TENKID ►
KITAP & SINEMA
kitap tenkitleri
FADIME YEŞIL
ARA SOKAKLARIN TARIHI DÜCANE CÜNDIOĞLU, KAPI YAYINLARI ►
Babanzade Ahmet Naim Efendi XX. yüzyılın başlarında üniversitede mantık, genel felsefe, psikoloji ahlak, metafizik gibi konularda hocalık yapmıştır. Telif ve tercüme eserlerinde geçen felsefi kavramları ele alırken hem içerik hem de dil açısından hassasiyet göstermiştir. Avrupa'dan çeviri yoluyla bize gelen felsefî ilmi terim ve kavramların doğru anlaşılması hem de felsefi kavramları olduğu gibi almayıp yerine Türkçe isimler uydurmaca kolaylığından da kaçınıp şöyle bir formül bulmuştur. Bu formül: “Bugün felsefe için bizim yapacağımız şey vaz-ı ceditten ziyade keşf-i kadimdir.”
60
Yazarımız da Babanzade Ahmet Naim’in yaklaşımını benimsemiştir. Dücane Cündioğlu'nun yazmış olduğu ‘Görevimiz vaz-ı cedit değil keşf-i kadim’ adlı köşe yazısından da belirtmiş olduğu bu anlayış yani bir şeyleri ortaya koymaktan evvel Kadim olanı keşfetme lüzumludur. Peki kadim-i keşif ne işe yarayacaktı? Eksik parçalar yerini bulacak ve güç kuvvet verecekti. Peki keşf-i kadimin olmaması ne demekti? Ne gibi etkileri olabilir? Bunu açıklamak için yazarımızın yukarıda da bahsettiğim köşe yazısından bir örnek vermek istiyorum. “İmparatorluk ufkunu kaybetmiş olanlar ‘siyaset-i hilâfet’ yerine ‘devlet' ; ‘Adalet’ yerine ‘eşitlik’ terimleri ile tartışmak gafletine düştüler”