Karaköy’de Bir Sevda
Melik Buğra Karacabay
Karaköy’ün pek de bilinmeyen bir köşesinde bulunan mütevazı bir kafenin merdivenlerinden aceleyle çıkıyordum. Beste’yle haftalardır görüşmemiş, günlerdir de konuşmamıştık. Uzak kalmanın verdiği bilinmezlik hissiyle doluydum. Beste’yi görür görmez yavaşladım. O, her zaman olduğu gibi Ayasofya’yı izliyordu. Ben de Aya İrini ile birlikte Beste’yi.
Beste benim ben olmamı sağlayan kişiydi. Beste’yle beraber büyümüş, beraber düşünmüş ve beraber ağlamıştık. Onun yokluğunda bile onun yokluğunun nasıl bir şey olabileceğini tartmış ve bu ağırlığın altında kalmıştım. Şimdi ise karşısına geçmiş, belki binlerce hayalin yıkımını öğrenecektim. Zabıtadan kaçan Şirinevler işportacılarından tek farkım onların kaçabiliyor olmasıydı. Onlar mallarını ve kendilerini korumak için kaçıyorlardı, ben ise tüm varlığımla ifadem alınmadan verilmiş bir kararı dinleyecektim biraz sonra.
“Selam” deyip karşısındaki deri koltuğa mevzi aldım. Mevzi aldım diyorum çünkü her fırtınadan önce insanın içine işleyen sessizliklerden biriydi bu. Beste görmei yeli değişmişti. Gözlerinin altları solmuş, Müziğ in iç lemek in d yanaklarının rengi değişmiş, dudakları da kupkuru olmuştu. Onu -yıllardır en yakınımda olan kişiyi- ilk defa böyle görmüştüm. “Hoş geldin” dedi. Sonra benim kahvemi işaret etti ve kendi kahvesinin soğuması için karton bardağın kapağını usulca kaldırıp peçetelerin üzerine koydu. Seninle konuşmak istediğim şeyler var dediğinde bir maçı daha kaybettiğimi anladım. Hem korkuyordum hem de gereksiz bir merak içerisinde yitik gözlerindeki gizemi arıyordum. Aslında bu hissi bir kez daha hissetmiştim lisede, okul müdürünün odasında.
20
www.baltadergi.com Temmuz - Ağustos 2020
Dinlemeye başladığımdan itibaren başımdan aşağı kaynar sular dökülüvermişti. Beste benim bilmediğim bir sürü şey yaşamış, bunlardan bezmiş ve pes etmişti. Çalıştığı şirketin en gözde çalışanıyken şirketinin batmasını ve akabinde kovulmasını, ailesindeki hiç durmayan çatlakların iki ay öncesine kadar dayanıp sonunda bir aileyi paramparça ettiğini yeni öğreniyordum.
Hava kararıyor, zaman ilerledikçe benim içimde de güneş batıyordu. Beste duymaktan utandığım şeyleri anlatmaya devam ediyordu. Büyük ablası Mersin’deki firmaya kabul edilmişti. Ailenin geri kalanı artık Mersin’de yaşayacaktı. Artık Beste’yi göremeyecek miydim? Beste anlatmaya de-