2 minute read

24 Girizgâh Şaduman Tatlı

Girizgâh

Şaduman Tatlı

Advertisement

Dinle! Tahrip edilmiş bir şehrin yıkıntılar arasında kalan öyküsünün girizgâhıdır bu. Bir darb-ı mesel günlüğünden ç/alınmış derslerden tekidir sadece. Aylardan nisandı ve in sanın yaşamaktan hoşlandığı bahtiyar bir gece. Vakti değerlendirmenin ötesinde ziyan etme girişiminin ilk adımıydı belki de. Deneklerin yarı yolda bıraktığı o bilim adamının tuhaflığı vardı üzerinde. Yine kendi kendine yetmenin acısı saplanmıştı kalbine. Dibine çökmüştü işte tortulaşan göz yaşlarının ötesinde görünen şu ülke. Debelendikçe bilendiğinin idrakinde değildi hergele. Eğildi dilinden dökülen kelimelerin üstüne. Dök ülen, dedi ben ölmem memleketin itleri nefes almaya devam ettikçe âlemde... Sonra susturul du usulca ayazda titreye titreye yürü(tül)dü şehadete. berlediği sözlerin kisvesine kapılıp da çekirdeği hesaba kat

Bu minvalde binlerce şahsın yaşam öyküsünü serebili madan sürekli aynı nakaratı tekrarlayanlar aslolan mananın rim de gözlerinizin önüne siz görmek ister misiniz orasını kıyısına bile varamayacağının farkına ne zaman varacak bilemem işte. Neyse... Ensesi kalın kurdun ipliğini pa acaba? Çoğul anlatımlı bilmem kaç katmanlı postmo zara çıkaran çakalların cirit attığı yerde emeğin dern metinleri anlayamadıysan ilk okuyuşta, sıkma gücünü, bileğin hakkını nasıl vereceksin ki aklın canını değil mi, eksiklik anlatamayanındır sonuçta(!) hizmetine. Etine buduna bakmadan ben de bura Şuaralar zümresine vacipken sihri helal neden ya dayım ulan diye köşeden korka korka bağıran adamın alnını karışlamazlar mı sonra tek sillede. Ha Müziği dinlemek için saktır hacı, hocaya? Sanat dediğin gerçekten bir yalandan ibaret değil mi yoksa? Adına yemin edilen şunu da sakın unutma, ille de bir canımız var onu da kalem bana ne alemin eleminden deme özgürlü alsınlar, edebiyatıyla çıktığın yolda edebi elden bırak ğüne sahip mi sizin orada? Görseydi şu kuruyan tığın anda çullanır şeytanların şahı boğazına. Sonrası vicdan gölünü Hz. kadersiz bir kazayla sonuçlanan, suçsuzluğu çektiği sı Musa, yarmaya çalışır mıydı Kızıldeniz'i? Ya kıntılarla ispat olunan yetim bir dava kalır ardında. zalimin elinde mazluma eziyet veren o asa bıraksa sa

Neresinden tutsan elinde kalacak sistemsiz bir döngü hibinden önce ateşe atmaz mı kendini? Herkesin içinde bir bu anlasana. Saatlerce hasılı kelam ettikten sonra muhata put köşe tutmuşken nefsine; onlar masum, baltayla gelen bının suratında yine aynı cahil manzara. Ne olmuş İlyada peygamber haydut desene (!) Homeros'un ağzından değil de kaleminden çıkmışsa. Oku Azına çoğuna bakmadan kanaatin devamı olan tevek mak, yazmak dediğin doğaçlama mı olmak zorunda? Ezkülün dibine vurmaktan daha ağır bir imtihan varsa o da yediği kazığa ses çıkarmadan işini Allah'a bırakanlardır bu zamanda. Amannn, ne fark var ki zaten değil mi el altından yapılacak sevapla saman altından yürütülecek suyun ara sında. Hele bir yıkılagörsün köprüler, kurusun da kainatın can damarı denizler nasıl savrulacak bak havaya yüz binler ce vaveyla. Ellerimiz bağlı, gözümüz kapalı sabrederiz tüm zorluklara, tıkayıp kulağımızı yapılan ihtarlara dayanırız nasılsa! Üç günlük dünya diye diye kandırmadılar mı bizi yüzyıllar boyunca? Düşünmez misiniz, diyen ayetleri akıl etmek için bekleriz üç gün daha. Doğru ya, şunun şurasın da ne kaldı canım mahkeme-i kübraya.

This article is from: