NO.33 KASIM, 2017
U L A S. I N
2 3
MESAJ VAR .. .. . ATATURK KOSESI .
10 Kasım
5
SERBEST BOLGE
Drone
7 9 13 15 17 18
/raptiyedergi
..
.
.
gezI REHBERI
Yedi Göller
. -. . DEGISIK . BI'SEYLER .
Dövme
SOSYAL SORUMLULUK Kurumsal Sosyal Sorumluluk . teknolojI iPhone X lezzet duragI Sıcak Şarap .. .. KULTUR & SANAT
raptiyedergi@gmail.com
. . . . ICINDEKILER
. QR KOD . ILE RAPTIYE'YE O N L I N E
www.issuu.com/raptiyedergi
MESAJ VAR! KÜNYE Editör
Merhaba değerli Raptiye okurları,
Özlem Özkan
Biliyoruz birkaç aydır Raptiyeyi çok özledin. Ama bu özlem artık bitti ve kaldığımız yerden devam ediyoruz. Raptiye bu ay 3. yaşını kutluyor. 3 yıldır yapımda ve basımda emeği geçen, yazdığı yazılarla Raptiye’yi herkes tarafından sevilen ve merakla beklenen bir dergi haline getiren herkese çok teşekkür ederim.
Adnan Ayvaz
YAZARLARIMIZ
Atamızı ebedi yolculuğa uğurlamamızın 79. yıl dönümünde O’nu sonsuz sevgi, minnet, ve özlemle anarken O’nu onurlandırıp gurur duyacağı bir Türk Gençliği olarak çalışmalarımıza devam edeceğimize eminim. “İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!” - Mustafa Kemal Atatürk Yaptığımız her aktivite, her söylemle yeni Mustafa Kemaller yaratacağımız bir gelecek diliyorum. En derin Leo sevgi ve saygılarımla
Aysu Bulak Fenerbahçe Leo Kulübü 2017-2018 Çalışma Dönemi Başkanı
2
ATATÜRK KÖŞESİ / Caner Battaloğlu
Özlem ve Saygıyla Anıyoruz... Seni hiç göremedik ama yüreğimizin en derinine hep seni sakladık. Bu yüzdendir ki 10 Kasımlar da hep en büyük acımız oldu. Ne tarifsiz bir özlemsin sen her 10 Kasım sabahı boğazımızda düğümlenen! Her 10 Kasım’da bir yanımız sevgi, minnet ve özlem duyarken diğer yanımız hüzünlü bir hale büründü. Yaşatılmak istenenlere inat her sene daha da sahip çıktık Cumhuriyet’e ve Atatürk ilkelerine. Unutturmaya çalışanlara inat her sene bayraklar ve Atatürk ismi ile donattık yurdun dört bir yanını, içimize daha sağlam kazıdık seni.
3
RÖPORTAJ Neden mi çok bağlıyız Atatürk’e ve ilkelerine? Çünkü kimsesi olmayan bir milletin, bağrına hançer saplanmış bir ülkenin, savaşlarda her şeyini kaybetmiş bir ordunun, dünya tarih sahnesine güneş gibi doğan bir devletin, Muzaffer Komutanı, Türk milletinin son karhamındır Mustafa Kemal Atatürk. Kutsal cumhuriyet topraklarının, tutsaklıktan özgürlüğe koşan, hizmetkarlık değil uygarlığı seçen hudutsuz çocukların Ulu Önderidir Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk Paşa. Destansı bir hikâyenin, dünyanın bütün tutsak uluslarına ışık olacak bir mücadelenin, inancın, hudutsuzluğun, yoktan var olan bir milletin doğum sancılarının, Selanikli bir yetim çocuğun hayallerinin aşılmaz vatan ve millet sevgisiyle yoğrulduğu ve güneşin askerlerinin dünya tarihine Türkiye Cumhuriyeti adını kanlarıyla mühürleyip, altın harflerle yazarken o ordunun başında hayallerin asıl sahibi, Mustafa Kemal Atatürk vardı. “Mustafa Kemal, İngilizleri yeninceye kadar Tanrıyı da İngiliz zannederdim...” der Mahatma Gandhi, Atatürk’ün sonu özgürlük ve bağımsızlık ile biten kurtuluş mücadelesi hakkında. Bu toprakların bizim olarak kalmasına, özgür bir ulus olarak var olmamıza, arkalarında neyi bıraktıklarını düşünmeden ülkesi için savaşa giden ve ölüme meydan okuyan bir nesle ve o neslin lideri Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz teşekkürler borçluyuz. Bu teşekkürü ancak ve ancak Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini benimseyip ve savunarak, açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürüyerek ve gençliğe hitabesinde dediği gibi de birinci vazifemizi, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa ederek yerine getirebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti bizlere, gençlere, emanettir ve bizler bu emanetin bekçileriyizdir. Türk gençliğinin bekçileri Yüce Önder Atatürk’ün aydınlattığı yolda ilerleyecek ve laik, demokratik, halkçı, cumhuriyetçi, milliyetçi, inkılapçı ve devletçi ilkeler benimsenerek bu emanete kanlarının son damlasına kadar sahip çıkacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Sadece bizlerin değil dünyanın da lideri idi Mustafa Kemal Atatürk. Bir İtalyan gazetesi manşeti der ki “Sezar, Napolyon ayağa kalkınız büyüğünüz geliyor”. “Şüphesiz ki, Türkiye’de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarılı gösteren başka bir örnek yoktur “diyor Başkan John Fitzgerald Kennedy, Mustafa Kemal Atatürk hakkında. Kendi ülkesi dışında, dünyanın birçok yerinde heykeli, büstü veya anıtı bulunur. Tüm dünyada kabul görmüş, diğer milletlerinde gösterdiği mücadele, gerçekleştirdiği inkılaplar, ileri görüşlülüğü ve fikirleri ile tarih kitaplarında yer alarak saygısını ve takdirini kazanmış bir liderdir. Kurtuluş mücadelesi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde sürerken, ordunun en büyük sıkıntısı teknoloji konusundaki gerilikten dolayı cephanelikteki eksiklikti. Bu yüzden Atatürk, Cumhurbaşkanlığı sürecince her zaman halkını ilim yolunda ilerlemeye teşvik etmiştir. 1933 yılında Alman bilim adamları ile irtibata geçerek ilk ciddi adımı atmıştır. Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir” ve “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi tercih edin” sözleri ise kendisinin yaratmak ve ulaştırmak istediği aydınlık ve çağdaş bir Türkiye Cumhuriyet’inin göstergesidir. Bizler Ata’mızın ender görülen mücadelesi ve fikirleri ile kurduğu bu cumhuriyetin savunucuları ve neferleriyiz. Atatürklü yarınlar, çağdaş, aydınlık ve laik bir ülke için her alanda çalışacağız ve Atatürk’ün emanetine sahip çıkacağız. Aziz Atatürk’ün aramızdan ayrılışının79. Yılını geride bırakırken her sene olduğu gibi saygı, özlem ve minnetle anıyoruz onu. Açtığın bu yolda, senin güneşinde aydınlanarak, değerlerini yaşatarak senin ismini ve Türkiye Cumhuriyet’ini sonuna kadar yaşatacağız. Atam izindeyiz, sen rahat uyu!
8
1881 - 193
42
SERBEST BÖLGE / Simge Evlek
DRONE . . . -. Günümüz teknolojisinin göz bebegi “Drone” . . . . . Nedir? Ne ise yarar? Herkes kullanabilir mı? .
Son zamanlarda popüler olan ve her geçen gün de ilgi odağı haline gelen Drone’un bir diğer adı İnsansız Hava Aracı (İHA)dır. Uzaktan kumanda ya da yazılımsal yönetim ile kolayca yönlendirilebilen üzerinde kamerası bulunan, pervaneli, şarjlı bazıları dahili pilli olan Drone, havadan görüntülemelerde helikopterin yerini aldı. İHA’lar iki sınıfa ayrılmaktadırlar. İlki uzaktan kumanda edilerek uçan, diğeri ise kendiliğinden belli bir uçuş planı üzerinden otomatik olarak hareket edebilen uçaklardır. Helikopterlerin nasıl pilotu var ise, Droneları yöneten ve kumandasını kullanan kişilere de pilot denmektedir.
5
SERBEST RÖPORTAJ BÖLGE
Askeri kontrol mekanizmalarını da hayli kolaylaştıran Drone, normal savaş uçakları için zor, kirli ve tehlikeli görevlerde tercih edilmektedir. Askeriye, savunma ve çatışma ile özdeşleşen Droneların amatör ve ticari kullanımı ise günümüzde yaygınlaşmaktadır. Örneğin, pizza ve kargo sektöründe, e-ticaret alanındaki en önemli sorunlardan biri olan teslimat konusunda deneme uçuşları bile yapılmaya başlandı. Fakat söz konusu hızlı teslimat olduğunda Dronelar sadece ticari bir potansiyel sunmakla sınırlı kalmayıp özellikle afet zamanlarında fiziksel olarak erişilmesi zor olan bölgelere ilaç ve diğer yardım gereçlerinin taşınması konusunda da son derece etkili olabilmektedirler. Ayrıca, son zamanlarda televizyonlarda da tanık olduğumuz gibi, yangın söndürme amaçlı bile kullanılabilmektedirler. Drone kullanım alanları, tarımdan tutun da, vahşi doğaya, seyahatten, spor müsabakalarına, reklam filmlerinden, gazetecilik ve hatta avcılık sektörüne kadar uzanan geniş bir yelpazeye sahip.
Kullanım alanı bu kadar geniş olabilen Droneları herkes kullanabilir mi, kullanmalı mı, uyulması gereken kurallar nelerdir, gibi birçok soru akla geliyor. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), Türkiye’deki Droneları ilgilendiren ve bir süredir taslak aşamasında olan talimatı yayınladı. Bu talimata SHGM’nin web sitesinden ulaşabilirsiniz. Evet, çeşitli dükkanlarda satılan Dronelara herkes sahip olabilir, araçların boyutuna ve kullanım amacına yönelik temel uçuş eğitimi de alabilir ancak SHGM’nin yaptığı açıklamaya göre öncelikli olarak; araç ve pilot kayıt işlemi talep ediliyor. Sisteme kayıt olan pilot ve Drone uçuşları da takip edilebiliyor ve kural ihlallerine müdahale edilebiliyor. Örneğin, Dronelar özel bölgelerde hava sahası içerisinde sınır ihlali yaparsa Drone sahibi ciddi hukuksal yaptırımlara tabi tutuluyor. Bunun dışında kötü amaçlı kişiler tarafından bazı bireylerin özel hayat mahremiyetine müdahale olarak özel görüntülerini çekmek için de kullanıldığında, çeşitli cezai yaptırımlar uygulanıyor. Bu şartlar da göz önünde bulundurulduğunda Droneların dikkatli kullanılması, havaalanı yakınında ya da askeri bölgelerde Drone uçurulmaması, uçuş yasağı olan bölgelerde gerekli izinleri aldıktan sonra uçuş yapılması gibi konulara özen gösterilmesi öneriliyor.
Tüm bu yasal yaptırımlar, kullanım sınırlamaları bir yana, olduğunuz yerden çok çok yükseklere uçabilmek, görüntüleyebilmek ve kuş misali hareket edebilmek fikri bile kulağa hoş gelmiyor mu dersiniz.. Bence ufak da olsa herkes Drone sahibi olmalı ve bu deneyimi mutlaka yaşamalı. Teknoloji artık sınırlarımızı genişletiyor, uçsuz bucaksız dünyamızı ayağımıza getiriyor. Her yeni gün, yeni bir heyecan, yeni bir bilgi, yeni bir dünya keşfi aslında.
6
GEZİ REHBERİ / Ceren Gülcek
7
GÖLLER Herkese güzel bir sonbahar gününden merhaba! Bu ay sizinle sonbaharda gidilecek en güzel rotalarından birini paylaşacağım; Yedigöller Milli Parkı. Yedigöller’e gidilebilecek en güzel zaman Nisan-Kasım arası aylarıdır ancak bence bu günlerde gitmenin tam da sırası; çünkü ağaçların yer yer yeşil, yer yer kırmızı bile olduğu inanılmaz bir manzarayla karşılaşacaksınız. Ben birkaç sene önce gittiğimde gerçekten büyülenmiştim, umarım siz de benimle aynı duyguları paylaşırsınız.
İlk olarak nasıl gidilirden bahsedeyim. En güzeli tabii ki kendi aracınızla ya da kiraladığınız araçla gitmek çünkü geze geze gidebilirsiniz ancak mutlaka şehir merkezlerinden oraya giden araçlar da vardır. İstanbul’dan yola çıktığınızda önce otobanı, daha sonra ise Yeniçağ sapağından girip Mengen üzerindeki patika yolunu kullanıyorsunuz, yaklaşık 44,5 saatlik bir yolculuktan sonra Yedigöller’e varırsınız. Kış aylarında ulaşım zorlaşabiliyor ancak alternatif rotalar mümkün, internette bulabilirsiniz. İkinci olarak ise ne giymeli kısmının da önemli olduğunu düşünüyorum. Bu aylarda hava gerçekten soğuk olabiliyor, özellikle geceleri. Üstünüze mutlaka ince ince ama çok şey
7
giyin çünkü kalın kalın giyinmektense bu yöntemle daha rahat edeceksiniz. Ormanda yürüyüş yapmaya uygun ayakkabılar tercih etmelisiniz çünkü kuru yaprakların altı mutlaka çamur oluyor, kayıp düşmemeye dikkat edin. Spor yapmayı sevmeyenlerin bile bu orman yürüyüşlerinde zevk alacağının garantisini veriyorum! Türkiye’nin en güzel, karışık ormanlarından biri olan Yedigöller’de konaklamak için birkaç seçenek mevcut. Tatil köyleri, pansiyonlar, göl evleri ve küçük bungalov evlerden kendinize uygun olanı seçebilirsiniz. Macera severler için kamp yapmak da çok eğlenceli olabilir. Ancak heyelan bölgesi olduğu için ve su kaynakları bol olduğundan dolayı kamp yapılacak alanı çok iyi seçmelisiniz, sabah uyandığınızda eşyalarınız suya kapılmış gidiyor olabilir.
GEZİ REHBERİ
Zengin bitki örtüsünün de verdiği elverişlilikle birçok hayvan türüne ev sahipliği yapan Yedigöller’de ayı gibi büyük hayvanlarla birlikte tavşan gibi minik hayvanlar da yaşamaktadır, ayrıca 100’ün üzerinde kuş türü bulunmaktadır. Yedigöller’e 1 kere gittiğinizde gördüğünüz o manzarayı asla unutamayacağınıza emin olabilirsiniz. Sonbahar manzarasının en güzelini bence kesinlikle Yedigöller’de, herkes mutlaka gidip görmeli diyorum! Bazıları oldukça büyük bazıları ise küçük toplam 7 farklı gölü içinde barındıran milli parkta kaybolmadan gezmenizi sağlayan birçok rota var. Benim tavsiyem 1 gece kalmalı tatil ayarlayıp parkta toplamda 2 gün geçirerek doyasıya bu zevki yaşamanız. İlk gün gezmeye alt bölgede bulunan Büyükgöl’den başlarsanız geze geze
Seringöl’e ulaşabilirsiniz. Birazcık meraklıysanız yanınızda mutlaka fotoğraf makinesi götürün, günümüzde telefonlar da çok iyi ama keşke makine alsaydım diye üzülüyorsunuz o manzarayı görünce. Seringöl’de küçük bir şelaleye rastlıyorsunuz. İkinci gün gezmek için üst bölgede Nazlıgöl, Sazlıgöl ve İncegöl bulunuyor. Gülenkayalar’ı da mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Matematik sevenler Pisagor ağacını da görmeden dönmesin. Son olarak da Kapankaya seyir terasından Yedigöller’e yukarıdan bakıp ziyaretinizi sonlandırabilirsiniz.
8
DEĞİŞİK Bİ’ ŞEYLER / Ecem Gözüm
Can Ağrıboz
Can Pakoy
Ebru Gözüm
Hande Akyıldırım
Alp Yıldırım
Dilara Hadrovic
Emir Gözüm
Erce Kunter
Zümrüt Pakoy
Özlem Özkan
Ebru Karaca Ağrıboz
Tugkan Arlat
Emre Balcı
9
Fethi Batmanoğlu
DEĞİŞİK Bİ’ ŞEYLER Merhaba Sevgili Raptiye Okurları, Değişik Bi’ Şeyler’de bu ay, benim kesinlikle sanat olarak kabul ettiğim “Dövme” konusuna göz atacağız. Kimi insanın vazgeçemediği bir tutku, kimi insanın ise tuhaf ya da günah olarak yaklaştığı bir görüntü. Her nasıl görünürse görünsün, dövme tüm dünyada uygulanan antik bir gelenek. Eskiden beri her kültür kendine özgü anlamlar yüklemiş, teknikler geliştirmiş. Şimdi ise gerçekten sanata dönüşmüş bir olgu. Dövme, vücuda uygulanan kalıcı bir uygulama olduğundan risk faktörleri mevcut. Bu nedenle yaptıran kişinin gerçekten iyi düşünmesi, hijyenine dikkat etmesi, bilmediği ve güvenmediği yerlerde yaptırmaması ve dövme yapılmasının akabinde gerçekten o alana iyi bakması gerekir. Ne de olsa vücudunda bir yara taşıyor, tabi iyileşene kadar:) Dövmenin nedirine, nasılına çok fazla girmeden biz bu ay sadece “ilk dövmeler”i inceleyeceğiz. Karar vermesi en zor kısım olsa gerek… Bakalım okurlarımızın ilk dövme tecrübeleri nasıl olmuş.
Dövmesi olan arkadaşlarımıza yönelttiğimiz sorular; 1) Yaptırdığınız ilk dövme ve anlamı nedir? 2) Bu dövmeyi yaptırmaya nasıl karar verdiniz? 3) İlk dövmenizi yaptırdığınız için daha sonra pişman oldunuz mu? 4) Vücudunuzda kaç tane dövmeniz var? 5) İlk kez dövme yaptıracaklara herhangi bir öneriniz var mı?
Can Ağrıboz 1) Vegvisir – Viking Pusulası 2) Müzik ve Kuzey Mitolojisi merakı 3) Pişman olmadım. Durmak yok yola devam. 4) Vücudumda 2 tane dövmem var. 5) Yaptırın pişman olmayın.
Emir Gözüm 1) Yaptırdığım ilk dövme Atatürk imzası. Çünkü o benim, hatta hepimizin kahramanı! 2) Bu dövmeyi yaptırmaya bir Cumhuriyet Bayramı’nı İzmir’de kutladıktan sonra, ani bir şekilde karar verdim. 3) Asla pişman olmadım, çünkü pişman olunacak bir dövme değil. 4) Vücudumda şu anda 7 tane dövme taşıyorum. (Dahası da gelecek tabii) 5) Ben her dövmeme derin anlamlar yükleyen bir kişi değilim, herhangi bir kelime ya da sembol bile benim için güzel bir dövme olabilir. Ancak yine de ilk dövmenizi bir hevesle değil de gerçekten isteyerek yaptırmanız ve bu dövmenin sizin için ömür boyunca vücudunuzda taşımaktan keyif alacağınız bir dövme olmasına dikkat edin. Bunun için iyi bir dövme sanatçısı size mutlaka doğru yolu gösterecektir.
Özlem Özkan 1) Yaptırdığım ilk dövme bir sonsuzluk işareti aslında. Sonsuzluk işaretini iki yuvarlak olarak düşündüğünüzde, o yuvarlakları “ö” harfi yapacak şekilde noktalar var bir de üzerinde. Bu dövmeyi 2012 yılında kuzenimle birlikte yaptırdık: Sonsuza kadar Özlem & Özgür. Böylece karşınızda çok değerli bi insan olduğunda aslında mesafelerin ne kadar önemsiz olduğunu kazımış olduk vücudumuza :) 2) Bu dövme Özgür’ün çok önceden tasarladığı bir dövmeydi ama kısmet o Kanada’ya yerleşme kararı alınca yaptırmayaymış. Yıllarca o dövmeyi yaptırmadık diye söylenip durdu ama sanırım onun henüz 18 yaşındayken ve daha dünyada hiçbir yer görmemişken böyle bir karar almasının üzerine öylesine bir günde “Hadi kalk o dövmeyi yaptırmaya gidiyoruz!” demem daha anlamlı oldu :) 3) Asla! 4) Vücudumda 5 dövme var: “Özgür” dövmesi, lotus çiçeği, beni anlatan sembollerden oluşan ve adını “personal pandora” koyduğum dövmem, fleur de lys ve anneannemle dedemi sembolize eden iki küçük kırmızı balon. 5) Her ne yaptıracaksanız bunun bir heves olmadığından ve sizin için anlamı olan bir şeyleri ifade ettiğinden emin olun. Sırf beğenilen bir sembolün vücuda işlenmesinden öte anlamlı, değerli şeylerin ölümsüzleştirilmesi bence daha önemli :)
10
DEĞİŞİK Bİ’ ŞEYLER Fethi Batmanoğlu 1) Yaptırdığım ilk dövme “Kral tacı altında babamın isminin yazması” anlamı ise, babamı çok kral adam olarak görmem! Babam yani :) 2) Bir dövme yaptırmak istiyordum, öyle bir şey olmalıydı ki hani ömür boyu vücudumda taşıyabileceğim ve asla pişman olmayacağım bir şey, o da babamın adı. 3) Hayır, pişman değilim. 4) Vücudumda 1 adet dövmem var. 5) Pişman olacaklar, iş hayatlarını etkileyecekleri çok görünen yerlere saçma sapan dövmeler yaptırmasınlar :)
Ebru Karaca Ağrıboz 1) İlk dövmem bir yazı. “Thanks god for everything” yazıyor. Şükretmenin önemini hep hatırlamak için yazdırmıştım. Bir de ne kadar şanslı olduğumu… :) 2) Aslında 2005 yılından 2011 yılına kadar düşündüm. Sonra 2011 ‘in bir Şubat gecesinde aniden aklıma geldi ve ertesi günü gidip yaptırdım. 3) Hiç pişman olmadım. 4) Henüz bir tane dövmem var. 5) Dövmenin, hayatlarının büyük çoğunluğunda sevdikleri ya da gerçekten onlar için anlam ifade eden bir şey olmasına dikkat etmeliler.
Zümrüt Pakoy 1) Yaptırdığım ilk dövme: Yıldız. Her zaman yıldızın çok enerjik ve bana şans getiren bir sembol olduğunu düşünüyordum. Ayrıca kendimi de yıldız gibi hissediyorum :) 2) Dövmeyi yaptırma sebebim, sürekli koluma kendim gazlı kalem ile zaten yıldız çizip duruyordum ve mutlu oluyordum vücudumda taşıdığım için. Ama annem izin vermiyordu dövme yaptırmama. Bir gün gizli gizli gidip yaptırdım, hatta annemi uzun süre gazlı kalemle çizdim diye kandırdım. 3) Dövmeyi yaptırdığım için hiçbir zaman pişman olmadım. 4) Toplamda 7 adet dövmem var. 5) Gerçekten inandığınız ve sevdiğiniz bir şey yaptırın. Sonra pişman olunca geri dönüşü çok zor. Öyle bir şey seçin ki o vücudunuzun bir parçası haline gelsin.
Dilara Hadrovic 1) Yaptırdığım ilk dövme Bosna Lalesi (Fleur de lys) babam için yaptırdığım bir dövme. Savaş zamanı Türkiye’ye geldiğinde Bosna ordusunun simgesiymiş ve künyelerinde varmış. 2) Çok uzun süre düşündüm ve en sonunda kesin kararımı verdim. 3) Hayır pişman olmadım. 4) Vücudumda 2 tane dövme var. 5) Gerçekten içlerine sinmeyen, bir anlam taşımayan ve emin olmadıkları bir şeyi yaptırmamaları :)
Hande Akyıldırım 1) Yaptırdığım ilk dövme ailemin baş harflerinin yazdığı “Rba” dövmesi. Anlamı ailemin isimleri olması ama özellikle R annanemin adının baş harfi olduğu için büyük harf ile yapıldı :) 2) Anneannemle ilgili bir dövme yaptırmak istiyordum, daha sonra ailem hep benimle olsun istedim ve bu şekilde karar verdim. 3) Hiç pişman olmadım, zaten gerisi de geldi:) 4) Şimdilik 4 tane dövmem var. 5) İlk kez dövme yaptıracaklara tavsiyem iyice düşünmeleri, şekline iyi ve net karar vermeleri ve çok fazla görmeyecekleri bir yere yaptırmaları.
11
DEĞİŞİK Bİ’ ŞEYLER Can Pakoy 1) İlk ve tek dövmem, Çin eski lideri Mao’nun şiirinden bir alıntı. Türkçe anlamı “Sizle beraber yürüyorum ama sizden değilim.” 2) Dövmeyi Lost dizisinde Jack karakterinin kolunda gördüm, çok beğendim ve yaptırmaya karar verdim. 3) Hiç pişmanlık duymadım dövmeyi yaptırdığım için. 4) Vücudumda 1 adet dövmem var. 5) Dövmeyi seçerken çok dikkatli olunması gerekiyor çünkü hayatınız boyunca vücudunuzda taşıyorsunuz.
Erce Kunter 1) İlk dövmem “Union” yazısı. 20 senelik arkadaşlıktan sonra kurulan şirketin ismini 4 kişinin de dövme yaptırması. 2) Aslında yaptırmaya karar vermedim, fikir ortaya atıldıktan 1 saat sonra dövmelerimiz vardı :) 3) Daha iyi bir dövme sanatçısına yaptırmadığım için pişman oldum. 4) 3 tane dövmem var. 5) Kimsenin ne dediğini önemsemeyin, siz vücudunuzda taşımaktan zevk alıyorsanız o dövme güzel olmuştur.
Tuğkan Arlat 1) İlk dövmem bir Dünya Haritası. 2) Çocukluğumdan beri haritayı her gördüğüm yerde içimde garip bir hisse yol açan bir görüntüydü. Bana seyahati anımsatmasıyla birlikte kendisini kolumda buldum birden :) 3) Hayatım boyunca hep güzel şeyler anımsatacağı ve sıkılmayacağım bir görüntü olduğu için yaptırdım ve pişman olmadım. 4) Vücudumda 6 tane dövme var. 5) İlk kez dövme yaptıracaklara önerim, kendi hikayelerinden ve anılarından bir dövme yaptırmaları olur.
Alp Yıldırım 1) Valknut Dövmesi (Norveç Tanrısı Odin’in Sembolü) yaptırdım. 2 tane anlamı var, ilki 9 gezegenin güçlerini birleştirmesini temsil eder, ayrıca Odin’in insanların ruhunu ve aklını bağlama veyahut özgür bırakabilme gücünü gösterir. Yani ya onların akıllarını bağlar ve savaşta çaresiz kalmalarını sağlar ya da korkudan arındırarak galip gelmelerini sağlar. İkincisi ise üçgenlerin iç içe geçmesini temsilen “hayatta yaşadığımız her şeyin bir sebebi vardır ve bunlar birbiriyle baglantılıdır” olarak anlatılabilir :) 2) Bu dövmeyi yaptırma sebebim aslında ikinci anlamının benim düşünce yapımı ve bir nevi hayat üzerindeki görüşümü yansıtması. 3) Açıkçası yaptıralı daha çok olmadığı için pişman değilim, zaman geçse de pişman olacağımı zannetmiyorum. 4) 1 tanecik dövmem var. 5) Genellikle anlatılanın aksine dövme yapılırken öyle aman aman acımıyor. Bir de yaptırılan dövmenin bence kişiye özel bi anlamı veya hayatından bir kesit olması gerekir çünkü ne de olsa sürekli orada olacak. Eğer ki hevesle yapılmış bir dövmeyse bence sonra sıkılma durumu yaşanabilir.
Emre Balcı 1) İlk dövmem bir Mustang Atı. 2) Uzun zamandan beri aklımda olan ve çok sevdiğim bir araba markası olan Mustang’tan yola çıkarak yaptırdım. 3) Hayır pişman olmadım. 4) Bir tane dövmem var. 5) Aslında dövme dediğimiz şey bir çesit sanat ve bu sanatta da ya kişisel ya da sanatsal bir değer olmasına özen gösterilmeli. Bunun dışında ilk dövmede çok acıtacak ve yumuşak derinin olduğu yerlere dövme yaptırmaktan çekinmeleri sonra ki dövmeleri için daha rahat olur.
Ebru Gözüm 1) En yakın arkadaşım, iletişim görevlimiz Şevval’le minik bir kalp dövmesi yaptırmıştık dostluğumuzu temsilen. 2) Hep istiyorduk zaten. Bir gün esti, baktık paramız da var yaptırdık :) 3) Hiç pişman olmadım, daha iyi bir dövmeci bulabilirdim diye düşünmüştüm ama. 4) 2 tane dövmem var. 5) En uygun zamanı hissettikleri o anda hiç düşünmeden, güvenilir bir yerde yaptırsınlar mutlaka!
12
SOSYAL SORUMLULUK / Ebru Gözüm
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Merhaba sevgili Raptiye okurları! Raptiye’nin 3. yılında, yepyeni bir köşede yazmaktan dolayı çok heyecanlıyım! Yazımın geri kalanında sizlere güncel Sosyal Sorumluluk Projeleri’nden bahsedeceğim. Aslında köşe başımızda ya da bir tık uzağımızda olan ve farkında henüz varmadığınız birçok proje var. Ne kadarının farkındayız, hangisine katkıda bulunmayı düşündük ama ertelediğimiz için unuttuk? işte şimdi, haberdar olma, ertelediklerinizi hatırlama ve harekete geçme zamanı! Haydi etrafımızda neler var birlikte göz atalım...
YUVARLA.COM
Alışverişte hepimizin en çok rastladığı şey nedir sizce? Tabi ki küsüratlar! Nedense her şey 9.90, 19.90 hatta durun 29.99! Genç girişimci Emre Danacı da bu durumu hem girişimcilik hem de sosyal sorumluluk projesi haline getirerek yuvarla.com’u kurmuş. Türkiye İş Bankası ve BKM’nin iş ortaklığıyla gerçekleşen bu projede, yaptığınız alışverişlerin küsüratlı ödemelerini yuvarlayarak kuruşlarınızı dilediğiniz bir yardım kurumuna bağışlayabiliyorsunuz. Bunun içinse yapmanız gereken yalnızca 3 adım var.
İşte bağış yapmak bu kadar kolay! Unutmayın, birlikten kuvvet doğar hatta ne demişler; damlaya damlaya göl olur.
13
SOSYAL SORUMLULUK
ASKIDA NE VAR? Son birkaç yıldır hayatımıza giren bu cümle günümüzde de halen farklı şekilllerde karşımıza çıkıyor. İlk olarak belirli restoran ve fırınların başlattığı bu kampanyayla askıda yemek/ekmek vb ürün bırakıp, maddi gücü bu ürünü karşılamaya yeterli olmayan insanlara yardımda bulunabiliryosunuz. Bugünlerdeyse Taksim’de Hayata Sarıl Restoran açılışını gerçekleştirdi ve kapısını evsizlere açtı. Yolunuz düşerse Hayata Sarıl Restoran’a uğrayıp askıya yemek bırakabilir, soğuk kış günlerinin evsizler için bir nebze daha rahat geçmesini sağlayabilirsiniz.
ASKIDANEVAR.COM Bu internet sitesi aracılığı ile askıya yemek bırakabilir ya da öğrenci iseniz, öğrenci mailinizle siteye kayıt olup askıdan yemek alabilirsiniz. Askıya yemek bırakmak için siteye üye olup askıda yemek bırakmak istediğiniz şehir, restoran ve yemek menüsü bilgilerini girerek kredi kartı bilgilerinizle online yolla da kolayca askıda yemek bırakabilir, ihtiyacı olan üniversite öğrencilerine destek olabilirsiniz.
14
TEKNOLOJİ / Aysu Bulak
iPho
Her yıl hem tasarımı hem yeni özellikleri ile heyecanla Apple’ın piyasaya nasıl bir iPhone süreceğini bekliyoruz... Bu yıl ise Apple karşımıza iPhone X ile çıktı fakat bu sefer tasarım ya da yeni özelliklerden öte ürün el yakan fiyatıyla gündeme oturdu. Ürünün Türkiye satış fiyatı 6099 TL’den başlayacak! Fiyatı görüp buna rağmen iPhone X sahibi olmak isteyenler “Acaba yurt dışından mı alsak?” diye düşünüyor olabilirler... Peki yurt dışı fiyatları nasıl?
15
TEKNOLOJİ
one X Macaristan 379,990 Ft 1,455.23 ₺ Danimarka 8,899 kr. 1,408.27 ₺ İsveç 11,495 kr 1,406.37 ₺ Italya 1,189 € 1,400.46 ₺ Rusya 79,990 rub. 1,390.57 ₺ Finlandiya , Irlanda , Portekiz 1,179 € 1,388.69 ₺ Polanya 4,979 zł 1,386.81 ₺ Çek Cumhuriyeti 29,990 Kč 1,377.02 ₺ Norveç kr 10,990 1,375.28 ₺ Hindistan 89,000 1,368.21 ₺ 1,365.13 ₺ Belçika, Fransa, Hollanda, İspanya 1,159 € Avusturya, Almanya 1,149 € 1,353.35 ₺ Lüksemburg 1,120.68 € 1,319.99 ₺ İngiltere £999 1,317.83 ₺ Çin RMB 8388 1,266.97 ₺ Yeni Zellanda NZ$1,799 1,253.36 ₺ Meksika Mex$23,499 1,237.06 ₺ Avustralya A$1,579 1,234.49 ₺ İsviçre CHF 1,199 1,218.50 ₺ Singapur S$1,648 1,210.96 ₺ Tayvan NT$35,900 1,187.82 ₺ UAE AED 4,099 1,115.98 ₺ Hong Kong HK$8,588 1,100.67 ₺ Kanada CA$1,319 1,045.57 ₺ US $999 999 ₺ Japonya 112,800 994.67 ₺
6099 TL şu anki kur ile 1580 dolara denk geliyor ve böylelikle Türkiye, en pahalı iPhone sıralamasında yine en üstlerde yer alıyor. Peki Türkiye’den mi yoksa yurt dışında mı telefon almamız daha mantıklı ve avantajlı? İsviçreye 19.11.2017 tarihinde gidiş dönüş uçak bileti Pegasus ile 625 TL ve İsviçre’de iPphone X: 4698 TL. Böylelikle yolculuk ile bu alışverişin masrafı toplamda 5323 TL yapıyor. Evet Türkiye’den uçağa atlayıp günübirlik İsviçre’ye giderek iPhone X sahibi olmak Türkiye’den aynı telefonu almaktan 776 lira daha ucuz!
16
LEZZET DURAĞI / Aysu Bulak
P A R AK ŞA
SIC
Malzelemeler • 1 Adet Vanilya Çubuğu • 8 Adet Karanfil • 1 Şişe Kırmızı Şarap • 1 Adet Limon • 1 Adet Portakal • 7 Yemek Kaşığı Esmer Şeker • 3 Adet Çubuk Tarçın • Yarım Çay Bardağı Kuru Üzüm 1.Yöntem 1. Tencereye suyu koyuyoruz ve içine yaklaşık 7 yemek kaşığı esmer şeker ekleyip kaynatmaya başlıyoruz. Kaynadıktan sonra oda sıcaklığına gelene dek soğumaya bırakıyoruz. 2. Portakalı yuvarlak olarak dilimleyip, dilimlerin üzerine 8 adet karanfili saplıyoruz. 3. Limonun yarısını ince ince dilimleyerek, elmayı ve ayvayı çekirdekleri ile birlikte dilimleyerek, tarçın çubuğu, vanilya çubuğu ve dilimlenmiş portakallarla birlikte tencereye atıyoruz.Üzerine kuru üzümü yıkayıp suyunu süzerek ilave ediyoruz. 4. Üzerine kırmızı şarabı ilave edip bir kere karıştırıyoruz. 5. En küçük ocakta ve en kısık ateşte, kaynama noktasına getirmeden ve kaynamasına izin vermeden ısıtıyoruz. Daha sonra süzerek ya da kepçe ile sadece sıvı kısımlarını alarak servis edebiliriz. 2.Yöntem 1. Şarabı bir tencereye alın ve ocağın en küçük gözünde ve en kısık ateşte ısıtın ancak dikkat edin kaynamasın. 2. Şarap ısınmaya başlayınca içerisine doğranmış meyveleri, tarçın ve vanilya çubuğunu atarak, kaynatmadan yeniden ısıtın. 3. Alkol miktarını arttırmak isterseniz, ocağın altını kapattıktan sonra votka ekleyebilirsiniz. Küçük İpuçları: 1- Sıcak şarap için çok kaliteli değil orta kalite şarap kullanmayı tercih edin. 2- Sıcak şarabı dilerseniz leblebi gibi yağlı olmayan kuruyemişle de servis edebilirsiniz. 3- Şeker yerine bal da kullanabilirsiniz.
17
Cosmos
Sanatsal Müdahaleler
Uzayın sonsuzluğundan yola çıkarak “Ötesi neresi?” sorusuna cevap arayan sergide yer alan 11 sanatçının eserleri heykel, animasyon, fotoğraf ve yağlıboya gibi farklı farklı disiplinlerdeki çalışmalardan oluşuyor. Yunancada sonsuzluğun ve ideal olanın diğer adı olan Cosmos’un kargaşa ve belirsizlikten uzak, fiziğin, astronominin ve kimyanın verdiği güven duygusu üzerine kurgulanmış sergi süresince sanat sohbetleri de gerçekleşecek.
Sanatsal Müdahaleler sergisi, Türk sanat tarihinde 15 ö n e m l i i s m i n e s e r l e r i n d e n o l u ş u y o r. B a l k a n N a c i İ s l i m y e l i ’d e n Bedri Baykam’a, Tülin Onat’tan Devrim Erbil’e, bu sergi toplu üretim ve sanatsal baskılar üzerine bakış sunuyor. Sanatçıların eserlerinin sanatsal baskıları üzerine yaptıkları müdahaleler ile biriciklik ve özgünlük kavramlarını vurgularken, yeni yapıtlar yaratarak her eserin bambaşka bir şekle bürünmesi görülebilir.
Yer : Beymen Zorlu Center Tarih : 10 Ekim – 10 Aralık 2017
Yer : Karbon Gallery Tarih : 11 Ekim – 29 Aralık 2017
Çok Satanlar
Sıla – ON’dan Kalan Şarkılar
İnternette yayınladığı müstehcen anılarıyla şöhreti yakalayan Ethan ve edebi yeteneğine rağmen tanınmayan Olivia bir pansiyonda karşılaşır; bu karşılaşma kariyerleri açısından dönüm noktası olacaktır. Bizleri “Çağa ayak uydurmak diye nitelendirilen kariyerist hırsın sınırları nedir? Kısa yoldan ulaşılan zaferler, uzun ve emek isteyen yolculuğu engeller mi? Başarılı ve popüler olmak için nelerden vazgeçilir?” gibi güncel soru(n)larımızla baş başa bırakan Çok Satanlar’ı izlemenizi öneriyoruz!
Sıla, kariyerinin 10. yılını “ON’dan Kalan Şarkılar” konserleriyle sevenleri ile birlikte kutluyor. Geçtiğimiz günlerde “Heybeden Şarkılar” adlı konser serisi ile büyük beğeni toplayan sanatçı, “ON’dan Kalan Şarkılar” adını verdiği ve sanat kariyerinin 10. yılını kutlayacağı konserlerle sevenlerinin karşısına çıkıyor.
. SERGI
. SERGI
KÜLTÜR & SANAT / Cansu Gümüşçü & Özlem Özkan
Yer : Maslak TİM Show Center Tarih : 27 Kasım 2017, 21.00
Yer : DasDas Tarih : 23 Kasım 2017, 21.00
Adalet Bİrlİğİ
Aİle Arasında
Zack Snyder’ın yeniden yönetmen koltuğuna oturduğu Adalet Birliği, dünya için yeni bir tehlikenin ortaya çıkmasıyla Batman’in “yeni kötülüğe” karşı koyacak bir süper kahraman ekibini bir araya getirmesini anlatıyor. Batman ve Wonder Woman’ın birlikte hareket ederek, yeni uyanan bir tehdide karşı, meta insanlardan oluşan bir takım oluşturdukları aksiyon dolu film 17 Kasım’da sinemaseverlerle buluşacak!
Gülse Birsel’in yazdığı Aile Arasında, eşi tarafından terk edilen Fikret’in bir kız isteme için baba rolüne girmesi sonucu gelişen olayları konu ediniyor. 21 yıllık eşinin aniden terk ettiği Fikret (Engin Günaydın) ve 21 yıllık müzisyen sevgilisi tarafından bırakılan müzikhol vokalisti Solmaz’ın (Demet Evgar) komik bir tesadüf le tanışması ve dost olmasının ardından, Solmaz’ın kızı Zeynep (Su Kutlu) bu sırada ailesiyle ilgili yalanlar söylediği Adanalı sevgilisinden evlenme teklifi alır. Solmaz’ın Fikret’ten, kızının saygın, efendi, emniyet müdürü babası rolünü oynamasını istemesiyle olaylar gelişir. Deneyimli oyuncu kadrosuyla göz dolduran Aile Arasında 1 Aralık’ta sinemalarda!
18