6 minute read

ABD Türkiye Arasındaki Sorunlar / M.Hakan Çınar-Avukat

CAATSA yaptırımları neleri kapsıyor

» M. Hakan Çınar

Advertisement

Avukat

ABD -TÜRKİYE ARAsınDAKİ sorunlar

türkiye, yerli milli ve üst teknoloji içeren savunma sanayii hamlelerine hız vermeli ve müttefiklerine muhtaç durumdan kurtulmalıdır diyen avukat m.Hakan Çınar'a, aBd'nin uyguladığı yaptırımların hukuki karşılığını, sektördeki firmalara etkileri ve nato'nun bu iki müttefik ülke arasında nasıl bir tutum sergileyeceği konusunda önemli sorular yönelttik.

SSB veya bağlı iştirakleriyle iş yapan şirketler bu yaptırımdan büyük ölçekte etkilenebilir. özellikle a.B.d ile ortak yapılan SSB projeleri, yaptırımlar kaldırılana dek duracak ve a.B.d’den lisans alınamayacağı için ithalat duracaktır.

Son dönemde çıkmaza giren ABD ve TÜRKİYE arasındaki ikili ilişkiler; Rahip Brunson ve S400 füze alımı ABD'nin gözünde Türkiye’ye CAASTA yaptırımlarının uygulanması için yeterli oldu. Türkiye’nin müttefiki olan ABD’nin de bu kapsamda Türkiye’nin hoşuna gitmeyen konularda attığı adımlar herkesin malumu.

Yunanistan’ın S-300 lerinin silahlanması yasak olan adalarda konuşlandırması, Suriye’den, Irak’tan, İran’dan ülkemize olan saldırılara karşı ABD'den istenen patriotların verilmemesi bu bölgede bazı dengelerin değişmesine sebep oldu. Dolayısıyla ülkemizin de tüm bu sorunlar nedeniyle kendi savunması için gerekli adımları atması gerekiyordu ve bu nedenle S-400 Hava Savunma Sistemi alındı. ABD Türkiye’ye CAASTA kapsamında ilk önce F-35 leri vermedi ve yaptırımları Trump görevi bırakmadan onayladı. Tabi kafalar karıştı bu CAASTA tam olarak nedir, kimse bilmediği için bizde olaya hukuki yönden bakalım istedik.

Merhaba Hakan bey, öncelikle böylesine önemli bir konuda sorularımızı yanıtladığınız ve değerli bilgilerinizi paylaştığınız için okurlarım adına teşekkür etmek isterim. n Hakan bey, öncelikle sizi tanımak

isteriz.

İsmim M. Hakan Çınar. Liseyi bitirdiğim TED Ankara Koleji’nden sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. 1988 yılından beri Ankara Barosu’na kayıtlı bir avukat olarak mesleğimi sürdürmekteyim. Mesleğe başladığım günden bugüne kadar çeşitli yerli ve yabancı kuruluşlar ile kişilere avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermekteyim. Aynı zamanda Kolejli İş İnsanları Derneği’nin Başkanlığını yapmaktayım. n ABD'nin yaptırım kanunlarını

iyi bilen bir hukçu olarak, Türkiye'ye uygulanacak CAASTA tam olarak neleri kapsayacak?

Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act, Türkiye’de bilinen kısaltmasıyla CAATSA, Amerika Birleşik Devletleri’nin Rakipleriyle Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası olarak çevrilebilir. Bu yasa ile özellikle Rusya, İran ve Kuzey Kore ile her anlamda mücadele etmek amaçlanmış ve yasa 2017 yılında yürürlüğe girmiştir. Yasanın içerisinde yer alan 231 ve 235. Maddeler ülkemiz bakımından son yaptırımlarda uygulanan maddelerdir. 231. Maddede Rus Hükümeti’nin istihbarat veya savunma departmanlarıyla işlem yapan kişi ve/veya kurumlar hakkında yaptırımlar uygulanacağı belirtilmiştir. 235. Maddede ise uygulanabilecek 12 adet yaptırım çeşidi sayılmıştır. Türkiye Rusya’dan yaklaşık 2.5 Milyar Dolarlık S-400 sistemi satın aldığı için CAATSA’nın 231. Maddesini ihlal etmiş oldu. Bu nedenle Rus Hükümeti’nin savunma departmanıyla işlem yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) kurumsal olarak ve bazı üyeleri ise kişisel olarak aşağıdaki yaptırımlara maruz bırakıldı: • SSB’ye verilecek olan mal veya teknolojiler için A.B.D ihracat lisansının

"yaptırımların kıSa vadede genişletileceğini düşünmüyorum"

ve gerekli izinlerin verilmemesi, • A.B.D finansal kuruluşlarınca SSB’ye değeri toplam 10 milyon doları aşan maddi destek veya kredilerin 12 ay boyunca verilmemesi, • SSB’ye yapılacak ihracatlarda A.B.D Export-Import Bank (İhracat-İthalat Bankası) tarafından destek sağlanmaması, • A.B.D’nin SSB yararına uluslararası finansal kuruluşlar tarafından verilecek kredilere karşı çıkması, • SSB başkanı İsmail Demir, Başkan Yardımcılarından Faruk Yiğit, Hava Savunma ve Uzay Dairesi Başkanı Serhat Gençoğlu ve aynı daireden Mustafa Alper Deniz’in “engellenen kişiler” listesine konularak vize kısıtlaması ile A.B.D’de bulunan varlıklarına engel konulması ve A.B.D özel/tüzel kişilerinin onlarla iş yapmasının engellenmesi uygulanan yaptırımlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu yaptırımlar A.B.D Dışişleri Bakanlığı tarafından, A.B.D Hazine Bakanlığı’nın da uygun görüşü alınarak, alınan kararname ile getirilmiş, 14.12.2020 tarihinde Bakanlığın resmi internet sitesinde duyuru olarak yayınlanmıştır. n CAASTA yaptırımları Türkiye’de

Savunma Sanayi firmalarına iş yapan küçük ölçekli savunma firmalarını da kapsıyor mu? Örneğin Savunma Sanayi tedarik listesinde olan basınçlı hava sektöründe bulunan firmalar da bundan etkilenecek mi?

Yaptırımlar her ne kadar yalnızca SSB ve ismi sayılan üyelerini kapsıyor gibi görünse de, özellikle SSB ile iş yapan küçük ve büyük ölçekli firmaları da etkileyecektir. Zira A.B.D, Türkiye’nin en büyük savunma sanayii ithalatçısı olma unvanını uzun yıllardır elinde bulunduruyor. SSB’ye doğrudan bağlı olmayan özel hukuk tüzel kişilerinin yani özel şirketlerin yaptırıma maruz kalmayacağı anlaşılabilir. Ancak SSB veya bağlı iştirakleriyle iş yapan şirketler bu yaptırımdan büyük ölçekte etkilenebilir. Özellikle A.B.D ile ortak yapılan SSB projeleri, yaptırımlar kaldırılana dek duracak ve A.B.D’den lisans alınamayacağı için ithalat duracaktır. Bu projelerde doğrudan veya dolaylı rolü olan bütün şirketler yaptırımdan olumsuz etkilenecektir. Ayrıca SSB’nin A.B.D’den doğrudan aldığı ürünlerin alınamayacak olması bu ürünlerin alınmasına bağlı olarak faaliyet yapan bütün şirketleri etkileyecektir. Türkiye bu durum için çeşitli çözümler deneyebilir, örneğin SSB üzerinden yapılacak ithalatın TSK veya MSB üzerinden yapılması gibi. Ancak A.B.D’nin buna ne ölçüde müsaade edeceği yani yaptırımları ne derece sıkı uygulayacakları belirsizliğini koruyor ve yaptırımlardan bu şekilde kaçınılmasının "Her iki ülkenin nato müttefiki olmaSı nedeniyle a.B.d’nin yaptırım kararının nato ilkeleriyle Bağdaşmadığı SöyleneBilir. nato ilkelerinin en önemlilerinden Bir taneSi taraf ülkelerin anlaşmazlıklarını gidermeSi ve BirBirileriyle ekonomik Bağların güÇlendirilmeSi iÇin ÇalışmaSıdır."

da çeşitli riskler barındırdığı aşikar. Son olarak belirtmekte fayda görmekteyim ki, SSB’nin faaliyetleri yaptırım süreci boyunca büyük oranda yavaşlayacaktır. Bu nedenle savunma sanayiinde edindiğimiz bağımsızlığın güçlendirilmesi için gerçekten yerli ve milli ara mamül ve lisans ile teknolojinin geliştirilmesi önem kazanmaktadır.

n Hakan bey, sormam gereken bir

önemli konu da diyelim ki Türkiye, S-400 ler konusunda geri adım atmadı, askeri yaptırımdan sonra ticari yaptırım düşünür mü ABD? Tam olarak Türkiye’ye ne demek istiyor? Yaptırımlarda şu anda Savunma Sanayi dışında bir sıkıntı yok. Ancak olay psikolojik tetikleme ve algı yaratabilir diye bir endişesi var Türkiye’deki sanayicilerin. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Bu aşamada yaptırımların sona ermesinin tek yolu S-400’lerin tamamen iade edilerek ülke topraklarından çıkarılması olarak görünüyor şu an için. Aslında gelen yaptırımlar herkesin beklediğinden daha hafif olarak yorumlanabilir. Şu an için sizin de belirttiğiniz gibi yalnızca Savunma Sanayii ve SSB ile iş yapan şirketlerin doğrudan etkileneceği söylenebilir. S-400’ler konusunda geri adım atılmaması halinde ise yaptırımların genişletilip genişletilmeyeceği belirsizliğini koruyor. Hepimizin bildiği gibi A.B.D’de bir hükümet değişikliği yaşandı ve yeni başkan görevine 2021 başı itibariyle başlayacak. Yeni başkanın Türkiye konusunda nasıl bir tutum alacağı merakla bekleniyor. Yeni başkanın tutumuna göre değişiklik gösterebilmekle beraber yaptırımların kısa vadede genişletileceğini düşünmüyorum. Çünkü tüm dünyada olduğu gibi A.B.D ve ülkemizde de pandeminin ekonomik yükü oldukça ağır hissedilmektedir. İlave yaptırımların uygulanması iki tarafı da olumsuz etkileyecektir. Ancak bu noktada ülkemizin alacağı tutum çok önemlidir. Özellikle yeni başkan ile ilişkilerin iyi tutulması ilave yaptırımların önüne geçilmesi bakımından zorunlu hale gelmiştir. Dünyanın içinde bulunduğu sıkıntılı durum yüzünden, A.B.D’nin veya A.B.D’li özel Türkiye ile iş yapmalarını önleyecek ilave yaptırımlar hiçbir taraf için yarar sağlamayacaktır. Ancak az önce de belirttiğim gibi Türkiye’nin bu yaptırımlar karşısında alacağı tutum ve 2021 yılı içerisinde atacağı diğer adımlar bu konuda belirleyici rol oynayacaktır diye düşünüyorum. n Türkiye ve ABD Dünya Ticaret

üyesi iki ülke ve müttefik! Burada benzer bir konu da hukuki olarak ABD herşeyi doğru yapıyor mu? Gerek ABD Hukuku açısından gerekse Uluslararası Hukuk açısından Soruyorum? Ülkelerin ticaretine direk bir müdahele söz konusu değil mi?

Diğer sorulara verdiğim cevaplarda da görülebileceği gibi A.B.D’nin aldığı yaptırım kararları tek taraflı olarak uygulanabilecek olan yaptırımlardır. A.B.D kendi hukukuna göre bir yasa yürürlüğe sokmuş ve kendi tasarrufunda olan meseleler ile ilgili olarak yaptırımlar uygulamıştır. Bu nedenle uluslararası anlamda hukuka uygunluk bakımından sorun bulunmamaktadır. Ancak her iki ülkenin NATO’ya taraf ülkeler olması yani NATO müttefiki olması nedeniyle A.B.D’nin yaptırım kararının NATO ilkeleriyle bağdaşmadığı söylenebilir. NATO ilkelerinin en önemlilerinden bir tanesi taraf ülkelerin anlaşmazlıklarını gidermesi ve birbirileriyle ekonomik bağların güçlendirilmesi için çalışmasıdır. Ancak yaptırımlar bu ilkenin tam tersi bir durum ortaya çıkmasına neden olmuştur. Her ne kadar müttefiklik ilkelerine aykırı gözükse de bu aykırılığın NATO tarafından düzeltilmesi ya da yaptırımlardan bu sebeple vazgeçilmesi mümkün gözükmemektedir. Bu noktada NATO tarafından yalnızca iki müttefik arasındaki ilişkilerin yaptırım düzeyinde devam etmemesi için tavsiye niteliğinde açıklamalar gelecektir. Bu nedenle A.B.D kendi hukuku ve Uluslararası Hukuk bakımından hukuka aykırı bir işlem yapmamış olsa da yapılanın NATO ilkeleri ve müttefiklik ilkelerine uyduğu söylenemeyecektir.

Buradan edinmemiz gereken derslerin, yaptırımlardan çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye yerli milli ve üst teknoloji içeren savunma sanayii hamlelerine hız vermeli, müttefiklerine muhtaç durumdan kurtulmalıdır. Türkiye’nin dünyada vazgeçilemeyecek, onurlu, güçlü, demokratik ve çağdaş bir ülke olarak görülmesi ileride böyle anlamsız yaptırımlara kimsenin yeltenemeyeceği gerçeğini ortaya koyacaktır.

This article is from: