| Ocak-Şubat 2018 | Sayı 5 | Fiyat: 20¨ |
İSTANBUL nostaljik tramvay’ına kavuştu
Ardahan Kültür Evi kütüphanesi hizmete girdi
Ekrem İmamoğlu Kentlife’a konuştu
Ortopedi ve Travmatoloji fotoğraf OKTAY AKBULUT
oktayakbulut
alanında merak edilenleri Doç. Dr. Yüksel Yurttaş ile konuştuk
Sayı 5 Ocak-Şubat 2018
KENT LIFE İçindekiler
Haber
İstanbul nostaljik tramvay’ına kavuştu
Röportaj
CESA DOOR Esenyurt’un dünyaya açılan markası oldu
Röportaj
CHP’nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu dergimiz KentlIfe’a konuştu
Haber
Ardahan Kültür Evi Kütüphanesi hizmete girdi
Röportaj
Puroğlu YAPI Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Ergen, “2018 zor bir yıl olabilir”
Haber
Ortopedi ve Travmatoloji alanında merak edilenleri Doç. Dr. Yüksel Yurttaş ile konuştuk
Haber
Şimdi moda Doğu Ekpresi’yle Kars yolculuğu
8 12 14 22 38 44 46 8
12
14
22
38
44
46
8 2 4 2 8 4 6
Başyazı
İMTİYAZ SAHİBİ
Mihrican Deniz
at | Ocak-Şub
¨ | 5 | Fiyat: 20 2018 | Sayı
N ARDAHA EVİ KÜLTÜRhanesi
L
İSTANBU
kütüp girdi hizmete
nostaljik tramvay’ına kavuştu
EKREM U İMAMOĞL Kentlife’a konuştu
loji ve Travmato Ortopedi da merak edilenleriş
alanın Yüksel Yurtta tuk Doç. Dr. ile konuş
AKBULUT fotoğraf OKTAY
oktayakbulut
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Hakan Azar
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Yeni yıldan dileğim…
Mahmut Kemal Deniz
Zaman ne kadar da çabuk geçiyor, değil mi? Bir seneyi daha geride bırakırken neler yaşadığımızı düşünüyoruz. Pişmanlıklar, mutluluklar, öfke, hüzün, sevinç… Oysa her yeni yıl insan için yeni kararlar, yeni başlangıçlar, yeni hedefler demektir. O halde yeni kararlar, yeni başlangıçlar, yeni hedefler için ne dersiniz? Beyaz bir sayfa, yeni, taze bir başlangıç. Hem bizim için hem ülkemiz hem de tüm dünya için. Acıların, kötülüklerin, savaş ve ölümlerin son bulduğu yeni bir yıla başlayabilmeliyiz. Varsın acılarımız olsun, sorunlar olabildiğince çok olsun... Yine de yeni yılın ilk günlerinde, bu kağıdın bir köşesine, umutlu, hayata ve insana dair güzel şeyler yazılsın… Bu yüzden istedim ki umut verici olsun bu yazı… Hal ve gidişata bakmadan, sırf moral olsun diye, şöyle bol keseden iyimserlik kaplasın yüreğimizi. Bunun içinde memleketin ve dünyanın dertlerine, sıkıntılarına, acılarına inat; kötümserliği bırakıp, iyimserliğe sımsıkı sarılmalıyız. 2018’den dileğim, dünyanın en keyifli haberlerini yazdırsın bize. Hepimize en güzel şarkılarını söyletsin hep bir ağızdan. Neşemiz hiç eksik olmasın. En mutlu bakışlarla bakalım hayata. Hayat en samimi gülüşleri koysun yüzümüze. Ağız dolusu kahkahaları attırsın bize. Sevinçler, mutluluklar ve başarılar getiren bir yıl olsun hepimize. Haydi o zaman 2018’de bütün olumsuzlukları çıkarın hayatınızdan, anın tadını çıkarın, affedin, sevin, aşık olun ve beklentilerinizi her zaman yüksek tutun… Sağlık, aşk, huzur, başarı: Yeni yıl için dileğiniz hangisi ise sizinle olsun… Hepinize mutlu yıllar dilerim…
an Mihric
Deniz
HABER MERKEZİ
Kübra Deniz Nurhan İpek Özyurt GÖRSEL TASARIM
SanArt Medya www.sanartmedya.com PHOTOGRAPHER Kapak Fotoğrafı
Oktay Akbulut 0536 566 22 18 YAYIN YERİ:
Eşkinoz Mah. Bahçeyolu Cad. 931 Sok. Garden City Residence B/2 Blok Kat:8 Daire:46 ESENYURT / İSTANBUL
Tel. 0212 596 13 28
kenthaberr@gmail.com kentlifedergisi@gmail.com DAĞITIM
Barış Dağıtım Pazarlama BASIM YERİ:
GÜN Matbaacılık Reklam Film Basın Yayın Tanıtım San. Tic. Ltd. Şti. Sefaköy Telsizler Mevkii Beşyol Mah. Akasya Sok. No. 23/A K. ÇEKMECE / İSTANBUL
Kent Life dergisi basın yayın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Kent Life ve eklerinde yayınlanan köşe yazıları, yazarlara, reklam; reklam verenlerin sorumluluğu altındadır. Haber, fotograf telif hakkı Kent Life’a aittir. İzinsiz kullanılamaz.
ES OTO YIKAMA Yeni İmajımızla 7/24 hizmetinizdeyiz... Firmamız 2001 yılından bu yana Es Oto olarak araç temizleme ve uygulama ürünleri olarak hizmet vermeye devam etmektedir. 5000 metrekare alanda oto yıkama, boya koruma, çizik giderme, oto kuaför, pasta cila, hızlı cila, koltuk koruma, dezenfekte, cam filmi, tavan kaplama, araç değiştirme, motor koruma, kaput koruma, karbon kaplama, aksesuar temini ve aracınızla ilgili her türlü desteği sunmaktayız.
Firma Sahibi: Hakan Yıldırım
www.esotoyikama.com
Talatpaşa Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. (Talatpaşa Muhtarlık Yanı) No. 1 Esenyurt / İSTANBUL T. 0212 620 95 62
ES DÜRÜM EVİ Süleyman Yıldırım & Volkan Deli - Kebap Çeşitleri - Pide ve Lahmacun çeşitleri - Çorba çeşitleri
- Tost çeşitleri - Tatlı çeşitleri - Soğuk ve Sıcak İçecekler
Talatpaşa Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. (Talatpaşa Muhtarlık Yanı) No. 1 Esenyurt / İSTANBUL T. 0212 620 95 62 M. 0535 401 50 51
ES CAFE Ali & Özcan Yıldırım İki kattan oluşan 750 metre kare kapalı alanı ve 250 metre kare bahçesi ile toplam 1000 metre karede hizmet veren Es Cafe Simit evinde 35 personel çalışmaktadır. Soğuk, Sıçak içecekler, Tatlılar, Dondurmalar, Simit, açma Sıcak Yemek ve ızgara çeşitleri zengin menüsü ile hizmette sınır tanımayan Esenyurt’un gözde mekânı haline gelen Es Cafe Simit Evi siz değerli müşterilerini ağırlamaktan onur duyar.
Merkez Mah. Cumhuriyet Meydanı Örnek İş merkezi Esenyurt / İSTANBUL T. 0212 596 80 01
ES MİNİ MARKET VE ŞARKÜTERİ Ali & Özcan Yıldırım
Bağlarçeşme Mah. 1112 Sokak. No: 1/3 Esenyurt / İSTANBUL M. 0534 609 75 57
KENT
İSTANBUL NOSTALJİK TRAMVAY’INA KAVUŞTU İBB Başkanı Uysal 8 Kasım’da verdiği sözü tutarak İstanbul’un simgelerinden biri olan nostaljik tramvayı yeniden İstanbullularla buluşturdu.
İ
stanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal göreve gelişinin 40.gününde İstanbullulara verdiği sözü tutarak İstiklal Caddesi’ndeki inşaat çalışmalarını tamamlayarak nostaljik tramvayı hizmete soktu. Nostaljik tramvayın hizmete alımı ve İstiklal Caddesi’nde yapılan yenileme çalışmaları ile ilgili olarak Taksim – Tünel’de tören düzenlendi. Başkan Uysal ve İstanbul Valisi Vasip Şahin’in katıldığı törene Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı, İETT Genel Müdürü Ahmet Bağış ile çok sayıda vatandaş katıldı. Nostaljik tramvayın 1 hafta boyunca ücretsiz hizmet vereceği müjdesini veren Başkan Uysal, “Nostalji trenimiz yeni yıl itibariyle faaliyete başlamış ve çalışmalar böylece bitmiş oldu. Malumunuz bu nostalji trenimiz ilk Osmanlı döneminde 1883 yılında başladı ve 1961 yılına kadar hizmet verdi. Daha sonra seferleri durdu. Tekrar 1990 yılında nostaljik tren seferleri başlamış oldu. Ulaşımdan ziyade nostaljik bir tren olarak hizmete başlayan bu tramvayımız aynı zamanda ulaşımda da önemli bir hizmet verdi” bilgisini paylaştı.
-Bu Cadde Ne Zaman Bitecek?Beyoğlu İstiklal Caddesi’nin Osmanlı döneminden beri çok hareketli bir cadde olmasından dolayı tarih boyunca caddedeki sorunların bitmediğini vurgulayan Başkan Uysal, “İstiklal’de yenileme çalışmaları oldu, o çalışmalar bir türlü tam randıman vermedi demeyelim ama kısa zaman sonra
8 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
tekrar yeni çalışma ihtiyaçları doğurdu. Büyükşehir Belediyemiz, ‘Öyle bir çalışma yapalım ki kısa süre içerisinde tekrar çalışma ihtiyacı da doğmasın’ diye burada 2016 yılının sonunda çalışmalara başladı. 2017 19 Ocak itibariyle de trenimiz durdu. Burada çalışmalar başladı. Buradaki çalışmalar tahminimizden daha üzün sürdü. Şahsım Ekim ayı başında göreve başladığım zaman ilk sorum da, ‘Bu cadde ne zaman bitecek?’ olmuştu” ifadelerini kullandı. İstiklal Caddesi’ndeki esnafa gösterdikleri sabır için de ayrıca teşekkür eden Başkan Uysal, “Her nimetin bir külfeti, her külfetin bir nimeti olur” deyimini hatırlatarak konuşmasına şöyle devam etti: ”Buradaki çalışmaların uzun sürmesinin de nimeti artık bir daha burada -kısa bir zaman içerisinde- çalışma yapılmayacak olmasıdır. Burada özellikle altyapı konusunda öncesinde yağmur suyu ve kanalizasyon aynı kanaldan gitmesinden dolayı sıkıntılar vardı, o kanallar ayrıldı. Yine alt yapıda İGDAŞ, İSKİ ve BEDAŞ, TELEKOM ve kablolarla ilgili de devamlı kazı ihtiyacı vardı. Bunların tamamının alt yapısı tamamlandı. Buraya yaklaşık 148 kilometrelik alt yapı boruları döşendi, bunun yüzde 30’u boş olmakla birlikte, gelecekte yeni teknolojilerin ihtiyaç hasıl olması halinde o kanalları kullanabilmesi için. Bugün yapacağımız açılışı aslında ‘Perşembe günü yapalım’ demiştik, ama son birkaç eksikler kaldığı söylendi. Tamamen bitsin ondan sonra açalım dedik ve bugün açmak kısmet oldu. Burada yapılan çalışmalar için dünyadaki örnekleri inceledik. Özellikle tarihi dokuya zarar verilmemesi adına neler yapılır bunlara baktık. Bu tür yerlerde ne tür malzeme kullanılır ve ne gibi tedbirler alınabiliri inceledik.”
VİP ONUR GÜVENLİK A.Ş.
ÖZKAN YILMAZ VİP ONUR GÜVENLİK A.Ş YÖNETİM KURULU BAŞKANI
KALİTE TESADÜF DEĞİLDİR KURUMSAL
VİP Onur Güvenlik A.Ş. 2004 yılında profesyonel kadrosunu oluşturup, güvenlik sektörünün en büyük değil en iyi ve kaliteli hizmet anlayışı ile sizlerin yaşam ve alanlarınızın güvenlik risk analizlerinizi yaparak, uygulanması gereken maksimum güvenlik zincirini oluşturarak sizlere yönlendirme, danışmalık ve denetim hizmetlerini sunmaktadır. VİP Onur Güvenlik A.Ş. olarak, profesyonel yönetim kadromuz ve eğitimli güvenlik personellerimiz ile 5188 sayılı yasaya uygun ISO 9001-2000 Standartlarında sizleri huzurlu ve güvenli bir ortamda olmanızı sağlamak için 7 gün 24 saat hizmet sunmaktadır.
VİZYONUMUZ
VİP Onur Güvenlik A.Ş. kalitesini ispatlamış ve sektöründe lider vizyonu ile kurulduğu günden bu yana yoluna devam etmektedir. Her geçen gün kalite ve eğitim anlayışına verdiği önemle ve sektörünün gerektirdiği ciddiyetle bu vizyonunu başarı ile sergilemektedir.
MİSYONUMUZ
VİP Onur Güvenlik A.Ş. huzurunuzun ve güvenliğinizin sürekliliğini sağlamak amacıyla, güvenlik alanındaki tüm uluslararası gelişmeleri ülkemiz koşullarına uyarlayarak sizlere hep en mükemmeli sunmayı misyon edinmiştir. Yeniliğe olan açıklığı, iş disiplinine gösterdiği önemi ve insana verdiği değeri ile de bu misyonundan taviz vermeden yolunda ilerlemektedir.
VİP ONUR GÜVENLİK A.Ş. Genel Müdürlük
Ümraniye Ofisi
Adres: E5 Karayolu üzeri, Gümüşpala Mahallesi, Galip Sokak No:8/2-3 Avcılar / İSTANBUL Tel: 444 1 812 Faks: 0212 852 33 82
Adres : İstiklal Mah. Yeşil Sk. No:85 K:3 D:1 Ümraniye / İSTANBUL Tel: 0216 481 08 00 Faks: 0216 481 08 01
info@VİPonur.com.tr
|
www.VİPonur.com.tr
KENT
CESA DOOR Esenyurt’un dünyaya açılan markası oldu Ahşap, orman ürünleri ve teknolojileri sektörünün yeni ürünlerini, tasarımlarını, yılın trendlerini canlı olarak tanıttıkları İNTERMOB Fuarı’nda yerini alan CESA DOOR, Dünya Markalarının buluştuğu fuarda yeni ürünlerini tanıttı.
bu sektörde adından söz ettirmeyi başarmış emin adımlarla yolunda ilerleyen müşteri memnuniyeti odaklı çalışan güçlü bir firmadır. Ürünleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? CESA DOOR olarak neler üretiyorsunuz?
E
CESA DOOR olarak ahşap kaplama kapı , lake kapı , membran kapı , melamin kapı, amerikan kapı, laminant ve yarı mamül olarakta (kasa , pervaz , yüzey ve seren) üretimlerini yapıyoruz.
senyurt’tan fuara katılan tek marka olma ayrıcalığına ulaşan CESA DOOR standına, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisi yoğun oldu.
firma, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda ziyaretçinin ilgi odağı oldu. Biz de CESA DOOR standını ziyaret ederek hem firma hem de İNTERMOB fuarı hakkında bilgi aldık.
Yeni ürün ve hizmetlerini sundu
Firmanız hakkında genel bir bilgi alabilir miyiz?
Ahşap, orman ürünleri ve teknolojileri sektörlerinin en son modellerinin yanı sıra mobilya yan sanayi firmalarının ürün ve hizmetlerini sergilediği İNTERMOB’a katılan CESA DOOR, fuarda yeni ürün ve hizmetlerini sundu. Esenyurt’tan Dünya’ya açılmak için yoğun bir gayret yürüten
12 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
2006 yılında kurulan firmamız, Yapı & Dekorasyon alanında iç mekanları tasarlamak amacıyla sektöre girmiş olup, gün geçtikçe kazandığı güven ve teveccühlerle kurumlaşarak şirket profilini oluşturmuştur. CESA DOOR mobilya sektöründe son yıllarda kapı imalatına ağırlık vererek,
Üretici bir firma olarak sizi rakiplerinizden farklı kılan özellikleriniz nelerdir? Her şeyden önce birinci kalite ürünler kullanmaktayız ayrıca üretim öncesi ve sonrası müşterilerimize her türlü desteği sağlıyoruz. İNTERMOB Fuarı’nda yer aldığınızı biliyoruz. Hem fuar hakkında hem de sizin açınızdan fuarın nasıl gittiğini anlatabilir misiniz? TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarda, ülke için 400 milyon dolarlık iş hacmi sağlanması
KENT
hedefleniyor. Son teknoloji kullanılarak geliştirilen inovasyon ürünlerinin yer aldığı fuarda, 34 ülkeden 842 firma makine ve ekipmanlarını sergiliyor. 100 ülkeden 75 bin ziyaretçinin katılmasının beklendiği fuara, ayrıca İtalya, Bulgaristan, Rusya, İsveç, İran ve Kazakistan’ın da aralarında bulunduğu 22 ülkeden 608, yurt genelinden ise 46 ilden 4 bin alım heyetinin katılacağı belirtiliyor. Bizim şuana kadar gördüğümüz bu bekletinlerin karşılandığı yönünde. İNTERMOB fuarına yoğun bir katılımcı akını var. Firmamız adına da beklentilerimizin üzerinde talepler alıyoruz. Yurt dışı görüşmelerimiz yoğun ve verimli geçmiş bulunmakta. Genel anlamda İNTERMOB fuarından olumlu sonuçlar almaktayız. İNTERMOB Fuarı’nda hangi yeni ürünlerinizi tanıtıyorsunuz? CESA DOOR olarak ahşap kaplama kapı , lake kapı , membran kapı , melamin kapı, amerikan kapı, laminant ve yarı mamül olarakta (kasa , pervaz , yüzey ve seren) üretimlerimizin tanıtımını yapıyoruz. Yeni model ve sadece firmamıza özel çalışılan renkler ile yeni ürünlerimizi sergilemiş bulunmaktayız. Fuar’da umduğunuzu bulabildiniz mi? Fuar’da kendi ürünlerimizi ve firmamızı bu sektörün tüm destekçilerine tüm tedarikçilerine ve üreticilerine
tanıtmaktan gurur duyuyoruz. Bizim bu fuara katılmamızın en önemli nedeni sektörde bulunan tüm tedarikçi ve üretici firmaları bir araya geldiği ve buluştuğu bir fuar olmasıdır. Hepimizin beraber olmasının çok büyük avantajları var. Ayrıca yurt dışından gelen alıcı firmalar, aynı zamanda ihracatçı firmalar bir arada. Fu fuara Esenyurt’tan katılan tek firma olduğumuzunda bilinmesini isteriz. Tüm bunlarla birlikte baktığımız zaman fuarda umduğumuzu bulduğumuzu ve burada olmaktan mutlu olduğumuzu ifade edebiliriz. Yurtdışı pazarında var mısınız? Ziyaretçilerimiz her geçen gün daha da artarak çoğaldı. Yurt dışından gelen misafirlerimizi özellikle burada ağırlamaktan mutluyuz. İran, Irak gibi ve diğer Avrupa ülkelerinden gelen ziyaretçiler de burayı ziyaret ediyor.Yurt dışı pazarında bu zamana kadar ihracatlarımız bulunmaktaydı. Fakat yakın zamanda yurt dışı pazarına daha sağlam ve emin adımlarla giriş yapmayı planlıyoruz. 2018 yılı için hedefleriniz neler? 2018 yılı itibari ile CESA DOOR’un kalitesini ve markasını tüm dünya ülkelerine tanıtmak ilk hedefimiz. Ayrıca iç piyasada var olan sağlam duruşunu, çizgisini ve hizmet kalitesini koruyarak büyümeye devam etmek istiyoruz.
13
KENT
CHP’nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu
dergimiz KentlIfe’a konuştu;
K
adir Topbaş’ın istifasının ardından partisi tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olarak gösterilen Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile adaylık sürecini ve Beylikdüzü’nü konuştuk.
“İstanbul adına bu görevi üstlenmek benim için onurdur” İsminiz üzerinden ilk gündem maddesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adaylığı… CHP’nin adayı olarak Büyükşehir Belediyesi Başkan adaylığı size ne hissettirdi? Böyle bir adaylık bekliyor muydunuz? CHP’nin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından bir görev verilmesi, İstanbul adına bu görevi üstlenmek tabi ki benim için onurdur, gururdur. Elbette birçok arkadaşım da yönetebilirdi. Ancak görev bize verildi. Bu noktada yanımda duran destek olan başta Genel Başkanımızdan il yönetimine, CHP Grubuna ve 13 belediye başkanı arkadaşıma yürekten teşekkür ediyorum.
“Şu an yorum yapmayı yanlış buluyorum” 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin Büyükşehir adaylığı için size yeşil ışık yaptığı söyleniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bu konuda şu an yorum yapmayı şahsım adına yanlış buluyorum. Yol haritasını belirleyici olacak olan vatandaşlarımızdır. O yüzden bir belediye başkanının “Ben bir yeri 5 yıl, 10 yıl yöneteceğim, şurayı istiyorum” gibi hedefleri ortaya koymasını çok doğru bulmuyorum.
14 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
“Kamuya, hukuka, adalete düşkün bir yönetimiz” Başkan adaylığınız ile birlikte hakkınızda ‘karakol basan Belediye Başkanı’ iddiaları gündeme geldi. Bu iddialar hakkında ne düşünüyorsunuz? Bizim böyle bir gündemle ilgilimiz olmadığı açıktır. Biz kamuya, hukuka, adalete düşkün, bu yolda devletine, milletine daima saygılı bir yönetim anlayışı ortaya koyan bir yönetimiz.
“Bu ortamda belediye başkanlığı yapmak zor bir süreç” Biraz da Beylikdüzü ile ilgili konuşmak isteriz. Bugüne kadar geçen Başkanlık sürecinizi değerlendirmenizi istersek, neler söylersiniz? Ben kolay beğenen birisi değilimdir. Bu anlamda çok başarılı işler yaptığımızı düşünüyorum. Ama daha iyi şeyler yapabilirdik. Son 3,5 yılın ne kadar zor bir ortam olduğunu ve ülkemize neler yaşattığını hepimiz biliyoruz. Bu ortamda belediye başkanlığı yapmak zor bir süreçti. Her şeye rağmen başarılı bir süreç yaşadık.
“En büyük sorunu ulaşım” Beylikdüzü’nün henüz çözülemeyen en büyük sorunu nedir? Kentimizin en büyük sorunu ulaşımdır. Ve bu ne yazık ki Beylikdüzü Belediyesi’nin tek başına çözebileceği ve yetkili olduğu bir sorun değildir. Metro, deniz ulaşımı ve bölgenin enerji sorununu da bu başlığa ekleyebiliriz.
KENT
İstanbul adına bu görevi üstlenmek benim için onurdur 15
KENT
“Anneler isterse Dünya’yı değiştirir” Beylikdüzü için gerçekleştirdiğiniz projeler içerisinde sizin için önemli olan projeyi sebepleri ile birlikte sorsak hangisidir? Zübeyde Ana Sosyal Yaşam Merkezi, Gürpınar için bir dönüşümü anlattığı için çok önemli bir uygulama olarak hayata geçti. İsminin hikayesini ise şöyle ifade edebilirim. Anneler isterse Dünya’yı değiştirir. Annelere güzel çocuklar yetiştirmeleri için doğru ortamları hazırlamak zorundayız. Biz de buraya Atatürk’ün annesi Zübeyde Ana ismi yakışır dedik ve bu ismi verdik. Önceleri kadın ve çocukların giremeyeceği, güvenlik tehdidi oluşturan suç unsurlarının olduğu, madde kullanan kişilerin meskeni haline gelen, atıl ve vahim bir durumda olan mekanda muhtarın, esnafın ve yerel halkın katkısı ile merkezin kiralama işlemleri halledildi. İlçede ekonomik gücü ne olursa
16 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT olsun her vatandaşın her sosyal hizmetten eşit şekilde faydalanabileceği bir ortam yaratmak adına atılan adımların ardından geniş kapsamlı bir merkez ilçeye kazandırıldı. Belediyemizin girişimi ile kültürel, sosyal, sanat ve spor alanlarına dönüşen Zübeyde Ana Sosyal Yaşam Merkezi’nin içinde 400 kişilik çok amaçlı salon, gençlik spor merkezi, 40’a yakın derslik, kütüphane ve drama salonu bulunuyor. Merkez ayrıca 500 m2’lik konferans salonu ile vatandaşların mutlu günleri için ideal bir ortam sunuyor. Kadınlara yönelik spor salonu, kültürel ve mesleki kurslar, sahne sanatları eğitimi salonu sayesinde kadınların sosyal hayat içinde daha verimli bir biçimde yer almalarını sağlıyor.
“Yaşam vadisi en büyük kent parkı olacak” Yaşam Vadisi projesi için çok büyük tartışmalar yaşandı. Bunu sizden dinlemek isteriz? Yaşam Vadisi1 milyon m2’lik Yaşam Vadisi Projemizi, Beylikdüzü’nde 250 bin metrekarelik ilk etabıyla aktif yaşamın bir parçası haline getirdik. Vadi, diğer etapları da tamamlandığında doğal haliyle İstanbul’daki -dolgu alanları dışında- en büyük kent parkı olacak. Ulaşım bağlantıları ve sorunları çözülmüş; bisiklet yolları, açık yeşil alanları, spor alanları, kafeleri ile ekolojik bir koridor olarak gelişen kentsel tasarım modelindeki vadi, 1. etabıyla vatandaşlarımızı ağırlamaya başladı.
sanat atölyeleri ve sergi alanları, şelale kafeterya-restoran, Çanakkale Şehitleri anısına park ve tören alanı, Ertuğrul Fırkateyni 125. Yıl Anı Parkı (japon bahçesi), çim amfi, dinlenme ve sosyal etkinlik bölümleri bulunuyor. 1. Etap içerisinde 2 bin 560 adet yetişkin ağaç, 44 bin adet ağaçcık-çalı, 2 bin 400 adet bitki, 62 bin adet çiçek alana hayat katıyor. Yaklaşık 250 bin m2’lik Vadi, 7’den 70’e herkesin güvenli bisiklet kullanımına uygun. Alanda 3.62 km yürüyüş yolu ve 1.18 km bisiklet yolu var. 9 girişin mevcut olduğu vadide 538 araçlık otopark alanı da hazır durumda. 1. Etap için yapılan toplam maliyet ise yaklaşık 50 milyon TL. Vatandaşlara eksiksiz ve keyifli bir ortam sunabilmek için etapta tam 70 kişi görev alıyor. Yaşam Vadisi 2. Etap’ın ise ihalesi yapıldı. 2. Etap’ın, Büyükşehir Mahallesi ile Kavaklı Mahallesi’ni birbirine bağlayan bir park haline gelecek şekilde sahile kadar uzanması planlanıyor. Bu çalışma kapsamında Adnan Kahveci Mahallesi, Büyükşehir Mahallesi, Cumhuriyet Mahallesi, Barış Mahallesi, Kavaklı, Mahallesi ve Sahil Mahallesini birbirine entegre eden bir vadi ortaya çıkacak. Proje kapsamında 2. Etap alanı 191 bin 760 m² olup, 125 bin 444 m² yeşil alan içerisinde 6.6 km yaya yolu, 2.2 km bisiklet yolu mevcut olacak. 2018’in yazına kadar yetiştirmeyi planlıyoruz.
Beylikdüzü’ne günlük 13 milyon litre ilave oksijen kazandıran Yaşam Vadisi 1. Etabı’nda 7.500 m2’lik bir gölet alanı, 2 büyük havuz, 2 adet şelale, su oyunları alanları ile küçük dereler yer alıyor. Vadide çeşitli anı parkları ve tematik parklar, satranç, bocce ve gateball gibi açık hava oyun alanları, çim teraslar, yapısal çözümler üretilerek oluşturulmuş seyir terasları, biyolojik gölet, bu göleti destekleyen etkinlik alanları ve açık/yarı açık/kapalı yapısal birimler,
17
Elbette Yaşam Vadisi bu iki etap ile sınırlı kalmayacak. İlçeyi sahile kadar boydan boya kaplayacak Yaşam Vadisi 7 etaptan oluşacak. Adım adım ilerlediğimiz Yaşam Vadisi’nin her bir etabında da ayrı bir tema işlenecek. Beylikdüzü kocaman bir parka dönüşecek. Bu güzelliği başka bir gündeme çevirmek isteyenler, aradan yıllar geçtikçe bugünün bir parçası, bir ferdi olmaktan gurur duyacaklar, her yerde onurla anlatacaklar. Böyle güzel bir eserin manipüle edilmesine toplum fırsat vermiyor. On binlerce vatandaşımız her gün orada. Mutlulukları, cümleleri beni mahçup edecek boyutta. O yüzden tüm bu güzel dönüşleri emeği geçen herkes için alıyorum. Biz bu sürece katkı yapan tüm belediye başkanlarımıza da teşekkür ediyoruz.
“Yerel yönetimin yetkilerinin genişletilmeli” Muhalefet Partisindesiniz. Bu durum hizmetlerinizde bir dezavantaj yaratıyor mu? Türkiye’de ne yazık ki dönem dönem sıkıntılar yaşatılabiliyor. Ama süreci Beylikdüzü ölçeğinde kendi kaynaklarıyla yönetme başarısını ortaya koyuyoruz. Koymaya da devam edeceğiz. Yerel yönetim anlayışının sadece iktidar - muhalefet partisi olarak değil Türkiye genelinde yeniden ele alınıp, yerel yönetimin yetkilerinin daha geniş tutulduğu farklı bir dönemin başlatılması şarttır.
18 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
“Toplamı 191 bin 760 metrekare olacak Yaşam Vadisi 2. Etap projesinin bir yıl içerisinde tamamlanması planlanıyor.”
KENT
“Beylikdüzü İstanbul’un depreme en hazır ilçesi olacaktır” Kentsel dönüşüm konusu tüm Türkiye’de olduğu gibi Beylikdüzü’nde en önemli gündemlerden birisi. Beylikdüzü’nde nasıl bir yol izliyorsunuz? Kentsel dönüşüm noktasında iki-üç önemli alanımız var. En önemlisi Gürpınar Siteler bölgesi. Yaklaşık 1 yıldır İBB’de bekleyen bir teklifimiz var. Onun dışında birkaç alanı daha ekleyebiliriz. Riskli yapılar var. Umuyoruz en kısa zamanda bu sorunu da çözeriz. Depreme hazırlık, deprem anı ve deprem sonrası süreçle ilgili “Beylikdüzü Hazır” kavramıyla yürüttüğümüz Afet Bilgi Sistemi Türkiye’de örnek bir çalışmadır. O bakımdan çok önem veriyoruz. Beylikdüzü, toplanma alanları gibi birçok hususta İstanbul’un en hazır ilçesi olacaktır.
19
KENT
Ata Grup Yönetim Kurulu Başkanı Semih Aytek;
“Geçmişte yaşanan mağduriyetler göz önünde bulundurulmalı” Ev sahibi olmak isteyenler bu röportaja dikkat! Ata Grup Yönetim Kurulu Başkanı Semih Aytek uyarıyor; “Geçmişte yaşanan mağduriyetleri göz önünde bulundurun!”
B
utik projeler ile başlayan yapı sektörü macerasını prestijli projeler ile taçlandıran Ata Grup Yönetim Kurulu Başkanı Semih Aytek, firmaları ve inşaat sektörü hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ev sahibi olmak isteyenlere uyarıda bulunan Atek; “Geçmişte yaşanan mağduriyetleri göz önünde bulundurarak, güven telkin eden firmalarla irtibat halinde olunmalı” dedi. İlk olarak firmanızı tanıtmanızı istesek?
“En büyük teşvik bilgi ve tecrübelerimiz oldu” İnşaat sektörüne yabancı olmamamız ve yıllardır hizmet verdiğimiz yapı malzemeleri alanındaki bilgi ve tecrübelerimiz, bu sektöre girişimizde ki en büyük teşviktir. Yaklaşık 10 yıl önce başladığımız butik proje imalatlarımızı, zamanın ve tekno-
20 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
lojinin ışığında, gelen talepleri göz önünde bulundurarak geliştirdik ve bugün ki duruma getirdik. Bugüne kadar yaptığınız projelerden bahseder misiniz?
“Kapasitemiz gün geçtikçe büyüyor” Ekonomimizin gelişimi ve inşaat sektörünün hareketliliği 2004-2007 yıllarında başlamış ve gün geçtikçe büyüyerek şu anki konumunu almış-
tır. Tam da bu yıllarda yapmış olduğumuz butik projelerimiz ile sektöre girdik. Hizmet ve kalite standartlarımızdan ödün vermeksizin çalışarak, sürekli artan talepleri karşıladık. Artan talepler doğrultusunda, projelerimizin kapasiteleri de artış göstermiştir. Bugüne kadar imalatını yapıp teslim ettiğimiz yaklaşık 1000 adet konut ve ticari alanların %40’ını son 3 sene içerisinde gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Bu durum kapasitemizin ve projelerimizin gün geçtikçe büyüdüğünü göstermektedir. Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeler var mı, varsa neler?
“2 ayrı proje üzerinde çalışıyoruz” Tabi ki var. Süre gelen zaman içerisinde elde ettiğimiz tecrübelerimizi daha da büyük projeler de kullanmak isteği, arzusu ve planlaması
KENT içerisindeyiz. Şu an için imalatına başladığımız ve 2018 yılının sonunda teslim etmeyi planladığımız, EsCenter isimli, 72 bağımsız bölümden oluşan bir projemiz var. Bunun dışında Halkalı ’da ‘’Meydan Çeşme ‘’ isimli 60 bağımsız bölümden oluşan bir başka projemiz daha söz konusu. İnşaat sektörünün kısa bir analizini yapmak açısından baktığımızda, inşaat sektörü 2017’yi nasıl geçirdi, 2018’ten neler bekliyor?
“2018 için konuşmak şu an erken” 2016’da yaklaşık 2 milyon kişinin istihdam edildiği inşaat sektörünün 2017’de devam eden projeler ile birlikte yüzde 5 büyüyeceği öngörülüyor. İnşaat malzemeleri ihracatının da yükselerek 16-16,5 milyar dolar arasında gerçekleşmesi bekleniyor. Şimdiden 2018’in yorumu biraz erken olabilir ama az önce de dediğim gibi 2018 yılının sonunda teslim etmeyi planladığımız, Es-Center isimli, 72 bağımsız bölümden oluşan bir projemiz var. Esenyurt dışında odaklanacağınız bir bölge ya da ilçe olacak mı?
“Farklı pazarlarda yer almak istiyoruz” Bugüne kadar yaptığımız bütün projelerimiz Esenyurt’ta idi. Belki de bize gösterilen teveccühten dolayı başka bir bölgeyi düşünme fırsatı bulamadık. Ama farklı pazarlarda yer almak istiyoruz. Halkalı’daki Meydan Çeşme isimli projemiz, bu isteğimizi somutlaştıran ilk adım niteliği taşıyor. Projelerinizi oluştururken en çok nelere dikkat edersiniz?
“Müşteri taleplerini yerine getirmeye çalışıyoruz”
ve ürün tercihlerimizi yapıyor ve işliyoruz. Bunu takiben, şirketimizin genel kıstaslarını ve işleyiş aksamını aksatmayacak seviye ve düzeyde olan müşteri taleplerini yerine getirmeye çalışıyoruz. İnşaat sektörü için ekonominin lokomotifi denilir. Siz nasıl bakıyorsunuz, gerçekten Türkiye ekonomisi için bu kadar önemli mi?
“Ülke ekonomisi için daha çok üretmeliyiz” Ekonominin lokomotifi diyemeyiz belki ama toplardamarlarından biridir diyebiliriz. İnşaat sektörü uzaktan yakından yaklaşık 250 sektör ile ilişkili durumdadır. Bu alandaki duraksama, doğal olarak ekonomiye de etki etmektedir. Ülke ekonomisi için daha çok üretmeliyiz. Ham maddeyi kullanan bir üretimden ziyade hammaddeyi de üretebilen bir üretimden bahsediyorum. Dışa bağımlılığımızı minimize etmeliyiz. Aksi halde
önünüze hep taş koyarlar. Ev sahibi olmak isteyenler tercih yaparken nelere dikkat etmeli?
“Geçmişte yaşanan mağduriyetleri göz önünde bulundurulmalı” Bütçeleri dâhilinde, değer kazanımı maksimum olacak olan yatırımlara yönelmeleri en doğru tercih olacaktır. Yatırım yapacakları lokasyon ve o lokasyonun gelişimi tabi ki direk olarak yatırımcıya da yansıyacaktır. Değer artışına etki eden bir diğer unsur ise yapının kalitesidir. Gerek malzeme ve gerekse de işçilikteki kalite, diğer alternatiflerden bir adım daha öndedir. Ve güven… İmalat aşamasındaki ya da proje aşamasındaki projelerden alım yapacak olanların, geçmişte yaşanan mağduriyetleri göz önünde bulundurarak, güven telkin eden firmalarla irtibat halinde olmaları gerekmektedir.
Yaptığımız projelerimizi, müşteriye sunmadan önce kendimizin beğenisine sunarız. Eğer ki içimize sinmiş ve beğenmişsek genel manada bütün sorunları çözmüş oluyoruz. Bu bakış açısı ile malzeme
21
KENT
Ardahan Kültür Evi Kütüphanesi hizmete girdi
İstanbul Ardahan Kültür Evi Kütüphanesi geçtiğimiz hafta sonu dernek merkezide üyelerin katılımı ile hizmete alındı.
E
senyurt ve bölgesinde yaptığı öncü çalışmalar ile adından sıkça söz ettiren Ardahan Kültür Evi, uzun ve titiz bir çalışmanın ardından oluşturduğu Kütüphane bölümünü dernek merkezinde kitapseverlerin beğenisine sundu. Kütüphane için yapılan açılış töreni, Prof. Dr. Metin Toprak’ın ‘Bölgesel entegrasyon ve Türkiye ekonomisinin geleceği’ başlıklı konferans ile devam etti.
22 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT
“Üzerinde durmamız gereken en önemli konu eğitimdir” Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Kültür Evi Başkan Yardımcısı Barış Rençber’in ardından konuşmacı olarak konferans veren Prof. Dr. Metin Toprak, ‘Bölgesel entegrasyon ve Türkiye ekonomisinin geleceği’ konusunu masaya yatırdı. İstatistik veriler ve şemalar eşliğinde Türkiye ekonomisini değerlendiren Metin Toprak; “15 Temmuz sonrasında ülkemizin dünya ekseninde bir düşüş yaşadığı ortadadır. Ancak bunlar kısa süre içerisinde 15 Temmuz öncesinde yakaladığımız ivmeyi geri gelecektir. Özellikle üzerinde durmamız gereken en önemli konu eğitimdir. Bu yönde ciddi çalışmalar yapılmaktadır’ dedi. Prof. Toprak konferansın devamında dinleyicilerin sorularını yanıtladı. Oldukça verimli geçen toplantının ardından Ardahan Kültür Evi Başkanı Efrail Çiftçi konuşmacı Prof. Dr. Metin Toprak’a plaket takdim etti.
23
KENT
ZUANKA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Anar
ZUANKA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Anar işadamlarını yatırıma davet etti;
“Devlet üstüne düşen görevi yaptı Sıra işadamlarında”
K
onfüçyus’un ‘En zayıf halkamız kadar güçlüyüz. Bizim güçlü olabilmemiz için bütün halkalarımızın güçlü olması lazım’ sözünden yala çıkarak, Türkiye’nin büyümesi ve güçlenmesi için birlik ve beraberliğin şart olduğunu belirten ZUANKA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Anar, işadamlarını yatırıma davet etti; “Devlet kendi üzerine düşen görevi yaptı, sıra iş adamlarında. Üstlerine düşen görevleri yerine getirmeli ve yatırıma devam etmeli!”
Kurulu Başkanı Sayın Sinan Anar, firmaları, yeni projeleri, yurtdışı yatırımları ve ülke gündemine dair sorularımızı yanıtladı.
Yurt içi ve yurt dışında sayısız altyapı ve endüstriyel müteahhitlik hizmetlerine imza atan, ürettiği konut projeleri ile de göz yüzüne çıkan ZUANKA İnşaat’ın Yönetim
-Konfüçyus’un bir lafı var: en zayıf halkamız kadar güçlüyüz. Bizim güçlü olabilmemiz için bütün halkalarımızın güçlü olması lazım. Türkiye’de dışarıdaki güçlülerle uğra-
24 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
“Birlik ve beraberliğimizi sağlamamız şart” -Öncelikli olarak ülke hakkındaki görüşlerinizi almak istiyorum. Zor bir süreçten geçiyoruz. Siz ülkemiz hakkında ne düşünüyorsunuz?
KENT şırken aynı zamanda içimize döndük ve içimizdekilerle uğraşmak zorunda kaldık. Hala da uğraşıyoruz. Bu yıllardır süren bir şey ve kolay kolay da bitecek gibi gözükmüyor. Zincirin halkalarının güçlenmesi için bizim öncelikle birlik ve beraberliğimizi sağlamamız lazım. Bir halkanın zayıf yerinden o halka kopabiliyor. Bir darbe girişimini ülkemiz atlattı çok şükür. Allah şehitlerimizin mekânını cennet eylesin. Bu hiçbir ülkede kolay rastlanabilir bir durum değildir. Ancak o anki durumlardan böyle bir girişim olacağı zaten belliydi. Buna karşı ülkemiz gerekli tedbirleri ne kadar iyi alabildi? Eldeki imkânlarla alabileceğiniz önlem bellidir. İçe para dağıttılar, kredilerin geri dönüşünü çok uzun vadelere yaydılar, küçük esnaf desteklendi ve hala destekleniyor, yurtdışında çalışanların önü açıldı, prosedürler kolaylaştı. Hükümet kendi üzerine düşen görevi yaptı, artık iş adamlarının da üzerlerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekiyor. Her zaman dediğim gibi, ne bankadaki paranın ne de yastık altındaki paranın ne ülkeye ne de insana hiçbir şekilde faydası olmaz. Ülke iyi olmadığı müddetçe hiçbirimiz iyi olamayız. Güçlü iş adamı, güçlü ekonomi, güçlü ülke diyoruz kısaca.
“Sancılı bir süreçten geçiyoruz. Ülkeme güvenim tam” -15 Temmuz darbe girişiminden sonra açılan yaralar çabuk sarıldı. Peki, ekonomik bir darbe olsa bu yaralar nasıl sarılır, nasıl önlemler alınır?
“Erken seçim olacağını düşünmüyorum” -Ülkede erken seçim konuları almış başını gidiyor. Bu durum sizin gibi iş adamlarını hangi yönden etkiliyor? Sizce erken seçim şu anki durumda doğru bir karar mıdır? -Şu an ülkenin erken seçim gibi bir sürece girip, zaman kaybedeceğini düşünmüyorum. Siyasi büyüklerimizin de öyle düşündüğünü tahmin ediyorum. Bu süreçte ekonomik olarak bir atak yaparken seçim sürecini ortaya çıkaracaklarını beklemiyorum. Herkes fona odaklanıyor, onun geçmesini bekliyorlar. Zaten 2019 yılında bir seçim var. O zamana kadar erken seçim olacağını hiç zannetmiyorum. Hükümet isteseydi darbeden sonra seçim yapabilir %70 gibi bir oy potansiyeliyle kazanabilirdi de. Ama yapmadı ve yaraları sarmaya çalıştı. Hala da ona çalışıyorlar. -2019 yılına kadar olan süreç toparlanma süreci mi? -Evet. Doğrusu da budur zaten. Ülkenin kaybedecek bir zamana ihtiyacı yok.
“İşimi iyi yaparsam, iyi bir siyasetçiyim demektir.” -Bir iş adamı olarak ekonomiyle ilgilisiniz. Siyasi konularda da bilgi sahibisiniz. Peki, siyaset düşünüyor musunuz?
-Siyasi önderlerimizin sürekli söyledikleri bir şey var: ‘kendi yaramızı, kendimiz saracağız.’ Bu darbe girişiminden önce, yurtdışında kredileri açık olan bankalar, darbeden sonra daha çok desteklemesi gerekirken, bu kredileri tamamıyla kestiler. Bundan da çıkarılabileceği gibi gerçekten kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerekiyor. Bunda da bir hayır vardır diye düşünüyorum. Sancılı bir süreçten geçiyoruz. Birçok iş adamı zora düştü ama eğer çocuklarımız daha refahlı bir ülkede yaşayacaksa bu duruma katlanmamız gerekiyor. Benim ülkeme güvenim tam.
25
KENT -Hayır düşünmüyorum. Şu anda hepimiz zaten siyaset yapıyoruz. Ben kendi işimi doğru yapmakla iyi bir siyasetçi olduğumu düşünüyorum. Misyonumda zaten iyi bir iş adamı olmak, vatanseverlik var. Herkesin siyasetçi olmasına gerek yok. Ben işimi iyi yaparsam, yurtdışında ülkemi iyi temsil edersem, iyi bir siyasetçiyim demektir. -Zuanka Recidence projesine yaklaşık bir yıl önce başlamıştınız. Şu anki durumu nedir? -Projemize başladığımız zamanki ülkenin durumu daha iç açıcıydı. Bu son dönemlerde bizim proje de dâhil olmak üzere birçok problem yaşadık. Beklediğimiz satış rakamlarına ulaşamadık ama başladığımız işi yarım bırakmak istemedim. Bu da bizim bence ülkeye verebileceğimiz bir katkıdır. Bu ay sonunda oturumlar başladı ve peyderpey yeni taşınmalar da devam ediyor. Tapular hazırlandı, İSKİ müracaatları yapıldı. Projemizin %10’u satıldı. Bizler de zaten satışa odaklanmadık sadece işimizi bitirmeye odaklandık. Sayın Belediye Başkanımıza verdiğimiz bir söz vardı ‘Bitirmeden satmayacağız’ diye. Hedefimiz orta kesimli ailelerden oluşuyor. Fiyat politikamızda ilk gün belirlediğimiz fiyatlar neyse hala da odur. Demir fiyatlarından tutun tüm inşaat malzemelerinin fiyatları artmıştı. İçinde bulunduğumuz süreci daha da zorlaştırmamak adına biz, fiyatlarda oynamalar yapmadık. Sirkülâsyon olsun istedik, bir de ülkenin içinde bulunduğu durumda bire iki, bire üç kazanmak da doğru değildi. Fiyatlarımızı projemiz değerlensin, vatandaş da faydalansın diye hiç değiştirmedik. Biz de bu yüzden fazla satışa değil işimizi bitirmeye odaklandık. Şimdi yeni projeleri değerlendiriyoruz.
“Satışlarımızı kısa sürede artıracağından eminim” -%10 kısmını sattık demiştiniz. Peki, geri dönüşler nasıl? -Daha biz doğru düzgün satışa bile çıkarmadık. Eminim satışa çıkardığı-
26 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
mızda çabuk satılacaktır. Cazip bir projemiz var. Projenin kullanılabilir olması, merkezde olması, kapalı-açık otoparkının olması, güvenlikli olması, her yere kısa sürede ulaşabilir olması, metronun yanında olması açısından satışlarımızı kısa sürede artıracağından eminim.
“Bütün konut projelerim tek blok halinde” -Yeni projeleriniz hangi bölgelerde olacak? -Esenyurt’ta hâlihazırda bir projemiz daha devam etmektedir. O da Saadetdere bölgesinde bir butik konut projesidir. O da inşallah yılsonuna kadar bitecek. Şuanda kaba inşaatı bitmiş vaziyette. Çorlu merkezde bir recidence konut projemiz var. İnşal-
lah ona da başlayacağız. Genelde bütün konut projelerim tek blok halinde. Böyle seviyorum ve sanki gelen talepler de bu yönde. Daha derli toplu bir görünümü olduğu gibi ulaşım da daha kolay oluyor.
“Devlet, sanayici ve iş adamlarına sonsuz destek sağlıyor” -Yurtdışında da yatırımlarınızın olduğunu biliyoruz? Nasıl gidiyor? -Referandum döneminde bir organizasyon yapmıştım. Sayın başkanım da şeref vermişti. O programda, kanaat önderlerimize fikrimizi beyan ederken şu sözleri söylemiştim. ‘’Yurtdışında şirketlerimiz olduğu için biliyorum, yurtdışından Türkiye’ye baktığımız zaman Türkiye’nin güçlü
KENT gözükmesi gerekiyor.’’ Biz istediğimiz kadar şirket olarak güçlü olalım ülke ve yönetimi güçlü değilse sonuçta Türkiye yurtdışında güçsüz konuma geliyor. Bizim şu anda Zuanka olarak yurtdışında üç ülkede şirketimiz var. Yurtdışındaki bakanlıklarla, siyasi önderlerle görüştüklerimizde hepsi bize Türkiye’nin geleceğini sordu. Bu anlamda baktığımız zaman tabloya dediğim gibi ülkemizin güçlü olması bizim önümüzü açan önemli bir olaydır. Ülkemizdeki ekonominin darboğaza girmesinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümetimiz, yurtdışında iş yapanların önünü açmak için birçok kanun çıkardı. Biz bunlardan çok faydalanıyoruz. Yurtdışında iş yaptığımız zaman ülkemizde vergiden bile muaf tutuluyoruz. İnanın bizler şu an yurtdışında Türkiye’den daha rahat çalışıyoruz. Yurtdışına gidip geldiğimizi haber verdiğimiz zaman, oradaki ticari ataşeler önümüzü açmak için her şeyi yapıyorlar. Yani devlet, sanayici ve iş adamlarına sonsuz destek sağlıyor.
“Buhara kentinin altyapı projesini biz üstlendik” -Peki, yurtdışında hangi projelerle ilgileniyorsunuz? -Yurtdışında Dünya Kalkınma Bankası kredili, buradaki altyapı projelerinde tecrübeli olduğumuz için Özbekistan’da altyapı projemiz var. Özbekistan yatırımlarını şu an hızlandırdı. Buradaki tecrübelerden faydalanmak istedikleri için Türk müteahhitleri ülkesine daha çok davet ediyor. Şu anda Buhara kentinin altyapı projesini biz üstlendik. İnşallah ona başlayacağız. Bu tür projeler olmakla birlikte bu projede tek girişimci biziz.
27
KENT
‘‘Lozan
Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur’’ Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, bu yıl 36’ncısı organize edilen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı TÜYAP’da düzenlenen ‘Bir Dönüm Noktası Lozan’’ konulu panelde konuştu. Başbuğ, ‘‘Lozan Konferansı Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur’’ dedi.
T
ÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle bu yıl 36’ncısı gerçekleştirilen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’na Büyükçekmece Belediyesi de yerini aldı. Büyükçekmece Belediyesinin Kitap Fuarı kapsamında düzenlediği ‘Bir Dönüm Noktası Lozan’ isimli panelde eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u ağırladı. Panele Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün yanı sıra Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Büyükçekmece Belediyesinin konuğu olarak katılan İlker Başbuğ’un paneline vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
“Lozan Konferansı Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur” ‘Bir Dönüm Noktası Lozan’ konulu panelde konuşan İlker Başbuğ ‘’Mustafa Kemal’in hayatına bakın, bir saniye bile yaşamının içinde
28 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
umutsuzluk yok, her zaman mücadele var. Osmanlı Devleti 1911’de savaşın içerisine giriyor ve 1922 yani Yunan ordusunun İzmir’den denize dökülmesi. Baktığınız zaman arada bir 11 yıl var. Aslında biz her cephede yenilmiyoruz, baktığınız
zaman baştanbaşa bir zafer abidesi olan Çanakkale Cephesi var. Ancak savaşa beraber girdiklerimiz yenilince biz de yenilmiş sayılıyoruz. Süreç Mondros Mütarekesi’nin imzalanması ile devam ediyor. Daha sonra Lozan heyetinin belirlenmesi süre-
KENT
cinde Rauf Orbay, Mustafa Kemal’e danışıyor ve sorusuna yanıt olarak İsmet İnönü’nün katılması gerektiği talimatını alıyor. Mustafa Kemal bu öneriyi Mudanya Mütarekesi’ni göz önünde bulunarak vermiştir. Lozan Konferansı 21 Kasım 1922’de başlar, şunu çok net olarak ifade edelim. Lozan Konferansı Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur. Lozan’da önemli olan konular Kapitülasyonlar ve Musul konusudur. Tabi ki diplomatik konularda bu tarz anlaşmalarda her istediğinizi alamazsınız. Musul’u İngilizler bizim elimizden hırsız gibi haksız yere almışlardır. Bunda da en önemli malzemeleri Şeyh Sait isyanıdır. Şeyh Sait İsyanı İngiliz destekli bir ihanettir. Kıbrıs’ta aynıdır aslına bakarsanız. Şeyh Sait Cumhuriyet’e karşı bir isyan çıkarmıştır” dedi. Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ sözlerini şöyle sürdürdü: “İngiltere demiş ki Musul ‘u sana bırakacağım. Fransa ve İngiltere arasında da ciddi rekabet var. Kurtuluş Savaşı’na da bakarsanız, Lozan‘da da aynı şeyi görüyorsunuz. Fransa Türkiye’nin isteklerine daha yakın, İtalya‘da da aynı durum var. İtalyanları rahatsız eden nedir? İtalya’ya Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra söz veriyor. İzmir Ege Bölgesi senin, diyor. Yunanlıların gelmesi aslında ikinci şansımız. Birinci şans ise Rusya‘da ekim devrimi olmasıdır. 2. şansımız biraz ağır olsa da sonucu önemli, İzmir’in Anadolu’yu işgali ve Yunan askerinin çıkması. Olmadığını düşünün eğer işgal olmasaydı Anadolu’da o direnişi ve bilinci sağlayabilir miydik?” şeklinde konuştu.
29
KENT
İlçe Milli Eğitim Müdürü Paşali Beşli
sorularımızı yanıtladı
İlçe Milli Eğitim Müdürü Paşali Beşli ile Esenyurt’un eğitim öğretim durumu hakkında bilgi aldık. İstatistiksel bilgiler, yürütülen projeler, başarı oranları vb birçok soruya cevap veren İlçe Milli Eğitim Müdürü Paşali Beşli’yi tanıyarak röportajımıza başlıyoruz…
İ
lk önce kendinizi okurlarımıza tanıtır mısınız?
1977 yılında Ardahan Hanak’ta dünyaya geldim. Evli ve üç çocuk babasıyım. İlk ve orta tahsilimi Ardahan’da tamamladım. Lisans öğrenimimi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yaptım. Uluslararası Ahmet Yesevi Üniversitesi ‘’Eğitim Yönetimi ve Denetimi’’ alanında yüksek lisan yaptım. Esenyurt bölgesinde Rıfat Ilgaz, Emine Seviye Divrik, Merkez, Nüzhet Usta Bilgincan İlköğretim okullarında öğretmenlik ve idarecilik görevlerini yaptım. Okullarda rehberlik uygulama, yönetici oryantasyon, okullarda ilk yardım ve müdahale, temel bilişim teknolojileri, bilgi ve sistem güvenliği, eğitim yönetimi, inceleme soruşturma teknikleri başlıklı hizmet içi eği-
34 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT timleri aldım. Yaklaşık 5 yıl Eğitimciler Birliği Sendika Esenyurt İlçe Temsilciliği görevini yaptım. Yine birçok yerel ve ulusal STK’ların yönetiminde bulundum. Orta düzeyde Arapça ve İngilizce bilmekteyim. 23 Ocak 2017 tarihenden itibaren Esenyurt İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapmaktayım.
O zaman Esenyurt’tan devam edelim. Esenyurt’ta eğitim – öğretim durumu hakkında istatistiksel bilgiler nelerdir? Esenyurt ilçesi TÜİK’in son verilerine göre 795 bin kişi ile İstanbul’un birinci Türkiye’nin altıncı büyük nüfusuna sahip ilçesidir. İlçemizde: 707 öğrenci, 12 derslik sayısı ile 2 bağımsız anaokulumuz; 5 bin 256 öğrenci, 363 derslik sayısı ile 64 ilkortaokul bünyesinde anasınıfımız; 61bin 819 öğrenci, bin 667 derslik sayısı ile 35 ilkokulumuz; 58bin 680 öğrenci, bin 653 derslik sayısı ile 29 ortaokulumuz; 27 bin 207 öğrenci, bin 167 derslik sayısı ile 20 lisemiz; 153 bin 669 öğrenci, 4 bin 862 derslik sayısı ile 150 toplam okulumuz bulunmaktatır.
Esenyurt’ta eğitim – öğretim durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? Esenyurt ilçesi yıllık ortalama 60 bin göç alması nedeni ile insan dolayısı ile öğrenci sirkülasyonunun en fazla olduğu ilçelerden birisidir. İlçemizde öğrenci sayısının sürekli artması ve derslik başına düşen öğrenci sayısının Türkiye ortalamasının çok üstünde olması nedeniyle okullarımızın büyük çoğunluğunda ikili eğitim yapılmaktadır. Ülkemizin 2023 hedeflerine katkıda bulunmak ve %100 okuyan %100 üreten Türkiye hedefini yakalayabilmek için öğrencilerimizin başta okula devamını sağlamaya çalışıyoruz. Bununla birlikte ilçemizde eğitimin kalitesini ve niteliğini arttırmak için çok sayıda etkinlik ve faaliyetler planlanıyoruz. Ayrıca ilçemizde derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltmak için bakanlığımız, belediyemiz ile birlikte her yıl ortalama 15 okulu eğitim öğretime kazandırıyoruz.
35
Esenyurt özelinde yürütülen projelerinizden bahseder misiniz? ‘’Bağımlılıkla etkin mücadele projesi’’ ile öğrencileri risk faktörlerinden uzaklaştırarak öğrencilerde aidiyet duygusunun gelişmesini sağlamaya yönelik bir dizi sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerin oluşturulmasını hedefliyoruz. ‘’Ben de okuldayım’’ projesi, okula başta ekonomik sebepler ile gidemeyen öğrencileri tespit ederek, bu öğrencilerin okula devamını sağlamaya yönelik çalışmalarımızı kapsıyor. ‘’Yeşeren Düşler Gelişen Esenyurt’’ projesi ile geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimizi marjinal risk içeren grupların zararlarından korumak hedeflenmiştir. Bu kapsamda risk altındaki öğrencileri spora, sanata ve müziğe yönlendirilmesi sağlanmaktadır. ‘’Her sınıfın yetim bir kardeşi var’’ projesi, İHH’nın kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma ve değerler eğitimi faaliyetlerinde farkındalık sağlamak amacı ile Türkiye genelinde resmi/özel okullardaki öğrencilere yönelik olarak yürütülmektedir. ‘’PEDEL.İST’’ projesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz, İBB Gençlik ve Spor Müdürlüğümüz ve İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğümüz işbirliğinde ilçemizde 13 okulda yürütülmektedir. ‘’SİROMA’’ projesi, Romanların yaygın olarak yaşadığı yerlerde sosyal içermenin desteklenmesi projesidir. Ertuğrul Gazi ortaokulu, Cumhuriyet İlkokulu ve TOKİ Kırımlı Fethiye Şükrü Olcay Ortaokulu’nda yürütülmektedir.
36 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT
‘’ERASMUS Projeleri’’ 3 okulumuzda yürütülmektedir. Mustafa Yeşil Ortaokulu, Borusan Asım Kocabıyık MTAL, Halil Akkanat ÇPL’de yürütülmektedir. ‘’Haydi’’ projesi İl Müdürlüğü, İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin yanı sıra 21 ilçe kaymakamlığı ile yürütülmektedir. ‘’Mercedes Benz Bir Otobüs Nasıl Doğuyor? Bond Projesi’’ 6. Sınıfa devam eden 100 öğrenci ile Mercedes Benz’in Hadımköy’deki fabrikasına gidilerek 1 gezi, 1 atölye çalışma gezisi düzenlenmiştir. ‘‘Geçmişin izinde geleceğin peşinde benim İstanbul’um Projesi’’ İstanbul’un tarihi mekânlarına 3 okul gezisi yapılmıştır. ‘’Kızım benim servetim’’ projesi ile özellikle kız çocuklarının okullaşma oranının arttırılması için ilçemizde bu yıl ilk defa uygulanacaktır.
İlçenin sınavlardaki başarı durumu nasıl? İlçemizdeki sınavlardaki akademik başarı günden güne artmaktadır. 2016-2017 eğitim öğretim yılına ait YGS istatistikleri; mezun olan öğrenci sayısı 3bin 867, YGS’ye katılan öğrenci sayısı 3bin 610, YGS’yi kazanan öğrenci sayısı 2 bin 642, LYS’ye giren öğrenci sayısı bin 251. Esenyurt’ta göreve geldikten sonra yaptığınız çalışmalar nelerdir? Bütün okullarımıza mutlaka en az bir defa olmak üzere ziyaret yapıldı. Okullarımızda Esenyurt belediyemizin de katkısıyla kütüphaneler kuruldu. Özellikle okullarımızda yapılan kitap okuma etkinliklerine zaman zaman katılıyorum. İlçede başta AB projeleri olmak üzere proje çeşidini ve niteliğini arttırmaya çalışıyorum. Kurumsal kapasitesinin gelişmesi için de faaliyetler yürütmekteyim.
37
KENT
Puroğlu YAPI Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Ergen,
“2018 zor bir yıl olabilir” İnşaat sektöründe bölgenin tanınmış ve güvenilir firmalarından olan Puroğlu Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Ergen, firmaları hakkında ve inşaat sektörü üzerine samimi açıklamalarda bulundu.
“2
018 zor bir yıl olabilir” diyerek ülkenin içinden geçtiği süreci ve ekonomik gelişmeleri özetleyen Puroğlu Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Ergen, yeni projeleri hakkında bilgiler de verdi. Puroğlu Yapı kaç yıllık bir kuruluş? Fayda Grup’u 2010 yılında kurduk. Şimdi A.Ş. olarak yola devam ediyoruz. Önceden Limited Şirketi idi, şimdi Fayda A.Ş. olduk. Şimdi ise isimimizi baba ocağımızda kıymetli olan Pur taşından yola çıkarak Puroğlu Yapı yeni bir isim oluşturduk. Neden isim değişikliği yaptınız?
“Artık bu gereksinim haline geldi” Günümüzde artık sadece Esen-
38 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
yurt bölgesinde değil, İstanbul’un birkaç ilçesinde hizmetimize devam ediyoruz. Her anlamda firmayı bir üst çıtaya taşımak için gittiğimiz bölgelerde artık bu gereksinim haline geldi. ‘Madem bu kadar tanınan, bilinen bir firmasınız neden hala limited şirketisiniz’ şeklinde tepkiler almaya başlayınca ortak bir karar
aldık ve firmamızı A.Ş. yaptık. Ve şirketimizin bünyesinde daha büyük hedefler belirlediğimiz için bu şekilde yolumuza devam edeceğiz, Allah izin verirse. Bu 2017 yılındaki projelerinizden bahseder misiniz? Bu yıl şirket olarak neler yaptınız?
KENT
“Ekonominin düzelmesini beklemek en mantıklısı” Şirket olarak eskiye nazaran biraz üretimimizi düşürdük. Satışın yavaş olması, projelerin başlangıç tarihlerini biraz geciktirerek başladık. Önceden 5 projeyi aynı anda üretebiliyorduk. Ama şu anda konjektöre baktığınız zaman ticari olarak da ülke ekonomisi olarak da bunu kaldırabilecek bir sistem yok. Sayın Cumhurbaşkanı ne kadar bankalara kredi verin, limitleri kapatmayın dese bile
bankalar bunu çok güzel bize karşı oynadılar. Limitleri hiç sezdirmeden kıstılar. Şu an çok çekimser bakıyorum. Hem alımın yavaşlaması ister istemez bizi de biraz daha riski azaltmak için yavaş üretime sevk etti. Önceden sene de 100 – 120 daire üretiyorduk, şimdilerde ise kendimizi 70 – 80 dairelerde tutuyoruz. Ama tabi bu da şirket için yaradır. Eskiye nazaran 100 – 120 daire üretip giderlerinizi, işçilerinizi ona göre ayarlıyorsunuz. Taşeronlarınızla ona göre sözleşme yapıyorsunuz. Giderleri sağlamak adına sadece ayakta durup ekonominin düzelmesini beklemek en mantıklısı diye düşündük ve buna göre hareket ettik. Piyasada bir daralmadan bahsediyorsunuz. Siz bu daralmayı neye bağlıyorsunuz?
“2018’de de bizi büyük bir sorun bekliyor…” Bu daralma aslında bir buçuk senedir var. Darbe teşebbüsünden bir yıl geçti ama ondan önceki dönem-
lerden gelen bir sorun vardı. Darbe de bunun tuzu, biberi oldu. Biraz klasik olacak ama öyle bir bölgede yaşıyoruz ki bedel ödemeden bu toprakların üstünde yaşamak çok zor hale geliyor. Her koldan ülkenin bulunduğu duruma saldırı olunca… Bir de artık şunu açıkça söylememiz lazım. Bizim ekonomimiz tamamen üretime dayalı. Fakat biz sadece inşaat üzerine üretim yapıyoruz. Bizim sanayi yani endüstriyel kısmımız iyi değil. Bu kısma biraz daha ağırlık verip ekonomiye ilerideki yıllara doğru daha büyük verimlilik kazandırabiliriz. Şu an sadece lüks semtlerde yüksek miktardaki daireler satılıyor. 200 – 300 bin TL’lik daireler artık satmıyor. Bu ister istemez ekonomimizin iyi olmamasına bağlanıyor. Ciddi anlamda bir sıkıntı var. Yazı tamamen boş geçirmiş olacağız. Satışın olacağı dönemlerin ilk zamanlarını boş geçireceğiz tamamıyla. 9. 10. Ve 11. ayı iyi bir şekilde geçiremezsek 2018’de de bizi büyük bir sorun bekliyor demektir.
39
KENT
Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeleriniz var mı?
“Üzerinde titreyerek durduğumuz bir proje” Evet, tabii ki… Uzun süredir üzerinde çalıştığımız ve altyapısı tamamlanmış hem göl hem de deniz manzaralı Büyükçekmece projemiz var. Nasip olursa 3 ay içerisinde başlayacak. Yazışmalar ve evrak kısmı o zamana kadar toparlanır diye düşünüyoruz. Buraya ciddi anlamda ekip olarak ağırlık veriyoruz.
Üreteceğimiz; Beyoğlu, Cihangir haricinde üst sınıf segment olacak. Daha önce 150 bin ila 350 bin TL arası daireler üretiyorduk. Şimdi burada 500 bin - 1 milyon 200 bin TL arasında fiyatlı üretim yapacağız. Üzerinde titreyerek durduğumuz bir proje. 79 daire 6 dükkândan oluşuyor. Burada gerçekten A class bir üretim olacak. İnsanların hava almak için özellikle satın almak isteyeceği yer olacak.
Bu projeleri hayata geçirirken geleceğe yönelik en büyük idealiniz ne olacaktır?
“Bir yaştan sonra mutlu olalım istiyorsunuz” İnsan evlenmeden önce çok farklı düşünüyor, evlendikten ve çocukları olduktan sonra çok daha farklı düşünüyor. Şu an kendimiz için değil tamamıyla çocuklarımız için geleceğimizi planlıyoruz. Kendimizi hedeflediğimiz bir durum var; çocuklarımızı kimseye muhtaç etmemek, onlara iyi bir gelecek hazırlamak. Ve tabi firma olarak da kendi bölgemizde iyi bir konuma gelmek istiyoruz. Bunun için de insanların her zaman hafızasında kalacak iyi şeyler yapmaya özen gösteriyorum. Bir yaştan sonra mutlu olalım biraz da paramız olsun istiyoruz. Projelerinizi nelere dikkat ederek hazırlıyorsunuz?
“Yer seçiminde özen gösteriyoruz” 2015’e kadar nerede yer olursa yaparız, yeter ki üretim yapalım diyorduk. Önceden proje kazansa da kazanmasa da yalnızca üretim yapmak istiyorduk. Logomuzu koyalım,
40 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT
firmamızın ismi geçsin. Ne kadar çok yer yaparsak hedefimize o kadar çabuk ulaşacağımızı düşünüyorduk. Ki böyle de oldu. Her ürettiğimizin bir üstüne koyarak ilerledik. Şimdi de 2015’ten sonra sadece önemli yerlerde hem oturulabilecek alan, fiyat anlamında bizi tatmin edecek ve yaptığımızın karşılığını alabileceğimiz yerleri seçmeye özen gösteriyoruz. Projenin içinde en çok bayanlara daire sattığımız için biz en çok banyo ve mutfağa dikkat ediyoruz. Görselliğini ona göre ayarlıyoruz. Şimdi daha başka bir bakış açımız var dediğim gibi nokta yerlerden yer alıyoruz.
Fiyat aralığını neye göre belirliyorsunuz? Belirli bir fiyat politikanız var mı yoksa bulunduğu konum itibari ile fiyatlar değişiyor mu?
Aradaki fark bu aslında... Yeni projemize Cihangir&Beyoğlu’nda başladık. Mesela kapıdan örnek vereceğim. Burada kullandığımız daire iç kapısı 350 – 450 TL aralığında. Cihangir’de kullandığımız kapının tanesi bin TL. Burada m2’si fayanslar 30 – 35 TL
oradaki fayansların m2’si 75 TL’den başlıyor 180 TL arası devam ediyor. Burada 12 daireli bir projeyi 850 – 900 bin TL aralığında mal ediyoruz. Orada birisi 65 m2 diğeri 85 m2, biri 1+1 diğeri 2+1 dairelerde maliyetimiz 1,5 milyon. Aradaki fark bu aslında... Normalde 79 daire üretiyoruz. Esenyurt’ta olacak olsa 8 milyon diyelim, ama oradaki maliyet 14 milyon. Esenyurt’ta kullandığınız malzemeyi Cihangir’de kullanıp satamazsınız. Cihangir’de kullandığınız malzemeyi de Esenyurt’ta satamazsınız.
41
KENT Ortopedi ve Travmatoloji alanında merak edilenleri
Doç. Dr. Yüksel
Yurttaş ile konuştuk
Sağlık köşemizdeki röportaj konuğumuz Esencan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Yüksel Yurttaş… Kendisiyle bir araya gelip Ortopedi ve Travmatoloji alanında merak edilenleri konuştuk.
H
ocam ilk olarak kendinizi okuyucularımıza tanıtır mısınız?
Ben Doç. Dr. Yüksel Yurttaş. 1973 yılında Çankırı’da doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimini Çankırı’da bitirdikten sonra 1991 yılında Gülhane Askeri Tıp Fakültesi’ne girdim ve oradan 1997 yılında mezun oldum. 2000 yılında GATA Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim dalında iktisadıma başladım ve 2004 yılında Ortopedi uzmanlığında iktisadımı almaya hak kazandım. 2004-2006 yılları arasında Kıbrıs Girne Askeri Hastanesi’nde görev yaptım. 2006 yılında Gülhane Askeri Tıp Hastanesi’ne tayin oldum ve 2007 yılında yan doçent, 2012 yılında da doçent oldum. 2016 yılında Gülhane Askeri Tıp
44 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
Hastanesi’nden ayrıldım. Bu arada 2010-2011 yılları arasında da Amerika’da Kuzey Carolina’da ayak ve ayak bileği cerrahisinde bir yıl staj tahsilimi yaptım. Her hekimin ilgi alanı farklıdır. Sizin bir hekim olarak Ortopedideki ilgi alanınız ne oldu? Gülhane Askeri Hastanesi gibi bir kurumda bulunmuş olmam bile travma cerrahisinin benim için ön planda olmasına sebepti. Ama bunun haricinde az önce de bahsettiğim gibi Amerika’da Ayak ve Ayak Bileği Cerrahisi üzerinde çalıştım ve aynı zamanda da ortopedi onkoloji konusunda da çalışmalarıma devam etti.
KENT Türkiye’deki Ortopedi ve Onkoloji durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hem Ayak ve Ayak Bileği Cerrahisi bölümü, hem de Ortopedi ve Onkoloji dallarında uğraşan hekim sayısı az. Çünkü Ortopedik Onkoloji, diğer dallara göre biraz daha meşakkatli bir iş. Esenyurt ve Esencan Hastanesi’ni tercih etmenizin sebebi nedir? Açıkçası bir arkadaş tavsiyesi ile buraya geldim. Ama gerek hastanenin fiziki şartları gerekse teknik imkânları bana doğru bir karar verdiğimi göstermiş oldu. Şu anda hastane ortamının fiziki şartlarından, teknik donanımlarından oldukça memnunum. Ortopedi Onkoloji dalında hastane şartları içerisinde en önemli ekipman nedir? Sizin için Esencan Hastanesi’ni ayrıcalıklı kılan şey neydi? Kendi branşımıza has kullandığımız bir takım cihazlarımız var. Onları bu hastanede gördüm. Rahatlıkla her türlü müdahaleyi burada yapabilme imkân ve kabiliyetimiz var. Ortopedi malzemelerimiz bir miktar pahalıdır. Açıkçası benim özeldeki ilk deneyimim Esencan ama burada her tülü ekipmanlar sağlanıyor. Buradaki imkânlar benim ihtiyacımı karşılıyor. Burada göreve başladığınızdan beri size gelen şikâyetler en çok hangi yönde oluyor? Esenyurt’ta iş kazaları fazla oluyor. Malum fabrikalar fazla. Özellikle iş kazaları, el yaralanmaları, burkulmalar daha çok gördüm. Ortopedinin travma kısmı daha ağırlıklı ama inşallah zamanla elektik
vaka dediğimiz ortopedik vakaların da burada yapıldığını insanlar yavaş yavaş görecekler. Bu konuda elimizden gelen hizmetleri sunmaya devam edeceğiz. Son yıllarda Türkiye’de sağlık sektörü açısından önemli gelişmeler yaşanıyor. Siz bu gelişmeleri bir hekim olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilim ve tıp her geçen gün sürekli gelişmekte ve bizlerin de bunu teknolojik anlamda takip etmemiz gerek. Bu tabi ki belli bir yatırım gerektiriyor. Aynı zamanda araştırmaya da ciddi bir bütçe ayırmamız lazım. Bunlar Türkiye’de yeterli değil. Onkolojiyle ilgili özellikle ortopedi noktasında ne yapılması gerek? Az önce de söylediğim gibi bu konuya biraz daha ekonomik yönden bakmak lazım. Ortopedik Onkoloji uzun soluklu tedavi gerektiren vakalardır. Biraz da belki ekonomik anlamda insanlar ve doktorlar buna eğilmek istemiyorlar. Birazcık da spesifik bir dal, bu konuda her türlü gerekli eğitimi almış olmanız gerekiyor. Hastaları uzun vadede takip etmeniz gerekiyor. Bundan dolayı doktorlar daha problemsiz, başını az ağrıtacak işlerle uğraşmak istiyorlar. Bütün sebep bence bundan ibaret… Okurlarımıza sağlıkları için tavsiyeniz nelerdir? Burkulma esasında kişinin kırık, çıkış veya yumuşak doku travması mı vardır, öncelikle bunları tespit etmemiz gerekiyor. Benim tavsiye edeceğim şey şu; böyle bir durumla karşılaştıkları zaman mümkün olduğu kadar buz tedavisi uygulasınlar ve en yakın hastaneye gitsinler.
45
KENT
Şimdi moda Doğu Ekpresi’yle
Kars yolculuğu
T
ürkiye’nin en eski tren hatlarından biri olan Doğu Ekspresi, bugün her ne kadar uçak, karayolu gibi dönemin ulaşım araçlarına yenik düştüğü düşünülse de son dönemde adeta tarihinin belki de en ilgi çeken dönemini yaşıyor. Geçmişte İstanbul’dan Kars’a kadar hizmet veren tren, günümüzde hızlı tren yolunun yapımından dolayı sadece Ankara-Kars arasında hizmet verebiliyor. 1933 kilometrelik, 53 duraktan oluşan tren hattı bugün Türkiye’nin önemli turizm araçlarından biri olma yolunda ilerliyor. Doğu Ekspresi ile seyahat eden yolcuların neredeyse tamamını oluşturan genç kitle bu konuda, “Yurtdışında prestijli birçok tren yolculuğu binlerce turist çekiyor. İyi tanıtım yapılmalı. Bakanlık trene sahip çıkmalı” çağrısı yapıyor. Kars turizmine de büyük katkısı olan tren için en büyük endişe ise hızlı tren yolu yapılırsa Doğu Ekspresi’nin 24 saatlik yolculuğunun tarihe karışma ihtimali. Bilet bulmanın imkansızlaştığı, genç kitlenin, “olmazsa olmazı” sayılan Doğu Ekspresi’ne bindik ve biz de Milliyet okuyucuları için bu yolculuğa çıktık. Doğu Ekspresi ile yolculuk, herkesin “hayali” olsa da gerçekleştirmek o kadar da kolay değil. İlk ve belki de ana problem bilet bulabilmek.
En zoru bilet bulmak
Eğer bilet bulmayı başarabilirseniz Anadolu topraklarında hayatınızda belki de unutmayacağınız, çocuklarınıza da anlatarak onları da özendireceği-
46 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
niz bir yolculuğa hazırlanın. Biletler, belli dönemler için satışa çıkıyor. Bilet almak için yolculuğa çıkmak istediğiniz tarihten 1 ay önce gece 00.01’de bilgisayar başında olmanız ve çok hızlı davranmanız gerekmekte. Biletlerin hangi tarihlerde satışa çıkacağı bilgisi TCDD’nin telefon hattından sorulabilir. Trende iki vagon yataklı (iki kişilik odalar), bir vagon da kuşetli (dört kişilik odalar) olarak hizmet veriyor. Kontenjan 200 kişi ile sınırlı. Gidiş ve dönüş biletleri alındıktan sonra ise yolculuğu planlamaya başlayabilirsiniz.
Çay ve yemekler odada
İki veya dört kişilik odalarınıza yerleştikten sonra ilk iş bir çay demlemek ya da kahve yapmak! Yanınıza alacağınız elektrikli ocak veya elektrikli kahve makinesi ile bunu yapabilirsiniz. Belki getireceğiniz fazla bardaklar ile yeni tanıştığınız arkadaşlarınızla çay ve kahve paylaşabilirsiniz. 19.20’de kalkan trende akşam yemeğini yanınızda getirdikleriniz ile odanızda yapmanız mümkün. Bu esnada hava karanlık olduğu için pek bir manzara görülmese de, tren sesinin verdiği huzurla kitap okuyabilir ya da yanınızda getirdiğiniz bilgisayar ve filmler ile vakit geçirebilirsiniz. Sabah 05.00’te kalkmaya hazırlanmak için erken yatmanızda fayda var. Bu arada odaların 28 derece yani sıcak olduğunu da söylemeliyiz.
KENT Muhteşem manzara
Sabaha karşı tren 05.30 civarlarında 20. durak olan Çetinkaya veya 21. durak Avşar’a varıyor. İki kişilik odada iseniz lavabonuzda yüzünüzü yıkayıp, getirdiğiniz kahvaltılıklar varsa iyi çalışan buzdolabınızdan çıkarıp hemen yemelisiniz. Çünkü az sonra havanın aydınlanmaya başlaması ile ortaya çıkacak olan manzarayı kaçırmamalısınız. Eğer yanınızda kahvaltılığınız yoksa trende yemekli vagonda da kahvaltı yapabilir veya Divriği, Kemaliye gibi duraklarda trenin 1 dakikalık molalarında simitçilerden alacağınız sıcak bir simit ile karnınızı doyurabilirsiniz. Kahvaltınızı yaptıktan sonra saat 06.00 sularında vardığınız Göçentaşı, Cürek duraklarında ve daha sonrasında fotoğraf makinelerinizi hazırlayın. Özellikle bu duraklardan sonra Kemaliye bölgesinde Anadolu’nun en bereketli topraklarından geçerken bu manzaraya hayran kalacak, bu bölgelerde yaşayan insanlara ise imreneceksiniz. Yolun bu bölümünün büyük bir kısmında Fırat Nehri de muhteşem güzelliği ile size eşlik edecek. İliç, Güllübağ, Yahşiler, Kemah, Erzincan, Tayeri, Demirkapı, Mercan, Karasu derken bir bakmışsınız Erzurum’a varıyorsunuz ve neredeyse 7-8 saat geçmiş. Yalnız bu 7-8 saatlik süre içinde karşılaşılan muhteşem manzara ve doğaya kendinizi kaptırdığınızdan 7-8 dakika gibi gelecek. Duraklarda güler yüzle size selam vermek için bekleyen çocuklara el sallamayı ise kesinlikle unutmayın.
Karslılar memnun
Karslılar trene olan aşırı ilgiden memnun. Doğu Ekspresi, Karslılar için, “Her gün en az 200 turist” demek. Otellerde ciddi bir kalabalık olduğu ifade edilirken önceden yer ayırtmak gerekiyor. Kars’ta kaz eti yenmeden, peynir alışverişi yapılmadan geri dönülmeyeceği gibi detaylar da ele alındığında Kars ekonomisine de ciddi bir kazanç kapısı sağlanıyor. Çünkü Doğu Ekspresi ayda en az 6 bin “turist” demek. Son dönem trenin hızlı tren yolu yapıldıktan sonra kalkacağı dedikoduları ise öncelikle Karslıları, ardından da adeta bilet kuyruğu bekleyen onlarca genci huzursuz etmekte.
‘Var mı gag kebap isteyen…’
Eğer şanslı iseniz ve 20-25 yılını bu trene veren bir kondüktöre denk geldiyseniz Erzurum’a 1 saat kala Aşkale durağında, kondüktörün, “Eveeeett; var mı cağ kebap isteyen” sesini şaşkınlıkla karşılayacaksınız. Erzurum durağının olmazsa olmazı ise cağ kebap yemek. Kondüktöre veya kondüktör siparişinizi almadı ise sizin Erzurum’a varmadan 1 saat önce telefon ile vereceğiniz sipariş ile Erzurum
Garı’na vardığınızda cağ kebaplar sizi bekliyor olacak. Kebaplarınızı aldıktan sonra Erzurum durağında durağın olmazsa olmazlarından biri daha var. O da trenin üzerinde, “Doğu Ekspresi” yazan tabelayı yerinden çıkarıp bir fotoğraf çektirmek. Tabii bunun için öncelikle uzun bir kuyruk sonunda sıranın size gelmesini beklemeniz gerekiyor.
Kars’ı gezmeyi unutmayın
Afiyetle cağ kebapları yedikten sonra kış nedeniyle hava erken karardığından manzara yeniden yok olmaya başlayacak. Bu nedenle yemekli vagonda bir çay içip bu zamanı birlikte yola çıktığınız arkadaşlarınızla veya yeni tanıştığınız arkadaşlarınızla değerlendirebilirsiniz. Yaz dönemi ise Sarıkamış’a yaklaşırken fotoğraf makinelerini hazırlamakta fayda var. Kışın yağan kar ile güzelliğine güzellik katan Kars’a varıldığında ise son 24 saatinizin geçtiği, büyük bir huzur ve mutluluk bulduğunuz tren ile vedalaşmayı unutmayın. Kimi yolcular Kars’ta bir gece kalıp ertesi sabah yine trenle dönmeyi; kimi yolcular ise Kars’ta birkaç gün geçirerek Ani Harabeleri ve Sarıkamış’a yönelik düzenlenen etkinliklere katılıyor.
Talep patladı
TCDD yetkilileri ise Doğu Ekspresi’ne özellikle son 6 aydır inanılmaz bir talep patlaması yaşandığını belirtiyor. Bu nedenle toplamda bir olan yataklı vagon sayısı ikiye çıkarılmış. Önümüzdeki dönemde pulman vagonlarda bir tanesinin daha yataklı veya kuşetli olarak dönüştürülebileceği ifade ediliyor. Bilet bulmaktaki bir sıkıntı da bazı tur şirketlerinin biletleri erken alıp fahiş fiyatlardan satıyor olması. TCDD yetkileri bu konuda da, “Şirketler alıp; yemek, gezi gibi etkinlikleri de ekleyip genel paket satışı yapıyor. Ancak bu da çok bir sayı değil. Genel olarak yoğun talep nedeniyle bilet bulmakta zorluklar yaşanmaktadır” değerlendirmesi yapmakta.
Karslılar memnun
Karslılar trene olan aşırı ilgiden memnun. Doğu Ekspresi, Karslılar için, “Her gün en az 200 turist” demek. Otellerde ciddi bir kalabalık olduğu ifade edilirken önceden yer ayırtmak gerekiyor. Kars’ta kaz eti yenmeden, peynir alışverişi yapılmadan geri dönülmeyeceği gibi detaylar da ele alındığında Kars ekonomisine de ciddi bir kazanç kapısı sağlanıyor. Çünkü Doğu Ekspresi ayda en az 6 bin “turist” demek. Son dönem trenin hızlı tren yolu yapıldıktan sonra kalkacağı dedikoduları ise öncelikle Karslıları, ardından da adeta bilet kuyruğu bekleyen onlarca genci huzursuz etmekte.
47
KENT
Büyükçekmece’nin Tarihine
Işık Tuttular Büyükçekmece’nin tarihini anlatan “Büyük Medeniyetlerin Büyük Kenti Büyükçekmece” isimli kitap TÜYAP 36’ncı Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda tanıtıldı.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün
diye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün yanı sıra Belgesel Yapımcısı Cengiz Özkarabekir, Gazeteci Yazar Yönetmen Ali Murat Güven, Tarihçi Doç. Dr. Arif Kolay, Yazar Haldun Hürel, Yazar Yayıncı Dr. Şefik Memiş, protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Büyükçekmece’nin geçmiş tarihinin gün yüzüne çıktığı kitap katılımcılardan yoğun ilgi gördü.
B
üyükçekmece’nin geçmiş tarihine ışık tutan “Büyük Medeniyetlerin Büyük Kenti Büyükçekmece” isimli kitap, TÜYAP 36’ncı Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda tanıtıldı. Büyükçekmece’nin tarihi ve bilinmeyenleri gün ışığına çıkartan kitap, 9 kişilik uzman bir ekibin Makedonya’ya kadar ulaşan Osmanlı Arşivleri’nden elde ettikleri bilgileri içeriyor. TÜYAP 36’ncı Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı Interexpo Salonu’nda gerçekleşen tanıtım toplantısına Büyükçekmece Bele-
48 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
‘‘Büyükçekmece’nin tarihi tek kitaba sığmadı, iki kitap daha çıkacak’’ Büyükçekmece tarihini ortaya koymanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, ‘’Yaklaşık 500 sayfalık bir kitap ortaya çıktı. 3 bin yıl öncesinden başladık, Cumhuriyet tarihine gittik ve günümüze kadar geldik. Büyükçekmece tarihiyle ilgili bir çalışmaya hocalar girince
bir kitapla anlatılmasının mümkün olmadığını gördük. Şimdi ardı ardına iki kitap daha çıkacak. Biri, Balkan savaşları Çanakkale savaşları ve Büyükçekmece konulu olacak. Bir diğeri ise, Cumhuriyet döneminden biraz daha önce başlayıp Cumhuriyet dönemi ve Cumhuriyet dönemi sonrası bir kesimi anlatacak. Elimizde çok zengin bir malzeme birikti. Osmanlı kütüphanelerine ve değişik arşivlere girince ne kadar zengin bir kara parçası üzerinde belediye başkanlığı yaptığımı gördüm ve duygulandım. Bunları neden daha önce bulup ortaya çıkartmamışız diye de üzüldüm. Bugün çok güzel bir Büyükçekmece tarihini ortaya koymanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çok güçlü bir ekiple çalıştık. Büyükçekmece’nin tarihini artık resmi belgelere dayandıran 500 sayfalık bir kitap kitapçılarda ve değerli kütüphanelerin tamamında yerini almış olacak’’ diye konuştu.
KENT
26 yıl önce katledildi
Adı Avcılar’da yaşatılacak… Avcılar Belediyesi Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, Avcılar’da 26 yıl önce öldürülen Gülsevin Buket Değirmenci’nin adını verdiği Kadın ve Aile Dayanışma Merkezi’ni hizmete açtı.
A
vcılar Belediyesi, Avcılar’da 26 yıl önce iş çıkışı evine dönerken kimliği tespit edilemeyen bir cani tarafından uğradığı tecavüzün ardından öldürülen 5 aylık hamile Gülsevin Buket Değirmenci’nin adını verdiği Avcılar Belediyesi Kadın ve Aile Danışma Merkez’ini Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde hizmete açtı. Açılış törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli ile katledilen Gülsevin Buket Değirmenci’nin ailesi ve çok sayıda kadın katıldı.
“Cinayeti işleyenleri yetiştirenler de biz kadınlarız, bize çok iş düşüyor” Günümüzde yaşanan cinsiyet eşitsizliği ve kadın cinayetlerine değinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, “Bu sadece kızımızın başına gelmiş bir şey değil, maalesef her gün cinayetler işleniyor. Bu cinayet-
lerin bu vahşetin yaşanmaması için önceden ne yapabiliriz bu önemli. Eğitim diyoruz ama nasıl ve kimlere yönelik bir eğitim. Burada kadınlarımıza çok iş düşüyor, sonuçta bu cinayeti işleyenleri de yetiştirenler biz kadınlarız, bizlere çok fazla iş düşüyor” dedi.
“Bu merkezi açmakla mücadelemizi ortaya koyduk” Faili meçhul bir cinayetin üzüntüsünü yaşadığını ifade eden Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli, “25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadelenin uluslararası bir günü. Çok anlamlı bir gün bugün, bizim bu günde daha 20’li yaşlarda, işinden evine dönerken kadın cinayetine kurban gitmiş genç bir hemşerimizin Avcılar’da yaşanmış bu olayda 25 yıldır faili meçhul kalmış cinayetin arkasından aileleriyle birlikte buradayız. Burası özellikle kadına şiddeti, cinsiyet eşitsizliğini önlemek ve kadınların uğramış olduğu bu gibi durumları önlemek, müdahale etmek ve rehabilite edici
faaliyetlerin bulunduğu bir merkezde adının yaşatılması çok anlamlı. Bu kadınlar ölmesinin bir başlangıcı. Bu eşitsizlik ve haksızlıklarla mücadele etmek aynı zamanda bir dayanışmayı da gerektiriyor. Biz bu merkezi açmakla hem mücadelemizi hem de önleyici faaliyetimizi ortaya koyduk” diye konuştu.
“Katili bulunamamış kardeşimin adının burada yaşatılması gurur verici” Yıllar önce cani tarafından katledilen Gülsevin Buket Değirmenci’nin ablası Yasemin Değirmenci ise, “Bu benim ve ailem için çok gurur verici bir olay. 25 yıl boyunca katili bulunamamış kardeşimin en azından adının bundan sonra yaşayacağına tanık olmak ve bu özveride bu kadar değer gördüğünü görmek inanın çok gurur verici, kelimelerle ifade edilemeyecek bir duygu. Hiçbir kadın, hiçbir erkek ve hiçbir canlı bitkisinden insanına hayvanına varana kadar böyle bir acıyı yaşamasın diliyorum” ifadelerini kullandı.
49
Çocukluk hayalini
gerçeğe dönüştürdü Ortağı Gamze Kübra Aydın ile birlikte Duga Organizasyon ve İç Mimarlık Şirketi’ni kuran Duygu Taşkın çocukluğundan beri süs eşyaları ve tasarımlara ilgi duymuş. Şimdilerde ise Kanal D, TV8 ve FOX TV gibi kanalların organizasyonlarını ve dekorlarını hazırlıyor, aynı zamanda kına gecesi, düğün, sünnet ve doğum günü gibi özel günleri unutulmaz zamanlara dönüştürüyorlar.
D
uga Organizasyon ve İç Mimarlık Şirketi’nin kurucularından Duygu Taşkın, kısa sürede yakaladıkları başarının sırrını Dergimiz Kent Life’a anlattı.
“Sosyal medyanın başarımdaki katkısı büyük” Gamze Hanım ile ortak olmadan yani Duga Organizasyon ve İç Mimarlık Şirketi’ni kurmadan önce Duygu Taşkın olarak kendi markamla bu işleri yapıyordum. Sosyal medyanın başarımdaki katkısı büyük oldu. Hesaplarım üzerinden yaptığım paylaşımlar çok beğenilmeye başladı. Bu sayede Kanal D ile de iletişime geçtik. Bir anlamda İşim rast gitti de diyebiliriz. Kanal D ile çalışmaya başladım. Ardından TV8… Şuanda da FOX TV’de başlayacak olan bir yemek programı var. Onun dekorasyonunu biz hazırladık. Gamze Hanımla da üç aydır birlikte çalışıyoruz.
50 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT
‘’Kendi ismimle ayakkabılar tasarlamaya başladım’’ Tekstil üzerine okudum. Organizasyon ile yola devam etmemin sebebi ise görsel zekâmın biraz yüksek olmasıdır. Kendini sürekli geliştiren bir insanım. Sürekli neler yapabilirim diye araştır-
malar yapıyorum. Böyle olunca da devamı zincirleme geliyor. Aynı zamanda kendi ismimle de ayakkabılar tasarlamaya başladım. Tasarımla alakalı her şeyi yapmaya çalışıyorum açıkçası…
‘’Vizyonumuz başarılı bir organizasyon ve iç mimarlık şirketi olmak’’
Organizasyon kazançlı bir iş. Bu aralar en çok kına ve doğum günü organizasyonu hazırlıyoruz. Bu yönde daha çok talep var. Televizyon kanalları ile çalışmak benim için büyük bir avantaj oldu. Yeni yeni fark ediyorum ama fazlasıyla tanınmaya başladım. Sosyal medyadan sürekli mesajlar alıyorum. Hedefimiz gerçekten işimizde başarılı bir organizasyon ve iç mimarlık şirketi olmak. Gamze iç mimar, organizasyon kısmı ise bende. Hedefimizi gerçekleştireceğimizi biliyorum. Buna inanıyorum. Gerçekten böyle bir işle uğraşmak istiyorlarsa gençlerimiz unutmasınlar ki gerçekten emek verdiğinde bir şeyler elde edebilir insan. Ben çok emek verdim’’
‘’Dünya çapındaki organizasyon şirketlerini takip ediyoruz TV kanallarına dekor hazırlamadan önce yapımcılarla görüşüyoruz. Bekledikleri şeyleri söylüyorlar, bir şekilde araştıra araştıra devamı getiriyoruz. Ülkemizde yapılan organizasyon sayfalarına bakmıyorum bile. Ağırlıklı olarak yabancı sitelerden araştırmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Yani dünya çapındaki organizasyon şirketlerini takip ediyoruz.
51
KENT
Ercan Yavuz
ES-SE Ncity yaşam merkezinde açıldı Selver Yavuz ve Esra Çimen’in ortakları oldukları Coiffeur Ercan Yavuz ES-SE Bayan Kuaförü, yeni şubesini NCity yaşam merkezinde hizmete açtı.
6
oda 1 salon ve 180 m2’lik alanda, müşterilerine konforlu ve kaliteli bir hizmet anlayışı sunmayı hedefleyen Coiffeur Ercan Yavuz ES-SE Bayan Kuaförü sahipleri Selver Yavuz ve Esra Çimen, Esenyurtlu kadınların bütün güzellikleri içinde barındıran bir kuaför salonuna ihtiyaç duyduklarını belirterek; “Esenyurt’un gelişmesine bir katkıda biz sunalım istedik” dediler.
“Hızla gelişen bir bölgedeyiz” 11 yıldır kuaförlük mesleğini icra ettiklerini vurgulayan Selver Yavuz ve Esra Çimen: ‘’Esenyurt bölgesinde ES-SE kuaför salonunu kurarak
52 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT
çalışan kadınlara ve ev hanımlarına hitap etmeyi hedefledik. Bu bölgeyi seçmemizdeki amaç hızla gelişen ve kendini yenileyen bir çevre olmasıdır. Selver Yavuz ve Esra Çimen ortaklığı adı altında kurulan işletmemiz, kadınlarımıza kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamak amaçlı kurulmuş bir işletmedir. Salonumuzda en son trendler olan manikür – pedikür spası, nude ve doğal makyaj, Professional makyaj, kalıcı kıl tekniği microbalding, kalıcı oje, shellac doğal saçlar, ambre, sombre, doğal topuzlar, micro kaynak ve de keratin bakım uygulamaları mevcuttur’’.
‘’Müşteri memnuniyeti bizim için her şey’’ ‘’11 yıldır bu mesleği icra ediyoruz. 12 kişilik bir ekip kurduk. Yeni şubemizde tesettür, saç, ağda, manikür – pedikür ve SPA bölümlerimiz mevcut. Yeniliklere açık olduğumuz için manikür - pedikür ve SPA’mız jakuzili ve masajlıdır. Müşteri memnuniyeti bizim için çok önemli. Bu yüzden fiyatlarımız gayet makul ve her kesime hitap edecek
şekilde. Kadınlarımızın talepleri dinledik ve böyle eksiksiz bir şube açmak istedik. Esenyurt’un gelişmesine bir katkıda biz sunalım istedik. Esenyurt’un ve Esenyurtlu kadınlarımızın bütün güzellikleri içinde barındıran bir kuaföre salonuna ihtiyacı
olduğunu düşündük. Bu düşüncemiz daha ilk günden bizi yanıltmadı. Gördüğümüz ilgiden çok memnunuz. Tüm müşterilerimize teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştular.
53
KENT
Sosyal medyada ‘yemleme’ ile
şifre hırsızlığı uyarısı!
Sosyal medyada, virüslü linklerle ele geçirdikleri bazı hesapların şifrelerini değiştirmeyen dolandırıcıların, vatandaşların durumu fark edememesi nedeniyle yeni mağdurlara ulaştığı bildirildi.
D
ijital Marka Stratejisti Kalust Şalcıoğlu, yaptığı açıklamada, “phishing” (yemleme) adı verilen yöntemin, bilinen bir hackerlık faaliyeti olduğunu, İngilizce “password” (şifre) ve “fishing” (oltalama) kelimelerinden türetildiğini belirtti.
tarafından değiştirilmiyor. Hesabın gerçek sahibiyle birlikte şifre hırsızı hesabı ortak kullanıyor. Böylece şifresi çalınan kişinin şüphelenmemesi, sonrasında arkadaşlarını uyarmaması garanti altına alınıyor. Bu yöntemle kısa sürede on binlerce hesap çalınabiliyor.”
Bu yöntemin, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından 2003’te “çağın dolandırıcılığı” olarak tanımlandığını ifade eden Şalcıoğlu, “Sosyal medya öncesi yıllarda yöntem, sadece elektronik posta ve şifre çalınması amacıyla kullanılıyordu. Günümüzde sosyal medyaya da sıçrayan sistem ile daha büyük zararlara yol açabiliyor.” dedi.
Şifre hırsızlarından korunmak için sosyal medya hesapları ile mail şifresinin aynı olmamasını, açılan linkin dikkatle incelenmesini tavsiye eden Şalcıoğlu, site isimlerindeki harf oyunlarına kanılmaması gerektiğini vurguladı.
“Çaldıkları hesabı sahibiyle ortak kullanıyorlar”
Sosyal medya uzmanı Serdar Bağtır ise sosyal medya yöneticilerinin şifre değişimi gibi durumları kullanıcılarına sadece elektronik posta ile haber verdiğini söyledi.
Şalcıoğlu, Facebook ve Twitter şifresi bu yöntemle ele geçirilen kullanıcının listesindeki arkadaşlarına direkt mesaj yollandığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Art niyetli kişilerin mesajlarında ‘Şu yazıyı okur musun lütfen’, ‘Bu ankete senin de katılmanı istiyorum’, ‘Fotoğraflarımızın hepsini bu adrese yükledim’ gibi metinler yazıp, açılan linklerde kişinin hesap şifresini tekrar yazarak giriş yapması isteniyor. Buna kanıp da işlemi yapan kişilerin şifreleri, açılan sahte linke yazılması sonucu çalınıyor. Mağdur olan kişinin hesap şifresi, çalan kişi
54 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
“Üçüncü parti yazılımlarına dikkat”
Bağtır, hesapların çalınmaması için üçüncü parti yazılımlarına çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bazı yazılımlar genelde kullanıcılara, mecraların yapılmasına izin verilmeyen özellikleri vadeder. Kısa sürede çok sayıda takipçi kazandırmak, takip etmeyi bırakanların listesini görmek ya da son 3 aydır ileti atmamış kullanıcıları listelemek gibi vaatler karşılığında üçüncü parti yazılımına şifreniz ile girmeniz istenmektedir. Tehlikeli süreç ise bundan sonra başlıyor. Hesabınızdan sizi takip eden kullanıcılara özel mesaj göndererek, aldatıcı
KENT ve harekete geçirici bir metin ile bir linke tıklamaları önerilir. O linke tıklandığında sistem listesine o hesapları da kurban olarak ekler.” değerlendirmesinde bulundu. Sosyal medyada olmayan bir özelliği yapmayı vadeden ek uygulamalardan mutlaka uzak durulmasını tavsiye eden Bağtır, özel mesajlara da çok dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi. Bağtır, özellikle kullanılan mecranın yönetiminden gelmiş gibi görünen söz konusu mesajlara itibar edilmemesini isteyerek, “Bir sosyal medya mecrası, kullanıcısına özel mesaj göndermez ve şifresinin değiştirildiğini bu şekilde haber vermez. Eğer gerçekten böyle bir işlem olursa, o mecraya daha önce kaydettiğiniz adresinize mail gelecektir. Birkaç basit kural ile hesabını korumanız mümkün olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Facebook hesabınızı çalan kişi eğer hesabınızın bağlı olduğu e-posta adresini değiştirmediyse işiniz gerçekten çok kolay. Bunun için ‘https://www.facebook.com/ hacked’ linkinden ‘Hesabım bir başkasının eline geçti’ adımını takip etmelisiniz. Facebook’un sizi tanıyabilmesi için karşınıza çıkan sayfada e-posta adresinizi, telefon numaranızı, kullanıcı veya adınızı soyadınızı, yani giriş yaparken kullandığınız bilgileri girin. Ardından ‘ara’ butonuna tıklayın. Karşınıza gelen sayfaya Facebook hesabınızın çalınmadan önce kullandığınız şifreyi veya eski zamanlar içerisinde kullandığınız bir şifreyi yazın.
“Kişisel bilgisayar veya telefonun tanımlanması önemli” Dijital medya uzmanı Huzeyfe Erdinç de sosyal medya hesaplarının art niyetli kişiler tarafından ele geçirildiği takdirde yapılması gerekenlerden bahsetti. Bu durumda ilgili sosyal medya “destek” (support) sayfasından şikayetlerin belirtilmesi ve kimlik fotoğrafının yetkililere gönderilmesi gerektiğini anlatan Erdinç, çalınan hesaba bu yolla erişilebileceğini belirtti. Erdinç, kişisel bilgisayar veya telefonun sosyal medya mecrasına tanımlanmasının önemli olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
E-posta adresiniz değişmediyse şifrenizi sıfırlamak için kayıtlı olan söz konusu adresini kullanabilirsiniz. Eğer tercihiniz e-posta ile sıfırlamak ise Facebook tarafından sizin mail hesabınıza bir kod gönderilecektir. Kodu girdikten sonra yeni şifre belirleyerek hesabınızı tekrar kullanabileceksiniz.”
55
KENT
İkinci el araçta ‘kilometre’ oyununa son
İkinci el araçların muayene tarihi ve kilometresine ilişkin bilgiler, PTT’nin HGS ve PTTBank mobil uygulamaları aracılığıyla öğrenilebilecek.
U
laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü ile PTT AŞ arasında imzalanan “Bilgi Paylaşımı Esaslarının Düzenlenmesine Dair Protokol” kapsamında ikinci el araçların muayene tarihi ve kilometrelerine ilişkin bilgiler, PTT’nin HGS ve PTT Bank mobil uygulamaları aracılığıyla anında öğrenilebilecek.
kurumun mobil uygulamalarına plaka veya şase numarası girilerek 5 lira bedelle bakılabilecek. PTTBank müşterisi olmayanlar ise söz konusu bilgilere, üyelik zorunluluğu olmadan HGS uygulamasından ulaşabilecek.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, Bakanlık Müsteşarı Suat Hayri Aka ile PTT AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kenan Bozgeyik tarafından “Bilgi Paylaşımı Esaslarının Düzenlenmesine Dair Protokol” imzalandı. Protokol kapsamında, araçların muayenesi sırasında sisteme girilen kilometreleri, en güvenilir ve doğru bir şekilde öğrenilebilecek. İkinci el araç alacak vatandaşlar, kilometre ve araç muayene bilgilerini PTT AŞ tarafından geliştirilen ve HGS yüklemelerinin online yapıldığı HGS Android, HGS IOS ile bankacılık işlemlerinin yapıldığı PTT Bank mobil uygulamalarından öğrenebilecek. Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğünce PTT ile paylaşılacak verilere,
Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Genel Sekreteri Niyazi Berktaş, yaptığı açıklamada, ikinci el araç satışlarında kilometre sıfırlanması konusunda çok sayıda mağ-
56 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
“Vatandaş kandırılmadan aracını alabilecek”
duriyetin yaşandığını söyledi. Konuya ilişkin şikayet sayısının her geçen gün arttığını belirten Berktaş, bazı ikinci el araç satıcılarının kilometreyi sıfırlayarak, daha düşük kilometreli aracı yüksek fiyata sattıklarını, durumun fark edilmesi üzerine açılan davaların da uzun sürdüğünü bildirdi. Berktaş, ikinci el araçlarda TRAMER sorgusuyla hasar kaydının öğrenilebildiğine işaret ederek, PTT AŞ tarafından sunulacak hizmetle artık araçların gerçek kilometrelerinin de öğrenilebileceğini, böylece vatandaşın kandırılmadan aracını alabileceğini kaydetti.
KENT Esenyurt Belediye Tiyatrosu’ndan
zirveye uzanan bir başarı hikayesi Kanal D ekranlarında yayınlanan Güneşin Kızları dizisi ile tanınan ve şimdilerde Söz dizisi ile büyük beğeni toplayan başarılı oyuncu Tolga Sarıtaş’ın Esenyurt Belediye Tiyatrosu’nda başlayan ve zirveye uzanan biyografisi
S
öz dizisini Yavuz Komutan’ı Tolga Sarıtaş kimdir? Dizi projelerinin aranan yüzlerinden olan Sarıtaş, Güneşin Kızları dizisindeki rolü ile oldukça beğenilmiştir. Ekranların genç ve yetenekli oyuncularından Tolga Sarıtaş’ın hayatı merak ediliyor. Peki, Tolga Sarıtaş kaç yaşında ve nerelidir? İşte, Tolga Sarıtaş’ın biyografisi... Tolga Sarıtaş, 30 Mayıs 1991 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir ve aslen Sivas’lıdır. Lise eğitimini Halil Akkant Lisesinde tamamlamış, üniversite eğitimi ise Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümü okuyarak devam ettirmektedir. Genç yaşlarından itibaren oyunculuk anlamında kendini geliştirmeyi hedefleyen Sarıtaş, Esenyurt Belediye Tiyatrosu ve Tiyatro Zeytindalı kadrolarında oyunculuk eğitimi alarak çeşitli oyunlarda kendisini
Tolga Sarıtaş
gösterdi. Sonrasında ise yakışıklılığı ile de insanların ilgisini çekmeyi başaran Sarıtaş, kısa zaman içerisinde profesyonel kariyerine imza attı. 2009 yılında yabancı bir yönetmenin çektiği ve kısa bir zaman dilimi içerisinde adından ciddi anlamda söz ettiren Bahtı Kara filmi ile birlikte ilk beyazperde projesine çıkmayı başardı ve bu anlamda yapımcılara ve izleyicilere kendisini gösterdi. Arada geçen zaman dilimi içerisinde küçük çaplı ve bölümlük roller ile birkaç farklı dizi ve filmde kendisini gösteren Tolga Sarıtaş, 2013 yılında 20 Dakika dizisi kadrosuna girmiştir ve bu dizide yine geri planda olmasına rağmen yapımcıların dikkatini üzerine çekmeyi başarmıştır. Oyunculuk kariyerinde atmış olduğu en büyük adım büyük ilgi ile izlenen Muhteşem Yüzyıl adlı diziye başrol oyuncusu olarak girmesi ile atılmıştır. Bu dizi ile birlikte Türk televizyonlarında tanınmış ve herkesin
beğenisini kazanmıştır. Halit Ergenç, Vahide Perçin gibi usta isimler ile birlikte rol aldığı dizide Şehzade Cihangir karakterine hayat vermiştir. Bu dizide ki başarısının ardında 2015 yılında iddialı olarak ekranlara gelen Güneşin Kızları adlı dizide de başrol oyuncusu olarak rol aldı. Genç yaşına rağmen kısa bir zaman dilimi içerisinde adından çok ciddi anlamda söz ettirmeyi başaran ve fark yaratan Tolga Sarıtaş, aldığı ödüller ile birlikte oyunculuk dünyasının genç yaşta en başarılı isimlerinden birisi olmuştur. 2016 - 23.İTÜ EMÖS Başarı Ödülleri - En İyi Erkek Oyuncu 2016 - Ankara Hukuk Ceride-i Kantar - En İyi Erkek Oyuncu 2016 - Sabancı Üniversitesi Lacivert Ödülleri - En İyi Erkek Oyuncu Tolga Sarıtaş, bugünde izleyici karşısına Söz dizisinin başrol oyuncusu cesur üsteğmen Yavuz karakteri ile çıkmaktadır.
57
AYD’den Kur Riskine Karşı KENT
Çözüm Önerisi
H
ulusi Belgü yaptığı açıklamada; “Son aylarda kurlarda gözlemlenen dengesiz hava, yalnızca perakendecileri değil, AVM yatırımcılarını da etkisi altına alıyor. Perakendeci AVM’lere kira ödüyor, yatırımcılar ise bankalara döviz ile borçlanıyor. Bu çerçevede, kurlarda yaşanan en ufak bir dalgalanma zincirleme bir etki ile tüm organize perakende sektörünü etkisi altına alarak, olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Türkiye’de yerli ve yabancı alışveriş merkezleri ve yatırımcılarının tek çatı kuruluşu AYD olarak, sektörün yaşadığı sıkıntıların farkındayız ve bu noktada perakende sektörünü yatırımcılar, bankalar, markalar, üreticiler, tedarikçiler ve çalışanları ile ayrılmaz bir bütün şeklinde değerlendiriyoruz” dedi. Belgü sözlerine şöyle devam etti: “Kamuoyunu bu konulardan en çok kiraların dövizle ödenmesi meşgul ediyor. Her ne kadar 5 yıllık ve 10 yıllık geçmişlere baktığımızda döviz hep, enflasyondan daha düşük artış gösterse de son üç senedir bölgemizin ve ülkemizin içinde bulunduğu jeopolitik gerçekler sebebiyle yaşanan ani hareketlilik hem perakendecilerimizi hem de alışveriş merkezi yatırımcılarımızı rahatsız ediyor. Türkiye’nin bir diğer gerçeği de alışveriş merkezlerinin kullandığı banka kredilerinin yabancı para birimiyle fonlanması… Bu fonlamanın döviz ile olmasının sebebi alışveriş merkezlerinin bir tercihi değil; 5-10 yıl gibi uzun vadeli kredilerin fonlamasının yurt dışı kaynaklardan yapılması... Şu anda Türkiye’deki alışveriş merkezi yatırımları yaklaşık olarak 55 milyar dolarken, bu yatırımların %30’u, yaklaşık 17 milyar dolarlık bütçe ile yabancı yatırımcılar tarafından yapıldı ve Türkiye’ye son yıllarda giren direkt yabancı sermayenin %10’u alışveriş merkezleri vasıtasıyla girdi.” Belgü, olası risklerin önlenmesinde sektör paydaşlarının tümünün elini taşın altına sokmalarının öneminin altını çizerek; “Ülkemizin artık bir gerçeği haline gelen döviz kurlarındaki ani yükselişler için gelişen, büyüyen ekonomimizde felaket tabloları çizmek yerine mevcut şartlar içinde teşhisi doğru koymak ve gerekli önemleri almak hepimizin görevidir. Bizler, sektörün önde gelen temsilcileri olarak, devletimizin ve bankalarımızın da desteği ile kur riskini paylaşıp; bu soruna el birliği ile bir çözüm getirelim; ekonomimizin selameti ve sektörümüzün sürdürülebilir büyümesi yönünde ortak bir adım atalım düşüncesindeyiz. Bu kapsamda, hazırladığımız ‘Stratejik Kur Riski Paylaşım Modeli’ni ve bu çerçevedeki önerilerimizi sektörümüz ve kamuoyu ile paylaşıyoruz” yorumunda bulundu.
“Kısa vadede kur riskinden korunmayı, uzun vadede kiralarda TL’ye geçişi sağlayacak modeller üzerinde çalışıyoruz” 58 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hulusi Belgü, döviz kurlarındaki yükseliş ile birlikte sektörün karşılaşabileceği olası risklerin etkisini en aza indirmek amacıyla tüm paydaşlara ve perakende sektörüne nefes aldıracak çözüm önerilerini paylaştı. Her alışveriş merkezi ve perakendeci bütçelerini yaparken dövizdeki hareketlilik için çeşitli öngörülemeyen giderler bütçeliyor. Bu bütçelerin zarar oluştuktan sonra kullanılması yerine önlem almak için kullanılması daha doğru olacaktır görüşündeyiz. İşte bahsettiğim ‘Stratejik Kur Riski Paylaşım Modeli’ de devletimizi ve bankalarımızı yanımıza alarak kalıcı çözümler planlamamız üzerine kurulu... Bugün Türkiye’deki tüm bankalar ‘future ve option’ hizmetleri vermekte. Bizim de önerimiz ve üstümüze düşen devletimizin de desteği ile maliyetleri Banka, Perakendeci ve Alışveriş Merkezi yatırımcısı olarak bölüşerek önlem almaktır. Bu sayede baştan bazı maliyetlere beraberce katlanarak 5 yıllık bir planlama yapabilir; karşılaşılacak maliyetleri önceden belirleyip paylaşarak olası sorunların önüne geçebiliriz.
“Kiralarda TL’ye Geçmek Hayal Değil”
Hulusi Belgü bu model ile AVM kiralarında TL’ye geçmenin hayal olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Ortaklaşa yapılacak olan bu planlamanın sonrasında kiraların TL ile ödenebilmesi için kademeli olarak alışveriş merkezlerinin Türk Lirası ile kredilenmesi için çalışma yapılmalı ve sonrasında bu kademelendirme kiralara da yansıtılmalıdır. Bunlar yapılırken tabii ki ülkemize milyarlarca dolar yatırım yapan yabancı yatırımcıların da kayba uğramamaları için önlem alınmalı. Güçlü ekonomimize güvenerek yatırım yaptığı ülkemizde yaptığı yatırımı geri alması için kur kaybına karşı yine banka ve devletimizin yardımına ihtiyacı olacaktır. Peki o halde ne yapmamız lazım? Tüm taraflar olarak yapıcı ve çözümleyici somut adımlar için ilgili tarafların diyaloğu sürdürmesini sağlamamız lazım. Peki ne yapmamamız lazım? İletişimi kullanarak pozisyon sağlamak adına her ortaya çıkan problemde kamuoyunu ve tüketiciyi ürkütecek açıklamalarla ülkemizdeki Türk ve yabancı yatırımcıyı ayrım yapmadan ürkütmemek lazım. Bu sektörü beraber büyütmemiz lazım.
Bulaşık yıkamak
KENT
ömrü uzatabilir
Araştırmacılar, çamaşır ve bulaşık yıkmak gibi günlük işlerin, potansiyel olarak sağlığı geliştiren etkilere sahip olduğunu ve ölüm riskini önemli ölçüde azaltabildiğini belirtti.
“J
ournal of the American Geriatrics Society” dergisinde yayımlanan çalışmada, ABD’nin Buffalo Üniversitesinden araştırmacılar, çamaşır ve bulaşık yıkamak gibi günlük işlerin, potansiyel olarak sağlığı geliştiren etkilere sahip olduğunu ve ölüm riskini önemli ölçüde azaltabildiğini belirtti. Araştırmaya, yaşları 65 ve 99 arasında değişen 6 bin kadın katıldı. Araştırmacılar, katılımcıların fiziksel aktivitelerini hareket algılayıcı cihazlarla bir hafta boyunca izledi. Sonraki süreçte doktorlar, katılımcıların sağlık durumunu üç yıl boyunca takip etti. Çalışmanın sonucu, günde en az 30 dakika fiziksel aktivitede bulunanlar arasında ölüm oranının, çoğunlukla
hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olanlardan yüzde 12 az olduğunu ortaya koydu.
Bir saat aktivite yaşam süresini yüzde 39 artırıyor Çalışmada, günde bir saat yapılan aktivitenin, ortalama yaşam süresini yüze 39 artırdığı bildirildi. Çalışmayı yürüten ekibin lideri Michael LaMonte, “Güncel halk sağlığının ilkeleri, fiziksel aktivitenin, sağlığa yararlı olması için en az orta ya da yüksek yoğunlukta olmasını gerektirir. İlk kez yaşı ileri kadınlar üzerinde yaptığımız çalışma, önerilenin altında fiziksel aktivite seviyesinin bile sağlığa faydalı olduğunu gösterdi.” dedi.
59
Hafta sonu tatili için
İstanbul’a yakın
10 yer
Zaman zaman trafiği, gürültüsü, kalabalığından şikayet etsek de İstanbul yine de dünyanın sayılı şehirlerinden biri. Uğruna nice şiirler yazılan, çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu şehirden uzaklaşamamamızın nedeni de bu olsa gerek. Ancak hafta sonu rahat bir nefes almak hepimizin ihtiyacı. İstanbul’a oldukça yakın tatil yerleri...
Bolu Abant Gölü, Gölcük ve Yedigöller İlkbahar, yaz, sonbahar, kış Bolu’nun güzel ormanları, gölleri her mevsim bir harika. Birçok milli parkı sınırlarında barındıran Bolu’da Abant gölü, Yedigöller, şirin Gölcük gölü doğa ile iç içe güzel vakit geçirilebilecek yerler.
Yalova Çok da uzaklara gitmeyip güzel mini bir tatil yapılmak istendiğinde Yalova, İstanbul’un hemen yanı başında. En sıcak günlerde bile serinleten doğası ve termal kaplıcalarından faydalanılabilecek birkaç otel de Yalova’da mevcut. İstanbul’un stresinden uzaklaşmak bir adımlık mesafede...
Sapanca Kocaeli ve Sakarya sınırındaki Sapanca gölü ve civarındaki yerler İstanbul’a bir saatlik mesafede tatil ortamı yaşayabileceğiniz yerler. Birçok beş yıldızlı ve butik otelin de bulunduğu Sapanca’da doğa ile iç içe vakit geçirip tamamen deşarj olmanız mümkün.
60 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT
Bursa: Cumalıkızık, Misi, Trilye, Uludağ, Gölyazı, İznik Gölü Bursa çevresinde görülesi birçok yer var. Sadece kışın değil her mevsim güzel olan Uludağ, eteklerindeki Osmanlı köyleri Cumalıkızık ve Misi, adeta bir kuş cenneti olan Gölyazı, tarihi Rum kasabası Trilye, güzel İznik gölü... Şöyle kısa bir tatilde veya bir hafta sonu rotayı Bursa’ya doğru çevirip, güzelliklerini keşfedip, keyifli vakit geçirilecek yerler...
Edirne Osmanlı devletinin başkentlerinden Edirne, tarih ile iç içe vakit geçirip nadide eserleri ziyaret etme fırsatı bulabileceğiniz bir yer. Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Cami, diğer tarihi camileri, külliyeleri, Kırkpınar er meydanını gezebilir; Tunca ve Meriç nehirlerinin üzerindeki taş köprülerden geçip nehir kıyılarındaki çay bahçelerinde Meriç’e doğru dalıp gidip çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Kıyıköy ve Kastro Karadeniz kıyısındaki Kıyıköy ve Kastro İstanbul’a yaklaşık iki buçuk saat uzaklıkta. Sakin bir balıkçı köyü olan Kıyıköy’e özellikle bahar aylarında gidildiğinde sakinliğin ve huzurun tadı çıkartılabilir, tazecik balıklarının tadına bakılabilir. Kıyıköy yakınlarındaki Kastro ise Çamlıköy Tabiat parkı içinde yer alıyor. Yapılaşmadan tamamen uzak olan Kastro’da yeşille mavinin birleştiği sahilde doğa ile baş başa olmanın tadını çıkartabilirsiniz.
Eskişehir Bir tarafta Odunpazarı’nda tarihi evleri, müzeleri, biraz ilerisinde Porsuk çayı ve hatta çayda binebileceğiniz gondollar, koskocaman Sazova Parkı ile Eskişehir çok renkli bir şehir. İstanbul ve Ankara’dan hızlı tren ile ulaşması da çok kolay. Öyle ki, bizler gibi hızlı trene atlayıp, günübirlik bile gidebileceğiniz bir yer.
Ayvalık ve Cunda Huzur dolu sokaklar, deniz kıyısına kurulmuş şahane sofralar, nefis manzaralar; büyük şehirlerin stresinden kurtulup kafa boşaltmak için Ayvalık ve Cunda’da her şey var. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında henüz kalabalıklar gelmeden rotayı buralar çevirmeli ve sakinliğinin tadı çıkarılmalı...
Yeşilyurt köyü, Assos, Adatepe köyü ve Kazdağları Oksijen deposu Kazdağları’nda Yeşilyurt köyü gibi, Adatepe köyü gibi taş evlerle bezeli turistik köyler var. Aradığınız huzursa buralarda onu kesinlikle bulabileceğinizden emin olabilirsiniz. Yeşilyurt’un hemen yanındaki Assos’a da gidebilir, Ege denizinin tadını çıkartabilir veya bir rehber eşliğinde Kazdağları’nın müthiş doğasını keşfedebilirsiniz.
Bozcaada İster merkezdeki çay bahçelerinde, cafelerde, restoranda adanın güzelliğinin tadını çıkartın; ister bisiklet veya araba ile ada çevresini boylu boyunca dolaşın. Ayazma plajı, Polente feneri ve rüzgar gülleri, ada boyunca sıralı bağlar... Bozcaada gezinizi nasıl geçirirseniz geçirin,dönüşte kalbinizin bir parçasının bu şirin adada kalacağından emin olabilirsiniz...
61
KENT
İstanbul
10 ayda 9 milyon
yabancı turist ağırladı
Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan turizm istatistikleri raporuna göre, yılın ilk 10 ayında İstanbul’a 9 milyon 120 bin 248 yabancı turist geldi. İstanbul’u en çok 862 bin 453 kişiyle Almanlar ziyaret etti, bunu İranlılar takip etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan turizm istatistikleri raporuna göre, yılın ilk 10 ayında İstanbul’u 9 milyon 120 bin 248 yabancı turist ziyaret etti.
62 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
KENT
B
akanlık tarafından, Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik, Tuzla, Zeytinburnu, Ambarlı ve Karaköy limanlarından alınan veriler ışığında, İstanbul için 2017 yılı ocak-ekim ayları dönemi raporu hazırlandı. İstanbul’a, yılın ilk 10 ayında 9 milyon 120 bin 248 yabancı ziyaretçi geldi. Geçen yılın aynı döneminde 7 milyon 866 bin 433 olan yabancı ziyaretçi ile karşılaştırıldığında İstanbul’a gelen turist sayısında yüzde 16 artış gerçekleşti. İstanbul’u sadece ekim ayında 1 milyon 122 bin 266 yabancı ziyaret ederken, bu ayda geçen yılın aynı dönemine göre de yüzde 42’lik artış yaşandı. İstanbul’a Ekim 2016’da 790 bin 951 yabancı ziyaretçi gelmişti.
Havayolu ile gelişte yüzde 16 artış Raporda, 2017 Ocak-Ekim döneminde İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısı, 2016’daki rakamları aşarken 2015’in aynı dönemindeki 10 milyon 774 bin ziyaretçi rakamına çok yaklaştı. İstatistiklere göre, geçen yılın ocak-ekim aylarına göre havayolu ile geliş yüzde 16,4 artarken, denizyolu ile geliş yüzde 52,7 azaldı. 2016’da İstanbul’a havayolu ile 7 milyon 814 bin 521 yabancı turist gelirken, 2017’de bu rakam 9 milyon 95 bin 681’e yükseldi. Denizyolunda ise geçen yıl 51 bin 912 olan gelişler 24 bin 567’ye geriledi. İstanbul’da en fazla yabancı yolcunun ayak bastığı Atatürk Havalimanı’ndan 7 milyon 164 bin 701 turist geçti. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan ise 1 milyon 930 bin 980 yabancı ziyaretçi İstanbul’a giriş yaptı.
En çok Almanlar geldi Bu yılın 10 ayında gelen yabancı konukların milliyetlere göre dağılımlarına bakıldığında, İstanbul’u 862 bin 453 kişiyle en çok ziyaret edenler Almanlar oldu. Almanlar toplam yabancı ziyaretçiler arasında yüzde 9,5’lik dilimi oluşturdu. 2016’da İstanbul’a gelen 886 bin 329 Alman ziyaretçi sayısıyla kıyaslandığında ise bu dönemde yüzde 2,7’lik azalma yaşandı. İstanbul’u en çok ziyaret eden diğer yabancı turistler ise sırasıyla 734 bin 739 kişiyle İranlılar, 505 bin 487 kişiyle Suudi Arabistanlılar, 454 bin 872 kişiyle Iraklılar ve 407 bin 771 kişiyle Ruslar oldu. Listenin 6. sırasında ise 325 bin 122 kişiyle İngilizler, 7. sırasında 317 bin 416 kişiyle Fransızlar ve 8. sırada da 248 bin 274 kişiyle Amerikalılar yer aldı.
Rus turist sayısı yüzde 64 arttı Rusya’dan gelen turist sayısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 64,6 artış gözlendi. İstanbul’a Rusya’dan geçen yıl ocakekim döneminde 247 bin 743 ziyaretçi gelmişti. Öte yandan, hali hazırda 173 bin 3 kişiyle listenin 15. sırasında bulunan Çinli turist sayısında, geçen yılki 127 bin 906 olan ziyaretçi rakamıyla kıyaslandığında, yüzde 35,3’lük artış görüldü. Arap ülkelerinden 2 milyondan fazla turist geldi Raporda, son üç yıllık dönemde Arap ülkelerinden İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçilerin istatistiklerine de yer verildi. Arap ülkelerinden 2015 Ocak-Ekim dönemlerinde, 2 milyon 179 bin 731, 2016’da da 1 milyon 678 bin 909 ziyaretçi gelirken, 2017’de bu rakam 2 milyon 270 bin 731 kişi oldu. Arap ülkelerinden İstanbul’a ziyaretlerde geçen yıla kıyasla yüzde 35’lik artış yaşandı. Arap ülkeleri, toplam ziyaretçilerin yüzde 24,9’unu oluşturdu.
63
Sosyal medya
psikolojimizi bozdu Son dönemde gittikçe artan sosyal medya ve internet kullanımı nedeniyle psikolojisi bozulan tüketicilerin yüzde 43’ü kendini “bağımlı” olarak tanımlıyor.
S
on dönemde gittikçe artan sosyal medya kullanımı ve akıllı telefonların yaygınlaşması, avantajların yanı sıra tüketiciler için bazı dezavantajları da beraberinde getirdi. We Are Social ve Hootsuite tarafından yayınlanan “Digital in 2017 Global Overview” raporuna göre, dünyanın yarısından fazlası artık en az 1 adet akıllı telefon kullanırken, dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisi en az bir cep telefonu sahibi. Gittikçe artan sosyal medya ve internet kullanımı nedeniyle psikolojisi bozulan tüketicilerin yüzde 43’ü kendini “bağımlı” olarak tanımlıyor. Bilinçsiz internet kullanımı yüzünden, gelişmeleri kaçırma korkusu, sosyal çekilme, fake titreme gibi psikolojik rahatsızlıklar zirve yaparken, Türk gençlerinde internet kullanımı yüzde 90’lara ulaştı. Dünya genelinde web trafiğinin yarısından fazlasının artık cep telefonundan geldiği bildirilen raporda, dünya nüfusunun beşte birinden fazlasının son 30 gün içinde alışveriş yaptığı bildirildi. Aynı raporda Türkiye’ye ilişkin verilere de yer verildi. Yılın başında yayımlanan rapora göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 60’lık penetrasyonu internete bağlanıyor. Türkiye’deki mobil kullanıcı sayısı 71 milyonken, sosyal medyaya mobilden bağlanan kullanıcı sayısı ise 42 milyon olarak açıklandı.
64 Ocak-Şubat 2018 • Sayı 5
Rapora göre Türkiye’deki cihaz kullanıcılarının yüzde 95’i cep telefonu sahibi ve yüzde 75’i akıllı telefon kullanıyor. Dizüstü ve masaüstü bilgisayar kullanımı yüzde 51 oranındayken, kullanıcılar gün içerisinde ortalama 7 saatini bilgisayar karşısında, 3 saatini telefon üzerinden internete bağlanarak ve 3 saatini sosyal medya platformlarında geçiriyor. TV karşısında geçirilen vakit ise ortalama 2 saat olarak açıklandı.
“Gençler arasında internet kullanım oranı yüzde 90” Türkiye’deki akıllı telefon ve sosyal medya kullanım alışkanlıkları hakkında AA muhabirine açıklama yapan Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Yönetim Kurulu Başkanı Said Ercan, “Türkiye’de genç nüfus sosyal medyayı çok aktif kullanıyor, gençler arasında internet kullanım oranı yüzde 90’a ulaştı.” dedi. “İnternet bağımlılığı artıyor” Ercan, internet bağımlılığının arttığının altını çizerek, “FOMO-Gelişmeleri kaçırma korkusu (fear of missing out), Hikikomori (Elini ayağını çekmek-Sosyal çekilme), Fake Titreme gibi hastalıklar son dönemde zirve yaptı.” ifadelerini kullandı.