8 minute read

Pandemiye İnat Yaşasın Sanat / Merve Kılıç - Gazeteci

n Merhaba Sami bey, bir yıl aradan

sonra orta gerilim ile hidrojeneratör fabrikasının bittiğini bu ziyaretimizle görmüş olduk. Bizi kırmayıp misafir ettiğiniz için teşekkür ederim.

Advertisement

Öncelikle basınçlı hava sektöründe ciddi çalışmaların yayınlandığı AIR WORLD TÜRKİYE dergisinin 4.yılını kutluyorum. Sektörel yayıncılığın sadece reklam mecrası olmadığını teknik bilgi paylaşımının ne kadar önemli olduğunu AIR WORLD TÜRKİYE kanalıyla gördük bu geçen süreçte. Yaptığınız çalışmalar ciddi ses getiriyor. Son dönemde TOGG’da IE5 motor konusunda yaptığınız itirazlar ve akabinde teknik bilgi desteği için bizimle yaptığınız kontak neticesinde AEMOT olarak basınçlı hava sektörü için çok özel çalışmalar yaptık. Bu konuda sektör firmaları içinde bizleri arayanlarda oldu. Umarız çizginizi hiç bozmazsınız. n Basınçlı hava sektörünün olmazsa

olmazı elektrik motoru. AEMOT motor tesislerinizi gezerken her birimin full çalıştığını gördüm. Bu kompresör fabrikalarında da böyle, gezdiğim bir çok fabrika kilit durumda ve pandeminin etkilemediğini görüyorum. Salgın, Türkiye için bir avantaj mı oldu? Bu dönemde Türkiye’de sizce eksikler nelerdi? Sanayinin problemi neydi?

Türkiye’de bir kere kapasite problemi var Murat bey, bu çok net. Pandemide çok az bir sipariş Türkiye’ye kaydığı halde Türkiye’de fabrikalar kilitlendi. Burada şunu sormak lazım; Türkiye kimin alternatifi olabilir? Çin’in alternatifi olabilmesi için çok zaman geçmesi lazım. Yani kapasiteye yönelik çalışmalar yapılması lazım. Türkiye’nin bir kere montaj sanayiden çıkıp dikey üretim dediğimiz üretim modelini benimsemesi lazım. Üçüncüsü her zaman herkesin söylediği katma değerli ürün yapması gerekir. n Peki katma değerli ürün nasıl

yapılacak?

Katma değerli üründe yine globalleşerek yapılır. Sadece ben işte bugün üniversiteyi alıyım yanıma, ben bir şey üreteyim ile değil, orda da senin global ortakların olacak, ortaklaşa bir proje çıkartacaksın. Örneğin bugün hidrojeneratör üretiminde Hindistan bizden çok önde. Bugün Hindistan bizim yeni ürettiğimiz Hidrojeneratörü yıllardır üretiyor. Türkiye’de daha yok. Mesela Taiwan'da inanılmaz teknoloji şirketleri var. Burada şu olacak Murat bey; Ülkede sanayiÜniversite işbirliğinin yanına üçüncü olarak birde yabancı global bir partneri de ekleyeceksin. Hatta ülkemizdeki üniversitelerin her birinin yabancı bir ortağı olması gerekir.

Şimdi çok büyük bir fırsat var! Bu pandemiden ötürü de değil, burada Avrupalı Tüketici, “Biz tek bir tedarikçi ile gidemeyiz. Bizim mevcut tedarikçilerin yanına alternatifler koymamız lazım” dedi. Bu dönemde Türkiye, “Ben buradayım!” dedi. Pandemi döneminde küçük aksaklıklar oldu ama müşterilerin ürünlerini göndermeye devam ettik, Avrupa gibi bir anda kapatmadık. “Bakın biz Türkiye’de pandemiye rağmen ürünümüzü alabildik” dediler. Burada önemli olan şu Murat bey; Birincisi kapasiteyi kesin arttıracağız, ikincisi de katma değerli ürün yapacağız. Türkiye bu şansı yakalarsa, bu bizim için sanayi devrimi olur. Bakın Türkiye’de saatlik ücretler ne kadar? 5 - 6 Euro civarı. Bunun içinde maaş, elektrik, su ve diğer giderlerin hepsi var. Başka ülkeler ile karşılaştırdığınızda Türkiye’nin avantajını göreceksiniz. Buna rağmen yatırımcı niye Türkiye’ye gelmiyor, onu sorgulamak lazım. Burada en büyük sıkıntı kapasite. Türkiye’deki firmaların kapasitesi belli. Yabancı bir firma gelip, “Bütün bir yılı kapatıyorum” dese, bizim gibi firmaların yıllık olarak başka yere üretim yapma şansı kalmaz. Demek ki bu tarz işler için önce kapasite. Peki kapasiteyi nasıl arttıracak insanlar? Yatırım. Peki yatırım nasıl olacak? Finans nerede? İşte orada devlet girecek devreye. Bakın Murat bey, size şunu anlatayım. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarında devlet, "Yerli üretim olursa, tesis sahibine teşvik veriyorum" dedi. Bu çok güzel bir şey. n Alım garantisi veriyor yani..

Aynen hem alım garantisi veriyor, hem de yerli kullanırsan sana bu kadar da fazladan para veriyorum diyor. Şimdi Devlet diyeceğini demiş, çok güzel ama şu olmuş, Yerli üreticiler olarak bu avantajı kullanmamışız, aksine yabancı firmalar bu açığımızı kapatmış. Asıl soru şu; devlet bu kadar güzel destek vermişte niye biz bu üretime girmemişiz? Niye biz üretmemişiz? Demek ki sektörel bir iletişimsizlik var. Kurumlar tarafından belki bunun üreticilere bir lansman gibi anlatılması, belki de fabrikalara gelip o açığı bize anlatıp bakın bu üretime girin, bu işlere girin denilmesi gerekiyordu. n İşleyişte bir sıkıntı mı var? Yani

herşey var

Aynen işleyişte bir sıkıntı var. n Basınçlı hava sektörü olarak

MİB'te Aslı Saraçoğlu döneminde çok aktif olarak çalışmalar yapıldı. Birçok karar alındı bakanlıkça. Alınan kararlarda, firmalara müfettişlerin ziyareti olacaktı. Sektör firmaları ile konuşuyoruz ne gelen var ne giden... Yani Sami bey, kararlar alınıyor, yasalar çıkıyor fakat uygulamada sıkıntılar oluyor bununla ilgili çözüm önerileriniz nedir?

Murat bey, bir iletişim eksikliği var. Özel sektör tarafında da devlet tarafında da. Demek ki bizler çok gidip gelmiyoruz bakanlığa, kurumlara hem de oradan bir eksiklik var bu çok net. İkincisi teşvikler çok güzel ama Türkiye’nin sorunu ne istihdam değil mi? İstihdamı sen nasıl yaparsın, üreterek yaparsın. Hizmet sektörünü gördük. Pandemide her yer kapandı hizmet sektöründe. Çözüm üretimden geçiyor. Peki sen nasıl bu üretimi yapacaksın? Yatırım yapacaksın uzman kadron olacak ve katma değerli ürün üreteceksin. Teşvikler çok güzel, Ne diyor orada “Yerli alırsan sana bu kadar teşvik veririm”. Tamam çok güzel tesis sahibi yerli almaya teşvik ediliyor. Çok iyi ama kompanent üreticileri, makine üreticileri, kompresör ve bu jeneratör vs. gibi ürünleri üretenler bundan yararlanmıyor. Doğrudan yararlanmıyor. Doğrudan yararlansa, misal bugün verilen teşvikin bir kısmı da üreticiye verilse burada istihdam yaratılır. "Ben 10 yıl size 200 kişi garanti veriyorum” diyebiliriz. Normalde bir elektrik üretim tesisinde kaç kişi çalışıyor? 5-10 kişi değil mi? Halbuki üreticiye verse teşviki 100-200 kişi istihdam eder üretici. Burada Teşvik veriliyor ama teşvik doğru dağıtılmıyor. Tekrar ediyorum Devletimizin hamleleri yerinde. Ama hem özel sektör hem de kurumlar iç içe çalışarak bu teşvikleri daha verimli hale getirebiliriz. Bu konuyla ilgili kapsamlı bir föy hazırlıyoruz, Bakanlığa sunacağız.

n Devletin verdiği teşvik üreticiden

ve halktan toplanan vergiler aslında. Bakıyorsunuz teşvik verilen bir fabrika Türkiye’de yerlisi varken hiç yatırımı olmayan ithal bir markayı alıyor. Burada ciddi bir kayıp yaşıyoruz ülke olarak. Sizin tarafınızda durum nasıl peki?

Biraz farklı. Bizim rekabete açık olmamız gerekiyor. Yoksa bu güvensizlik yaratır. Benim mantığıma göre bugün Avrupalıdan daha ucuz olmam lazım. Niye? İşçiliğime bakıyorum, genel giderlerime bakıyorum daha ucuz olmam lazım. Orada bilinen bazı ithal markaların olması önemli değil. Kendimi iyi bir fiyatla, kaliteli olarak ispatladıysam ve karşı taraf da buna mantıken açık ise zaten alması lazım. Fakat baştan bu bilinen motor firmaları olmasın dersek, Türkiye’ye karşı bir güvensizlik olur. Onu da yapmamak lazım. Yani rekabete açık olunması lazım. Ben zaten kendime güveniyorum. Bugün Avrupa’da hangi tesise gidersen git (motor için konuşuyorum) bunun fazlası yok, belki bizde fazladır eksiği yoktur. Ruslardan kalma 1970‘lerin mantığıyla üretmiyoruz. Sovyetler Birliği inanılmaz sanayi hamlesi yapmıştı. Çok büyük fabrikalar vardı. Bin dönümlük arazilerde üretimler yapıyorlardı ama onu geliştirmemiş, üzerine bir şey katmamış, yeni yatırım yapmamış. Şimdi git hala o eski makinalar vardır. Çin devamlı kendini yeniledi. Hem devlet politikası ile yeniledi, hem özel sektör mantığıyla devamlı yatırım yaptı. Bugün dünyada bir çok ünlü markayı zorlayan yatırımları ve markaları var. İşte en basiti Huawei. Türkiye’de yatırımcılar bunu kendiliğinden yapıyor. Orada olan eksiğimiz yabancı teknoloji firmalarıyla bu yatırımlar bir araya getirilirse bu olur çok daha ileriye gidebilir. n Türk Sanayi Şirketlerinin eksik

gördüğünüz yönleri nedir?

Türk sanayi şirketleri "sadece Türkiye’ye çalışacağım" mantığıyla iş yapıyorsa zaten baştan bitiyor. Hiçbir şey fizibile olmaz. İşte o zaman birbirimize sararız. Niye o oldu, niye o marka? Sonra iş fiyata endekslenir. Türkiye’deki firmalar Avrupa ve Dünya pazarı için koştursa zaten ürün yetiştiremeyecektir. Böyle bir durumda Türkiye’deki o kısır döngüye bakacak zamanı da olmaz. Birde kendi alanlarımıza odaklanıp zirveye çıkmamız gerekiyor. Özellikle müşterinin alanına girmemek gerekiyor. Örneğin bugün kompresör üreticisine bir kompanent yapıyorsan gidip kompresör üretmemen lazım. Ama kendi alanında rekabet her zaman olması gerekiyor. Bugün IE5 motoru rakiplerde yapıyorsa mutluluk duyarız, çünkü Pazar çok büyük. Bu Pazar sadece global rakiplerimizin saldırmasıyla AEMOT’un elinden gitmez. Aksine daha iyi olur daha çok kamçılanırız. n ABD yaptırımları sizi etkiler

mi? Türkiye nasıl etkilenir? Sayın Cumhurbaşkanımız "Bu bizi ırgalamaz" dedi. Sizce tesadüfen söylenmiş bir söz mü Cumhurbaşkanımızın bu çıkışı?

Evet aslında ben de etkileyeceğini sanmıyorum. Pandemide bakın 1 yılda bütün dünya zarar gördü. Herkesin oyun alanı kısıtlandı. Bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde ufak tefek şirketler battı. Çünkü talep yok, devam ettiremediler, Lockdown oldu. Burada Murat bey, malımızın yüzde kaçını ABD'ye satıyoruz ona bakmak lazım. Ama şu var aynı soruyu Avrupa için sorsanız bak orda sıkıntı olur. Biliyorum ki Türkiye ihracatının yüzde 50’sini Avrupa’ya satıyor. Ama ABD’ye üretimimizin yüzde kaçını veriyoruz? Bunu bilmiyorum. Belki sektör farkı olabilir. Ama motor için bizi zorlayacak bir şey olmaz. n ABD için çelik sektörü önemli

sanırım?

Bilinen bir sektör olması açısından önemli ama orda da uzun süredir devam

"ülke olarak rekaBete aÇık olmalıyız. yokSa Bu güvenSizlik yaratır."

eden bir sıkıntı vardı zaten, ona rağmen firmalarımız ayakta. Genel anlamda şunu söylemek gerekirse iyi geçinmek lazım. Şunu da eklemek gerekir ki yurt dışının da çok oyun alanı kalmadı. Bugün hem Türkiye’yi alternatif görüp (üretim anlamında) bunu yapıyorlarsa, iki sebebi var birincisi ya başka bir alternatifleri var ki onlar için çok iyi değil, yada gözden çıkartmışlardır tamamen Türkiye’yi ama ben o kadar ileri gideceklerini sanmıyorum. Çünkü şu an herkesin birbirine ihtiyacı var. n Sami bey, AEMOT olarak IE4,

IE5, Hidrojeneratör, orta gerilim motor derken devamlı bir yatırım içerisindesiniz. Fakat Türkiye’de bunu söylediğimizde özellikle bilmeyenler şaşırıyor. Anadolu'nun göbeğinde çok ciddi teknolojik yatırımlarınız var. Yaptıklarınız ortada Türkiye’den bu yapılanları merak edip size gelenler oluyor mu?

AEMOT olarak farklı bir misyonu da üstleniyoruz. Anadolu’da teknoloji şirketi olmak. Bugün yapılan yatırımlar azımsanmayacak şekilde. Daha önce dediğim gibi eksiğimiz yok fazlamız vardır. Türkiye’de üretilmeyen motor ve generator teknolojilerine odaklandık. Bunun gereği ne ise onu yapıyoruz. Türkiye ve yurtdışından misafirimiz geldiği zaman şaşırıyorlar. AEMOT kuruluşu 2016 yılı. 5 yılda bu seviyeye ulaşmak zordur. Ama şunu biliyoruz durduğumuz zaman kaybederiz. O yüzden gelişime acık olarak projeleri ticarileştirerek devam edeceğiz. n IE3-IE4 satışları şu an ne

durumda?

AEMOT olarak aslında yoğunluğumuz ihracat, ihracatımızın da yüzde 99’u Avrupa’ya. Çok da başka bir yere satmıyoruz aslında. Avrupalı verim konusunda Türkiye’den daha istekli. Bugün regülasyonun olması önemli değil. Avrupalı, "Bugün senin elinde IE4 motor varsa yada daha iyisi bana onu öner" diyor. Bu birinci etken çünkü diyor ki ben ne kadar az enerji harcarsam benim için daha iyi bir makine üreticisi olarak. Çünkü oda ürettiğini son kullanıcıya bir satış hikayesi olarak anlatıyor. "Bak benim makinam şu özelliklerinden dolayı daha az enerji tüketiyor" diyor. Fakat bu zaten Avrupa’da bir kültür, yani zorunluluk olduğu için değil. Türkiye’de bu yanlış anlaşılıyor. Sanki

This article is from: