16 minute read

Sözcük Dizini

SÖZCÜK DiZiNi

A

Aba-be-duş : ceket omuzda Abus : somurtkan Adem : yokluk Adem-i meşgu l i yet: işsizlik, işi olmama Adet-i ilahiyye: tanrısal gelenek Adiue (Fr.): Hoşça kal, allahaısmarladık Afak-ı d u radur-ı a m a l : ernellerin uzak ufukları Aheng-i yeknesak-ı suküt: düşüşün tekdüze düzeni Ahit-i müteselsile: birbirini izleyen anlar, günler Ahval-i tahrir: yazma durumları, yazma oluşları Akaid-i cezriyye: köktaneilik inanışları (radikalizm) Akamet: kısırlık, sonuçsuzluk Akamet-i tahrir: yazma verimsizliği, kısırlığı Aki l : akıllı Akim : kısır, sonuçsuz Alel-ıtlak: genellikle, rasgele Ali: yüce, ulu A ' m a k : derinlikler Amak: gözpınarları Amellye: işleme, işlem Amerika-yı Cenubi: Güney Amerika A m i l : sebep, işleyen Amme: kamu Amiyyet: halka mahsus Anasır: öğeler

2 1 7

Anat: ince ayrıntılar Anat-ı hayaliyye: düşsel ayrıntılar, imgesel incelikler Anat-ı tahassüsat: duygu incelikleri, duygu ayrıntıları d'Apres nature (Fr.): doğal, doğaya uygun Araf: gelenekler, örtler Ari : ... sız, ayıklanmış, arıtılmış ArzO-yı iptilakarane: düşküncesine istek Asab-ı rakika-i ihtisasat: ince duyguların sinirleri, ince duygular Asar-ı hakikiyye-i edebiyye: gerçek yazın yapıtları Asar-ı mensure: düzyazı yapıtları Asar-ı m üştehire: ün kazanmış yapıtlar, ünlü yapıtlar Ashab-ı kehf: uyuyanlar, yedi uyuyanlar Asman: gök, sema Asrl: çağdaş Asrlleşme: çağdaşlaşma Asrlleştirmek: yorumsal bağlaç Avam: halk Avare: aylak Ayn-ı hikmet: hikmetin ta kendisi Azamet: ululuk

Badlre: zor geçit, felaket Bahçe-i saadet (bağçe-i saadet) mutluluk bahçesi Bahls: söz açan, bahseden Bald: uzak, ırak Bari vukuf: mükemmel vukuf Barid: soğuk, çirkin Bariz: belirli, belirgin Bazir-ı sefil-i ticaret: sefil tecim pazarı Bedaat: güzellik, yenilik Bed_ayi ve mahasin-1 tabiat: doğanın güzellikleri ve eşsizliği

Bedbahti: bahtsızlık Bedidar o l m a k : kendini göstermek Bedihiyyat: açık şeyler, bilinen şeyler Bedii: güzellik, güzel Bedii vicdan: güzellik anlayışı Bediiyyat: güzel şeyler bilimi, estetik Behemehal : elbette, herhalde Belagat: uzdullilik, kusursuz söz söyleme Beletmek: yutmak Beliğ: açık, belli Bende: kul Beste-i elfaz: sözler bestesi, sözlerin müzikalitesi, ses uyumu Beynelm i l e l : uluslararası Bidar: uyanık Bidar etmek: uyandırmak, aydınlatmak Bi-emel: emelsiz, isteksiz Bifalde: yararsız · Bihaber: habersiz Bihayat: yaşamsız, ölü, ölmüş B i h l s : duygusuz Bi-karari: kararsızlık Bilafası l a : aralıksız, kesintisiz Bina etmek: kurmak Bipayan: sonsuz B i rsan (bürsan): ejderha, büyük yılan B itaraf: tarafsız, yan tutmayan Bivefa: vefasız Bürkan: yanardağ B ü rudet-i m ü cessem: somut soğukluk, soğukluk örneği

C - Ç

Ca'liyyet-i m e rasim-kaim : tören yapmacıklığı, törensel yapmacıklık

Cebr-i tabiat: doğa zorlaması Cehren: açıkça, alenen Cem i : çoğul Cemiyet: toplum Cenub-i şarki: güneydoğu Cerihadar: yaralı, yaralanmış Cezir (cezr): kök Cuş-u h u ru ş : sevinç ve uyum C ü n büş-i ebkar: denizierin oynaşması, dalgalanması Çalaki: çeviklik, tezcanlılık

D

Dahl i o l m a k : karışmak, etkilemek, etkisi olmak, baskısı olmak Daire-i ifade: anlatım sınırı Dakıyka-güzar-ı ızdırap: acılı dakikalar geçirme, acılı dakikalar yaşama D'apres nature: doğal, doğaya uygun Darülfün u n : üniversite Deha-yı tahri r : yazma dehalığı, yazma ustalığı Dehr: dünya, zaman, devir Delalet: aracılık, yardım Deli r amikal (Fr. delire amical): dostça sayıklamak Der-ag u ş etmek: kucaklamak Dereke: en aşağı kat Derhatır etmek: anımsamak, anmak Derun: gönül, kalb, iç, insanın içi Deva-yı m ü ru r : küllenme, zamanla iyileşme, zamanın sağaltımı Diğerka m : başkalarını düşünme D i k kat-i m ütesaviyye : aynı düzeyde dikkat, eşit dikkat Div: dev Dua-yı velut: doğurgan dua Düalite (Fr. dualite): ikicilik Düstur: kural

Edat: bağlaç Edebiyat-ı atika: eski yazın Edebiyat-ı cedide: yeni yazın Edebiyat-ı kadi m e : eski yazın Ef'al-i kıyaslye: kurala uygun fiiller Ef'al-i gayr-i kıyasiye: kurala uymayan fiiller Efaül ü tefa ü l : aruz ölçülerinin temeli Elfaz-ı m üteşabihe: benzer sözler E nha-yı zar-zar: inleyen yollar Enin-i m u s i k i : musiki sesleri, müzik Enin-i nevmi d i : umutsuzluk iniltileri Enmuzeç: örnek, tip Esami : adlar Esrari mantık: gizemsel mantık Eş'ar: şiirler Eşhas: kişiler Eşkal-i tetebb u : inceleme biçimleri Etvar: tavırlar, davranışlar Evahir: sonlar, ayın son günleri Evasıt: ortalar, ayın orta günleri Eza-yı his: duygu üzüncü

F

Fac i : acıklı Fahriyye: övünme, övme Faidement: faydalandırma Faik: üstün Faikıyyet: üstünlük Faniyyet-i mutlak: mutlak ölümlülük Fasahat (fesahat): güzel ve açık konuşma, uzdillilik Faziletmend: erdemli Fecaat: acıklılık

Fecr-i evvel : ilk aydınlık Ferda-yı h u z u r : huzur sonrası, geleceğin huzuru Ferda-yı muvaffakıyyet: başarının yarını Fertçi: kişiyi ön planda tutan Fet h i : fetihle ilgili, fetih konusunda yazılan kaside Fevk: üst, yukarı Fikr-i c i d d i : ciddi fikir, ciddi düşünce

G

Gadr-i asap: sinir bozukluğu Gayri ihtiyari: elde olmadan Gayri kabil-I lçtinab: kaçınılmaz Gayri mas n i : uydurma, uyduruk Gayri matbu: basılı olmayan Gayri m e n u s : alışılmamış Gayri mer'iye: geçersiz Gayri müterakip: beklenmeyen Gaşy-i huzuz-ı mesut: mutlulukla kendinden geçen Gaybubet: yokluk Gazel-sera: gazel yazan Girive: çıkmaz yol, zor durum G i rye: ağlama, ağlayış, gözyaşı Golois (goluva): ne olduğu belirsiz, uydurma

H

Hab-ı huzur: huzur uykusu Hace-i evvel : Ilk hoca, Ahmet Mithat Efendi'nin unvanı Hads: sezgi, seziş Haile: dram, trajedi Hakayık: gerçekler Hakayık-ı (hakaik-i) psikoloj i : ruhbilimsel gerçeklikler

Haki : hikaye eden, öyküleştiren Hakikat-ı h i ç i : hiçliğin gerçeği Hakk-ı tahrir: yazı hakkı Hal-i hazır: şimdiki zaman, içinde bulunulan zaman Hall-i m usavver: düşünülen çözümler Hami : koruyucu Handan: gülen, sevinçli Hande: gülüş, gülme Hande-i giryenak: ağlayan gülümseme, ağiatan gülümseme Haslet: insanın huyu Haşmet: heybet, yücelik Hatakar: yanı lan, yanlış yapan Hataya-yı asar: görev yanlışlıkları Hatib-i summ-u ebkem: sağır ve dilsiz hatip Hatm-i kelam: sözü bitirme Havass (havas): duyular Havass-ı hams: beş duyu Hava-yı (heva-yı) nesimi-i vicda n i : vicdanın ılık havası, iyi yaklaşım Havf: korku Havsala-1 kübra: büyiik anlayış Hata-I!!Ud: yaniışiar dolu Hayalat-ı eze l i : sonsuz düşler Hayal-l habide: uyumuş düşler, unutulmuş düşler Hayal-i n i g a r : resim düşleri Hayalperver: düşsever, düşçü Hayatiyyet: canlılık, canlı olma durumu Hay-huy-ı hayalat ve muhalat: düşlerin ve olur olmaz şeylerin vayvayı Hayide: köhne söz Haza i n - i edebiyye: yazınsal hazineler Hemhuzur: huzur verici Hevesat-ı faniye: geçici hevesler Heykel-i mükedder: hüzün yontusu Heyula-yı şek: kuşku korkusu, kuşku tasımı

Heyula-yı ş ü k u h : ululuk tasavvuru, ululuk korkusu Hezeya n : sayıkiama H i kayenüvis: öykücü, hikaye yazarı H i ssedar-ı teessür: kederden pay alma, kedere katılma Hisseyab-ı teessür ve tahassüs: duygulanma ve etkilenme H i ss-i tecessüs: merak duyma Hodgim: bencil H u rafe: yalan, uydurma Huruş etmek: coşmak H u ş u : gönül alçaklığı, alçakgönüllülük Huzuz-ı ruhiyye: ruh rahatlığı H ülya-am i z : kuruntu uyandıran, düşe sürükleyen H ülya-hiz: kuruntu veren H üviyyet-i fi kriyye: düşünce kimliği H üzn-def: sıkıntı gideren H ü zn-i tan i n : vızıltı sıkıntısı, inleyiş sıkıntısı

ı, i iane: yardım için toplanan para, yardım parası ibda: örneksiz bir şey ortaya koyma, yaratı ibram: zorlama, üstüne düşme ibraz-ı i ht i ra m : saygı gösterisi, saygı gösterme ibtilakarane: düşküncesine içtimai nizam: toplumsal düzen, toplum düzeni içtinap: çekinme, sakınma ifade-i kelam: sözle anlatma, sözlü anlatım ifna-yı ten: vücudu yoketmek ifsat etmek: bozmak ihata etmek: çevirmek, çevreiemek ihlas: doğruluk, bağlılık ihtira: buluş ihtiraat: buluşlar ihtiraz etmek: çekinmek, korkmak

ihtlsar etmek: kısaltmak, özetlemek i l ka etmek: bırakmak, atmak ilm-I bed l l : güzellik bilimi, estetik ilm-i menafi-1 ruh : ruhbilim, psikoloji lmtizaç: uygunluk, uyuşma imtizac-ı tablat: tabiat uyuşumu indi: kendince, kendine göre infial: darılma, gücenma lnhlraf: sapma i n h ltat: çökme, düşme lıısicam: bir düziye gitme, düzgün söz söyleme inşat: şiir okuma, şiir söyleme intaç etmek: sonuçlandırmak intlbah:' uyanma, sinirlerin uyanması intiha-yı mutlaka: mutlak son, ölüm intlhab-ı terakip: tamlamaların seçimi intlhal: çalma, birinin yapıtını kendinin gösterme intışar: yayılma iras-ı I l ha m : esin verme irtlca: geriye dönüş, eskiyi isteme irtikap etmek: kötü bir iş yapmak, yiyicilik yapmak isaf etmek: bir isteği yerine getirmek istlab etmek: içine almak lstlare: eğretileme istlbdad-ı lktlsap: edinme zorlaması istinbat-ı efkir: fikir türetme, fikir üretme istlnsah: alıntı lstita l e : uzantı, uzama işaret-ı flkriyye: düşünce belirtileri, düşünce belgitleri iştiha-ı kıraat: okuma isteği, okuma açlığı iştiyak: özleme, şevklenma ltikat: gönülden inanma itisaf etmek: yolsuzluk yapmak izaa-ı vakit: zaman yitirimi izhar etmek: göstermek

Kabalist (Fr. cabaliste): kabala ile uğraşan, cinci, dala· vereci Kabil-i temess ü l : özümsenebilen Katfe-i i h tizazat: bütün titreyişler, titreyişlerin tümü Kaide: kural Kail olmak: boyun eğmek Kam almak: tat almak, haz duymak Ka'r-ı mahviyyet: alçakgönüllülüğün sonu, çok alçakgönüllü olma Ka'ri: okur, okuyucu Kaşane-i saadet: mutluluk yuvası Kavald-i l i s a n i : dil kuralları Kav m i : kavme ilişkin Keder-engiz: hüzün verici Kelbi: köpekle ilgili Kemal-i m e m n u niyet: son derece kıvandırıcılık Kesbetmek: kazanmak Kesb-l Istihkak: hak kazanma Kısm-ı tahrlr: yazı yazma bölümü Kitabet: yazı yazma sanatı Koşmar (Fr. Cauchemar): kabus, karabasan Köprü: Istanbul'daki Karaköy Köprüsü Kudema-yı ehl-i inan: kültür sahibi eskiler Kurun-ı vusta: Ortaçağ Kuvve-1 hayaliyye: düş gücü, imge gücü Küfran: iyilik bilmeme Kütüb-1 tasavvuf: tasavvuf (gizemcilik) kitapları Kütüphane-ı u m u m i : genel kitaplık, halka açık kitaplık

Laye m u t : ölmez, ölümsüz Laylha: tasarı

Leffetmek: eklemek, bağlamak Levn-i mevkiye: yer sıfatı Leyal-i sa'y: çalışma geceleri Leyl: gece Lisan-ı mader-zad: anadili Lisaniyyat: dilbilim Lüzucet: yapışkanlık

M

M a d u n : ast Mahall-i istimal: kullanım yeri Mahamit: övgüler Mahbup: sevgili Mahdudiyet-i fikir: düşünce sınırlılığı Mahirane: ustalıkla Mahkum-ı fena ve zeva l : sonsuz olarak alçaklığa ve geçiciliğe hükümlü olma Mahluk: yaratık M a h m u l : yüklenmiş, yüklenik Mahuf: korkunç, tehlikeli Mahut: sözü geçen, sözleşilen Mahzuz: hoşlanmış Mail: eğik, eğilmiş Ma'kes: yansıma yeri, yansıma M ana-yı a m i k : derin anlam, anlam derinliği Mana-yı enzar: bakışların anlamı M ana-yı eşkil: biçimlerin anlamı M araz-ı tahassüs: duygulanma hastalığı Marazi: hastalıklı Maraziyyet: hastalıklar bilimi, pataloji Masnu: sanatla yapılmış, güzel yapılmış, ustalıkla yapılmış Matem-i merhamet: acıma yası Mazhariyet: elde etme

Mebadi: ilkeler Mebder: başlangıç Mebhut: sessiz Mebni: ...... den dolayı Mecmua-1 M ua l l i m : o yıllarda yayımlanan bir dergi Mecmu u : toplamı Med: yükselme Mefkurev i : ülküsel Mefsedet: bozgunculuk Mefu l : tümleç Mehaz: kaynak Mehcur: unutulmuş, uzaktaşmış Mekitlb-1 Aliye: yüksekokullar Melal : sıkıntı, usanma Meluf: alışılmış M e m a l l k-1 Osmanlyye: Osmanlı ülkeleri (ülkesi) Menazır-ı müteakibe ve müteselslle: birbirini izleyen ve sürüp giden görüntüler Mensure: düzyazı Merbut: bağlı Mertebe-1 itlla: yükselme derecesi Mesallk-ü mekitlb-1 edebiyye: yazınsal yollar ve okullar (ekol) Meşahlr: ünlüler Meşbu-ı teessür: hüzün dolu, acı dolu Meşguliyet-l kalblyye: yürek uğraşıları, duygusal uğraşılar. Meşguliyet-l m utazile-1 fikriyye: yadsınan düşüncelerle uğraşılar Meşhut: gözle görülen, izlenebilen Meş h u n : dolu Mevhlbe: bağış Mevsim-i saadet: mutluluk mevsimi, mutluluk zamanı Mevt: ölüm Mevzu-i m ünderecat: içindekilerin konusu Mihrak: odak

M ingayri had: haddi olmayarak, edeb dışı olarak M i'yar: ölçü, ölçek Muadele: denklem Muarra: çıplak, soyulmuş M uazzez: sevgili M u 'f l l : aldatan M u ğ beçe: rrıeyhane çırağı M u h ibb·i edebiyyat: yazın dostu M u haberat-ı nisaiyye: kadınlar arası haberleşme, mektuplaşma M u ha l : olamaz, olanaksız Muhat: çevrili, çevrilmiş M u kaddesat: kutsallıklar, kutsal şeyler Mukallid-i bedayi-perver: güzellikleri sevenleri taklit Musap olmak: musibete uğramak, kötülüğe uğramak Musanna: usta elinden çıkmış yapıt M u s ı r : ısrarlı, ısrar eden Mutal i : kitap okuyan, mütalaa eden Mutavvel: uzatılmış, ayrıntılı yazı Mutemet olmak: güvenilen kişi olmak Muti: boyun eğen Mutmain : içi rahat, huzurlu Muzaf: bağlı M übdi: yaratıcı, yeni bir yapıt koyan Mübtedi: bir işe yeni başlayan, acemi Mücahede: savaşma, uğraşma Müceddit: yenileyici, yeniliksever Müdah i n : içe girmiş M ü d d e i : davacı, inatçı M ü d de-i aleyh: davalı, karşı taraf Müebbeden: sonsuza dek M ü e l l efat-ı makbule: ünlü yapıtlar Müessesat: kurumlar Müessir: etkili, dokunaklı, içe işleyici Müfekkire: düşünme gücü Müfret: tekil

Müfsit: bozguncu Müfteh i r : . övünmeye değer, övünücü Müfteri: kara çalıcı, iftira eden Mükaleme-i tahrir i : yazılı konuşma, yazışma, mektuplaşma M ü katebe: yazışma, mektuplaşma M ü ktesebat: edinilenler, edinilen bilgiler M ülakat: görüşme, konuşma M ü masi l : benzer, eş M ümtaziyet: seçkinlik, üstünlük M ü ndemiç: içkin, içine yerleşik M ünevver: aydın M ü nkal i p olmak: dönmek, dönüşrnek M ü ni r : nuriandıran M ü n k i r : yadsıyıcı, yadsıyan, inkar eden M ü n ş i : biçemi güzel olan M ü nteha: son uç, son kerte Müntehabat: seçki, antoloji Müntesip: ilgisi olan, kapılanmış M ü ptezel : orta malı Müselles: üçgen Müstahkar: aşağılanan, küçümsenen Müstait: istidatlı, yatkın Müsterih : huzurlu Müşahebet: benzerlik Müşahhas: somut Müşahede: gözlem M üşa'şa: gösterişli, şaşaalı Müşebbih : benzetilen Mütalaa: okuma, düşünme Müteaddit: fazla, çok Mütearife: kanıtlanması gerekmeyen söz Müteba h h i r: buğulanan, tütsülenen Mütecedd i t : yenilikçi, yenilik seven Mütefekkir: düşünce adamı M ütefenn i n : fen adamı

Mütehayyil : düş adamı, imgeci Müteka l l i s : kasılan, kasılma Mütelevvin : kararsız, yanar döner kişi Müterafık: birlikte olan, bir aradalık Mütesell i : avunma, avunan Mütevahhiş: korkan, ürken M ütevaffıkane: bir şeye bağlanan, bağlı olan Müteyakkız: uyanık, tetikte Müttehaz: kabul edilmiş, kullanılmakta olan Müzeyye n : süslü Mythomane (Fr.): yalancılık hastası, yalan söyleme hastası

N

Nageh-zuh u r (nagah-zuhur): ansızın ortaya çıkma N a h i v (nahv): sözdizimi Nailiyet: ele geçirme, murada erme Naim : uyuyan Nak i l : anlatan, nakleden Nam-ı m üstear: takma ad Namütenahi: sonsuz Naslr: düzyazı yazan Natıka: düzgün ve dokunaklı söz söyleme gücü Na-yab: bulunmaz Nazar-ı ihtiram: saygı bakışı Nazire: benzek Nazm-ı guya: şiir söyleyen Nefhetmek: üflemek, üfürmek Nekahat: hastalık sonrası zayıflığı Nergisi lisanı : Divan yazınında çok tumturaklı düzyazılar yazan Nergisi'nin kullandığı yazı dili Nesim-i e m e l : emel yeli Netice-i taklit: taklit sonucu Nezih : temiz

Nisyan: unutma Nisyan-ı vefa: bağlılığın unutulması Nişane: belirti, iz Nlyaz etmek: yalvarmak Nouvelle (Fr.): öykü Nükat-ı lafziye: söz nükteleri, söz oyunları

Otağ-ı cem: cem çadırı, içki evi, içki içilen yer

Parodi (Fr. parodie): yansılama, kaba taklit, yansılayarak yapılan alay Patua (Fr. patois): tuhaf ve yapmacık ağız Penah: sığınak, sığınma Perest i ş : tapma Perestişkar-ı edebiyat: yazına tapan kişi Perverde etmek: beslemek Plş-1 hayal: düş öncesi

Raks-ı desatir: kurallar raksı Rasin : sağlam, dayanıklı Raşe: titreme, titreyiş Ratib: düzenleyen, tertipleyen Refik: arkadaş Rehn üma-yı makber: mezar yolu, örnrün sonuna yaklaşım Reji (Fr. regle): tekel Rekaket: kekemelik

Remadet: insan ve hayvan kırımı Revende: gelip gidici, geçip giden Reverie poetique (Fr.): şiirsel düşler kurma, şiirsel sayıklama Reviş: gidiş, biçem, yol Reybi: kuşkucu A i n t : kalender, aldırış etmeyen R i sale-i vahdet-i vücut: varlığın tek oluşunu anlatan kitapçık Rişte-i m uhabere: mektuplaşma dizisi Riyah-ı nCışin-i teşvik: özendirmenin tatlı yelleri R u b ' i : dörtte bir R ü c u etmek: geri dönmek, caymak

Saadet-i sa'y: çalışma mutluluğu, emek mutluluğu Sadegl: süssüzlük, yalınlık Saha-ı tenk-i ıztırar: zorunlu dar alan Sahib-I iktidar: erk sahibi Sah i h : gerçek, doğru Said (sait): yüksek, yukarı çıkan Saik: gösteren, süren Sakıt: düşen, düşmüş Samit: sesi çıkmayan, suskun Sanat-ı i nşai : kaleme alma sanatı, yazı yazma sanatı Sanat-ı tahrir: yazı yazma sanatı Sanayi-i nefise: güzel sanatlar Sarf etmek: harcamak Sarf-ü nahv: dilbilgisi Savtl ahenk: ses uyumu Sa'y: çalışma, emek Saye-l mütalaa: okuma sığınağı Sa'y-ı nihayet-pezir: son bulan emek Sa'y-ı lçtihad: gücü yettiğince çalışma

Sebeb-i hakiki : gerçek neden Seb ü l ürreşat: o yıllarda yayımlanan dinci dergi Sec i : düzyazıdaki uyak Sefih : zevk ve eğlence düşkünü Selika: güzel söyleme ve yazma sanatı Serab-ı i nkılabat: değişimierin serabı Serab- a l u d : serap bulaşmış, seraplı Serair-a l ud ihtisasat: gizli şeyler bulaşmış duygular aşılamak Ser'i : hızlı Serhat: sınır, sınır boyu Serv: servi, selvi Setr-i avret: ayıp yerleri kapama Sevda-yı sanat: sanat sevdası Siga-i c e m : çoğul kipi S i h r-i telk i n : öğreti büyüsü Siklet-i tedris: öğretim yükü Souple (Fr.) esnek, bükülgen Sulta n i : o günlerdeki yeni öğretim yapan lise S u u d : yükselme S ü h u l et-i kalbiyye: yürek yavaşlığı, huzur SükCın-i tehdit-hiz: korkutucu sessizlik, ürkütücü sessizlik SükCıt-1 h ı rm a n : umutsuzluk sessizliği, mahrumluk sessizliği SükCıt-ı payder-ser: sıkıntılı sessizlik S ü l u k : bir yola girme, tarikata girme, bir topluluğa katılma Suret-i tah r i r ve tanzi m : yazma ve düzenleme yöntemi Sürur: sevinç

Şano: tiyatroda oyun yeri, sahne Şayan-ı hayret: şaşkınlık verici, şaşırtıcı

Şayan-ı tetebbü: incelemeye değer Şebap: gençlik Şeb-çerağ-ı d i l : gönül yakıcı gece Şedit: şiddetli Şehka: keskin çığlık Şekl-i harfi : yazı biçimi Şekl-i harici: dış görünüş Şekl-i telaffuz: söyleyiş biçimi Şeniyyet: gerçek, gerçekçilik Şerait: koşullar Şevket: büyüklük Şiar: ayırıcı işaret, ilke Şifayab etmek: sağaltmak, iyileştirmek Ş i iriyet-i h ülya-hiz: düşlere salan şiiriilik Şitaban etmek: acele etmek Şube-i tahrir: yazı bölümü Ş ü m u l l ü : kapsamlı, geniş

Taayyün etmek: belirmek Tab'i: yayımcı, basımcı Tabir: deyim Tabirat-ı malume-i resmiyye: bilinen resmi deyimler Tabiş-i güzar: gelip geçici parlama Taharriyet: araştırma Tahassüs: duygulanma Tahassüsat-ı edebiyye: yazınsal duygulanma Tahassüsat-ı azimet: uğurlama duygulanması Tahavv ü l : değişme Tahkikat: soruşturma Tahmis: bir şiirin iki dizesine aynı ölçü ve uyakla üç dize ekleyerek beş dizeli duruma getirme, beşierne Tahrir: yazma, yazı yazma Tahrir hakkı: yazı hakkı, yazar hakkı

Tahriri: yazılı Tahsil-i ali: yükseköğrenim Takrir: anlatış, aniatma Takti etmek: bir manzumeyi ölçü parçalarına göre ayırıp aralıklı okuma Tamik: derinleştirme Taravet-i har: yıkıntı canlılığı Tarik-i istifade: yararlanma yolu, yararlanma biçimi Tarz-ı tahrir: yazma biçimi, yazma biçemi Tarz-ı tahrir-i has: özel yazma biçimi Tasvirat: betimlemeler Tayf-ı mefhum-ı saadet: mutluluk kavramı tayfı Tazarru: kendini alçaltarak yalvarma Tiziyane-i şevk-u gayret: sevinç ve çaba mızrabı Teakup: birbirini izleme Teamül-i kad i m : eskiden beri yapılageldiği için yasa gibi sağlamlaşan yöntem Tebcil etmek: ululamak, yüceltmek Tebdll-1 hava : hava değişimi Tebdil-i his: duygu değişimi Tebdil-i tabiat: tabiat değişimi (insanda) Teced d ü t : yenilenme Tecrit: soyutlama Tecvit: Kur'an-ı Kerim'i okuma yöntemi Tederrüs: ders alma Tedr i s : ders verme Tedrisat: öğretme, öğretim Teessüs etmek: kurulmak Tefa h ü r : övünme Tefevvuk etmek: üste çıkmak, üstün olmak. Tefrik: ayırım Tehalük: istekle atılım Tehyiç etmek: coşturmak Teka m ü l : olgunlaşma Teka m ü l - i zihniyye: zihinsel olgunlaşma Tekell ü m : konuşma

Tektir: birini kafir yerine koyma, birine k�(dem� Telakki: anlayış, kişisel görüş Telezzüz: zevk alma Telkip olmak: lakaplanmak Temay ü l : eğilim Temessü l : özümseme Tena s ü h : ruh göçümü Tenav ü p : nöbetleşme Tenkidat: eleştiriler Terdif: arkasından gitme, katılma Tere n n ü m : şakıma, bir şarkıyı güzel ve yavaş sesle söyleme Teres s ü m : biçimlenme Terkib-I tavsifl: sıfat tamlaması Tesdi s : bir şiirin beyitlerine aynı ölçü ve uyakla dörder dize ekleyerek her beytin altı dizeye çıkarılması, altılama Teselsül-i kelam: sözün birbiri ardına gelmesi Tesis etmek: kurmak Teskin etmek: sakinleştirmek Tesliye-saz: teselli edici, avutucu Teşbi h : benzetme Teşdit: şiddetlendirme Teşe n n ü ç : buruşma, kas kasılması Teşrik etmek: ortaklaşmak, ortak yapmak Teşvlş: karıştırma, karmakarışık yapma Teşyi: uğurlama Teteb b u : ayrıntılı inceleme Tetkik-i mana-yı elfaz: sözlerin anlamlarinı araştırma Tevakkuf: durma, eğlenme Teva.rüt: arka arkaya gelme, aynı şeyi birbirinden habersiz ortaya koyma Tevllt etmek: doğurmak Tevs i : genişletme Tezayüt: artma, artış Tezyinat: süsleme

Tezyin etmek: süslemek Tıflane: çocukça Tufuliyet: çocukluk Tuti k u ş u : taklit yapan bir papağan Tünd-bad-ı cuŞacuş: coşturan bora

U, Ü

U huvvet: kardeşlik Ukde: düğüm Ulum-i siyasiyye: siyasal bilgiler U lviyyet: yücelik Umde: ilke Usul-i tersi: oymacılık yöntemi Uzviyyet : canlılık Ümmet: bir dille konuşan insanların tümü Üm m i : okuma yazma bilmeyen Üs l u b-ı i nşai : yazı biçemi, yazma biçemi

V

Vabeste: .... bağlı Vahdet: birlik Vahşet-i muannit: inatçı yabanıllık Vasf-ı terkibi: birleşik sıfat Vasl: geniş Vazıh : açık Vaziyet-l edeblyye: yazınsal durum Vazolunmak: konulmak Vefat-ı a n i : ansızın gelen ölüm Vehm (vehim): kuruntu, yersiz korku Vesaik-i edeblyye: yazınsal belgeler Vesaya: vasiyetler Vukuf-ı mutena: özenli bilgiçlik

Yadigar: bir kimseyi ya da olayı anı���D��{�nlıağan Yave: saçma Yek-şek i l : tek biçim

Zade-i tab: şiir Zaflyyet: güçsüzlük Zendosti : kadınlara düşkün olan, zampara Zevk-i tahrik: kışkırtma zevki Zihayat: canlı Zir-i enzar: bakışların altı Zühre-i m ü beşşer: muştucu Çobanyıldızı (Kervankıran)

This article is from: