5 minute read
Karanlık Fabrikalar / Murat Sururi Özbülbül-Ekonomist/Yazar
by Eda
KARANLIK FABRiKALAR
Advertisement
Sadece birkaç on yıl uzaklıktaki bir gelecekte tüm sınai üretim insanlar çalışmadığı için aydınlatmaya da ihtiyaç duyulmayan bu yüzden karanlık fabrikalar olarak adlandırılan üretim tesislerinde yapılacaktır. Bu tesisler insanların yaşam yerlerinden uzak, ıssız ve çorak arazilere, belki de yeraltına kurulacak ki yaratabilecekleri çevre kirliliği insanları ve doğayı etkilemesin.
» Murat Sururi Özbülbül
Ekonomist - Yazar Dünyamız çok büyük bir hızla değişiyor, yeni bilimsel keşifler ve teknolojiler hayatımızı kökten değiştiriyor. Üstelik sadece hayatımızı değil üretim ve tüketim biçimimizi de radikal bir şekilde değiştiriyor. Bu değişim ve dönüşüm o kadar hızlı ki çoğu zaman geçmişi hızla unutup bu değişim ve dönüşümü idrak bile edemiyoruz.
Şöyle bir düşünün bilgisayar, internet ve cep telefonları bile sadece ve sadece son 30 – 40 yılda hayatımıza giren teknolojiler, oysa hepsi bugün vazgeçilmezlerimiz, iş görme biçimimizin temel taşları değil mi? 1980 yılında biri çıkıp “yakın zamanda herkesin evinde bilgisayar, elinde uzay yolu dizisindekine benzer kablosuz bir telefon olacak” deseydi, kim ona inanırdı?
Çok yakın bir gelecekte bugün alıştığımız dünya tamamen yok olacak ve yerine bambaşka bir dünya kurulacak. Bugünkü üretim ve tüketim biçimimiz çok radikal bir şekilde değişecek ve bugün insanlar tarafından yapılan bir çok riskli, pis, sıkıcı ve yeknesak iş yapay zekaya sahip robotlar tarafından yapılacak.
Sadece birkaç on yıl uzaklıktaki bir gelecekte tüm sınai üretim insanlar çalışmadığı için aydınlatmaya da ihtiyaç duyulmayan bu yüzden karanlık fabrikalar olarak adlandırılan üretim tesislerinde yapılacaktır. Bu tesisler insanların yaşam yerlerinden uzak, ıssız ve çorak arazilere, belki de yeraltına kurulacak ki yaratabilecekleri çevre kirliliği insanları ve doğayı etkilemesin.
İnsanların çalışmasına, gidip gelmesine ihtiyaç duyulmayacağı için bu tesisleri insanlardan uzak, ıssız, çorak bölgelere kurabilmek mümkün olacak. Uzaklık çok da önemli olmayacak çünkü hem ham ve yarı mamul maddeleri hem de bu karanlık fabrikalarda üretilen ürünleri ihtiyaç duyulan tüketim mahallerine zaten otonom ya da robot kamyonlar, trenler, gemiler ve hava araçları ulaştıracak, insan faktörü ulaşımda da devrede olmayacak.
Çok kısa bir süre içerisinde robotların devreye girebileceği bir diğer sektörde ulaşım sektörü olacaktır. Bugün sürücüsüz araçlar zaten yollara çıkmış vaziyette. Çok yakın bir zamanda, belki de 15-20 yıl içerisinde sürücülü araçlar tamamı ile tarihe karışacaktır. Bugün insanlar tarafından kullanılan araçlar kullanıcı hatası yüzünden her yıl 1 milyondan fazla kişinin ölümüne ve çok daha fazlasını yaralanmasına sebep oluyor, bu kabul edilebilir bir kayıp değildir. Birbiriyle haberleşen ve insani kusurlardan ari akıllı araçlar muhakkak ki otomobil kazalarını büyük ölçüde engelleyecektir. Karanlık fabrikalarda yüklenen sürücüsüz akıllı kamyonlar yüklerini çok büyük bir emniyet ve hız ile belirlenen noktalara ulaştıracaklardır.
Bu gelişme elbette hem ekonomiyi ve hem de sosyal dokuyu etkileyecektir. Mesela geçimini kamyon
8
kullanmak ile sağlayan birçok sürücü işsiz kalacaktır. Peki sadece kamyon sürücüleri mi etkilenecek elbette ki hayır misal bu gelişme yollardaki kamyoncu lokantalarının da ortadan kalkması demektir, çünkü sürücüsüz bir kamyonun çay, kahve, yemek molasına yahut da tuvalet için duraklamaya ihtiyacı olmayacaktır.
Benzer bir süreç özellikle madencilik alanında yaşanacak insan yaşamı için çok riskli olan madencilik sektöründe insan çalıştırılması yakın bir gelecekte tamamen ortadan kalkacaktır, karanlık madenlerde hiç gün ışığına çıkma ihtiyacı olmayan, molaya gereksinim duymayan, 7/24 kazmak ve yüklemek ile uğraşacak robot madencilerin iş başı yapması artık an meselesidir.
Hiç aklımıza gelmeyen diğer bir çok sektörde de robotlar insanların yerini alacak ve hepimizin çok insana bağımlı olarak algıladığı tıp ve hukuk gibi birçok alanda bile insan emeğinin yerine büyük bir hızla yapay zekaya sahip robotlar geçecektir.
Daha bugün bile ultrason, MR ve bilgisayarlı tomografi gibi teşhis cihazlarının raporlamaları robotlar, ya da robot yazılımlar tarafından insan doktorlara göre hem çok daha hızlı ve hem de çok daha yüksek bir isabet ve başarıyla yapılabilmektedir. Küresel bir ağ üzerinden birbirine bağlı birçok yapay zekalı robot yazılım çok büyük bir hızla öğrenebiliyor, bir insanın bütün hayatı boyunca görebileceği sonuçlardan çok daha fazlasını birkaç saat içerisinde görebiliyor, analiz edebiliyor, öğrenebiliyor ve de bu öğrendiklerini kullanarak sonuçları muazzam bir hız ve hassaslıkta değerlendirebiliyor.
Aynı şey hukuk alanı için de geçerli, hangi hukukçu, avukat, savcı ya da hakim bütün bir hukuk külliyatını satır satır ezberleyebilir ve gerektiği zaman hatasız bir şekilde hatırlayabilir? Elbette böyle bir hafıza performansı bir insan için asla mümkün değil oysa yapay zekaya sahip bir robot için çok sıradan ve kolay bir iş.
Bugün tarım sektörü her ne kadar oldukça makineleşmiş gibi görünse dahi hala büyük ölçüde insan emeğine bağlıdır. Birbirinden bağımsız milyonlarca hatta on milyonlarca çiftçi birbirinden habersiz yüz milyonlarca dönüm tarım arazisini ekiyor. Böyle bir üretim tarzında sağlıklı ve optimize bir ürün planlaması elbette ki mümkün olmuyor. Oysa her zaman birbirine bağlı ve birbirleri ile haberleşen yapay zekaya sahip tarım robotları en uygun arazilere, en uygun miktardaki tarım ürünlerini ekerek muazzam bir tarımsal optimizasyon yapabilir. Yapay Zeka tarafından yapılacak küresel ölçekteki bu tarımsal planlama sayesinde çok daha yeterli, sağlıklı ve verimli bir tarımsal ürün hasadı yapılabilir. Tarımsal ürün kalitesini çok derinden etkileyen su, ilaç ve kimyasal gübre kullanımı bu şekilde kontrol edilebilir.
Bu saydıklarımız gibi çok yakında hayatımızı ve ekonomimizi derinden etkileyecek, elbette daha birçok gelişme örneği vermek mümkündür lakin bu verdiğim birkaç örnek bile geleceğin neler getireceğine dair bize ışık tutmaktadır.
Üzücü olan o ki ülkemizde bu konular çok fazla tartışılmıyor ve kimse bu konulara çok fazla odaklanmıyor, çok fazla kafa yormuyor. Eğer böyle bir geleceği hayal ederek, gerekli hazırlığı yapamaz isek ortaya çıkacak işsizlik ya da gelirsizlik gibi sosyal ve insani sorunlar ile baş etmemiz hiçbir şekilde mümkün olamayacaktır. Bu süreçte elbette sadece insani ve sosyal sorunlar ortaya çıkmayacak, insan emeği de kullanan ve geleneksel metotlar ile üretim yapan tesisler ile bu karanlık fabrikalar arasında ortaya çıkacak rekabet farkı bir çok ekonomik sorun da doğuracaktır.
Böyle bir geleceğe hazırlanmak sadece devletin ya da sadece üniversitelerin görevi değildir. Bu konu ilk başta eli taşın altında olan üreticileri ilgilendirmektedir. Sanayiciler, madenciler ve tarım üreticileri gelmekte olan bu geleceği ciddiye alıp, hızla hazırlanmalıdırlar. Hazırlıksız yakalanacağımız böyle bir gelecek bize çok ağır bedeller ödetecektir diye düşünüyorum.