KÜLTÜREL PSİKOLOJİ TARİHİ tepkisi doğrultusunda nasıl değiştiğini, Hıristiyan öğretisinin ve geleneklerinin belirli elementlerinin nasıl tamamına yöneldiğini belirtmiştir. Wundt’un serileri tarihsel – psikolojik serilerin anlamlı bir araştırmasını içerir. Açıkça, Wundt’un ruhsal ve toplumsal kavramlarını öne çıkaran ilk temel prensipler buraya aittir. Yani, daha geniş bir kavram olan “yaratıcı sentez” prensipinin daha geniş yönleri olan “sonların heterojeni” ve “güdülerin değişimi” prensiplerinden bahsediyorum. Budun bilim alanında yakınsallık kavramı tam olarak psikolojik – tarihsel kategorinin gerçeklerinden bahsetmektedir. Yakınsallık kavramı aynı zamanda teknikler gibi, psikolojik faktörlerin güvenilmez olduğu ya da hiç olmadığı yer olan salt maddi süreçler için geçerli olabilir. Tarihi sürece ait geçerli bir yorumun psikolojik – tarihsel kategorinin gerçeklerini dikkate alması gerekmektedir.
Psikolojik – Çağdaş Kategori Bir kültürün, objektif özelliklerin salt dökümü tabanında olan herhangi bir nitelendirme, daha önce de belirtildiği üzere yapay ya da tamamlanmamış olmalıdır. Gerçekte bir kültürün farklı yönleri ya da özellikleri birbiriyle ilişkili olmalıdır. Bu ilişkilerin derecesi psikolojik ya da psikososyolojiktir; ama yine de aslında böyle olması gerekmekte midir? Genel olarak tanıtıldığı üzere, muhtemelen aşırı davranış bilimci olmak dışında, farklı kişiliklerin salt kümeleşmesinden ziyade doğuştan bütün oluşturan bir kültürün farklı kişilikleri arasındaki bağlantılardır. “Kültürel ayarlar” diye bilinen kavram bu kategoriye girer. Belirli bir kültüre gelince, kavramın içeriği değişken bir haldedir. Bir kişilik dikkatleri kendisine çekebilir. Bu kişiliğe gelince de kültürün geri kalanı sonrasında yorumlayıcı bir ayar olarak kendisini gösterecektir, kişilikler en samimi şekilde ön planda olacaktır ve pratikte kültürel uyum içinde olurken, bir diğeri olan daha az alakalı kişilikler nispeten arka planda kalarak kültürel bir şerit haline gelir. Diğer kişilik en çok ilgiyi toplarken, kültürel ayarlar bazı boyutlarda değişecektir; ancak daima psikolojik ve birlikte var olan bir derece kalacaktır. Yine her bir karmaşık kültür ve bir yere kadar herhangi bir kültür, bireylerin değişen sayılarıyla birlikte birkaç kültürel alt grup oluşturur. Bir kültür kariyeri olarak, her bir alt grup belirli kültürel özelliklerle son derece nüfuz eder ve diğerleri tarafından üstünkörü bir renge bürünürken yine de diğerleriyle büsbütün ilgisiz olmaktadır. Büyük karmaşıklık içinde olan tüm kültürlerde, örnek olarak eski tarihlerde ya da modern toplumda belirli bir kültürel alt grup, mevcut kültürel refahın kesiminden fazlasını derinlemesine yansıtmaz ve kısmen veya hatta büsbütün bir şekilde, diğer bazı alt gruplara göre büyük önem taşıyan diğer kültürel özelliklerin dışında kalır. Elbette bu ekonomik ve sosyal sınıfların, refahın, ayrıcalığın ya da mesleğin kalıtsal gruplarının, işgücü bölümünün, teknik ve profesyonel uzmanlığın sonucudur. Eğer Levy-Bruhl’un “katılımcılık” kavramı burada uygulansaydı, her bir kültür kültürel katılımcılığın karşılıklı örtüşen döngü grubu ile yansıtılabilirdi. Birbiriyle ilişki içerisinde olan döngüler arasındaki bağlantılar gibi döngü elementlerini aynı yerde 6
KÜLTÜREL PSİKOLOJİ TARİHİ tutan bağlantılar, psikolojik ve birlikte var olan bir dereceye düşürürdü. Kültürün bilgi ya da anlayışı için verdiğimiz anlam buradadır. Tarihsel uygarlıklara gelince, özellikle modern olanlarına, psikolojik sınırlardaki anlayışımız yüksek düzeydedir ancak muhtemelen çok sık üzerinde durulmamaktadır. Bir diğer yandan ilkel kültürlerin durumunda bizim nüfuz edişimiz, yerel dille tamamen kaynaşan bir mekanın mümkün olabileceği gibi ilgili psikolojik materyal yetersizliği sebebiyle hafiftir. Örneğin, şakasına kaç budun bilim belirli ilkel bir toplum dahilinde gülünç olarak görülebilen bir ifade ya da durumu belirleme işini üstlenir? Bazı durumlarda böyle bir anlayış gerçekleşebilir, buna örnek olarak Trobriander’leri ile birlikte Malinowski gösterilebilir ancak onun bu durumları istisnadır. Psikolojik ve bir arada olan kategori dahilindeki iki tür yorum zaman zaman karmaşık olmuştur. Yani bir diğer yandan “kültürel ayarlamalar” başlığı altında tartıştığımız konuyu ve diğer yandan da “ikincil açıklamalar” olarak budun bilimcilerle ilgili bilinenleri ima ediyorum. Gördüğümüz üzere “kültürel ayarlar”, bir kültürün psikolojik mantığını, bir kültürün özelliklerinin ya da yönlerinin birbirleriyle olan daha az ya da çok olan samimi ilişkilerinin psikolojik ya da psikososyolojik terimlerdeki ifadesini öne çıkarır. Bize insanların kendilerini yaralamaktan korktukları için bıçakla yemek yemedikleri ya da annelerinin çocuklarını bu sebepten dövdükleri söylendiğinde, ilk örnekteki tarih, ikincisindeki psikoloji kadar tehlikeli olmuştur. Kültürün psikososyolojik yorumunun dikkat çekici tutumundaki daha vahşi sosyal davranış bilimi, sürekli “ikincil açıklamalar”ın yanıltıcı psikolojik ve tarihsel gariplikleri ile “kültürel ayarlar” üzerine yapılan yorumların aydınlatılması konusunda karmaşık bir hal almıştır.
Belirleyici - Tarihsel Kategori Kültüre olan bu yaklaşım birçok tartışmalar, münakaşalar ve felsefi kurgular yüzünden zarar görmüştür. Ayrıca en kötü anlaşılan bir yaklaşım olmuştur. Herbert Spencer’in evrimsel formüllemesi, değişmeyen tarihsel bir belirleyicilikte kesin bir inanç üzerine kurulmuştur. Spencer’in sunumunda bu belirleyicilik, sonsuza dek ve her yerde aynı olmak üzere kültürel gelişimin yarı organik bir ilkesinin oluşumunu içerir. Evrim filozofunun dayanıklı sistemi kaba bir şekilde hem özgül iddialarla hem de temel şartlarla sarsılmışken, tarih değişmezliğini tarihi kanunları formülleştirme eğilimi ile korumaya devam eder. İlgili teorik ve metodolojik sorunların ilişkisi bir takım tarihçi ve filozofların anlayışı ile zarar görmüştü. Wilhelm Dilthey ve Eduard Meyer gibi, bunlardan bazıları köklü bir farklılığın doğal ve tarihi bir bilim arasından elde edildiği sonucuna varmıştır. Halbuki birincisi “kanunlar” olarak formülleştirilebilen değişmezlikler ve düzenlemeler ile işlevsel hale gelirken, ikincisi bu gibi herhangi kavramsal bir sadeleştirme ile uygulanmalıdır. 7