1 minute read
20 Karaköy’de Bir Sevda Melik Buğra Karacabay
from Balta Dergi 14. Sayı
by baltadergi
Karaköy’de Bir Sevda
Melik Buğra Karacabay
Advertisement
Karaköy’ün pek de bilinmeyen bir köşesinde Beste benim ben olmamı sağlayan kişiydi. Bes bulunan mütevazı bir kafenin merdivenlerinden te’yle beraber büyümüş, beraber düşünmüş ve aceleyle çıkıyordum. Beste’yle haftalardır görüş beraber ağlamıştık. Onun yokluğunda bile onun memiş, günlerdir de konuşmamıştık. Uzak kalmayokluğunun nasıl bir şey olabileceğini tartmış ve nın verdiği bilinmezlik hissiyle doluydum. Beste’yi bu ağırlığın altında kalmıştım. Şimdi ise karşısına görür görmez yavaşladım. O, her zaman olduğu geçmiş, belki binlerce hayalin yıkımını öğrenecek gibi Ayasofya’yı izliyordu. Ben de Aya İrini ile bir tim. Zabıtadan kaçan Şirinevler işportacılarından likte Beste’yi. tek farkım onların kaçabiliyor olmasıydı. Onlar
“Selam” deyip karşısındaki deri koltuğa mev dı, ben ise tüm varlığımla ifadem alınmadan zi aldım. Mevzi aldım diyorum çünkü verilmiş bir kararı dinleyecektim biraz sonra. her fırtınadan önce insanın içine işleyen sessizliklerden biriydi bu. Beste görme Dinlemeye başladığımdan itibaren başım yeli değişmişti. Gözlerinin altları solmuş, yanaklarının rengi değişmiş, dudakları da Müziği dinlemek için dan aşağı kaynar sular dökülüvermişti. Beste benim bilmediğim bir sürü şey yaşamış, kupkuru olmuştu. Onu -yıllardır en yakı bunlardan bezmiş ve pes etmişti. Çalıştığı nımda olan kişiyi- ilk defa böyle görmüştüm. şirketin en gözde çalışanıyken şirketinin
“Hoş geldin” dedi. Sonra benim kahvemi lesindeki hiç durmayan çatlakların iki ay işaret etti ve kendi kahvesinin soğuması için öncesine kadar dayanıp sonunda bir aileyi karton bardağın kapağını usulca kaldırıp peçete paramparça ettiğini yeni öğreniyordum. lerin üzerine koydu. Seninle konuşmak istediğim mallarını ve kendilerini korumak için kaçıyorlar batmasını ve akabinde kovulmasını, ai şeyler var dediğinde bir maçı daha kaybettiğimi Hava kararıyor, zaman ilerledikçe benim içim anladım. Hem korkuyordum hem de gereksiz bir de de güneş batıyordu. Beste duymaktan utanmerak içerisinde yitik gözlerindeki gizemi arıyor dığım şeyleri anlatmaya devam ediyordu. Büyük dum. Aslında bu hissi bir kez daha hissetmiştim ablası Mersin’deki firmaya kabul edilmişti. Ailenin lisede, okul müdürünün odasında. geri kalanı artık Mersin’de yaşayacaktı. Artık Bes te’yi göremeyecek miydim? Beste anlatmaya de