3 minute read
ISLAM GAZETESi
İ S LAM GAZ ET E S İ
Kıbrıs'ta yayınlanan birçok gazete olmasına rağmen, biz burada ikinci gazete olarak İslam gazetesini seçtik. İslam Gazetesi, Kıbrıs Türk Kültür hayatında önemli eserlere imza atan Doktor Hafız Cemal Efendi (Lokman Hekim) tarafından yayınlanmıştır. O, Kıbrıs'ta Türkçe b i r gazete yayınlamaya neden ihtiyaç duyduğunu şöyle anlatmaktadır; "Rumların on dört muntazam ve mükemmel gazete ve matbaalarına mukabil, ancak iki tane gaze t e m i z (Mirat-ı Zaman ve Sünılhat) intişar ediyordu ki o z a m a n yaln ı z hurufatı olan bu gazetelerin matbaa makineleri olmadığından Rum matbaalarında cerideler tab' olunuyordu.
Bilirdim ki, matbuat ruh-ı terakkiye, rehber-i saadet ve ulüvv'-i fikrettir. Bilirdim ki, gazeteler b i rer seyyar mektep-i fazilet, hatib-i kutsiyettir. . . B i rçok Rum gazeteleri yalan dolan şeyler yazarak ahalimizi gitgide Yunanperestiye sevk ediyorlar. Bir taraftan helenizlik büyütülüyor. Diğer cihetten İngilizlere çok meyi vaki oluyor. Bu sayede (Osmanlılık hissiyat-ı ulviyyesi) g ünden g ü n e a h a l i m i z arasında sönüyor . . . Düşündüm ki (İsl a m gazetesi) n a m ı altında bir ceride ve mükemmel bir matbaa küşad edeyim de hem vatandaşlarımın efkarını açayım hem de ahalimizin
b ünyesinde meknun ve mahfuz kalan Osmanlılık hissiyatını uya n d ırayım . . . "
Doktor H a fı z Cemal Efendi , Kıbrıs'a geldikten sonra İngiliz yönetimi nden izin alarak, 1 8 Nisan 1 907 tarihinde İslam adıyla h a ftalık bir gazete yayınlam aya başlamıştır. Kıbrıs Naibi O s m a n Nuri Efendi, İslam gazetesinin çıkışından beş gün sonra durumu İstanbul 'a bildiren bir yazı yazmışt ı r. Böylece, İslam gazetesinin adadan itibaren yayın çizgisi takip edilmeye başlanmıştır. Naib Osman Nuri Efendi'nin gönderdiği birinci sayıyı inceleyen Dahiliye Nezareti yetkililerinin cevabi yazısı da şöyledir; "Mumaileyhi n Kıbrıs'ta neşriyata başlamış olduğu gazeteni n melfu f nüshasında menafi-i hükümet-i seniyyeye dokunur muzır b i r cihet görülmeyip ecza-yı memalik-i şahaneden bir mahalde neşr olunan gazetenin memalik-i saire-i şahaneye külliyem men'i idhali cihetine gidildiği takdirde bazı emsali gibi bilahire tahvil-i lisan ile neşriyat-ı muzırreye ibridar etmesi muhtemel olduğundan şimdilik salif-ül ism gazeteden vürud edecek nüshaların matbuat-ı dahiliye dairesince muayeneye tabi tutulması ve şayet neşriyat-i muzırreyi itiyat ettiği görülürse o vakit külliyen men-i idhali yoluna gidilmesi muvafık-ı maslahat olacağı varid-i hatır-ı acizi olmuş ise de isti'zan-ı muameleye mübaderet kılı d n ı. · " ·
G a z eteyi yay ı nlayan H a fı z Ce m a l 'in en büyük kork u s u ise gazetesine "Jön Türk Gazetesi" denilmesi ihtimali olmuştur. Nitekim, bu durumu hatıralarında şu şekilde i fa de etmiştir; " . . . İslam (Gazetesi)'n i n imtiyazını aldığım halde altı ay yayına geçmeyerek düşüncelere daldım. Doğrusu düşünülecek büyük bir işti bu! Gazetemize "Jön Türk Gazetesi"
SEBAHATII N ŞiMŞiR dediler m i artık geçmiş ola! Hiçbir köye gidemeyecek ve kasabalarda bile yakılacak! Cahillikle doğru orantıda bir de kör tutuculuk var. Dahası, düşüp kalkarken bile, "Padişahım çok yaşa! " (şeklinde) çağıran böylesi bir bağnazlık karşısında; içinde bulunulan ö zg ü rlükten yararlanılarak İstanbul baskıcı yönetiminin yaptıkları vicdansızlıkları ve ezgileri bütün ayrıntıları ile ortaya dökmek elzem; ama Ada' da kim okuyacak ki? Bu türden önemli konuları hemen mi yoksa yavaş yavaş mı yayım la m a l ı ? Diyerek çok düşündüm, en nihayet şu karan verdi m : S o ğ u kkanlı, yansız, özgürlükten yana bir yol izleyeyim . . . "
Bu karar ile yola çıkan Hafız Cemal 18 Nisan 1 907 ile 28 Mayıs 1909 tarihleri arasında İslam Gazetesin i 95 sayı yayınlamıştır. Kapanması devlet tarafından kapatılma ya da maddi imkansızlıklardan değil, H a fı z C e m a l şiddetli eleştirilerden kurtaramadığından, üstelik üzüntüden de rahatsız olduğundan İslam Gazetesini kapatıp, K ıbrıs'tan da ayrılarak İstanbul 'a gitmiştir. 69
69 Turan, O, a.g.e., s. 46-48.