, PUBG’nin bir adım öne geçti.

Birçok yönden Fortnite, doğrudan rakibi PUBG’ye kıyasla daha erişilebilir bir oyundur. Bu sadece daha estetik olan yapısı ve içerik açısından daha stilize ve karikatürize tarzından dolayı değil, aynı zamanda PUBG’nin 29,99 USD fiyat etiketiyle karşılaştırıldığında, ücretsiz bir oyun olmasından kaynaklanır..

2018’de, geliştirici Boss Key Productions’ın kapanışında The Darwin Project, S.O.S., Paladins: Battlegrounds ve Radical Heights gibi oyun modunu çevreleyen ve aynı mantaliteyi kovalayan birkaç oyun gördük. Mayıs ayında Treyarch ve Activision, Call of Duty: Black Ops 4’te olacak Blackout için uzun süredir devam eden battle royale modunu ortaya koydu. Oyun, serinin şimdiye kadar gördüğü en büyük savaşı sunarken alt serilerin tarihini kutlamayı hedefliyor. Kısa bir süre sonra EA ve DICE, Battlefield V’i ortaya çıkardı. Son zamanlarda piyasaya sürülen ve yakın zamanda sürülecek oyunlardan herhangi birinin PlayerUnknown’ın Battlegrounds veya Fortnite’inin aynı anıtsal başarısını görüp göremeyeceğini bilemeyiz. Gelecek çok fazla battle royale oyununun olması ve Fornite’ın gün geçtikçe daha güvenli hale gelmesiyle diğer geliştiriciler, paradigmayı bir kez daha değiştirmek için başka bir battle royale hiti yapmaya çalışacaklardır.

Röportaj

Yeni Üyelerimizi Tanıyalım

AKIN AÇIKELLİ Öncelikle kendini tanıtabilir misin?

Merhaba, ben Akın Açıkelli. 20 yaşındayım. Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü 1.sınıf öğrencisiyim.

Bilgisayar oyunu oynamayı, arkadaşlarımla ve ailemle vakit geçirmeyi, e-spor maçları izlemeyi severim. Eskiden Judo ve yüzme sporlarıyla ilgileniyordum fakat şu an ara vermiş durumdayım.

Leo olmaya nasıl karar verdin? Burada ilgini çeken ne oldu? Öncelikle bir Leo olmaya geldiğim ilk toplantı sonrası yaptığımız etkinlikte karar verdim. Adaya gidip sokak hayvanlarını beslemiştik. Sonrasında kulüpteki insanlarla da iyi anlaştım ve bu kulüpte kalmaya karar verdim. Kısacası beni bu kulüpteki ilişkiler ve yaptığı sosyal projeler etkiledi.

Bir Leo olarak neler yapmak istiyorsun?

Kafanda belirlediğin birkaç hedef var mı? Öncelikle elimden geldiğince katılmak ve yardım etmek istiyorum kulüpteki insanlara. Çünkü buradaki projeler tek bir kişinin yapabileceği şeyler değil o yüzden biz bir kulübüz. Şu an öyle büyük hayallerim yok sadece elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım zaten önemli olan da bu bence.

Yaklaşık 6 aylık bir adaylık sürecinden geçtin.

Bu süreç içerisinde senin Leo’da gözlemlediğin ve sana değer katabilecek hususlar nelerdir?

Adaylık sürecinde şunları gözlemledim ki buradaki insanlar gençlere yol gösterebilecek nitelikte ve bu bize çok şey katabilir.

Raptiye’de en sevdiğin köşe hangisi? Neden?

En sevdiğim köşe Serbest Bölge sanırım. Çünkü çok ilgi çekici olabiliyor ve genelde o köşeyi yazan kişi kendinden de birşeyler koyarak yazdığı için sürükleyici ve bilgilendirici oluyor.

Fenerbahçe Leo Kulübü senin için ne ifade ediyor?

Fenerbahçe Leo Kulübü bana dostluğu ifade ediyor ve bu dostluğun şöyle güzel bir yanı var sizden 10 yaş büyük bile olsa bir kişi aranızda çok mesafe olmuyor. Örneğin birlikte çalışıyorsunuz, muhabbet ediyorsunuz ama abiden çok bir arkadaş, bir dost gibi oluyor aranız.

RÖPORTAJ

12

HİLMİ TUĞKAN GÜLEN Öncelikle kendini tanıtabilir misin?

Merhabalar, ben Hilmi Tuğkan Gülen. 24 yaşımdayım ve İstanbul Altınbaş Üniversitesi’nden yeni mezun oldum. Mezun olur olmaz da eczane açtım. Büyük ihtimalle bundan sonraki hayatımı geçireceğim eczanem Üsküdar’da. Basketbol oynamaktan, dizi ve film izlemekten, yemek yapmaktan ve tabii ki de yemekten, arabayla yapılan huzurlu yolcukluklardan ve bilgisayar oyunları oynamaktan çok hoşlanırım. Elimden geldiğince de oynamaya devam ediyorum ama eczane dolayısıyla eskiden ayırdığım vaktin yüzde birini bile ayıramıyorum.

Leo olmaya nasıl karar verdin? Burada ilgini çeken ne oldu?

Leo olmaya bir hocam yöneltti beni. Bir gün okulda bir arkadaşını çağırıp onun kim olduğunu söylemişti. Ben de bu Leo olaylarına çok yakın arkadaşım olan Emre Balcı sayesinde aşinaydım, her ne kadar detaylı şekilde bilmesem de. Hocayla olan konuşmalardan sonra Emre ile konuştuğumda kendisinin yanına gelmemi istedi ve bende tabii ki varım dedim. İlgimi çeken en önemli şey hem arkadaşımın burada olması, hem de kurulan dostluklar, hem Atatürk’e verilen değer ve hem de yapılan projeler oldu.

Bir Leo olarak neler yapmak istiyorsun? Kafanda belirlediğin birkaç hedef var mı?

Bir Leo olarak yapılan projelerde yer almayı ve hatta o projeleri geliştirerek çok daha kapsamlı olmasını sağlayabilmek istiyorum. Fenerbahçe Leo Kulübü’nde yükselerek yönetimsel görevler almak istiyorum.

Yaklaşık 6 aylık bir adaylık sürecinden geçtin.

Bu süreç içerisinde senin Leo’da gözlemlediğin ve sana değer katabilecek hususlar nelerdir?

Yaklaşık 2 yıllık bir üye adayı sürecinden geçtim çünkü üniversite hayatımın son senesindeki tezim dolayısıyla Leo’da planladığım kadar aktif olamadım ve bir süre de olsa ara vermek zorunda kaldım. Leo’da özellikle Atatürk sevgisi ve bilgisi, yardımlaşma, insan hayvan fark etmeksizin başkalarına yardım etmek ve dostluk kurmak gibi konularda bana değer kattığına ve katacağına inanıyorum. Kişisel gelişimime de yardımcı oluyor.

Raptiye’de en sevdiğin köşe hangisi? Neden?

Raptiye’nin en sevdiğim köşesi tabii ki ilk olarak Atatürk Köşesi. Ondan sonra ise Sağlık Köşesi geliyor. Neden mi? Çünkü yazarı ben ve Burak Kılıç arkadaşım olduğu için. Şaka şaka. En sevdiğim köşe kesinlikle ilk olarak Atatürk Köşesi ve sonrasında ise Serbest Bölge çünkü çok ilginç konular gelebiliyor.

Fenerbahçe Leo Kulübü senin için ne ifade ediyor?

Fenerbahçe Leo Kulübü benim için tam bir gemi ve geminin içindeki mürettabatına benziyor. Ne kadar çok dalga olsa da aynı hedef doğrultusunda ilerleyen bir gemi gibi...

13

RÖPORTAJ

SİMGE EVLEK Öncelikle kendini tanıtabilir misin?

Merhaba, ben Merve Simge Evlek. 21 yaşındayım. Okan Üniversitesi’nde İngilizce Endüstri Mühendisliği okuyorum. Sevdiklerimle vakit geçirmek ve sinema, tiyatro gibi kültürel etkinlikleri yakından takip etmekten hoşlanıyorum.

Leo olmaya nasıl karar verdin? Burada ilgini çeken ne oldu?

Leo’da yapılan sosyal aktiviteler ve çevreye karşı duyarlı bir tutum sergilenmesi beni Leo’ya katılmam yönünde teşvik etti.

Bir Leo olarak neler yapmak istiyorsun?

Kafanda belirlediğin birkaç hedef var mı?

Sosyal sorumluluk çerçevesinde grup çalışmaları neticesinde görev tanımı ayırt etmeden üstüme düşeni yapmak istiyorum.

Yaklaşık 6 aylık bir adaylık sürecinden geçtin.

Bu süreç içerisinde senin Leo’da gözlemlediğin ve sana değer katabilecek hususlar nelerdir?

Duyarlılık, samimiyet, içtenlik ve paylaşım gözlemlediğim ve bana değer kattığını düşündüğüm hususlar arasında.

Raptiye’de en sevdiğin köşe hangisi? Neden?

Raptiye’de en çok Teknoloji Köşesi’ni seviyorum çünkü hızına ayak uydurmada zorlandığımız teknolojik gelişmelerden haberdar olmamızı sağlıyor, ben de zevkle takip ediyorum.

Fenerbahçe Leo Kulübü senin için ne ifade ediyor?

Dünya’ya ve çevreye karşı bakış açımı geliştirebileceğim ve zamanla benim de katkılarımın olabileceğine inandığım bir yer.

RÖPORTAJ

14

Führer’in Hayatı

2

0 Nisan 1889 yılında Avusturya’da doğan Adolf Hitler, Avusturyalıdır. Eğitim hayatı boyunca oldukça başarısız olan Hitler, Viyana Güzel Sanatlar Akademisi sınavına ressam olarak girdi. Sınavı kazanamadı.

1912 yılında 1.Dünya Savaşı’nın patlak verdiği dönemde Almanya’nın Münih şehrine taşındı ve orduda gönüllü olarak yer aldı. Almanların aldığı yenilgi sonrası arkadaşlarıyla Alman İşçi Partisi’ni kurdu ve bu partinin başına geçti. Hitler partinin adını daha sonra Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi olarak değiştirdi. Bu parti üyelerine kısaca Nazi denildi. Lider olarak kendisine Führer lakabını verdi.

Hitler, hükümeti devirmek için girişimde bulundu ancak başarılı olamadı. Bu girişiminin ardından yakalanan Hitler, 5 yıl hapis cezası aldı.

Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi, 1930 yılının Eylül ayında yapılan seçimler sonrası kazandı ve başa geldi. 1932 yılında ise Hitler, Cumhurbaşkanı seçildi.

.

ADOLF HITLER Merhaba Sevgili Raptiye okurları. Bu ayki köşenin misafiri 20. yüzyılın en etkili, en güçlü ve en acımasız liderlerinden biri olan Adolf Hitler.

Katliamları, gaz odaları ve toplama kamplarıyla sayısız insanın ölümüne neden olan Alman diktatör hakkında merak ettiklerinizi, Adolf Hitler kimdir başlıklı bu yazıdan öğrenebilirsiniz.

Adolf Hitler kimdir denildiğinde verilebilecek pek çok farklı cevap var.

O, kimilerine göre acımasız bir diktatör, kimilerine göre ise gelmiş geçmiş en başarılı politikacılardan bir tanesi. Bu bakımdan Adolf Hitler’i, SSCB’nin tartışmalı lideri Josef Stalin ile aynı kefeye koyabiliriz. Zira Stalin de geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurmuş tartışmalı liderler arasında yer alıyor.

Peki, Adolf Hitler denildiğinde aklınıza daha başka neler geliyor?

Mesela; bu ismi duyduğunuzda içinizi büyük bir öfke sarıyor mu?

En az 5.5 milyon insanın ölümüne neden olan, binlercesinin hayatını zehir eden, binlercesinin hafızasında hiçbir zaman unutamayacağı izler bırakan Adolf Hitler, sizin de tüylerinizi ürpertiyor mu?

15

TARİHE İZ BIRAKANLAR

Adnan Ayvaz

Gizli olarak Alman ordusunu silahlandırdı.

Başlattığı II. Dünya Savaşı ‘nda 65 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Hitler’in başarısız girişimi Rusya’ya karşı açtığı savaş oldu. Açılan savaş sonrası farklı cephede savaşan Alman askerleri arada kaldı.

“Kavgam” adlı eserinde bütün dünyayı saran Marksizm ve Yahudi Emperyalizmi tehlikelerine işaret etti. Adolf Hitler bu kitabında, Kapitalizm ile Marksizm’in, kendine göre yanlış saydığı ilkelerini Nasyonel Sosyalizm ile cevapladı ve bu iki sistemin analizlerine yer verdi.

Savaşta başarısız olan Hitler, 30 Nisan 1945 yılında eşi Eva Braun’la birlikte intihar etti. Rus ordusu tarafından ele geçirilip, teşhir edilmemek için ölümünden önce komutanlarına verdiği emirle cesedinin yakılmasını istedi. Hitler özel ve siyasi iki vasiyetname yazdırdı.

Holokost

Soykırımın amacı

Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Partisi’nin yönettiği Nazi Almanyası döneminde, işgal edilen sınırlar içerisindeki yaklaşık altı milyon Yahudinin sistemli bir şekilde öldürüldükleri katliama verilen isimdir.

Yahudilerle birlikte çok sayıda Roman, eşçinsel ve engelli kişi de katledilmiştir.

Holokost’un temel motivasyonu tamamen ideolojikti. Nazilere göre “hastalıklı” olan, “insanlığa zarar vermek amacıyla gizlice çalışan” ve “her zaman dünyayı kontrol etmeyi planlayan” Yahudiler, asıl dünyayı yönetmesi gereken asil Aryan ırkın önündeki en büyük engeldi ve bu engel ortadan kaldırılmalıydı.

Dolayısıyla vakit kaybetmek istemeyen Hitler, soykırım planını Naziler tarafından işgal edilmiş, günümüzde 35 farklı Avrupa ülkesi sınırları içinde sınırlar içinde hızlıca hayata geçirdi.

Adolf Hitler’in Ölümü ve Ardında Bıraktığı Çok İlginç Komplo Teorileri

Her şey Almanya’nın yenilmesiyle başladı İkinci Dünya Savaşı’nda sona geliniyor, Nazi Almanyası kendi başlattığı savaşta yeniliyordu. Bir taraftan Müttefikler diğer taraftan Sovyetler Birliği hızla Berlin’e doğru ilerliyordu.

Hitler’in gördüğü rüyalar artık kabusa dönmüştü.

Hitler son kozunu oynadı Normandiya’ya çıkarma yapan Müttefik Birlikleri batıdan, Sovyetler Birliği ise doğudan Almanya’ya girmiş, başkent Berlin’e doğru ilerliyordu. Hastalıklı bir ideoloji uğruna tüm dünyayı birbirine katan Nazi Almanyası yenilmişti. Hitler’in tek bir seçeneği kalmıştı. O seçenek, yaptıklarının hesabını vermek zorunda kalmadan ya da sonu eski dostu Mussolini gibi olmadan önce intihar etmekti.

Hakkında Bilinmeyenler · Adolf Hitler 4 yaşındayken, bir rahip tarafından boğulmaktan kurtarıldı. Bu yüzden küçüklüğünde bir rahip olmak istiyordu. · Hitler’in ilk aşkı bir Yahudi’ydi. Ancak hiç bir zaman cesaretini toplayıp ona bu hislerini açıklayamadı. · Birinci Dünya Savaşı sırasında bir İngiliz asker, yaralı bir Alman askerin hayatını bağışladı. Fakat bu hayatında yaptığı en büyük trajik hayatıydı. Çünkü o asker Adolf Hitler’di. · Hitler tarihte halk için sigaraya karşı hareket başlatan ilk liderdir. · Hitler bir vejetaryen idi ve hayvanların kesilmesini zorlaştıran çok katı yasalar çıkarttı.

Her şeyi bitiren bir mermi İkinci Dünya Savaşı boyunca ateşlenen milyarca merminin ardından, Hitler’in kendi silahından çıkan tek mermi, hikayenin noktası olmuştu. 30 Nisan 1945 günü, Berlin’deki sığınağında Almanya’nın iki taraftan nasıl talan edildiğine dair haberleri almakta olan Hitler, karısı Eva Braun’u da yanına alarak sığınaktaki odasına çekildi. Önce Hitler’in sadık aşkı Eva kırdı siyanür kapsülünü. Ağızda kırılan kapsül saniyeler içinde etkisini gösterdi, Hitler’in gördüğü son ölüm karısının ölümüydü. Sıra kendisine geldi. Siyanür kapsülünü ağzında kırdı ve işini garantiye almak için tabancasıyla başına bir el ateş etti.

Son emri de yerine getirildi Hitler ölmüştü ama emirleri hâlâ bitmemişti. Cesedi, Stalin’in elinde oyuncak olmasın diye ya da aklından her ne geçtiyse yakılmasını emretmişti. Hitler’in son emri de, her emri gibi yerine getirildi ve ölümünün hemen ardından sığınağın yakınlarında bir yerde Adolf Hitler ve Eva Braun’un cesetleri yakıldı.

· Hitler 1939 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiştir.

TARİHE İZ BIRAKANLAR

16

TRENDINGTOPIC Sevgili Raptiye Okurları, Geçtiğimiz Kasım ayında sosyal medyada konuşulanlar yine tabii ki bu köşede!

Kasım ayında açıkça ön plana çıkan 2 konu vardı, bakalım nelermiş?

Gelin birlikte inceleyelim.

1. Ne şehitlerimiz, ne savaş… Gündemimiz Şeyma ve Acun.

Ne yazık ki son yıllarda hiçbir siyasi ya da ekonomik gelişme magazin haberlerinin önüne geçemez oldu bizler için. İşte tam da bu duyarsızlaşmamızın bir örneğini Kasım ayının son günlerinde görmüş olduk. Ne oldu? Şeyma ve Acun evliliklerini 1 yıl dahi sürdüremeden 8 dakikada boşandı. Aynı gün kaybettiğimiz şehitlerimizden ya da Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilimden kaçımızın haberi var? Evet, durum bence de epey vahim. Vahim olduğu kadar da trajikomik tabii ki…

Gündeme “bomba” gibi düşen bu haber klavye ustalarına neler yazdırdı diye merak ediyorsan aşağıda senin için seçtiklerime göz atmadan geçme derim.

17

TRENDING TOPIC

Özlem Özkan

2. Tüketim çılgınlığı demek az kalır: Black Friday Hepimizin olmasa bile ben de dahil olmak üzere çoğumuzun tuzağına düştüğü Black Friday cebimizi olduğu kadar çenemizi de yordu. Kimisi indirim adı altında aslında fiyat şişirilmesinden yakındı, kimisi ise fakirliğinden... Bu devasa alışveriş çılgınlığı için bakın kimler ne söylemiş?

Bonus Ve tabii konuşulmayanlar. Dedim ya magazin her gündemin önünde geliyor artık diye...

24 Kasım’da Milli sporcumuz İrem Yaman’ın, Dünya Tekvando Federasyonu (WT) tarafından “Yılın Kadın Sporcusu” ödülüne layık görüldüğünü biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız bundan daha doğal bir şey yok, çünkü böyle güzel şeyleri hiçbir yerde göremiyoruz ne yazık ki... Şimdi öğrendiğinize göre, bu gurur hepimizin! Tebrikler İrem!

TRENDING TOPIC

18

. ! ! !

R O Y I L E G

5 S P

M

erakla beklenen Playstation 5 hakkında yeni bilgiler gelmeye devam ediyor. Yakın zamanda yayınlanan bir habere göre, PlayStation 5’in çıkış tarihi ve fiyatı hakkında oldukça önemli bir iddia da bulunuldu. İddiaya göre Sony’nin yeni oyun konsolu 2020 yılında piyasaya sürülecek ve fiyatı ise 500 dolar olacak. İşte detaylar!

Teknoloji devine yakın kaynaklarca aktarılan bilgilere göre 2020 yılında büyük bir etkinlik düzenlenecek.

Burada yeni nesil oyuncu konsollarını gün yüzüne çıkartacak olan Sony, PlayStation 4’ün ardından oldukça iddialı bir cihazla bizleri karşılayacak.

Bilindiği üzere Sony, E3 2019 Etkinliğine katılmayacağını açıklayarak herkesi şaşırtmıştı. Yaşanılan bu gelişme hayranlarını bir hayli üzmüş olsa da Sony, oyuncuları beklediklerine değecek bir oyun konsolu üzerinde oldukça sıkı biçimde çalışıyor. Playstation 4’ün lansmanından yaklaşık 7 yıl geçmesinin ardından Sony, 2020 yılının Mart ve Kasım ayında teknik özellikleriyle dikkat çeken yeni konsolunu piyasaya sürecek.

19

TEKNOLOJİ

Kerem Sağlam

Bir forum sitesinde Ruthenic Cookie isimli üyenin aktardığı bilgilere göre PS5‘in tam bir oyun canavarı olacak. Yeni oyun konsolunun Ryzen 8 Core işlemcisiyle geleceğini belirten RuthenicCookie, PS5’in etiket fiyatının ise 500 dolardan başlayacağını da vurguluyor.

Konsolun özellikleri arasında ise elbette en merak edilen kısıım TFLOPS değeri. PS5 yine analistlerin çıkarımlarına göre 10 TFLOPS’tan daha yüksek bir değere sahip olacak. Xbox Scorpio‘nun 6 TFLOPS, PS4 Pro‘nun 4.2 TFLOPS olduğu düşünülünce bu gerçekten de çok ciddi bir fark. Bu sebepten dolayı PS5’in fiyatının 500 dolar bandında olacağı zaten tahmin ediliyordu.

Tüm bunların haricinde paylaşılan bilgilerde, birçok PS4 oyununun da geriye uyumluluk ile PS5 kullanıcılarının huzuruna sunulacağı müjdeleniyor.

Neler Yaptık

✓

?

Neler Yapacağız

3 Kasım

4

10

Kasım

İstanbul Güneş Leo Kulübü GGA: HalLEOween Party 4 HİS Projesi & Yuvasız Dostumuz Kalmasın: Kulübe Yapımı & Orman Beslemesi

2

Aralık Kulüp Güçlendirme

4

Aralık HİS Komite Toplantısı

5

Aralık Çemenzar Leo Kulübü GGA: FIFA ’19 Turnuvası

11

Aralık Yeni Ataköy Leo Kulübü Hizmet Aktivitesi

14

Atatürk’ü Anma Günü Çelenk Töreni

118Y LYÇ Aralık Ayı Konsey Toplantısı

6

Aralık

Kasım

Aralık

Korupark Lions, Korupark Leo, Burgazada Lions & Yeşil Burgazada Lions Kulüpleri Aralık Ayı Toplantısı & Genel Yönetmen Ziyareti

15

Aralık 118Y Leo Kulüpleri Ortak Hizmet Aktivitesi

Ev Sohbet

15

Aralık Baby Leo Turkuaz’ın Doğum Günü Partisi

Kasım

Fenerbahçe Leo Kulübü Kasım Ayı Toplantısı & Üye Giriş Töreni

16

Aralık Fenerbahçe Leo Kulübü Aralık Ayı Toplantısı

Kasım

Fenerbahçe Lions Kulübü Kasım Ayı Toplantısı & Genel Yönetmen Ziyareti

16

Kasım

16

Aralık Rakı KİKAsı

17

Aralık Fries & Beers Komite Toplantısı

12 16 18

20 22

Kasım

29

30

Kasım

118Y LYÇ Kasım Ayı Konsey Toplantısı Kasım

Üye Adaylarıyla Buluşma 8. Bölge Genel Yönetmen Danışma Kurulu 2. Toplantısı Kasım

Anadoluhisari Leo Kulübü GGA: Maksat Müzik

18

Aralık HİS Projesi – Kedi Evi Yapımı

Aralık Fenerbahçe Lions Kulübü Aralık Ayı Toplantısı

Aralık Salacak Leo Kulübü GGA:

Mutlu Günler 1

Aralık Burak Kılıç

8

Aralık Cansu Gümüşçü

25

..

GUNLER

21

King of the Jungle No:6, No Gravity

22 23

Aralık 2. MD Konseyi, Adana

27

Aralık Senin Sineman Komite Toplantısı

Aralık Adnan Ayvaz

2NY / 1MG

20

Kültür & Sanat

SERGI

Yeni nesil sanatçı platformu BASE, 20-23 Aralık 2018 tarihleri arasında Türkiye’nin dört bir yanından yeni mezun sanatçı adayarını Galata Rum Okulu’nda sanatsevelerle buluşturacak.

Tarih : 20-23 Aralık 2018 Yer : Galata Rum Okulu

Yer : Sakıp Sabancı Müzesi Tarih : 18 Ekim 2018 - 1 Nisan 2019

KÜRK MANTOLU MADONNA

Tarih : 3&4 Ocak 2019, 20:30 Yer : UNIQ Hall

EĞLENCELI CINAYETLER KUMPANYASI- METRES

Selin Atasoy’un yazdığı Okan Bayülgen’in yönetip oynadıkları interaktif polisiye oyunda, seyirci bir anda kendisini etrafında gelişen olayların içinde buluyor.

Garip bir buluşma, ortak geçmişleri olan iki çift… Eski defterlerin açılması ile işler karışır. Ama durun bir dakika! Birinin peşinde olan kiralık katil de aynı mekandadır. Acaba kimin peşinde? Seyirci, seyirci değil, olayın tam ortasında. Cinayete mani olabilecek mi? Peki ya katili bulabilecek mi?Katili bulan ekip kazanacak!

Tarih : 29 Aralık 2018 20:30 Yer : Dada Salon Kabarett

21

KÜLTÜR & SANAT

Ayşe Doğa Ülgen

TİYATRO

Yazılmasının üzerinden yetmiş yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, en çok okunanlar listesinden adı eksilmeyen, Türkiye okurunun başucu kitabı Kürk Mantolu Madonna; Türkiye’de ilk defa tiyatro oyunu olarak seyirci karşısına çıkıyor.

SERGI

.

Sabancı Holding katkılarıyla düzenlenen “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisi, 18 Ekim’de sanatseverlerle buluştu. Rusya ve dünya tarihinin dönüm noktalarıyla ivme kazanan ve şekillenen Rus Avangardı’nın sanat tarihindeki zengin yerini 500’den fazla eserle yansıtan serginin küratörlüğünü ise Maria Tsantsanoglou üstlendi.

BASE

.

RUS AVANGARDI: SANAT VE TASARIMLA GELECEĞI DÜŞLEMEK

AQUAMAN

ON THE BASIS OF SEX

Arthur Curry kendiyle ilgili büyük bir gerçeği keşfetmiştir. Kendisi okyanuslar altında inşa edilen Atlantis krallığının tahtının varisidir. Ancak Aquaman’in sinsi yarı-kardeşi Orm, Atlantis tahtını istemektedir. Arthur Curry, nam-ı diğer Aquaman, kendisine kalan mirasa sahip çıkmalı ve halkının başına geçmelidir. Yoksa kendi hayatının yanı sıra sevdiği kişiler de büyük bir tehlike ile yüz yüze gelmek zorunda kalacaktır. Bu yolculukta Arthur kendiyle yüzleşmenin yanı sıra, bir kral olmaya layık olup olmadığını da keşfetmek zorundadır.

On the Basis of Sex, hak eşitliği için mücadele eden Ruth Bader Ginsburg’ün ilham veren hayat hikayesini konu ediyor. Ruth Bader Ginsburg, başarılı bir avukattır. Erkeklerin ağırlıkta olduğu bir okuldan mezun olan Ruth, kocası Marty ile okul yıllarında tanışır. Hayatın birçok alanında hak eşitsizliği ile karşılaşan Ruth bu yolda zorlu bir hukuk mücadelesine girişir. Ruth, Anayasa Mahkemesi’nin uyguladığı bir cinsel eşitsizlik kararını bozdurmaya çalışmaktadır. Bu çığır açacak olan davada genç avukatın en büyük destekçisi ise kocası Marty’dir.

Tarih : 28 Aralık 2018

Tarih : 28 Aralık 2018

MOR VE ÖTESI

Türk Rock müziğinin en başarılı temsicilerinden biri olan Mor ve Ötesi 21 Aralık’ta müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Tarih : 21 Aralık 2018 22:30 Yer : Dorock XL Beşiktaş

FAZIL SAY TRUVA SONATI

Çanakkale Belediyesi’nin Truva Yılı kapsamında sipariş ettiği ve dünyadaki ilk seslendirilişi Ağustos ayında Çanakkale’de gerçekleştirilen Truva Sonatı’nın İstanbul Prömiyerine davetlisiniz! Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say ve sunucu Yekta Kopan’ın “Truva Sonatı” üzerine özel bir söyleşi de gerçekleştireceği bu etkinlik kaçmaz!

Tarih :22 Aralık 2018 20:30 Yer : Volkswagen Arena

KÜLTÜR & SANAT

22