1 minute read
Sekizinci Mektup
Un gra n d s o m m e i l n a i r Tom be s u r ma vie, Dormez, tan t espoir Dormez, tan t en vie.
Neşidesi benim heyula-yı şükCıhum. . . Benim nakarat-ı ızdırabım! . .
Mektubunuza Ahmet Cemi! Bey diye bir şey yazmışsınız. Valiahi bir şey anlayamadım . Anlayamamakla beraber pek muhtasar yazdığım birkaç satırı izah edeyim ; İzmir'de bulunuyordum , uzaktan belki on metre uzaktan Cemil Beyi gördüm. Rakı içiyor ve pek adi hareket ediyordu. İşte size geçende yazıp da gönderemediğim mektupta bu gibi ahval-i sefihanenin hakikatperest gençlere yakışamayacağından uzun uzadıya bahsetmiştim, sonra kendimi haksız gördüm kardeşim. Ve o satırları yırttım . Şimdi b u basit vaka y ı anladı�·lız ya. . . Artık bahsetmeyelim, zira tanımadığımız bir zattan -velev gayrı şahsi olsun- birden ziyade bahsetmek pek büyük bir abestir. Şu satırları d� mahza merakınızı tatmin için yazıyor ve müteezzi oluyorum . . . İhtiramat ve muhabbetlerimi kabul ediniz. Kardeşiniz: Ömer Seyfettin
S E K i Z i N C i M EKTUP
25 Ağustos 323 (B Ey/ü/ 1907) izmir
Kardeşim, İzmir'e ne vakit geleceksiniz? Ben burada müthiş bir tembel oldum. Elime kalem aldığım yok. Kitap okuyamıyorum. Gaib olan sıhhatimin rüyay-ı