4 4th ISTANBUL CARPET WEEK 5-10 KASIM 2019 5-10 NOVEMBER 2019
4. İstanbul Uluslararası Halı Konferansı ♦ uluslararası ve yerel konuşmacıların katılımıyla ♦
♦ 4th İstanbul International Carpet Conference (IICC) ♦
with international and local speakers
♦ ♦
4. İstanbul Halı Fuarı ♦
♦ 4th İstanbul Rug Show ♦
13. Ulusal Halı Tasarım Yarışması ♦
♦ 13th National Carpet Design Contest ♦
İstanbul Halı İhracatçıları Birliği İstanbul Carpet Exporters’ Association Tel +90 212 454 07 93 info@ihib.org.tr www.ihib.org.tr
4. İstanbul Halı Fuarı 4th Istanbul Rug Show 5-8 KASIM 2019 5-8 NOVEMBER 2019
�stanbulrugshow.com (İHİB kar amacı gütmeyen b�r organ�zasyondur) ( İHİB �s a non-prof�t organ�zat�on )
Füsun Kodaman
Editör
Emin adımlarla büyüme ile üretici olmak...
Füsun Kodaman Editör
B
ir süredir farkındayız ki ülkemiz ekonomik olarak çalkantılı bir dönem içerisinde. Karşılaştığımız ekonomik, endüstriyel ve siyasal sorunları en iyi şekilde çözmek için çaba sarf edip, doğru ve yerinde stratejiler belirlemeliyiz. Ülkemizin bu tür dönemleri atlatabilecek kabiliyeti ve potansiyeli vardır. Hedefimiz, tekrarlanabilecek olan bu sorunları aşmak değil, bu tür yaşanabilecek olan problem ve ihtimallere karşı köklü çözüm bulmak olmalıdır. Yerli yatırıma yönelik çalışmalara önem verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla sektörümüz açısından bakmak gerekirse; ülkemizde organize edilen fuarlar, ekonomimize katkı sağlayan en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Ülkemizde gerçekleştirilen sektörel fuarlar marka değerlerini ileriye taşımakta ve yerli üretici firmalarımıza destek sağlamaktadır. Kur ve faiz döngüsünün kırılmasıyla oluşan dengelenmeyle yeniden büyümeye odaklanacak şekilde çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Yeni ekonomik planlanmanın haritasıyla yapısal tedbirleri hayata geçirmeye devam ederek, cari açığı sorun olmaktan çıkartıp, ileri teknoloji üretimini hayata geçirip, katma değeri yüksek üretim yaparak, orta gelir tuzağından bir an önce çıkmalıyız. Tabii ki bu belirttiğim faktörlerin şu anki ekonomik durumda bir anda hayata geçirilmesi pek de mümkün değil. Bu altyapıyı hazırlama girişimi içerisinde olup büyümeye odaklanacak şekilde hareket ederek bu hedef doğrultusunda icraatlerin uygulanabilir duruma getirilmesi gerekmektedir. Devlet tarafında da teşvik edilecek çalışmalar sağlanmalı ve desteklenmelidir. Bilgiye dayalı ekonomide yeni iş modellerini ve çalışmalarını kim üretken hale getirirse o kazançlı çıkacaktır. Ülkemizin bu dinamik sistemi için gerekli ortamın, nitelikli insan kaynağının ve yenilikçi ürünler ile ekonomik iskeletinin oluşturulması gereklidir. Ayrıca ekonomik gelişmeyi, teknoloji ve inovasyon kavramlarına yönelik çalışmaları analiz edip buna dair çalışmalar bizler için daha büyük önem arz etmelidir. Sadece ithalata dayalı bir ekonomik sistem ne kadar sağlıklı olabilir ki?
10
18
24 32
ISSN 2636-7610
info@desenlife.com | www.desenlife.com İmtiyaz Sahibi SanArt Medya Grup, Desen Life Dergisi adına & Genel Müdür
Online Dergi!
Adem Karadayı
Proje Yönetmeni
Kürşat Sevinç
Sorumlu Yazıişleri ve Reklam Müdürü
Adem Karadayı adem@desenlife.com Reklam Koordinatörü
Nazım Kara nazim@desenlife.com
48
Yayın Editörü
Füsun Kodaman fusun@desenlife.com Art Director
İsmail Gültekin Görsel Tasarım
SanArt Medya info@sanartmedya.com Reklam ve Dış İlişkiler Müdürü
H. Anıl Analan
Kurumsal İletişim Müdürü
Elif Metin
54
Photographer
Oktay Akbulut Sosyal Medya Sorumlusu
Hatice Öztürk Mali Müşavir
Ümit Künar
Abone Sorumlusu
62
Celal Yüksel
68
Yönetim Yeri SANART MEDYA GRUP
Marmara Mah. 7. Sk. No.1 Astro Residence B Blok D.20 Beylikdüzü / İSTANBUL T. +90 212 806 66 58 F. +90 212 806 66 58 info@sanartmedya.com | www.sanatrmedya.com Basım Yeri İhlas Gazetecilik A.Ş T. +90 212 454 30 00 Dergide yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Yazılar kaynak gösterilerek yayınlanabilir.
FUAR
Avrasya bölgesinin lider halı ve zemin kaplamaları fuarı DOMOTEX Turkey, 14 ülkeden 203 firmayı 27 - 30 Nisan tarihleri arasında sektörün başkenti Gaziantep’te bir araya getirdi. 2018 yılına göre yüzde 20 ziyaretçi artışıyla, 89 ülkeden 14.309 sektör profesyonelinin ziyaret ettiği fuarda halı ve zemin kaplamaları sektörlerini 2019 ihracat hedeflerine taşıyacak önemli işbirliklerine imza atıldı. Türkiye kültürünün önemli bir parçası olan geleneksel el dokuma halılarından makine halılarına, tekstil zemin kaplamalarından, laminant zemin ürünlerine, halı makinelerinden uygulama teknolojilerine kadar 2019 trend tasarımların sergilendiği fuarda Türkiye’nin halıları yoğun ilgi gördü.
D O MO TEX TU RKEY I LE TÜR KI YE’NI N H A L IL A RI GA ZIA N TE P ’ TE N DÜ N YAYI S A RDI
Alman Devi DOMOTEX ile Türkiye’nin İhracatına Büyük Katkı
H
alı ve zemin kaplamaları sektörlerini global pazarlara taşıyan, Avrasya bölgesinin en önemli buluşma noktası Uluslararası “DOMOTEX Turkey” Fuarı’nın 6.sı dünyanın bir numaralı fuar organizatörü Alman Devi; Deutsche Messe A.G’nin Türkiye ofisi Hannover Fairs Turkey Fuarcılık tarafından, Gaziantep Ticaret Odası, Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği, Gaziantep Halı-
12
sı satın alma heyetlerinin katıldığı “DOMOTEX Turkey” Fuarı’nda 14 ülkeden 203 katılımcı firma 89 ülkeden 14.309 ziyaretçi ile önemli işbirliklerine imza atma imkanını buldu. Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın
cılar ve Dokumacılar Odası işbirliği ile Gaziantep’te gerçekleştirildi. Rusya’dan Güney Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyadan uluslarara-
DOMOTEX Turkey’in Türkiye halı ve zemin kaplamaları sektörünü uluslararası alanda yine büyük bir başarıyla temsil ettiğini belirten Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın şunları söyledi;
“Dünya markası olan DOMOTEX fuarının Türkiye bacağının, bu yıl altıncısını düzenlediğimiz DOMOTEX Turkey ile ülke ihracatımıza ve ekonomimize önemli ölçüde katkı sağlamak üzere var gücümüz ile çalıştık. Geçen yıllarda yakaladığımız başarının daha da üzerine çıkabilmek amacıyla gerek iç pazarda gerekse başta ihracat yaptığımız hedef pazarlarımız olmak üzere, Deutsche Messe olarak dünya genelinde bulunan 100’e yakın ülkede yer alan ofislerimiz aracılığıyla gerçekleştirdiğimiz tanıtım çalışmalarımız neticesinde yıla damgasını vuran bir fuarı gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu noktada aynı amaç için beraber yol aldığımız ve desteğini esirgemeyen değerli paydaşlarımıza da bir kez daha teşekkür ediyoruz. Kent Ekonomisine ve Sektöre Büyük Katkı Gaziantep’te altıncı kez düzenlenen fuarın bu derece başarılı geçmesinin hem kent ekonomisine hem de sektöre büyük katkı sağladığına dikkat çeken Ertaşkın şunları söyledi; “Almanya, ABD ve Çin’de düzenlediğimiz DOMOTEX fuarlarından sonra Gaziantep’te düzenlediğimiz DOMOTEX fuarında dünya genelinden 89 ülkeden 14.309 önemli satınalmacıları, ülkemizin değerli firmaları ile biraraya getirdik. Türkiye makine halısı sektörünü hedef
ülke pazarlarıyla bir araya getirdiğimiz fuarda bu yıl ABD, Belçika, Çin, Danimarka, Endonezya, Fransa, Hindistan, İngiltere, İran, Polonya, Özbekistan, Türkmenistan ve Ürdün gibi 14 farklı ülkeden katılımcı firmalarımızı 6.kez Gaziantep’te ağırladık. Halı ve zemin kaplamaları alanında dünyanın en önemli uluslararası organizasyonu olan DOMOTEX Turkey’in, bu yıl da sektörü ihracat hedeflerine taşıyacak önemli ticari anlaşmalara ev sahipliği yapmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Her yıl düzenli olarak katılımcı firma ve ziyaretçi ilgisini artıran DOMOTEX Turkey 2020 hazırlıkları içinse sabırsızlanıyoruz.” Fuarın İlgi Odağı Yine Türkiye’nin Makina Halıları Oldu
Türkiye halıcılık sektöründe yeni nesil ürün ve tasarımların görücüye çıktığı DOMOTEX Turkey’in gözdesi Türkiye’nin halıları oldu. Fuarda, makine halılarının yanı sıra; Türkiye kültürünü temsil eden geleneksel el yapımı halılar, esnek ve tekstil zemin kaplamaları, paspas, iplik, elyaf, laminant zeminler ve dış mekan kaplamalarının yanı sıra halı makineleri ve teknolojileri sergilendi. Yün, ipek, kaşmir, bambu lifi, akrilik, polyester gibi farklı malzemelerden üretilmiş binlerce modern ve klasik halı tasarımlarının yanı sıra son yıllarda dikkat çeken el halısı görünümlü makina halıları ve dijital baskılı halıları da ziyaretçilerle buluşturan DOMOTEX Turkey, Türkiye halıcılık sektörünün üretim teknolojisini sergilemesine de fırsat tanıdı. DOMOTEX Turkey, ulusal ve uluslararası katılımcı firmalara uluslararası pazarlarda var olan ilişkilerini geliştirme ve yeni ülkelerle ilişki kurma noktasında da birçok avantaj sundu. Ticaret Bakanlığı desteği ile düzenlenen Uluslararası Alım Heyeti Programı kapsamında fuarı ziyarette bulunan yabacı heyetler 4 gün boyunca Türkiye’nin markalarıyla yeni işbirliği anlaşmaları imzalamak üzere iş görüşmeleri gerçekleştirdi. 13
AKTÜEL
ROYAL HALI
YENİ HERMES KOLEKSİYONU
R
oyal Halı’nın 2019 yeni sezonu için hazırladığı Hermes koleksiyonu doğal iplik özelliği ile göz dolduruyor. Klasik ve modern öğelerin kendi içinde harmanlanarak tüketicilerin beğenisine sunulduğu koleksiyon, 34 farklı renk ve tasarım seçeneği içeriyor. Doğal, şık ve farklı tarzıyla her mekanda farkını hissettirecek özellikteki koleksiyon bu yıl Royal Halı sevenlerinin favorisi olacak. PİERRE CARDİN HALI’DAN ÇOK ÖZEL BİR KOLEKSİYONA ÖZEL BİR MARKA: WOVEN Pierre Cardin Halı’nın 2019 yılında Pierre Cardin şıklığına özel sunduğu Woven koleksiyonu 100 tarak makine teknolojisi ve doğal iplik kullanımı ile neredeyse el halısından ayırt edilemeyecek nitelikte olup, bu yıl marka adına fuarın gözdesi olacak. Woven100 koleksiyonu Modern ve Classic olarak iki ayrı gruptan oluşmaktadır. Kiremit, yeşil, sarı, vizon ve grinin tonlarıyla tasarlanan Woven100 Classic koleksiyonu 7 farklı desende 16 farklı renk seçeneği ile sunulmaktadır. Somon, sarı, lacivert, yeşil ve tonları,
14
bordo, pembe, mavi ve tonları, bej ve vizon renkleriyle tasarlanan Woven100 Modern koleksiyonu ise 7 farklı desende 14 farklı renk seçeneği ile sunulmaktadır. Ayrıca Pierre Cardin, 120 tarak makinelerde üretilen Woven 120 koleksiyonunu da ilk kez Domotex Türkiye fuarında beğeniye sunacak. Gerek dokuma gerekse tasarım anlamında yoğun emekle hazırlanan Woven 120 ile marka, Pierre Cardin adının verdiği güçle halıda üst sınırları zorlayacak.
15
AKTÜEL
ATLAS HALI YENİ MOTTO KOLEKSİYONU 1967 yılından beri Türkiye’de evlerde yer bulunan, Türkiye’nin en eski markalarından Atlas Halı’nın 2019 yeni sezonu için çıkardığı yepyeni “Motto” koleksiyonu %60 Doğal İplik kullanılarak üretilmiştir. Özel uygulanan işlemler sayesinde ve doğal yapısıyla oldukça yumuşak bir yapıya sahip olan bu koleksiyon, gri, sarı, mavi renk gruplarıyla tasarlanan 7 farklı desen ve 14 farklı renk seçeneği ile Domotex Türkiye fuarında sergilenecektir. Klasik ve modern desenlerden oluşan Motto koleksiyonu mekanlarında sıradışı ve özgür olmak isteyenlerin, aradığı halıyı bulamayanların öncelikli tercihi olacaktır.
16
17
AKTÜEL
Uzakdoğu Esintili
ARTEMİS HALI ZEN KOLEKSİYONU
G
eniş koleksiyon seçenekleriyle yaşam alanlarına trendleri taşıyan Artemis Halı, Zen Serisi ile evlerin vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Artemis Halı, Uzakdoğu’nun dingin çizgilerini ve renklerini modern soyut desenlerle birleştirerek tasarladığı ve ürettiği Zen Koleksiyonu ile pastel tonların huzur veren büyüsü ile yaşam alanlarına farklı bir soluk getiriyor. Krem zemin üzerine mavi, gri, vizon ve kırmızı renklerin uyumlu dokunuşlarıyla canlanan Zen Koleksiyonu, 10 farklı alternatif sunuyor. Sıfır toz özelliğiyle ipek görünümlü, yumuşak tuşeli, özel işlenmiş sentetik iplik ve polyester iplik kullanılarak üretilen Zen Koleksiyonu, en son teknolojik tezgahta üretiliyor.
18
19
RÖPORTAJ
Türkiye’de ilk halı fabrikasını kuran
Özkul Halı
dünyadaki tüm camilere hizmet veriyor
Geleneksel Türk motiflerine bağlı kalınarak saf yün cami halısını çok farklı ve özel bir kalite ile üretmekte olan Özkul Halı, kalitesinden taviz vermeyen hizmet anlayışı ile çalışmalarını yürütüyor. Özkul Halı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Özkul ile Türkiye’de yün halı ve akrilik halı seçiminde tercih sebeplerini ve Özkul Halı’nın Türkiye’ye ilk dokuma makina tezgahının getirilme hikayesini mekanında dinledik. len halıları satmak için İstanbul’a gidiyor. İstanbul Kapalıçarşı’dan mağaza satın alıyorlar. Demirci’de dokunan halılar kervan şeklinde develerle üç günde Balıkesir’e taşınıyor. Balıkesir’den sonra trenle Bandırma’ya ve orada gemilere yüklenip Sirkeci’ye taşınıyor. İstanbul’a ulaşan el emeği halılar Sirkeci’den at arabalarıyla Kapalıçarşı mağazasına ulaşıyor. Bu şekilde on yıl halıcılık yapıyorlar.
Özkul Halı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Özkul
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Firmanızın faaliyetleri hakkında neler söylemek istersiniz? Kuruluş hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
M
anisa-Demirci ilçesinden Ali Rıza Özkul, 1912 yılında ismini aldığım dedemizin babası Ali Rıza Efendi tarafından el halıcılığıyla bu işe başladık. 1912-1952 yılları arasında el halıcılığı ile çalıştık. 1952’de Türkiye’nin ilk dokuma tezgahını yurtdışından ülkemize getirerek Türkiye’nin ilk halı fabrikasını kurduk. O zamandan bu yana duvardan duvara yün halı yapıyoruz. 1960 yılından sonra yavaş yavaş cami halıcılığına ge-
20
çiş yaptık. Geleneksel Türk motiflerine bağlı kalınarak ürettiğimiz saf yün cami halısını çok farklı ve özel bir kalite ile dünyaya sunduk. Evet biz buranın en eski yerlisiyiz. Benim ismini aldığım dedemizin babası Ali Rıza Efendi 1912’de Balkan savaşlarından yaralı olarak geliyor. Savaşa giderken manifaturacıymış. Kumaşları sandıklara dolduruyor ve “ben savaştan sağ olarak dönersem, halıcılığa başlayacağım” diyerek vedalaşıp gidiyor. Savaş sonrası bacağından yaralı olarak dönüyor ve 1912’de el halısı gelince köylerde, şehir içinde el tezgahlarında el halıcılığına başlıyor. 1935 yılında Ali Rıza dedemizin oğlu Hafız İbrahim dedemiz Demirci’de üreti-
İstanbul Fatih’ten ev ve bahçeli konak şeklinde yerler alıyorlar. On yıl sonra dedem İstanbul’da ahlakın bozulduğunu düşünerek evlatlarını burada koruyamayacağım diyerek geri dönmek istiyor. Hafız olan babaannem işlerimizin iyi gittiğini ev konak sahibi, Kapalıçarşı’da mağaza sahibi olduğumuzu söylemesine rağmen Hafız İbrahim dedem; “bu dünya çok kısa, kalıcı değiliz, bu ortam-
da evlat yetiştirmek zor” diyerek, kesin dönme kararını alıyor. Hatta bu durumu hocasına arz ediyorlar ve dedeme nasihat etmesini istiyorlar. Hocası dedemi çağırıp durumu soruyor ve dinleyince onaylıyor ve en iyi kararı aldığını söylüyor.
elektriğin jeneratörle verileceğini söylüyorlar. Elektrik gelene kadar Makinayı ilk İzmir’de bir tarlanın ortasına briketten bir yer hazırlayıp kuruyorlar. İki yıl kadar makinayı orada çalıştırıyorlar. İki yıl sonra Demirci belediyesinin sadece sokak lambaları için jeneratör almasıyla makinayı Demirci’de çalıştırmaya devam ediyorlar. Ve günümüze kadar üretim hiç durmadan devam ediyor.
İstanbul’da ki bütün gayrimenkulleri satıp Demirci’ye geri dönüyorlar. Yıl 1945, Demirci’den İstanbul’a halı göndermeye devam ediyorlar. 1950 yılında yurtdışından dokuma makinası ithal edebilmek için araştırmalar yapıyor. Öncelikle Sanayi Bakanlığına yazı yazıyorlar. Biz halı dokuma makinası almak istiyoruz fakat bu makinayı dünyada hangi ülke yapıyor ve nereden almalıyız? diye sorarak yardım istiyorlar. Sonrasında Sanayi Bakanı A4 şeklinde daktiloyla yazılan altında kendi
Türkiye’de yün halı ve akrilik halı seçiminde tercih sebepleri nelerdir? imzası olan, Belçika ve Almanya firma isimlerini, adres bilgilerini yazarak bir cevap gönderiyor. Tabi ki o zaman Demirci’de telefon yok. İstanbul’da çalışırken Almanca öğrenen babamdan dolayı Alman firması tercih ediliyor ve mektuplaşmaya başlıyorlar. İki sene sürede bir tek dokuma tezgahı işlemleri gümrük, akreditifi derken muhaberesi ancak bitiyor. Uzun süren resmi işlemlerden sonra halı dokuma makinası Hamburg limanından gemiye yüklenerek ve Cebeli Tarık boğazından Akdeniz’i geçerek İzmir limanına tam iki ayda geliyor. Makina sonunda Demirci’ye getiriliyor fakat Demirci’de o dönem elektrik yok. Belediye’nin sokak lambaları için elektrik getirme sözüyle makinayı getirmelerini
Türkiye’de cami dernekleri ve din görevlileri, cami halı seçiminde akrilik halı tercihinin yanlış olduğunu, dünyada tüm sosyal mekanlarda hotel, sinema ve benzeri kalabalık yerlerde yasaklandığını, problemlerinin ne olduğunu maalesef bilmiyorlar. Akrilik halı, petrolden üretildiği için hızlı yanıcı olmasının yanında insan sağlığı ve hayatı açısından çok tehlikeli, kanserojen bir malzemedir. Bir yangın durumunda alev yürümeden çıkan duman dahi insanı öldürebilir. Ama şaşırtıcıdır ki Müslüman olmayan ülkelerde dahi camilerde akrilik halı kullanımına izin vermiyorlar. Türkiye’de camilerde henüz böyle bir yasak yok. Sadece Kuran kurslarında yasak uygulanmaya başladı. Artık Kuran kursla21
RÖPORTAJ Turizm Bakanlığı, hotellerde akrilik halı kullanımını hızlı yanma riskine karşı yasakladı. Çevre İşleri Bakanlığı veya Diyanet İşleri Bakanlığını bu doğrultuda bilgilendirmek lazım. rında alev almaz belgesi isteniyor. Eski akrilik halısı olan yerlere müfettişlerin teftiş raporları doğrultusunda yenileme raporu ve yenileme süresi tanınıyor.
Şimdi biz de tercih taleplerine göre arge yaparak merinos yün dediğimiz kumaş ve kazak için kullanılan yünleri halılarımıza uygulamaya ve biraz daha yumuşatma yönüne gidiyoruz. Çok fazla yumuşattığınız zaman halı çabuk yatar, yani keçeleşme dediğimiz olay olur ve konforu kalmaz. Bu etkiyi de göz önüne alarak çok fazla yumuşatmadan çalışmalar yapıyoruz. Mecburen piyasa bizi bu yönde çalışmaya sevk etti. Bir bakıma belli bir yumuşaklıkta olması iyi oldu ve halıda gelişme inovasyon oldu.
Ahşap çatı ahşap direk üzerine yapılan çok eski Selçuklu eserlerimiz var. Buralarda hala akrilik halı kullanılıyor ve en ufak bir yangında o tarihi eserleri tekrar yerine koymak mümkün değil. Türkiye’de ilk defa bunu fark edip dönüş yapan Vakıflar Genel Müdürlüğü oldu. Vakıflar Genel Müdürlüğü, öncelik akrilik halıya teknik şartname düzenledi ve tarihi camilerde kullanılması uygun olan teknik değerlere sahip akrilik halıyı belirledi. Fakat yanma özelliği hiç göz önüne alınmadı ve bu yönünü araştırmak için teknik ekipleri fabrikamızı da ziyaret ederek bizden de bilgi aldılar. Şu an tarihi eserlerde akrilik halı kullanımını yasakladılar. Fakat bu yasağı Kuran kurslarının yanında sadece tarihi camilerde değil tüm camilerde de uygulamak gerekir. Vakıflar Genel Müdürlüğü sadece tarihi camilerin restorasyonuyla ilgileniyor ve halısı da yapılacaksa bunun için teknik şartname veriyor. Akrilik halıyı tamamen listelerinden kaldırdılar. Üç kategorili farklı gramajlarda sadece yün halıya izin veriyorlar. Bunun Diyanet İşleri Bakanlığından, Çevre İşleri Bakanlığından veya Turizm Bakanlığı tarafından takibi gerekiyor. Mesela Turizm Bakanlığı, hotellerde akrilik halı kullanımını hızlı yanma riskine karşı yasakladı. Çevre İşleri Bakanlığı veya Diyanet İşleri Bakanlığını bu doğrultuda bilgilendirmek lazım. Akrilik çok yumuşak bir malzeme fakat uzun ömürlü bir malzeme değil. Yumuşak olduğu için tercih 22
ediliyor fakat diz yerleri daha çabuk şeklini kaybederek ilk güzel görünümünü koruyamıyor. Bunu fark eden veya fark edemeyen camilerimiz oluyor. Türkiye’de bu sıkıntının çözülmesi lazım. Aslında cami halısında secde edilen yer için alimlerin fetvaları var. İnternetten veya kitaplardan araştırdığımızda görüyoruz ki; secde edilen yerin sertliği konusunda kaynaklarıyla beraber açıklamalar var. İnsan secdeye kapandığı zaman o bölgenin sertliğini hissetmesi lazım diye kural da var. Çok konforlu yumuşak minder gibi yerde namaz kılınmaz diye eskilerden de duyardık. Maalesef bu da pek fazla bilinmiyor.
Son olarak eklemek istedikleriniz ve sektöre olan mesajınız nelerdir? Bu ekonomik sıkıntılı dönemi fırsat bilip piyasada aracılar, çantacı diye tabir edilen pazarlamacılar türedi. Üretici gibi gözüküp türlü yalanlarla piyasada halı satmaya çalışıyorlar. Bunları takip etmek zor fakat kötü malı tecrübe etmeden pişman olmadan dernek yöneticilerinin din görevlilerinin bu kişilere dikkat etmesi gerekir. Bu pazarlamacılar kötü malı satarken en iyi malın özelliklerini söyleyerek ve karşı tarafında camiye sahtekarlık yapılmaz iyi düşüncesini kullanarak maalesef kandırıyorlar. Ve bu şekilde sektörün problemleri devam ediyor.
23
AKTÜEL
Türkiye için
42 milyar dolarlık pazar ken dev bir tüketim makinası. Her eyaletin kendi kanunları ve gümrük uygulamaları var. Federasyon yapısında her eyalet kendi sınırları içinde sertifikasyon veya gümrük kuralları belirleyebilir hatta vergi düzenlemesi bile yapabiliyor. Her eyaletin ayrı bir gelir ve kurumlar vergisi düzenlemesi var.
ABD’yi tek pazar olarak görmek en büyük yanılgı. Gerçekte 50 eyaletten oluşan ve kendi içinde de 4 alt ayrı gurupta analiz edilmesi gere-
ABD pazarını genel olarak batı ve doğu yakası olarak ayırmak gerekir. Ayrıca bu yatay bölünmeyi dikey olarak kuzey ve doğu olarak da ayırmamız gerekiyor. Amerika Birleşik Devletleri 42 Milyar dolarlık mobilya ve aksesuar
ithalatıyla dünyanın bir numaralı ithalatçısı konumunda. Son yıllarda bu ithalat; aksesuar, home design ve hediyelik eşya yönünde ağırlık kazanmakta. Özellikle özgün ve yerel tasarımlara yönelik talep artış gösteriyor. Türk markaları için 42 milyar dolarlık bir pazar olan ABD’den sektör alıcılarını getirmek için özel bir çalışma başlatan CNR Holding 11 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirdiği BIA- Global Pazar İstihbarat sistemiyle ABD’li sektör profesyonellerini fuarlarına getirerek ihtiyaçları doğrultusundaki üretici firmalar ile buluşturacak.
EVTEKS’in ABD tanıtımları New York’ta başladı
Bu yıl nisan ayında düzenlenen ve dünyanın en büyük iki ev tekstili fuarından biri olan EVTEKS’i 24 bin 451’i yabancı olmak üzere 81 bin 746’nın üzerinde sektör alıcısı ziyaret etti. Fuarın uluslararası tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin yabancı alıcı rakamlarına büyük katkısı 24
oldu. Amerika’dan Çin’e binlerce kilometre uçuş gerçekleştiren CNR Holding yurt dışı pazarlama ve tanıtım ekibi EVTEKS 2020 için ilk çalışmalarını New York’ta gerçekleştirdi. 26. kez düzenlenecek olan fuar, 13 milyar dolarlık ev tekstili ticaretine yüzde yüz katkı sağlıyor.
25
RÖPORTAJ
YENI MARKASINI MODA VE KALITEYI SEVENLERIN BEĞENISINE SUNDU Türkiye’nin tüm bölgelerinde faaliyet gösteren ve hizmet ağını genişletmek için çalışmalarını aralıksız sürdüren Dolce Vita Halı, yeni markası Massimo’yu görücüye çıkardı. Dolce Vita Halı Yönetim Kurulu Başkanı Metin Taşkıran, dergimiz Desen Life’a açıklamalarda bulundu.
Firmanızın faaliyetleri hakkında neler söylemek istersiniz? Kuruluş hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? “36 yıldır halıcılıkta yoğrulan Taşkıran ailesi tarafından sektördeki deneyimini, modern yaşam tarzına uygun, dünya trendlerini takip ederek, Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinde üretilen ürünleriyle 2009 yılında kurulmuş olan Dolce Vita Halı, halının geçmişinden güç alarak geleceğe emin adımlar atmaktadır. Ürettiğimiz model ve koleksiyonlarla, en iyi kaliteyi uygun fiyatlarla sunması, müşteri odaklı kalite anlayışımızı yansıtmaktadır. 26
Geçmişte çok önemli firmalara bölge bayiliği hizmetinde bulunduk. 4 yıl önce yurt dışına açılma kararı alarak, kendi çizgimize sadık kalarak çeşitli üreticilerle anlaşmalar sağladık ve üretim bantlarımızı kurup faaliyete geçtik.” “Türkiye’de mobilya, beyaz eşya ve ev tekstilinde tanınmış ve hatta dünya markaları var iken, maalesef halı sektöründe marka bulunmamaktadır. İnsanların halı satın alırken çekindiği birtakım hususlar var. Bunlardan birisi fiyat politikasıdır. Türkiye’de ilk defa fiyat etiketini halıların üzerinde müşteriye sunan marka Dolce Vita Halıdır.
Dolce Vita Halı Yönetim Kurulu Başkanı Metin Taşkıran
“Bizim amacımız çok halı satmak değil, marka oluşturmaktır dedik ve Massimo markamızı oluşturduk.” Fiyatı tek etikete indirmek için çalışmalarımız devam etmektedir. En çok halı satışı gerçekleştiren marka olmayabiliriz fakat halıya en çok değer veren ve tanınmış marka olma adında emin adımlarla ilerlemekteyiz.” Biraz da yeni markanız Massimo hakkında bilgi verir misiniz? Bu markanın ortaya çıkış amacını anlatır mısınız?
Türkiye’de ihracat rakamlarında öne çıkan gücümüz makine halıcılığıdır. Bunda da en büyük sıkıntımız düşük dolar üzerinden ihracat yapmamızdır. Araştırmalarımızda Dünya’da Çinli firmalar gibi genel olarak, lüks segmentteki jet, yat, otel ve evler için kişiye özel halı dokuyorlar. Sadece bir firmanın yıllık ihracat rakamı 350 milyon doları buluyor. Bu tarz firmalar Pa-
ris, New York gibi dünyanın büyük başkentlerinde iyi showroomlarda ve iyi mimarlarla çalışıyorlar. Bizdeki en büyük sıkıntılardan biride stok. Stoklama olmadan kişiye özel ürün dokuduklarından ve fiyatı da dünya bazına göre dolar üzerinden çalıştıklarından dolayı biz de böyle bir yatırım yapma kararı aldık. Massimo, Dünya’da “Luxury Brands” diye tanımladığımız
27
RÖPORTAJ zıyorsa 60 lira, y marka yazıyorsa 2500 liraya satılabiliyor. Biz şuan en büyük sıkıntımız olan halının kaliteli ya da kalitesiz olmasıyla satış yapabiliyoruz. Yani markayla ürün satamıyoruz. Massimo’da bunu yapmaya çalışıyoruz. Bunu başarmak için de mimarlarla dünyada ün yapmış özel tasarımcılarla çalışmaya başlayacağız. En büyük amacımız, ürün yapı grubundan son aşamasına kadar müşterinin verdiği paraya karşılık tam beklediği kaliteyi almasıdır.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan dolayı orta
segmentteki halı mağazalarının satışları çok düştü. Bu satışlar battaniye halı, dekoratif halılara doğru kaymaya başladı. Biz de bu satış kaybını Massimo ile kapatmaya karar verdik. Bu yönde teşviklerini çıkardık ve fabrika için İzmir’de uygun bir yer arıyoruz. Sanırım 3-4 ay içinde fabrikayı kurmuş olacağız ve ülke olarak başaramadığımız lüks markayı üretmeye başlayacağız. Dünya’da artık Türk halısı dendiğinde alışılmış olan 6-7 dolarlık halı yerine “Türkiye’nin böyle bir halısı da varmış” denmesini istiyoruz. Hepimizin bildiği gibi bir gömleğin üstünde x marka ya-
Kurumsal kimlik ve tasarım aşaması tamamen kendi bünyemizde hazırlanıyor. Şu an İzmir’de Massimo adıyla yeni bir mağaza açıyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve İzmit gibi bazı illerde de aynı anda Massimo kurumsal mağazalarını görmeye başlayacağız. Bu mağazalarda diğer halıcılardan farklı, Massimo halının yanında her kesime cevap verebilecek kalitede uygun fiyata da halı olması. Yani gelen her müşterinin çözüm mağazası olacak. Diğer yerli markalarımızdan farklı olarak, lüks segmentteki jet, yat, otel ve evler için özel desen ve
özel ölçülerde; tencel, viscon, bamboo, yün gibi doğal malzemelerden üretim yaparak, temsilcimiz bir yatı, hoteli, camiyi de döşeyebilecek, kişiye özel tasarım halıyı da yapabilecek. Şuan anlık cevap verebilen beş tasarımcımız mevcut. Müşterimiz mağazada çayını kahvesini yudumlarken, yarım saat gibi kısa bir sürede istediği ölçülerde tasarım hazırlanacak ve müşterinin onayına sunulacak. Tasarım onayından sonra müşteri istediği renkleri birebir renk ponponlarından ipliğe dokunarak seçim yapıp ürünün siparişini verebilecek.
İhracata gelecek olursak; hangi pazarlara ihracat yapıyorsunuz?
markalar arasında yerini almak için kurulmuştur. Ürün gamında sadece doğal ipliklerden yapılan Premium ve Custom Made dediğimiz kişiye özel halılarla Türkiye’den çıkan ilk dünya markası hedefiyle yapılmaktadır. Buna benzer yeni çalışmalarımızdan biri, Katar’da büyük bir sarayın özel dokumaları oldu. Türkiye’de yeni mimarlarla çalışmaya başladık ve altı ilde Massimo marka bayiliği verdik. Bir ilimizde büyük bir mağaza açmayı da planlıyoruz.
28
Massimo üretiminde kullanacağınız teknoloji ve ayrıcalıklarınızdan bahseder misiniz?
Fransa’ya bayilik verdik. Oradaki distribütörümüz Ocak ayında ki Maison&Objet Paris fuarına katıldı ve Eylül ayında tekrar katılacak. İhracattan farklı olarak diğer ülkelere de bayilik vermeyi hedefliyoruz. Bu hedefimize daha çok ihracata yönelik fuarlara katılarak ulaşacağız. Bu yıl katıldığınız Gaziantep fuarını da değerlendirir misiniz? Domotex Gaziantep fuarı sizce nasıl geçti? 2020 fuarından beklentileriniz nelerdir?
Özellikli iplik ve kişiye özel ürün gruplarının yer aldığı yeni markamız Massimo’yu Domotex Gaziantep fuarında sergiledik. Bu fuara halıcıların katılımı mecburi gibi oldu ama normalde bu fuarın da Domotex Hannover’de olduğu gibi zemin fuarına dönüşmesi gerekiyor. Yani sadece makine halıcılarının halı üretip sunduğu bir fuar halini almış gibi duruyor. Fakat Almanya’da ki fuarda gördüğümüz, zemini komple ilgilendiren, halısından ipliğine, laminantından yan makine sanayisine kadar ziyaretçi müşterinin yanında proje
bazlı firmaların da ziyaret ettiği yapıda olmalı. Kurumsal markaların Koçtaş, Bauhaus gibi firmaların satın almacılarının gelmesi lazım. Gaziantep fuarında başaramadığımız sadece bizim ülkemizdeki değil Almanya’daki iki yüz şubeli bir marketinde Türkiye’den gelip ürün seçmesi lazım. Belki bu fuar İstanbul gibi metropol bir şehirde olsa etkisi daha fazla olabilir. Çünkü dünyanın her yerinden ulaşımın rahat olması, fuar alanlarının daha büyük olması ve fuar konusunda daha profesyonel olması etkili olur. Gaziantep fuarına baktığınız-
da oturmuş fuar olabilir fakat her yıl fuarda aynı yüzleri görüyoruz. Gerçekten faydamı sağlıyor yoksa sadece orada olmak için mi gidiyoruz tartışılır hale geldi. Gaziantep’teki sıkıntı markadan ziyade çok iyi halı yapıyor fakat onu iyi marka yapmaya çalışmıyor. Bundan dolayı da tezgahlarda o mal satılırken bu halı çok iyi diye satılıyor yani bu marka diye satılmıyor. Bunu bir markalaşma olarak görmek lazım, hiçbir marka ürettiğiyle marka olamamıştır. Buna Mercedes’de dahildir. Mercedes gidip Renault’dan kango’sunu alı-
29
RÖPORTAJ
yorsa, gidip Nissan’dan pickup’ını alıp üzerine Mercedes logosunu koyuyorsa marka olmayı hedefleyen bütün firmalarda bunu yapması lazım. Yani kendi ürettiğinin yanında dekoratif üretmiyorsa dekoratif ürünleri gerekirse Hindistan ve Mısır’dan ithal edip markayı bütün haline getirmesi gerekiyor. Bugün halının gerçeği değişmiştir. Şu an halıda çok çeşitlilik var ve artık halı sadece makine halısı değil. Yani bugün yere serilebilecek o kadar çok çeşit var ki, ipek saçaklı bir halıda yere serebiliyorsun battaniye yolluğu da yere serebiliyorsun.
30
Sektörün yaşamış olduğu sıkıntılar nelerdir? Ve son olarak eklemek istedikleriniz? Ülkemizin şuan içinde bulunduğu ekonomik sıkıntının en büyük nedeni, firma yapılanmalarının öncesinin yanlış olması. %60 - %70 ihracat, %30 - %40 iç piyasaya çalışılması gerekirken firmalara iç piyasa cezbedici gelince %80 - %90 oranında iç piyasaya çalıştılar. Ekonomik daralma olunca hepsi zora girdi. Fakat görüyoruz ki ağırlıkta ihracata çalışan firmalarda sıkıntı yok.
Sektörün dünyayı göz önüne alıp ikea, bauhaus gibi bu tür firmaları artık halı sektörüne de ciddi girmesini sağlamalıyız. Çağımızın internet alışverişini de daha iyi kullanılır hale getirmeliyiz. Sosyal medya kullanımı ve web online satışda da aktifiz fakat bunu yaparken bayilerimizi de üzmemek için dengeleri sağlıyoruz. Son olarak çok çalışıp ülke ekonomimize daha büyük katkılar sağlamak ve daha güzel günler görmeyi hedefliyoruz.
31
AKTÜEL
Yaşam Alanlarına Renk Kat ARTEMİS COLORFUL
Türkiye’nin sevilen halı markası Artemis Halı, lüks segment markası Collections’a bir yeni seri daha ekledi. Canlı renklerin enerjisini ve eğlencesini taşıyan Artemis Colorful, yaşam alanlarına renklerin büyülü dünyasını taşıyor.
B
irbirinden şık desenleriyle mekanlara farklı bir atmosfer katan, capcanlı renklerin modern çizgilerle buluştuğu Colorful Serisi; yaşam alanlarında kaliteli şıklığı ve dinamizmi bir araya getiriyor. El halısı dokusunda, ipek, doğal elyaf gibi çok özel malzemelerin kullanıldığı, el işçiliği ile pembe, sarı, mor, turkuaz gibi canlı renklerle boyanan Artemis Colorful Koleksiyonu, iki farklı desen ve toplam 10 renk alternatifinde üretiliyor.
32
33
AKTÜEL
Tekstil Baskısında
Sınırları Kaldıran Hibrit Çözümünü Tanıttı Mimaki katıldığı ITMA 2019 fuarında dijital tekstil baskısında yeni olanakların yarattığı fırsatların altını çizdi. Giriş, orta ve endüstriyel segment için geliştirilen çözümler Mimaki çekirdek teknolojileriyle rakiplerinin önüne geçti. Mimaki standının gözdesi direkt tekstile baskı ve transfer baskıyı farklı boyalarla mümkün kılan hibrit baskı makinesi oldu.
Mimaki Eurasia Genel Müdürü Arjen Evertse
D
ijital baskı ve kesim çözümlerinin önde gelen markası Mimaki, katıldığı ITMA 2019 fuarında Salon 3 Stant B110’da tekstil baskısında yeni olanaklara kapı açan çözümlerini sergiledi. Mimaki, tekstil endüstrisinin giriş, orta ve endüstriyel hacimlerine dönük çözümlerini ve uygulama numunelerini kapsayan bir konsept ile ziyaretçilerini karşıladı. Mimaki’nin tanıttığı hibrit tekstil baskı makinesi fuarın öne çıkan yeniliği oldu. TX300P Serisi içinde yer alan bu hibrit baskı makinesi direkt baskı ve transfer baskı arasındaki ayrımı ve tek tip boya kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Mimaki fuar boyunca ziyaretçilerden yoğun ilgi gören yeni hibrit modelin yanı sıra pazarda iyi bilinen çözümlerine de yer verdi. Firmanın Pro Serisi’nde öne çıkan Tiger-1800B MkII; süblimasyon uygulamaları için
34
ideal olan Mimaki TS55-1800; roll to roll UV LED inkjet baskı modeli Mimaki UJV300-160’ün yanı sıra baskı hazırlık ve baskı sonrası işlemleri için TR Serisi’nden 2 model de (kaplama ve buharlama makinaları) ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Bu yenilikler ve daha fazlası hakkında Mimaki Eurasia Genel Müdürü Arjen Evertse önemli açıklamalarda bulundu. Direkt Baskı ve Süblimasyon Tek Bir Makinada Artık Mümkün TX300P Serisi içinde geliştirilen yeni modelin Mimaki’nin çekirdek (core) teknolojisiyle donatıldığının altını çizen Arjen Evertse, bu nedenle Mimaki çözümlerinin pazarda rakipsiz olduğunu belirtti. Evertse, yeni hibrit baskı makinesinin hem direkt tekstile baskı hem de transfer kağıdına baskı yöntemlerinde tek bir boya türüne bağlı kalmadan çalıştırılabildiğini dile getirdi.
Hibrit tekstil baskı makinesine hem transfer kağıdı için geliştirilmiş süblimasyon boyanın hem de direkt baskı için geliştirilmiş süblimasyon boyaların aynı anda yüklenebildiğini kaydeden Evertse, ikinci seçenek olarak boyalardan birinin süblimasyon diğerinin de pigment olabileceğini ifade etti. Bu makinede 8 paket boyanın yüklendiğini söyleyen Evertse; “Örneğin 4 renk direkt süblimasyon 4 renk ise pigment boya olarak veya 4 renk pigment, 4 renk de transfer kağıdı boyası olarak seçilebilir. Böylece butik işleri yapmak isteyenler tek makine ile iki farklı baskıyı yapabiliyor” dedi. Bu süreçte sadece 5 dakikada basitçe baskı yatağında yapılacak bir düzenlemenin değişme için yeterli olduğunu kaydeden Evertse, boyanın baskı yatağında toplanmasını sağlayan ditch’in üzerinin vakumlu bir tabla ile kapatılması ile transfer baskıya hazır hale geldiğini açıkladı. Farklı kumaşlarda baskı esnekliği ile, daha küçük yapıdaki servis sağlayıcılarının daha zengin uygulamalarla pazarlarını genişletmesine olanak veren yeni hibrit modelin, 2019 yılının sonuna doğru hem dünyada hem de Türkiye’de satışa hazır hale getirilmesi planlanıyor. Tiger-1800B MkII endüstriyel baskı taleplerine yanıt veriyor Mimaki standında çalışarak performansını sergileyen Tiger-1800B MkII süblimasyon baskı makinesi ziyaretçilerin dikkatini çekmeyi başardı. Mimaki’nin endüstriyel segment için geliştirdiği bu makine 385m2/s üretim hızı, verimliliği ve kalitesiyle
beklentileri tam olarak karşılıyor. Mimaki’nin endüstriyel segmente yeni girmesine karşın, mevcut olan teknolojileri tekrarlamadığını belirten Evertse, Mimaki’nin çekirdek teknolojilerinden bahsetti. Evertse; “Birçok farklı baskı kafası üreticisiyle çalışan Mimaki, bu makinede Kyocera’nın bir baskı kafası modelini kullandı. Ancak, baskı kafasını yöneten kontroller sistemi, yazılım ve elektronik donanımı tamamen bize ait. Bu da bizi pazarda baskı kalitesi ve verimliliği açısından rakipsiz bir konuma getiriyor. Kontroller en az baskı kafası kadar önemlidir. Bu kafalarla genel olarak iki veya fazla pass baskı yapılamaz. Biz kafayı bölerek ve daha ince ilerlemelerle gerçek anlamda iki, üç veya dört pass baskıyı sağlayabiliyoruz. Üstelik 600 dpi’lik Kyocera kafalarda 600x1200 dpi veya 1200x1200 dpi baskı mümkün olabiliyor. Diğer bir çekirdek teknolojimiz Nozül Kurtarma (Recovery) ile baskıda herhangi bir nozülde tıkanma olursa, baskı durmuyor, diğer bir nozül devreye girerek kaliteden ödün vermeden işlemi sürdürüyor” dedi. Üretim sürecinin dijitalleşmesi ve Endüstri 4.0 yaklaşımlarını benimsediklerini söyleyen Evertse, geliştirdikleri ve ön gösterimi yapılan Mimaki Job Controller yazılımı ile bütün makinelerle iletişime geçildiğini ve üretimin her aşamasının takip edilebildiğini belirtti. Mimaki TR Serisi baskı sürecini tamamlıyor Mimaki kapsamlı baskı teknolojilerinin yanı sıra baskı öncesi ve baskı sonrası için çözümlerini de ITMA 2019’da pazara sundu. Mimaki fuarda sergilediği gelişmiş TR Serisi baskı öncesi kaplama (pat) makinesi (TR300-1850C) ve baskı sonrasında buharlama makinesiyle (TR3001850S) baskı prosesinde tek elden komple çözüm sağlayıcı olduğunun altını çizdi. Mimaki yıkama makinesini de bu yıl içerisinde pazara sunmayı hedefliyor. Dijital baskı hizmeti için sadece baskı makinesi sunmanın yeterli olmadığını söyleyen Arjen Evertse, baskı öncesi ve sonrasına dönük çözümler olmadan bu teknolojilerin cazip hale getirilemeyeceğini belirtti. Evertse; “TR Serisi ile komple çözüm sağlayıcı olduğumuzu gösteriyoruz. Çok büyük tekstil işletmelerinde bile, TR serisi sayesinde dijital baskı ile numune baskı veya düşük hacimli üretim daha ekonomik ve tercih edilebilir hale gelecek.” ITMA’da görülen ilgi memnun etti Dört yılda bir gerçekleştirilen ITMA fuarlarının tekstil endüstrisi için büyük bir önem taşıdığını belirten Arjen Evertse, fuar boyunca küresel pazarın her noktasından önemli sayıda ziyaretçi ağırladıklarını açıkladı. Fuara Türk tekstilcilerin gösterdiği ilginin beklentilerini aştığını dile getiren Evertse, sözlerini şöyle sürdürdü; “Son zamanlarda Türk ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği fuar ITMA oldu. Tekstil endüstrisinin önemli firmalarından karar alıcılar ve yöneticiler standımızı ziyaret ederek, çözümlerimiz hakkındaki bilgileri ilk elden edindiler. Makinelerimizi çalışırken performansını izlediler. Onlarla yaratıcı, yeni pazarlara hitap eden uygulamalar hakkında çok verimli konuşmalar gerçekleştirdik.” 35
AKTÜEL
SARP INTERMODAL
GAZİANTEP’E YATIRIM YAPTI İntermodal taşımacılığın lider şirketlerinden Sarp Intermodal, yurt içi yatırımlarına da devam ediyor. Gaziantep’te ofis açan şirket, bu bölgedeki ihracatçıları Mersin Limanı’ndan Avrupa ve Kuzey Afrika’ya intermodal ile taşıyacak. tek olabilmek, onları intermodal ile tanıştırabilmek istiyoruz.” dedi.
talya, Bulgaristan ve Almanya ofisleriyle yurtdışı yapılanmasını güçlendiren Sarp Intermodal, yurt içinde de ofis yatırımlarına devam ediyor. İzmir, Mersin ve Bursa ofisleri bulunan şirket, son olarak Gaziantep’e ofis açarak hizmet vermeye başladı. Bölgedeki İhracatçıyı Avrupa ve Kuzey Afrika’ya Taşıyacak Yeni ofise ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sarp Intermodal Yönetim Kurulu Başkanı Onur Talay, Gaziantep’in büyük bir üretim şehri olduğunun altını çizdi. Şehirde üretilen ürünlerin dünyanın birçok ülkesine özellikle de Avrupa’ya ihraç edildiğine dikkat çeken
36
Mersin Limanı’nın bölge için avantaj olduğunu ifade eden Talay, bölgedeki ihracatçının yükünü Mersin limanından Ro-Ro çıkışlarıyla Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerine taşıyacaklarını söyledi. Sarp Intermodal Yönetim Kurulu Başkanı Onur Talay
Talay,“Gaziantep, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ilk 5-6 ili arasında yer alıyor. Aynı zamanda bu ofisimizden Kayseri, Kahramanmaraş, Adana ve Mersin’e de hizmet vereceğiz. Bölgedeki ihracatçılara des-
İntermodal taşımacılığın ihracatçıya yıl boyu sabit fiyat garantisi ve ideal transit süre sunduğunu belirten Talay, özellikle Avrupa’ya yapılan ihracatta sınır kapısı trafiğini düşünmediklerini ifade etti.
37
AKTÜEL
CANAPA KAĞIT TEKNOLOJİLERİ ITMA 2019’DA “AKILLI SÜBLİMASYON KAĞITLARI” İLE
TEKSTİL ÜRETİCİLERİNİN İLGİ ODAĞI OLDU
Bu yıl ilk kez ITMA Fuarı’nda yerini alan CANAPA Kağıt teknolojileri, tekstil üreticilerinin gereksinimleri doğrultusunda geliştirdiği ve yenilenen süblimasyon kağıt yelpazesini dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerine tanıttı. Pakistan ve Hindistan gibi pek çok ülkeden gelen yüzlerce tekstil üreticisine CANAPA süblimasyon transfer kağıtlarının sunduğu akıllı çözümleri aktardı.
20-26 Haziran tarihlerinde İspanya’nın Fira de Barcelona Fuar Merkezi’nde düzenlenen ITMA 2019 Fuarı bir kez daha tüm dünyadaki tekstil üreticilerinin ilgi odağı oldu. Dört yılda bir düzenlenen ve tekstilin tüm bileşenlerini bir araya getiren fuar, 18’inci edisyonunda da yedi gün boyunca lider tekstil üreticilerini ağırladı. Bu yıl ilk kez ITMA Fuarı’nda yerini alan CANAPA Kağıt teknolojileri, tekstil üreticilerinin gereksinimleri doğrultusunda geliştirdiği ve yenilenen süblimasyon kağıt yelpazesini dünyanın dört bir yanından gelen müşterilerine tanıttı. CANAPA Kağıt Teknolojileri bu yıl standında, Türkiye’den gelen yoğun ziyaretçi kitlesinin yanı sıra 38
Almanya, İtalya, İngiltere, İrlanda, Fransa, İspanya, Hollanda, Danimarka, İsveç, Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan, Slovakya, Hırvatistan, İsrail, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Tunus, Polonya, Rusya, Kanada, ABD, Çin, Kore,
CANAPA standında bu yıl, yenilenen ürün yelpazesi de tekstil baskı üreticileri ile buluştu. Yenilenen “Ventus” ve “Vivus” serisi süblimasyon baskı kağıtları, hazır giyim, spor giyim, iç mekan dekorasyon, bayrak, ev tekstili, tekstil bazlı reklam gibi farklı tekstil üreticileri ile buluştu. Farklı gramaj, ebat ve kaplama seçenekleri sunan firma, tüm dijital tekstil baskı üreticilerine yüksek kalitede baskı sonuçları, stabil baskı imkanı, standart baskı sonuçları ve mürekkep tüketiminde tasarruf imkanı sunduğunu kanıtladı. Bu yıl yenilenen kurumsal kimliği ile ilk kez Mayıs ayında FESPA ziyaretçilerinin karşısına çıkan CA-
NAPA Kağıt Teknolojileri, “Smart Sublimation Papers” sloganı ile başlattığı süblimasyon baskıda akıllı kağıt vurgusunu, ITMA ziyaretçileriyle de paylaştı. Doğa dostu ve çevreci üretim anlayışını, hizmet verdiği tekstil sektörünün yaratıcı ve inovatif karakteri ile buluştururken, tekstil üreticisinin yüksek kalitede ve stabil baskı sonuçları almasını sağlayan ve minimum mürekkep tüketim imkanı sunan ürünlere vurgu yaptı. Yeni sloganı ile daha yenilikçi ve sürdürülebilir bir kalite misyonuna odaklanan firma, böylelikle süblimasyon transfer kağıtları ile daha yaratıcı, yenilikçi, kaliteli, çevreci ve sürdürülebilir bir üretim anlayışını ortaya koydu. Bir sonraki durak ABD! Dünyanın dört bir yanından tekstil üreticilerinin tercih ettiği CANAPA Kağıt Teknolojileri, Avrupa’nın yanı sıra Amerika bölgesindeki tüketicilere ulaşmak amacıyla, 23-25 Ekim tarihlerinde Dallas, Texas’ta düzenlenecek olan Prin-
ting United Fuarı’nda da ziyaretçileriyle buluşmaya hazırlanıyor. Daha önce “SGIA Expo” olarak düzenlenen fuar, bu yıl yeni bir kimlikle ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanıyor. 2018’de ABD’de yeni bir yapılanma içerisine giren ve ABD’deki tekstil üreticilerinin süblimasyon kağıt taleplerine yanıt vermeye
hazırlanan CANAPA Kağıt Teknolojileri, fuarın geçtiğimiz yılki edisyonunda fuardaki az sayıda Türk üreticilerden biri olmuş ve spor giyim teması ile katıldığı fuarda, özellikle Tacky süblimasyon kağıtları ile büyük ilgi görmüştü. Firma, ABD’nin en büyük dijital baskı fuarının bu yılki etkinliğinde de, yenilenen Ventus ve Vivus serisi ürün gruplarını sergileyecek.
39
AKTÜEL
Y E NI DÖN EMDE EĞI TIM PAR TNER LER I S IE M E N S VE N AC H I
TİAD nitelikli eleman sıkıntısını
“TİAD Akademi” ile ortadan kaldıracak Takım tezgahları ve makine sektörünün ihtiyacı olan nitelikli personel ihtiyacına çözüm olmak için 2007 yılında TİAD Akademi kuruldu. TİAD Akademi’nin sektörde alanında uzman firmalarla uzun zamandır iş birliği halinde olduğunu dile getiren Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) Başkanı Fatih Varlık, sanayide robot operatörlüğü başta olmak üzere beş yeni programın yolda olduğunu, bu eğitimler için SIEMENS ve NACHI ile partnerlik yaptıklarını ifade etti.
T
TİAD Başkanı Fatih Varlık
ürkiye takım tezgahları sektörünün nitelikli eleman sıkıntısını ortadan kaldırmak için 2007 yılında kurulan Uygulamalı ve Mesleki Teknik Eğitim Merkezi (TİAD AKADEMİ), akademik eğitim almış, sektörün içinden gelen, uzman ve tecrübeli eğitmen kadrosuyla gençleri takım tezgahları sektörüne hazırlıyor.
40
eksikliği ve teknolojinin gündemine hakim olmadığından müşteriye doğru yönlendirmeyi yapamayan personelden yakınıyor. Hem talaşlı imalatta hem sac işlemede; yazılım, ölçüm ve tezgah tedariğinde kalifiye personelin eksikliği; yükselmesinin hayalini kurduğumuz sanayi üretiminde nabız düşürüyor” dedi. TİAD Akademi’nin, sektörde alanında uzman firmalarla uzun zamandır iş birliği halinde olduğunu dile getiren Varlık, sanayide robot operatörlüğü başta olmak üzere beş yeni programın ise yolda olduğunu, bu eğitimler için SIEMENS ve NACHI ile partnerlik yaptıklarını ifade etti.
Kalifiye eleman açığı üretimde nabzı düşürüyor
Hem TİAD hem de TİAD Akademi olarak stratejik bir alan olan takım tezgahları sektörün problem ve ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Varlık, “Rekabet bu kadar yoğunken, kalifiye personel eksikliğinin yarattığı kan kaybını durdurmak için dernek olarak TİAD Akademi’yi kurmamız gerekiyordu. Amacımız; sektördeki personele ihtiyaç duyduğu alanlarda eğitim sağlayarak sanayiciye ihtiyaç duydukları nitelikli personeli kazandırmak.
Türk sanayisinde CNC sistemlerinin kullanımı, tasarım ve imalat sürecinin iyileştirilmesi amacıyla bugüne kadar yedi farklı başlık altında eğitim verdiklerini söyleyen TİAD Başkanı Fatih Varlık, “Sanayi, bir yandan üretimde kritik rol üstlenen CNC operatörlerini bulamamaktan yana şikayet ederken; tedarik konusunda hizmet veren firmalar da bilgi
Öte yandan Türkiye sanayisine daha iyi hizmet vermek ve yatırım yönlendirmelerini doğru yapan satış personelini yetiştirmek adına Takım Tezgahları (Kesici Takım, Yazılım, Ölçüm) Satış Mühendisi Yetiştirme Programı’nı gerçekleştirmeye odaklandıklarını söyleyen Varlık, “Bu
“Kalifiye satış mühendisleri yetiştirmeye odaklandık”
eğitim ile sektörümüzde tedarikçi konumdaki firmalar, kalifiye satış mühendisleri ile çalışarak kayıpların önüne geçecek, üreticiler de kalifiye satış mühendislerinin doğru yönlendirmeleri ile işlerine uygun teknolojileri kullanacak” diye konuştu. Geçmiş dönemde TİAD Akademi çatısı altında verilen eğitimler; •Talaşlı İmalatın Temelleri •CNC Torna Operatörlük ve Programlama •CNC İşleme Merkezi Operatörlük ve Programlama •CNC Kontrol Üniteleri (Fanuc, Haidenhain, Mitsubishi, Siemens) Kullanımı •Temel Seviye CNC Arıza Bulma ve Bakım •Bilgisayar Destekli Tasarım (CAD) •Bilgisayar Destekli İmalat (CAM) Yeni dönemde TİAD Akademi çatısı altında verilecek olan eğitimler; •NACHI Sanayi Robot Operatörü •SIEMENS Sinumerik 828D / 840D Shopmill-Freze Kullanım & Programlama •SIEMENS Sinumerik 828D / 840D Programguide (G-code)-Freze Kullanım & Programlama •SIEMENS Sinumerik 828D / 840D ShopTurn-Torna Kullanım & Programlama •SIEMENS Sinumerik 828D / 840D Programguide (G-code)-Torna Kullanım & Programlama •Takım Tezgahları Satış Mühendisi Yetiştirme Programı •Teknik Resim Okuma
www.gulsevenhali.com.tr
GÜLSEVEN HALI A.Ş.
İsmail Özdağlar San. Sit. Barbaros Cad. No:45 Demirci/MANİSA/TÜRKİYE Tel: +90 236 462 44 85 Faks: +90 236 462 49 05 e-mail: gulseven@gulsevenhali.comtr
Müşteri Hizmetleri & Sipariş Hattı
+90 850 850 45 4145
AKTÜEL
Raflar ve vitrinler akıllanacak... Xerox yapay zekayı markete ve mağazaya getiriyor Teknolojideki gelişimle birlikte hayatımıza girmeye başlayan yapay zekâ uygulamaları; market raflarına, vitrinlere kadar uzandı. Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Xerox, geliştirdiği akıllı ambalaj ve etiket teknolojisiyle hem tüketicilere hem de markalara kılavuzluk yapacak.
M
ağaza ve vitrinlerde yer alan ürünlerin etiketlerini hangimiz okuyoruz? Satın aldığımız gıda, giysi ve ilaç gibi ürünlerin içerisinde hangi maddeler kullanıldığı, besin değerleri, nasıl yıkanmaları gerektiği, ne zaman, hangi sıklıkta tüketilmesi gerektiği gibi çok önemli bilgiler veren ambalaj ve etiketler, satın alma hareketini sağlayan en önemli etkenlerden biri. Düne kadar alışveriş alışkanlıklarımızda çok fazla yeri olmasa da, bugünün dünyasında tüketicileri bilinçlendirme hareketi, meyvelerini vermeye başladı. Tüketiciler artık az da olsa etiket ve ambalajlarda yazılanları önemsiyor. Bugünün dünyasında etiketlere de yer var. Akıllı ambalaj ve etiket hareketi Teknolojide yaşanan gelişimden ambalaj ve etiketler de nasibini almaya başladı. Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Xerox’un Kanada’da yer alan materyal araştırma merkezi Xerox Research Centre of Canada’nın (XRCC) Başkan Yardımcısı ve Direktörü Dr. Paul Smith, “Xerox olarak yapay zekâyı ambalaj ve etiketlere adapte eden bir teknoloji geliştiriyoruz. Basılı elektronik ve akıllı sensörler aracılığıyla, ambalaj ve etiketleri akıllı bir hale getireceğiz.” Tüketiciye özel indirim sunacak Dr. Paul Smith, Xerox olarak yapı-
42
lan çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: “Ürünü elinize aldığınızda ya da ambalajda yer alan bir sensöre dokunduğunuzda ekranda faydaları, içeriği ve hatta özel teklifleri gösteren bir akıllı teknoloji üzerinde çalışıyoruz. Raflara gömülü teknoloji ile akıllı telefonlar anında birbirine bağlanacak ve ürün ile ilgili daha fazla bilgi verilecek. Bu teknoloji, aynı zamanda markanın web sayfasına da yönlendirecek. Daha fazla bilgi alınmak istendiğinde, mağazadan çıkmadan tüketiciye özel indirimler sunabilecek.” Tüketiciye yakın takip Akıllı ambalaj ve etiket teknolojisinin, markalar açısından tüketicilerin ürünler ile nasıl bir etkileşim kurduğunu ortaya koyarak markalara kılavuzluk edeceğini vurgulayan Dr. Paul Smith, “Bu teknoloji ile müşterilerin hangi ürünleri satın aldığını, hangilerini eline alıp rafa geri bıraktığını görebileceğiz. Müşterilerin vitrine ne kadar süre baktığı sisteme yansıyacak. Markalar bu bilgileri, fiyatlandırma, indirim ve gelecekteki interaktif vitrin kararlarında kullanabilecekler“ diye belirtiyor. Akıllı vitrinler geliyor Akllı ambalaj ve etiket teknolojisinin bir başka kategorisinde yer alan akıllı vitrinlerin kurulumunda pil ya da kablo kullanılmayacağını, doğrudan rafa ve ambalaja baskı şeklinde uygulanacağı-
na dikkat çeken Dr. Paul Smith, “Akıllı vitrinlerin kurulumu dakikalar içinde gerçekleşebilir” diyor. Hastaya doktora gitmeden müdahale Akıllı etiket ve ambalaj teknolojisinin mağaza dışında da aktif olarak kullanılabileceğini belirten Dr. Paul Smith, konuya ilişkin şu örneği veriyor: “Örneğin bir akıllı ilaç ambalajı hastalara ilaçlarını ne zaman ve nasıl alması gerektiğini hatırlatabilir. Ayrıca bir ilacın ne zaman alındığı ve ilacın bitip bitmediği ve hastanın kendini nasıl hissettiği ile ilgili eczaneye doğrudan bilgi de gönderebilir. Hastalar doktorlarına bağlanabilir ve anında destek alabilir ve doktorlar hastanın ilaçlarını alıp almadığını görebilir ve tedavinin değiştirilip değiştirilmeyeceğine, uzaktan karar verebilir. Hastanın doktora gitmesine gerek kalmayabilir”
43
MAKALE
Etkili Ekip Yönetimi ‘’Yöneticiler İçin 10 İpucu’’ 1. Doğru kişileri işe alın Gömleğin ilk düğmesinin doğru iliklenmesi kritik önemdedir. İşte başarı sağlamak doğru kişileri işe almakla başlar. Buda mülakat sürecinin doğru yönetilmesine ve kişilerin doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Bu süreçte İnsan Kaynakları Süreçleri kapsamında değerlendirme merkezi uygulamalarından yararlanılması güvenilir sonuçlar vermektedir. 2. İyi iletişim kurun
Niyazi Altınışık
Y
önetim kavramının ortaya çıkmasından bu yana yaklaşık 130 yıl geçti. Klasik dönemde sistem, kurallar ve yönetim ilkelerine odaklanılmış, neoklasik dönemde insan psikolojisi irdelenmiş, modern yönetim anlayışı sürecinde durumsallık ve sistem yaklaşımının gerekliliği vurgulanmış. Günümüz bilgi çağında ise yönetimin temel unsuru ‘’İnsan Yönetimi’’ olmuştur. Drucker “Bir şirket, bel bağladığı bütün insanların iyi yönetiminden sorumludur. Bu insanların yönetici, uzman, işçi hatta bir tedarikçinin çalışanı olup olmamaları bir şey değiştirmez.”der. Bu nedenle ‘’yönetim ciddi, stratejik ve hayati önemde bir iştir.’’ Yöneticinin görevi sadece dalgasız denizde kaptanlık yapmak değildir. Problem yaşanmayan bir ortamda yöneticilik yapmak kolaydır. Önemli olan kriz dönemlerinde, problemli, fırtınalı zamanlarda geminin güvenle sahile çıkarılabilmesidir. Bunun için yöneticinin işine liderlik etmesi, hedeflerine ulaşması, ekibine ilham vermesi ve motive etmesi ana görevlerindendir. Bunlar söylemesi kolay fakat yapması zor olan işlerdir. Bütün çalışanları işyerinde bir aksamaya sebep vermeden bir ahenk içinde birlikte çalıştırmak ve üretken kılmak zor iştir. İşte iyi bir yönetici olmanın ve etkili ekip yönetmenin 10 ipucu;
46
Çalışanlara organizasyon içindeki gelişmeler konusunda zamanında sağlıklı ve doğru bilgilendirme yapmak çok önemlidir. Bu dedikoduyu önler iş barışına ve işyeri huzuruna olumlu katkı sağlar. Çalışanlarınıza geribildirimde bulunmanız ve ele almak istedikleri herhangi bir soru ya da konuda size yaklaşabileceklerini hissetmeleri çok mühimdir, bu nedenle personeliniz için kendinizi erişilebilir kılın. Yanına yaklaşılan bir yönetici olun. 3. Olumlu çalışma ilişkileri kurun Ekibinizin üyelerini sadece profesyonel düzeyde değil, bireysel olarak da tanıyın. İş arkadaşlarınızın işlerini nasıl yaptıkları, hangi zorluklarla karşılaştıkları ve neyle ilgilendikleri hakkında biraz daha fazla bilgi edinmek için çaba harcadığınızda, ekibinizi daha iyi tanıyacak ve çok daha sağlıklı ilişkiler kurmuş olacaksınız. 4. Başarıları ve çabaları görün Yalnızca eleştirecek bir şey olduğunda geribildirim veren yöneticilerden biri olmayın! Ne beklediğiniz hakkında çalışanlarınıza olumlu geri bildirimler sunarak onların güvenlerini kazanın. Bu onların gelecekte şirkette daha fazla yer almalarını teşvik edecektir; bu nedenle, başarılarını ve harcadıkları çabayı kabul etmeniz kritik öneme sahiptir. 5. Gerçekçi olun Ekibiniz insanüstü olmanızı beklemiyor, yardıma ihtiyacınız varsa, itiraf etmekten korkmayın ve bir hata yaparsanız, Hatanızı kabul edin! İnsani tarafınızı göstererek çalışanlarınızın sizi biraz daha iyi tanımasını sağlayın. Ekibiniz size yaklaşırken kendisini daha rahat ve güvenli hissedecektir.
6. Kararlı olun İyi bir liderin gerektiğinde otoritesini kullanması ve ekibi için önemli kararlar verebiliyor olması gerekir. Liderlik rolünde kararsızlığa yer yoktur. Bu yüzden silahlarınıza bağlı kalmanız ve işe en doğru olduğunu düşündüğünüz şekilde devam etmeniz çok önemlidir. 7. İşleri doğru kişilere devredin Ekibinize yakın olmanız, onlar ile iyi ilişkiler kurmanız ve onları iyi tanımanız stratejik önemdedir. Böylece güçlü yanlarını çok rahat görebilirsiniz. Çalışanlar genelde becerilerine uygun ve en iyi performansı göstereceğine inandıkları işlerde çalışmak isterler, bu nedenle her birine yetkinliğine uygun işlerin verilmesi ekibin üretkenliğini artıracaktır. 8. Çatışmaları yönetin İşyerinde çatışma olduğunda, göz ardı edilmemelidir. Görmemezden gelmek, olumsuz bir atmosfere yol açabilir, bu da çalışanların üretkenliğine ve ekip içinde iletişimin zarar görmesine neden olabilir. Bir sorun ortaya çıktığında, büyümeden ele alınması ve çözülmesi çok önemlidir. 9. Örnek olun Personeliniz yardım ve ilham almak için sizinle görüşmek isteyecektir. Bu süreç işlerini nasıl yapacakları ile ilgili iyi örnekler sunmanız ve saygılarını kazanmanız için iyi bir fırsat olacaktır. Profesyonel davranma ve iş yapma konusunda öncelikle kendiniz örnek olun. İşinizi yaptığınızdan, kariyerinizi geliştirmeye devam ettiğinizden ve ekibinizi de bu konuda desteklediğinizden emin olun. 10. Gerektiğinde Yolunuzu Ayırmaktan Çekinmeyin Organizasyona uyum sağlamayan ve düşük verim gösteren çalışanlara gerekli uyarılar yapıldıktan sonra bir düzelme olmuyorsa kırmız kart göstermekten çekinmeyin. Bu organizasyonun selameti için en doğru karardır. Etkili ekip yönetimi konusunu danışmanlık yaptığım bir kuruluşun kurucusunun çok etkilendiğim bir sözüyle tamamlayalım ‘’İnsan çalıştırmanın temel şartı heves kırmamaktır.’’ Niyazi Altınışık Kurumsal Gelişim – İnsan Kaynakları Danışmanı www.cdc.com.tr – niyazi@cdc.com.tr 47
AKTÜEL
AÇI K HAVA REKLAMLAR INDA R ENKLER TÜ KE TIC IYI N A S IL E TKIL IYOR?
Bankalar mavi oteller yeşil renkle reklam yapıyor
Açıkhava Reklamcıları Derneği’ne (ARED) göre sokakta karşımıza çıkan her reklamda renkler farklı bir anlam taşıyor. Güveni temsil eden maviyi bankalar tercih ederken kadınlara yönelik ürün satan markalar, romantik etki yaratan pembe ve mor renkleri kullanıyor…
T
üketicilerin satın alma davranışlarını ürünlerin ses, koku, doku ve dış görünüşleri etkiliyor. Tüm bu etkenler arasında en büyük payı dış görünüş alıyor. Dış görünüşte ise renkler güçlü psikolojik etkileriyle tercihlerimize yön veriyor. Şirketler de ürün görselleri ve reklamlarında renklerin psikolojik etkisini kullanıyor. Bazı renkler tüketicilerin ürünleri satın alıp almayacağı konusunda kilit rol oynuyor. Türkiye’de yaklaşık 10 milyar dolarlık bir sektörü temsil eden Açıkhava Reklamcıları Derneği (ARED), her rengin satın alma davranışı üzerindeki etkisini sektörlere göre yorumluyor. Kendilerini ve ürünlerini renkler üzerinden tanımlayan markalar reklamlarıyla tüketicileri bu renkler sayesinde tavlıyor: Mavi: Güvenin rengi olan mavi genellikle banka ve finans kurumları tarafından tercih ediliyor. Öyle ki mavi kalemle yazılan yazılar bile akılda daha çok kalıyor.
Kırmızı: Kırmızı renk canlılığı ve enerjiyi temsil ediyor. Kalbi anımsatan renk, tüketicilere ürünleri alma konusunda hızlı davranması gerektiğini söylüyor. Perakende zincirleri ve kampanya yapan markalarda kırmızı yoğun şekilde kullanılıyor. Yeşil: Doğanın rengi olan yeşil, huzuru ve güveni çağrıştırıyor. Bu renk genellikle oteller, sağlık merkezleri, turizm şirketlerinin reklamlarında kullanılıyor. Turuncu: Turuncu birçok alanda agresyonu temsil ediyor. Herkese hitap ediyor ve satın alma duygusunu en güçlü tetikleyen renk olarak biliniyor. Online satış siteleri, bankalar ve elektronik zincirlerinin çok sevdiği bir renk…
48
Sarı: Neşe, gençlik ve dinamizmi anlatan renk, genellikle gençlere yönelik satış yapan markalar tarafından kullanılıyor. Sıcaklık hissi veren sarı renk, tur şirketleri tarafından da tercih ediliyor. Pembe: Bu renk kadınlara yönelik ürün satan kişisel bakım markaları tarafından tercih ediliyor. Romantik bir renk olan pembenin aynı zamanda sakinlik veren bir etkisi de var. Mor: Duygusallığın rengi olan mor genellikle güzellik ve yaşlanmayı geciktiren ürünlerde kullanılıyor. Siyah: Gücün rengi olan siyah, lüks markaların ürünlerini tanıtmak için kullandığı bir renk. Özellikle lüks otomobil markaları ve giyim markaları tercih ediyor.
49
AKTÜEL
M O SFED “ PAZA R SENI BEKLI YOR ” PR OJ E S IYL E IH RAC ATI TA B A N A YAYIYOR
Hedef; 2023 yılında 1 milyon dolar ve üzeri ihracat yapan firma sayısını 6 bine yükseltmek
Türkiye mobilya sektörü, 3 milyar 134 milyon dolar ihracatı, 179 ülkeyi içeren pazar yelpazesi ve dünya pazarından aldığı pay ile gücünü her geçen gün katlıyor. Hedef ise dünya mobilya pazarından yüzde 2,5’lık pay almak. Bu doğrultuda MOSFED, geliştirdiği “Pazar Seni Bekliyor” projesiyle 2023 yılında 6 bin mobilya üreticisinin her birine ayrı ayrı 1 milyon dolar ve üzeri ihracat yaptırmayı hedefliyor. “2023 yılında 10 milyar dolar ihracat hedefliyoruz” Türkiye mobilya sektörünün 3 milyar 134 milyon dolar ihracatı, 179 ülkeyi içeren pazar yelpazesi ve dünya pazarından aldığı pay ile gücünü her geçen gün artırdığını söyleyen MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, sektörün 2023 hedefinin 10 milyar dolar ihracat olduğunu kaydetti. Dünyanın ilk 10 mobilya ihracatçısı arasında yer almak ve dünya pazarlarından yüzde 2,5 pay elde etmek için çalıştıklarını belirten Güleç, “MOSFED olarak projemizin ana amacı; 1 milyon dolar ve üzeri ihracat yapan firmalarımızın sayısını 2023 yılına kadar 6 bine yükseltmek; bir diğer deyişle ihracatı tabana yaymak. Sadece 1 ülkeye veya tek kalem mal satan 8 bin firma var. 6 bin mobilya üreticisi ve imalatçımız ise 0-250 bin dolar aralığında ihracat yapıyor. Bu firmaları 1’er milyon dolar ihracat yapar hale getirirsek 6 milyar dolar ihracat yapacak ve 2023 hedefimizi tabandan gelen kuvvetle gerçekleştirmiş olacağız” diye konuştu.
MOSFED Başkanı Ahmet Güleç
T
ürkiye mobilya sektöründe 36 bin üreticinin yaklaşık 15 bini ihracatçı konumunda bulunuyor. Sektörde 1 milyon dolar ve üzeri ihracat yapan firma sayısı ise 2001 yılında 32 iken bugün 569’a ulaşmış durumda. Bu noktada 2023 yılına kadar 6 bin mobilyacının her birine ayrı ayrı 1’er milyon dolar ihracat yaptırmak için “Pazar Seni Bekliyor” adında bir proje geliştiren Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED), çalışmalarına hız verdi.
50
Proje için sektörün tüm paydaşları birlikte… Firmalarımızın doğru enstrümanlarla donatıldığında rahatlıkla bir ya da birden çok pazarda 1 milyon dolar üzeri ihracat gerçekleştirebileceğine inandıklarının altını çizen Güleç, “Proje kapsamında ihracat hacmi, pazar yelpazesi ve ihracat sıklığı gibi kriterler ışığında bölgeler çapında kümeler oluşturulmasını planlıyoruz. Her firma ilgili kriterler doğrultusunda mevcut durum
analizine tabi tutulacak ve buna göre hangi ihtiyaçlarının daha hızlı karşılanması gerektiği belirlenecek. Bu noktada da en hızlı şekilde ve en doğru verilere ulaşmak için sektör dernekleri, İhracatçı Birlikleri, sanayi ve ticaret odalarının katıldığı çalıştaylar, anket çalışmaları ve istişare toplantıları planlıyoruz. Dijital pazarlamadan e-ihracata, tasarım ve AR-GE ortak projelerinden pazar araştırmalarına, yönetici mentörlüğünden Türk Ticaret Merkezlerine geniş bir yelpazede birçok enstrümanın kullanıldığı bu proje mobilya sektörünün 2023 hedeflerine daha hızlı ulaşmasına ve daha çok firmanın daha istikrarlı bir şekilde ihracata katkı sağlamasına yarayacak” diye açıkladı. Proje kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında akıllı mobilya kümelerinin kurulmasının hedeflendiğini aktaran MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, çeşitli mecralardan projenin ulaştığı aşamanın takip edilebileceğini söylerken, bu sayede 2023 yolunda Türkiye mobilya sektörü ihracatının nabzının herkes tarafından tutabileceğini ilave etti. 51
AKTÜEL
T ÜRK IY E’N IN MAKI NEC I LER I R USYA’YA Ç IKA RMA YA P IYOR
Makine ihracatı yılın ilk yarısında 8,8 milyar dolar oldu Türkiye’nin makine ihracatı yılın ilk yarısında yüzde 4,9 artarak 8,8 milyar dolara yükseldi. İhraç edilen makine miktarı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 15,7 artarak 1,6 milyon tona ulaştı.
U
luslararası ticaretin kapsamını genişletecek gelişmelerle yılın ikinci yarısından daha umutlu olduklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “En büyük ihracat pazarımız Almanya’daki sanayi üretimi düşüşünden olumsuz etkileniyoruz. Farklı pazarlara yönelmeye çalıştığımız bu süreçte, G-20 Zirvesi’nde uluslararası ticaret savaşlarını bitirmeye yönelik atılan adımları ise olumlu değerlendiriyoruz. İleri teknolojiye yaptığımız yatırımlarla tüm dünyaya makine satacak güce ulaştığımızı dünya
52
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu
ticaretine darbe vurmuş bütün olumsuzluklara rağmen sağladığımız önemli artışlarla gösteriyoruz. İhracatımızda sağladığımız değer artışını, miktar artışında yakaladığımız yüzde 15 seviyesinin üzerine çekmek için çalışıyoruz” dedi. “2019’un en büyük etkinliğini Rusya’da yapıyoruz” Haziran ayında hem yurt içinde hem de yurt dışında, imalatçılara ümit veren gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Karavelioğlu makine sektörünün ihracat pazarlarında kurduğu ticari ilişkiler hakkında şu bilgileri verdi:
“Yılın ilk yarısında ABD’ye makine ihracatımız yüzde 13,9 arttı. Artış oranımız Fransa ve İspanya’da yüzde 20’leri aştı. Bunlar tesadüfen yakalanmış başarılar değildir, Türk makine sektörünün kaliteye ve markalaşmaya yaptığı yatırımların bir sonucudur. Geçtiğimiz günlerde, ITMA Fuarı dolayısıyla Barcelona’da bir araya geldiğimiz İspanyol sanayicilerden yılın ikinci yarısında daha fazla sipariş vereceklerinin sözünü aldık. Bu hafta da partner ülke olarak katıldığımız İnnoprom fuarında Rus sanayicilerle bir araya geleceğiz; Ticaret Bakanlığımız ve Sanayi Bakanlığımızla birlikte Rusya’da önemli temaslarda bulunacağız.” Karavelioğlu, yılın ilk 6 ayında Rusya’ya yapılan toplam makine ihracatının 224 milyon dolar olduğunu belirterek “Rus pazarında yılın ilk yarısında yüzde 11,8 düzeyinde gerçekleşen makine ihracatı artışını, bu ülkede yapacağımız yoğun temas ve tanıtım faaliyetleriyle yıl sonuna kadar yüzde 20 seviyesine çıkarabileceğimize inanıyoruz. Türkiye’nin Makinecileri markasıyla bu konuda yapacağımız çalışmalar hakkında, Türk kamuoyunu gelecek hafta daha yakından bilgilendireceğiz.” dedi.
53
AKTÜEL
İHRACATÇI DÜMENİ KARAYOLUNA KIRIYOR!
Türkiye’den İtalya’ya ihracat yapan firmalar dümeni kara yoluna kırmaya başladı. Önceleri uygun maliyetli olduğu için yüklerini deniz yolu ile göndermeyi tercih eden firmalar, artık daha hızlı olabilmek adına kara yoluna geçiş yapıyor. ulaştırmak gerekiyor. Hızlı lojistik, ihracatı da üretimi de hızlandırır. Ülke olarak buna en çok ihtiyacımız olan dönemdeyiz.” açıklamasında bulundu. Otomotiv, tekstil, gıda ve kimya sektörlerini İtalya’ya taşıdıklarını aktaran Çelikel, bu alanlarda üretim gerçekleştiren firmaların yüksek hızda teslimat ihtiyacını karşıladıklarını söyledi. İtalya’ya Özel Ekip, Ofis ve Depo
talya, Türkiye’nin en yoğun ihracat yaptığı ilk 3 ülkeden biri. İhracatçı, maliyet avantajı sağladığı için gönderilerini bu ülkeye genellikle deniz yolu ile yapıyor, teslimatlar 10 günü buluyordu. Ancak tedarikçiler daha hızlı teslimat istemeye başlayınca, ihracatçılar da kara yolu taşımacılığına yönelmeye başladı. Yılın ilk 6 ayında İtalya’ya gerçekleştirdikleri karayolu taşımalarında bir önceki yıla göre yüzde 40 artış olduğunu belirten Intermax Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Çelikel, “Hızlı olanın kazandığı bir dönemde, ihracatçımız da hızlı olabilmek, ürününü pazara hızlı dahil edebilmek istiyor. Aksi durumda ürünü satın alan firma alternatif üreticiler, satıcılar araştırmaya başlıyor. Biz de her pazarda olduğu gibi İtalya’da da ihracatçıya destek olmaya gayret ediyoruz. Türkiye’den İtalya’ya karayolu ile 4-5 günde ulaşıyoruz.” dedi. 54
Hızlı Lojistik, İhracatı da Üretimi de Hızlandırır! Ticarette zaman kazanmanın en büyük gelir olduğuna dikkat çeken Çelikel, özellikle otomotiv, gıda ve tekstil gibi önemli sektörlerde teslimatın zamanında yapılmasının önemine değindi. Çelikel, “İhracatçıların acil ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına yükleri mümkün olan en kısa sürede teslimat noktasına
İtalya’nın, Türkiye’nin ihracatı için önemli olduğunun altını çizen Çelikel, bu ülkeye yapılacak karayolu operasyonlarını yönetebilmek amacıyla özel ekip ve ofis kurduklarını, İtalya’da depo yatırımı yaptıklarını belirtti. İtalya’nın Empoli, Pordenone ve Varese kentlerinde konuşlanmış depoları sayesinde bölgede oldukça güçlü konumda olduklarını aktaran Çelikel, bu depoların getirdiği avantajlarla birlikte müşterilerini rekabette bir adım öne taşıdıklarını sözlerine ekledi.
55
AKTÜEL
H E M YATAK , HEM SAND IK, HEM KAN E P E
Küçük Alanlarda Büyük Konfor
S
on teknolojik makine parkurunda ürettiği yatak, baza, başlık ve beyaz grubu tekstil ürünleriyle dikkat çeken Armis, ürün yelpazesine yepyeni bir ürün daha ekledi: Daybed. Hem yatak, hem sandık, hem kanepe olarak üç farklı beklentiye tek bir üründe ile karşılık veren Daybed, konforunu ve kullanım kolaylığını bir arada sunuyor. Armis DayBed, bonel yay sistemli
56
DAYBED
döşemeli kumaş kaplı yatağı ile rahat oturma ve gerçek bir yatak konfuru sunarken 90x190 cm boyutu ile küçük alanlarda büyük kullanım kolaylığı sağlıyor. Sandıklı bazası ile tüm özel eşyalarınızı saklayabileceğiniz geniş depolama alanına sahip, yastıkları kaldırıldığında tek kişilik yatağa dönüşen Armis DayBed, tasarımı ile yaşam alanlarına şıklık katarken ergonomik uyku konforunu sunan yatağı ile dikkat çekiyor.
57
AKTÜEL
E-ticaretin Yaz Aylarındaki Kurtarıcısı:
Mobil Ticaret Mobil kanalı tercih eden tüketicilerin yüzde 23 artmasıyla e-ticarette giyim, ayakkabı ve ev aksesuarı gibi kategorilerde yaz aylarında görülen yavaşlama azalıyor.
T
ürkiye’nin en çok ziyaret edilen moda arama motoru GLAMI.com.tr, yaz aylarında mobil aramaların yüzde 23 artarak, bu dönemde azalma seyrine giren e-ticaret hacmine destek olduğunu açıkladı. TÜSİAD’ın 2019 e-ticaret raporuna göre, özellikle online perakende alanında pek çok lider e-ticaret platformu için tüketici ziyaretlerinin yüzde 70’ten fazlası mobil kanallar üzerinden gelirken, cironun da yüzde 60’tan fazlasını yine mobil kanallar oluşturuyor.
fonları, dizüstü ve masaüstü bilgisayarlardan daha fazla kullanması dikkat çekiyor” dedi. Huska’nın verdiği bilgilere göre, yaz aylarında mobil moda aramaları artarken, özellikle giyim kategorisinde mobil cihazlar üzerinden gerçekleşen satın almaya dönüşüm oranları yüzde 50’nin üzerine çıkıyor. Bir yıl da e-ticarete 60 milyon liradan fazla katkı Salesforce araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 75’i her ay muhakkak arama yapıyor ve yeni ürün ve markaları keşfetmeyi hedefliyor. Ayrıca tüketicilerin yüzde 69’u bir siteyi ziyaret ettiğinde mutlaka yeni bir ürün görmek istiyor.
Yaz döneminde toplam e-ticaret hareketliliğinin düştüğünü belirten GLAMI Türkiye İletişim Müdürü Melike Huska, “Mobil üzerinden gerçekleşen aramalar GLAMI, alışveriş sitelerinin tekliflerini tek ve satın almalar e-ticaretin bu dönemdebir platformda toplayıp kullanıcıların hızlı ki sürükleyicisi oluyor. 2018 yılı sonunda tüm dünyada mobil alışverişlerin yüzde GLAMI Türkiye İletişim ve kolay bir şekilde alışveriş yapma imkaMüdürü Melike Huska nı sağlıyor. Yapay zeka temelli teknoloji 55 pay ile masaüstünü geride bırakmasayesinde giyim, ayakkabı ve aksesuar sı bunu gösteriyor. Özellikle Türkiye’dekategorilerinde kullanıcıların beğenebileceği kişiselleşki 18-34 yaş grubu, önceki nesillere kıyasla daha fazla tirilmiş ürünleri göstererek önerilerde bulunuyor. Ayrıca mobil cihaz ile e-ticaret aramalarını gerçekleştiriyor. Bu benzer ya da aynı ürünler için fiyat karşılaştırma olanağı yaş grubunun özellikle alışveriş sitelerine göz atma ve sunuluyor. online olarak ürün satın alma işlemlerinde akıllı tele-
60
61
MAKALE
MAKİNE HALISINA BİR ORTAK MI ÇIKIYOR?
S
on yıllarda öne çıkan, pazardan gittikçe daha büyük paylar alan yeni bir ürün grubu var. Sektörümüz bu ürünleri genelleyip “Dekoratif Halı” veya “Dijital Baskılı Halı” olarak adlandırıyor. Teknik açıdan birbirinden farklı pek çok ürünü bu sınıfa sokabiliriz. Bazı örneklerini açıklayalım: • Polyester battaniye kumaşlarının tabanına kaymaz polyester baskı uygulanması ile oluşturulmuş ürünler. • Baskılı polyester kumaşın altına dokuma veya sentetik deri bir taban lamine ederek üretilmiş ürünler. • Şönil veya benzer havlı ipliklerle jakarlı tezgâhlarda tek yüzlü veya çift yüzlü dokunmuş kalın döşemelik kumaşlar. • Polyester kumaş üzerine rotasyon baskı ile desen ve-veya flok kabartma uygulanmış, bir kat tabanla zenginleştirilmiş ürünler. • Sıcak embos uygulaması ile kabartma desen verilmiş, taban kaplaması ile kalınlaştırılmış ürünler. • Kaba pamuk dokumalar üzerine uygulanmış dijital baskıdan ibaret kilimler. • Beyaz dokunmuş (genellikle polyester havlı) makine halıları üzerine dijital baskı ile üretilen halılar. Akrilik havlı ve viskon havlı ürünler de kısa zamanda piyasamızda yer alabilir. Ev tekstili ve döşemelik kumaş gibi alanlarda çalışan firmalar-
62
dan bazıları bu alana ilgi duyuyor. Mevcut makine parkları ile yeni bir pazara açılma fırsatı olarak görülüyor. Tamamen bu alanda imalat yapmak için bazı yeni firmalar da kuruluyor. Düşük yatırım bedelleri ile kurulabilen bu firmalardan bazıları çok ciddi bilançolara ulaştı bile. Makine halısı imalatçılarının oluşturduğu veya çalıştığı distribütör kanalları ve toptan halı ticaretinde uzmanlaşmış firmalar da ellerindeki ürünlerin yanında bu alanı bir fırsat olarak görüp tedarik zincirlerine katıyorlar. Bu durum sektör dışından gelen firmalar için iştah kabartan bir destek sağlıyor. Halı dağıtım kanallarına her gün daha fazla ürünle giren bu firmaların nispeten yeni sayılabilecek bir ürün dalgası ile makine halısı pazar payında etkileri gittikçe artıyor. Güçlü Bursa ve İstanbul firmaları bu alanda öncülüğü ellerine alıyor.
Özgür Uşaklıgil
Uzun zamandır pazara hakim Gaziantep’ten de bu alanda üretim yapan firmalar çıkıyor, fakat makine halısı alanındaki hakimiyetten bahsetmek mümkün değil. Peki, nedir bu ürünlerin avantajı? Bu oyun neden farklılaşıyor ve ileride ne kadar etkili olacak? • Düşük maliyet Bu ürünlerde toptan fiyatlar 27 TL ile 85 TL arasında. Akrilik makine halılarında bu seviyenin 95 TL ile 220 TL arasında olduğunu düşünecek olursak en bariz fark burada ortaya çıkıyor. • Hammadde çeşitliliği çok daha düşüktür. Üretim için gereken hammadde ve yarı mamuller bu alanda sadece birkaç kalemdir. Baskıya hazır beyaz kumaş veya halı ve mürekkep olması yeterlidir. Makine halısında kullanılacak her rengin ayrı ayrı hazırlanması gerekmektedir. Bu çok hassas ve en az 45 gün önceden planlanması gereken bir aktivitedir. • Üretim süresi çok daha kısadır. Elinizdeki tek bir yarı mamulle, sayısız farklı deseni üretebilirsiniz. Baskı makinenizin hızı sizi sınırlayan tek konudur. Gün geçtikçe daha hızlı bas-
kı makineleri ortaya çıkmaktadır. Günlük baskı miktarı yedi bin beş yüz metrekareye varan makine parkları bile kurmak mümkündür. • Stok maliyeti çok daha düşüktür. Yüksek üretim hızı sayesinde sadece yarı mamül stoklayarak teoride sonsuz desen ve ebat sayısında stok tutmuş olursunuz. • Renk sayısı sonsuz olabilir. Özellikle dijital baskılı üretimlerde herhangi bir ön hazırlık olmadan sonsuz renk sayısına sahip ürünler üretilebilmektedir. • Kişiye özel veya bir mimari projeye özel tasarımlar üretebilirsiniz. • Ürünler hiç hav salmaz. • Daha kolay temizlenebilir. Hatta çamaşır makinesinde yıkanabilenleri bile vardır. Fiyatı ile ve fonksiyonel avantajları ile kullanıcı dostu olan bu ürünlerin pazardan gittikçe daha fazla pay almasına şaşırmamamız lazım. Bunun ilk adımları artan satışlarda görülmektedir. Dekoratif halılar tasarımcılarına da büyük özgürlükler vermektedir. Bir fotoğrafı, bir logoyu veya çocuğu-
nuzun resmini halı üzerine bastırabilirsiniz. Aslında bu alanda halı tasarlamak için uzman olmanız da gerekmemektedir. Yaratıcı bir fikrinizi halı üzerinde görmek gittikçe kolaylaşmaktadır. Firmaların kataloglarına girecek, binlerce üretilip satılması arzu edilen desenlerde ise deneyimli halı tasarımcıları yine önemli bir fark yaratacaktır. Verimliliği maksimize eden, müşteriye hizmeti hızlandıran, kullanıcı dostu bu ürünler ihracat pazarında da gittikçe yayılmaktadır.
En küçük firmalardan, milyonlarca dolarlık cirolara sahip firmalara kadar pek çok farklı firmanın ilgi duyduğu bu alan gelecekte halı sektörünün tartışılmaz bir parçası olacak gibi görünüyor. Teknoloji bu alanda çok hızlı gelişmektedir. Farklı bölgelerdeki baskı tesisleri sayesinde merkezi akılla yönetilen, yerinde üretim ve teslimat yapan düşük stok maliyetli zincirler kurmak bile mümkündür. Bu teknolojik devrim, makine halısı teknolojisinin bir zamanlar el dokuması halılara yaptığını yapıp, makine halılarını önce pahalı duruma düşürüp, sonra pazar payının dışına itecek mi? Makine halısı sektörü bundan kaçınmak için teknolojinin imkânlarından kendi faydalanmalıdır. Henüz bu teknolojinin alacağı yollar var. Fakat geldiği aşama da hiç yabana atılır cinsten değil. Pazardaki devinimi ve halının macerasını zaman içerisinde izleyeceğiz…
63
AKTÜEL
TEMMUZ AYI İHRACATINDA
CUMHURİYET TARİHİ REKORU TİM’in açık iletişim platformu niteliğindeki bölgesel meclislerinin dördüncüsü olan “TİM Ege Meclisi’ni düzenlediği İzmir’de temmuz ayı rakamları açıklandı. Türkiye’nin ihracatı temmuz ayında yüzde 8,3 artış göstererek 16 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihi rekoruna imza attı.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan’ın katılımıyla temmuz ayı geçici dış ticaret verilerini, TİM’in açık iletişim platformu niteliğindeki bölgesel meclislerinin dördüncüsü olan “TİM Ege Meclisi’ni düzenlediği İzmir’de açıkladı. Temmuz ayında Cumhuriyet tarihi rekoruna imza atan ihracatçılar, Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 8,3 artışla 15 milyar 958 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Özel Ticaret Sistemi’ne (ÖTS) göre ise, yüzde 8,5 artışla 15 milyar 238 milyon dolar oldu. Yılın ilk 7 ayında ise ihracat yüzde 3,1 artış ile 104 milyar dolara ulaşırken, son 12 aylık ihracatta 180 milyar dolar ile Yeni Ekonomi Programı 2019 hedefine daha da yaklaşıldı. 2018 Temmuz ayı ihracat rakamlarının tüm zamanların en yüksek temmuz ayı ihracatı olduğunu hatırlatan TİM Başkanı İsmail Gülle, geçen yıl aynı dönemde kırılan ihracat rekorunu bu yıl bir üst noktaya taşımayı başardıklarına dikkat çekti. TİM Başkanı İsmail Gülle sözlerine şöyle devam etti: “83 bini aşkın ihracatçımızla, ülkemizin bayrağını tüm dünyada dalgalandırmaya devam ediyoruz. Bu başarılarından dolayı tüm ihracatçı firmalarımızı yürekten tebrik ediyorum. İnşallah bundan sonraki aylarda da nice rekorları hep birlikte açıklayacağız. Bunun göstergelerinden birisi, Merkez Bankası’nın gelecek 3 aylık ihracat sipariş beklentisi endek-
64
si. Endeksin olumlu seyri, önümüzdeki aylarda da ihracatımızın önemli sıçramalara, rekorlara imza atacağının en önemli göstergesi.” İhracatçının sorunları kısa sürede karşılık buldu İsmail Gülle, gerek Ticaret Bakanlığının üstlenmiş olduğu ve önümüzdeki günlerde açıklanacak olan İhracat Ana Planı, gerekse Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından açıklanan 11. Kalkınma Planı çerçevesinde; ihracatçılar ailesi adına Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak; yeni stratejiler ve yol haritaları üzerinde çalışmalarını yoğun bir tempo ile sürdürdüklerini vurguladı. Bu yıl Yeni Ekonomi Programı’ndaki hedefin 182 milyar dolar olduğunu belirten Gülle “İhracatımızı Kalkınma Planı 2023 hedefi olan 226,6 milyar dolara taşımak ve geçmek, en kritik önceliğimiz. Hiç şüphesiz, 2023 yılı
ihracat hedefimiz, 223 ülkede ortaya koyduğumuz performansın, doğal seyri ile ulaşabileceği bir hedeftir. Yürüteceğimiz stratejiler ve sektörel yol haritaları ile bu rakamı daha da ileriye taşıyacağımıza inancımız tam” dedi. Hedeflere ulaşmak ve hatta aşmak için, 1 yıl önce hayata geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en önemli dönüm noktalarından birisi olduğuna değinen TİM Başkanı, şu açıklamalarda bulundu: “Sadece son dönemde döviz işlemlerinden alınan kambiyo vergisi ile kargo yoluyla numune ithalatında sınırlamanın kaldırılması, bunun en önemli örnekleri. İhracatçılarımızın, İhracatçı Birliklerimizin bu yönde bizlere ilettikleri sorunları Ticaret Bakanlığımıza iletmemizin ardından bu sorunlar çok kısa zamanda karşılık buldu.” Temmuz’da 54 ülkeye ihracatımız %50’den fazla arttı
65
AKTÜEL
Temmuz ayı ihracatına ilişkin detaylara değinen TİM Başkanı şunları kaydetti: “Temmuz ayında ihracatçılarımız ülkemizin bayrağını 223 ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı. Bu ülkelerin 135’ine ihracatımız artarken 108 ülkede ise artış %10’un, tam 54 ülkede ise %50’nin üzerinde. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 3 ülke ise 1,4 milyar $ ile Almanya, 1,1 milyar $ ile İngiltere ve 767 milyon $ ile Irak oldu. 9 ülkeye ihracatımız Temmuz ayında en yüksek aylık ihracat rakamına ulaştı. Bu ülkeler arasında Fransa ve Hollanda gibi AB ülkeleri de yer alıyor. En büyük pazarımız olan Avrupa Birliği’nin ihracatımızdaki payı Temmuzda yüzde 48,8 oldu. İhracatta lider sektör, ihracatını %5 artırarak 2,9 milyar dolara ulaştıran Otomotiv oldu. %17,7 artışla 1 milyar 734 milyon dolara ulaşan Kimyevi Maddeler sektörümüz ikinci, %6,2 artışla 1 milyar 679 milyon dolara ulaşan Hazırgiyim ve Konfeksiyon sektörümüz üçüncü oldu. İhracatını en çok artıran sektörler ise %96,2 artışla Mücevher, %26,5 artışla Yaş Meyve-Sebze ve %23,5 artışla Çimento Cam Seramik Toprak Ürünleri oldu. Temmuz ayında 55 ilimiz ihracatını artırdı. En çok ihracat gerçekleştiren ilk 3 ilimiz, sırasıyla 6,4 milyar dolarla İstanbul, 1 milyar 316 milyon dolarla Bursa ve 1 milyar 310 milyon dolarla Kocaeli oldu. En dikkat çekici artışlar ise; %128 artışla 10 milyon dolar ihracata ulaşan Kilis, %66 artışla 27 66
milyon dolar ihracata ulaşan Osmaniye ve %42 artışla 34 milyon dolar ihracata ulaşan Malatya’da yaşandı. Kilis ve Malatya illerimizin ihracat artışında Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü etkili olurken, Osmaniye’de Çelik sektöründeki artış başarıyı getirdi. Diğer taraftan, Temmuz ayında Isparta ilimiz 35 milyon dolar, Tekirdağ ilimiz ise 97 milyon dolar ile tarihlerindeki en yüksek aylık ihracat rakamına ulaştı. Miktar bazında ihracat Temmuz’da %15,1 artışla 12,3 milyon tona, yılın ilk 7 ayında ise 83,9 milyon tona ulaştı. Parite etkisi ise Temmuz ayında negatif yönlü 302 milyon dolar olurken, yılın ilk 7 ayında pariteden kaynaklanan negatif etki 3,2 milyar dolar oldu.” 1.460 firma ihracata “Merhaba” dedi Temmuz ayına dair çarpıcı verileri kamuoyu ile paylaşan TİM Başkanı, şu bilgileri paylaştı: “Temmuz ayı içerisinde 39.043 firmamız ihracat gerçekleştirirken, bunların 1.460’ı ihracat ailesine yeni katıldı. İhracata yeni başlayan firmaların önemli bir kısmının ilk sevkiyatlarını Irak, Almanya, İran ve Gürcistan’a gerçekleştirdiklerini görüyoruz. İllerin hangi sektörlerde hangi ülkelere ihracat yaptığına bakacak olursak; 44 ülkeye en çok ihracat yapan sektör Çelik oldu. 41 ülke ile Kimyevi Maddeler ikinci olurken, onu 34 ülke ile otomotiv izledi. İllere baktığımızda; 9 ilimizin en çok ihracatı Maden-
cilik sektöründe gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bunu 8 ille Hazırgiyim, 7’şer ille Kimyevi Maddeler ile Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörleri takip ediyor. 5,7 milyar TL Türk Lirası’yla ihracat Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın TL ile yapılan ihracata, ihracatçı camiası gibi önem verdiğini belirten TİM Başkanı İsmail Gülle, temmuz ayında TL ile açılan beyannamelere göre, ay boyunca 173 ülkeye ihracatta TL kullanıldığını, toplam rakamın ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 45 artarak 5,7 milyar TL ulaştığını vurguladı. Temmuzda 6.930 ihracatçı firmanın beyannamelerinde Türk Lirasını tercih ettiğini görüldü. İzmir’den 193 ülkeye ihracat başarısı Meclisin dördüncüsünün düzenlendiği İzmir iline ilişkin verilere de değinen Gülle, şu verileri açıkladı: “Pazar çeşitliliği anlamında bakıldığında Türkiye’nin ihracat yaptığı 228 ülke ve bölgenin 193’üne İzmir’den ihracat gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu da ilimizin pazar çeşitlendirmesinde son derece başarılı olduğunun en önemli göstergesi. Bu başarı sayesinde ilimiz 2018 itibari ile 10,2 milyar ihracata ulaşmış durumda. Bugün İstanbul ve Bursa’dan sonra en çok ihracat gerçekleştiren 3. ilimiz konumunda. Teknoloji sınıflarına göre ihracata baktığımızda, İzmir ilimizin yüksek teknolojili ürün ihracatının toplam ihracatına oranı %1,3, orta-yüksek teknolojide ise aynı oran %29,3 seviyesinde gerçekleşti.”
67
AKTÜEL
KRİZİ FIRSATA ÇEVİRME VE TİCARETTE KAZANMA MODELİ
Alternatif ticaret ve finans modeli olan barter sisteminin kuruculuğunu üstlenen ve ekonomiye kazandıran Türk Barter İnternational “Krizi fırsata çevirme ve ticarette kazanma hamlesi!’’ ile üyelerine krize karşı korunmayı ve kazanmayı hedefleyerek üyeleri ile birilikte geniş bir çalışma başlattı.
Türk Barter Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Sırrı Şimşek
İ
lk defa nakit tasarruf yöntemi olarak kullanılmaya başlanan ve sermaye ihtiyacının karşılanmasını, stokların eritilmesini ve yeni pazarlara ulaşılmasını sağlayan Barter Sistemi; bugün tüm dünya tarafından oldukça yaygın olarak kullanılan bir sistem haline geldi. Her sektörde kullanılabilen Barter Sistemi ile firmalar, bir araya geldikleri ve birbirleriyle alışveriş yapabildikleri Barter Ortak Pazarı’nda satın aldıkları mal ya da hizmetin bedelini para ile değil, ürettiği mal veya hizmetle ödüyor. Bu sistem ile firmalar hem stoklarını eritme fırsatı yakalıyor hem içinde bulundukları ekonomik çıkmazı kolaylıkla atlatıyor hem de yatırımlarını tamamlayıp yeni yatırımlara başlayabiliyor. Benzersiz bir finans sistemi olan Barter’ı kullanarak nakit ödeme yapmadan ürün ya da hizmet alan firma; krizlerden, enflasyondan ve likidite sıkışıklığından etkilenmeden, güvenli ve sürekli satış yapma imkanını elde ediyor. Türk Barter Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Sırrı Şimşek; “Krizlerin yaşandığı dönemlerde arka arkaya pek
68
çok işletmenin kapandığını üzülerek görüyoruz. Türk Barter olarak, tüm dünyanın aktif olarak kullandığı ve büyük kriz dönemlerinde ülke ekonomilerine nefes aldıran Barter Sistemi’nin, ülkemizde de daha yaygın kullanılmasını, işletmelerin kriz dönemlerinde ayakta kalabilmelerini istiyoruz. Ülkenin önünü tıkayan kriz fırsatçılarına engel olmak için tüm işletmeleri, ticari işlemlerinin %20’sini alternatif finans ve ticaret modeli olan Barter Sistemi ile gerçekleştirmeye davet ediyoruz. KOBİ’lere vermeye başladığımız kredi paketi ile de işletmeleri gereksiz yüklerden kurtarmayı hedefliyoruz. Günümüzde işletmeler Pazar darlığı ve artan rekabetten dolayı küçük karlar ile çalışmak zorunda kalmaktadır. Bankalar ve finans şirketleri daha az çalışarak krizleri kendi lehlerine kullanıp işletmeleri zor durumda bırakmaktadır. İşte biz bunu azaltmayı hedefliyoruz. Böylelikle firmalar, daralan ve sıkışan kârlılıklarını yüksek maliyetli finansmana feda etmeyecek bu sayede ticarete ve üretmeye konsantre olabilecekler. Bu maksatla tüm firmaları, krizlerden etkilenmemeleri ve ticaretlerini güvenle büyütebilmeleri için Türk Barter’a davet ediyoruz” dedi. “Türk Barter ile atıl kapasiteden maksimum fayda sağlanıyor” Türk Barter, üye firmalara alternatif ticaret ve finans modeli olan Barter’ı kullanmalarını önerirken, başlangıçta atıl olan iş gücü ve kapasitenin zorlanarak %5 ile 10 arasında fazla bir üretim yapılmasını talep eder. Bu ürünler Barter Sistemi’ne arz edilir.
Talep karşılığında satışları gerçekleştiğinde, kâr oranında artış gerçekleşir. Elde edilen alacak ile nakit harcayarak alınması düşünülen bir ürün Barter Ortak Pazarı’ndan temin edildiğinde de atıl olan kapasitenin tam olarak değerlendirilmesi yapılmış olur. Burada bahsedilen atıl kapasitenin işletilmesi neticesinde; satış havuzuna bir de Barter modelini ekleyen firmanın satışlarının arttığından bahsetmek mümkündür. “Barter, özellikle girişimciler için güçlü bir satış potansiyeli sunar” Üye firmaların Barter Sistemi’ni ek satış olarak kullanmaları dışındaki uygulamalarının, nakit akış dengesine müdahaleyi gerektirebileceğini söyleyen Şimşek; “Bu duruma düşmeden planlı ve koordineli hareket ederek üyenin Barter modeline yaklaşımını alternatif olarak algılaması sağlanır. Barter Sistemi kullanılırken alım yapabileceğiniz geniş bir pazarın olması nedeniyle dar bir alanda satın alma mecburiyeti kalkar. Firmalar satın alma faaliyetlerinde daima teklif süreci yaşar. Bu süreçte firma yetkilileri nakit teklifler yanında Barter Ortak Pazarı’ndaki üyelerden de teklif alırlar. Satış yaparak alacak bakiyesine sahip olan üye, alım yapmak istediği mal veya hizmeti Barter ile alım yapabilir. Barter Sistemi’nin önemli avantajlarından biri firmaların halen sürdürdükleri pazarlama faaliyetlerindeki hedef piyasanın üzerine bir ek olarak gelmesidir. Özellikle girişimcilerin başlangıç yıllarında Barter Ortak Pazarı oldukça ciddi bir satış potansiyeli sunmaktadır” açıklamasında bulundu.
69
E L Y
Ü U R Ö UŞT T K L
SE TE BU
, ası ın d et O dası’n ey, r a Tic lar O Turk p e ı ant Halıc TEX i z Ga ntep OMO , n a a ınd Gazi nen D di. f a r r e e k ta leri v üzenl a geti ı l ı c k uar ı Birli p’te d ir aray F key acatç ziante rar b r u k rs T lu İhr ez Ga ini te i a er F nado ıncı k derler v o li u A alt nn Ha ydoğ u yıl ektör s b ne Gü liğiyle ir işb
’ X E
DO
T O M
Makale
M
K ü rsat Sevinç
esse Frankfurt’un organize ettiği Intertextile Shanghai fuarında basın olarak yine sektörümüzün yanında ve yine beraberiz. Dünyanın en büyük pazarlarından biri olan Çin pazarı, el halısı üretiminin yanısıra makine halısı tüketimi ile ilgili de büyük bir pazar olarak halı ihracatçılarının iştahını kabartıyor. En az Amerika pazarı kadar önemli olan bu büyük pazara halı üreticileri olarak çalışma alanlarını daha çok genişletmemiz gerekiyor. Özellikle son dönemde ülkemizde yaşanan ekonomik krizin halı üreticilerine kur fark olarak çok büyük maliyetleri oldu ve üreticileri ihracat ağırlıklı çalışmaya zorladı. Türkiye pazarına çalışan firmaların döviz ile hammadde alımı ve Türk Lirası ile uzun vadeli satışlarından dolayı ettikleri zarar miktarları çok yüksek, sadece dövizdeki kur farklarının değil aynı zamanda hammadde zamları ve yıllık faiz oranlarının artması ile üreticilerin girdi maliyetleri çok arttı. Bir de sektördeki parakende firmaları krizin etkisi ile satışların durgun olması, riskleri oldukça artırdı. Türkiye piyasasında çalışmak çok büyük bir handikap haline geldi. Fakat bu toz bulutu elbet kalkacak ve sektörümüzde dinamikler yerine oturacak. Bu fırtınalı süreçte şirketini iyi idare eden, hedefe doğru yol alan firmalar ön plana çıkacaklar. Yeni stratejiler, yeni kurallar ve yeni söylemlerle durmadan çalışmak gerekiyor. Yazıma çok güzel bir söz ile son vermek istiyorum; “Limandaki gemi güven içindedir fakat gemiler limanlar için yapılmamıştır.” Saygı ve selam ile...
84
85
... a s t a n a S z ı n ı ğ ı d a r A GRAFİK TASARIM WEB (TASARIM & YAZILIM) SEO & ADWORDS KURUMSAL İLETİŞİM FOTOĞRAF ÇEKİMİ PROMOSYON ÜRÜNLERİ MOBİL UYGULAMALAR SOSYAL MEDYA
KENT
info@sanartmedya.com
www.sanartmedya.com
Bir Geleneğin Öyküsü…
info@anadolukilim.com.tr
www.anadolukilim.com.tr