1 minute read
Dördüncü Mektup
1 Haziran 322, (14 Haziran 1906) Kuşadast
Sizi unutmak . . . Bunu mümkün mü zannedersiniz kardeşim? İzmir'den ancak dün gelebiliyorum ve hemen , biraz dargınca yazılmış kartınıza cevap vermeye şitaban oluyorum. Eğer buradan gaybubetimi bir özür addetmez, yazamadığımı bir kusur telakki ederseniz, beni affediniz, bunu istirham ediyorum. Sizi temin edeyim ki edebiyatın müstakbel-i serab-aludunda bir gün şüphesiz şa'şaat-ı feyziyle bedidar olacak sizin gibi genç arkadaşlarımla muhabere ederek peyday-ı hatırat etmek, hayatıının en müftehir ümit ve tesellisidir. Sakın zannetmeyin ki bu mükatebeden sıkılıyorum . . . Müsamaha ediyorum. Demek ki Fransızcaya çalışıyorsunuz. Memnun oldum ve tebrik ederim. Cidden müstait ve çalışkan olduğunuzu anlıyorum. Mademki çalışacaksınız, muvaffakıyet muhakkaktır. T eessüfle gördüğümüz birçok müntesib-i edep arkadaşlarımızın vahi hatt-ı hareketlerinden inhiraf ettiğiniz için mesutsunuz. Şimdi hissedeceksiniz; edebiyat nedir, saadet ve refah-ı ruh nedir ve ne kadar nuşindir. . . Manasız beyitlerin, soğuk kafiyelerin saha-i tenk-i ıztırarında malumatsız, mütalaasız, fensiz, ilimsiz, serseri dolaşanlara, o boşlukta müebbeden mahkum-ı fena ve zeval kalanlara ferda-yı muvaffakıyetinizde o kadar acıyacaksınız ki. . . Belki m üphem bir matem-i merhametle ağlayacaksınız, ağlayacaksınız . . . Mensur ve manzum Fransız müellefat-ı makbulesinin esamisini istiyorsunuz . . . Buna hac et yok kardeşim. Mademki şimdi müptedisiniz nazmı sonraya bırakmak icap eder. Asar-ı mensureye gelince, Guy de Maupassant'ın asar-ı nefisesi kadar açık, sade ya-