Geniş Açı Fotoğraf Grubu Dergisi 2019 - 4

Page 1

• USTALARLA SÖYLEŞİ DENIZ ŞENYEŞİL • PORTRE FOTOĞRAFÇILIĞINA GİRİŞ • SOKAK FOTOĞRAFÇILIĞINA GİRİŞ • YENİ DOĞAN BEBEK FOTOĞRAFÇISI. 1

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


Yayın Türü : Dijital Dergi Yıl : 1 / Haziran 2019 Sayı : 4 Derleme Fotoğrafçılık Dergisidir. Para ile Satılamaz

İÇERİK

Geniş Açı Fotoğraf Grubu Adına Sahibi Süleyman ÜLKER

4 - Ustalarla Söyleşi / Deniz ŞENYEŞİL 8 - Samimi Manzara Fotoğrafçılığı. 12 - Fotoğrafın Osmanlıya Gelişi. 14 - Portre Fotoğrafçılığına Giriş. 22 - Sony 2019 Yarışma Fotoğrafları. 24 - Düğün Fotoğrafçılığına Giriş. 26 - İnsan Gözü ile Fotoğraf Makinesini Karşılaş-

Yayına Hazırlayan / Grafik Tasarım Yavuz Selim BAYRAK Kapak Fotoğrafı Orhan TURAN Para ile Satılamaz (Ücretsiz)

Aslı Necla Aktürk Ayşen Turan Aytül Pirci Beral Seçilmiş Birgül Karagöz Ebru Yetim Emine Durmaz Esin Atar Sağır Faruk Kara Huriye Görsen Leyla Kaya Kyr Maria Nikolava Mehmet Akif Şahin Minas Çetinkaya Mustafa Küçüktepe Nazan Vefa Nil Nilüfer Özden Mete Sedat Çandır Selçuk Vural Süleyman Ülker Şaziye Kurt Yavuz Selim Bayrak

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

GENİŞ AÇI FOTOĞRAF GRUBU YÖNETİM KADROSU

tıralım.

28 - Sokak Fotoğrafçılığına Giriş Rehberi. 30 - Yeni Doğan Bebek Fotoğrafçısı.

4 2

8 12

14 30


BA Ş YA ZI Dergimizin 4. Sayısından Merhabalar. Fotoğrafın ve sanatın İnsanlar üzerindeki iletişiminin etkileri.. Tüm sanat dallarında olduğu gibi Fotoğraf ta iletişimin İnsanlar üzerindeki etkileri çoktur.. Bunlar sırasıyla Fotoğraf gezilerinde İnsanlarla tanışmak Oturduğumuz yerde günlük fotoğraf çekimlerinde diyaloglar vs. Tabi Fotoğraf Gruplarında yüz yüze gelmeyip çok iyi Dost olan Arkadaşlarımızda çoktur.. Hatta Bazen öyle safhalara gelir Akraba kadar yakın görülür.. Bunun yanı sıra bazende olsa Sürtüşmelerde yaşanabilir Fotoğrafçılar arasında buda Empatiyi düzgün yapamayınca olur. Tabi bu nadir görünen durumdur. Genel anlamda güzel Dostlukların yaşanmasına vesiledir Fotoğraf sanatı. Ben kendi adıma şunu da belirtmek isterim, Fotoğraf çekmenin Türkiyede bu zaman kadar gidemediğim güzel Şehirleri görmemede vesile oldu diyebilirim. Tabi Bunda Valilerin, Kaymakamların Fotoğraf gezilerine katkısı büyük. Gidilecek Şehirlerde Organizasyonu sağlamaları. Örneğin Bingöl Foto Maratonu ve Çukurca Foto maratonu. Burdaki Alt yapının oluşmasıyla Türkiye genelinden çok fotoğrafçı katıldı etkinliklere..

ER K L n Ü ma y Süle

Güzel çekimler dilerim..

3

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

4


Sayın Deniz ŞENYEŞİL, Röportaj Teklifimizi kabul etmenizden Dolayı Teşekkür ederiz.

YSB. - Fotoğraflarınızda kompozisyonu çok etkin kullanıyorsunuz. Fotoğraflarınızı çekmeden önce bir hazırlık yapıyor musunuz? Yoksa sadece anı mı yakalıyorsunuz? Bu konuda yeni başlayanlara tavsiyeleriniz olabilir mi?

Yavuz Selim BAYRAK (YSB)- Öncelikle sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz? Bize kendinizden bahseder misiniz?

DŞ.- Fotoğraf çekmeden etrafımı çok iyi gözlemlerim gerisi anlık dır o an deklanşöre basarım.

Deniz ŞENYEŞİL (DŞ) - 1959 Senesi Gölcük doğumlu Teknik Lise mezunu olup Muhasebecilik yapmaktayım 2006 senesinde Emekli olup Halen bir inşaat firmasında Muhasebe departmanında çalışmaktayım. Fotograf la çocukluk yaşlarımda Babamın evde kurduğu siyah/beyaz karanlık odada ona yardım ederek tanıştım. O zamandan bu yana aynı tutkuyla fotoğraf çekmekteyim. Fotograf ta Kuralcılığım yoktur. Daha çok Sokak manzara ve portre çekmeyi severim

YSB. - Fotoğraf çekerken dikkat ettiğiniz unsurlar neler? DŞ.- Fotograf çekerken dikkat ettiğin unsur iyi bir gözlemdir. Zaten gerisi ondan sonra geliyor.

YSB. - Fotoğraf çekmeye nasıl başladınız? Sizi fotoğraf sanatına ilerlemeye yönelten etkenler nelerdi??

YSB. - “Çektiğim Fotoğrafların içinde en çok beğendiğim budur” dediğiniz bir fotoğraf var mı?

DŞ.- Fotoğraf çekmeye çocukluk yıllarımda başladım. Fotoğrafla uğraşmama rahmetli Babamın sayesinde oldu.

DŞ.- Çektiğim fotoğrafların içinden öyle bir ayrımım yoktur. Ama Balıkcı fotoğraflarım hoşuma gider :)

YSB. - Size Göre Fotoğraf Neyi İfade ediyor Yani sizce Fotoğraf Nedir?

YSB. - Geniş Açı Fotoğraf Grup Sayfası ve dergimizin Hakkında Düşünce, Önerilerinizi Alabilirmiyiz?

DŞ.- Bana göre fotoğraf Görüntünün anlık doldurulup ileri senelere taşınmasıdır.

DŞ.- Geniş açı sayfanız çok iyi. Bence bir çok sayfanın önünde şu an. Derginiz hakkında en güzel önerileri sizlerin verebileceğinize inanıyorum. Şimdiden Tebrik ederim.

YSB. - Fotoğraf ustaların bir sırrı vardır, sizin sırrınız nedir? DŞ.- Fotoğrafın sırrı bence iyi bir gözlemdir ve Doğru yerde Doğru zamanda olup görüntünün kaydedilmesidir.

YSB. - Fotoğrafın Sanatının hangi dalına daha çok ilgi duyuyorsunuz ? (portre , manzara, Sokak vs.)

YSB. - Geçmişte gerçekleştirdiğiniz veya ileride gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeleri bizlerle paylaşabilir misiniz?

DŞ.- Fotoğraf ta portre manzara sokak ayrımım yoktur. YSB. - Günün ne kadarını fotoğrafa ayırıyorsunuz?

DŞ.- İleriye dönük Proje olarak kafamda kendimce çekemediğim fotoğrafların çekilmesi diyebiliriz.

DŞ.- Normalde çalıştığım için ancak Hafta sonları fotoğrafla ilgilenebiliyorum.

YSB. - Sizce fotoğrafçılık eğitimi almak gerekli mi?

YSB. - Örnek aldığınız fotoğraf sanatçıları kimlerdir?

DŞ.- Bence Teknik açıdan fotoğraf eğitimi alınabilir. Ama gerisi insanların kendilerini geliştirmesi ile ilgilidir. Yani görmesini bilmek lazım.

DŞ.- Örnek aldığım bir sanatçı yok. Çünkü hepimizin kendine göre alışa gelmiş bir görüşü var.

YSB. - Türkiye’de fotoğrafçılığın gelişmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

YSB. - Fotoğraf çekmeye ilgi duyan veya yeni başlayacak olanlara tavsiyeleriniz nelerdir ?

DŞ.- Ülkemizde bugün bu işe gönül vermiş her kez imkanları dahilinde geçmiş zamanlara nazaran daha kolay ekipman sahibi olmaktadır. Üstelik cep telefonları da cabası her kez istediği yerde çekip anında paylaşabiliyor. Buna istinaden bence bundan sonra teknolojik açıdan gelişme olabilir.

DŞ.- Fotoğraf çekmeye yeni başlayan kişilerin. bir çok fotoğraf izlemesini öneririm. YSB. - Sizinle röportaj yapabilme imkanı sunduğunuz için teşekkür ederiz. Son olarak Okuyucularımızla Paylaşmak istediğiniz mesajınızı alabilir miyiz?

YSB. - Bir yeri fotoğraflarken özellikle dikkat ettiğin noktalar var mı? Bize biraz İPUCU verebilir misiniz?

DŞ.- Son olarak şunu söyleyebilirim. Çok fotoğraf izleyin ama taklit yapmayın kendinizi bu yolda geliştirin.

DŞ.- Bir yeri fotoğraflarken öncelikle iyi bir gözlem yaparım.

Geniş Açı Ekibine ve Yavuz Selim Beye bana bu fırsatı verdikleri için Çok Teşekkür ederim.

YSB. - Fotoğraflarınızda doğa ve mimari anlatımı sıklıkla görebiliyoruz. Neden?

Saygı ve Sevgilerimle....

DŞ.- Fotoğraflarımda Doğa ve mimari ögelerin sıklıkla görülmesi sanırım biraz içiçe görmemden kaynaklanıyor.

YSB. - Zaman ayırıp Geniş Açı Fotoğraf Grubu Dergimize Röportaj verdiğiniz için Minnet ve Şükranlarımızı Sunuyoruz.

5

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


DENİZ ŞENYEŞİL FOTOĞRAFLARI

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

6


7

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTOĞRAF TÜRLERI

SAMIMI MANZARA FOTOĞRAFÇILIĞI “TÜM HİKAYEYİ DEĞİL, ONUN ÖNEMLİ AMA ETKİLİ BİR BÖLÜMÜ ANLATIR.”

Sebahattin DEMIR - www.arthenos.com

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

8


FOTOĞRAF TÜRLERI

sinizi şekillendiren ne tür ayrıntılar olduğunu düşünün. Daha önce fark etmemiş olabileceğiniz, dikkatinizi çekmeye başlayan ayrıntılara siz de şaşıracaksınız.

Eguisheim, Fransa Öğrenme amaçlı “Harika Konular” dizimizin bu bölümünde, en sevdiğim ve zevk aldığım manzara fotoğrafçılığından birine bakacağız: “Samimi manzara fotoğrafçılığı”. Manzara fotoğrafçıları, büyük ve derin manzaralı sahneleri oluşturan engin geniş alanlara kapılmaya eğilimindedirler. Ancak küçük sahnelerin de büyük etkisi olabilir. Samimi manzara fotoğrafları, kendi başına olağanüstü görüntüler oluşturabilir veya genellikle dikkatimizi çeken muhteşem manzaraları tamamlamak için kullanılabilir.

Samimi manzara fotoğrafçılığı sabır gerektirir. Bir sahneyi özümseme ve tüm detayları almak için vakit ayırmamız gerekir. Acele ediyorsanız, emin olun pişmanlık duyacaksınız. Hissederek, gözlemleyerek ve izleyicisine bu yer hakkında daha fazla bilgi veren veya bu yer hakkında bir hikaye anlatan konuları araştırmak için biraz zaman ayırmalı. Bu “küçük sahneler”, yalnızca büyük manzaraya odaklandığınızda göz ardı edemeyeceğimiz önemli, hoş ve yalnızca size ait büyük ayrıntılar içerir. İlginç olan daha, daha, daha başka ne var? Çevremdeki dokulara, desenlere, şekillere ve çizgilere odaklanırım. Dikkatimi ne çekiyor? Mekanın karakterini yansıtan şey nedir? Onlara bakmayı denerim.

Samimi manzara fotoğrafçılığı nedir, nasıl yapılır? Samimi bir manzara fotoğrafı, fotoğrafın tümünden çıkarılan ve kendi çerçevesine oturtulan sahnenin yalnızca küçük bir parçasıdır. Yani daha küçük ayrıntılarla ilgilidir.

Eguisheim, Fransa

Manzara görüntülerini üç kategoride düşünün: görkemli bir manzara, aşırı yakın çekim ve bunların ikisi arasında kalan bölüm. İşte bu bölüm samimi bir manzaradır. Dokular, çizgiler, şekiller ve desenler, samimi bir manzara kompozisyonunda kritik bileşenler olmakla birlikte, sadece çerçeveyi bir şeylerle doldurmaktan çok daha fazlasıdır.

Konuya yaklaşırım Bir konu bulduğumda, ona biraz daha yaklaşırım. Ve sonra tekrar daha da yakınlaşırım. İzleyicinin gözünü ona nasıl yönlendirebileceğimi düşünürüm. Kullanabileceğim öne çıkan çizgiler var mı? Ne tür ön plan unsurlarını kullanabilirim? vs. vs. En iyi taktik bu konumda önceden “keşif” yapmaktır. O gün fotoğraf çekme isteğim yoksa, ya da ortamın, havanın ışığı fotoğrafa uygun değilse, bu durum genellikle fotoğraf makinem olmadan bir yere gitmek ve yalnızca bakınmak için en iyi zamandır. Gözlemci olmaya çalışırım. Bazı özel noktaları not alırım. Böylece, ışığın iyi olduğu başka bir günde, güzel kareler yakalamak için nerelerde olmam gerektiğini önceden bilmiş olurum.

“TÜM HİKAYEYİ DEĞİL, ONUN ÖNEMLİ AMA ETKİLİ BİR BÖLÜMÜ ANLATIR.”

Bu tür fotoğrafçılıkla ilgili en iyi şey, herhangi bir koşulda, herhangi bir mevsimde ve iklim koşullarında her yerde yapılabilmesidir. Nerede olursanız olun, her zaman o yer hakkında bir hikayeyi anlatan ve önemli bir özellik içeren küçük, özel bir bölüm olacaktır.

Strasbourg, Fransa “Samimi manzara fotoğrafı” terimi, renkli fotoğrafçılığın ilklerinden Amerikalı fotoğraf sanatçısı Eliot Porter’a aittir. Ve 1979’da Metropolitan Museum of Art’ta “Intimate Landscapes” adlı bir sergide bu alandaki eserlerini sergilemiştir.

Küçük sahneleri unutmamak gerek Herhangi bir yerde, bu yer hakkında bir hikayeyi anlatan “küçük sahnelerin” var olduğunu düşünürüm. Sahnemi bulduktan sonra kafamda ilginç bir grafik tasarım yapar ve bir kompozisyon oluşturmaya çalışırım. Çizgi, doku, desen, renk ve şekil gibi (özellikle tekrar eden şekiller) kareye dahil edilebilecek tasarım unsurlarını araştırırım.

Bazılarına göre mahrem sayılacak bu manzarayı takip etmemizin nedeni, sadece kendimize ait olan görüntüleri yaratma imkanımızdır. Galata Köprüsünde Haliç’in büyük manzarasını çekmeye çalışan fotoğrafçıların her birinin çektiği küçük sahneler her mevsimde, her gün değişecek ve asla aynı olmayacaktır. Çıkan eserler kişisel yorumlarla çeşitlenecektir. Samimi manzara nasıl bulunur? Büyük manzarayı görmek nispeten kolaydır. Ön planınızda ilginç bir konu olduğunda, orta zeminde bir göl ve onun arka planında karlarla kaplı dağlar varsa, alın size muhteşem bir kompozisyon. Ama birkaç kare çekim yapıp hemen orayı terk etmeyin. Kendinize biraz zaman ayırın. Bu yerin size nasıl hissettirdiğini ve bu his-

Sadece küçük bir yer görerek, büyük bir hikayenin küçük bir parçasını oluşturabilirsiniz. Aramaya başladıktan sonra bu tür sahneleri

9

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTOĞRAF TÜRLERI

yorsam, genellikle en iyi yöntem çerçevenin üçte birine odaklanmaktır.

her yerde bulacaksınız. Kumsaldaki kayalar, deniz sarmaşığı ve bir martının beyaz tüylü kombinasyonu bir hikaye anlatmaz mı? Bu küçücük sahne, doğanın anlatımı için ne çok hisler içerir. Düşünsenize; taş, ağaç ve kuşa ait bir parça aynı sahnedeler.

Hiperfokal mesafenin ne olduğunu tam olarak bilirseniz bunu net olarak hesaplayabilirsiniz, ancak sahada matematik düşünmekten nefret ediyorum. Gerçekten bilmeniz gereken tek şey, alan derinliğinizi en üst düzeye çıkarmaya çalışıyorsanız, çerçevenizi yatayda üç eşit bölüme ayırın. Odaklanacak en iyi yer çerçevenizin alt kısmının size yakın olan üçte birlik kısmıdır, yani alttan birinci çizgidir.

Sahneye Yaklaşmak Yakın manzara görüntüleri oluştururken, birçok farklı şeyin yaşandığı bir sahneye sahip olduğumda nereden başlayacağımı bilmek işin en zor tarafı. Ben böyle bir durumda, genellikle, büyük sahnenin geniş açı fotoğrafını çekerek başlıyorum. Ardından önce çekmiş olduğum fotoğrafa, sonra önümdeki sahneye bakıp, bazı seçimler yapmaya çalışıyorum.

Kleve, Almanya Fotoğrafımı oluşturduktan sonra, sonraki sahneye geçmeden önce temel unsurları kapsadığından emin olmak için görüntüyü LCD’de önceden izler şunları kontrol ederim: • Histogramı kullanarak doğru pozlama yapıp yapmadığımı, • Yakınlaştırarak, çerçevemdeki en önemli unsurlarının keskinliğini, • Dikkat çekici unsurların bulunmadığından emin olmak için çerçevenin kenarlarını ve arka planını.

Münster, Almanya Sahnede en iyi şeyin ne olduğuna karar vermek zorunda değilim, sadece üzerinde çalışmak için sahnenin bir bölümünü seçmem yeterli. Nasıl olsa daha sonra farklı bir bölüm de seçebilirim. Sahnenin hangi bölümlerinin en ilginç olduğunu düşünmek için biraz zaman ayırırım, birini seçerim ve sonra ona yaklaşmaya başlarım. Tam olarak neyi çektiğimi ve amacımın ne olduğuna karar verdiğimden emin olmak, imajda anlam ifade etmeme bana yardımcı olur.

Hikaye anlatımı Yukarıda bahsettiğim samimi manzara fotoğraflarının özelliklerinden biri, daha büyük bir sahnenin küçük bir bölümünü temsil etmeleri ve izleyicinin gözünü belirli detaylara çekerek o sahnenin hikayesini anlatmaya hizmet etmeleridir. Yakın manzara fotoğraflarınızla daha büyük sahneler hakkında bir hikaye anlatmayı düşünün. Önünüzdeki görkemli manzaraya bir göz atın ve size söylediklerini düşünürken biraz zaman ayırın. Önemli olan ne? Bazı kelimeler ve yakıştırmalar bulun ve o özel şeyleri içeren fotoğraflar çekin.

Küçük sahnemle çalışırken, tüm sahnenin odak noktasında olup olmamasını isteyip istemediğimi düşünmek için biraz zaman ayırırım. Fotoğraf makinemin seçtiği ayarlarla uğraşmam, sığ bir alan derinliği isteyip istemediğimi veya çerçevedeki her şeyin net olmasını mı isterim diye düşünürüm.

Ekipman Seçimi Amacım manzara detaylarını fotoğraflamaksa, birkaç nedenden ötürü sık sık tek bir objektifle çıkıyorum: • Birincisi, tek bir objektif ile çalışmak beni kompozisyon yapmaya zorluyor, bu sayede yürüyorum. Objektif değiştirerek vaktimi harcamıyorum. Bunun yerine arıyorum, buluyorum ve fotoğraf çekiyorum. • İkincisi, üzerimde ilave bir yük olmadan, daha çevik olabilmem. Yanımda fazladan malzeme taşıyor olsaydım bazı şeylere ulaşamayabilirim. • Üçüncüsü, bence orta menzilli bir zoom objektif samimi bir manzara oluşturmak için en iyi mercektir. Manzara fotoğrafçıları genelde geniş açılı objektiflerini severler, ancak samimi bir manzara fotoğrafı söz konusu olduğunda, geniş açılı objektifler, ana konunun detaylarını dikkatten uzaklaştıran çok fazla arka plan ve çok fazla farklı konuyu da kadraja alırlar. Bu net bir kural değil elbette, ancak genel olarak orta menzilli zoom objektifler en iyi sonucu verirler. • Dördüncüsü, yalnızca bir objektifle bir gün boyunca dışarı çıktığınızda, o objektifin farklı konularda ve ayarlarda nasıl çalıştığını gerçekten öğrenme fırsatını buluyorsunuz.

Monschau, Almanya Öznenizin net olmasını ve arka planın yumuşak ve odak dışı kalmasını isterseniz, f/4 gibi bir açık diyafram kullanın. Her şeyin keskin olmasını isterseniz, f/11 veya f/18 gibi bir kısık diyafram kullanın. Kısık diyafram kullanıyorsanız ve düşük ışıklı bir ortamdaysanız, daha uzun perde hızı ihtiyacınız olduğunu göreceksiniz, bu nedenle bir üçayak (tripod) taşımak size yardımcı olacaktır. Üçayak kullanmak kompozisyonlarınızda daha kararlı olmanıza da yardımcı olacaktır.

Yakın çevre için bir diğer önemli ekipman parçası bir üçayaktır. Çalışacak çok ışık varsa ve yavaş enstantane hızına ihtiyaç duymuyorsanız bile üçayak, bu gibi durumlarda fotoğraf tipinde anahtar olan başka bir şey yapmanıza yardım eder: yavaşlamanıza. Zamanınızı harcayarak ve mekanı tanıyarak, sahneyi özel kılan önemli ayrıntıları keşfedeceksiniz ve bunlar samimi manzaralarınız için en önemli konulardır.

Doğru noktaya odaklanmak Artık sahnenin hangi bölümünde çalıştığımı, amacımın ne olduğunu ve hangi alan derinliğini istediğime karar verdiğimde, sıra, doğru noktaya odaklandığımdan emin olmakta. Sığ alan derinliği kullanıyorsam, ana konuma odaklanıp, onun önündeki ve arkasındaki her şeyi bulanık hale getirmeyi denerim. Ancak, çerçevemdeki her şeyin net görünmesini istiyorsam ve kısık bir diyafram kullanı-

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

Işığınız bol olsun.

10


En İyi Fotoğrafı

En İyi Makine mi Çeker

?

FOTOMAGAZİN

İyi ve kaliteli fotoğraflar çekebilmek için elbette iyi bir fotoğraf makinesine sahip olmanız gerekir. Tam donanımlı profesyonel makinelerin size sunmuş olduğu çekim özellikleri ve görüntü kalitesi, tabi ki akıllı telefon, tablet ve diğer düşük standartlardaki makinelerde bulunmaz. Ancak en iyi fotoğrafı en iyi makine mi çeker diye soracak olursanız, en iyi fotoğrafı en iyi fotoğrafçının çektiği cevabını verebiliriz. Tabi ki burada en iyi fotoğrafçıdan kastımız da en profesyonel ve en çok teknik bilgiye sahip olan fotoğrafçı demek değil. Anı en iyi yakalayan ve tüm detayları bir araya getirme kabiliyetine sahip olan fotoğrafçı, en iyi fotoğrafları çeken fotoğrafçıdır. Düğün fotoğrafları için de bu durum geçerlidir. Tıpkı düğün fotoğraflarında olduğu gibi doğum fotoğrafları çeken kişilerde de en iyi fotoğrafı çeken makine değil, fotoğrafçıdır. Eğer kadrajı ayarlamayı, ışığın nereden en iyi yansıdığını ve ters ışık gibi durumlara hangi koşullarda düşüldüğünü bilmezseniz, en iyi fotoğrafı elinizde en iyi makine dahi olsa çekemezsiniz. Bu durum sadece teknik bilgilerle değil, kişinin sanatsal bakışı ve fotoğraf alanındaki yeteneğiyle de doğru orantılıdır. Eğer fotoğraf çeken kişinin alanla ilgili yeterli bilgisi ve de yeteneği yoksa, en iyi fotoğrafı çekme olasılığı da oldukça düşüktür. Dış mekan fotoğrafçısı olan ve bu alanda ilerleyen fotoğrafçıların çoğu, bu işe hobi olarak başlamaktadır. Doğa fotoğrafçılığı, konsept fotoğrafçılığı ve benzeri hobilerle ilgilenirken en iyi kareleri yakalayın insanların elinde çoğu kez yarı profesyonel makineler bulunmaktadır. Fotoğrafa bir ruh vermek ve onu anlamlı kılmak fotoğraf makinesinin değil, fotoğrafı çeken kişinin işidir. Bundan dolayı da görüntü kalitesi en iyi olan fotoğrafları en iyi makineler çekse de en iyi kareleri, en yetenekli kişiler fotoğraflanmaktadır.

En iyi fotoğrafı en iyi makine mi çeker diye soracak olursanız, en iyi fotoğrafı en iyi fotoğrafçının çektiği cevabını verebiliriz.

11

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTOĞRAF TARIHI

FOTOĞRAFIN OSMANLI’YA GELIŞI Avrupalı gezginler, sanayi devriminin ulaşım yollarını geliştirmesiyle XVI. yüzyıldan beri büyük merak duydukları gizemli doğuya açılmanın yolunu yakaladıklarında fotoğraf makinesini de Osmanlı’ya getirmiş olacaklardı. Fatma Nur GÜLER

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

12


FOTOĞRAF TARIHI

esrarlı kutunun marifetini ortaya koymak istercesine bu gezgin fotoğrafçılar her şeyi çekıneye başlamışlardır. Bunlar arasında Fredric Fesquet, Kampa, Maxime du Caınp, Ernest de Caraza, Alfred Nicholas Normand, John Show Smith, Jacop August Lorent ve Francis Frith öne çıkan fotoğrafçılardır.” 2 Bu fotoğrafçıların çekimlerine baktığımızda manzara çekimlerinin ortak özellik olduğunu görürüz. Gezgin fotoğrafçıların diğer bir ortak özelliği ise stüdyo fotoğrafçılığını da Osmanlı’ya getirmiş olmalarıdır. “Stüdyo fotoğrafçılığındaki ilk hareketlenme imparatorluğa gelen Bay Kampa isimli kişi ile başlamıştır. 17 Temmuz 1842 günlü Ceride-i Havadis gazetesi, Bay Daguerre’in öğrencilerinden Bay Kompa’nın İstanbul’a geldiğini ve bütün gün Beyoğlu Vue’ de dolaşarak çekimler yaptığını bildirmiştir.” 3 Bu gelişmeden kısa bir süre sonra İ stanbul’un Galata semtinde birçok fotoğraf stüdyosu açılır. İstanbul’un ilk yerli fotoğraf stüdyosu Basile Kargopoulo tarafından Pera’da; ilk ticari fotoğrafhanesi ise İtalyan ressam ve fotoğrafçısı Carla Naya tarafından Beyoğlu Doğruyol’da açılmıştır. İstanbul’da o dönemde stüdyonun adı olarak ise uzun yıllar Abdullah Freres( Abdullah Biraderler) adeta bir marka olarak varlık sürdürecektir. Bunun dışında Pascal Sebah, Guillaume Berggren, Phebus(Boğos) Tarkulyan, Vassilaki Kargopolulo gibi isimler Osmanlı için diğer önemli stüdyo fotoğrafçılarıdır. Bu stüdyolarla özdeşleşen fotoğraf kareleri Türk kıyafetleri ve dekorları içindeki Hıristiyan modellerdir. Bu yaklaşım, Osmanlı ve yaşamına olan ilginin devam ettiğini gösteren önemli somut bir örnektir. O zaman bu noktada şu söylenebilir: Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk figürlü fotoğraf kareleri, oryantalist yaklaşımların ağır bastığı kurgulanmış dekor içindeki insandır. Yine Osmanlı Fotoğrafçılığı’nda insan ilk olarak burada karşımıza çıkar. Fotoğrafa doğal yollardan insan unsurunun katılması ise biraz daha zaman alacak; ancak fotoğrafının çekilmesine halk tepki gösteımemeye başladığında fotoğrafçılar objektiflerini onlara ve sokaktaki doğal yaşamlarına çevirebileceklerdir. Burada şunu belirtmekte fayda vardır. Şu ana kadar Osmanlı’da fotoğraf üzerine anlatılan bütün çekimler gezgin fotoğrafçılar tarafından ortaya konmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu’nda sanat, günümüzde “geleneksel sanatlar” diye adlandırdığımız, Klasik Türk Sanatı’nı temel alıp İslam Sanatı’yla gelişimine yön vermiş bir sentezler topluluğundan oluşmaktadır. Bu sentez topluluğuna şeklini veren ise İslam dininin tasvir etme üzerindeki bakış açısıdır. Tasvir etmeye yönelik birçok hadis, Türklerin İslamiyet’i kabul ettikten sonra tasvirden uzak durarak, daha çok İslam dininin getirisi olan sanat dallarına yönelmesine neden olur.Bu yüzden ülkemizde, Osmanlı’nın gerileme dönemini yaşadığı XVIIII. yüzyıla kadar batılı tarzda diye tabir etmeye alıştığımız sanat dallarından söz etmemiz mümkün değildir; fakat sadece bir sanat dalı diğerlerinden ayrılarak daha şanslı bir konuma yerleşecektir: fotoğraf. Öncelikle Osmanlı’nın Batılılaşma çabalarına ağırlık verip ıslahatlar gerçekleştirdiği bir dönemde icat edilmiş olması onu bu konuma taşır. İcadından kısa bir süre sonra da İstanbul’da duyuruluşuyla uyandırdığı merak bu tespiti kanıtlamaktadır. Peki, fotoğraf bu duyuruluşun ardından Osmanlı’da knllanılmaya başlamış mıydı? Osmanlı’ da fotoğraf çeken ilk isimler kimlerdi? Çekilen ilk fotoğraflar nelerdi? Gibi sorular bizi Avrupalı gezgin fotoğrafçılara ulaştırmaktadır. Avrupalı bu gezginler, sanayi devriminin ulaşım yollarını geliştirmesiyle XVI. yüzyıldan beri büyük merak duydukları gizemli doğuya açılmanın yolunu yakaladıklarında fotoğraf makinesini de Osmanlı’ya getirmiş olacaklardı. Avrupalının makineleriyle önce doğuya ve son durak olarak İstanbul’a gelişi, XVI. yüzyıl Avrupası’nda önemli bir konuma gelen “oryantalizm” farklı bir uzantısı olur. “Fotoğrafla Oryantalizm” alt başlığıyla ifade edebileceğimiz bu gelişme, aynı zan1anda ülkemizin fotoğrafçılık tarihinin başlangıç noktasıdır.

Osmanlı bu dönemde batılılaşma çabalan içinde olsa da, yeniliklerin derine inerek kalıcı olmaması halkın birçok yenilikten habersiz kalmasına neden olmuş; hanedan ve halk arasındaki uçurum giderek büyümüştür. Bu uçurum sanat alanında da kendini gösterir. Sanata büyük ilgi duyan gerileme dönemi padişahlarından iL Mahınut’un devlet dairelerine astırttığı fotoğraflarına başlangıçta halkın büyük tepki göstermesi anlattığımız duruma yerinde bir örnektir. Müslüman halkın bir süre fotoğrafa tepki gösteımesi hala günah inanışından gelmektedir. Fotoğraf bir yandan da ekonomik bir güç ve kimya ve teknik bilgisi isteyen bir alandır. Bu durum ticaretle uğraşmayan ve kimya-teknik bilgiye pek sahip olmayan Müslüman halkın fotoğraftan uzak kalmalarına diğer önemli nedendir. Bu yüzden Osmanlı halkından fotoğrafla ilgilenen ilk kişiler ticaretle uğraşan ve kimya bilgisine sahip olan Ermeni ve Rum asıllı gayrimüslimler olmnştur. Zaman içinde bu durumun değişmesine katkı sağlayan en önemli olay, Mühendishane mektebine resim ve ardmdan fotoğraf dersinin eklenmesiyle bu dersler için İngiltere’den bir camera obscura getirtilmesi olur. Böylece kısa sürede ressam sınıfından mezun olan Ali Sami Aközer, Ali Rıza Bey ve Yüzbaşı Hüsnü Bey gibi isimler Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk Müslüman Türk fotoğrafçıları olarak tarih sahnesinde yer alır. Bu fotoğrafçılar asker kökenli olmaları ve saray tarafından durum tespit etmek amacıyla Anadolu’yu fotoğraflandırmak amacıyla farklı şehirlere gönderilmeleriyle gayrimüslim fotoğrafçılardan da ayrılırlar. Yukarıda belirtilen isimler dışında kısa sürede fotoğraf alanında kendini yetiştiren Rahmizade Bahaeddin Bediz, Raif Efendi, Sevilli Ahmet Eınin, Üsküdarlı Hasan Rıza, Fahreddin Türkan Paşa ve Bahriyeli Sami gibi isimler bu dönem Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli diğer Müslüman Türk fotoğrafçılarıdır.

Bu başlangıcın en önemli tanığı o dönemde de etkin bir şehir olan İstanbul olacaktır. O yılların İstanbul’u, Gustave Flaubert’in ifadesiyle Mevlevilerden çıkılıp operaya gidilen acayip bir şehirdir. Mekanlarında ve sokaklarında yaşanan bu renklilikle birleşen kültür birikiminin yaşanmışlığı ilk kez 1850’lerin başında darphaneyi modernleştirınek için İstanbul’a gelen İskoç kökenli James Robertson’w1 objektifinde hayat bulur. J.Robertson özellikle istanbul’un geniş açı perspektif görünümüne sahip kareler çekıneyi tercih etmiştir. 1860’ların başına geldiğimizde İstanbul ve ardından Anadolu’da birçok gezgin fotoğrafçı aktif rol üstlenecektir. “Anadolu’nun uzak ve zor bozkırlarına rağmen ellerindeki

Kaynak: Dijital fotoğraf öncesi çağdaş türk fotoğraf sanatı/Fatma Nur GÜLER /30.09.2013

13

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTOĞRAFIN TÜRLERI

PORTRE FOTOĞRAFÇILIĞINA GIRIŞ İnsan olarak, insan yüzü görmeye, onları seyretmeye bayılıyoruz.

Ümit YAŞAR

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

14


FOTOĞRAF TÜRLERI

P

ortre fotoğrafçılığı fotoğrafçılığın oluşumundan beri var, belki de fotoğrafçılığın ortaya çıkma sebebidir. Bu sanatı insanların mağaralara çizdiği figürlere kadar dayandırabiliriz belki. Bu yönüyle portre fotoğrafçılığı hem kişisel olarak beni hem de genelde bir çok insanın ilgisini cezbeden bir alan.

Lorean Cragh tarafından çekilen bu fotoğrafta konumuz gözümüzün içine bakmıyor ama yine de gözlerde yansıtılan duygu çok güçlü.

İnsan olarak, insan yüzü görmeye, onları seyretmeye bayılıyoruz. Bunun bir çok sebebi vardır.

Gözlerin görünmediği portre fotoğraflar asla çok güçlü olamaz, eksiktir.

İlk açıklama, tür olarak insan yüzünü tanımaya ve tepki vermeye programlı olduğumuz şeklinde. Sadece bir kaç günlük bir bebek bile bir insan yüzünü tanıyıp tepki verebiliyor. Dolayısıyla daha doğumumuzdan itibaren insan yüzünü tanımaya ve ona tepki vermeye başlıyoruz.

Tam Boy Bu tür portre de yakın plana göre konumuzdan bir adım daha uzaklaşırız. Bu sayede fotoğrafta konuya dair daha fazla şey görürüz, mesela kıyafetleri kolları ayakları ayakkabıları gibi… Dolayısıyla bu tür fotoğrafta kıyafet ve poz daha fazla ön plana çıkabilir. Mesajınızı verirken de bu detayları kullanabilirsiniz. Mesela bir futbolcuyu bale kıyafeti içinde futbol oynarken düşünün, nasıl bir mesaj olurdu?

Bir diğer açıklama da belki de yüz yüze kuramayacağımız bir ilişkiyi portre vasıtasıyla kurabiliyoruz. Hiç kimse saatlerce bir insanın yüzüne bakmasına tepkisiz kalamaz ama gerçek hayatta yapamayacağımız u yakınlaşmayı fotoğraf aracılığıyla yapabiliyoruz. Ve son olarak, portreler insan duygularını en iyi yansıtan sanat biçimi. Bu yönüyle de dolu dolu ve samimi. Portre fotoğrafçılığına olan ilgiyi işte bu duygularla da açıklayabiliriz. Portre Fotoğrafçılığı – Üç temel çeşit

Çevresel Portre

Bu fotoğrafçılığa giriş yazımızda üç temel portre tarzını inceleyeceğiz. Bunlar • Yakın plan • Tam Boy • Çevresel Bu üç portre çeşidini belirleyen tek bir faktör var, mesafe. Modelinize en yakın olduğunuz portre türü yakın plandır. Yakın plandayken daha fazla detay ama konu olarak daha azını gösterirsiniz. Konudan uzaklaştıkça konu büyür ama detay azalır.

Bu portre türünde fiziksel olarak konunuzdan biraz daha uzaklaşırsınız ama artık kompozisyonunuza çok önemli bir öğe daha eklemiş olursunuz, çevre. Konunuzun bulunduğu çevre de fotoğrafın bir parçasıdır ve izleyiciye bir hikaye anlatır. Bu çevre kütüphanede kitap okuyan bir çocuk, atölyesinde iş yapan bir usta gibi… Hikaye çevresiyle mekanıyla bir bütündür. POZ VERME İLE İLGİLİ ÖNERİLER

Yakın Plan Yakın plan portre isminden de anlaşılacağı üzere en yakın ve en samimi portre çeşididir. Konumuza o kadar yakın oluruz ki, yüzündeki her izi, kaşlarını, kirpiklerini rahatça seçebiliriz. Gözlerinin içine bakabiliriz ve sanki ruhlarını görürüz. Bu demektir ki, kişinin tüm duyguları da gözler aracılığıyla karşı tarafa geçer. Bu türde bizim için anahtar kelime gözlerdir. Bir insana baktığımızda gözümüz doğal olarak karşıdakinin gözüne doğru kayar.Bu demektir ki, kişinin tüm duyguları da gözler aracılığıyla karşı tarafa geçer. Yakın plan portre fotoğraflarında da aynı durum geçerlidir. Naomi Frost tarafından çekilmiş ödüllü bir fotoğraf. Çocuğun gözlerine tekrar tekrar bakmamak neredeyse imkansız gibi…

Araştırmalar gösteriyor ki, iletişimin aslında %85 i vücut dili aracılığıyla gerçekleşiyor. %5 i konuştuğumuz kelimelerle geriye kalan %10 ise ses tonu, tempo vs ile gerçekleşiyor. Biliyoruz ki, fotoğraflar konuşmaz. Dolayısıyla fotoğraftaki iletişimi, yani duyguyu aktarma olayını gerçekleştirmek için elimizde tek ve en önemli araç kalıyor, vücut dili. Bu yüzden modelinizin doğru mesajı iletecek şekilde poz vermesi, vücut dilini iyi kullanması çok önemlidir. Peki bu konuda ipuçları nelerdir?

Gözlerin duyguyu yansıtması için direk izleyicinin gözlerine bakması gerekmiyor modelin. Konumuz başka yerlere bakıp, başka şeylerle de meşgulken gözler bir duyguyu yansıtmak için yeterince güçlü ve ön plandadır.

Portre fotoğrafçılığında genel bir kural vardır (eğer bir kural varsa); eğilebiliyorsa eğin.

15

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTOĞRAF TÜRLERI Ne demek bu, eller, kollar, baş, dizler vs… Konunuz bunları doğru bir şekilde eğdiğinde portreniz çok daha ilginç olacaktır. Tabii ki vermek istediğiniz mesaj bazen konunun sadece dik durması ile verilebiliyorsa durum farklıdır. O zaman gerekeni yapmanız gerekir.

DİYOR Kİ...

Benim yaklaşımımda fotoğraf makinesi, bir not defteri, ‘an’ ı saptamada bir sezgi aracıdır. An’ı yakalamadaki ustalık, bence vizörden görülen görüntüleri çok kısa bir zamanda görsel bir biçimde düzenleyebilme ve anlık kararlar alabilme yeteneğidir. Bu eylem; akıl disiplinini, duyarlılığı, yerleşik bir geometri anlayışını, her şeyden önce bir konsantrasyonu gerektirir. Kişi, bu yöntemle çok sade bir anlatım biçimine ulaşabilir.

Eller, kapalı olmaktansa kapalı olmaktansa açık ve uzatılmış olduklarında çok daha çekicidir. Karşınızdaki birinin elleri kapalıyken ve açıkken neler hissedeceğinizi düşünün. Bir anne ve bebeğini çekiyorsanız, annenin direk kameraya mı bakmasını yoksa başını eğip çocuğuna mı bakmasını isterdiniz? Zafer kazanmış bir futbol oyuncusunu çektiğinizi düşünün. Elleri cepte uzak bir yerlere bakarken mi çekerdiniz yoksa direk kameraya bakarken mi? Belki elleri havada kalabalığa bakarken de çekmek isteyebilirsiniz. Sonuç olarak konu portreyse vücut dili çok önemlidir. Konunuzun her hareketi farklı bir duygu verebilir.

Fotoğraf çekmek, insanın aklını, gözünü ve yüreğini aynı hizaya getirmesidir. Bu bir yaşam tarzıdır.

TEKNİK VE KONSEPT

Fotoğrafın subjesiyle fazla ilgilenmiyorum. Fotoğrafı bir kere çektikten sonra gerisiyle fazla ilgilenmem. Avcılar aşçı değildir ki.

Göz seviyesi Portre fotoğrafçılığında bir teknik, eğilerek konunun göz seviyesinden biraz aşağıdan fotoğrafı çekmektir. Özellikle de kadınlar ve çocuklarda bu önemlidir. Elbette kuralların her zaman istisnaları vardır ancak bu istisnaları görebilmek için önce kurallara hakim olmak gerekir.

Saniyenin bir diliminde bir olayı ve nesneleri organize olmuş formlar halinde görmek o olaya gerçek anlamını yüklemektedir

Gözleri keskinleştirmek Portre fotoğraflarında konunun gözlerini hafifçe keskinleştirebilirsiniz. İzleyici bunun genellikle farkında olmaz ancak dikkati ister istemez gözlere daha da odaklanır. Moda fotoğrafçıları bunu çok sık yaparlar.

HenriCartier-Bresson

Düşük alan derinliği Portre fotoğraflarını güzel kılan en önemli öğelerden bir tanesi de düşük alan derinliğidir. Böylece konuyu ön plana çıkarırken arka plan ve geriye kalan her şeyi ikinci plana atabilirsiniz. Çoğu zaman diyaframı sonuna kadar açarak sadece gözlere odaklamak yeterlidir.

Duyguyu yakalamak Bu modelinizle uyumu ge rektirir. Fotoğraf çekerken modelinizi rahat hissettirmeli ve duygularınızı onunla paylaşmalısınız. Gülün güldürün ve duygularınızı paylaşın. Bu duygular ister istemez fotoğrafa da yansıyacaktır. Beyaz Gözümüz doğal olarak parlak şeylere yönelir. Konumuzun yüzüne odaklanmak istiyoruz, öyleyse modelimize beyaz tişört gibi kıyafetler giydirmemek gerekir.

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

16

Işık Işık doğrudan konunuzun üzerine düşmemeli ve çok fazla ya da aşırı olmamalıdır. Flash kullanıyorsanız ya da ışık kaynağınız varsa genellikle ışığı yumuşatmak gerekir.


FOTO MAGAZIN

İngiliz vahşi yaşam fotoğrafçısı David Slater’ın makinasını alıp kendi fotoğrafını çeken maymun Naturo’nun ‘selfie’ kareleri, telif hakları tartışması yarattı.

ABD’nin San Francisco Federal Mahkemesi’ne dava başvurusu yapan PETA, fotoğraflardan elde edilen gelirin maymunun yararına kullanılmasını teklif ediyor.

Makinanın sahibi Slater, telif hakkının kendisine ait olduğunu savunurken, hayvan hakları derneği PETA, buna itiraz ederek konuyu mahkemeye taşıdı. PETA, Naturo’yu büyük üne kavuşturan ve pek çok yayın organında basılan ‘selfie’ fotoğraflarının telif haklarının maymuna ait olduğunu savunarak, bunun aksini iddia eden fotoğrafçı Slater’a dava açtı.

‘TELİF HAKKI UYGULAMASINDA TÜR AYRIMI YAPILMAZ’ İngiliz The Guardian gazetesine konuşan PETA avukatı Jeffrey Kerr, özgün eserlere ilişkin telif hakkı prosedürünün canlı türü ayrımı yapılmaksızın işlediğini vurgulayarak, “Telif hakkı kanunu çok açık, hak kameranın sahibine değil; fotoğrafı çekene aittir” dedi.

‘SELFIE YILDIZI’ MAYMUNUN FOTOĞRAFLARI MAHKEMELIK OLDU

Naturo’nun selfie çekerken kullandığı makinanın sahibi David Slater ise, PETA’nın kendisine ‘saldırma kararı’ almasından büyük üzüntü duyduğunu belirterek, kendisinin de bir hayvan hakları savunucusu olduğunu vurguladı. Ünlü vahşi yaşam fotoğrafçısı Slater, 2011’de gittiği Endonezya’nın Sulawesi Adası’nda, nesli tükenmek üzere olan makak maymunlarının yaşamlarını fotoğraflarken, Naturo isimli maymun makinayı alıp rastgele yüzlerce fotoğraf çekmişti. Naturo’nun bilmeden kendisini çektiği fotoğraflar, kısa sürede tüm dünyada büyük ün kazanmıştı. Ancak Slater, bu fotoğrafları yayınlayan ‘Wikimedia’ sitesinden, telif haklarının kendisinde olduğunu belirterek fotoğrafların kaldırılmasını isteyince, site yönetimi ‘fotoğrafların telif hakkı fotoğrafları çeken maymuna aittir’ cevabını verdi. Bu da ‘Hayvanların telif hakkı olur mu?’ tartışmasını fitilledi.

17

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTOBLOG

PROFESYONEL FOTOĞRAFÇI OLMAMANIN DAYANILMAZ HAFIFLIĞI “Profesyonel, amatöre karşı” dilemmasına rastlamışsınızdır. Kendim için şunu net olarak söyleyebilirim; ben profesyonel değilim, amatör yerine fotoğraf gönüllüsü olmayı tercih ediyorum. Sebahattin DEMIR - www.arthenos.com

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

18


FOTOBLOG

B

ir gün yolda yürürken Temel’in yolunu hırpani bir adam kesmiş “Allah rızası için, acıyın şu fakire” demiş. Temel, acıklı acıklı adama bakmış “Çok aciyrum sana uşağum” demiş ve yürümeye devam etmiş. Adam arkasından yetişip tekrar önünü kesmiş “Karnım çok aç, kaç gündür ağzıma lokma koymadım” demiş. Temel “Bak işte pu olmadu uşağum” demiş, “Hiç değilse pi kaç lokma yemelisun”. Evet, tok açın halinden anlamıyor. Diyelim ki fotoğrafı çok seviyorsunuz ve heves ediyorsunuz. Kendinize bir kamera almak, amatör olarak fotoğraf çekmek istiyorsunuz ama nereden ve nasıl başlayacağınız hakkında hiçbir bilginiz yok. Ne yaparsınız? a. b. c. d.

Belki de “En iyi ekipman hangisi” falınıza baktırabilirsiniz Bence fotoğrafçılık, sanat ve teknolojinin kutsal bir evliliğidir. İdealinde, bu iki bileşen arasında sağlıklı bir denge olmalıdır. Yeni başlayanlar da bu ideal dünyada her iki konuda da dengeli kaynaklar bulmalıdır. Asıl nokta ise, “Adım adım nasıl sanatçı olunur” gibisinden bir rehberin olmaması. Öte yandan, teknolojiyle ilgili öğrenilebilecek o kadar çok fazla bilgi var ki, en iyi sonucu elde etmek cebinizin ne kadar dolu olduğuna bağlı. İlk DSLR kameramı aldığımda, sadece birkaç günlük google araştırmalarımda, profesyonellerin profesyonel ekipmanlara sahip olduğu ve bu nedenle profesyonel fotoğraflar çektiği, daha iyi ve profesyonel olmanın birbiriyle bağlantılı olduğu hissine kapılmıştım.

Bu konuda bilgi sahibi tanıdık eş dostlarınıza fikirlerini sorarsınız İlgili forum sitelerine danışırsınız Bir fotoğraf mağazasına gider, bilgi alırsınız Bol bol araştırma yapar, kitaplar okur, videolar izlersiniz.

Belki de bunların birkaçını veya hepsini birden yaparsınız. Ama genellikle size verilen cevaplarda hep, sanki karşınızdaki profesyonelmiş de siz onların seviyesine çıkana kadar çook uzun yıllarınızı harcamanız gerekiyormuş gibi hissettirler size. Haydi gelin itiraf edelim; hangimiz bize danışan bir yeni başlayana böyle hissettirmedik? Baştan söyleyeyim, tersini söylerseniz inanmam!

Amatör olmak veya amatör görünmek kötü bir şey mi? Bu soruyu cevaplamak için “Fotoğrafın konusu nedir?” sorusuna cevap bulmak gerek. Bu sorunun kitaplardaki cevabı şudur: Işığı yakalamak.

Fotoğrafçılıkta ne kadar çok düşman var!

Genel geçer cevapları ise: Anı yakalamak. En iyi kamera, en iyi ayarlar, en iyi lens, dışarı çıkıp denemeler yapmak yerine bunları düşünmek ve gerçekten o anı kaçırmak.

Işığın düşmanı karanlık, DSLR’nin düşmanı aynasız, Nikon’cular bir yanda Canon’cular bir yanda. Aynasız’cılar bile fraksiyonlara ayrılmış durumdalar; tam kareciler (Full frame), çarpanlı gövdeciler (APS-C) veya Mikro 4/3 fanları. Biter mi, daha var; Sony’ciler, Fuji’ciler, Pentax’çılar, Panasonic’çiler … Makrocular, portreciler, manzaracılar, modacılar, ürüncüler, yemekçiler, düğüncüler, sokakçılar, her ne rastgelirseciler … Ama bunların da önünde çok daha önemli (!) bir ayrım var, PROFESYONELLER ve AMATÖRLER. Ben bu tanımı son zamanlarda iyice merak etmeye başladım, neye göre profesyonel, kime göre amatör?

Teknikleri ve teknolojiyi görmezden gelerek amatör olmayı mı kastediyorum? Elbette hayır. Bir araba kullanıyorsanız, göstergelerini kullanmanız, farları yakmanız, motor yağını kontrol etmeniz, kış lastikleri bulundurmanız gerekir. Ama aynı seyahati 15 yaşındaki bir Fiat ile tıpkı yeni model bir Audi’de olduğu gibi yapabilir ve harika bir doğada, muhteşem manzara boyunca eşit derecede eğlenceli bir seyahat yapabilirsiniz. “Profesyonel, amatöre karşı” dilemmasına rastlamışsınızdır. Kendim için şunu net olarak söyleyebilirim; ben profesyonel değilim, amatör yerine fotoğraf gönüllüsü olmayı tercih ediyorum. Bir fotoğraf gönüllüsü olarak, fotoğrafa ilk başladığımda duymak istediğim bazı ipuçlarını ve püf noktalarını şöyle sıralayabilirim:

Bir kameraya sahip olanlar neden profesyonel olmak isterler? Ya da öyle görünmek isterler? İşimi gören, fazla sorun çıkartmayan, istediğim asgari konforu bana sunan arabam varken, neden bir Formula 1 yarışçısına heves edeyim? Seçenekler şunlar olabilir mi: i. ii. iii. iv.

Ekipman Ekipmanın aşırı bir önemi yoktur. Fotoğrafçılığa giren çoğu insan, ellerindeki ekipmanın ne kadar iyi olduğunu ve bunlarla neler yapabileceklerini es geçer. Eğer gerçek bir acemi iseniz, alabileceğiniz ilk giriş seviyesi kamerayı almanızı ve fotoğrafta Pozlama nedir, Doğru pozlama nasıl yapılır öğrenebilmek için manuel ayarlar ile kullanmanızı öneririm. Bunu yaparak, gelecekte yeni bir kamera isteyeceğiniz zaman, tercihlerinizin ne olduğu konusunda oldukça doğru bir fikre sahip olacaksınız. Eğer çoğunlukla etrafta koşan çocukları, hayvanları veya uçan kuşları fotoğrafladığınızı fark ederseniz, hızlı ve doğru otomatik netleme yapan modellere göz atmalısınız.

Bir araba yarışçısı olmak harika ve heyecan verici! Teknolojisi benim için büyüleyici ve bu otomobillerde bu faslasıyla var! Kim bütün gün araba kullanmak ve üstüne deli para kazanmak istemez ki? İşimden sıkıldım, orta yaş bunalımına girdim, heyecan lazım!

Yine de birçoğumuz otomobilimizi sadece bir araç olarak düşünmekten memnunuz. Öyleyse fotoğrafçılık neden farklıdır? Çoğumuzun bu alandaki EN’leri hedef almamızı, onlar gibi olmak istememizi sağlayan şey nedir? Hiç forum sohbetlerine katıldınız mı?

Sıkça seyahat ediyorsanız ve bir de kilolarca ekipman taşımak istemiyorsanız, küçük kompak kameralara bakmak isteyebilirsiniz. Büyük olasılıkla bir tam kare (Full frame) canavardaysa gözünüz, o zaman ayrı, kalbinizinden gelen bu sesi göz ardı etmeyin! Ben tüm seyahatlerimde Nikon D850 kameramı yanıma alıyorum. Peki, D850’min tüm potansiyelini kullanıyor muyum? Evet kullanıyorum. Neden şaşırdınız, hayır cevabı bekliyordunuz, itiraf edin. Evet kullanıyorum, çünkü o kamerayı bu özelliklerini kullanmak için aldım ben. Onun tüm özelliklerini blogumda anlatan onlarca yazı bulabilirsiniz. Onu seviyorum. Kesinlikle! Amatör olmanın en iyi yanı, ekipman satın almanın finansal değil duygusal bir karar olduğudur. Ben ekipmanımı bir yatırım olarak değil, bir iş ortağım olarak seçmeye çalışıyorum.

Ya da yeni favori kameranızı veya lensinizi bir inceleme sayfasında okumaya çalıştınız mı? Ben bunları ne zaman yapsam, neredeyse her zaman o an sahip olduğum ekipmanım için yapmış olduğum seçimlerimden şüphelenirken ve bir sonraki satın alacağım ekipmanımı ararken bulurdum kendimi. Bir gün fark ettim ki: ben bu ölüm kalım soruları (!) ile uğraşırken bir şey yapmayı unutmuşum: fotoğrafçılıktan zevk almak. Photoshop’da fotoğraflarımla uğraştığım, saatlerimi harcadığım zamanlarda, ışıklandırma, kompozisyon, netlik ve benzeri takıntılarım nedeniyle kendimi hep üzgün ve yetersiz hissediyordum, kafamda hep o deli sorular vardı; daha iyisi nasıl olabilir acaba? Ve elbette, internette daha fazla zaman harcıyordum. Sonra, bunun sıkışıp kalmışlık ve basit bir kısır döngü olduğunu anladım.

19

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTOBLOG Kıssadan hisse

sürgü hareketi ile size fark yaratan bir dünya yaratabilir ve sizi daha hoş bir sonuçla mutlu edebilir.

Köyün birinde köy meclisi toplanmış, köyü ve köylüyü kalkındırmak için bir atılım yapmaya karar vermişler. Atalet içindeki köylüyü buna ikna için neler yapabiliriz diye düşünürken, içlerinden biri “Nasreddin hocayı davet edelim, bunu o anlatsın. Köylü onu dinler” demiş. Fikir çok benimsenmiş, hocaya gidip isteklerini iletmişler. Hoca “Gelirim ama bir şartla” demiş, “Bir kese altın isterim”. Köylüler, “Aman hocam, nerden bulalım bu kadar altını” dedilerse de hoca isteğinden vazgeçmemiş. Çaresiz kabul etmişler, köye dönüp herkesten elde avuçta ne varsa toparlayıp hazır etmişler. Gün gelip çatmış, hoca köye gelmiş. Tüm köy halkı meydana toplanmış, heyecanla hocayı bekliyorlar. “Önce altınları göreyim” demiş hoca. Vermiş köylüler. Almış cebine koymuş. Sonra başlamış konuşmaya. Hoca konuştukça, köylüler coşmuş, köylü coştukça hoca coşmuş. Muhteşem bir konuşmanın ardından hoca, köy heyetini çağırmış, cebinden keseyi çıkarıp onlara geri vermiş. Köylüler şaşkın! “Hocam ne oldu, neden geri veriyorsun” demişler. Hoca cevaplamış “Bu altını sizden iki nedenle istedim” demiş ve devam etmiş “Birincisi, para verdiğiniz için beni can kulağıyla dinlemek zorunda kaldınız. İkincisi, insan cebinde para olunca bir başka konuşuyor be!” demiş. Artık buradaki kıssayı ve çıkarılacak hisseyi de size bırakıyorum

İlk başladığım zamanlarda fotoğraflar üzerinde sonradan yapılan Photoshop müdahelelerine dair bazı çekincelerim vardı. Sonradan farkettim ki, ne yaparsanız yapın, hiçbir kamera asla tıpkı gözlerimizle gördüğümüz gibi bir fotoğraf çekemiyor. Ben, sonuçta sevdiğim fotoğraflara sahip olmak istiyorum ve o kaydırıcılarla biraz oynamanın bence bir zararı yok. Bunları yazıyorum diye beni monitörün başında saatler geçiren biri sanmayın, sıkılırım zaten, yapamam. Bu yüzden fotoğraf işlemek için harcadığım zamanı kademeli olarak azalttım. Genellikle fotoğrafların çoğunda uygulayacağım, kamera standart profili, lens düzeltme, makul miktarda kontrast, netlik ve titreşim gibi ayarlardan oluşan bir ön ayar kullanarak da zaman kazanmaya odaklanıyorum. Bu, beyaz dengesi ve pozlama ayarları, gerektiğinde vinyet veya kırpma gibi fotoğrafların ince ayarlarıyla geçirmem gereken zamanı önemli ölçüde azaltıyor. Sorumu yineliyorum, “Amatör olmak kötü mü?”

Bir amatörün ihtiyaç duyabileceği şeylerden daha fazlasını sunan bir sürü harika kamera var. Ancak, sizin için gerçekten önemli olan veya hayatınızı kolaylaştıracağını düşündüğünüz ve bunun karşılığını ödeyebileceğiniz tek bir özelliği bile varsa: gidin alın! Çantanızdan her çıkardığınızla, bayramda en sevdiği hediyeyi almış bir çocuk gibi hissedeceğinizden emin olabilirsiniz.

Kesinlikle hayır! Bir amatör olmak ve öyle kalmak harika! Bir kere, beklentilere bağlı değilsiniz, herhangi bir hata yapabilirsiniz, kendi kurallarınızı ve estetiğinizi tanımlayabilirsiniz, ve neden fotoğraf çektiğini hatırlarsanız, çektiğin fotoğrafları daha fazla sevmeyi öğrenebilirsiniz. Gerçekçi olmayan fotoğraflar çekmek zorunda kalmazsınız ya da hep rakiplerinizden daha iyi olmanız için devamlı sol omzunuzda bik bik eden şeytan tarafından rahatsız edilmezsiniz, çünkü size ömür boyu sürecek bir deneme yanılma yolculuğuna çıkma ve sadece sürüşün keyfini çıkarma fırsatını verir. Ve buna bonus olarak, kendi hayatınızın değerli, ilginç ve tuhaf anlarından oluşan bir portföy ile mutlu mesut yürüyüp gidersiniz.

Peki o zaman lensler? Kameralara benzer şekilde, en çok kullandıklarınızı belirleyin ve bunlara sadık kalın, çok sık lens değiştirmeyin. Arkadaşlarınıza tatil fotoğraflarınızı gösterdiğinizde, “Aaaa çok güzel çözünürlükte çekmişsin” mi der? İddia ediyorum hiç kimse farkına varmayacaktır. Ama ben genellikle prime yani asal lenslerimi kullanıyorum, arkadaşlarımın fotoğraflarımdaki çözünürlükleri farkedip, bunu bana söylemeleri için değil, sadece kendim için, onlarla daha zevkli çalıştığım ve onlardan büyük baskılar alıp ofisimin duvarlarına asmayı sevdiğim için. Sonra onların yerine yenisi geldiğinde ya da ofisime gelen bir dostum birini beğendiğinde, onları dostlarıma hediye etmekten çok büyük mutluluk duyduğum için.

Belki bir gün bunlar ışığında, kariyer değişikliği düşünmek bile isteyebilirsiniz. Amatör olun! Reçete basit: Donanımınızı tanıyın, onları başka markalar ve modellerle karşılaştırmak yerine fotoğraf çekmek için kullanın ve benim kadar fotoğraf çekmenin tadını çıkarın! Fotoğraf çekenler daha mutlu oluyor demiş miydim?

Aynısı aksesuarlar için de geçerli. Mümkünse satın almadan önce onları deneyin ve hangilerinin size gerçek bir fayda sağladığını görün. Örneğin, ben mutlaka üçayak kullanmaya özen gösteririm. Bunun benim için ne kadar önemli bir araç olduğunu biliyorum. Öyle ki, yurtdışı seyahatlerimde bile bir seyahat üçayağım vardır yanımda. Post prodüksiyon, fotoğrafı işleme aşaması İşte size kendi fotoğraflarınızdan nefret edebileceğiniz bir aşama! Kameranızı bir spor müsabakasına götürüp, oradan 1000’e yakın fotoğrafla eve döndünüz mü? Peki, hiç onları işlemeyi denediniz mi? Sizi iyi hissettirdi mi? Evet, ben de öyle düşünmüştüm. Bazılarının neden bu noktada yalnızca JPEG fotoğraf çekmeyi düşündüğünü anlıyorum. Adil olmak gerekirse, JPEG formatında çekilmiş bir fotoğraf kusursuz olmayabilir, ama yine de çok iyi görünebilir. Fakat RAW fotoğraf çekmek her zaman yeni bir olasılık ufku açar. Başlangıçta JPEG çekim yaparsanız, çıkacak görüntüyü makineninizde yaptığınız ayarlara göre fotoğraf makinesine bırakabilirsiniz. RAW çekim yapmak, sahada harcayacağınız tonlarca zamandan kazanmanızı sağlar. Ya da zifiri karanlık gölgeleri hatırlayın, işleme aşamasında birkaç

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

Bir fotoğrafa çoğu zaman bakılır, nadiren incelenir. Ansel Adams

20


TÜRKIYE’NIN ‘ MASAL ŞATOSU’ Masal Şatosu’nu açıldığı günden bu yana 1 milyon 102 bin kişi ziyaret etti. Eskişehir’de, Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki 26 kule ve minareden esinlenerek inşa edilen Masal Şatosu’nu açıldığı günden bu yana 1 milyon 102 bin kişi ziyaret etti. Eskişehir’de, Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki 26 kule ve minareden esinlenerek inşa edilen Masal Şatosu’nu açıldığı günden bu yana 1 milyon 102 bin kişi ziyaret etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in özellikle çocuklar için inşa ettirdiği Masal Şatosu, 9 Mart 2014’te hizmete açıldı. Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı’nda hizmet veren Masal Şatosu, ilk günden beri çocuklar ve ailelerinden yoğun ilgi gördü. Şato, 17 ayda 1 milyon 102 bin 635 ziyaretçi sayısına ulaştı. Masal Şatosu’nda anlatıcılar ve rehberler eşliğinde masalların gizemli dünyasında yolculuğa katılıp, kitaplarda okudukları hikayeleri yaşayan çocuklar, Efsaneler Diyarı’nda ise Dede Korkut, Nasrettin Hoca ve Keloğlan’ın hikayelerini kahramanların anlatımlarıyla dinleme fırsatı buluyor. Hediyelik eşya dükkanlarının da bulunduğu Masal Şatosu, pazartesi hariç her gün saat 10.00 ila 17.30 arasında hizmet veriyor.

21

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


SONY

2019

<

İzlandalı yarışmacı Arvids Baranovs’un Kerlingarfjöll isimli çalışması.

Vietnamlı fotoğrafçı Khanh Phan’ın fotoğrafında Vietnam’da düzenlenen Gong Festivali’ne katılan hayalet kostümlü baba ile oğlu görüntülendi.

<

<

<

<

Dünyanın en prestijli fotoğraf ya-

<

Türk yarışmacının da katıldığı 2019 Sony Dünya Fotoğrafçılık Yarışması’nda Ulusal Ödül’ü kazananlar belli oldu

Estonyalı fotoğrafçı Hendrik Mandla’nın ‘Güçlü Doğa’ isimli görüntüsü, İzlanda’nın Thorsmork bölgesinde bulunan Valanhukur Dağı’nın zirvesinden çekildi.

Fransız fotoğrafçı Greg Lecoeur’un fotoğrafı.

rışmalarından biri olan 2019 Sony Dünya Fotoğrafçılık Yarışması’nın Ulusal Ödül kategorisinde kazanan fotoğraflar

açıklandı.

Dünyanın

62 ülkesinden yarışmaya katılan fotoğraflardan birinci seçilenleri, Sony’s 2019 adlı sergide fotoğraf severlerle buluşacak. Rus fotoğrafçı Sergey Shcherbakov’un ‘Bir Gece’ isimli fotoğrafı, Polonya’nın Gdansk kentinin merkezinde çekildi.

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

22

Umman’lı fotoğrafçı Abdulla AL-Mushaifri’nin Sihirli Kapı isimli çalışması.


<

<

<

<

<

<

<

<

<

Türk fotoğrafçı Mehmet Aslan’ın ‘Artisan’ fotoğrafında eşeğe binilmesi için kullanılan yumuşak yastığı (Semer) yapan usta görüntülendi.

Avustralyalı fotoğrafçı Nyree Cox’un ‘Riyad’lı Girişimciler’ isimli çalışması.

İspanyol fotoğrafçı Manuel Enrique González Carmona’nın ‘Yüz Yüze’ isimli çalışması.

Myanmar’lı fotoğrafçı Kyaw Win Hlaing’in ‘Dans ederken... ’ isimli çalışması.

Tayvan’lı fotoğrafçı Yung-sen Wu’nun çalışması.

Portekizli fotoğrafçı Rui Caria’nın ‘Düğün Günü’ çalışması.

23

Slovakyalı fotoğrafçı Radoslav Cernicky’nin ‘Altın Dalgalar’ isimli fotoğrafı, Çek Cumhuriyeti’nin güzel manzaralarıyla bilinen Moravya bölgesinde çekildi.

Alman fotoğrafçı Baerbel Brechtel’in ‘Bizi Takip Edin’ isimli çalışması.

Sırp fotoğrafçı Ranko Djurovic’in ‘Kız Kardeşleri’ isimli fotoğrafı, Sırbistan’ın İvanovo köyünde çekildi.

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

24


DÜĞÜN FOTOĞRAFÇILIĞINA GIRIŞ BÖLÜM 1 : GÖRÜŞ Düğün Fotoğrafçılığına yeni başlayanlar ya da başlamak isteyenler için yeni bir yazı dizisi bu. İçerisinde düğün fotoğrafçılığının hazırlık aşamasında ve çekim esnasında bilinmesi gereken ipuçları barındırıyor. Fotoğraf çekim aşamasının el kitabı diyebiliriz. Çekimden önce neleri kontrol etmeliyiz? Poz alırken neleri bilmek gerekir? Bakış açısını ve kamera ayarlarını neye göre seçmeliyiz? Gibi soruların cevabını bu yazıda bulacaksınız. Başlıyoruz. Düğün fotoğrafçılığında belki de en önemli aşama birinci aşamadır yani görüş aşaması. Bu aşama önemlidir çünkü fotoğraf çekilecek mekanı bu aşamada görüp fotoğrafını zemine karar verirsiniz. Bunla ilgili fotoşop da bir basamak olsa da ortaya çıkacak fotoğrafı bu aşamada görselleştirmeniz gerekir. Fotoğrafta nasıl bir post-prodüksiyon uygulayacaksınız, hangi ögeleri geliştirip hangi ögeleri azaltacaksınız, o özel sahnede sizi çeken nedir ya da bu mekan çevresel bir portre için uygun mudur gibi soruları bu aşamada cevaplamanız gerekmektedir. Çoğu fotoğrafçı için bu aşama anlık bir aşamadır. Daha ilk aşamadan ne yapacaklarını bilirler. Yine de bu aşama biraz daha detaylı düşünülerek daha güzel sonuçlar elde edilebilir. Mekanı gezin, başka açılardan bakın ve alanı ışık açısından iyice inceleyin. En iyi ışık nerededir, ışık ve mekan pozlamanızı nasıl etkiler gibi soruları cevaplandırın. Bir alanı analiz ederken genellikle şu başlıklara bakmak yeterlidir. Gölgeler: Mekanı daha çekici kılacak ilginç bir gölge var mı? Öyleyse bu gölgeyle fotoğrafı iyileştirmek için oynanılabilir mi? Tekrarlayan ögeler ve desenler: Çerçeve de bir tekrar var mı? Eğer öyleyse daha dinamik fotoğraflar elde etmek için bu desenleri nasıl kullanabilirim? Çizgiler: Fotoğrafı güçlendirecek, insan gözünü bir noktaya götüren çizgiler var mı? Bu çizgileri fotoğrafı güzelleştirmek için nasıl kullanabilirim? Yansımalar: İlginç bir kompozisyon yaratmak için kullanabileceğim yansımalar var mı? Ümit YAŞAR

25

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTO TEKNIK

İNSAN GÖZÜ ILE FOTOĞRAF MAKINESINI KARŞILAŞTIRALIM Yetişkin bir insanın gözünün odak uzaklığı yaklaşık 20 milimetredir ve netleme mesafesi 6 cm - ∞ arasındadır. Dr. Tuba SARIGÜL

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

26


FOTO TEKNIK

İ

nsan gözü muhteşem bir görüntü oluşturma “cihazı”. Gözümüz karanlık veya aydınlık ortamlarda, nesnelerin çok uzakta ya da çok yakında olduğu durumlarda hızlıca uyum sağlayarak net görüntüler oluşturabiliyor. Etkileyici fotoğraflar çekebilmek içinse fotoğraf makinesinde doğru ayarların yapılması gerekiyor. Görüntü oluşturma özelliğine sahip olan insan gözü ile fotoğraf makinesi arasında birçok benzerlik var.

ler olarak isimlendirilir) yatay görüş alanı yaklaşık 115 derecedir. Fotoğraf makinesi lenslerinin görüş alanıysa lensin odak uzaklığına bağlı olarak değişir.

Göz Merceği - Kamera Lensi

Bir nesnenin net bir görüntüsünün oluşturulabilmesi için nesneden gelen ışığın, ışığı algılayan bir yüzey üzerine odaklanması gerekir. İnsan gözünde bu işlevi kornea ve göz merceği yerine getirir. Fotoğraf makinelerinde ise mercek (lens olarak da isimlendirilir) aynı işlevi görür. Bir nesneden gelen ışınlar gözümüze ulaştığında kornea olarak isimlendirilen kubbe biçimli kısımdan gözün içine girer. Bu sırada ışınların kırılarak gözün arkasındaki, ışığı algılayan doku olan retinaya odaklanmasına yardımcı olur. Kornea ve irisin arkasındaki göz merceği de ışınların retinaya odaklanmasını sağlar. Mercekler ışınların geliş açısını değiştirerek bir noktaya odaklanmasını sağlar. Işınların mercekten geçtikten sonra kesiştikleri nokta odak noktası olarak isimlendirilir. Odak noktasının merceğe olan uzaklığı (odak uzaklığı olarak isimlendirilir) merceğin ve ortamın özelliklerine bağlıdır.

İris - Diyafram İris, gözbebeğinin büyüklüğünü değiştirerek gözün içine giren ışık miktarını ayarlar. Fotoğraf makinelerindeyse bu amaçla diyafram açıklığı değiştirilir.

Fotoğraf makinelerinde bir nesnenin uzaklığı değiştiğinde lens ile ışığı algılayan yüzey (görüntü sensörü ya da film) arasındaki mesafe değiştirilerek net görüntü oluşturulabilir.

Güneşli bir günde dışarıdan kapalı bir ortama girdiğimizde ilk anda etrafımızı görmekte zorlanabiliriz. Ancak kısa süre sonra gözümüz karanlık ortama uyum sağlar ve ayrıntıları görmeye başlarız. İris, gözdeki renkli kısımdır. Gözbebeğinin büyüyüp küçülmesini sağlar. Böylece göze giren ışık miktarı ayarlanır. Örneğin parlak bir ortamda gözbebeği küçükken loş ışıkta gözbebeğimiz büyüktür.

İnsan gözünde mercek ile retina arasındaki mesafe sabittir. Bu nedenle bir nesnenin uzaklığı değiştiğinde net bir görüntü oluşturabilmek için göz merceği kaslar sayesinde şekil değiştirir. Kaslar gevşekken mercek daha düzdür, kasıldığında ise küreselliği artar. Böylece ışığı kırma derecesi değişir.

Fotoğraf makinelerindeyse merceğin arkasına yerleştirilen diyaframın açıklığı değiştirilerek makineye giren dolayısıyla ışığı algılayan görüntü sensörüne ya da filme ulaşan ışık miktarı ayarlanabilir. Diyafram açıklığı büyükken kameraya giren ışık miktarı fazla, diyafram açıklığı küçükken düşüktür.

Yetişkin bir insanın gözünün odak uzaklığı yaklaşık 20 milimetredir ve netleme mesafesi 6 cm - ∞ arasındadır.

Diyafram açıklığı değeri “f/sayı değeri” şeklinde verilir. Sayı değeri azaldıkça diyafram açıklığı büyür, arrtıkça diyafram açıklığı küçülür. İnsan gözünde gözbebeğinin genişliği parlak ışık koşullarında 2 mm, loş ışıkta ise 8 mm aralığında değişir. Yani insan gözünün diyafram açıklığı değeri f/8,3 ile f/2,1 arasında değişebilir. Standart fotoğraf makinesi lenslerinde diyafram açıklığı değeri genellikle f/2,0 - f/16 arasındadır.

Fotoğraf makinesi lensleri kullanım amaçlarına göre farklı odak uzaklıklarına sahip olabilir. İnsanlarda iki gözden gelen verilerin birleştirilmesiyle oluşan tek görüntünün (binokü-

Retina - Görüntü Sensörü ve Fotoğraf Filmleri

Dijital fotoğraf makinelerinde kullanılan bir görüntü sensörü

27

Dijital fotoğraf makinelerinde kullanılan bir görüntü sensörü Gözde ve fotoğraf makinesinde, üzerlerine düşen ışığı algılayarak görüntüye dönüştürmek üzere elektrik sinyaline çeviren algılayıcı yüzeyler bulunur. Gözün arkasındaki retina tabakası bu işlevi yerine getirir. Retinadaki ışığa duyarlı hücreler üzerlerine düşen ışığı algılayarak elektrik sinyaline dönüştürür. Retinada ışığı algılayan iki tür hücre bulunur. Renklerin algılanması koni hücreleri sayesinde gerçekleşir. Çubuk hücreleriyse aydınlık ve karanlık değişimlerine karşı has-

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTO TEKNIK

sastır ve özellikle loş ışıkta görmeyi sağlar.

FOTOĞRAF TÜRLERİ

Dijital fotoğraf makinelerinde ışığı algılayabilen görüntü sensörleri vardır. Geçmişteyse bu amaçla fotoğraf filmleri kullanılıyordu.

SOKAK FOTOĞRAFÇILIĞINA GIRIŞ REHBERI

Görüntü sensörleri çoğunlukla yarı iletken malzemelerden üretilir. Işık sensöre ulaştığında elektron açığa çıkmasına neden olur. Oluşan elektron sayısı birim alana düşen ışık miktarına ve ışığın dalga boyuna bağlıdır. Görüntü sensörleri, ayrıca, gelen ışığın dalga boyuna dolayısıyla renklerine göre ayrılmasını sağlar. Fotoğraf filmlerinde ise genellikle gümüşün halojen grubundaki elementlerle oluşturduğu bileşikler kullanılır. Işık bu bileşiklerle etkileştiğinde gümüş halojenür bileşiklerinin yapısında kimyasal değişimler ortaya çıkar.

Aslında işin çıkış noktası bir hikayenin peşinden koşmak… Ve bu hikayenin ortasında da siz varsınız. ÜMIT YAŞAR

Işık Hassasiyeti Karanlık bir ortamdan aydınlık bir ortama geçtiğimizde gözümüz bu değişime uyum sağlar. Çubuk hücrelerindeki ışığa karşı duyarlı olan molekül rodopsindir. Aydınlık bir ortamdan karanlık bir ortama girildiğinde çubuk hücrelerinde rodopsin üretilmeye başlar. Böylece retinanın ışığa hassasiyeti artar. Bu süreç yavaş gerçekleşir. Bu nedenle gökyüzü gözlemlerinde çok parlak olmayan gökcisimlerini çıplak gözle fark edebilmek için belirli bir süre karanlıkta kalınması tavsiye edilir. Karanlık ortamdan aydınlık ortama geçildiğinde, başlangıçta her şeyi çok parlak ve beyaz görürüz. Ancak bu durumda çubuk hücrelerindeki rodopsin molekülleri parçalanır ve çubuk hücrelerinin etkinliği azalır. Böylece renkleri algılamamızı sağlayan koni hücrelerinin ışığı algılama gücü çubuk hücrelerininkinden baskın hale gelir. Fotoğraf makinelerindeyse farklı ISO değerleri kullanılarak görüntü sensörünün ışığa duyarlılığı değiştirilebilir. Kaynaklar:

• http://physics.bu.edu/~duffy/semester2/c29_eye.html • http://hyperphysics.phy-astr.gsu.edu/hbase/vision/accom.html • https://www.nikonusa.com/en/learn-and-explore/a/tips-and-techniques/understanding-focal-length.html

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

28


FOTOĞRAF TÜRLERİ

S

KISMET

okak fotoğrafçılığı denen şey aslında hayatın ta kendisi. Konusu insan ve yaşam olan sokak fotoğrafçılığına aslında bir nevi belgesel fotoğrafçılığı da denilebilir. Sizi nelerin beklediğini bilmeden sokaklarda dolaşıp yaşamdan “O anı” yakalayıp belgelemeye çalışmak, hem heyecan verici, hem de oldukça yorucu bir uğraş. Siz de sokak fotoğrafçılığına meraklıysanız ve nereden başlayacağınızdan emin değilseniz, yazıyı okumaya devam edin derim…

Sokakta fotoğrafı 2 şekilde çekebilirsiniz. Siz aramadan karşınıza çıkanlar yani kısmetiniz; bir de yukarıda saydığım, tamamen sizinle ilgili sebepler sayesinde görüp, çekmek istediğiniz fotoğraflar. Kısmet, fotoğraf çekmek için gereken ikinci yeteneğiniz olmalı. Münferit olarak şehir dışına fotoğraf gezilerine gitme planları yaptığımda, olabildiğince kalabalık gitmenin hesabını yaparım. 3 kişi yerine 4 kişi giderseniz, o gelen 4. fotoğrafçı kısmetini de getirmiş olur. Tek başıma fotoğrafa çıkacaksam da, ister inanın ister inanmayın, mutlaka dua edip çıkarım.

Sokak fotoğrafçılığa merak salmışsanız ekipman ve çekim tekniklerinden daha fazla ihtiyaç duyacağınız şey; hayata ve insanlara karşı bakış açısı ve duruşunuzun olmasıdır. Amacınız hava atmak için veya sadece iyi fotoğraf çekmek içinse sokak fotoğrafçılığı size göre değil demektir. Donanımınıza gereğinden fazla özen gösteriyorsanız, aman lensim çizilmesin, aman makinam tozlanmasın diyenlerdenseniz de bu yazıyı okumayı bırakıp, manzara çekmeye devam edebilirsiniz.

Kısmetin durup dururken bir anda ayağınıza geldiği o zamanlarda çabuk düşünmeli ve çabuk hareket etmelisiniz. Fotoğraf makinanızın ayarlarının daha önceden yapılmış ve deklanşöre basmaya hazır halde olmalı ki, ayar yapmak için uğraşıp vakit kaybetmeyin. Sokakta değişkenler çok fazla olduğundan, bazen ışığın az olduğu yerlere girip, örneğin yüksek Iso değerlerine çıkmış olabilirsiniz. Aydınlığa çıktığınızda mutlaka Iso ayarlarını kontrol etmeyi alışkanlık haline getirin.

Aslında işin çıkış noktası bir hikayenin peşinden koşmak… Ve bu hikayenin ortasında da siz varsınız. Çevrenizi nasıl görüp yorumluyorsanız bunu sizi takip edenler için fotoğraflayıp belgeliyorsunuz. İşin özü bu. Düşünsenize, sokakta sonsuz olasılık var fotoğrafını çekebileceğiniz. Konusu veya modeli hazır bir dünya değil sokaklar, içinde doğal bir kurgu mevcut. Bu yüzden ister istemez çektiğiniz şeyler sizinle ilgili olmaya başlıyor bir süre sonra. Okuduğunuz kitaplar, izlediğiniz filmler, sevdiğiniz kadınlar hatta tuttuğunuz takım bile sokakta fotoğraf çekerken farkındalığınızı etkileyen faktörler.

EKİPMAN Ben fotoğraflarımı Sigma’nın Art serisi prime lensleri ile çekiyorum. Ama genel kural şudur, sokakta kesinlikle bu lens ile çekmeniz lazım diyemem tabi ki…En iyi ekipman her zaman için sahip olduğunuz, yanınızda ki ekipmandır. Yeri gelir cep telefonu ile çektiğiniz fotoğraf binlerce lira verdiğiniz ekipmanınız ile çektiğiniz fotoğraftan çok daha fazla hoşunuza gidebilir. Önemli olan fotoğrafta anlatmak istediklerinizi ne kadar anlata bildiğinizdir.

UTANGAÇLIK

Bir müddet sonra derinleşiyor ve kendi tarzınızı oluşturmaya başlıyorsunuz. Tarzınız oluşmaya başladıktan sonra ekipmanlarınızı tarzınıza göre güncellemeniz en doğrusu olacaktır. Bazı fotoğrafçılar sadece prime lensler ile çekerken, bazıları tele lens kullanmayı seviyor. Fotoğraf çekmeye devam ettikçe hangi ekipmanlara ihtiyacınız olacağını anlayacaksınız zaten. Ama illa bir öneri istiyorsanız, çarpanlı bir makinanız varsa 35mm full-frame makinanız varsa 50mm ile denemeler yapabilirsiniz. EVDEN DIŞARI ÇIKIN Evin rahat ve sıcak ortamından çıkmak bazen zor gelebilir ama unutmayın ki evdeyken fotoğraf çekemezsiniz. Bazen öyle bir noktaya geleceksiniz ki, o yollar gözünüzde büyüyecek. Fotoğrafa çıkmamak için kendi kendinize bahaneler uydurmaya başlayacaksınız. Bu gibi durumlarda kendinizi zorlamanız ve motive etmeniz çok önemli. Fotoğrafta ki gelişim insanın canını yakacak kadar yavaştır aslında. Binlerce kare fotoğraf çekmeli, saatlerce yürümelisiniz. Ama unutmayın ki bu emeğinizin karşılığını bir gün mutlaka alacaksınız. Siz dışarı çıkıp fotoğraf çekin, gerisini düşünmeyin. Işığınız bol olsun…

Buraya kadar tamam ise konumuza devam edelim. Aldınız makinanızı çıktığınız sokağa…Üstesinden gelmeniz gereken ilk konu utangaçlık…Fotoğrafçı, özellikle de sokakta fotoğraf çekmek isteyen bir fotoğrafçı utangaç olmayacak. Daha önce hiç tanımadığınız insanların hayatlarına girip fotoğraflarını çekeceksiniz. Bu sosyal ve biraz da girişken biri olmanızı gerektirir. İnsanlara nasıl yaklaşmanız gerektiğini mutlaka düşünmeli ve bilinçli hareket etmelisiniz. Sıcak bir gülüş, biraz sohbet ve karşınızda ki insana önem verdiğinizi hissettirebilmek çok önemli.

29

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


FOTOĞRAF TÜRLERI

YENI DOĞAN BEBEK FOTOĞRAFÇISI Her anne-baba adayı, doğum anının gerçekleşeceği o muhteşem anın gelmesini iple çekmekte ve bu unutulmaz günü hep bir anı olarak saklamak istemektedir. BAŞAK TUNCER

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

30


FOTOĞRAF TÜRLERI

H

er anne-baba adayı, doğum anının gerçekleşeceği o muhteşem anın gelmesini iple çekmekte ve bu unutulmaz günü hep bir anı olarak saklamak istemektedir. Bu nedenle son yıllarda giderek artan doğum anına ait fotoğraflar çok ilgi çekmektedir. Anne ve baba adayı kişiler bu muhteşem an için bir doğum fotoğrafçısı ile anlaşmakta ve o anların her saniyesini kayıtlara aldırtmaktadır. Bu konu için anlaştığınız kişilerin işinde profesyonel olmalı bir şarttır. Çünkü yapılan çekimler normal çekim ortamından farklı olarak doğum odasında, doğum esnasında çekilen fotoğraflardır ve bu işi yapan kişilerin bilgi, beceri ve yetenekleri önem taşımaktadır. Bu anın bir tekrarı daha yoktur ve çekimlerde istediğiniz verimi alamazsanız çok üzüleceğiniz kesindir. O nedenle anlaştığınız doğum fotoğrafçısını iyice araştırarak tutmak gerekmektedir. Öncelikle fotoğraf çekilecek alan bir doğumhane olduğu için, bu işi yapan kişinin doktor ve hemşirelere engel olmadan çalışması gerekmektedir. Yeni doğan bir bebeğin fotoğrafları çekileceği için flaş gibi bebeğe zararı olacak şeylerden kaçınması gerekmektedir. Ayrıca doğum aninin her anını çekeceği için, anne mahremiyetine özen göstermek zorundadır. Tekrarı olmayan bir çekim olduğu için kesinlikle hiçbir anı kaçırmamalıdır. Anne ve babanın isteklerini kendi yetenek ve başarılı çekimleri ile birleştirerek mükemmel bir iş çıkarmak zorundadır. Doğum anında anneye rahatsızlık verebilecek, gergin bir ortam oluşturacak veya doğuma zarar verebilecek her türlü kötü etkiden uzak durmaya da özen göstermelidir. Anne ve baba olmak kişilere verilen mükemmel bir mucize iken, eğer sizler de bu anı sonsuza kadar saklamak, ilerde çocuklarınız ve sevdikleriniz ile paylaşmak istiyorsanız, hastanenin size ayarladığı fotoğrafçılar veya profesyonel olmayan makineler ile tanıdıklarınızın çekim yapması yerine, profesyonel bir doğum fotoğrafçısı ayarlayarak istediğiniz çekimleri elde edebilirsiniz. 31

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


HUKUK

FOTOĞRAF ÇEKERKEN HAKLARIMIZI, YÜKÜMLÜLÜKLERIMIZI NE KADAR BILIYORUZ? – BÖLÜM 2 Fotoğraf çekerken haklarımızı, yükümlülüklerimizi ne kadar biliyoruz nelere dikkat ediyoruz ya da yasal olarak neleri ihlal ediyoruz?

Av. Fulden ELVERİR arthenos.com

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

32


HUKUK

F

otoğraf çekerken haklarımızı, yükümlülüklerimizi ne kadar biliyoruz nelere dikkat ediyoruz ya da yasal olarak neleri ihlal ediyoruz? Tüm bu sorulara cevap bulabilmek adına geçtiğimiz ay Yargıtay kararlarını incelediğimiz biz yazı dizisi başlatmıştım. Şimdi yeni bir Yargıtay kararını gelin birlikte inceleyelim.

çekildiğini, anonim ve kültürel miras haline gelmiş bu fotoğrafların kimin tarafından çekildiğinin bilinemediğini, kartpostal niteliği taşıdıklarını, davacının söz konusu fotoğraflarda eser sahibi olmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmişlerdir. Yapılan yargılama sonucunda Yerel mahkeme ( ilk derece mahkemesi ) bahse konu 4 adet fotoğrafın davacının kitabından alındığının kanıtlanamadığı, karpostallardan kullanılmış olabileceği ya da başka bir yayından alınmış olabileceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Taraflarca Yargıtay yoluna başvurularak yapılan incelemede kitaptaki dava konusu fotoğrafların aynen alınarak kullanıldığının bilirkişi raporu ile belirlendiğine vurgu yapılmıştır. Aslında görülüyor ki yerel mahkeme tarafından alanında uzman bir bilirkişi raporu tarafından resimler arasında inceleme yaptırılmış ve fotoğrafların davacıya ait olduğu belirlenmiştir. Buna rağmen mahkeme kanıtlanamadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Nihayet Yargıtay, izinsiz kullanılan fotoğrafların Kanun 84. Maddesi* anlamında bir haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddini hatalı bulmuştur. Burada Yargıtay, kararın hatalı olduğunu söylemekle yetinip, inceleme yapmak üzere dosyayı yeniden ilk derece mahkemesine geri göndermektedir. İlk derece mahkemesinin nasıl bir karar verip ne kadar tazminata hükmettiğini bu karardan göremiyoruz. Burada dikkat çekmek istediğim nokta; aslında bilirkişinin ve bilirkişi raporunun ne kadar önem arz ettiği, buna rağmen mahkemelerin bilirkişi raporunun aksine karar verebilme ihtimallerinin olduğunu gözler önüne sermektir. Hakimlerin fotoğrafçılık alanında uzman bilgi sahibi olması beklenemez. Bu nedenle dosyayı incelerken/karar verirken bu alanda uzmanlaşmış kişilerden (bilirkişilerden) seçim yapılır. Hakim, bilirkişi raporunu inandırıcı bulmaz veya yeterli görmez ise yeni bir bilirkişiye dosyayı gönderebilir. Oysa burada ilk derece mahkemesi bilirkişi raporunda eserin davacıya ait olduğu tespit edilmesine rağmen karar verirken bilirkişi raporunu dikkate almamıştır. Mahkeme, dosyayı ikinci bir bilirkişiye de göndermemiştir. Önemle belirtmek istiyorum ki; bilirkişinin vermiş olduğu rapor yeterli değilse veya hakimin yeterli olmadığını düşündüğü kanaatindeyseniz mutlaka itiraz ediniz ve yeni bir bilirkişiden ayrıntılı bir rapor alınmasını isteyiniz. Eğer ki karar burada olduğu gibi aleyhinize gelmişse Yargıtay yoluna mutlaka gidiniz. Yargıtay yapmış olduğu inceleme ile davanın tüm seyrini değiştirmiştir. * 5846 sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B-c bendi gereğince ; “İşleme eser, diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsullerini ifade eder.” * 5846 sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu Madde 84 – “Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarayan bir alet üzerine tespit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir. Tecavüz eden tacir olmasa bile birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete mütaallik hükümler uygulanır. Eser mahiyetinde olmayan her nevi fotoğraflar, benzer usullerle tespit edilen resimler ve sinema mahsulleri hakkında da bu madde hükmü uygulanır.”

Yargıtay kararında öncelikle davacının talepleri, ardından ihlalde bulunduğunu iddia ettiğimiz kişinin savunmaları ve ilk mahkemenin kararı bulunmaktadır. Mahkeme kararının ardından taraflardan birinin itirazları üzerine gidilen Yargıtay’ın nihai kararı bulunmaktadır. Yargıtay mahkeme üyelerinin arasında bir fikir ayrılığı olması halinde üyelerden bir kimse karşı oy vererek fikirlerini paylaşmaktadır. İNCELEME : …..City Of The Sultans kitabının yazarı, kitabın içinde bulunan ve kendisi tarafından işleme eser* olarak oluşturulmuş 4 adet fotoğrafın başka bir yazar tarafından başka bir kitapta kullanıldığını iddia ederek yapılan tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Dava hem yazara karşı hem de kitabı yayınlayan basım şirketine karşı açılmıştır. Her iki davalı taraf da davaya konu fotoğrafların 1835-1900 yılları arasında

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2016/2836 Karar Numarası: 2017/4898 Karar Tarihi: 02.10.2017 Davacı vekili, müvekkilinin İngilizce dilinde hazırladığı “… City Of The Sultans” adlı eserde …’un tüm tarihi, görsel dokusunu fotoğraflarla, gravürlerle anlattığını, yanına gerekli açıklamaları yaptığını, bu eserdeki fotoğraflardan 4 adedinin davalı … tarafından hazırlanıp diğer davalılar tarafından çoğaltılan ve satışa arz edilen “Boğaziçi Kendini Anlatıyor” adlı kitapta izinsiz ve kaynak gösterilmeksizin yer aldığını, fotoğrafların davalılar tarafından kendi eserleriymiş gibi kullanıldığını, müvekkilin çoğaltma, yayma, umuma arz haklarının, ayrıca fotoğrafların boyutlarının değiştirilmesi ve bütünlüğünün bozulması suretiyle de manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek tecavüzün ref’ini, FSEK’in 68 ve 70. maddeleri uyarınca şimdilik 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar Galata Müzik Üretim Yay. İlet. Sis. Dağ. Haz. Tic. Ltd. Şti, … ve … vekili, şirketin ortakları olan gerçek kişi müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin davalı … ile imzaladığı eser sipariş sözleşmesi uyarınca dava konusu eserdeki fotoğrafların diğer davalıya ait arşivden ve anonim fotoğraflardan alındığını, davaya konu fotoğrafların 1835-1900 yılları arasında çekildiğini, anonim ve kültürel miras haline gelmiş bu fotoğrafların kimin tarafından çekildiğinin bilinemediğini, kartpostal niteliği taşıdıklarını, davacının söz konusu fotoğraflarda eser sahibi olmadığını, fotoğrafların eser niteliğini dahi taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı …, söz konusu her iki kitaptaki bir kaç resmin birbirine benzemesinin her yerde satılan kartpostallardan kaynaklandığını, iddiaları kabul etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı yanın “Boğaziçi Kendini Anlatıyor” isimli eserinde kullanılan ve davacının hak iddia ettiği davaya konu 4 adet fotoğrafın, davacının işleme eser niteliğindeki eserinden kullanıldığının kanıtlanamadığı, davalının bu fotoğrafları orijinal kartpostallar veya kopya kartpostallardan temin etmiş olabileceği gibi, başka bir yayından kullanmış olmasının da mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı tarafından meydana getirilen “… City Of The Sultans” adlı kitaptaki fotoğraflardan bazılarının davalı … tarafından hazırlanıp davalı şirket tarafından yayınlanan “Boğaziçi Kendini Anlatıyor” isimli kitapta izinsiz olarak kullanıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının “Boğaziçi Kendini Anlatıyor” isimli kitabında kullanılan fotoğrafların davacının eseri olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemenin 18.02.2011 tarihli kararı davacı vekili, davalı şirket vekili ve davalı … vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 17.09.2013 tarih ve 2011/13392- 2013/15923 E.K. sayılı kararı ile “davalı … tarafından hazırlanıp davalı şirketçe basılıp, çoğaltılan “Boğaziçi Kendini Anlatıyor” adlı kitapta davacı tarafından meydana getirilip piyasaya arz edilen “… City Of The Sultans” isimli kitaptaki dava konusu fotoğrafların aynen alınarak kullanıldığının bilirkişi raporu ile belirlendiği, bu saptama karşısında, fiziki mülkiyeti davacıya ait olan ve yine davacı tarafından meydana getirilen anılan kitapta da aynen kullanılan dava konusu fotoğrafların davacının izni olmaksızın davalı tarafça çoğaltıldığının kabulünün gerektiği, davalının yalnızca kartpostal mahiyetindeki fotoğrafları davacının hazırladığı kitaptan alarak izinsiz kullandığı, davalı … ve davalı şirketin eyleminin 5846 sayılı Kanun’un haksız rekabet başlığı altında düzenlenen 84. maddesi kapsamında kaldığı” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma kararına uyulmakla davacı yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bu itibarla, Dairemizce yapılan nitelendirme uyarınca davalı …’in murisi … ve davalı şirketin eyleminin 5846 sayılı Kanunun 84. madde kapsamında kaldığı gözetilip bu kapsamda değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, davacının müktesep hakkını ihlal eder tarzda yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

33

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


YARIŞMALAR

Erciyes Üniversitesi 1.Ulusal Fotoğraf Yarışması ‘’ŞANLI TÜRK BAYRAĞI’’ Düzenleyen Kurum : Erciyes Üniversitesi TFSF Onay No : 2019-022 Kategoriler : Dijital - - - - Başlama Tarihi : 27.2.2019 Son Katılım Tarihi : 30.6.2019 Seçici Kurul Toplanması : 5.7.2019 Sonuç Bildirim Tarihi : 8.7.2019 İlgili Kişi : Erciyes Üniversitesi Tfsf Temsilcisi : Yakup YENER

Nallıhan Kuş Cenneti 6. Foto Safari Fotoğraf Yarışması Düzenleyen Kurum : Başkent Ankara Meclisi Derneği koordinatörlüğünde, Nallıhan Kaymakamlığı, Nallıhan Belediyesi, Nallıhan Vakfı katkıları, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü TFSF Onay No : 2019-045 Kategoriler : Dijital - - - - Başlama Tarihi : 22.6.2019 Son Katılım Tarihi : 30.6.2019 Seçici Kurul Toplanması : 3.7.2019 Sonuç Bildirim Tarihi : 4.7.2019 İlgili Kişi : Nazlı Pınar AYGÜNDÜZ Tfsf Temsilcisi : Sami TÜRKAY

Türk Hava Yolları THY 3. Uluslararası Skylife Fotoğraf Yarışması ‘’Keşfet’’ Düzenleyen Kurum TFSF Onay No Kategoriler Başlama Tarihi Son Katılım Tarihi Seçici Kurul Toplanması Sonuç Bildirim Tarihi İlgili Kişi Tfsf Temsilcisi

Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

34

: Türk Hava Yolları (THY) Skylife : 2019-007 : Digital - - - - : 15.1.2019 : 25.8.2019 :1.9.2019 : 9.9.2019 : Tuğçe Tokat : Duygu Nazire Kaşıkçı


FOTOĞRAF KİTAPLIĞI

DIJITAL FOTOĞRAF REHBERI Yazar Yayınevi

: Özer Kanburoğlu : Say Yayınları

Teknolojiye karşı durabilir misiniz? Yada hobinizle ilgili yeni bir teknolojiyi kullanmamak için ne kadar direnç gösterebilirsiniz? Bugün halen bazı kesimlerin dijital teknolojiye karşı oluşunun temelinde, dijitalin kalitesinin film teknolojisine ulaşamadığı inancı yatmaktadır. Ancak araştırmalar bu aşamanın çoktan aşıldığını, hatta dijitalin film teknolojisinin çok önüne geçtiğini göstermektedir. Dijital teknolojiyi kullananların unutmaması gereken noktaysa, teknolojinin her türlü fotoğraf sorununu halletmediği, sadece kimyasal süreci ortadan kaldırdığı ve fotoğrafçıya bazı kolaylıklar sağladığıdır. Çünkü yine fotoğraf makinesinin arkasında fotoğrafçı vardır ve yine fotoğrafçı, fotoğrafını tüm birikim ve duygularıyla çekecektir. Bu kitap dijital fotoğraf makinesi kullanıcılarına yardımcı olacak ipuçlarını örnek fotoğraflarla vermekte; bunların kolay uygulanmasını sağlayacak tanımları da sizlerle paylaşmaktadır.

FOTOĞRAF NEDIR? Yazar Yayınevi

: Çerkes Karadağ : Öteki Yayınevi - Yaratıcı Fotoğraf Dizisi

Yaratıcı Görüntü Dizisi’nin birinci cildi olan Fotoğraf Nedir? kitabında Çerkes Karadağ, görüntü çerçevesine, başka bir ifadeyle zamanın an’lık kesitlerine sığdırılan görüntüler üzerinde bir tartışma yaratarak, özünde fotoğrafların gerçeği bağlamından nasıl kopardığını ele alıyor. Çerkes Karadağ, zamanın izlerini taşıyan fotoğrafların kaynaklık ettiği öyküler çerçevesinde, yaratılan büyüye bir açıklık kazandırırken, aynı zamanda görüntüler üzerinden oluşturulan gerçeğe ilişkin kurmaca tasarımlara ve manüpüle edilmiş gerçekliklere verilecek uygun yanıtlara dikkatimizi çekiyor.

FOTOĞRAF TEKNIK OKUMALARI Yazar : Faruk Akbaş Yayınevi : Say Yayınları Fotoğraf okuma, yeni başlayanların fotoğrafı daha kolay ve daha zevkli öğrenebilmeleri için en yararlı yöntemlerden biridir. Bir fotoğrafı inceleyerek Nasıl bir objektifle, nasıl bir ışık altında ve hangi kompozisyon kuralları uygulanarak çekildiğini keşfetmek, fotoğrafçılar için önemlidir. Fotoğraf eğitim kitaplarının sınırlı sayıda olduğu ülkemizde bu çalışmanın önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz.

35

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

36


37

Sayı: 4 - 2019 / Geniş Açı Fotoğraf Grubu


Geniş Açı Fotoğraf Grubu / Sayı: 4 - 2019

38


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.