FELEKTEN BİR GECE Yaşlılar anı gençler hayallerini anlatırmış derler. Her daim on sekiz ve her daim Ocakçı biri olarak felekten bir gece çalma hayalimi yazayım istedim. Ağustosun sonları yıl 2020 gökyüzünde kocaman bir dolunay. Kızılırmak kenarında yerleşim yerlerinden oldukça uzak telefon çekmeyen bozkır. Otomobillere uygun yol olmadığı için traktörle gidilebilen bir arazi. Arazi dediysem tarım yapılmıyor, hiç yapılmamış da sadece boş arazi yani bozkır. Akşam yemeği için malzeme hazır, domates, biber, peynir, zeytin, soğan ve yeterince ekmek. Muhabbet için sınırsız çay ve sınırsız sigara.
Davut Karataş
Demişiz ki onlara annen baban olmasa da bizler senin kısa süreli annen ve babanız seni yatılı okula gönderdiğimizi düşün. Seni çok seviyoruz. Olur ya Esed’in bir bombası seni bu dünyadan ayırırsa sakın bizi Allaha şikâyet etme. Birileri vardı Türkiye’de bizim için bir şeyler yapmak istediler bizi misafir ettiler de. Ona isteklerini soruyoruz. SeviVe bulunabilirse kafa dengi muhabbet yorsa sınırsız dondurma ısmarlıyoruz mesela seven birkaç kişi. Sonra Asya bozkırları gibi boğazı şişermiş diye bile korkmuyoruz. Bir uçsuz bucaksız hayaller. Süre sıkıntısı yok, hafta evinin sıcaklığını yaşatıyoruz onlara. çalan telefon yada uğraşılan bir laptop yok. Sonra bu acıyı çocuklarımızdan uzak tutması Ertesi gün tatil. için neler yapmamız gerektiğini konuşuyoruz. İnsanlar hayallerini dillendiriyorlar. KırgınBangladeş e gidiyoruz Arakan mülteci lıklar kızgınlıklar unutulmuş. Unutulmasa bile kampına. Hatırlarsanız babası ve annesi söylenmiyor. Herkes bohçasındaki hayalini gözünün önünde öldürülen o kızı bulup ona çıkarıyor gün yüzüne. Kızılırmak deli deli akısarılıyoruz. Babasının mezarını yaptırıyoruz yor. Saçmalayan olursa atın bana der gibi. sonra babasının mezarına çiçekler ekiyoGerçekten saçmalayanları atsak mı acaba ruz. Senin Türkiye’de bir ailen var merak Kızılırmağa? Bu da senin nasibinmiş diyerek. etme diyoruz geleceğiz yakında seni babanı Başlıyor hayaller Turan’a dair Dün- mezarından ayırmayacağız ama acılarını ya’ya dair. Önce Çin’deki zulmü hatırımıza hafifletmek için geleceğiz. Biliyoruz ki senin getiriyoruz. Toplama kamplarında işkence- acıların dinmez ama belki hafifletiriz umuduynin en alasına katlanmak zorunda kalan tüm la geleceğiz. dünyanın kör ve sağır kaldığı zulmü nasıl Afrika’ya uzanıyoruz oradan, siyah derili sonlandırırız hayalleri kuruyoruz. Organ nakolduğu için her daim sıkıntı çeken zülüm göli için potansiyel olarak bekletilip kime hangi ren o kardeşlerimize. Senin derini siyah oladoku grubundan hangi organ gerekiyorsa rak yaradan Allah hamdolsun diyerek yemek o organın alındığı kardeşlerimizin dertlerini götürüyoruz oraya. Açlıktan ölmek üzere olan konuşuyoruz. Bu zulmü nasıl duyurabiliriz bu çocuklara ulaşıyoruz. Karınlarını doyuruyoruz zulmü nasıl durdurabiliriz diyerek dertleniyoonlar yemek yiyor bizim karnımız doyuyor. ruz hep birlikte. Onlar yemek yiyor bizim ruhumuz doyuyor. Sonra Suriye’de yıllardır süren savaş Onlar yemek yiyor yaşadığımızın farkına vasonucunda yetim kalmış çocuklar geliyor rıyoruz. Bir lokma ekmeğin ne kadar kıymetli gözümüzün önüne. O çocukları almışız me- olduğunun farkına varıyoruz. sela evlerimizde birer hafta misafir etmişiz.
62