5 minute read

MAHMUT TALİ ÖNGÖREN

Next Article
GÜNGÖR GENÇAY

GÜNGÖR GENÇAY

Mahmut Tali Öngören’i Kaybettik

Geçtiğimiz aylarda, sağlık problemleri nedeniyle İbni Sina Hastanesi’nde tedavi gören Mahmut Tali Öngören’i 12 Ekim 1999 68 yaşında aramızdan ayrılan Mahmut Tali Öngören, 28 Mart 1931 yılında İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimini istanbul Robert Koleji’nde tamamladı. Yüksek öğrenimine Amerika Birleşik Devletleri Columbia Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü’nde tamamlayan Öngören, 1955 yılında buradan mezun oldu.

Advertisement

1959 yılında Ankara Radyosu’nda Program Müdürlüğü yaptı. TRT’nin ilk yayın ekibinin ve Program Dairesi’nin başkanlığını yapan Öngören, 12 Mart döneminde hazırladığı ve sunduğu bir program nedeniyle, Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılandı ve TRT’den uzaklaştırıldı. 1967 yılında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın-Yayın Yüksek okulu’nda, radyo-televizyon ve sinema bölümlerinde öğretim üyeliği yaptı. Yazılarına üniversite yıllarından başlayan Mahmut Tali Öngören, Sinema- Tiyatro Dergisi’nde, televizyon ve sinema üzerine çeşitli araştırma ve inceleme yazıları yazdı. “İletişim Notlar ı” ile birlikte 12 kitabı bulunuyor. Öngören’in senaryo ve film yapıtı üzerine olan yapıtları İletişim fakültelerinde ders kitabı olarak okutuluyor.

Ankara Film Festivali’nin kurucusu ve 11 yıldır başkanı olan Mahmut Tali Öngören, 1978 yılındaİstanbul’da düzenlenen 3. Balkan Filmleri Festivali’nin başkanlığını da yaptı. Köln’de düzenlenen Türk Filmleri Festivali’ne katkıları oldu. Sinema alanında bir çok katkıları olan Öngören, senaryo yazımı konusunda “Senaryo ve Yapım” adlı eserleri hazırladı. Yılmaz Güney’in sinema alanındaki önemini ve katkılarını kavrayan 97

insanlardan biriydi. 1972 yılından beri iletişim konusunda Cumhuriyet Gazetesi’nde “Mercekle Bakınca” adlı köşesinde yazılar yazdı. 1981-82 döneminde Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanlığı yaptı Milliyet Sanat Dergisi’nde yazdığı “Yasaklar dosyası” adlı yazı dosyası ile yaşamı boyunca köşe yazılarında, radyo-televizyon yayıncılığı ve sinema alanında basküara, sansüre ve yasaklara karşı mücadele etti.

Mahmut Tali Öngören, son dönemlerinde bir yandan Ankara Film Festivali’nin hazırlıkları ile uğraşırken bir yandan da sağlığının bozulması nedeniyle tedavi görüyordu. Mahmut Tali Öngören’in anısına; Milliyet Sanat Dergisi’nin Yasaklar Dosyası adlı köşesinde, Grup Yorum ile ilgili yazdığı yazısından bazı bölümleri yayınlıyoruz.

11 Şubat 1994 Milliyet Sanat Sayı: 330 Yasaklar Dosyası

“Eskisi de Aynı, Yenisi de...” Grup Yorum, grubun kuruluş amacını şöyle anlatıyor: “80 sonrası sessizliğinde, insanların kendini ifade edemediği bir ortamda bir ses olmaktı amaç. Halkın sanatçısı olan, onlarla iç içe yaşayan, dertlerini paylaşan bir grup olmak istedik. Grup Yorum halkı, halk Grup Yorum’u sahiplendi. (...) Üzerimizde çeşitli baskılar, engellemeler her zaman vardı. Ancak Beyoğlu ilçesi SHP örgütünün düzenlediği gecede verdiğimiz konserden sonra bu baskılar kurumsallaştı.” İşte Grup Yorum “kurumsallaşan” bu baskılar sonucunda Temmuz 1989’da Mersin E Tipi Cezaevi’nde... Grup elemanları, daha önceleri 98

tek tek gözaltına alındıklarını, ancak Mersin’de hiçbir gerekçe gösterilmeden dinletiye çok az bir zaman kala y asakla karşılaştıklarını, biriken dinleyicilerin ve Grup elemanlarının coplandığını ve topluca tutuklamanın yapıldığını v e tutukluluk sırasında da Grup elemanlarından iki arkadaşın durumlarının dayaktan ve işkenceden ötürü ağırlaştığını söyledi. (...) Grup Yorum’un avukatları da, “Biz, halkımızın kültürel değerlerinsahip çıkanlar olarak Mersin’de baskıya maruz kaldık. İç işleri Bakanlığı’nın olağanüstü hal uygulamasının olmadığı yerlerde kültürel ve sanatsal etkinliklerde bulunmak için önceden izin almaya gerek olmadığına dair karar varken ve gecenin emniyet müdürlüğünce 24 saat önceden iptalinin bildirilmesi gerekirken bildirmediklerinden dolayı, bu tutumu protesto etmek demokratik değil midir?” dediler. Avukatlar, belgelerde tahrifat yapıldığını da ileri sürerek gözaltı ve adliyeye sevkin gece yapıldığını belirtti ve “bir şeylerin gözden kaçırılmay a çalışıldığını” ileri sürdü. “Polis her fırsatta genç arkadaşlarımızın ceza alması için çalışmalar yapacağını söylüyor. Ben hakimle görüştüm. Bana ‘polis doğru söylüyor’ dedi. Bu ne demek? Öy leyse bırakın, yargı görevini polis yerine getirsin. Sizin, yargıçların işi ne? Genç arkadaşlarımın çoğu işkence görmüş. Bunu sorgu yargıcına da anlatmışlar, ancak zapta geçmemiş, suç duyurusunda bulunulmamış. Grup üyelerinin yüzlerinde belirgin işkence izleri var. Herhalde işkence başvurusunu kabul etmek için izlerin geçmesini bekliyorlar. Genç arkadaşlarımız, Mersin’de işkencenin insanlık onurunu yeneceğini belirtmişler. İşkenceye karşı insanların tutuklanmasını hiçbir mantık alamaz.” Anlaşılıyor ki, Grup Yorum’u durdurmak için keyfi yasaklamaya gidilmişti Mersin’de. Bu arada, bayan Yorum’culara cezaevinin doğal uygulaması denilerek “bekaret kontrolü” yapılmak isteniyor. Ama Cezaevi Müdürü Oğuz Atıcı bu savı yalanladı. Cezaevi Savcısı Alper Özdoğan ise olaydan haberi olmadığını söyledi. Peki, böyle bir aşağılayıcı işlem geçerli değil miydi? Cezaevi Müdürü Oğuz Alıcı: “Böyle bir olay olmadı. Kızlık kontrolü yaptırma gibi bir düşüncemiz olsaydı, onları mücadelesiyle yapmamazlık etmezdik. (Ne güzel de açıklıyor!) idare olarak, hü99

kümlüler için bunu yapabiliriz. (Yani, Böyle bir yola başvuruluyor.) Ancak Grup Yorum’un bayan elemanları tutuklu olduğu için böyle bir şey yapmak istemedik. Onlar istemedikten sonra böyle bir şey olmaz.” Cezaevinde görevli savcı Alper Özdoğan: “Resmi bir başvuru olmadı. Şartlar gerektirirse kızlık kontrolü gerek cezaevinde, gerek dışarıda yapılır (Ha şunu kabul et.)” (...) Grup Yorum elemanlarına böyle bir “test” uygulamaya çalışmaları çok önemli ve aşağılayıcı bir davranış, ama böyle bir tutuma sahip olunması ve keyfi bir anlayışla istenildiğinde buna başvurulmaya kalkılması ise çok daha önemli ve ciddi... Grup Yorum’un cezaevindeki yolculuğu sürerken, Antalya Belediye Başkanı’nın telefonu çaldı. Telefondaki ses, “Ben Grup Yorum’dan arıyorum. Antalya konserimiz için konuşmak istiyorum,” dediğinde, Figen Akşit’in 6 Ağustos 1989 günlü Nokta dergisinde belirttiğine göre, Belediye Başkanı “koltuğundan hoplamıştı”. Başkan bu sese anlam verememişti doğrusu. Grup Yorum bir süre önce Mersin’de dinleti vermeye kalkışmış ve tutuklanmıştı. Böylece Antalya’da dinleti vermeleri gibi bir “tehlike” ortadan kalkmış ve Antalya’daki çeşitli amirler rahat bir nefes almıştı. Ama biri kalkmış, “Ben Grup Yorum’dan arıyorum,” diyordu. Bu yeni “Grup Yorumcular gerçekte eski “Grup Yorumculardı. Çeşitli nedenlerle gruptan ayrılmış, ancak böyle bir ortama girince bir araya gelmiş, sımsıkı kenetlenmiş ve içerdeki arkadaşları çıkana dek “Grup Yorum’u yaşatmaya karar vermişlerdi. Artık dinletileri onlar sürdürecekti. Antalya dinletisi ise önceden ayarlanmıştı. Biletler ise kapış kapış satıl mıştı. Ama emniyet yer belgesi istiyordu Yeni Grup Yorum’dan. Dinletinin verileceği yer belediyeye aitti ve encü menden “olur” alınmıştı. Ancak Grup Yorum’un “ününü” bilen Belediye Başkanı, bu karan değiştiriyor ve “O günlerde faaliyetlerimiz olabilir” diyerek yeri vermiyordu. Eski “Yorumcular” binbir yasakla boğuşup içeri alındıktan sonra yeni “Yorumcularda yasakla karşılaşıyorlardı. Ona da “yasaktı, buna da. Yasak şaşmazdı. Mersin’de tutuklu bulunan Grup Yorum’un ilk kurucularından oluşan “Grup Yeni Yorum”da 6 Ağustos 1989’da İstanbul’da, Beşiktaş Tarihi Bahçesinde dinleti vereceklerdi, yasaklandı. 100

14 Ağustos 1989 günlü Cumhuriyetinbildirdiğine göre, daha önce Antalya ve İstanbul’da engellenen “Yeni Grup Yorum” Mersin’de 12 Ağustos 1989 akşamı dinletisini sundu. Geniş güvenlik önlemleri altında... Dört dinleyiciye bir polis düşüyordu. Dinletiyi 500 kişi izledi. Resmi ve sivil polisler çevreyi doldurmuştu. “Grup Yorum”un eskisi de, yenisi de tehlikeliydi.

1999 Aralık

101

102

This article is from: