Geniş Açı Fotoğraf Grubu
• Prof. Dr. Sabit Kalfagil • Makro Fotoğrafçılık • Ustalarla Söyleşi Ömer AKPINAR. • Fotoğraf çekerken haklarımız. 1
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
Yayın Türü : Dijital Dergi Yıl : 1 / Nisan 2019 Sayı : 2
İÇERİK
Geniş Açı Fotoğraf Grubu Adına Sahibi Süleyman ÜLKER
4 - Ustalara Saygı.
Yayına Hazırlayan / Grafik Tasarım Yavuz Selim BAYRAK
6 - Makro Fotoğrafçılık.
Kapak Fotoğrafı
10 - Kuş Fotoğrafçılığı.
Serpil KIVRAK
13 - Fotoğraf Akımları.
Para ile Satılamaz (Ücretsiz)
14 - Fotoğrafta Alan Derinliği.
GENİŞ AÇI FOTOĞRAF GRUBU YÖNETİM KADROSU
18 - Pozlama Telafisi Nedir? 20 - Çekiyorum ama nasıl.
Ayşen Turan Aytül Pirci Beral Seçilmiş Ebru Yetim Esin Atar Sağır Faruk Kara Huriye Görsen Leyla Kaya Kyr Maria Nikolava Mehmet Akif Şahin Mehtap Özçelik Minas Çetinkaya Mustafa Küçüktepe Nazan Vefa Nil Nilüfer Özden Mete Sedat Çandır Serpil Bulut Süleyman Ülker Şaziye Kurt Turgay Uykusuz Yavuz Selim Bayrak
22 - Fotoğraf çekerken haklarımız. 26 - Fotoğraf ve Teknik Okuma. 30 - Ustalarla Söyleşi Ömer AKPINAR.
2
4
6 20 22 30
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
BAŞYAZI Merhabalar Fotoğraf Dostları. Dergimizin ikinci sayısında sizlerle birlikte olmanın gurur ve sevincini yaşıyoruz. Dergimizin ilk sayısı Geniş Açı Fotoğraf Grubu üyelerimiz tarafından ilgiyle karşılandı, Facebook fotoğraf gruplarında pek alışılmış bir çalışma olmamasına rağmen gördüğü ilgi bizlerde memnuniyet oluşturdu. Dergimize göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederiz, sizden aldığımız güçle daha iyi çalışmalara imza atma kararlığında fotoğrafçılık yolunda ilerlemeye devam ediyoruz. Sağlıcakla Kalın. Süleyman ÜLKER
3
USTALARA SAYGI Geniş Açı Fotoğraf Grubu
Prof. Dr. Sabit Kalfagil 1934 yılında Elazığ’da doğdu. Konya Lisesi’ni bitiridi fakat bu dönemlerde fotoğrafçılık hakkında bir planı yoktu. Daha sonra İTÜ Mimarlık Fakültesini bitirdi. Bir süre İstanbul Belediyesi’nde çalıştı. Başkan danışmanlığı başkan yardımcılığı ve imar müdürlüğünde çalıştı. Fotoğraf çekmeye 26 yaşında hobi olarak başladı. Anadolu’da yaptığı çalışmalarda Anadolu insanını, Anadolu kültürünü tanıdı ve Anadolu’da birçok yer gezdi. Gezdiği yerlerde fotoğraflar çekti ve bu fotoğraflar birçok ulusal, karma, kişisel sergilerde yayınlandı ve ödüllendirildi. Sabit Kalfagil ilk kişisel sergisini 1972 ve 1988 yıllarında açtı. Birçok konferans, yarışma ve sempozyumlarda juri üyesi olarak görev yaptı. İlk kitabı 1981 yılında yayınlanan Fotoğraf Sanatında Kompozisyon adlı kitaptır. İlk albümünü ise 1988 yılında Fatih Anıtları olarak yayımladı. 26 yaşında başlayan fotoğrafçılık onun için ikincil bir meslek olmuştur ve bu yeteneğini eğitim alanında sürdürmektedir. ilk olarak 1978 yılında Güzel Sanatlar Akademisi, Fotoğraf Enstitüsü’nün kurucuları arasında yer aldı. 1989’a kadar part-time öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1989’da doçent oldu ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Fotoğraf Bölümünde, Belgesel Fotoğraf Sanat Dalı Başkanı oldu. 1993 yılında Kamil Fırat ile birlikte “Işığın peşinde Anadolu” adlı 9 bölümlük bir belgesel hazırladı. 1998’de Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Fotoğraf Bölümüne profesör olarak atandı. Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi, fotoğraf sanatçısı Kalfagil, 2017 Yılında 83 yaşında hayatını kaybetti.
4
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
5
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAF TÜRLERİ
MAKRO FOTOĞRAFÇILIK KUŞ, ÇIÇEK, BÖCEK FOTOĞRAFÇILIĞI Makro fotoğrafçılık, çekilmek istenilen objeleri 1:1 ya da daha üstünde bir büyütme oranıyla fotoğraflama işlemidir.
emirname.com
Robin Wong 2017
6
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
MAKRO FOTOĞRAFÇILIK
Ö
Makro lens nedir? Makro Lenslerin Diğer Lenslerden Farkı: Makro lensler, diğer lenslere oranla daha kaliteli malzemeden yapılmışlardır. Yakın çekim mesafeleri oldukça düşüktür. Abartmak gerekirse, lens camının hemen önündeki bir objeyi bile rahatlıkla çekebilirsiniz. Peki, bu mesafenin hangi lenste, ne kadar olduğunu nasıl anlarız ?
zellikle fotoğrafçılığa yeni başlayanların en sevdiği fotoğraflardan birisi de makro fotoğraflardır. Ben de bu yazımda makro fotoğrafçılık : kuş fotoğrafçılığı , Çiçek fotoğrafçılığı, Böcek fotoğrafçılığı üzerinde duracağım. Makro lensler ve ters bağlama aparatları ve makro fotoğraf çekim tekniklerinden bahsedeceğim.
Makro Fotoğraf Nedir ? Makro fotoğrafçılık, çekilmek istenilen objeleri 1:1 ya da daha üstünde bir büyütme oranıyla fotoğraflama işlemidir. Diğer bir deyişle, çekilmek istenen nesnenin boyutu ne kadar ise film veya sensöre en az aynı şekilde yansımasıdır. Yani çok küçük nesneleri büyütmek anlamına gelir.( wikipedia)
Makro Lens Mesafesi: Lenslerin ön kısmında, lensin çoğu özelliğinin kısa kodlaması yazmaktadır. Makro lens mesafesi de aynı şekilde burada yazılıdır. Bakın aşağıdaki fotoğraf: Fotoğrafta gördüğünüz gibi, yukarıdaki fotoğrafın en yakın odak uzaklığı 60mm’dir. Yani 50mm’de netleme sorunu yaşayacağınız anlamına gelir. Bir objeye ne kadar çok yaklaşırsanız, büyüme oranı ve netlik o kadar artacaktır.
Kısacası, fotoğrafı çekilecek objenin bire bir boyutlarda çekilmesidir. Büyütme oranı ‘1’ ya da daha büyük değerlerdir. Aslında, çok küçük nesneleri büyütmek anlamına gelmiyor. Küçük olan nesneyi olduğu gibi ya da olduğundan da yakından çekmektir. Makro’nun ne demek olduğunu öğrendiğimize göre, makro fotoğrafçılığın hangi alanları kapsadığına biraz da değinelim. Makro Fotoğrafçılık – Kuş, Çiçek, Böcek, Ürün vb Fotoğrafçılığı Makro fotoğrafçılık yöntemi, daha çok kuş fotoğrafçılığı, çiçek fotoğrafçılığı, böcek(kelebek,arı,örümcek vs) fotoğrafçılığı ve bazı küçük ürünlerin tanıtım fotoğrafçığında kullanılır. Bu demek değildir ki; makro lenslerle sadece, bu alanda fotoğraf çekilir… Farklı alanlarda da fotoğraf çekebilirsiniz fakat, tam performansı bu tür çekimlerde elde edebilirsiniz.
Makro Lensi Nasıl Anlarım ? Makro lenslerin genelde üzerinde ‘macro’ terimi yazar. Canon ve Nikon’da ve diğer lenslerde farklı terimlerde olabilir. Macro terimi haricinde, odak uzaklığına ve diyafram değerine bakabilirsiniz. Makro fotoğrafında doğal olarak, büyük diyafram değerleri gerekli. Örneğin; Canon 60mm 2,8
Farkettiyseniz, makro vurgusunu genelde lens üzerinde yaptım. Aslında makro çekim tekniği, makine ile(body) çok fazla alakası olmayan şeydir.(tabi body ile de alakası vardır, ancak makro lens olmadıktan sonra makine ile sınırlı kalırsınız.) Şimdi, makro lenslerin diğer lenslerden farkını öğrenelim;
İpucu: Aynı zamanda, makro lensi için image stabilizer yani titreşim engelleyici özelliği olması gerekli. Bu özellik en çok da zoom fotoğraflarda işinize yarayacaktır.
Makro Fotoğrafçılığı için diğer ekipmanlar Ters bağlama aparatları/Adaptörleri/Uzatma Tüpleri: Açıkcası; benim tavsiye etmediğim bir tekniktir. Bu yöntem, hiç olmazsa kaliteden ödün vermenize neden olabilir. Sadece heves için çekiyorsanız, deneyebilirsiniz. Ancak, lensler için ters bağlama aparatı yada adaptörü alıp, iyi işler çıkarmak istiyorum derseniz, bu sizi uğraştırabilir. Henüz bu konuda yeni iseniz, ucuz bir makro lens alarak işe başlayabilirsiniz. Ters bağlama aparatı haricinde, birde lens uzatma tüpleri vardır. Bu aparatlar, lensle bodyin arasında kalan aparatlardır. Tripod: Objeye çok yaklaşacağınız yada çok uzaktaki bir objeyi çekeceğiniz için, tripod şart! Ancak, yerinden kımıldamayan cisimler için tripod kullanmasanız da olabilir. Örneğin; Çiçek Fotoğrafçılığı. Eğer ki kuş fotoğrafları çekecekseniz ve/veya böcek fotoğrafları çekecekseniz, bence tripodu yanınızdan ayırmayın.
7
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
MAKRO FOTOĞRAFÇILIK
Flash: Daha çok yakın cisimlerin fotoğraflarını çekecekseniz, flash kullanmanız taraftarıyım. Makineye bağlamanız haricinde, güzel bir konum belirleyerek yani iyi bir ışık derecesi ayarlayarak, çok güzel makro fotoğrafları çekebilirsiniz. Gelelim, ‘Makro fotoğraf nasıl çekilir?’ Sorusuna. Bu tekniği, kuş fotoğrafçılığı, ürün fotoğrafçılığı, çiçek fotoğrafçılığı alanlarında deneyebilirsiniz. Ben nasıl makro fotoğraf çekiyorum?
Makro fotoğrafçılığında bence en önemlisi, olmazsa olmazı alan derinliğidir. Alan derinliği oluşturmanız için, diyafram-estantane arasındaki ilişkiyi biraz olsun çözmeniz gerekiyor. Tabi çekeceğiniz objeyi, fotoğrafta nereye koyacağınızda önemli. Altın oranı biliyorsanız, bu size alan derinliği için yetecektir. Makro Fotoğrafçılığında, sinirlerinizi bozacak bir özellik auto focus yani otomatik netleme özelliğidir. Sürekli netleme halkası dönebilir, çekeceğiniz objeyi netleyemeden kaçırabilirsiniz. Bu açıdan auto focus (AF) yani otomatik netlemeyi kapatın ve elinizi sürekli lensin üzerindeki netleme halkası üzerinde bulundurun. Çekeceğiniz objeye hem kendinizi yakınlaştırıp uzaklaştırın, hemde netleme halkasını ince dokunuşlarla sağa sola çevirerek gerçek netlemeyi bulun.
Diyor ki...
İpucu: Makroda netleme, aslında makro fotoğrafı oluşturan şeydir. Örneğin bir arıyı çekiyorsunuz. Arı tamda lense doğru döndü ve size doğru bakıyor. Fotoğrafı çektiniz ve ekrandan bir baktınız ki, arının kafasına değilde, poposuna doğru odaklandığınızı gördünüz. Yani, arının yüzü bulanık çıktı. Böyle bir fotoğrafın, pek bir anlamı olmayacaktır. Bu yüzden makro fotoğraflarda önceliğiniz alan derinliği ve netlemek istediğiniz asıl konu olsun.
“
Makro Fotoğraf Çekim Teknikleri
fotoğrafçılıkta en etkili öğrenme yöntemi; Deneyerek öğrenmektir.
İpucu: Eğer tripodsuz çekiyorsanız. Bence deklanşöre, yani fotoğraf çekme tuşuna, parmağınızı yarım basılı şekilde bırakın. Hatta odak ışıklarından yardım almak istiyorsanız, sürekli deklanşöre basıp çekebilirsiniz. Ancak titreme korkunuz varsa, deklanşör sizin için en son yapacağınız işlem olsun. Daha sabit objeler için, tripodu kurarak zamanlayıcıyı açarak da fotoğraflar çekebilirsiniz. Böylelikle titreşimin etkisi azami derecede azalacaktır. Son Söz Bu yazımda, kısmende olsa basit şekilde makro fotoğrafçılığını anlatmaya çalıştım. İnternetten daha detaylı araştırmalar da yapabilirsiniz. Ancak unutmayın ki, fotoğrafçılıkta en etkili öğrenme yöntemi; deneyerek öğrenmektir. İnternetten öğrendiğiniz tüm bilgileri, makinenizi elinize alarak deneyin. Belki de siz daha farklı yöntemler elde edeceksiniz… Işığınız Bol Olsun…
8
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
MAKALE Ayşen TURAN
YAŞAM SEVİNCİM Düşünmeden deklanşöre basmak fotoğraf çekmektir. Düşünerek fotoğraf üretmeye çalışmak bir değere yöneliştir, düşünce temelli planlı projeli fotoğraf yapmak ise SANATTIR. Kendinden bir şeyler katarak aklını ve yüreğini ortaya koyarak ürün veren ise SANATÇI dır.. Fotoğraf çekmek birisinin beynini, yüreğini ve gözünü objektifin eksenine dizmesidir. (Henri Cartier-Bresson) Fotoğraf paylaşıldığı zaman okunmaya başlar çeken kişinin yüklediğinin ötesinde anlam kazanır. Bakacın göze dayanması ve düğmeye basıştır. Fotoğraf çekimi ama ışıklarla göze akan görüntü genişledikçe genişler. Çizgiler, lekeler, tonlar, perspektif, denge olur. Anlam, acı, keder, sevinç, geçmiş, gelecek olur. Haber, yorum, eleştiri olur. Düşüncelerin daha iyi kavranmasını ellerin daha iyi yapmasını sağlar. Öğrendiklerimizi, işimize, hayatımıza yansır. Sonuçta fotoğraf çekmeyi bilen kişi seçici sorgulayıcı güzeli arayan konumuna ulaşır. Fotoğraf Hayata, yaşama, İnsanlara ve evrendeki tüm canlılara bakış açımızı değiştirir. Fotoğraf, fotoğrafçılık yaşam sevincimiz olur... Ben öyle oldum şuan hayata daha farklı gözle bakan bir fotoğraf aşığıyım. Sevgilerle
9
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
KUŞ FOTOĞRAFÇILIĞI
KUŞ FOTOĞRAFÇILIĞINDA KOMPOZİSYON Bir fotoğrafın iyi olması onun temel kompozisyon ilkelerine ne kadar uyduğu ile doğru orantılıdır. Ali Şenel
10
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
KUŞ FOTOĞRAFÇILIĞI
K
mıza dâhil ederiz. Bu daha çok dikkat isteyen bir uygulamadır. Örneğin dalları, telleri dağları yada arkada uzanan bir vadiyi bilerek, bir şey anlatmak için kadraja dâhil edebiliriz.
Kompozisyon kurallarının yıkıldığı ve tamamen farklı bir yapıda sunulan çok başarılı fotoğraf örnekleri elbette ki vardır, ancak bu tarz başarılı işler yapabilmek için, başka bir ifadeyle kompozisyon kurallarını yıkmak için öncelikle genel kabul görmüş kompozisyon kurallarını bilmek ve uygulamak gerekir. Bu makalede kompozisyon kurallarının en önemlilerinden bazılarını anlatmaya çalışacağım. Faydalı olması dileğiyle…
Özel bir ışıkta kadrajın tamamen kuşa ayrılmış olması çok sade bir sunum oluşturmuş.
ompozisyon konusu çok uzun uzadıya üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu konu hakkında yazılmış birçok kitap bulunuyor. Dolayısıyla bu yazımda kompozisyon konusunu anlatmak yerine kuş fotoğrafçılığında temel kompozisyon kurallarından bahsedeceğim. Bir fotoğrafın iyi olması onun temel kompozisyon ilkelerine ne kadar uyduğu ile doğru orantılıdır. Kompozisyon, fotoğrafı oluşturan unsurların bir uyum ve estetik içerisinde birleştirilmesi demektir. Bu unsurlar ne kadar doğru kullanılırsa fotoğraf o kadar güçlü olur. Bazen tek bir kuralı kullanmak fotoğrafımız için yeterli etkiyi verebilirken, bazı durumlarda da birden çok kompozisyon unsurunu aynı fotoğrafta kullanabiliriz. Buna yine kompozisyon kurallarının kendisi karar verecektir.
1- Altın Nokta Kuralı Fotoğrafçılıkta en temel kompozisyon kuralıdır altın nokta kuralı. Bu kuralı kadrajın sanal olarak iki yatay ve iki dikey çizgi ile bölünmesi sonucu bu çizgilerin kesiştiği dört noktanın herhangi birinin üzerine konuyu düşürmek şeklinde tanımlayabiliriz. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi bu kesişme noktalarının üzerine konu ne kadar yakın olursa fotoğraf kompozisyon olarak o kadar doğru görünecektir.
Fondaki dalların kadraja girmesine izin verilerek ritim duygusu verilmiş ve fotoğraf aşırı sadelikten de kurtularak sıkıcı olmamış.
4- Bakış Veya Hareket Yönünde Boşluk Bırakmak Bir kuş fotoğrafında kuşun sıkışmış yada estetikten yoksun bir fotoğrafını izleyicilere sunmak istemiyorsak kuşun bakış yönünde yada uçuş yönünde bir boşluk bırakmamız çoğunlukla doğru olacaktır. Bu sayede göz fotoğraf içerisinde daha rahat gezinebilirken hareketin devam ettiği duygusunu desteklediği için izleyici üzerinde olumsuz etki oluşmaz. Bu yazıya eşlik eden fotoğrafların neredeyse tamamında bu kompozisyon kuralına uyulduğunu görebilirsiniz. Kuşlar özgür ve hareketli canlılar oldukları için uçuş yönünde değilde arka kısımda boşuk alan olması fotoğrafın yanlış çekildiği algısını oluşturur. Ayrıca izleyiciyi rahatsız eder. Bunun için özellikle bu kompozsiyon kuralına Kuşun bakış yönünde bırakılan boşluk sıkışma duygusundan fotoğrafı kurtarmış. çekim esnasında dikkat edilmelidir.
Genel olarak belli bir amaç yoksa konuyu kadrajın ortasına yerleştirmekten sakınmak gerekir. Zira tam ortaya konumlandırılan konu zayıf ve fazla statik olacağından izleyici üzerinde olumsuz bir etki bırakır. 2- Bakış Yüksekliği Fotoğrafı hangi yükseklikten çektiğiniz önemlidir. Örneğin küçük çocukların fotoğrafını çekerken onların seviyesine iner ve göz teması kurabileceğimiz noktadan çekim yaparız. Eğer böyle yapılmaz ve ayakta çekim yapılırsa yukarıdan bir bakış açısıyla, zaten küçük olan çocuklar daha da küçük görünecek ve daha da kötüsü mutsuz yada yalnızmış algısının oluşmasına neden olacaktır.
5- Ön ve Arka Plan Fotoğrafta fon kadar olmasa da ön plan da çok önemlidir. Ön planda sunulacak bir çerçeve yada renk fotoğrafta konuya yönelme etkisi ve bütünlük sağlayacaktır. Ben şahsen geçiş tabir ettiğim ve ressamların çok kullandığı ön kısım, konu ve arka kısım şeklindeki üçlü geçişi hep sevmişimdir.
Bu durum verdiği duygu itibariyle olmasa da fotoğrafın güzel ve güçlü görünmesi adına kuşlar için de geçerlidir. Kuşların seviyesine inerek göz hizasından yapılan çekimlerde hem kuşlar daha büyük ve güzel görünecek hem de arka planda istenmeyen nesnelerin görünmesinin önüne geçilerek temiz bir fon oluşturulmuş olacaktır. 3- Gereksiz Nesnelerin Fotoğraftan Çıkarılması (Sadelik) Fotoğraf önümüzde duran yüzlerce nesnenin içerisinden bazılarını seçip bazılarını da dışarıda bıraktığımız o andan alınmış bir kesit, bir parçadır. O nedenle çektiğimiz fotoğrafın içerisinde nelerin olup, nelerin olmayacağına biz karar vermeliyiz. Dikkati dağıtabilecek unsurların fotoğrafın çerçisinde olmamasına özen gösterilmelidir. Sade ama vurucu fotoğraflar genelde daha çok sevilirGöz hizasından yapılan çekim temiz bir fon sunuyor. ler. Bazen de bazı nesneleri bilerek fotoğrafı-
Ön plandaki kayanın oluşturduğu bulanıklık, sadelik ve gizem katmış.
11
Saz Delicesinin avlandığı sazlıklar ön planda konuyu desteklerken konu altın kesitte konumlanmış. Arka plan ise canlı yeşili ve bulutlu havanın ışık desenleri ile ilkbaharı fısıldıyor. Fotoğraf: Yunus Ayhan
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
KUŞ FOTOĞRAFÇILIĞI 6- Kritik An Fotoğrafta hikâyeyi en iyi anlatan zamanın dondurulmuş olması kritik anın yakalandığı anlamına gelir. Bir avlanma sahnesinde kritik an ne zamandır? Bunun tek bir cevabı yoktur. Su kuşları için avını yakaladığı andan ziyade yutmak için havaya attığı an daha kritik olabilir. Bazen de sudan çıkardığı ilk an kritiktir. Ötücüler için gagasındayken yada eşine ikram ederken kritik an olabilir. Yırtıcılarda ise pençe darbesini vurduğu an yada gagasıyla etten bir parça koparmaya çalıştığı an kritik olabilir. Önemli olan o anın av konusunu en iyi biçimde anlatmasıdır. Bu ne kadar iyi olursa fotoğrafta o kadar iyi olur.
Bir birine karşılık gelen renkler güçlü bir kontrast oluştururlar. Fotoğrafta bu karşıt renkleri kullanmak izleyicide güçlü bir etki bırakır. Birbirine yakın renkler ise pastel tonlar ile huzur ve sadelik gibi daha duygusal çağrışımlara neden olur. Fotoğrafçı fotoğrafında vermek istediği duyguya göre renkleri elinden geldiğince denetlemelidir. 9- Pan
Hareketli konuları fotoğraflamada kullanıErguvani Balıkçıl’ın kırmızıya yakın renkleri fon- lan yöntemlerden birisi de pan tekniğidir. daki yeşil ile kontrast oluşturmuş. hareketi dondurmak için verdiğim referans enstantane değerlerini dikkate alarak bu değerlerin altında bir hızla konuyu hareketi ile aynı açısal hızda takip etmek suretiyle pan fotoğrafı elde edilir. Yavrularını tek seferde ne kadar çok doyurabilirse risk o kadar azalacak.
Uçuş Yönü Enstantane Hızı
Küçükte olsa av avdır. Ters ışıkta balığını yakalayan balıkçıl kritik anda görüntülenmiş.
Hareketin Yönü ↓ ⁄ → 1/250* 1/500* 1/1000*
Hızı ve netliği tam ayarlamanız durumunda harika fotoğraflar elde edilecektir. Dişi bir yeşilbaş, pan tekniği ile hızı konusunda Ancak tekniğin özellikle fon üzerinde de bizleri şaşırtıyor. olumlu sonuç bırakması için enstantane hızını çok düşük olmamak kaydı ile belli bir miktar düşürmek yerinde olacaktır.
7- Boyutları Vurgulamak Kuşlar farklı büyüklüklerde oldukları için bazen çekilen bir fotoğrafta bir kartalın ne kadar büyük olduğu ve heybeti anlaşılmayabilir. Bazen de gerçekte çok küçük olan bir kuşun ne kadar küçük olduğu fark edilemeyebilir. O nedenle boyutları bilinen bir nesnenin yanında bir kuşun fotoğrafını çekmek boyutlarını anlamak için çok yararlı olacaktır. Hatta büyük bir kuş ile küçük bir kuşun aynı fotoğrafta sunulması izleyiciyi şaşırtan güçlü bir fotoğraf ortaya çıkaracaktır.
10- Hareket Bulanıklığı
Hareket bulanıklığı fotoğrafa hareket ve soyut bir hava katar. Dünyada neredeyse hiç bir şey durmaz. Devamlı hareket eder. Düşük kullanılan enstantane ile bu hareket özellikle net olmayan fotoğraflarla vurucu bir biçimde anlaşılabilir. Bilinçli bir tercihin ürünü olan bu fotoğraflarda şans faktörü yüksek oranda devreye girse de zamanla deneye deneye tekniğiniz ilerleyecek ve daha estetik sonuçlar elde 1/8 gibi düşük bir enstantane, hareket bulanıklığı etmeniz kolaylaşacaktır. etkisi ile daha dinamik bir fotoğraf sunuyor.
Saksağan en sık gördüğümüz kuşlardan birisi olduğu için Ak Kuyruklu Kartal’ın boyutları hakkında çok şey söylüyor.
Hareket bulanıklığı yönteminde özellikle düşük enstantane tercih edilir. Pan hareketi yine yapılır ancak pan tekniğinden daha yavaş bir enstantane kullanıldığından fotoğrafta çok az nokta net olur. Soyut çizgiler ve formlar ortaya çıkar. Ancak tüm bu belirsizliğin altında yine de konunun kuş olduğunu gösteren enfes formların yakalanmış olması fotoğrafı değerli kılar.
Kara Akbaba acaba ne kadar büyük ? Cevabı yanında duran çok bilindik Karga’da saklı.
8- Renk Renk, kompozisyonu başlı başına etkileyen önemli bir unsurdur. Renk konusunu daha sonra imkân olursa daha ayrıntılı olarak yazmayı planlıyorum. O nedenle burada kısaca değineceğim. Renk konusunu basite indirgemek gerekirse, Kontrast ve yakın renkler diye ikiye ayırabiliriz. Fotoğrafta; mavi, yeşil ve kırmızı renkler ana renklerdir. Bu renklerin karışımlarından oluşan meganta, cyan ve sarı renkler ise ara renklerdir. Günümüzde fotoğraf makinelerinde kullanılan sensörlerde bu üç renk, yani; kırmızı, yeşil ve mavi ( Red , Green, Blue -RGB-) renk kullanılır. Bu üç rengin birleşimi gri rengi oluşturur. Bu nedenle doğru pozlama için kullanılan gri kart tekniği ortaya çıkmıştır.
Gündüz vakti diyafram f/22 ye kısılarak 1/25sn gibi düşük bir enstantane yakalanabilmiş.
Işığınız Bol Olsun...
12
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAF SANATI
Vedat Konyalı
FOTOĞRAF AKIMLARI
F
otoğraf akımlarının açıklanması, fotoğrafın diğer sanat dalları ile ilişkisinin tanımlanmasını gerekli kılmaktadır. Sanat tarihi boyunca birbirini takip eden akımların sanat hareketlerine yön verdiğini söyleyebiliriz. Çağdaş sanat hareketlerinin 20. ve 21. yüzyılı kapsayan son dönem sanatında ise çeşitli anlatım tarzlarının ve sanat hareketlerinin eş zamanlı olarak kulalnıldıklarını da görebilmekteyiz. Fotoğraf sanatında çeşitli sanat hareketlerinin (*) de yine aynı dönemlerde var olduklarını ve kiminin ise hala tartışmalı bir biçimde bu güne kadar geldiklerini Fotoğraf Akımları yazı dizimiz içinde ele alıyor ve izliyor olacağız.
olduğu gelişimi, temelde üç kategoride ele alıp incelemek mümkündür: 1.Gözün gördüğü gerçekliği yansıtması: Doğacı gerçekliğin resim alanında varmak istediği sonuçları, büyük bir sadakat ve kesinlikle fotokimyasal yoldan üretmeye çalışmak demektir. Peter Henry Emerson ‘un naturalist fotoğrafları bu kategoriye örnek gösterilebilir (üstte soldaki ve sağdaki fotoğraflar). 2.Gözle algılanamayan gerçekliklerin tespit edilmesi: İster gözle görülsün, ister görülmesin, sonuçlar objektif niteliktedirler. Yani nesneyi ve olayı aynen dile getirirler. Hareket etkisinin fotoğrafda elde dilmesi gibi. Harold E. Edgerton ‘un stroboskobik fotoğralarında olduğu gibi merminin bir nesneye çarpınca gözün algılayamayacağı görsel etkinin fotoğrafla yakalanması (solda üstte) . Aedward Muybridge nin koşan bir atın ayaklarının dördününde dörtnala koşarken yere değip deymediği konusunda tesit çalışmaları (solda) örnek olarak verilebilir. 3.Sanatçının biçimlendirme iradesi: Yalnızca var olandan, cereyan etmekte olandan şu veya bu kesiti seçip alma yerine, gerçekliği, realiteyi yeni bir kılığa sokma ya da tümden yepyeni bir gerçeklik yaratma eğiliminin ortaya çıkmasıdır. Bu kategoride yeralan çabalar, uygulamada pek çok değişik yollara, yöntemlere (Distorsyon, üstüste çekim, fotomontaj, kolaj…) ve araçlara başvurulabilmektedir. Steichen’in iki ayrı negatiften oluşturduğu Rodin’e ait 1902 tarihli fotomontaj, erken örneklerin içinde en ilginçlerinden biridir. Bu fotoğafda, ünlü heykeltraş Rodin, kendi eseri Düşünen Adam heykeli ve Victor Hugo birlikte gösterilmektedir.
Fotoğraf, sanat alanında önceleri diğer görsel sanatların (daha çok da resimin), yardımcısı ve onların incelenmesinde bir araç olarak kullanıldı. Gelişim süreci içinde, görüntü üretme yöntemlerinden biri olarak, diğer sanatları ve insanların algı güçlerini etkiledi. Çıplak gözle baktığımızda fark edilmeyen veya ihmal edilen bir çok ayrıntı objektif ve teknolojik yöntemle kağıda tespit edildiği zaman görenlerde hayret uyandırdı. (Solda Nicephore Niepce nin evinin balkonundan 8 saat pozlayarak cektiği bilinen ilk fotoğraf 1826).
Demachy’nin “Sahnenin Arkasında” (1904) isimli fotogravürü (soldaki fotoğraf) bir yandan Noktacı Empresyonizm’i öte yandan da Degas’nın üslubunu (sağdaki resim) hemen hatırlatabilen örneklerdir. Diğer plastik sanatlarla paralel olarak sanat hareketlerinin yanında yer alan Fotoğraf Sanatının, deneyimlediği akımları yazı dizimiz içerisinde aşağıdaki sıra ile inceleyeceğiz: • Yüksek Sanat Dönemi / Hareketi (Hihg-Art Movement) • Resimselcilik (Pictorializm) • Yalın Fotoğraf / Yeni Gerçekçilik (Straight Photogaphy / New Objectivity) • Belgesel Yaklaşım (Documentary Photography) • Dinamizm • Fütürizm • Vortisizm • Strüktüralizm • Romantizm • Konstrütüvizm • Dadaizm • Sürrealizm
İlk bulunduğu zamanlardan beri fotoğraf işlevsel yanı ağır basan bir konumda kalarak, kendini kanıtlamak ve kabul ettirmek zorunda kaldı. Fotoğrafın başlangıcından günümüze kadar geçirmiş
13
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAFIN TEMELLERI
FOTOĞRAFTA ALAN DERİNLİĞİ Bir fotoğrafta odak noktasının önünde ve arkasında görünen, kabul edilebilir netlik bölgesidir.
Sebahattin Demir
14
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAFIN TEMELLERI
F
otoğrafçılıkla ilgileniyorsanız “Fotoğrafta Alan derinliği” (DoF – Dept of Field)) kelimesini duymuş olmalısınız. Fotoğrafçılık alanında yeniyseniz henüz Alan Derinliği’nin fotoğraflarınızı nasıl geliştirebileceğini tam olarak bilemeyebilirsiniz. Fotoğrafta Alan Derinliği için temel bir tanım yapacak olursak: bir fotoğrafta odak noktasının önünde ve arkasında görünen, kabul edilebilir netlik bölgesidir. Her fotoğrafta fotoğrafın odak noktasındaki nesnenin önünde ve arkasında kalan belirli bir alan bulunur.
Soldaki fotoğrafta objeler, önden arkaya doğru belirli boşluklar bırakılarak dizildi. Sağdaki fotoğrafta ise arkadaki objeler en öndeki objeye değecek şekilde dizildi.
Bu bölge fotoğraftan fotoğrafa değişim gösterir. Bazı görüntülerde sığ alan derinliği denilen çok küçük bir net alan olabilir. Bazıları geniş alan derinliği denilen çok geniş bir net alana sahip olabilirler. Fotoğraflarımızda alan derinliğini etkileyecek üç ana faktör mevcuttur: 1. Diyafram değeri (açıklığı, f-stop), 2. Öznenin kameraya olan uzaklığı ve 3. Kullandığımızın objektifin odak uzaklığıdır. Her ikisi de aynı diyafram değeriyle çekilmelerine karşın, Soldaki fotoğrafta önde duran obje hariç diğer objeler flu bir şekilde görünürken, Sağdaki fotoğrafta neredeyse hepsi net bir şekilde görünüyorlar.
Diyafram ve fotoğrafta alan derinliği ilişkisi Diyaframın açıklığı mercekten kamera algılayıcısına (sensöre) gidecek ışığın miktarını belirler. Diyaframınızın açıklığı (ışığın kameraya girdiği delik çapı) merceğinize giren ışık miktarını kontrol eder. Objektifinizin diyafram açıklığını (f-stop) kullanmak kompozisyonunuzu oluştururken alan derinliğini kontrol etmenin en basit yoludur. Geniş diyafram = Küçük f-sayısı = Sığ (küçük,dar) alan derinliği Küçük diyafram = Daha büyük f-sayısı = Daha derin (daha büyük) alan derinliği demektir.
Objektif odak uzaklığı alan derinliğini etkiler Odak uzaklığı uzaktaki bir nesnenin görüntüsünü yaklaştırma yani büyütme yeteneğini ifade eder. Odak uzunluğunu arttıkça, alan derinliği azalır (sığ alan derinliği).
Bu basit konsepti hatırlamanın en kolay yolu: F-numaranız ne kadar düşükse, alan derinliğiniz o kadar azalır. Aynı şekilde, F-numaranız ne kadar yüksek olursa, alan derinliğiniz o kadar artar.
Örneğin; Tam kare (Full Frame – FF) algılayıcıya sahip bir fotoğraf makinesi (örnek Nikon D810) ve 50mm bir objektif ile 10m uzaktaki bir nesneyi f/4 diyafram değeri ile çektiğimizde; Alan derinliği hesabımızdan, alan derinliğimiz toplamda 12.37m olacaktır. Yandaki şekilde de görüleceği gibi; nesnemizden başlayan ve makinemize doğru olan 3.23m ile nesnemizin arkasında kalan 9.14m alan net olacaktır.
Örneğin, Diyafram değerinin f/2.8 ayarlanması çok sığ bir alan derinliği verirken, f/11 daha derin bir alan derinliği verecektir.
Bulunduğumuz noktadan hiç ayrılmadan, aynı noktadan, aynı nesneye netleyip, 100 mm odak uzaklığıyla çekim yapmak istersek; Alan derinliğimiz toplamda 2.41m olur. Görüldüğü gibi alan derinliğimiz 50mm odak uzaklığındakine göre oldukça düştü. Bu durumda yandaki şekilde görüleceği gibi; nesnemizden başlayan ve makinemize doğru olan 1.06m ile nesnemizin arkasında kalan 1.35m alan net olacaktır. 100mm objektifi kullanarak öznemizden 20-22m uzaklaşırsak, 50mm objektif kullanarak elde ettiğimiz alan derinliğine yaklaşık eşit bir derinlik elde ederiz.
Soldaki görüntü 1/320 saniyede f/1.4 diyafram kullanılarak çekildi ve çok sığ bir alan derinliği oluştu. Bu nedenle arka plan odak dışında kalmış, dikkatin en öndeki objeye çekilmesi sağlanmış. Sağdaki görüntü 1/6 saniyede f/11 diyafram değerinde çekildi, derin bir alan derinliği ve daha net bir arka plan yaratmış.
Odak uzaklığı alan derinliğini etkiler. Bu ayarları bilmiyorsanız ne yapabilirsiniz? Bunları bilmiyorsanız alan derinliğini kontrol etmenin yolları vardır. Örneğin portre çekecekseniz, makinenizdeki “Sahne Modları” menüsünde portreler için olan kısma (bir insan kafası sembolü) bakın. Bu seçim size otomatik olarak sığ (dar) bir alan derinliği verecektir. Manzara çekecekseniz aynı menüde, size geniş bir alan derinliği kazandıracak olan dağ sembolünü göreceksiniz .
Nesneye uzaklık alan derinliğini etkiler Nesneniz kameraya ne kadar yakınsa alan derinliğiniz de o kadar sığ olur. Bu nedenle, konudan uzaklaşmak alan derinliğini arttıracaktır. Aşağıdaki iki fotoğraf da f/4 diyafram değeriyle ve 1/40sn perde hızıyla çekildi. Netleme, en önde solda duran objeye (soliste) yapıldı.
Bir DSLR kameraya sahipseniz alan derinliğini kontrol edebileceğiniz ve otomatik çekim modunu kullanabileceğiniz bazı basit yollar vardır. Diyafram Öncelik modunu, yani kame-
15
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAFIN TEMELLERI
Fotoğrafta alan derinliğinin belirlenmesi Kamera ve lensleriniz için alan derinliği hesabını yapabileceğiniz birçok çevrimiçi site mevcuttur. Ayrıca akıllı telefon kullanıcıları için sahada olduğunuz sırada kullanılabilecek birçok uygulama bulunmaktadır. Çoğu kamerada vizörden bakarken önizleme yapabileceğiniz “Alan derinliği önizleme” düğmesi bulunur (Bu en kolay ama en az kullanılan yöntemdir). Bu düğmeye bastığınızda sahneninizin vizörden daha koyu görünmesine neden olabilir; endişelenmeyin. Pozlama ayarlarınız doğru olduğu sürece çekeceğiniz fotoğraf doğru şekilde oluşacaktır.
ranızda “A” çekim modunu seçerek diyaframınızı istediğiniz alan derinliğini elde edecek şekilde ayarlayabilirsiniz, bu durumda kameranız perde hızını otomatik olarak ayarlayacaktır. Alan derinliği her durum için tam olarak ayarlanabilir mi? Diyaframı değerini değiştirmeniz perde hızınızı etkilediğinden elde edeceğiniz sonuç ihtiyaçlarını tam karşılamayabilir. Örneğin, diyaframınızı kısarak alan derinliğini artırmaya çalıştığınızda makineniz otomatik olarak perde hızınızı azaltacaktır. Bu durum belki çekeceğiniz sahnenin bulanık olmasına neden olabilecektir. Ancan tüm bunların nasıl çalıştığını anlayarak alan derinliği üzerindeki kontrolünüzü artırabilirsiniz. Fotoğrafta alan derinliği odak noktasının önüne ve arkasına eşit şekilde mi dağılır? Hayır, genellikle üçte biri odak noktasının önünde, üçte ikisi arkasında oluşur. Ancak odak uzaklığınız arttıkça bu mesajeler daha eşit hale gelmeye başlar. Alanı derinliğini anlamak fotoğraflarımızı nasıl geliştirir? Keskin görüntüler elde etmek o mükemmel sonuca ulaşmanın en önemli faktörlerinden biri olduğu için alan derinliğini yönetmek elinizin altındaki en önemli araçlardan biridir. Görüntüyü oluşturan parçalarından hangisinin öne çıkarılacağını bilmek ve hangilerine odaklanılacağını bilmek muhteşem sonuçlar yaratmak için harika bir sanatsal araçtır.
Alan derinliği sahnedeki her şeyin odaklanmasını sağlamak için ayarlanabilir mi? Evet, hiperfokal odak uzaklığını kullanarak bunu sağlayabilirsiniz. Hiperfokal mesafeye odaklandığınızda alan derinliğiniz netlediğiniz alan ile aranızda kalan mesafenini yarısından sonsuzluğa kadar uzanır. Hiperfokal mesafenizi bulmak için bir DOF uygulaması kullanmanızı tavsiye ederim. Eğer böyle bir imkanınız yoksa en iyi kural sahneyi üç parçaya bölmek ve size en yakın olan 3’te 1’lik alana odaklamaktır. Geniş açılı bir objektifle yaklaşık f/11 veya daha kısık bir diyafram kullanmak alan derinliğini en üst düzeye çıkaracaktır.
Sığ alan derinliği kullanımı Sığ bir alan derinliği kullanmak öznenizi arka planından sıyrılmasını sağlamak için iyi bir yoldur ve portre fotoğrafçılığı için mükemmeldir. Bu, nesnenizin öne çıkmasını istediğiniz yaban hayatı fotoğrafçılığında da yararlı olabilir. Birçok yaban hayatı fotoğraf fırsatı düşük ışıklı ortamlarda gerçekleştiğinden size daha fazla ışık sağlayacağı için de yararlıdır. Sığ alan derinliği birçok kez sporcuyu arka plandan ayırmak ve dikkatleri ona yöneltmek için spor fotoğrafçılığında da etkilidir. Bu, size eylemi ondurmak için ihtiyacınız olan yeterince hızlı bir perde hızı fırsatı sağlayacaktır.
Makro fotoğrafçılığında alan derinliği Çoğu makro fotoğrafı düşük ışıkta ve daha uzun bir odak uzunluğuyla üretildiğinden alan derinliği genellikle çok sığdır. Objektifinizi ışığın sağlayacağı en kısık diyaframa ayarlayın. Nesnenizi düzgün bir şekilde açığa çıkarmak ve alan derinliğinizi en üst düzeye çıkarmanıza yardımcı olmak için ISO’unuzu artırmanız da gerekebilir. Yine de birçok makro görüntüde alan derinliği çok kısa olur. Bir üçayak (tripod) kullanmak gereklidir çünkü kameranın en ufak bir hareketi bile makronuzu alan derinliğinin dışına taşır.
Bokeh nedir? Bokeh, Japonca bir sözcüktür ve bulanıklaştırma anlamına gelir. Bu efekt görüntünüzdeki alan derinliğinin ötesinde odak dışında kalan alanlar tarafından üretilir. Bokeh yaygın olarak mercek açıklığının şekli nedeniyle hoşa giden daire biçimlerini ifade eder. Genellikle geniş diyafram açıklığa sahip f/2.8 gibi ayarlarda çekim yapılırken arka plan yeterince uzaksa bokeh daha küçük açıklıklar ile oluşturulabilir ve hoş bir görüntü elde edilir
Özet;
Alan derinliğini artırmak için; – Diyaframınızı kısın (daha büyük f/nosu) – Konudan uzaklaşın – Odak uzaklığını kısaltın Alan derinliğini azaltmak için; – Diyaframınızı açın (daha küçük f/nosu) – Konuya yakınlaşın – Odak uzaklığınızı arttırın.
Geniş alan derinliği kullanımı Manzara fotoğrafçılığında sahnenizin çoğunu net olarak çekmek önemlidir. Geniş açılı bir lens ve kısık bir diyafram değeri kullanarak sahnenizi odakta tutmak için alan derinliğinizi en üst düzeye çıkarabilirsiniz.
16
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAFÇILIK İPUÇLARI
FOTOĞRAFLARIMDA
3
kolay adımda net alan derinliği az bir fotoğrafı nasıl çekebileceğinizi öğrenin. Fotoğrafa yeni başlayan hemen herkesin en çok yapmak istediği çekimlerden biri arka planı bulanık görüntülerdir. Özellikle portre çekimlerinde bu tür “alan derinliği az” görüntüler oldukça etkileyicidir. Bu yazıda 3 adımda alan derinliği az bir portre fotoğrafı çekmeyi göreceğiz.
ARKA PLANI NASIL
1. adım: Odak uzaklığı en fazla olan lensinizi kullanın Kullandığınız lensin odak uzaklığı ne kadar fazlaysa alan derinliği o kadar azalır. Örneğin 18mm geniş açı bir lens ile çekilen bir fotoğrafta tüm görüntü oldukça net gözükürken, 200mm gibi odak uzaklığı fazla bir lens ile yapılan çekimde alan derinliği azalacaktır. Portre çekimlerinde 200-300mm lenslerin tercih edilmesinin sebeplerinden biri budur.
BULANIK YAPARIM? Baki Karaçay
2. adım: Diyafram açıklığını mümkün olduğunca artırın Lenslerin özelliklerine göre minimum ve maksimum f/ değerleri değişiklik gösterir. Diyaframı ne kadar çok açarsanız (f/ değerini düşürürseniz) alan derinliği o nispette azalır. Buna göre, f/1.8 veya f/2.8 gibi düşük diyafram değerlerinde görüntüde az alan derinliği elde edersiniz. Belirli bir mesafe net çıkar, ön ve arka plan ise bulanık (flu).
3. adım: Konuya mümkün olduğunca yaklaşın Fotoğraflamak istediğiniz konuya ne kadar yaklaşırsanız alan derinliği o nispette azalır. Yaklaştıkça odaklanan konu net olur, ön plan ve arka plan bulanık (flu) çıkar. Ancak unutulmaması gereken bir koşul var: Konunuz ile arka plan çok yakın olmamalı ve birbirinden uzak olmalı. Bu üç unsuru kontrol ederek, konunuzu ön plana çıkaran arka planı bulanık fotoğraflar çekebilirsiniz. Hemen deneyin ve bu bilginin kalıcı olmasını sağlayın.
17
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAFIN TEMELLERI
POZLAMA TELAFİSİ NEDİR, NE ZAMAN VE NEDEN KULLANILIR? fotoğraf makinesi zaten uygun pozlama seviyesini kendisi belirleyebiliyorsa, biz neden bu ayarı değiştirmek isteriz?
Sebahattin Demir
18
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAFIN TEMELLERI
Buna başka bir örnek, gece fotoğraflarıdır. Kamera ölçüm sistemi gece olduğunu farketmez, sahnenin karanlık çıkacağını varsayar, aydınlatmak için pozlamayı artırır. Fotoğrafınız sanki yıkanmış gibi çıkar. Poz telafisi, kontrolu ele almanıza ve doğru pozlamayı ayarlamanıza izin verir. Aşağıdaki fotoğraflardan; • Soldaki fotoğraf kameranın ölçtüğü pozlama değeri ile çekildi, koyu alanlar aydınlatılmış • Sağdaki fotoğraf -1 EV pozlama telafisi uygulanarak çekildi, gerçek görünümü böyleydi.
F
otoğraf çekerken, makinemizdeki “P, S, A, M” olarak varolan fotoğraf çekim modlarından birisini kullanırız. “M” çekim modu dışındaki modlarda makinemiz, ortam ışığını ölçer, doğru pozlama değerlerine göre Diyafram, Perde hızı ve/veya ISO değerlerinden en az bir tanesini kendisi belirler. Bazen makinemizin önerdiği bu pozlama değerlerine müdahale etmek isteyebiliriz. Bunu yapmak için “Pozlama telafisi” işlemi kullanılır. Bu da fotoğraflarımızı daha aydınlık veya daha koyu yapmamızı sağlar. Umarım bu yazımda “Pozlama telafisi nedir, nasıl yapılır?” türünden tüm sorularınıza cevaplar bulabilirsiniz. “Peki, madem fotoğraf makinesi zaten uygun pozlama seviyesini kendisi belirleyebiliyorsa, biz neden bu ayarı değiştirmek isteriz?”
Pozlama telafisini kullanmak isteyebileceğiniz bir diğer neden, “doğru” pozlamayı sevmemeniz olabilir. Bazı durumlarda fotoğrafınıza depresif bir ruh hali veya drama eklemek için sahneyi koyulaştırmak veya aydınlatmak isteyebilirsiniz. Fotoğrafçılık sonuçta sanatsal bir çaba ve son derece kişiye özeldir, bu yüzden pozlama telafisi bunu gerçeğe dönüştürmek için güzel, basit ve kullanışlı bir araçtır.
Birincisi, karşılaşabileceğiniz bazı özel koşullar nedeniyle kameranızın pozlama ölçüm sisteminin kafası karışabilir. Makinenizin pozlama ölçüm algılayıcıları, sahnenizdeki tonlara göre çalışır, daha sonra bir dizi hesaplama neticesinde bu değerlerin ortalamalarını alır. Makine üreticileri çoğu sahnenin ortalama değerinin %18 gri olarak tanımlanan orta gri bir tona dönüşeceğini standart olarak kabul etmişlerdir. Bu nedenle, kadrajınızdaki tonlar bu orta gri tonundan daha koyu ise, makinenizin ölçüm cihazı doğru pozlamaya yetecek kadar ışık olmadığını ve dolayısıyla fotoğrafınızın karanlık olacağını varsayar. Bunun tersi olarak, kadrajınızdaki tonlar orta griye oranla daha açıksa, makinenizin ölçüm cihazı uygun pozlamayı sağlamak için çok fazla ışık olduğunu hisseder ve fotoğrafınızın aşırı parlak olacağına karar verir. Kameraların bu ölçüm sistemleri çoğu zaman doğru sonuçlar üretir, ama bazen durum öyle olmayabilir.
DSLR kameralar bize çektiğimiz fotoğrafların sonuçlarını hemen kontrol etmenize imkan tanırlar. Bir fotoğrafı çekeriz, LCD ekranda gördükten sonra, daha parlak sonuçlar için poz telafisini yükseltebilir veya daha koyu sonuçlar için poz telafisini düşürebilir ve hemen başka bir fotoğraf çekip test edebiliriz.
Pozlama telafisi ayarı Pozlama telafisi özelliği hemen hemen tüm DSLR makinelerde bulunan bir özelliktir. Genelişaretleriyle gösterilen düğmeye basılı tutarak, likle aşağıdaki şekildeki gibi gösterilir. kadranı çevirdiğinizde, pozlamayı + veya – yönde değiştirebilirsiniz. Değişim değerleri de sağdaki şekilde görüldüğü gibi skalasından izleyebilirsiniz.
Bazı durumlarda gerçekte orta griye kıyasla daha parlak olması gerekebilir. Bunun en klasik örneği karlı bir sahne fotoğrafıdır. Fotoğraf makinenizin ölçüm sistemi, karla kaplı bembeyaz sahnenin gri olacağını varsayar ve bu nedenle, ışığın gerçeğinden daha fazla olduğunu varsayarak, daha az pozlama yapması gerektiğine karar verir. Tabi hiçbir fotoğrafçı bunu istemez. İşte bir örnek, aşağıda gördüğünüz • Soldaki fotoğraf kamera ölçüm sisteminin önerdiği pozlama değerinde çekildi, • Sağdaki fotoğrafa +1 pozlama telafisi uygulandı.
Farklı Kamera Modlarında Pozlama Telafisi Pozlama telafisi nedir, bunu artık biliyoruz, fakat bu işlem nasıl gerçekleşir? Diyaframı değiştirerek mi, yoksa deklanşör hızını mı, ya da her ikisini birlikte mi? Bunun cevabı, kameranızı hangi modda kullandığınıza göre değişir. Her kamera modu için neler olduğunu ayrı ayrı açıklayalım:
Diyafram Öncelikli Mod, “A” Diyafram Öncelikli modda (mod kadranındaki A), pozlama telafisi perde hızını değiştirir. Unutmayın ki bu modda, diyafram değerini siz ayarlarsınız ve kameranız buna karşılık ge-
19
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAFIN TEMELLERI
len perde hızını otomatik ayarlar. Diyaframı değiştirirseniz, fotoğraf makineniz sadece buna karşılık gelen perde hızını ayarlar ve pozlama seviyesinde herhangi bir değişiklik olmaz. Pozlama telafisi uygularsanız, diyaframınız aynı değerde kalırken perde hızınız, telafi uyguladığınız oranda değişir.
Deklanşör Öncelikli Mod, “S” Deklanşör Öncelikli modda (mod kadranındaki S) poz telafisi diyafram değerinizi değiştirir. Temelde “Diyafram Öncelikli mod”un tersidir. Perde hızını ayarladığınızda, kamera buna karşılık bir diyafram değeri belirler. Pozlama telafisi, bu diyafram değerini değiştirmenize izin vererek pozlamayı değiştirir.
FOTOĞRAFIN TEMELLERI
Program modu, “P” Program modunda (mod kadranındaki P), poz telafisi perde hızını değiştiriyor. Şimdiye kadar kullandığım kameralarda böyleydi. Sizin kullandığınız kamerada değişik olabilir. En doğru bilgi için kameranızın kullanım kılavuzuna göz atmanız gerekebilir.
ÇEKİYORUM AMA NASIL?
Manuel mod, “M” Manuel modda, kamera sizin için bir poz değeri ayarlamaz, her şeyi kendiniz yaparsınız. Diyaframı veya deklanşör hızını her değiştirdiğinizde, pozlama değerini değiştiriyorsunuz demektir.
Manuel Modda Pozlama Telafisi kontrolü Manuel modda Pozlama telafisi kendi başına pozlamayı değiştirmez, sadece sayacın kalibrasyonunu değiştirir.
1) Sabit ISO ile Manuel Pozlama telafisi (Tam manuel mod) Kullanıcı, pozlama göstergesi “0” görünene kadar diyaframı ve/veya deklanşör hızını ayarlar. Eğer operatör +1 EV ekstra pozlama istiyorsa, diyafram ve/veya deklanşör hızını, pozlama göstergesinde +1 görülecek şekilde ayarlar.
2) Otomatik Pozlama Modu (Otomatik ISO ile manuel mod dahil) Fotoğraf makinesi, seçilen moda bağlı olarak pozlama göstergesinin 0’da tutulacağı şekilde enstantane hızını ve/veya diyafram değerini ve/veya ISO değerini ayarlar. Pozlama telafisinin otomatik uygulanabileceği tek yöntem Otomatik ISO ile birlikte kullanımıdır.
NOT: Otomatik ISO’ya sahip Manuel Pozlama Modu, pozlamayı DEĞİŞTİRMEZ – pozlamayı yalnızca operatör değiştirebilir. Bununla birlikte, pozlama telafisini kullanmak, ISO’nun değiştirilmesinin bir sonucu olarak kameranın ürettiği JPEG’lerin parlaklığını değiştirir. Yani RAW+JPEG çekim yapıyorsanız, RAW dosyada ayrı, JPEG dosyada ayrı bir pozlama görürseniz bunun nedeni budur.
Özetlersek; Hepimiz pozlama işlemi üzerinde tam kontrole sahip olmak istiyoruz. Birçoğumuz Manuel modda çalışmak istemiyoruz. Diyafram Öncel ikli gibi bir modda çalışırken, kamera size bir çok avantaj sunuyor. Bana kalırsa buradaki en önemli faktör, çekim hızımız, yani karşımıza çıkan bir fotoğraf fırsatı karşısında ne kadar kısa sürede aksiyon aldığımızdır.
20
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
FOTOĞRAFIN TEMELLERI
F
otoğrafçı çekim yaparken önce kendine şu soruyu sormalı: “Çekiyorum ama nasıl?”. Bu soru araştırma ve uyarı sorudur. Sizi arayışa, daha doğrusu düşünmeye yönlendirir. Düşünerek yaptığınız bir işte akıl yolu vardır. Sizi bir adım ileri taşır. Bunu kendine sormadan düşünmeden deklanşöre basan kişiye göre sizi bir hamle öteye ve başarıya ulaştırır. Daha önce böyle düşünmediyseniz şimdi deneyin, ne kadar faydalı olduğunu yaşayarak göreceksiniz. Bizim burada verdiğimiz örnekler sadece öneri düzeyindedir. Siz buradan yola çıkarak kim bilir ne fotoğrafik değerler ortaya koyabilirsiniz. Haydi, bakalım kolay gelsin…
Diyelim ki antik kentleri fotoğraflamak için yola koyuldunuz. Patara’da çekime başladınız. Patara kapısını çekip yola devam etmeyiniz. Biraz daha geniş açı objektif kullanarak Lahde anıtsal bir görünüm kazandırabilirsiniz. Dolayısıyla Lahit başrol, kapı ise ikinci rolde kalacaktır.
Etrafa bakın ve başka neler yapabileceğinizi düşünün. Örneğin kapının nasıl bir mekânda olduğunu fotoğraf diliyle anlatabilirsiniz. Başka bir uygulamada Patara Kapısını daha da anıtsal ve dinamik göstermek isteyebilirsiniz. Bunun için de geniş açı ile alttan bir bakış uygun olacaktır.
Fotoğrafçı çekim yaparken önce kendine şu soruyu sormalı: “Çekiyorum ama nasıl?”. Bu soru araştırma ve uyarı sorudur. Sizi arayışa, daha doğrusu düşünmeye yönlendirir. Düşünerek yaptığınız bir işte akıl yolu vardır. Sizi bir adım ileri taşır. Bunu kendine sormadan düşünmeden deklanşöre basan kişiye göre sizi bir hamle öteye ve başarıya ulaştırır.
Ayrıca yakınında gördüğünüz bir Lahit fotoğrafik bir zenginlik için iyi bir başlangıç olabilir. Lahdi ön plana alıp kapıya bakabilirsiniz. Fakat irtibat konusunda kopukluk olmamalı. Üstteki karede görüldüğü gibi irtibatlı olmalıdır.
21
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
HUKUK
FOTOĞRAF ÇEKERKEN HAKLARIMIZI, YÜKÜMLÜLÜKLERİMİZİ NE KADAR BİLİYORUZ? Ünlü bir sanatçı bir kafede fotoğrafının kendisinden izin alınmadan çekilmesi ve bir çok platformda kullanılması üzerine haklarını ihlal eden kişiden 300.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.
Av. Fulden ELVERİR arthenos.com
22
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
HUKUK
F
İNCELEME ;
otoğraf çekerken haklarımızı, yükümlülüklerimizi ne kadar biliyoruz nelere dikkat ediyoruz ya da yasal olarak neleri ihlal ediyoruz? Tüm bu sorulara cevap bulabilmek adına doğrudan Yargıtay kararlarını incelemeyi ve gerçekte somut örnekler üzerinden gitmeyi doğru bulduğum bir yazı dizisi başlattım. Umuyorum ki incelediğimiz kararlar faydalı olur ve aslında adalet sisteminden nasıl ve ne şekilde taleplerde bulunabileceğimize dair bir fikir oluşturabilir.
Ünlü bir sanatçı bir kafede fotoğrafının kendisinden izin alınmadan çekilmesi ve bir çok platformda kullanılması üzerine haklarını ihlal eden kişiden 300.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Yerel mahkemece eylemin kişilik hakkı ihlali olduğu gerekçesiyle, 234.000 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermiştir. Yargılama sırasında ünlü sanatçı dergi ve restoran çekiminden aldığı başka bir emsal bir ücreti örnek göstermiştir. Burada maddi tazminat talep eden taraf, gerçekten de aslında sözleşme yapılsaydı ne kadar ücrete anlaşılabilirdi diye düşünerek örnek bir ücreti mahkemeye göstermek zorundadır. Buradan yola çıkarak mahkeme ancak maddi kaybı belirleyebilecektir. Tarafların bu karara itiraz etmeleri üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş ve Yargıtay tarafından dosya bozulmuştur. Yargıtay, maddi tazminatın miktarını çok yüksek bulmuştur. Gerekçesi ise ; “davacının emek vermeden hazırlıksız çekilmiş bir fotoğrafının kullanımı nedeniyle maddi tazminat miktarından makul bir indirim yapılması gerekmektedir” şeklindedir. Yani burada kastedilen eğer ki ünlü sanatçı dergi çekimi için başka biriyle sözleşme yapmış olsaydı bu çekim için ayrıca bir hazırlık içine girecekti. Oysaki izinsiz çekilen bu fotoğraflar için ayrı bir hazırlık içine girmemiştir. Bu yüzden gerçekte maddi kaybının daha az olduğunu belirterek miktarın düşürülmesini istemiştir. Burada Yerel mahkemece yeniden yargılama neticesinde maddi tazminatta ne kadar indirim yapıldığını göremiyoruz. Ancak yapılan indirimin tamamen hakimin hakkaniyetine göre olacağını söylemekte fayda olduğunu düşünüyorum. Verilen tazminat miktarları, Yargıtay’ın görüşünü doğru bulup bulmadığınızın yorumunu sizlere bırakıyorum.
Yargıtay kararında öncelikle davacının talepleri, ardından ihlalde bulunduğunu iddia ettiğimiz kişinin savunmaları ve ilk mahkemenin kararı bulunmaktadır. Mahkeme kararının ardından taraflardan birinin itirazları üzerine gidilen Yargıtay’ın nihai kararı bulunmaktadır. Yargıtay mahkeme üyelerinin arasında bir fikir ayrılığı olması halinde üyelerden bir kimse karşı oy vererek fikirlerini paylaşmaktadır. Gelin mahkeme kararını birlikte inceleyelim.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası Karar Numarası Karar Tarihi
: 2016/4922 : 2017/3681 : 13.06.2017
“Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye’nin en önemli tiyatro ve sinema oyuncularından biri olduğunu, davalı tarafın ise müvekkilinin davalıya ait kafede yemek yerken çekilen çok uygunsuz bir fotoğrafını …’nin menü, reklam ve tanıtımlarında, … derneği ödül töreni mecmuasında kullandığını, davalının bu yolla müvekkilinin, …’nin daimi bir müşterisi olduğu intibaı yarattığını, sosyal medyada bu fotoğraf nedeniyle müvekkili ile alay edildiğini, bundan dolayı müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, büyük bir üzüntü duyduğunu, davalının bu kullanımı nedeniyle müvekkilinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, şimdilik 300.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Bir sonraki yazımda da yine bir Yargıtay kararı yayınlayacağım. Bu açıdan; Bir sonraki yazımda “Fotoğrafçının fotoğraf üzerindeki hakları” konulu farklı bir Yargıtay kararını ele alacağız. Yakında sizlerle paylaşacağım bu ve diğer yazılarım yayınlandığında ilk siz haberdar olmak isterseniz, aşağıdaki bölüme e-posta adresini yazıp “Abone Ol” linkine tıklamanız yeterli.
Davalı vekili, ortada bir eserin, bir icracı sanatçının, uygunsuz bir fotoğrafın ve bir reklam kampanyasının, haksız bir kullanımın söz konusu olmadığını, 02/06/2014 tarihli … derneğinin mecmuasında yer alan resmin müvekkilinden habersiz bir şekilde yayınlandığını, davacının bazı resimlerinin dükkan içinde kullanılan menülerde yer aldığını ancak mahkeme aracılığıyla yapılan tespitten sonra 2 ay bile kullanılmadan bunların imha edildiğini, müvekkiline ait …’nin tanınmış bir işletme olduğunu, reklama ihtiyaç duymadıklarını, tazminat taleplerinin zenginleşme amacına yönelik olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalıya ait … adlı yerde yemek yerken çekilmiş olan fotoğrafının, davalıya ait menülerde ve davalının isteğiyle … Derneği ödül töreni dergisinde izinsiz olarak kullanıldığı, somut olaydaki kullanımın telif tazminatını gerektirmediği, eylemin kişilik hakkı ihlali olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 234.000 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Yargıtayca; Dava, davalıya ait … isimli iş yerine gelen davacının çekilmiş bir fotoğrafının … menülerinde ve … Derneği ödül töreni için bastırılan dergide izin alınmaksızın reklam amaçlı kullanılması sonucu FSEK kaynaklanan hakların ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 234.000 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükme esas alınan ek raporda, davacının başka bir reklam nedeniyle aldığını beyan ettiği ücret esas alınarak davaya konu kullanımın özelliğine göre dergi reklamındaki kullanım için 195.000 TL, restoran menülerindeki kullanım için ise 39.000 TL olmak üzere davacının talep edebileceği toplam bedelin 234.000 TL olabileceği görüşü açıklanmıştır. Ancak mahkemece ek raporda belirtilen miktara hükmedilmişse de, davacının emek vermeden hazırlıksız çekilmiş bir fotoğrafının kullanımı nedeniyle maddi tazminat miktarından makul bir indirim yapılması gerekmektedir.”
23
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
SAĞLIK
Fotoğraf
mek için acelece menüler ve ayarlarla uğraşmamız, sonrasında fotoğraflarımıza baktığımızda önümüzde olan güzelliği görmediğimizi fark ettirir. Fotoğrafçılara bazen ara sıra kameralarını bırakmaları ve sadece sahnenin önünde eğlenmeleri önerilir.
Çekenler
Her yıl milyarlarca fotoğraf çekiliyor ve bunların bir kısmı satın alınıyor. Fotoğraf sadece bir fotoğraftan ibaret değil. Güçlü bir ödüllendirici bileşeni var. Fotoğrafçılık duygusal memnuniyet de gerektirir. Her yıl satın alınan fotoğrafların sayısındaki artış katlanarak devam ediyor. 2010’dan 2016 yılına neredeyse üç kat artış göstermiş ve 2016 sonunda 1,3 trilyona ulaştığı tahmin ediliyor.
Daha Mutlu
Oluyor Sebahattin Demir
Yukarıda bahsettiğim çalışma, fotoğrafın insanların deneyimlerinden aldıkları keyfi nasıl etkilediğini incelemiş ve fotoğraf çekenlerin, çekmeyenler göre, deneyimlerinde karşılaştıkları olumlu ve olumsuz durumlardan daha olumlu düşünceler geliştirdiklerini saptamış. Fotoğrafçılık sadece anları zamanında yakalamak ve belgelemek için değil aynı zamanda deneyimlere bir angajman olarak da verilmekte ve “fotoğraf çekmenin zevk almak üzerine önemli bir etkisinin olduğunu” kanıtlamaktadır. Örneğin, yiyeceğiniz yemeğin fotoğrafını çektiğinizde, ondan daha fazla tat aldığınız tespit edilmiş. Bir deneyde, bireylere göz hareketlerini takip eden gözlükler takılmış ve bir rehber eşliğinde bir müzeyi gezmeleri talimatı verilmiş. Araştırmacılar, fotoğraf çekenlerin sergideki eserlere diğerlerine kıyasla daha fazla zaman harcadıklarını keşfetmişler.
F
otoğrafçılar mutlu insanlar. Bunu ben demiyorum, Amerikan Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi tarafından yayımlanmış kapsamlı bir çalışma söylüyor. “Fotoğraf çekin, her şeyden daha fazla keyif alacaksınız” diyor. Araştırma, fotoğraf çekenlerin günlük aktivitelerin keyfini daha iyi çıkaracağını düşünmekle birlikte, fotoğraf çeken insanların edindikleri deneyimlerden, karşılaştıkları olaylarda ortalama insanlardan daha fazla mutlu olduklarını söylüyor. Bunlar daha mutlu insanlar! Fotoğraf çekmek mutlu ediyor.
İlginç bir saptama ise, hantal kamera donanımlarıyla uğraşmak zorunda kalan fotoğrafçıların bir tek bu durumda fotoğraf çekmekten zevk almadıkları saptanmış. Teste katılan kişilerin çoğunluğu, fotoğraf makinesi ekipmanları için, kullanımı kolay, deneyimlerini arttıracak tüm fonksiyonlara sahip olanları tercih edeceklerini belirtmişler. Hafif ekipmanların tercihi ise bir tartışma konusu olmuş. Çünkü, kullanımı kolay, aradıkları fonksiyonların tümüne sahip fotoğraf makineleri için kimi katılımcılar hafif olmasını birinci sırada tercih ederken, kimi katılımcılar bunu son sıraya atmışlar.
Fotoğraf sizi daha mutlu biri yapar.
Fotoğraf çekenler yediklerinden daha fazla tat alıyorlar
Neden fotoğraf çekiyorsunuz? Bireysel anları yakalamak veya sanat için? Motivasyonları ne olursa olsun fotoğrafçıların daha mutlu insanlar olduğu iddia ediliyor.
Bir başka deneyde, fotoğraf çeken ve çekmeyen grubu bir öğle yemeğine götürmüşler. Fotoğraf çeken gruptan yedikleri yemeklerden en az 3 fotoğraf getirmeleri istenmiş. Yemek sonunda yapılan ankette, fotoğraf çeken grubun yedikleri yemekten çok daha farklı tatlar aldıkları, yemekten daha fazla zevk duydukları belirlenmiş.
Manzara fotoğrafları çekmekten zevk alan bir fotoğraf gönüllüsü olarak, manzara fotoğrafçılarının hayattan daha fazla keyif aldıklarını fark ettim, çünkü ortalama turistlerden çok daha dikkatli oluyorlar. İlginç, güzel ve heyecan verici bir yere gittiklerinde, bölgedeki olası kompozisyonlar için bölgeyi, çoğu akıllı telefon fotoğrafçısının veya turistin yaptığı şekilde taramıyorlar. Manzarayı, tepelerden, alanlardan ve gökyüzünden ibaret değil, bir dizi doku, şekil ve renk olarak görüyorlar. Yolun sadece manzarasını değil, özünü yakalamak istiyorlar.
Bazen fotoğrafçılık tatsız bir deneyimi daha da kötüleştirebiliyor. Bir keresinde, katılımcılar sanal bir safariye gitmişler ve çoğu insanın heyecanla seyrettiği, bufaloya saldıran bir aslan gurubunu seyretmişler. Fotoğraf çekenlerin aynı sahneyi görenlerden daha fazla ürperdikleri ancak fotoğraf çekmedikleri tespit edilmiş. Fotoğrafın aldığımız zevklere olan etkisi kendiliğinden gelişmiyor, aktif katılım gerektiriyor. Bir sahnenin herhangi bir anını – fotoğrafçının neyin yakalanacağına ilişkin aktif kararı olmadan – kendi başına statik kayıt yapan bir kameranın aynı etkiyle sunması muhtemel değildir. 2,005 adet deneğin katıldığı dokuz deney üzerinden yapılan çalışmada, “fotoğraf çekenlerin değişik gerçek yaşam koşullarında olumlu deneyimlerden keyif aldığını gösteren tutarlı kanıtlar” olduğu sonucuna varılıyor: çünkü fotoğraf çekmek etkileşimi arttırıyor ve farkındalık yaratıyor. İllaki sanatsal fotoğraflar çekmek, çok ilginç, özel anları çekmek değil, günlük hayattaki genelde görmezden geldiğimiz tamamen normal şeyleri yakalasak bile, bu mutluluk hissini arttırabiliyor.
Fotoğrafçılar, önlerindeki sihirli anları bazen kaçırabilirler Çünkü kadranlarla ve menülerle uğraşırken neredeyse batmakta olan günbatımının güzelliğini göremezler. Bazen hızla hareket eden bir sahnede, doğru filtrelemeyi gerçekleştir-
Sonuç olarak;
Fotoğraf çekmek insanı daha mutlu ediyor.
24
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
MAKALE Süleyman ÜLKER
Aynı fotoğraftan değişik kadrajlar çıkarmak... Çekilen fotoğraf net ise aynı fotoğraftan farklı kadrajlar elde edilebilir.. Tabi Netlik önemli.. 1 çekim yaptığınız fotoğrafta modeller etkiliyse o modelleri farklı kadrajlarda ve açılar kullanıp fotoğrafınızı çoğaltabilirsiniz.. Bu teknik fazla kullanılmasada bazen işe yarayabiliyor.. Ben zaman zaman kullanırım.. Güzel neticelerde verir.. Güzel çekimler dileğimle..
25
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
TEKNIK
FOTOĞRAF VE TEKNİK OKUMA Tekniğin anlam üzerine olan etkisinden bahseden okuma öncelikle ışık kullanımı ve kompozisyonel okumadır.
Nilay İşlek arthenos.com
26
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
TEKNIK
F
otoğraf dilini ve gereğini, an (deklanşöre basma anı), ışık, çerçeveleme, kompozisyon, görüntünün niteliği, pozlama, objenin seçimi gibi etkenlerin oluşturduğu söylenebilir. Bu dil, kaynağını içinde bulunduğu kültürden alabilir, ancak görsellik özelliği dolayısıyla evrenseldir. Ancak görselliğin giderek evrenselleşmesi, fotoğraf dilinin kolaylıkla çözülebilmesini de sağlamıştır. Bir imge bombardımanı altında olan insanlar için bu dilin çözülmesinin öğrenilmesi çok uzun zaman almaz. Fotoğraf dilinin öğrenilmesi, fotoğrafın anlamını çözmekte etkilidir. Bu dili okumasını öğrenenler daha kolaylıkla fotoğrafın anlamlarını ve yan anlamlarını çözebilmektedir.
üçte ikisi net olacaktır. Alan derinliğini etkileyen üç temel faktör vardır, bunlar diyafram açıklığı, objektif odak uzunluğu ve konuya olan uzaklıktır.
Çekim Açıları
Çekim açısı, bir fotoğrafçının bir konunun fotoğrafını çekerken, o konunun neresinde bulunduğunu ve konuyu ne tarafından görüntüye aldığını ifade eder. Çekim açılarını kendi aralarında şu guruplara ayırmak mümkündür; Göz seviyesi: Varlıkların olağan görüntüsüne bir anlam kazandırılmak istenmiyorsa, olaylar nesnel bir bakışla isteniyorsa göz seviyesindeki açı kullanılır. Göz hizasında yapılan çekimler, dramatik sahnelerin birleştirilmesinde kullanılır. Dramatik ve psikolojik etkisi azdır.
Bir fotoğraf karesinde mesajın yeterince güçlü olup olmadığı birçok anlamda sorgulanırken teknik okuma fotoğrafı çeken kişinin özellikle fotoğrafta yer alacak unsurlara ve bunların dizilişlerine karar vermesiyle ele alınır. Tekniğin anlam üzerine olan etkisinden bahseden okuma öncelikle ışık kullanımı ve kompozisyonel okumadır.
Üst açı: Estetik olarak derinlik yaratılabilir, nesnelerin görüntüsünün gerçektekinden farklı olacağı için daha görsel bir görüntü çıkartılabilir. Teknik olarak olayları anlama, kavrama ve olaylar hakkında daha detaylı görüş sahibi olabilmek içindir. Psikolojik olarak ezilmişlik, zavallılık, güçsüzlük, umutsuzluk, yenilgi gibi etkiler yaratır.
Işık, tüm görsel sanatların temelidir ve fotoğraf da ışıktır. Fotoğraf için ilk adım olan ışık, fotoğraftaki görselliğin nedenidir. Dolaylı, doğrudan, cephe ışığı (gölgeleri yok ederek yüzeysel bir etki oluşturur ve aydınlanan cisim düzlemsel görülür), tepeden gelen ışık (kütlenin ağırlığını ve yer çekimini vurgular), ters ışık (kütlenin biçimini ortaya koyar), yan ışık ( ışık-gölge yardımıyla dokuyu ortaya çıkartarak derinlik hissi verir) olarak ele alınabilir. Ayrıca geliş açılarına ya da doğal nedenlere göre ışığın durumu da değişir. Işık, salt fotoğrafın oluşumunda rol oynamaz aynı zamanda sanatsal bağlamda da belirleyici olur. Kullanılan ışık tarzı fotoğrafın estetik değerinde etkili olur.
Alt açı: Üst açıda yaratılan etkinin tersi etki yaratılar. Varlıklar olduklarından daha görkemli gözükürler. Konu üzerinde büyüklük, güçlülük, üstünlük, kazanmak, yücelmek, coşku gibi aktif duygular dile getirilebilir. Küçük maketlerin gerçek görüntü elde etmek için alt açıdan çekimleri yapılır.
Kompozisyon, kontrol anlamına gelir. Bir fotoğrafın kompozisyonu, kendini ilk aşamada heyecanlandıran bir düşünceye doğru bir başkasını da yöneltebilmek için fotoğrafçının kullanımında olan bir araçtır. Bu anlamda kompozisyon insanı etkiler ve yönlendirir. İzleyicisini bedensel, duygusal ve zihinsel olarak etkilemesine olanak verecek şekilde fotoğrafçının etkinliğini arttırır. Araştırmalara göre görsel düşünenler izleyici bakışlarının resim ya da fotoğrafa bakarken kontrol edilebilir bir seyir izlediğini bilmektedirler. Usta bir sanatçı izleyicinin bakışını eseri üzerinde nasıl dolaştırmak gerektiğine tam anlamıyla hakimdir. Gözü çelerek öngörülen noktalara yönelmesi için çizgiler, şekiller, renkler kullanır. İzleyici de farkında olmadan, ancak isteyerek kendini bu yönlendirmeye bırakır. Mesela keskin kenarlı ve kaba şekiller hareket ve gerilimi çağrıştırırken, yumuşak şekiller dinginlik ve huzuru algılatır (Grill ve Scanlon 2003:18).
Öznel açı: Bu açı fotoğraftan ziyade hareketli görüntünün söz konusu olduğu televizyon ve sinema çekimlerinde söz konusudur. Öznel açı kullanımında kamera izleyicinin gözü konumundadır ve olayları izleyicinin gözüymüş gibi takip eder. Örneğin kaçan kişinin arkasından onu takip eden çekim bu tür bir çekimdir. Haber fotoğrafçılığında öznel açıdan bahsedildiğinde muhabirin kendi düşünce tarzına uygun görüntüleri çekmesi akla gelir. Reklam fotoğrafçılığı için düşünüldüğünde ise, görüntü yönetmeninin veya reklam verenin göstermek istediği açıdan yapılan çekimler söz konusudur. Bu durumda reklam fotoğraflarının çok büyük bir çoğunluğunun öznel açı ile çekildiği rahatlıkla söylenebilir.
Fotoğrafçı görüntüsünü oluştururken karşısındaki sahnenin hangi unsurlarının fikirlerini destekleyeceğini, hangilerinin ise aykırı düşeceğini bilecek şekilde, fotoğrafındaki tüm öğelerin çağrıştırdığı etkilerin farkında olmalıdır. Kompozisyonun oluşturduğu zihinsel kontrol, fotoğrafın fiziksel, duygusal ve konusal içeriğinin birbirleriyle ilişkisinden doğar. Etkin bir kompozisyonla birlikte sunulan kışkırtıcı bir fikir zihinsel tepkiye yol açar. Böyle bir fotoğrafın üzerinde konuşmaya ya da en azından düşünmeye değer.
Nesnel açı: Bu açı televizyon ve sinema için kullanıldığında öznel açının tersi olmasına, yani tarafsız olmasına karşın, fotoğraftaki nesnellik daha ziyade haber fotoğrafçılığında sözü geçen objektiflik (tarafsızlık) ile eş anlamlı kullanılmaktadır. Söz konusu bir portre ise, en uzaktan en yakına doğru çekim ölçeklerinin isimleri şöyle sıralanabilir: Genel çekim, boy çekimi, diz çekimi, bel çekimi, göğüs çekimi, omuz çekimi, baş çekimi, ayrıntı çekimi. Genel olarak çekim ölçekleri şu guruplarda incelenebilir:
Fotoğraftaki öğeler; çizgi, şekiller, doku, desen, biçim ve renk, ışıkla birleşerek fotoğrafın dış görünüşünü oluşturur. Fotoğrafın estetik boyutunda fotoğrafın dik ya da yatay çerçeveye yerleştirilmesi, bakış açısı, altın oran, ton değerleri, renk uyum ve zıtlıkları, konu dengesi, perspektif, zamanlama gibi pek çok etmen söz konusudur.
Genel çekim: Genel çekim, insanın ya da nesnenin tümüyle içinde bulunduğu mekân ile birlikte görüldüğü çekim ölçeğidir. Yalnızlık, terk edilmişlik, izlenimi verebilmek için de yararlanılır.
Fotoğrafta kompozisyonu etkileyen önemli unsurlardan birisi de alan derinliğidir. Alan derinliği; üzerine odaklama (netlik) yapılan konunun ön ve arka kısmında net olarak görülen alandır. Kural olarak bu alan odaklama yapılan cismin önünde 1/3, arkasında ise 2/3 oranında gerçekleşir. Diğer bir anlatımla odaklama yapılan cismin önünde kalan alanın cisme yakın olan üçte biri net olurken, arkasında kalan alanın
Kamera açısı çoğu zaman bir işaret değeridir. Close-up (yakın çekim) ve zoom (konuya yaklaşıp uzaklaşma) yardımıyla insanlara ve objelere, maddelerin çeşitlerine daha kolay ve yakından bakma fırsatı yakalanır. Kurgu ise ikna edilebilecek duyguların uyarılmasında yararlı olur (Yüksel, 1994:106).
27
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
TEKNIK
Fotoğrafın dışsal öğeleri çizgi, biçim, doku ve renk olarak karşımıza çıkar. Renk ışığın meydana getirdiği fiziksel bir olgudur. İnsan tarafından renklerin algılanması, ışığa, ışığın cisimler tarafından yansıtılışına ve öznenin göz yardımıyla beyne iletilmesi sayesinde gerçekleşir. Rengin belirleyici olduğu fotoğrafik ifadelerde, iletilen mesaj ayrılmaz bir şekilde görüntüde yer alan renklere bağlıdır. Renkler insanın duyguları ve ruh haliyle yakın ilişki içerisindedirler. Yapılan araştırmalara göre çevrelerini saran rengin etkisinden dolayı insanların üretkenliği yükselebilmekte ya da düşebilmektedir. Kısacası renk insan psikolojisini doğrudan etkilemektedir (Grill ve Scanlon, 2003:118). Renklerin dilini anlamak, renklerle izleyicilere iletiler göndermek, iletişime yepyeni boyutlar kazandırmaktadır. Fotoğrafın yanı sıra sinema ve reklam filmlerinde görüntüsel anlamı güçlendirecek en önemli öğelerden biri renk ve dünyasıdır. Dikkat çekmek, sahne ve nesneleri aslına uygun olarak göstermek, hayali izlenimler yaratmak açısından renk etkisi göz ardı edilemez.
yönü boşluğu sol tarafa verilmiştir. Renklerde bütünlük görülürken, yön bağlamında kontrastlık dikkat çekmektedir. Bisikletli adam ve grafitideki asker çizimi yönsel kontrastlık vermektedir. Çizgisel olarak elips ve dikdörtgen dikkat çekerken 1/3 kuralı el çizimleri ile sınır oluşturularak verilmiştir. Üçgenler, dörtgenlerle birlikte kullanılarak güçlü kompozisyon öğeleri oluştururlar. Daireler ise daha doğal görünüme sahiptir ve çerçeve içinde dörtgen ve üçgenlerden daha önce dikkati çeker, güçlü bir yapısı vardır. Bu yapı bakışların daire üzerinde toplanmasını sağlar. Burada da bisikletin tekerlekleri dikkat çekmektedir. Kare ve dikdörtgenler çerçeve içersine yerleştirilirken çerçevenin kenarlarına paralel olmaları tercih edilir. Fotoğraf karesinde doğrudan bir bakış açısı sergilenirken geniş açı objektif kullanıldığı görülmektedir. Fotoğraf 2: 2012 Dünya Basın Fotoğrafları Yarışması / Güncel Meseleler Tek Fotoğraf
Bir fotoğrafta çizgiler ise yollar, dikey ve yatay binalar, yapılar, akarsular, insan bedeninin biçimleri, tepeler, gölgeler gibi binlerce şekilde karşımıza çıkarlar. Çizgiler sadece hareket ve yönü belirtmez, tonlar, nesneler, ışık ve gölge arasında bir sınır oluştururlar. Çizgiler çerçeveyi oluşturur. Birbirine paralel yatay çizgiler perspektifi oluşturur, diyagonal çizgiler dinamiktir. Eğriler akıcıdır ve yumuşaktır. Doğada ve çevremizde yer alan düz ve eğri çizgiler fotoğrafta farklı yapıların ve duyguların ortaya çıkmasını sağlar. Bu temel bilgiler ve temel kompozisyon kuralları, en basitinden en karışık yapıda olanına kadar tüm fotoğraf karelerinde geçerliliklerini korurlar.
Brent Stirton / Getty Images
Bu fotoğraf karesinde Ukraynalı bir seks işçisi olan Maria adlı kadını vücudunu satmak için kiraladığı odada uzanırken görüyoruz. Görüntüye baktığımızda dikkati ilk çeken fotoğrafın dramatik atmosferi oluyor. Bu dramatik etki özelikle yanal ışık etkisiyle ortaya çıkarılmış. Fotoğrafta biçim önemli olmakla birlikte detay ve doku da önemlidir. Bir fotoğrafta dokuyu ortaya çıkaran öge ışıktır. Nesnenin fiziksel bilgisini bize dokusu aktarır. Stirton yanal ışık sayesinde bedenin dokusunu özellikle darbe izlerini dramatik bir şekilde ortaya koymuştur. Beden formu fotoğraf karesinin tamamını doldurmakla birlikte kareyi diyagonal bir şekilde kesmektedir. Fotoğrafın iki boyutlu düzlemine karşı fotoğrafçı görüntüye üç boyut duygusu verebilmek için perspektifi ve ışığı kullanır. Teknik özelliklerde önemli detaylardan biride objektifin gördüğü açıdır. Fotoğraflanan nesne ya da kişiyi en iyi şekilde görmek ve bu açılarla belirli anlamlar yaratmak istenir. Bakış açısı; normal, alt açı, üst açı kullanılabilir ve her birinin faklı psikolojik durumlar için anlatımı vardır. Bu açılar kullanılarak, güç, zayıflık, yücelmişlik, umutsuzluk, sevinç gibi duygular aktarılabilir. Bu fotoğraf karesinde fotoğrafçı modelin tüm umutsuzluğuna inat alt açı yaklaşarak yüceltmişlik duygusunu hissettirmektedir.
“Konuyu gördüğümüzde, bunu çeşitli yöntemlerle olabildiğince temizleyip, düzenlersek fotoğrafa da ulaşmış oluruz.” Feininger
Fotoğraf 1: NTV’nin “O an” karelerinden seçtiğim bir fotoğraf karesini teknik bağlamda yorumlayacak olursak; (Associated Press / Anja Niedringhaus)
Gazze’nin güneyinde Neve Dekalim Yahudi yerleşimini çevreleyen duvar, üzerindeki desenle açılıyor. Bir bisikletli de bu sanal olayı izliyor. Adamın duruşu, yüzü görünmemesine rağmen meraklı bakışlarını sezdirmesi ve konumu bir araya gelince an fotoğrafı olarak deklanşöre basılıyor ki, adeta bisikletli Filistinli de grafitinin bir parçası haline geliyor. Fotoğrafta çerçeveleme önemli bir unsurdur. Bir seçim işlemi olarak fotoğrafçının anlatımında çerçeve içindeki noktalar önemlidir. Fotoğrafçı çerçeve içindeki noktalara nesneleri önem derecesine göre yerleştirerek izleyicinin dikkatini çekmek ister. Cephe ışığında çekilen bu fotoğraf karesinde konunun punctum noktası olan bisikletli adam altın oranda iki numaraları netleme noktasına yerleştirilmiştir. Ve bakış
Kaynakça 1. Grill, Tom, Mark Scanlon: Fotoğrafta Kompozisyon, Homer Kitabevi ve Yayıncılık, Çeviri: Nedim Sipahi, İstanbul, 2003 2. Yüksel, Ahmet Haluk: İkna Edici İletişim, Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırmaları Vakfı Yayınları, No:94, Eskişehir, 1994.
28
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
MAKALE Aytül PİRCİ
DOĞA FOTOĞRAFÇILIĞI FIAP’ın (Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu) doğa fotoğrafçılığı tanımına göre: ”Doğa fotoğrafı; doğal bir yaşam alanı içindeki canlı, evcil olmayan hayvanlar ve tarımsal olarak yetiştirilmeyen bitkileri, jeolojik oluşumları ve böceklerden buzdağlarına kadar, doğal sürecin genel çeşitliliğini tanımlar.” Bu geniş yelpazede ben en çok kelebekleri, böcekleri, sürüngenleri, yabani bitkileri ve özellikle endemik türleri fotoğraflamayı seviyorum. Benim için doğa fotoğrafçılığının en güzel yanı, pek çok insanın farkedemediği ya da detay algısı dışında kalan minik varlıkları; örneğin avını yakalamaya çalışan küçük bir örümceği, taşların arasından başını merakla uzatan bir kertenkeleyi, baharın gelmesiyle birlikte uçuşmaya başlayan kelebekleri, dere kenarında güneşlenen kurbağayı, evine yiyecek taşıyan bir karıncayı vs. görmek, incelemek ve gözlemlemek. Uygun bir açı, güzel bir ışık ve doğru çekim tekniği ile doğanın bize sunduğu bu sonsuz çeşitliliği fotoğraf karelerine hapsetmek. Özellikle daha sonra çektiğim bu fotoğraflara baktığımda; doğada geçirdiğim zamanın ne kadar değerli ve keyifli olduğunu bilmek, benim için harika bir duygu. Bu duyguyu, yaşamımın sonuna kadar yaşayacağımı biliyorum ve istiyorum. İnsanlığın doğal mirasımıza verdiği zarar çok büyük ve ne yazık ki canlı nesli tek tek yok oluyor. Doğa fotoğrafçıları olarak bunun bilincinde olmalı, ekosisteme zarar vermeden , canlıların yaşamlarına müdahale etmeden, doğaya ve diğer canlılara saygı göstererek fotoğraflarımızı çekmeliyiz. Bu dünya hepimizin ve başka dünya yok. Sevgilerimle. Işığınız bol olsun.
29
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
Yavuz Selim BAYRAK - Sayın Ömer AKPINAR, Röportaj Teklifimizi kabul etmenizden Dolayı Teşekkür ederiz.
YSB. - Fotoğraf ustaların bir sırrı vardır, sizin sırrınız nedir?
Ömer AKPINAR – Değer verip böyle bir röportaja layık gördüğünüz için şahsınızda Geniş Açı Fotoğraf Grubu yönetimine teşekkür ederim.
ÖA.- Ben kendimi fotoğraf ustası olarak görmüyorum. Fotoğrafı seven ve fotoğraf adına sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışan bir fotoğrafseverim. Benim için bu işin sırrı; ilgi, merak, zaman ayırabilme, en iyisini sunabilme düşüncesidir.
YSB. - Öncelikle sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz? Bize kendinizden bahseder misiniz?
YSB. - Geçmişte gerçekleştirdiğiniz veya ileride gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeleri bizlerle paylaşabilir misiniz?
ÖA.- 1969 Yılında Erzurum-Oltu Sarısaz köyünde doğdum. İlköğrenimimi köyümde, Orta ve Lise eğitimimi Oltu da tamamladım. 1993 yılında Üniversiteyi bitirdikten sonra 1995 yılında İstanbul’da Öğretmenlik mesleğine başladım. Halen memleketim olan Oltu’da bu mesleği sürdürüyorum.
ÖA.- Gerçekleştirmek istediğim güzel fotoğraflarımın yer aldığı bir sergi açabilmek. YSB. - Sizce fotoğrafçılık eğitimi almak gerekli mi? ÖA.- Kesinlikle gerekli. İnternet üzerinden de bir çok şey öğrenilebiliyor ama sahada bu işi bilenlerden uygulamalı olarak öğrenmek daha farklı. Ben fotoğraf eğitimi almadım. Öğrendikçe ne kadar çok eksiğim olduğunu daha iyi anlıyorum.
YSB. - Fotoğraf çekmeye nasıl başladınız ? Sizi fotoğraf sanatına ilerlemeye yönelten etkenler nelerdi?? ÖA.- Lise yıllarından başlayan gezip görme merakım fotoğraf sanatına da yönelmeme sebep oldu diyebilirim. Gezdiğim yerleri ölümsüzleştirme ve sonraki yıllarda yad etme adına çektiğim fotoğraflarla başladım.
YSB. - Türkiye’de fotoğrafçılığın gelişmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? ÖA.- Özellikle kaliteli kameraya sahip cep telefonları ile birlikte fotoğrafa olan ilgiyi de arttırdı. Ama hiçbir altyapısı olmadan makineyi doğrultup deklanşöre basan herkes kendini çok iyi fotoğrafçı sanmaya başladı. Özellikle fotoğraf derneklerine fotoğraf eğitimi konusunda sorumluluklar düştüğünü düşünüyorum. Hatta bu konuda okullarda da eğitim verilebileceğini düşünüyorum.
YSB. - Örnek aldığınız, etkilendiğiniz veya tarzı ile sizi kendine hayran bırakan fotoğraf sanatçıları var mı? ÖA.- İnternet ve sosyal medya fotoğrafa olan ilgimi, düşüncelerimi, bilgimi etkiledi tabiki. Merhum Ara GÜLER ‘i duyar ve zaman zaman fotoğraflarını izler haz duyardım. İsimlerini hatırlamasam da fotoğraf a dair bir çok yazı ve makale okudum. Sosyal medyada özellikle fotoğrafa ilgimi arttıran meslektaşım Ahmet YORDAM bey, yine bir dönem birlikte yönetiminde bulunduğum bir fotoğraf grubu kurucu ve yöneticisi Hasan OK bey, Faruk AKBAŞ gibi fotoğraf ustalarını zevkle takip ediyorum.
YSB. - Bir yeri fotoğraflarken özellikle dikkat ettiğin noktalar var mı? Bize biraz ipucu verebilir misiniz? ÖA.- Gezmeyi seven bir insanım. Bir yeri gezmeyi düşündüğümde o bölgenin tarihi ve coğrafi güzellikleri ile müzeleri hakkında mutlaka araştırma yapıyorum. Gezeceğim yerlerle ilgili görsellere bakmaya çalışıyorum. Çekeceğim tarihi, kültürel yada coğrafi bir mekânı en güzel nasıl yansıtırım onu kurgusunu önceden yapmaya çalışıyorum. Açısıyla, ışığıyla, rengiyle, dokusuyla en iyi nasıl pozlarım onun çabası içinde oluyorum.
YSB. - Size Göre Fotoğraf Neyi İfade ediyor Yani sizce Fotoğraf Nedir? ÖA.- Fotoğraf, fotoğraf çeken kişinin fotoğraftan aldığı hazzı, fotoğraftan aldığı duyguyu, fotoğrafa kattığı duyguyu, nesnelere yada varlıklara bakışını ifade ediyor. Bazen bir anı ölümsüzleştirirken bazen de tarihe, coğrafyaya not düşüyor aslında. Özellikle tarihi, coğrafi yada ekolojik olarak kayıt altına alınan bir çok fotoğraf belki gelecek nesillere ışık olacak, onlara yol gösterecek.
YSB. - Günümüzde Fotoğraf Sanatçısı unvanını almak bir hayli zor emek istiyor. Bu Unvanı Kazanabilmek için hangi zorluklarla karşılaştınız? Bu süreçten Biraz bahsedebilir misiniz?
30
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
SÖYLEŞI
ÖA.- Tekrar etmem gerekirse kendime sanatçı diyerek bu alandaki duayenlere haksızlık etmek istemiyorum. En büyük zorluk fotoğraf eğitimi almadan kendi çabalarımla bir şeyler öğreniyor olmak. Bu daha iyi fotoğraf çekme sürecinin uzamasına neden oluyor. Özellikle bu işe gönül vermiş üstatların yorumlarına, yol göstermelerine önem vermek, sabırla fotoğraf takibi yapmak gerekiyor. YSB. - Fotoğraflarınızda doğa ve mimari anlatımı sıklıkla görebiliyoruz. Neden? ÖA.- Ben köyde büyüdüm, hala daha da köyümle irtibatımı devam ettiriyorum. Boş zamanlarımda arabama biner dağ-bayır, çayır-çimen gezerim. Bu günlük yaşamın stres ve yorgunluğundan beni arındırıyor. Daha önce belirttiğim gibi farklı şehirleri gezmeyi, farklı kültürleri tanımayı, farklı ülkeleri görmeyi çok seviyorum. Bunun sonucu olarakta şehirlerin mimarilerine ilgisiz kalmak mümkün değil. Buda doğal olarak doğa ve mimari fotoğrafına yöneltiyor. YSB. - Fotoğraflarınızda kompozisyonu çok etkin kullanıyorsunuz. Fotoğraflarınızı çekmeden önce bir hazırlık yapıyor musunuz? Yoksa sadece anı mı yakalıyorsunuz? Bu konuda yeni başlayanlara tavsiyeleriniz olabilir mi? ÖA.- Başka bir sorunuz vesilesi ile buna birazcık değinmiştim. Gezeceğim yeri önceden mutlaka araştırırım. Elbette anı yakaladığımız anlarda olmuyor değil. Birde ben bir mekâna bir yere gidince hep şöyle düşünüyorum. Bir daha buraya ya gelirim yada gelemem. Gelmişken en ince ayrıntısına kadar gezmem lazım. Yeni başlayanlar için diyeceğim şu: mutlaka fotoğraf ustalarının fotoğraflarını izlesinler. Onların bilgi ve tecrübelerinden faydalansınlar. Yorumlarına değer versinler. Her zaman en iyiyi yakalamaya çalışsınlar.
ÖA.- Aslından bunun cevabı biraz klasik olacak. Açı, netlik, 1/3 kuralı, altın oran, renk, ışık ve çektiğimiz bir nesne yada manzarayı en iyi şekilde yansıtabilme, kısaca tema.
YSB. - Fotoğraf çekerken dikkat ettiğiniz unsurlar neler?
YSB. - “Çektiğim Fotoğrafların içinde en çok beğendiğim budur” dediğiniz bir fotoğraf var mı? ÖA.- Bunun cevabı biraz zor. Birkaç yıl önce çekip hayran hayran baktığım bir çok fotoğrafa şimdi burun kıvırarak bakıyorum. Öğrendikçe, fotoğraf alanında gelişim kaydettikçe haliyle bir öncekini beğenmiyor insan. Geriye dönüp arşivimi karıştırınca bazen cep telefonu ile çektiğim bir pozu bile ne kadar iyi yakalamışım dediğim pozlarda yok değil. Mesela bu örümceği Samsung S3 mini macro modda fena çekmemişim diyorum Yada tarihi bir mekanı elimdeki Canon 70D ile fena pozlamamışım diyorum. YSB. - Geniş Açı Fotoğraf Grup Sayfası ve dergimizin ilk sayısı Hakkında Düşünce, Önerilerinizi Alabilirmiyiz? ÖA.- Bu tür çalışmaları bulunan ender gruplardan biri Geniş Açı Fotoğraf Grubu. Bu çalışmalarınızdan dolayı teşekkür ediyorum , kutluyorum sizleri. Başarılarınızın artarak devam etmesini diliyorum. Bu tür çalışmaların emek istediğini, zaman istediğini, fedakarlık isteğini çok iyi biliyorum. Hepinizin ellerine, yüreğine sağlık. Var olun. YSB. - Fotoğrafın Sanatının hangi dalına daha çok ilgi duyuyorsunuz ? (portre , manzara, Sokak vs.) ÖA.- En çok yansıma, makro(Kelebek), uzun pozlama, tarihi mekan, doğa ve manzara fotoğrafını seviyorum. Portre pek sevmiyorum. Arşivimin en zayıf noktası portre fotoğrafıdır.
31
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
SÖYLEŞI
YSB. - Günün ne kadarını fotoğrafa ayırıyorsunuz ? ÖA.- Sosyal medyada hergün bir fotoğraf paylamaya çalışıyorum. Özellikle fotoğraf gruplarında binlerle ifade edebileceğimiz üyesi bulunan gruplarda paylaşım sayısı ve beğeni sayısı maalesef çok düşük. Hem çektiğim güzellikleri paylaşmak hemde gruplara destek olmak adına bunu yapıyorum. Özellikle yaz mevsiminde fotoğrafa daha çok zaman ayırabiliyorum. YSB. - Çektiğiniz bir fotoğrafın iyi olduğunu nasıl anlıyorsunuz? ÖA.- Netlik varsa, kompozisyonu iyi ise, renkler iyi ise kısaca bakınca bana zevk veriyorsa iyi olduğunu düşünüyorum. YSB. - Örnek aldığınız fotoğraf sanatçıları kimlerdir ? ÖA.- İsimler çok alımda kalmıyor. Ama her güzel fotoğraftan bir şeyler öğrenmeye çalışırım. Bunun ünlü bir kişi olması önemli değil. Bazen bir amatörden bile öğrendiğim güzellikler oluyor. YSB. - Fotoğraf çekmeye ilgi duyan veya yeni başlayacak olanlara tavsiyeleriniz nelerdir ? ÖA.- Fotoğraf merakı olanların imkanı varsa mutlaka bu işin eğitimini almalarını öneririm. Öğrendikçe daha çok zevk alacaklardır diye düşünüyorum. YSB. - Fotoğraf çekimleriniz esnasında başınızdan geçen bir anınızı Geniş Açı Fotoğraf Grubu okuyucularıyla paylaşmak ister misiniz? ÖA.- Köyde bir çayırda kelebek çekmeye çalışırken uzaktan izleyen bir köylümüzün: “Hoca bir şey mi kaybettin ? Bir saattir aynı çayırda yere bakıp bakıp dolaşıyorsun” demesini hiç unutmuyorum Yine Oltu dan kalkıp sadece Şavşat Kocabey Yaylasının kış manzarasını çekmeye gittiğimde çevirme yapan Jandarma Astsubayının:” Şimdi tâ Oltu’dan buraya(Yaklaşık 150Km) fotoğraf çekmeye mi geldin?” derken ki şaşkınlığını hiç unutmuyorum. YSB. - Sizinle röportaj yapabilme imkanı sunduğunuz için teşekkür ederiz. Son olarak Okuyucularımızla Paylaşmak istediğiniz mesajınızı alabilir miyiz ? ÖA.- Asıl böyle bir röportaja layık gördüğünüz ve değer verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Okuyucularımız bilsinler ki fotoğraf gruplarındaki arkadaşlarımız bu işi gönüllü olarak menfaat beklemeden yapıyorlar. Destek olalım. Fotoğraf paylaşalım, beğeni butonuna tıklamaya üşenmeyelim. Geniş Açı Fotoğraf Grubu yönetim ve üyelerine saygı ve sevgilerimi sunuyor çok teşekkür ediyorum.
32
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
KIŞISEL GELIŞIM
ÖNEMLİ OLAN İŞE NASIL ODAKLANILIR
Fakat “acil” görevlerin aralıksız akışıyla ilgilenmek günün sonunda sizin posanızı çıkarır, tüm zamanınızın nereye gittiğini merak edersiniz, tamamlamak şöyle dursun, henüz başlamadığınız önemli göreve bakakalırsınız. Madalyonun öbür yüzü önemli işlerdir: -Sizi ve işinizi uzun vadeli hedeflere ilerletir. -Gerçekten yapabileceğiniz konusunda kendinize güvenmediğiniz için korkutucu olan zor işler olabilir. -“Acil” taleplerin verdiğiyle aynı dozda adrenalin vermeyebilir. Eğer işyeriniz sürekli çılgınlar gibi koşuşturup durmanızı teşvik ediyorsa acil olana karşın gerçekten önemli olana odaklanmak imkansız gibi gelebilir. Yine de bu farkı bilmek ve birkaç basit teknik odaklanmamıza yardımcı olabilir. Her gün tamamlanacak üç önemli görev tespit edin Bunları bir kağıda yazıp masanızda görünür bir yerde tutun. Sözgelimi eğer bir e-posta bildirimine yanıt vermeye ayartılıyorsanız listenizi kontrol edin ve o “bip” sesinin en kritik
Ç
oğumuz iş günlerimizi iki şekilde geçiririz: acil taleplere karşılık vererek veya önceden belirlediğimiz, tamamlamamız gereken en kritik görevlerimize temkinli şekilde odaklanarak. Üretken olmanın en iyi yolu, önemli olan üzerinde çalışmak için acil olanı hafifletmektir.
işlerinizle büyük olasılıkla bir ilgisi olmadığını hatırlayın. İptal edilen bir toplantı sayesinde beklenmedik şekilde bir saatiniz daha olursa bu üç önemli görevle ilgilenin. E-postanızı kapatın Outlook’u kapatın, cep telefonunuzdaki e-posta bildirimlerini kapatın ve e-postaların dikkat dağıtıcılığını engellemek için yapmanız gereken her şeyi yapın. Önemli görevlerinizden birinin üzerinde çalışmaya karar verdiğinizde kendinize onu tamamlamak için en az bir saat verin. Eğer internet sizi fazlasıyla baştan çıkarıyorsa o bir saat boyunca bilgisayarınızın internet bağlantısını kesin.
Acil ve önemli olan arasındaki fark nedir? “Acil” görevler içinde şunlar bulunur: -“Hemen şimdi” yanıt bekleyen heyecanlı e-postalar
Kendinize haftalık 20 dakikalık bir toplantı ayarlayın. Bunu takviminize koyun ve o saate başka randevu koymayın (buna, patronunuzla yaptığınız bir toplantıya gösterdiğiniz saygının aynısını gösterin). Eğer bir ofis kapınız yoksa veya kalabalık açık bir alanda çalışıyorsanız bir konferans odasından yer ayırtın. Yalnız kalmak için oraya gidin. Proje listenizi, yapılacaklar listenizi ve takviminizi oraya götürüp zamanınızı, geçen hafta boyunca neleri bitirdiğinizi ve önümüzdeki hafta neler yapmak istediğinizi gözden geçirerek harcayın. Bu, günlük üç önemli görevinizi seçmek için harika bir zamandır. Üretkenlik yazarı David Allen bundan “haftalık gözden geçirme” diye bahseder ve bu, zamanınızı nasıl harcadığınıza dair bilinç sahibi olmanın en etkin yollarından biridir.
-Bir saat değil de sadece iki dakika alacak gibi görünen anlık talepler -Yangın söndürücüler (özellikler başkalarının yangınını) -Kronik sorunu neyin çözeceğini düşünmek için bir adım geri atmak yerine günün krizini çözenler
Kaynak: Gina Trapani, Doğru İşi Yapmak, Peryön Yayınlar, 2014, s. 79-82
-Önceliklerinizden daha az göz korkutucu olduğu için tercih edeceğiniz görevler Görünüşte “acil” görevlerin cazibesine çekiliriz çünkü bizi meşgul tutarlar ve kendimizi önemli ve ihtiyaç duyulan biri gibi hissetmemizi sağlarlar. Eğer projeleri acil diye etiketlersek bu, onlara harcadığımız zaman ve dikkati haklı gösterir.
Odaklanmanızı geliştirmek sizi daha iyi bir öğrenci ya da çalışan yapar, bunun yanı sıra daha mutlu ve düzenli bir insan olursunuz. Odaklanmanızı geliştirmek istiyorsanız, dikkat dağıtıcı etkenlerden kaçınmalı ve bir işe girişmeden önce işe odaklanmanızı sağlayacak bir plan yapmalısınız. 33
PORTFOLYO NASIL HAZIRLANIR?
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
KARMALİTE
Sinan Çakmak
tekrarı, benzeri veya alternatifi yer almamalı. Fotoğraflar mutlaka sıralı olmalı; bu sıranın bozulmaması için fotoğrafların isimlendirilmiş ve numaralanmış olmasına özen gösterilmelidir. Bu arada sıralamadan kastımın fotoğrafları kronolojik olarak dizmek olmadığını; görsel estetiği ve içeriği etkili kılacak ayrı bir kompozisyon olarak düşünülmesi gerektiğini özellikle vurgulamam gerekli. Hatta şöyle söyleyeyim: Fotoğrafları kronolojik sıralayacağınıza hiç sıralamayın, tesadüfi bırakın daha iyi! Bu konuya biraz sonra döneceğim. B klasörü, artan fotoğrafların girdiği bir klasör olarak düşünülmemeli. Buraya dahil edilecek fotoğraflar için kullanılacak kriterler genellikle A klasörü için gerekenden daha da zorlayıcıdır! Alternatifleri arasında seçmekte zorlandığınız, yaptığınız seçime göre hikayenin anlamını veya hissettirmek istediğiniz duyguyu değiştirecek fotoğraflar bu klasörde yer alır. Ancak şunu da unutmayın: 3-4 kare arasında karar kılamıyorsanız büyük ihtimalle hiçbirisi iyi değildir; hepsine kıyın! B klasöründe yer alacak diğer fotoğraflar için artık işin hangi mecrada yayınlanacağını göz önünde bulundurmamızın zamanı geldi. Atlas dergisi bir coğrafya dergisi. Konularımız, tematik ve sosyal meseleler üzerine kurulu olduklarında dahi hangi coğrafi şartlarda veya kent dokusu içinde yer aldıklarını göstermemiz gerekiyor. Bu tarz genel fotoğraflar, özellikle de yeni başlayan fotoğrafçıları zorlayabiliyor. Ancak olmazsa olmazlar! A seçkisine giremeyecek nitelikte ise o zaman B seçkisine bu tarz fotoğrafların dahil edilmesi gerekiyor. Bu sadece genel görüntüler için değil, fotoğrafın içeriğinden dolayı konuyu direk olarak ilgilendiren fotoğraflar için de geçerli.
İ
yi çeken değil, doğru seçen fotoğrafçının önü açıktır! Çalıştığı konuyu, çektiği fotoğraf sayısı ile ölçen, bunu böbürlenme konusu yapan fotoğrafçıdan uzak durmakta fayda var. Neticede bir dergi konusu veya kitap projesi de olsa, yayınlanacak fotoğraf sayısı aşağı yukarı bellidir. Fotoğrafların kaç tane arasından seçildiğinin ise en ufak bir önemi yoktur (hatta ne kadar çok fotoğraf arasından seçilmişse o kadar zayıf bir seçki olması muhtemeldir).
B klasörüne girebilecek ve beni esas heyecanlandıran tür fotoğraflar ise konuyla ilişkisi kurulamayan ama kendi başına çok güçlü olan fotoğraflar. Bunu A seçkisine dikkati dağıtmayacak bir şekilde dahil edebilmek fotoğrafçının, konuda kullanabilmek editörün maharetine kalmış.
World Press Photo gibi organizasyonların, Oscar Barnack gibi fotoğraf projesi yarışmalarının seri fotoğraf isterken sayıyı on iki ile sınırlı tutmalarının çok basit sebebi var. On iki fotoğrafta her konu anlatılabilir! En sıkı fotoğraf meraklısına bile 50 fotoğraf gösterip sıkmamak pek mümkün değildir. Bu ancak önemli fotoğraf kitaplarında, o da nadiren başarılan bir şeydir. Peki biz hangi beklentiyle bir fotoğrafçıya veya fotoğraf editörüne 50 kare fotoğraf gösterip kesintisiz ilgisini bekleyebiliyoruz.
Bu da bizi tekrar A seçkisine geri getiriyor. Fotoğrafları sıralamak en az seçmek kadar özen gerektiriyor. Bu başlı başına bir kompozisyon işidir. Konuya güçlü bir fotoğrafla girmek; sonra bir kaç fotoğrafla konunun çerçevesini çizmek; ardından içerik olarak daha önemli ama görsel olarak nispeten biraz daha zayıf fotoğrafları aralara serpiştirmek; son olarak yine akılda kalacak bir iki fotoğrafla kapanış yapmak genellikle iyi bir yöntemdir.
“Benim niye vaktimi alıyorsun bunlarla?” diye terslemişti beni Danimarka’nın efsanevi fotoğrafçılarından Henrik Saxgren. Sınıftan bir arkadaşımla cesaretimizi toplayıp kendisini aramış, takıldığı kafede görüşmek üzere randevuyu koparmıştık. Buluştuğumuzda, bir kaç hafta önce sınıfımızda seminer veren kibar adam yerine, fotoğraflarımıza baktıkça öfkelenen huysuz bir ihtiyarla karşılaşmıştık. Sonunda birkaç kare fotoğrafımı seçip çıkarmış, “bunlar ne?” diye sormuştu. Seçkimin içinde diğerlerinden ayrılan, benim esas çekmeyi sevdiğim tarzda fotoğraflardı bunlar. Kem küm bile edememiş, oturmuştum aşağı. Sonra hiç beklemediğim bir yorum yaptı: “Bunlar varken, diğerlerini niye gösteriyorsun bana?”. Mutlu olmam gerekirdi herhalde ama ben kendime kızmıştım.
Burada iki noktaya dikkat çekmekte fayda var: Fotoğrafçının tarzına veya tercihine göre sıralama tamamen görsel (belli renklerin veya geometrik şekillerin her fotoğrafta tekrar ediyor olması gibi) olabileceği gibi içeriksel de (“öyküsel” mi demeli) olabilir. İkinci olarak, açılıştan sonra çerçeveyi belirleyen fotoğraflar seçkinin bütünlüğü ve çeşitliliği açısından kritik önem taşıyor. O çok beğendiğiniz ama konuya bir türlü yerleştiremediğiniz fotoğraf var ya… İşte onu genellikle buralara yerleştirebilir, fotoğrafın konunun çerçevesi dahilinde olduğunu belirtir ama bir daha o tarz bir fotoğrafa dönmeyebilirsiniz! Ufak fotoğrafçı üçkağıtları bunlar… Portfolyo organiktir. Yaptığınız hiçbir seçki bitmemiştir. Aylar sonra aynı fotoğrafları çok farklı kurgulayabilir, öncekinden bambaşka anlamlar çıkardığınız ama bir o kadar kuvvetli bir konu çıkarabilirsiniz.
Hatam çok basitti çünkü: Kendi derdimi anlatabildiğimi düşündüğüm fotoğraflarımın yanına çevremdeki arkadaşlarımın beğendiği, mutlaka portfolyoma dahil etmem gerektiğini söyledikleri fotoğrafları da koymuştum. Bunda içime sinen fotoğraflarımın sayısının az olması kadar kendime güvenemememin de etkisi olmuştu. Dersimi almış, Türkiye’ye gelen Magnum fotoğrafçısı Alex Webb’in önüne hazırlıklı çıkmıştım. 8-10 kare fotoğraf göstermiş, sonucunda da atölyesine ücretsiz katılma hakkını kazanmıştım.
Tüm bu çalışmanın amacı nedir peki? Kendinizi karşınızdakine olduğunuzdan “güzel” göstermek olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Amaç daha iyi bir fotoğrafçı olmak! Fotoğraflarınızı iyice ayıklamadan, sıralamadan neyi eksik veya yanlış yaptığınızı anlama şansınız yoktur. O çok sevdiğiniz fotoğrafı seçkiye sokmayı başardık diyelim. Ama biliyorsunuz ki genel görüntü veya yakın detay olmadan konunuz yayınlanmayacak. Aynı şekilde: Sekiz tane yarım portre veya on tane siluet, mecranız ne olursa olsun her durumda tekrardır. Bu tekrarların ve eksiklerin farkına ancak seçkiyi kendiniz yaptığınızda varabilirsiniz.
O kadar çok şey öğrendim ki atölye boyunca. Fotoğraf eleme işini daha hızlı ve sistematik yapabiliyordum artık. İlk olarak fotoğrafları kabaca seçip bir klasöre aldıktan sonra (o zaman diaları ışıklı masanın bir kenarında topluyor veya dia poşetine yerleştiriyorduk) işin esas zevkli kısmına, fotoğrafları A ve B klasörlerine ayırmaya geçiyorduk.
Kısaca şöyle özetleyebiliriz sanırım: Fotoğraf üzerine çekim öncesi veya sırasında değil; sonrasında düşünmeli! Çektiğiniz fotoğrafı seçmek için daha fazla zaman ve enerji harcıyorsanız doğru yoldasınız.
Halen dergide veya başka fotoğraf işlerinde (kitap, sergi vs.) uyguladığım sistem şöyle: A klasörü fotoğrafçının çalıştığı konuyu tam olarak anlattığını düşündüğü; yayınlanacağı mecrayı veya göstereceği kimseleri önemsemediği 12-20 fotoğraftan oluşan bir klasör olmalı. Burada hiçbir fotoğrafın
34
kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmek için şöyle dedi:
GÜLMECE
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 dolar, ancak bu güne kadar hiçbir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?” Avukat bir süre düşündü, sonra: “Öncelikle, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin birkaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi?” Görevli utandı: “Şey, hayır.” Avukat: “Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu?” Görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti: “Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?” Görevli yerin dibine geçmişti, sadece “Hayır, hiçbir bilgim yoktu.” diye mırıldanabildi.
ÜÇ MEKTUP
Padişah, Sadrazamı görevinden almıştı. Azledilen Sadrazam çelebi bir adamdı. Kendinden sonraki sadrazama görevi teslim ederken, eline üç zarf tutuşturdu. Kapalı zarflardı bunlar...
Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti: “Pekala, ben onlara zerre para vermezken size neden vereyim?”
“Bak dostum...” dedi. Başın sıkışır, işler kötü gider ve içinden çıkılmaz hale gelirse, bu zarflardan birini aç. Ne yazıyorsa onu yerine getir.” Yeni sadrazam altı ay içinde çuvallamıştı. Aklına “üç zarf” geldi. Birincisini açtı. Tavsiye şuydu: “Senden önceki dönemleri kötüle...”
SOBA
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Bu sırada hepsinin dikkati odada yanmakta olan soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 metre kadar yukarıda, zeminde dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Yeni sadrazam bir altı ayı da, kendinden öncekileri yerin dibine batıra çıkara geçirdi. Ne var ki, işler hiç de iyi gitmiyordu. Toplumsal patlama kapıdaydı. Aklına yine “zarflar” geldi. İkincisini açtı. Tavsiye şöyleydi: “Çevreni kötüle...” Sadrazam, bu telkini de yerine getirmeye çalıştı. Bir altı ay da böyle geçti ama; yine de çuvallamaktan kendini kurtaramadı.
Kimyacı: “Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış”.
Ve son zarfı açtı. Kader ağlarını örmüştü. Bu zarfın içinden çıkan kağıdın üzerinde şunlar yazılıydı: “Sen de şimdi üç zarf hazırla...”
Fizikçi:
AKIL HASTANESINE HASTA SEÇME
“Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş”.
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar: “Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?”
Jeolog:
Doktor şöyle der:
“Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış”.
“Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?”
Matematikçi:
Adam:
“Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış”.
“Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.”
Antropolog:
“Hayır”, der doktor. “Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.”
“Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş”.
SIZE NEDEN VEREYIM
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. Adam cevap verir:
Şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark etti. Bağış toplama görevindeki
“Boru yetmedi.”
35
Geniş Açı Fotoğraf Grubu
36