Gölge Fanzin - Sayı: 23 - Bahar 23

Page 22

İÇİNDEKİLER

NFT FOTOĞRAF KOLEKSİY ONCULUĞUNUN YÜKSELİŞİ

NFT fotoğrafçılığı genç koleksiyonerlerin ilgisini çekmeye başladı.

N.F.T.’ler Ölü Sanatçıların Ne İşine Yarar? Müzeler ve mirasçıları, sanatçıların eserlerini ölümünden sonra blok zincirine koymayı deneyimliyor

Çevrimiçi Etkinlik:

¯\_(“)_/¯ $ORRY, BUT (N)O (F)UCK$ (T)AKEN...

GÖLGE FAZİN - 2
--->
<--- 20 14 28
--->

GÖLGEDE RÖPORTAJ

A d ı n ı v e r m e k i s t e m e y e n g u r b e t ç i b i r N F T k o l e ks i y o n c u s u y l a m i n n a k b i r r ö p o r t a j y a p t ı k.

NFT TOPLULUĞU HAKKINDA...

NFT’ler Harbiden de Berbattır: İşte

Onlardan Kaçınmanız

İçin Size 6 Neden

PANDEMIDE ŞIŞEN

NFT BALONU

SÖNMEK ÜZERE

MI?

GÖLGE FANZİN - 3 42 39 48 51
--->
--->
<---

Gölge bir fanzindir.

Kafasına göre yayımlanır.

Fotokopi yolu ile çoğaltılabilir.

Bu işlemden doğan tüm sorumluluklar

çoğaltana aittir.

Yayımlanan yazı, görüş ve görsellerin sorumluluğu ve telif hakları sahiplerine aittir.

Yayın kurulu, Gölge Fanzin’e gönderilen yazıları yayımlayıp yayımlamamakta serbesttir.

Ücretsizdir.

Tasarım: I.İ.K

Kapak Tasarımı: © Cenk 'Mirat' PEKCANATTI

İletişim:

E-posta Adresi

Facebook Sayfası

Twitter Hesabı

Youtube Kanalı

GÖLGE FAZİN - 4
GÖLGE FANZİN - 5
GÖLGE FAZİN - 6

“NFTlerin balon olduğuna dair genel bir görüş var. Bunun

doğru olup olmadığını zaman gösterecek... ama benim emin

olduğum bir şey varsa, o da bu vesileyle esas balon olan fotoğrafçılarımızı tanımış olmamız.” - Cenk Mirat

Pekcanattı

GÖLGE FANZİN - 7

Sahte İşlemler NFT Pazarının Büyüklüğünü Sorgulatıyor mu?

Kathy CHU, TruthDAO - Çeviri: Şirin Ayça SAYILIR

NFT Pazarı Ne Kadar Büyük?

Bazı tahminlere göre satışlar sene sonunda minimum 30, maksimum 40 milyon dolar aralığıına ulaşabilir. Ancak “wash trade” diye ifade edilen satışların sebep olduğu sahte artış bu iddia hakkında soru işaretleri oluşturuyor.

Blockchain veri şirketleri, pazar manipülasyonlarındaki örüntüleri gözlemleyerek belirtilen “wash trade’lerin” birçoğunu filtreleyebildiklerini söylüyorlar. Fakat “wash tradeler” daha sofistike hale geldikçe bu işlemleri yakalamak da güçleşiyor.

Kaliforniya, Santa Barbara Üniversitesinde bir doktora adayı ve 2000 dolarlık ticari hacme sahip NFT koleksiyonlarının yüzde 30’unun, “wash trade’lerden” oluştuğunu anlatan bir de çalışmanın başlıca yazarlarından biri olan Priyanka Bose, “Belki de pazar aslında 1 milyon dolar büyüklüğünde ancak bunu kesin olarak bilmemizin hiçbir yolu yok.” diyor.

Wash tradelerdeki bu hızlı artış, krypto endüstrisini her geçen gün bu gibi durumları tespit, ölçme ve filtreleme konularında daha yaratıcı olmaya zorluyor. Ticari bir platform olan LooksRare’deki wash trade patlamasından sonra, CryptoSlam ve Nansen gibi blockchain analiz firmaları sahte olduklarına inandıkları NFT alıpşverişlerini satış rakamları verilerinden çıkardılar.

Ocak 2022’de kurulan LooksRare’de söz konusu olan artış, platformun kullanıcılarının ticari hacimlerine göre token dağıtmasıyla birlikte başladı. Bu durum daha fazla token kazanmak isteyen kullanıcılar arasında başlayan alışveriş hacmi ni hızla tetikledi.

NonFungible, bitsCrunch ve diğer veri firmaları wash tradelerin NFT satış verilerinin kullanılmasını azaltabileceği kaygısıyla bu gibi satışları tespit etmek için filtreleme çalışmalarını sürdürüyor.

BitsCrunch’ın kurucularından Saravanan Jaichandaran, yatırımcıların piyasanın şartlarının oluşturduğu çılgınlığın içine çekilmemesi için şirketinin NFT dünyasını daha fazla şeffaflaştırmaya çalıştığını ifade etti.

GÖLGE FAZİN - 8
Eminem tarafından satın alınan bir Bored Ape NFTsi

©Beeple, Everydays: The First 5,000 Days (2021 )

NFT: Hazır-Nesnenin Ters Çevrilişi

2/1/2022/ skopbülten / David Joselit, Çeviri: Elçin Gen

Marcel Duchamp 1913-15 yıllarında hazır-nesneyi icat ettiğinde şunu göstermişti: Küçük bir enformasyon parçası –mesela In Advance of the Broken Arm gibi bir başlık– bir kar küreğini sanat statüsüne taşıyarak onun nesnelliğini altüst edebilirdi. Bu tanımlama açmazı, eseri oluşturan maddi unsurların (ahşap ve galvanize demir) formunu bozuyordu, zira bu unsurlar artık birbiriyle çelişen iki kategori –sıradan ev eşyası ile sanat eseri– arasında muallakta kalıyordu. Bu kavramsal sıradanlaştırma hamlesini (kavramsal sanatın tarihyazımından bildiğimiz “maddesizleştirme”nin tersi), birçok hazır-nesnenin bilfiil kaybolması veya yok edilmesi izliyordu (bu yok oluş da yine maddesizleştirme aracılığıyla değil, terk etme yoluyla hayata geçiriliyordu). Kayıp hazır-nesneler arasında en bilinenleri, mesela Çeşme (1917), varlıklarını birer nesne olarak korumuyordu; enformasyonda, metin halindeki söylem parçalarında, fotoğraflarda ve “yeniden canlandırma” ya da edisyonlarda somutlaşan kısa geçmiş kesitleri olarak yaşıyorlardı. Duchamp hazır-nesneyle, heykeli iki düzeyde enformasyona teslim etmişti: Önce maddeyi iki tanım arasında –kürek ve heykel– muallakta bırakarak sıradanlaştırmış, sonra söylem uğruna nesneyi terk etmişti. Sıradanlaştırma ve terk etme.

GÖLGE FANZİN - 9

Sol: Duchamp, In Advance of the Broken Arm [Kürek], sonradan yo k olan özgün hazır-nesne, 1915. Orta ve sağ: Kürek, sırasıyla 1945 ve 1964 tarihli replikaları.

Yüz yıldan uzun bir zaman sonra, NFT, Duchamp’ın hamlesini ters çevirdi – veya belki de geç kapitalizm açısından asli olan enformasyonun metalaşma döngüsünü tamamına erdirdi. NFT piyasaları etrafında dönen histeriyi boşverin; sanat dünyasının hiç tanımadığı bir ismin (Mike Winkelmann, namıdiğer Beeple’ın) müzayedelerde Jeff Koons ve David Hockney fiyatlarına ulaşmış olmasını da unutun. Tabii Sylvain Levy gibi bir koleksiyonerin New York Times’da döktüğü timsah gözyaşlarına da aldırmayın: “Sanat artık bir nesneyle kurulan ilişki olmaktan çıktı. Sanat artık para kazanmakla ilgili […] Sanat için çok üzülüyorum.” [1]  Sonuçta piyasa her zaman yaptığını yapacak. Asıl önemli olan, NFT’nin anlamı: takas edilemeyen kripto varlık. Enformasyonun –Beeple’ın örneğinde, Everydays: The First 5,000 Days (2021) başlıklı gayet sıradan internet mimlerinden oluşan büyük bir dijital dosyanın– takas edilebilirliği, NFT formunda özel mülk olarak engelleniyor. Enformasyonun değeri, yapısal olarak, dolaşımını kontrol etme konusundaki münhasır hakka bağlanıyor. Bu “takas edilemez” varlığın, Beeple’ın 2007’den itibaren internette paylaştığı imajlardan oluştuğu düşünülürse, bu hayli ters bir durum, ne de olsa prensipte bu imajlar dünyanın dört bir yanındaki sayısız cep telefonu üzerinden toplanabilir ve kolajlanabilir. Burada “sanat”, Beeple’ın daha önceki üretimlerini her türlü spekülasyona açık bir özel mülke dönüştüren ideolojik mekanizma olarak devreye sokuluyor. Başka deyişle, sanat kategorisi, takas edilemezlikle eşitleniyor: hazır-nesnenin ters çevrilişi. Beeple’ın eserini satın alan Metakovan mahlaslı şahıs, hayal gücünden zerre nasiplenmemiş bir tutumla, eseri saklamak için bir müze inşa etmeyi planlıyor. Alıcı adına konuşan, NFT fonu Metapurse’ün yöneticisi Twobadour Paanar, Art Newspaper’a yaptığı açıklamada şöyle diyor:

GÖLGE FAZİN - 10

“Bu başyapıta layık bir şey tasarlamak için dünyanın en iyi mimarlarından bazılarıyla birlikte çalışmayı umuyoruz.[…] Fiziksel bir mekânda bulunan Mona Lisa’dan farklı olarak, bu [eser] tamamen dijital. O nedenle biz de, sadece sanal evrende [metaverse] var olabilen bu özel esere hak ettiği gibi bir anıt tasarlamayı istiyoruz.[2] ”

Tekrar edelim: Duchamp’ın sanat kategorisini kullanmaktaki amacı, maddeyi metalaşmaya yatkın formdan kurtarmaktı; NFT ise sanat kategorisini, bedava ulaşılan enformasyondan özel mülk çıkarmak için kullanıyor.

Hazır-nesneler, Duchamp’ın sanat kariyerinde nispeten erken bir döneme rastlar elbette. Son eseri Étant donnés (1946–66), seyirci ile maddesellik arasında bambaşka bir eklemlenmeye dayanıyor. Sadece medyada yeniden üretilebilen hazır-nesnelerin tersine, Étant donnés çoğaltılmaya mutlak surette karşı koyar. Philadelphia Müzesi’ne gidip bizzat görmedikçe eseri bildiğinizi söyleyemezsiniz. Görmek derken de, ter izleriyle kaplı bir kapıya yüzünüzü yaslayıp, pis gözetleme deliklerinden içeridekileri görmeye çalışmayı kastediyorum. Bu sanat eserini görmek için ona düpedüz bedeninizi yaslamanız gerekiyor, yani eserin maddiliğinden kaçış yok. Dolayısıyla burada bir takas edilebilirlik de yok; ancak bu takas edilemezlik, finansal spekülasyona imkân sağlamak yerine, mutlak bir benzersizlikle yüz yüze karşılaşmayı taahhüt ediyor.

GÖLGE FANZİN - 11
Duchamp, Étant donnés: 1. La chute d’eau, 2. Le gaz d’éclairage  (Veri: 1. Şelale, 2. Gaz lambası).

Madde ile mülkiyet arasındaki ilişki siyasidir. Sanat, bir rant çıkarma teknolojisi işlevi de görebilir, Duchamp’ın eserlerindeki gibi hem tarihsel açıdan özgül hem de estetik açıdan düşündürücü yollarla maddenin mülkiyete dönüşme uğrağını da sarsabilir. Bu tür bir sarsma hamlesi, köleliğin mirası (insanın mülke dönüşmesi), ekonomik adaletsizlik (emeğin mülke dönüşmesi) ve müzelerde sömürge ilişkilerinin sürmesi (ırkın mülke dönüşmesi) gibi önemli sorunlara temas edebilir. Peki maddenin mülke, mülkün maddeye dönüştüğü bu tamamlanmamış, travmatik, duyusal veya öfke yüklü geçişlerin estetiği nedir? Buna verilecek tek bir cevabın bulunmadığı aşikâr. Ancak şundan eminim ki, böyle bir estetik, seyir cömertliği üzerine inşa edilmeli: sanatçının eserinde sunduğu armağanla, seyircinin kendi vaktini ayırarak sunduğu armağan üzerinden yaşanan buluşma. Şayet bakma eylemi sahiplenici olmayı reddederse –yani bir nesneyle, onu tanımlama hedefiyle değil de, tüketilemeyecek bir olayın maddi sahası olarak keşfetme hedefiyle ilişki kurarsa– o zaman el koymak, temellük etmek imkânsız olacaktır. Sonuçta Everydays’in takas edilemezliği, ancak insanlar onun takas edilemez olduğu konusunda anlaştığında kabul edilebilir. Halbuki bu eseri oluşturan imajların hepsi, geçmiş yaşamlarında, internette bir iletişim tarzı işlevi görmüştür. NFT, mülkiyete maddi deneyimden daha fazla değer veren bir toplumsal sözleşmedir. Ama bu sözleşme bozulabilir.

David Joselit, “ NFTs, or The Readymade Reversed”, October (Kış 2021) sayı 175, s. 3-4.

[1]  Scott Reyburn, “JPG File Sells for $69 Million, as ‘NFT Mania’ Gathers Pace,” New York Times, https://www.nytimes.com/2021/03/11/arts/design/nft-auction-christies-beeple.html

[2]  Helen Stoilas, “Virtual Museum to Be Built to House Beeple’s Record-Breaking Digital Work,” The Art Newspaper, https://www.theartnewspaper.com/2021/03/13/ virtual-museum-to-be-built-to-house-beeples-record-breaking-digital-work

Kaynak: https://www.e-skop.com/skopbulten/nft-hazir-nesnenin-ters-cevrilisi/6299

GÖLGE FAZİN - 12

-NFT’ler ve Fotoğrafçılık Arasındaki İlişkiye Dair-

NFT’ler, bir dijital sanat eseri ya da koleksiyon parçası gibi benzersiz bir öğenin sahipliğini temsil eden dijital bir varlıktır. NFT’ler, fiziksel varlıklar gibi alınıp-satılmalarına ve takas edilmelerine olanak tanıyan blok zinciri teknolojisi kullanılarak oluşturulur.

NFT’ler, dijital sanatçıların çalışmalarından para kazanmalarının bir yolu olarak sanat dünyasında her geçen gün daha fazla popülerlik kazanmaktadır. Bununla birlikte, fotoğrafçılık endüstrisinde de fotoğrafçıların dijital görüntülerini türünün tek örneği, kimliği doğrulanmış parçalar olarak satmalarının bir yolu olarak kullanılmıştır.

NFT’lerin fotoğrafçılar için temel faydalarından biri, dijital bir görüntünün sahipliğini ve özgünlüğünü kanıtlama becerisidir. Geleneksel dijital görüntüler kolayca kopyalanabilir ve paylaşılabilir, bu da fotoğrafçıların çalışmalarının dağıtımını ve satışını kontrol etmelerini zorlaştırır. Öte yandan NFT’ler, fotoğrafçıların görüntülerini benzersiz, kimliği doğrulanmış parçalar olarak satmaları için bir yol sunarak, çalışmalarının dağıtımı ve satışı üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmalarını sağlar.

Buna ek olarak, NFT’ler fotoğrafçılar için yeni bir gelir akışı sağlayabilir, çünkü görüntülerini yalnızca sabit bir ücret karşılığında lisanslamak yerine türünün tek örneği, kimliği doğrulanmış parçalar olarak satabilirler.

Özetle,

NFT’ler sahiplik ve özgünlüğü kanıtlamak için yeni bir yol sunarak ve yeni bir gelir akışı yaratarak fotoğrafçıların çalışmalarını satma ve bunlardan para kazanma yöntemlerinde devrim yaratma potansiyeline sahiptir.

Bu kısa makale “Bana lütfen NFT ve Fotoğrafçılık ilişkisi ile ilgili kısa ve sade bir makale yazar mısın?” sorusu üzerine, OpenAI Chatbot tarafından oluşturulmuştur. Soru, Türkçe sorulmuş olsa da, cevap İngilizce olarak verilmiştir. Metin, deney icabı Türkçe’ye; www.DeepL.com/Translator (free version) aracılığıyla çevirilmiştir. Bu makale tamamen deneysel bir maksatla oluşturulmuştur.

GÖLGE FANZİN - 13

NFT FOTOĞRAF KOLEKSİYONCULUĞUNUN YÜKSELİŞİNİ NE BESLİYOR?

Fotoğrafçılık sadece bir asır önce güzel sanatlar dünyasının bir parçası haline geldi. Şimdilerde de NFT fotoğrafçılığı genç koleksiyonerlerin ilgisini çekmeye başladı.

Rashed Haq

Hevesli NFT fotoğraf koleksiyoncusu olan Freddie, Kasım ayında bir fotoğrafı 2.300 dolara aldı. İki ay sonra da 30.400 dolara flip etti.

Güzel sanatların Y kuşağı için merkezi olmayan finansla buluştuğu NFT fotoğraf koleksiyonculuğu dünyasına hoş geldiniz. Artprice’ın verileri ve Collector Daily’nin tahminleri, NFT fotoğrafçılık pazarının 2021 yılında 200 milyon dolara, yani geleneksel güzel sanatlar baskı fotoğrafçılık pazarının büyüklüğüne ulaştığını gösteriyor.

Bu tabi ki buzdağının sadece görünen kısmı. Sanat dünyası, büyük kültürel ve teknolojik değişimlerin nadiren bir araya gelmesi nedeniyle büyük bir dönüşüm geçiriyor.

Öncelikle, Y kuşağı muazzam bir teknolojik dönüşüm çağında birer yetişkin olarak sahneye çıktı. Onların halefleri olan Z kuşağı, boş zamanlarının giderek artan bir yüzdesini internette geçiren dijital yerliler. İkincisi, bu Y kuşağı ve Z kuşağı paraya kavuşuyor - tarihteki en büyük servet transferi 35 trilyon doların üzerinde bir miktarın Baby Boomers kuşağından genç kuşaklara geçmesiyle gerçekleşiyor. Bu koşullar hem birincil hem de ikincil piyasalarda dijital olarak yerel sanat koleksiyonculuğunu körüklüyor. Üçüncü olarak, son beş yılda kripto para servetinde muazzam bir artış yaşandı ve bu da yeni nesil sanat alıcıları yarattı.

GÖLGE FAZİN - 14

NFT fotoğrafçılık pazarı yalnızca dönüşmekle kalmayıp aynı zamanda hızla büyüdükçe, Güzel Sanatlar Fotoğrafçılığı, teknolojik gelişme, servet transferi ve kripto serveti yaratmanın birleşimlerinin merkezinde yer alı yor.

NFT diyarındaki pek çok kişi gibi asıl adı yerine takma bir isim tercih eden Freddie, NFT’lere fiziksel fotoğraflardan daha sıcak bakıyor: “Toplumun giderek daha fazla dijitalleşeceğine ve bu gerçekleştikçe dijital yaşamlarımıza giderek daha fazla değer vereceğimize inanıyorum. Dijital yerli nesiller ebeveynlerimizin sahip olduğu fonlara sahip olmaya başladıkça ve ekranların önünde daha fazla zaman geçirdikçe, sanatı desteklemek, serveti korumak ve arkadaşlarımızı çevrimiçi ortamda etkilemek için harcanabilir gelirlerini koleksiyon yapmak için kullanacak.”

Vakti Zamanında Geleneksel Fotoğrafçılık da Birdenbire Ortaya Ç ıkmıştı

NFT Fotoğrafçılığı, tıpkı geleneksel fotoğrafçılığın bir zamanlar güzel sanatlar dünyasına dahil olmak istemesi gibi, fotoğraf pazarına girmenin yolunu arayan yeni bir girişimdi.

Fotoğraf piyasası yüzyılı aşkın bir süredir varlığını sürdürüyor. Başlangıçta New York’taki 291 gibi ticari galeriler tarafından yönlendirilen ve ikonik fotoğrafçı Alfred Steiglitz tarafından beslenen bu mecra, güzel sanatlar dünyasında kendini geniş çapta kabul ettirmeye başladı. 1930 yılında New York’taki Modern Sanat Müzesi fotoğraf koleksiyonu yapmaya başladı. Ve 1940 yılına gelindiğinde MoMA, bir sanat müzesinde fotoğrafçılığa adanmış ilk bölümlerden birini kurdu. Günümüzde önde gelen fotoğrafçılar, 2021 yılında 51 milyar doların üzerinde bir değere sahip olan daha geniş çağdaş sanat pazarının bir parçasıdır.

Sosyal medyanın ve akıllı telefon kameralarının ortaya çıkışı, fotoğrafçılığı günümüz görsel kültüründe baskın bir faktör haline getirdi. Bu da son birkaç on yılda geleneksel fotoğrafçılığın güzel sanatlar pazarındaki dramatik yükselişini tetikledi. 1980’lerde Sotheby’s müzayedelerindeki en pahalı beş fotoğrafın ortalaması 98.000 dolardı. Bu rakam 2010’larda 2,9 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemde açık artırmaya çıkarılan fotoğraf sayısı da üç kattan f azla arttı.

Dijital manipülasyon yazılımındaki ilerlemelerle birlikte dijital fotoğrafçılık çoğu fotoğrafçının sanat pratiğini yeniden şekillendirdi. Sanatçılar, karanlık odada negatif ve baskılar üzerinde çalışırkenden daha fazla görüntü kontrolüne sahip oldular.

İşte NFT’ler Geliyor!

Kasım 2021’de Justin Aversano’nun Twin Flames #49 adlı eseri 3.781.159 dolara satılarak tüm zamanların en pahalı beşinci fotoğrafı oldu.

NFT’ler -muhtemelen benzersiz dijital varlıklar- bir sonraki büyük yeniliktir ve fotoğrafçılık üzerindeki etkileri çok büyüktür. Bunun nedeni, NFT’lerin fotoğraf toplamaya yönelik geleneksel yaklaşımın doğasında bulunan bazı karmaşık zorlukları ele almasıdır.

GÖLGE FANZİN - 15

Fotoğraflar son derece kolay çoğaltılabildiği ve basit bir kopyala/yapıştır işleviyle kolayca taklit edilebildiği için, özgünlük ve kaynağını kanıtlama bir sorun olmaya devam etmektedir. Blok zinciri ve diğer Web3 teknolojilerinin olgunlaşması, bu zorluklara çözüm bulunmasını sağlıyor - eserin yaratılışını ve birincil ve ikincil piyasalardaki hareketini takip etmek ve dolayısıyla değerini korumak ve artırmak. Bu, dolandırıcılık potansiyeli olmadığı anlamına gelmiyor, ancak NFT’lerde orijinalliği doğrulamak geleneksel baskı fotoğraflara göre çok daha kolay.

NFT fotoğraf ve jeneratif sanat koleksiyoncusu ve fotoğrafçısı Pixelpete, “Dijital fotoğraf üretiminin günümüzde fotoğraf üretiminin baskın modu haline gelmesi gibi, NFT fotoğrafçılığının da yakında fotoğrafların birincil dağıtım ve koleksiyon şekli haline gelmesi muhtemeldir” diyor. Bu, koleksiyonculuğun tek yolu olacağı anlamına gelmiyor - tıpkı analog fotoğraf üretiminin her zamankinden daha sağlam olması ve en görkemli görüntülerden ve baskılardan bazılarını üretmeye devam etmesi gibi, geleneksel baskı koleksiyonculuğu için de muhtemelen blok zinciri kanıtlanabilirliği ile desteklenen sağlam bir niş pazar kalacaktır.

NFT fotoğraf koleksiyoncusu Sashaku.eth, “NFT sayesinde ilk kez fotoğrafçılığı geleneksel sanatla aynı oyun alanına koyan bir teknolojiye sahibiz - benzersiz bir sanat eseri olabilir ve sanat piyasasında aynı kuralları takip edebilir” dedi. “İnsanların çoğunun bunu anlamasının biraz zaman alacağını düşünüyorum, ancak artık bir fotoğrafın en yüksek sanat satışları listesine girme şansı diğer sanat dallarıyla aynı.”

Yeni nesiller, eski koleksiyonerlere kıyasla NFT fotoğraf koleksiyonu yapmakta çok daha rahat. NFT ve geleneksel güzel sanatlar koleksiyoncuları arasındaki kuşak ve teknolojik farklılıklara rağmen, satın alınan eser türlerinde de süreklilik var. Son zamanlarda geleneksel dünyadan mega sanatçıların da NFT alanına girdiğini gördük; örneğin Alec Soth - The New Yorker tarafından “son yirmi yılın tartışmasız en etkili fotoğrafçısı” olarak tanımlandı - ilk NFT projesini Assembly platformunda sattı.

NFT fotoğraf koleksiyonculuğu, güzel sanatlar fotoğrafçılığının doğasında bulunan ve yüzyılı aşkın bir süredir varlığını sürdüren ve 2000’li yılların başında pazarın muazzam yükselişine neden olan niteliklere doğru ilerliyor. NFT fotoğraf koleksiyoncusu 0xRainbow, “Fotoğrafçılığın doğasında, parçalarla derin seviyelerde anında bağlantı kurmanızı sağlayan bir güzellik, ilişkilendirilebilirlik ve insanlık var” dedi ve NFT fotoğraflarının diğer NFT’lerle aynı özellikler için değerlenmediğini çünkü genellikle “PFP’lerde ve üretken sanatta aranan nadirlik unsurlarından yoksun olduklarını” ekledi. Dolayısıyla, insanların kendilerine hitap eden, ilginç buldukları ve en çok yankı uyandıran şeyleri satın aldıklarını görüyorsunuz.” Bu genellikle sanatsal kalite oluyor.

Jeffexcell, “NFT fotoğraflarını topluyorum çünkü bunlar NFT dünyasındaki duygusal boşluğu dolduruyor,” diyor. “Belirli bir PFP ile bağlantı kurup özdeşleşebilir, üretken sanata hayranlık duyabilir ve oyna-kazan veya üyelik modelleri ilginizi çekebilirken, NFT alanında NFT fotoğrafçılığı dışında hiçbir şey beni gözyaşlarına boğmadı.”

GÖLGE FAZİN - 16

Freddie, NFT fotoğrafçılığının “halihazırda blok zincirinde dünya standartlarında kaliteli işler bulabileceğiniz birkaç NFT sanat türünden biri olduğunu” da sözlerine ekledi.

Geleneksel ve kripto sanat piyasaları birbirine yaklaştıkça, NFT fotoğraflarının değeri, kaynağı, dolaşımı ve sanatsal değeri net olan yüksek kaliteli sanat eserlerine doğru giderek artmaya hazırlanıyor. OffCamber.eth, “NFT fotoğrafçılığını dijital sanatın kehanet ağı olarak görüyorum,” diyor ve ekliyor: “Çünkü sanatçılar gerçek dünyadan fotoğrafik görüntüleri zincire taşıyorlar. Dolayısıyla, gerçek insan deneyiminin sanal dünyalarımıza taşındığı eserlerde ortak bir konu var.”

NFT dünyasına daha fazla fotoğrafçı katıldıkça, koleksiyonerler sanatçıları işlerinin kavramsal, teknik ve biçimsel nitelikleri, fotoğrafçının çağdaş ortamdaki önemi ve eleştirel çekiciliği ve işlerinin fiyat geçmişi açısından giderek daha fazla değerlendiriyor. Bu sonuncusu o zamana kadar tüm koleksiyoncular için çok daha şeffaf olacaktır. Bu gelişmekte olan bir pazar olduğu için, yolda inişler ve çıkışlar olacaktır, ancak ilk katılımcılar muhtemelen büyük faydalar sağlayacaktır. Çoğumuz 1980’lerin başında 100 dolara Cindy Sherman fotoğrafları toplamıyorduk, ancak 21. yüzyıl fotoğrafçılığının önemli sanatçıları blok zincirinde ortaya çıkarken artık buradayız.

GÖLGE FANZİN - 17

2022 Yılının Kaybedenleri: -NFT KOLEKSİYONCULARI-

Jack Dorsey’in ilk tweet’i için bir NFT’ye

2,9 milyon dolar ödeyen bir adamcağız ve satın aldığı şeyin değerinin bir anda %99 düştüğünü gördü.

Aynı durum daha birçok sanat NFT’si için de söylenebilir. NFTler geçen yıl yoğun bir hareketliliğe neden olan şık bir dümendi, bu yıl ise nihayetinde gerçeklik kontrolleri gerçekleşti. Elbette, muhtemelen gelecekte sanat eserlerinin kaynağını belirlemeye yardımcı olacak bir şeye sahip olacağız, ancak NFT sanatının bir çoğu (pek çok dijital sanat gibi) sadece ama sadece sıkıcı... Fakat bu yeni finansallaştırma aracının daha önce piyasaya sürülmesi zor olan eserlerin satılmasına yardımcı olabileceğini görmek bir harika! Bu kadar çok sanat kuruluşu, risk sermayedarı ve diğer yatırımcılar tarafından desteklenen bu boktan sistemi, piyasanın sanata el atıp onu berbat etmesinin bir başka yolu olarak değil de sanatta yeni bir yön olarak kurumsallaştırmak için yaygara

kopardığını görmek üzücü. Hepiniz bok yiyin e’mi?

GÖLGE FAZİN - 18

Geleneksel fotoğraf pazarı, günümüzde stok fotoğrafçılık, baskı satışları ve bir işin maddi kopyalarını veya maddi olmayan haklarını satmak gibi yöntemlerle sınırlı. Zaten birde Milenyum ile birlikte ağırlığını hissettiren sayısal teknoloji nedeniyle hızla artan fotoğrafçı sayısıyla da pastada kişi başına düşen dilim giderek küçüldü.

Tüm dünyada özellikle son 10 yılda muazzam bir pazar doygunluğundan ötürü, çoğu fotoğrafçının gelir elde etmesi giderek zorlaşıyor. NFTler ise fotoğrafçılar için tamamen yeni bir pazarı ve zihniyeti temsil ediyor.

https://open.spotify.com/episode/1PyRMX6YhcNTMZ4ifXVKy0?si=d9c647fe0df1413b

GÖLGE FANZİN - 19
GÖLGE FAZİN - 20 ÇEVİRİMİÇİ ETKİNLİK: ¯\_(“)_/¯ $ORRY, BUT (N)O (F)UCK$ (T)AKEN... 02 Şubat 2022 https://youtu.be/8KYEFaC8isg
GÖLGE FANZİN - 21 https://youtu.be/8KYEFaC8isg ÇEVİRİMİÇİ ETKİNLİK: ¯\_(“)_/¯ $ORRY, BUT (N)O (F)UCK$ (T)AKEN... 02 Şubat 2022

NFT’ler ve Fotoğrafçılık:

Geçici Bir Heves mi, Yoksa Kalıcı mı?

Australian ProPhoto, Nisan 15, 2022

Fikri Mülkiyet avukatı Sharon Givoni, NFT’lerin sanat dünyasında hızla büyüyen fenomenine sıkı bir giriş yapıyor ve fotoğrafçılar için potansiyellerinin ne olduğunu değerlendiriyor.

GÖLGE FAZİN - 22
Görsel: Heorhii Aryshtevych/Getty Images)

Daha en başında, blockchain gibi yeni dijital teknolojilerin yükselişi, hepimizi koltuklarımıza oturttu ve merak ettirdi - bu bizler ve günlük yaşamlarımız için ne anlama geliyor? Bu hiçbir yerde son zamanlardaki NFT’lerin patlamasından daha doğru değil.

Daha sonra daha fazla ayrıntıya girecek olsak da, özetle, “non-fungible” kelimesi basitçe benzer değerde bir şeyle takas edilemeyeceği anlamına gelir. Bir “token”, bir blok zinciri tarafından çıkarılan dijital bir varlıktır - blok zinciri, bilgilerin değiştirilmesini veya hacklenmesini zor veya imkansız hale getirecek şekilde kaydedildiği bir sistemdir.

Çevrimiçi topluluklar fotoğrafçı ve diğer sanatçılara dijital sanat eserlerinin başka türlü fark edilmelerinin imkanının olmayacağı türden bir satış imkanı veriyor. Tıpkı, tuhaf balina resimlerini satarak yaklaşık 540.000 AU$ kazandığı bildirilen Londralı 12 yaşındaki bir çocuk gibi.

Herkesin aklındaki soru şu: NFT’ler kalıcı mı yoksa bu sadece başka bir imparatorun kıyafetleri vakası mı?

Avustralyalı fikri mülkiyet avukatı Sharon Givoni, fotoğrafçılar da dahil olmak üzere birçok sanatçıdan artık düzenli olarak sektörün geleceği ve NFT’lerin yükselişinin hem kısa hem de uzun vadede ne gibi etkileri olacağı konusunda sorular aldığını söylüyor. İyi ya da kötü, kesin olan bir şey var: NFT’ler yaratıcı sektörde büyük dalgalar yaratıyor ve hevesli koleksiyonerler de bu dalgaya kapılmış durumda.

Melbourne merkezli yaratıcı yönetmen ve sanatçı Rhett Dashwood’un sözleriyle, “NFT teknolojisi küresel ölçekte daha önce mümkün olmayan yepyeni bir olasılıklar dünyasının kapılarını açtı. Bence NFT’lerin geleneksel sanat dünyası üzerindeki etkisi, internetin gazeteler üzerindeki etkisine benzeyecek.”

Hatırlanması gereken ilk şey, bir NFT’nin hiçbir şeyle değiştirilemeyen benzersiz bir dijital token veya ‘sertifika’ olduğudur. Türünün tek örneği olan bir NFT, dijital fotoğrafların veya sanat eserlerinin, alınıp satılabilen bir sahiplik sertifikası oluşturmak için tokenize edilmesine olanak tanır.

Bu nedenle alıcı, her işlemin tarih ve saati de dahil olmak üzere önceki her sahibi gösteren blok zinciri tabanlı bir sertifika alır. Başka bir deyişle, sanatçılar böyle bir dijital sahiplik sertifikası oluşturarak eserlerini “tokenize” edebilir. Bugüne kadar satılan en kötü şöhretli NFT’lerden biri olan - Everydays: İlk

5.000 Gün’ü bir düşünün - 69,3 milyon ABD Doları gibi dudak uçuklatan bir fiyata satın alındı.

Mayıs 2007’de Beeple olarak bilinen bir dijital sanatçı, 5.000 gün boyunca her gün yeni bir dijital resim yarattı ve daha sonra bir NFT oluşturmak için bunları bir kolaj aracılığıyla bir araya getirdi. Beeple’ın NFT’sini satın alan Singapur merkezli bir programcı olan bu kişi, çalışmayı çeşitli yerlerde (metaverse de dahil) görüntüleme hakkına sahip olsa da, telif hakkına sahip d eğil.

GÖLGE FANZİN - 23

NFT’ler: Sıkça sorulan sorular

Australian ProPhoto, Sharon’a fotoğrafçıların NFT’ler hakkında bilmesi gerekenleri, bu olaya dahil olmaları gerekip gerekmediğini ve dahil olmak isterlerse bunun potansiyel faydalarının neler olabileceği hakkında sorula r sordu.

NFT olayına dahil olmak isteyen fotoğrafçılara neler tavsiye edersiniz?

“Yasalbirtakımsonuçlarolsada,bukonudaavukatlarıntavsiyedebulunamayacağı finansal hususlar da var. Sonuçta, kripto para bir finansal araç ve tıpkı herhangi bir yatırım gibi, bir NFT’yi satmak Sermaye Kazancı Vergisine tabi olabilir.”

Sizce pandemi bu yeni NFT çılgınlığını etkiledi mi, hatta körük ledi mi?

“Pandeminin etkisiyle birçoğumuz eğlence ve rahatlık için internete yöneldik. E-ticaret, kumar uygulamaları ve kripto para yeni bir önem kazandı.

“Evet, sanatı tokenlaştırmanın pandemi kaynaklı kripto yatırımcı devriminin bir parçası olduğunu söyleyebilirim. Covid-19 e-ticaret dönüm noktasını tetikledi ve dokunaçları tokenize fotoğrafçılık ve dijital sanata kadar ulaştı ve dijital fotoğrafçılar için yeni bir pazar sağladı.

“Bazı fotoğrafçılar, fotoğraflarını sergilemek isteyen gerçek mekanda faaliyet gösteren bir galeri ya da alıcı bulamazken, NFT’ler fotoğraflarını çevrimiçi bir galeride sergileyebileceğiniz ve bu şekilde satabileceğiniz anlamına geliyor.”

Peki NFT’ler nasıl çalışır?

“NFT’ler, gerçek dünya veya dijital varlıkların temsili olarak işlev görmek üzere tasarlanmış blok zinciri tabanlı dijital tokenları ifade eder. Her bir token tamamen benzersiz tanımlayıcı bilgilere sahip olduğu için bir NFT asla kopyalanamaz. Onu bu kadar çekici kılan da zaten budur. Bir kez sahip olduğunuzda, artık sizindir. Sanat ve fotoğrafçılık alanında birkaç NFT borsası var. Benim görüşüme göre, bir blok zinciri ağının siparişleri, ödemeleri, hesapları, üretimi ve çok daha fazlasını takip edebilmesinin faydaları var. Bu da sanatçı için fikri mülkiyetin garanti altına alındığı anlamına geliyor. Ayrıca, taraflar arasındaki satışları şeffaf, doğrulanabilir ve kalıcı bir şekilde kaydettiği için sanatçılar artık tam görünürlük elde edebilir.”

Bir NFT satın aldığınızda telif hakkına sahip değilseniz, o zaman ne elde edersiniz?

“Etkili bir şekilde, NFT sahipleri, sahibinin bu görüntü, fotoğraf veya sanat eserine sahip olduğunu belirten dijital bir sertifika alırlar. Bununla birlikte, NFT başka birine satıldıktan sonra bile, sanatçı genellikle telif hakkını elinde tutacaktır.

GÖLGE FAZİN - 24

Sanatçı genellikle eserini elinde tutabildiği için fayda sağlarken, alıcı ya da yatırımcı da tokenların mülkiyeti sabit ve güvence altında olduğu için imha edilme, çoğaltılma ya da çalınma riski olmadan kendi adına fayda sağlar.

NFT’yi bir başka bakış açısından ele alacak olursak, bu sanat eserine sahip olduğunuzu doğrulayan bir makbuza sahip olmak, ancak sanat eserinin kendisine sahip olmamaktır. Buna evin kendisinden ziyade bir Tapu Belgesine sahip olmak gibi benzetmeler yapılmıştır. Sahipliğinizi kanıtlamanız gereken şey makbuzdur. Bu nedenle bazı insanların bunu alaycı bir şekilde ‘övünme hakkı’ olarak tanımlaması o kadar da şaşırtıcı değil. Bir iş için yüz binlerce dolar ödeyen insanlarla kesinlikle lüks pazara girmişlerdir.”

“Her zaman somut ve soyut arasında bir ayrım yaparım. NFT’ler doğası gereği dijital olduğundan, her zaman soyuttur. Mesela, bu konuya açıklık getirmek için müşterilerime verdiğim yaygın bir örnek bir tablodur. Tablonun kendisi fiziksel bir nesnedir ve bu nedenle somuttur. Telif hakkı yasalarının sağladığı münhasır haklarsa soyuttur.

“İronik olan şu ki, biri görülse ve dokunulsa da diğeri görülmüyor; bu mevcut pandemi balonunda, soyut olan bazen duvara asabileceğiniz bir şeyden bile daha değerli olabilir!”

Yeniden satış telif hakları (resale royalty rights) nedir ve NFT’ler de de aynı antıkta mı çalışır?

“Telif hakkı değişikliklerinden sonra, Telif Hakkı Yasası uyarınca Yeniden Satış Telif Hakları düzenlenmiştir. Sanatçılar, 2010 yılında aktif hale gelen bu Yeniden Satış Telif Hakları kapsamında, Telif Hakkı Ajansı aracılığıyla eserlerinin belirli yeniden satışlarından telif ücreti tahsil edebilmektedir. Program, satıcının - ya da satıcının temsilcisinin - telif hakkı ödenecek olsun ya da olmasın, 1.000 $ ya da daha fazla olan tüm ticari yeniden satışları bildirmesini gerektirmektedir. Ajans binlerce Avustralyalı sanatçının telif haklarını yönetmiştir.

NFT değişim platformu (borsası) nedir ve bize bazı örnekler verebilir misiniz?

“Bir NFT borsası, hisse senedi alım satım platformlarına benzer şekilde, insanların NFT’ler oluşturabileceği, alabileceği ve satabileceği bir platformdur. Bunlar arasında Open Sea (en büyüklerinden biri), Binance, NFT Marketplace, ZORA, Nifty Gateway ve Rarible sayılabilir.”

Avustralya’nın en ünlü NFT sanatçısı kim?

“Lushsux adı hemen akla geliyor. Temelde sokak sanatı aracılığıyla memeler çiziyor. Esprili ve kışkırtıcı konularıyla tanınıyor. Biraz Banksy gibi, anonim kalmayı tercih ediyor ve üç milyon doların üzerinde NFT satışı yaptığı söyleniyor.”

GÖLGE FANZİN - 25

Bu alanda çok çalıştığınız göz önüne alındığında, trend olan bazı eğilimler fark ettiniz mi?

“Bu büyük bir genelleme olsa da, gördüğüm pek çok NFT çok benzersiz, yenilikçi ve orijinal - özellikle de dijital sanat. Çok sayıda meme, gerçeküstü rüya manzaraları ve fantastik sahneler gördüm. Görünüşe göre hiçbir kural yok ve yüksek bir trend dönüşümü var.”

Sizce bazı NFT’ler neden bu kadar yüksek fiyatlara alıcı buluyo r?

“Tablolar gibi geleneksel sanat eserleri, kesinlikle türünün tek örneği oldukları için değerlidir. Buna karşılık dijital dosyalar kolayca ve sonsuz sayıda çoğaltılabilir. Bununla birlikte, NFT’ler tamamen yeni bir şey sunuyor: yani sanat eserinin alınıp satılabilen dijital bir sahiplik sertifikası oluşturmak için ‘tokenize’ edilebilmesi.

“Elbette bazı NFT’lerin yüksek fiyatları bazıları için biraz kafa karıştırıcı oldu. Bunun biraz da pandeminin tetiklediği kripto yatırımcı devriminden kaynaklandığına inanıyorum ve şimdilik bunlar sadece ‘moda’.”

Yani, NFT’lerin sadece geçip gidecek bir şey olduğunu mu söylüyorsunuz?

“İlk başta bunun sadece bir heves olduğunu düşünmüştüm ama şimdi NFT’lerin değerini anlıyorum. Gerçek şu ki, herkes bir NFT hazırlayıp bunun için yüksek bir fiyat talep edemez. Yüksek değere sahip olan NFT sanatı genellikle hayran kitlesine sahip olacaktır. Örneğin, Beeple’ın Instagram’ı 69 milyon ABD$’lık NFT satışını yapmadan önce son derece popülerdi. Şu anda Beeple’ın Instagram’da 2,2 milyon takipçisi var.

“İnsanların yeterince bahsetmediği bir başka bakış açısı da NFT’lerin sanatçılara gerçekten nasıl fayda sağladığı. İnsanlar NFT satın alırken sanatçıları desteklediklerini her zaman göz önünde bulundurmalıdır.”

NFT’lerin bir fotoğrafçıya gerçekten yardımcı olduğu belirli bir örnek düşünebiliyor musunuz?

“Hemen akla gelenlerden biri Kanadalı fotoğrafçı Cath Simard. Başlangıçta Instagram hesabında bir Hawaiideki bir yolun fotoğrafını paylaştı. Fotoğraf viral hale geldiğinde, fotoğrafının internette yaygın bir şekilde kullanılmasını durdurmaya çalıştı ve kullananların hiçbiri fotoğrafın ona ait olduğunu belirtmemişti.

“Nihayetinde, fotoğrafını kendine mal eden hesapları ve şirketleri yorulmadan takip ettikten sonra, bunun bir NFTsini yaklaşık 300.000 ABD Doları karşılığında mint etti. Şimdi herkesin kullanımı için ücretsiz. Yani bir anlamda

NFT’ler sanatçılara eserlerini geri alma ve eserlerinden kâr elde etme imkânı da sunuyor.”

GÖLGE FAZİN - 26

Sizce bu NFT trendi özellikle fotoğrafçıları ilgilendiriyor mu?

Kesinlikle. Özel ve sınırlı sayıda üretilen baskılar fotoğrafçılık piyasasında değerli varlıklardır ve Fotoğrafçılar baskı boyutlarının ne olacağını daha önceden belirler. Bazıları bunu benzersiz bir eserin, hatta yüksek üretim değerinin bir göstergesi olarak kabul ettiğinden, daha küçük baskı boyutlarına sahip baskılar oldukça rağbet görebilir. Aynı şekilde, sanatın NFT’ler olarak tokenleştirilmesi dijital olarak nadir bir varlık yaratır - aynı şekilde fotoğrafçıların baskı boyutunu belirlemelerine de olanak tanır. Tüm ayrıntılar blok zincirine kaydedildiğinden, NFT’ler alıcı için baskı ayrıntıları açısından daha da fazla şeffaflık sağlar, çünkü geleneksel olarak alıcılar farkında olmadan gerçek bir ilk baskı yerine büyütülmüş baskılar satın alıyor olabilirler.”

Fotoğrafçılarla ilgili başka vaka çalışmalarınız var mı?

“2018 Sevgililer Günü’nde İrlandalı kavramsal sanatçı ve fotoğrafçı Kevin Abosch, “Sonsuz Gül” adlı tek bir kırmızı gülün yer aldığı bir NFT’yi 1.000.000 ABD Dolarına eşit bir meblağ karşılığında bir yatırımcı topluluğuna sattı. NFT, Abosch’un çektiği bir fotoğrafa dayanıyordu ve her bir kişinin gül tokeninin onda birine sahip olduğu 10 hisseye bölünmüştü. Satıştan elde edilen fonlar, gençler için kodlama ve programlama becerilerini teşvik eden küresel bir ağ olan CoderDojo Vakfı’na bağışlandı.

“Abosch, kripto para birimini ve bunun fotoğrafçıları ve sanatçıları nasıl güçlendirdiğini öve öve bitiremiyor. Abosch, sanal sanatın özellikle mülkiyet açısından zorlu bir fikir olmasına rağmen, blok zincirinin sektöre açıklık ve şeffaflık getiren halka açık bir defter olarak işlediğine inanıyor.”

Sonuçlar

Sharon sözlerini şöyle tamamlıyor: “NFT art, dijital sanat eserlerini, sanatçıların, grafik tasarımcıların, fotoğrafçıların, animatsyoncuların ve sokak sanatçılarının (tabi ki bunlar sadece birkaçı) emeklerinin meyvelerinden para kazanmalarını sağlayacak şekilde sınıflandırıyor. Alıcı/koleksiyoncu ise, eserin sanatçının mülkiyetine ve eser sahibine ait olduğuna dair net bir kanıt elde etme avantajına sahip oluyor.

“Bu nedenle, kişisel olarak, tüm Avustralyalı fotoğrafçıları NFT’lerin kendileri için uygun olup olmadığını düşünmeye teşvik ediyorum. Yeni teknolojinin öngörülemeyen doğası nedeniyle balonun ne zaman patlayacağını kimse bilemediğinden, NFT alanı sanatçıların bir an önce keşfetmesi gereken bir alan.

GÖLGE FANZİN - 27
“İster sevin ister nefret edin, yavaşladığına dair hiçbir işaret yok.”

N.F.T.’ler Ölü Sanatçıların Ne İşine Yarar?

Müzeler ve mirasçıları, sanatçıların eserlerini ölümünden sonra blok zincirine koymayı deneyimliyor. Kyle Chayka , Mayıs 14, 2022

Geçen ay, British Museum’un kasvetli, cam tavanlı rotundasında* gezinirken, müzenin hediyelik eşya dükkanına uğradım ve gözlerime inanamadığım bir şey gördüm. Hediyelik şemsiye ve kartpostalların arasında, üzerinde “NFT mağazamızı ziyaret edin” yazan ve üzerinde QR kodu bulunan bir tabela vardı. Vestiyer civarında, 19.y.y’ın saygın Japon sanatçısı Katsushika Hokusai’nin baskılarını barındıran vitrinlerle karşılaştım. Bunlardan birinde, 1833 yılında yaptığı ahşap blok baskısının, N.F.T. edisyonuna dönüştürüldüğünü ve 2022 yılının Ocak ayında pixeldrip.eth takma adlı bir koleksiyoncu tarafından dört bin doların biraz üzerinde bir fiyata satın alındığını belirten bir etiket vardı. Ayrıca etikette “Eklenen en son parçaları görmek için QR kodunu tarayın” yazıyordu. Ziyaretçilerin çoğunluğunun tüm bu terimlerin ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikri olmayacağı gerçeğini şimdilik bir kenara bırakıverin. Dünyanın en ünlü müzelerinden birinde, kendi başlarına değerli sanat eserleriymiş gibi göze çarpan bir şekilde sergilenen, bir Edo dönemi sanatçısının işlerinin dijital kopyaları ne yapıyordu?

*Rotonda : Dairesel planlı ve bir kubbe ile örtülü tüm Roma yapılarının genel adı. Oval biçimli odaları tanımlamak amacıyla da kullanılmaktadır.

GÖLGE FAZİN - 28
Illü strasuon Nicholas Konrad / The New Yorker

British Museum’un bu N.F.T. sunumları, 2021’in başlarında Jean-Sébastien Beaucamps tarafından kurulan LaCollection adlı Paris merkezli bir şirketle işbirliği içinde hazırlandı. Beaucamps, kurulan ortaklığa istinaden müzenin koleksiyonunda yer alan parçaların N.F.T.’lerini üretmek için 5 yıllık özel bir sözleşme imzaladı. Firma yakında ABD’deki bir diğer ortaklığını da ilan edecek. LaCollection, diğer N.F.T. pazar yerlerine göre daha seçkin bir teklif sunmayı amaçlıyor. “OpenSea gibi platformların daha çok eBay deneyimine benzediğini düşünüyordum” diyen Beaucamps, şu anda satışa sunulan ve J. M. W. Turner (1.000-9.400$) ve Piranesi’nin (520-2.100$) eserlerini de içeren N.F.T.’lerin “müzedeki deneyimi internete taşıdığını” sözlerine ekledi. British Museum, elbette, koleksiyonunda yer alan sanat eserinin ticari kopyalarını üretiyor. Zaten hediyelik eşya dükkanı da bunun için var. Ancak N.F.T.’lerin yarattığı özgünlük havası ve nadirlik, bu ürünleri çok daha farklı bir kategoriye sokuyor. Bir British Museum sözcüsünün ifadesiyle, “Bir anlamda her N.F.T. tamamen benzersiz ve sonuç olarak poster veya tişört gibi ürünlerden bu manada oldukça da farklı.”

Hokusai’nin dijital sanat dalında asla eser üretmediğini söylemeye gerek yok. Bu 1778’de ölen J. M. W. Turner veya eski Roma’yı ünlü gravürlerinde ölümsüzleştiren Giovanni Battista Piranesi içinde aynen geçerli. Tüm bunlara rağmen British Museum, kripto para zenginleri arasındaki NFT toplama hevesine kayıtsız kalamayarak sunduğu teklifler aracılığıyla, ölmüş sanatçıların çalışmalarından yararlanmaya yönelik bir takım yeni çabaların bir parçası haline geldi. Geçen sene, Andy Warhol tarafından üretilen bir dijital sanat eseri N.F.T’ye dönüştürülerek Christie’s’de açık artırmaya çıkarıldı. Ocak ayında bir Picasso N.F.T. projesi, sanatçının torunları ve mirasçıları arasında çıkan bir kavgaya neden oldu. Bu yeni moda ürünler, yepyeni gelir kaynakları yaratabilir veya en azından yeni bir ilgi uyandırabilir. British Museum’un NFT’leri, pandemi nedeniyle daha az insanın müzeye fiziksel olarak erişebildiği bir zamanda devreye girdi. Beaucamps, “N.F.T.’lerin şimdiye kadar ulaşamadıkları bu topluluklara ulaşmak için mükemmel birer pazarlama aracı olduğunu fark ettiler” diyerek şöyle ekledi. “NFT topluluğu “çok daha genç”, “biraz daha erkeksi” ve sanat müzelerinin olağan izleyicilerinden daha fazla uluslararası.” Müze, her NFT satışı için standart bir komisyon, ayrıca ikincil piyasada gerçekleşen satışlardan da belli bir miktar yüzde alıyor. British Museum, şimdiye kadar elde edilen gelir hakkında yorum yapmaktan kaçındı, ancak bu yıl için bir dizi eserin yeni NFTlerini piyasaya sürmeyi planlıyor.

Vefat etmiş bir sanatçının yeni bir eserini yaratmak sanat dünyasında genellikle tabudur. Ölümünden sonra üretilen baskılar, bir sanatçının hayattayken bizzat denetlediği baskılardan daha ucuza satılır. British Museum, “nadir bulunurdan” “ultra nadir”e kadar değişen seviyelerde NFT baskıları yarattı. Ancak bu tür etiketlerin orijinal sanat eserlerinin formatı veya arzıyla hiçbir ilgisi yoktur. Bunun aksine, Amerikalı ressam Lee Mullican’ın mirasçıları tarafından yürütülen bir proje, N.F.T.’leri dijital-yerli sanatı paketlemenin bir yolu olarak kullanmayı amaçlıyor. Geçen yıl, mirasın yöneticisi Cole Root, Mullican’ın seksenli yıllarda bilgisayar yazılımı üzerinde yarattığı, ancak yaşamı boyunca kendisini tatmin edecek şekilde basılmamış bazı dijital eserlerin

N.F.T.’lerini satmaya karar verdi. Root, Mullican için “Çalışmalarının ağa bağlı ekranlarda dolaşmasından keyif alacağını tahmin etmek zor değil” diyor. Root, bunun için geçmişte Roe Ethridge, Quayola ve Rob Pruitt gibi sanatçılarla çalışmış olan Verisart adlı bir N.F.T. şirketiyle ortaklık kurdu.

GÖLGE FANZİN - 29

Merhum ressamın karanlıkta kalmış dijital eserlerinin blok zinciri eserleri olarak piyasaya sürülmesi, diğer bazı ölüm sonrası çabaların sahip olmadığı kendine has bir mantığa da sahip. Yaklaşık 1 ETH ya da iki bin dolar fiyat biçilen Mullican’ın N.F.T.’leri; bir sahiplik sözleşmesi, bir orijinallik sertifikası ve eserin orijinal kaynak dosyasıyla birlikte geliyor (ancak mevcut teknoloji, yeniden satılması halinde bu tür materyallerin N.F.T. sanat eseriyle bağlantılı kalmasını güvence altına alamıyor). Root, Mullican N.F.T.’lerinin ona bir sanat eserinin yinelenmesi olarak değil, “sanatı barındıran bir çerçeve ya da bir sandık” gibi geldiğini söylüyor.

Alman fotoğrafçı August Sander’in torununun torunu olan Julian Sander’in bu konudaki görüşleri daha da keskin. “N.F.T.’nin kendisinin değerli bir şey olduğu fikrine karşıyım” diyor. “Fiilen değersiz; sadece bilgi için bir yer imi.” Yine de Julian, bu yılın Şubat ayında, atasının çalışmalarının kontak baskılarından oluşan 10.000 N.F.T.’yi dağıtarak, dijital kolektif arşivleme konusunda bir deney başlattı. 1876’da doğan ve 1964’te ölen August Sander, en çok “People of the 20th Century.” adlı geniş kapsamlı tipolojik portre serisiyle tanınıyor. N.F.T.’ler, Sander Ailesinin sanatçının negatiflerden oluşan külliyatını düzenlemek amacıyla nesiller boyunca yaptığı ve notlar eklediği fiziksel baskılardan oluşuyor. Julian, Köln’de fotoğraf sergileri yapan Galerie Julian Sander’i işletiyor. Aynı zamanda gençliğinden beri bilgisayar programcılığı yapıyor ve sanat koleksiyonları için envanter yazılımları geliştiriyor. Kendisi N.F.T. patlamasını 2020’de fark etti. Fellowship adlı bir fotoğraf N.F.T. organizasyonuyla çalışmaya başladı. Sander bu teknolojinin “Farklı kaynaklardan gelen bilgileri kalıcı ve açık bir şekilde erişilebilen bir yerde birleştirmek için Wikipedia benzeri bir fırsat sunduğunu” düşünüyor. “Amacım, ailemin dört kuşak boyunca araştırdığı August Sander’in çalışmalarının tarihini herkesin erişebileceği bir yere koymakt ı.”

GÖLGE FAZİN - 30
“Sirk Karavanınaki Küçük Kız” 1926 - “Genç Çiftçiler, 1921. Aug ust Sander

Gerçek anlamda, N.F.T.’ler, belirli bir görüntüye veya başka bir varlığa işaret eden merkezi olmayan bir kayıtta depolanan bir kod satırıdır. Ancak N.F.T.’lere meta veriler eklenir ve bunlar da blok zincirinde kalıcı olarak saklanabilir. August Sander N.F.T.’lerindeki meta veriler, belirli bir fotoğrafın hangi koleksiyonlarda tutulduğu, kim tarafından basıldığı ve orijinal olarak sanatçının hangi kitaplarına dahil edildiği gibi bilgileri içerir.

Sonuç, sanatçının varislerinin genellikle kapalı kapılar ardında yaptığı arşivleme türünün dijitalleştirilmiş, halka açık bir versiyonudur. Lansman sunumunda, her N.F.T. koleksiyoncusunun “August Sander’in mirasının bir temsilcisi” olduğu belirtildi. OpenSea’deki izleyiciler, sanatçının arşivini inceleyen bir araştırmacı gibi kontak baskılardan oluşan bir dizini dilediklerince inceleyebiliyor. Kristal berraklığında, belli bir kompozisyona sahip portrelerin yanı sıra puslu, gelişigüzel manzaralar ve iç mekanlar da var. Görüntülerin kenarlarında portrenin konusunu, yerini veya çekildiği yaklaşık tarihleri tanımlayan el yazısı notlar yer alıyor. Negatiflerin çerçeveleri de görülebiliyor - fotoğrafın fizikselliğini hatırlatıyor. Julian’a göre, N.F.T.’lerin yığını, Sander’in bütünsel olarak ele alınmasını amaçladığı bir çalışma bütününü sunmak için uygun bir yol.

August Sander N.F.T.’leri şu ana kadar yeniden satışlarından 400 ETH, yani yaklaşık bir milyon dolar gelir elde etti. Sander telif haklarının % 7,5’ini, Fellowship ise % 2,5’ini aldı. Julian’ın umudu, böyle bir ikincil piyasanın August Sander arşivini korumak için kendi kendini idame ettiren bir mekanizmayı oluşturması. Koleksiyona metadata eklemeye devam etmeyi ve sonunda N.F.T. koleksiyoncularına dijital olarak satın aldıkları kontak sayfalarının fiziksel versiyonlarını kullanma olanağı sunmayı planladığını söyledi. N.F.T.’nin projesi, arşivleme işini değişken kripto para piyasasına bağlayarak ilginç bir deneyi ve garip bir tür kumarı temsil ediyor. Bu hafta gördüğümüz gibi, N.F.T. koleksiyonculuğunu destekleyen servet hızla yok olabiliyor. Kripto para heveslerinin peşinden koşan aynı insanlara sanat gibi kalıcı bir şeyin emanetçisi olarak güvenilebilir mi? laCollection’ın kurucusu Beaucamps bu konuda son derece açık konuştu. “Bu sanat tarihinin pek çok farklı döneminde olan bir şey,” dedi. “Yeni bir koleksiyoncu dalgası, yeni bir patronlar kuşağıdır.”

Kaynak:

https://www.newyorker.com/culture/infinite-scroll/ what-can-nfts-do-for-dead-artists

GÖLGE FANZİN - 31
“NFT Dünyasında Eşik Yok hani belki yersin

Eşik Bekçisi Yoktur!!!”

yersin diye, şeetmiştim.

NFT’LER FOTOĞRAFÇILIĞIN GELECEĞINE GÖZ KIRPIYOR

Son zamanlarda NFT fotoğrafçılığı kavramı çok daha sık duyulmaya başlandı. Fotoğrafçılık da NFT dünyasına taşınıyor.

Hazal Orta, 01 Nisan 2022

@hasanaydins

Değiştirilmesimümkün olmayan tokenlere NFT dendiğini artık birçok kişi öğrendi. 2021, NFT’lerin yılı olarak anılırken, 2022’de de NFT’lere dair birçok yenilik gördük. Özellikle sanat ile içli dışlı olan NFT’ler, fotoğrafçılık denildiğinde de artık akla gelmeye başladı. Birkaç hafta önce, yoğun kar yağışı İstanbul’u etkisi altına almıştı. Birbirinden güzel kar manzaralarının fotoğraflandığı o günlerde, bir fotoğraf Twitter’da çok fazla ilgi çekti. Fotoğrafın sahibi, bu fotoğrafı kısa bir süre içinde NFT haline getirip OpenSea üzerinden satışa çıkardı. Elektrik direğine bağlı olan bir elektrikli scooter’ın fotoğrafının NFT hali sizce ne kadar satılmıştır?Hemen söyleyelim, bu fotoğrafın NFT’si 0.34

ETH’ye alıcı buldu. 12 Mart tarihinde bu, 874 dolar civarında bir değere denk geliyordu. Mart ayının sonunda ise 0.34 ETH’nin karşılığı 1.150 doların üzerinde.

GÖLGE FAZİN - 34

Tabii bu fotoğrafın NFT haline getirilip kısa sürede alıcı bulmuşolması ilk değil. Muhtemelen son da olmayacak. Durum böyle oluncada akıllara, “NFT’ler fotoğrafçılığın da geleceği olabilir mi?” sorusu geliyor. Buna tek bir cevap verilebilir; Neden olmasın? Eserleriniçevrimiçi olarak yayınlayan sanatçılar için NFT’lerin birçokfaydası var. Bunların başında alıcıya en hızlı, en kısa veen ucuz yoldan ulaşmak var.Birmüzisyen aynı zamanda profesyonel bir fotoğrafçı olan ReubenWu konuylailgili şöyle söylüyor:“Geliriminçoğu, fotoğrafçılığın ticari yönünden, müşteri odaklıçalışmadan geldi. Kişisel çalışma, müşterilerde,ajanslarda, insanlarda sizi ilgilendiren fikirleri bulması içinilham verir ve sonunda sizi işe alırlar. Kendi kendineyönlendirilir ve organiktir. NFT’ler için geniş bir kitleyesahip olduğum için şanslıyım. NFT’lerin banaverebildikleri şey, hangi işleri yapacağım konusunda çok dahaseçici olabileceğim bir zaman lüksü ve önümüzdeki birkaçayımı kişisel işlere ayırma özgürlüğü”Wu’nun birçokfotoğrafının Audi’den Apple’a ya da IBM’e kadar birçokönemli markanın reklamlarında kullanıldığını da söyleyelim.

Aynışekilde dünya çapında birçok fotoğraf atölyesine ev sahipliğiyapan CathS imard da“NFT’ler beni işime ve sanatımla nasıl bağlantı kurduğumadaha derinden bakmaya ve neden böyle yarattığımı anlamaya itti”diyerek fotoğrafçılıkla ilgili yeni bir kapının açıldığınınsinyalini veriyor.Aslındafotoğrafçılar baskı, stok fotoğraf ya da özel çekimler ileuzun yıllardır geçimlerini sağlıyor. Tabii pazarın doymanoktasına ulaştığını da unutmamak lazım. Bu yüzdenfotoğrafçıların yeni bir sabit gelir alanı oluşturması şart.NFT’ler de işte tam olarak bu aşamada devreye giriyor.Fotoğrafçılar,eserlerini NFT haline getirerek hem telif haklarını koruyabilir hemde çalışmalarını ikincil piyasada yeniden satan birinden telifalabilir. Bu da ekstra gelir anlamına geliyor. NFT demek, bir yandanda aracıları ortadan kaldırmak demek. Böylece büyük komisyonlarödemek zorunda kalmadan da alıcıya ulaşmak mümkün hale geliyor.Ayrıca burada sadece lokal bir hedef kitle de söz konusu değil.Bir NFT pazaryerine yüklenen eser, tüm dünyadaki

NFT alıcılarınasaniyeler içinde ulaşabilir.

GÖLGE FANZİN - 35 ...
Reuben Wu’nun Audi için çektiği bir fotoğraf

Fotoğrafçılıkve NFT demişken, olayın bir de metaverse boyutuna bakmak lazım. Metaverse’tesanat galeri de yavaş yavaş adını duyurmaya başladı.Metaverse’e olan ilgi arttıkça, sanal sanat galerini gezen kişisayısı da artıyor. Yani fotoğrafçılar, eserlerini NFT halinegetirip bu sanal sanat galerilerinde, yani metaverse’te,sergileyebilir.

Her yılmilyonlarca adet akıllı telefon ve dijital kamera satılıyor. Buda fotoğrafçılığın en popüler hobilerden biri halinegelmesinde oldukça etkili. Satılan bu cihazlarla milyonlarcafotoğraf çekiliyor. İnsanların, ekranlardaki görüntülerieskisinden daha fazla görme olasılığı var. Tabii ki bunun danedeni sosyal medya.WordStream’inistatistiklerine göre, yalnızca Instagram’da her gün 95 milyonfotoğraf ve video paylaşılıyor. Bu da aslında ne kadar genişbir kitleden bahsettiğimizin en somut örneği.Los AngelesTimes’a göre, stok fotoğrafçıları, fotoğrafların yanındaplatforma bağlı olarak satış başına 0,33 ila 60 dolar arasındakazanıyor. Bu NFT dünyasına taşındığında, fiyatların yukarıçıkacağı su götürmez bir gerçek. NFT haline getirdiğiniz birfotoğrafa fiyat biçmek tamamen size kalmış. Ancak, Kasım2021’deki istatistiklere göre, bir koleksiyondaki fotoğrafçılıkNFT’sinin ortalama fiyatının 0,25 ETH olduğu biliniyor. Tabiifotoğrafın kompozisyonuna göre, 1 ETH ila 5 ETH arasında değişenfiyatlar da görmek mümkün. Sonuç olarak,NFT fotoğrafçılığı şimdilerde yepyeni bir alan ancak saflarçok hızla sıklaşıyor. Bu yüzden çabuk olmak önemli. Fırsatıkaçırmamak için hızla hareket etmek ve vagona atlamak şart.Zaten tren sizi mutlaka bir yere götürecektir.

https://sherpa.blog/makale/nft-fotografciligin-gelecegine-goz-kirpiyor

Kaynaklar

www.btchaber.com/istanbulun-kar-manzarasi-nft-oldu-0-34-ethye-satildi/

www.dpreview.com/articles/8170416871/nfts-what-they-are-and-how-they-will-impact-photography

www.wordstream.com/blog/ws/2017/04/20/instagram-statistics

www.latimes.com/business/story/2021-08-14/how-to-make-money-with-photography

www.jonnymelon.com/nft-photography-guide/https://sherpa.blog/makale/ nft-fotografciligin-gelecegine-goz-kirpiyor

GÖLGE FAZİN - 36
GİDİYORUM...

Gölgede Röportaj

Adını vermek istemeyen gurbetçi bir NFT koleksiyoncusuyla minnak bir röportaj yaptık.

Gölge Fanzin: Bir NFT fotoğraf koleksiyoncusu olarak son birkaç yılda yaşadığınız deneyimi nasıl özetlersiniz?

Adını Vermek İstemeyen Koleksiyoncu: Dürüst olmak gerekirse, bu süreç bende büyük hayal kırıklığı yarattı. Değerli yatırımlar olacağını düşündüğüm NFT’lere çok... ama çok para harcadım, ancak değerlerinin kısa sürede önemli ölçüde düştüğünü gördüm. Piyasanın inanılmaz derecede spekülatif olduğu ve umduğum kadar istikrarlı olmadığı artık çok açık. Yatırım yaptığım mevcut koleksiyonumu yarı fiyatına... hatta üçte bir fiyatına elden çıkartabilirsem, bir daha NFTlerle hiç işim olmaz. NFT, kripto para piyasasını geliştirmek için tasarlanmış bir tuzak... başka da hiçbir şey değil! Son zamanlarda “boğa koşusuna geçiş başladı”, balonu şişirilerek tekrar pazara para çekme operasyonuna başlandı. Ama dediğim gibi bu bir tuzak...

GİDİYORUM...

G.F.: Özellikle, NFT fotoğrafçılık pazarındaki oynaklığa ne/ler sebep oluyor?

A.V.İ.K.: Mevcut başlıca birkaç faktör var. Birincisi, şu anda NFT’ler etrafında çok fazla aldatmaca var, bu yüzden birçok insan neye bulaştıklarını gerçekten anlamadan onları satın alıyor. Ayrıca, bazı kişilerin NFT’leri fahiş fiyattan yeniden satmak amacıyla satın almasıyla çok daha fazla spekülasyon ve manipülasyon yaşanıyor. Ve son olarak, teknoloji çok yeni olduğu için, uzun vadede nasıl kullanılacağını ve değerleneceğini tahmin etmek epey zor. Şimdilik aklıma bunlar geliyor...

G.F.: Yeni bir koleksiyoncu olarak NFT fotoğrafçılık pazarına girmeyi düşünenlere neler tavsiye edersiniz?

A.V.İ.K: Son derece dikkatli olmanızı ve satın alacağınız işlerle ilgili olarak araştırmanızı etraflıca ve sabırla yapmanız gerektiğini söyleyebilirim. İşini satmak için size yağcılık yapan, mağdur edebiyatı yaparak kendine acındırmaya çalışan sanatçı müsveddelerinden kaçının. Bilir kişi pozları keserek sizi kötü niyetleriyle maniple etmeye çalışanlara karşı radarlarınız aman açık olsun. Bu tiplerden ben çok çektim. Sadece popüler olduğu veya gelecekte değerli olacağını düşündüğünüz için bir NFT satın almayın. Teknolojiyi ve içerdiği riskleri anladığınızdan emin olun. Ve en önemlisi, sadece kaybetmeyi göze alabileceğiniz kadar yatırım yapın. Mesela mevcut varlığınızın yüzde onu gibi...

GÖLGE FANZİN - 37

AL SANA NFT... AL SANA NFT... AL SANA NFT... AL! AL! AL!

BABAYARU’nun SANA SELAMI VAR!

GÖLGE FAZİN - 38
GÖLGE FANZİN - 39
VAR! VAR! VAR!

-NFT Topluluğu Hakkında-

Etkin Kuşak: Y kuşağı veya Y jenerasyonu, ayrıca Milenyumlar

Temel bir demografik sınıflandırmadır. Araştırmacılar ve popüler medya, 1980’lerin başlarını (1981–82) ve 1990’ların sonlarını (1995–96) Y kuşağının üyelerinin doğum aralığı olarak kabul eder.[1] Bu kuşak internet, mobil cihazlar ve sosyal medya’nın yaygınlaşma dönemine denk geldikleri için ve bu olaylara aşinalığıyla bilinir. Bu yüzden bazen dijital yerliler olarak da adlandırılırlar.

2008-2012 Küresel Ekonomik Kriz’i ve COVID-19 pandemisi’nin bu kuşak üzerinde büyük bir etkisi oldu ve gençler arasında tarihsel olarak yüksek oranda işsizliğe sebep oldu.

Estetik Algı Kapasitesi

...genel olarak güzel duyusu olan, güzelden anlayan ve güzeli en yüce değer sayan, sanatsal beğenisi çok gelişmiş bir topluluk değil...

Nakit Fondip Tarikatı

NFT topluluğu, adeta tanrıları FUD* (korku, belirsizlik, şüphe) olan bir tarikat.

*FUD, İngilizce kelimelerin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Fear, Uncertainty ve Doubt kelimeri sırasıyla korku, belirsizlik ve şüphe anlamına gelir.

Aslında basbayağı bencillik ve spekülasyon tarafından yönlendirilen ve yaratıcılığın sıcak, sevimli ışıltısıyla sarıp sarmalanmış bu topluluk tıpkı bir tarikat gibi eleştiriye karşı oldukça dirençli.

Zehirli Pozitiflik

NFT kültürü değerini, çevresinde oluşturduğu topluluk içinde zehirli pozitiflikten gayrı hiçbir eğilime yer olmadığı inancına dayandırıyor.

...Bu pozitiflik ki - pohpohlamalar, sırt sıvazlamalar, coşkulu selamlamalar ve tebriklerin havada uçuştuğu bir iklimi oluşturuyor.

NFTlere onlar kadar inanmayanlara tepeden bakan bıyık altı gülümsemeleriyle meşhurlar...“siz hala şüphe etmeye devam edin” ve “merak etmeyin siz zavallı cahiller hazır olduğunuzda sizi aramıza almak için tüm affedici duygularlımızla sizi bekliyor olacağız” triplerindeler...

GÖLGE FAZİN - 40

Mevzu NFTlerse; işlerini... sözde eserlerini satmak söz konusu olunda hiçbir çekingenlikleri yok. Çünkü inançlarının ve işlerini tanıtma isteklerinin, başarının temeli olduğuna dair kuvvetli 1 inançları var. Ayarlarını kaçırarak, abartmanın tanımını yeniden yapmaya sebep olacak denli işlerini... pardon! çünkü işleri sadece bir araç, onlar birer insan olarak naçizane kendini tanıtma arzusunda oldukları görüyorum.

Örneğin uzun süre önce 1 videoya rast geldim. Videoda belgesel fotoğrafçısı olduğunu iddia eden şahıs dış ses ile kendinden ve işlerinden bahsederken, ekranda da tuhaf bira şişeli-mişeli 1 takım görüntüleri dönüyor. Bu kero ki, denk geldiğim Twitter Spacei’nin birinde “insanlar satış yapmak için her türlü şarlatanlığı yapıyor”, diye de tenkitlerde bulunmuş.

Ama ne önemi var ki; iyi ya da kötü her türlü etkileşim, ne kadar küçük veya önemsiz olursa olsun, kendimizi marjinal.... orijinal... satın alınası eserler üreten 1 sanatçı olarak pazarlayabilmek için bir fırsattır. bunun için her yol mubahtır. Sonuçta zaten söz uçar video da kalır... Youtube’da arayın... izleyin gününüz şenlensin.

Başıbozuk ve Mizojinist Bir Kalabalık

Spekülasyonlar sadece satışlarla ilgili değil, Art Tactic adlı ajansın araştırmasına göre satış toplamının %77’ini erkekler, sadece %5’ini ise kadınlar yapmış. Ajansın en çok satış yapan 10 Nft sanatçısı listesinde sadece 1 kadın var. Müzisyen Grimes... Beeple 69 milyon dolarlık “Everydays” adlı 5000 görünüden oluşan işi ırkçı ve mizojinist temalar barındırıyor ama kimsenin fifisinde bile değil... Öyle ya kim öper Yalova Kaymakamını...

Seni Gidi Yıkamacı ve Yağlamacı

Gırla wash trade yaparak, NFT pazarını daha büyümeden güvensiz hale getiren bu güruh, kerizler aymaya başlayınca da ortamı vıcık vıcık yağ içinde bıraktılar. İçinde yer almayı

kafalarına koydukları DAO-MAO türü yapılanmalara kapak atacaklar ya da bir koleksiyoner kisvesine bürünmüş trader’ı kafalayacaklar diye 1yalamalık 1 yağlamacılık trendi baş gösterdi ki, inanın bir süre sonra midem kaldırmaz oldu.

Sonuç

Durum; 50 katlı binadan düşen adamın hikayesine benziyor. Adam kendini çatıdan atmış.

Ama 1000 pişman kendini rahatlatmak için her katta sürekli şöyle diyormuş: “buraya

kadar her şey yolunda.” oysa ki önemli önemli olan düşüş değil, yere temas anıdır. ;)

GÖLGE FANZİN - 41

TWITTER SPACES HAKKINDA TESPİTLER

Twitter Spaceleri genellikle belli bir periyoda bağlı olmaksızın, keyfi ve düzensiz olarak gerçekleşiyor. Hatta son zamanlarda herkes hevesini almış olmalı ki, nadiren düzenlenir oldular.

Konu başlıkları ilgi çekici olmaktan uzak! Hatta genellikle sıkıcılar... Mesela ben “Fotoğraf altına metin yazılmalı mı, yazılmamalı mı?” konu başlığını taşıyan yaklaşık 3 saatlik bir space’e şahit oldum. Daha doğrusu ben çıktığımda oturum daha devam ediyordu.

Çoğunlukla, NFTlerin ne kadar müthiş!.. ne kadar eşsiz!.. olduğuna dair tekrarlanan propaganda konuşmaları etrafında şekilleniyorlar. Bu öylesine bir propaganda ki, kimse NFTleri ve çevresinde şekillenen topluluğun davranışlarını sorgulamayı akıl etmiyor ya da buna cesaret edemiyor.

Toplantı moderatörleri genelde gerekli niteliklere sahip değil... Konuşmalar konu harici yanlış bir yöne seyrettiğinde, sanırım NFT topluluğunda isimleri kötüye çıkacak korkusuyla duruma ya nadiren ya da hiç müdahale etmiyorlar.

Yönetici ve konuşmacıların sanki hemen hemen hepsi... hadi buna büyük bir kısmı diyelim... üzerinde konuşulacak konuya dair hiçbir hazırlık yapmadan sadece doğaçlama yapıyorlar. Üstelik bunun doğallık ve samimiyet olduğunu zannediyorlar. Bu yüzden de çoğu zaman, bir bar ya da cafede yapılan rastgele sohbetlere dönüşüyor.

He! bir de kullanılan dil ve üslup var. “Lanet olsun dostum, senin sorunun ne biliyor musun?”, diye başlayıp “Lanet olası o beyaz kıçının kafandan büyük olması anlıyor musun beni; hey sen dilimizi anlayabiliyor musun? Şimdi defol mahallemizden!!!” tarzında devam eden, bir çeşit getto filmi dublaji gibi diyaloglara şahit oluyorum. Bir tanesinde ana replik; “Manzara fotoğrafı boktur”du. Evet... evet tekrarlamayacağım, doğru okudunuz.

Demokrasi iyi güzel de, bazen spaceler gereğinden fazla demokratik olabiliyorlar. Organizatörler topluluk duygusundan ırak, şuursuzca var olmaya çalışan kişilerin de bir konuşmacıya dönüşmesine izin veriyorlar. Bu bireyler de tüm şuursuzluklarıyla özgün ve çığır açıcı olduklarını sandıkları banal fikirlerden oluşan uzun... sıkıcı konuşmalarla insanları adeta esir ediyorlar.

Fotoğrafçılar çoğunlukla işleri hakkında değil, kendileri hakkında konuşuyorlar. Halbuki güzel bir sözü vardır “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” Ziya Paşa bu beytinde diyor ki: “İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.”

İnsanlar çok nadiren fotoğrafçılığın kendinden bahsediyorlar. Genellikle satış yapma olasılığı olan çeşitli NFT Pazarlarını, teknolojiyi veya fotoğraf malzemeleri hakkında konuşuyorlar.

Size faydası olacak... faydası dokunacak bir şey öğrenmek için için tükettiğiniz zaman ve faydalı bilgi edinme olasılığı ciddi anlamda ters orantılı bir boyutta. “Spacelerden neredeyse hiçbir şey öğrenmiyorsunuz”, diye sesli düşündüğümde birileri bu tespitimden ötürü kırılabilir ama insanları memnun edeceğim diye gerçekleri göz ardı ederek kendime ihanet edemem. Hani oldu da birilerine tutumum fazlaca boşvermişlik gibi gelebilir. Böyle düşünen kişileri aydınlatmak adına şimdiki boş vermişliğimin, bir zamanlar çok önemsemişliğimin sonucu olduğunu söyleyebilirim.

Fakat bunun yanı sıra bazı artıları da var. Bu ortam sayesinde yepyeni sanatçılar ve koleksiyonerlerle tanışılabiliyor, Ayrıca bir space vesilesiyle Rızacan Kumaş, Sedat Pekcanattı Fotoğraf Fonu’na sponsor oldu ki, bence belgesel fotoğraf adına çok şugar oldu. Yakında duyurularına başlayacağız. İlgili akipte kalın!

GÖLGE FANZİN - 43

Pandemide Şişen NFT Balonu Sönmek Üzere mi?

Pandemi döneminde pazar payı 3 milyar doları bulan NFT sektörü

çalkantılı günlerden geçiyor. 24,4 milyon dolarlık satışla adını duyuran ‘Bored Ape Yacht Club’ NFT koleksiyonu son 24 saatte yüzde 30 kayıp yaşadı. Yuga Labs şirketinin geliştirdiği koleksiyona olan

ilgideki düşüş, şirketin bir mahkemede 10 bin görüntüden oluşan

koleksiyona dair ‘telif hakkı tescili’ olmadığı açıklamasının ardından geldi. Açıklama, NFT eserlerin güvenilirliğini sorguladı.

28/01/2023

Pandemi döneminde büyük ciro elde eden NFT sektörü çalkantılı bir dönemle karşı karşıya. Bazı koleksiyonlar önemli kazançlar elde ederken birçoğu düşüşe geçiyor.

NFT dünyasında öne çıkan Bored Ape Yacht Club (BAYC) son 24 saatte yüzde 30 kayıp yaşarken, Ethereum tabanlı bir proje olan Doodles ise yüzde 100 arttı.

Delaware merkezli Yuga Labs tarafından

üretilen Bored Ape Yacht Club (Canı Sıkılmış Maymun Yat Kulübü) koleksiyonu, Eylül 2021’de 24,4 milyon dolara satılarak rekor kırmıştı.

NFT serisindeki düşüş, Yuga Labs şirketinin merkezinde yer aldığı davaların ardından geldi.

GÖLGE FAZİN - 44
Karar Gazetesi

Kaliforniyalı bir hukuk şirketi, Yuga Labs şirketini ünlüleri kullanarak eserin

değerini yükseltmekle suçlarken, şirket de NFT’leri geliştiren iş ortağı sanatçı

Ryder Ripps’e dava açmıştı.

Ripss’in ABD Fedaral Mahkemesi’nde görülen davada şirketin telif hakkını

ispatlaması talebi üzerine, Yuga Labs

şirketi son duruşmada 10 bin görüntüden

oluşan NFT koleksiyona dair ‘telif hakkı

tescili’ olmadığını açıkladı. Şirketin

mahkeme kayıtlarına geçen açıklaması

NFT eserlere dair yeni tartışmaları ateşledi.

DOLANDIRICILIK İDDİALARININ HEDEFİNDE

Hâlâ piyasadaki en popüler NFT koleksiyonları arasında yer almasına

rağmen, ‘Bored Ape Yacht Club’ koleksiyonu son zamanlarda popülaritesinde bir düşüş yaşadı. Proje, son 24 saatlik satış

hacminde yüzde 30 düşüş gördü ve satış

değeri yüzde 12, düşüşle 1,1 milyon dolar

oldu. Bu arada ünlüler de, Bored Ape

NFT’lerini tanıttıkları için Kaliforniyalı

hukukçuların toplu davalarıyla karşı karşıya. Bunlar arasında Justin Bieber, Madonna, Steph Curry ve Paris Hilton

var. Aralık ayında Kaliforniya’da açılan

davada, ünlülerin eyalet ve federal yasaları ihlal ettiği iddia ediliyor.

Dava, şirketin yetenek yöneticisi

Guy Oseary’nin ünlülerden MoonPay

aracılığıyla gönderilen fonlar karşılığında

‘Bored Ape’ koleksiyonunu alenen desteklemelerini istediğini iddia ediyor. İddiaları yalanlayan şirket birçok dava ile boğuşmanın yanı sıra, yakın zamanda piyasaya sürülen ‘Sewer Pass’ da dahil olmak üzere yeni koleksiyonlar yayınlamaya devam ediyor.

2022’DE YÜZDE 97 DÜŞÜŞ YAŞANDI

Pandeminin gölgesindeki 2021’in ilk aylarında sık sık duymaya başladığımız ve ‘benzersiz, değiştirilemeyen dijital varlıklar’ anlamına gelen NFT’ler sanat dünyasında dijitalleşmenin yolunu

açarken birçok farklı kullanım alanının ortaya çıkmasıyla da yerini sağlamlaştırdı. 2021’de ‘yılın kelimesi’ seçilen NFT’ler, 3 milyar dolarlık bir pazar yarattı. ABD’li sanatçı Beeple’ın ‘Everydays: The First 5000 Days’ adlı eseri, 69,3 milyon dolarlık satışla şimdiye kadarki en pahalı NFT oldu ve bütün dünyanın dikkatinin NFT’ler üzerinde toplanmasını sağladı. 2022 ise, kripto para ve NFT piyasasında, sancılı ve karamsar geçti.

Dune Analytics tarafından paylaşılan verilere göre, 2022 yılının başında 17 milyar dolar hacme ulaşarak zirve yapan NFT sektörü, Eylül ayında 466 milyon dolara inerek yüzde 98 düşüş gösterdi. Bu düşüşün ardında, pandemi döneminde sekteye uğrayan geleneksel satış yöntemlerinin normalleşmenin ardından yeniden kendini toparlamaya başlaması olduğu düşünülüyor.

GÖLGE FANZİN - 45

Nic Carter’ın bu iyi kurgulanmış makalesi gibi diğer makaleler daha ilgi çekicidir (özellikle, kripto ölçeklendikçe çok para kazanmayı bekleyen bir başka kişi). Çoğu savunmanın aksine, bu makalede laf kalabalığı yok (“Evet, ama buzdolapları da elektrik kullanır!”); ancak inkar etmediği şey, kriptonun çok büyük miktarda enerji kullandığı. Kripto savunucuları tarafından yapılan karşılaştırmalar, diğer teknolojilerin kültürel olarak derinlemesine gömülü olduğunu ve evrimleşme baskısı altında olduğunu unutuyor; eğer yeni olsalardı, çok daha fazla inceleme altında olurlardı ve itirazlar sağır edici olurdu. Kripto, yutturmacaya inanırsanız, bizi merkezi finans sistemlerinin yolsuzluklarından ve kısıtlamalarından kurtaracak ve bize arzuladığımız söylenen özgürlüğü verecek devrimci bir teknoloji olarak lanse ediliyor.

Sorum şu: Madem bu kadar dünyayı sarsacak kadar radikal, neden bu kadar çok enerji kullanıyor?

Ezber bozan potansiyelini göz önüne alırsak, bitcoin madenciliği için elektriğe aç binlerce CPU’yu her seferinde bir depo yakmanız değil ağaç dikmeniz gerekirdi. Bu bir devrim değil. Bu, 1000 $’dan daha ucuz ama yeni doğmuş kutup ayılarıyla çalışan bir uçan araba icat etmek ya da ömrünüzü iki katına çıkaracak ama başlamak için Sumatra Yağmur Ormanlarından geriye kalanlara 50 orangutanı gidip katletmenizi gerektiren yeni bir ilaç yaratmak gibi.

Kriptoda değişim yavaş da olsa gerçekleşiyor ve bazen hiç gerçekleşip gerçekleşmediğini merak ettiğiniz noktaya geliyor; Ethereum’a daha yeşil alternatifler mevcut (bahsedilen alternatif olan merge gerçekleşti) ve NFT platformları değişiklik yapma sözü verdi. Ethereum’un güç tüketen proof-of-work’ten çok daha çevre dostu proof-of-stake’e geçmesine sadece altı ay kaldığı iddia ediliyor, ancak Ethereum’un altı yıldan uzun bir süredir bu hamleyi yapmasına altı ay kaldığını akılda tutmakta fayda var. Başka bir yerde, NFT platformu Nifty Gateway geçen yıl Mart ayında 2021 sonuna kadar karbon nötr olma sözü verdi, ancak bu sözün yerine getirilip getirilmediğine dair çevrimiçi bir açıklama yok.

Nifty Gateway’in sahipleri, platformlarının enerji kullanımını savunurken bir şikâyette bulunuyor: mevcut teknolojiler ve sistemler (örneğin; geleneksel sanat) aynı düzeyde incelemeye tabi tutulmuyor. Bu bitmek tükenmek bilmeyen neymişçilik beni yine aynı noktaya getiriyor: eğer yeni bir şeyse, daha iyi olmalı, halihazırda var olandan 10 kat daha kötü olmamalı ve basitçe omuz silkilmemeli: “Evet ama badem sütü ne olacak?”

2. Telif Hakları, Telif Hakkı Olmadıkları Sürece Sadece Telif Hakkıdır

NFT sanat müjdecileri tarafından haykırılan en büyük faydalardan biri, bir sanat eserinin telif ücretinin basıldığı anda belirlenerek sanatçının gelecekteki tüm satışların bir yüzdesini elinde tutma potansiyelidir. Prensipte bu mükemmel bir fikir, zira üç kuruşa eser satan sanatçıların sayısız hikayesi var, ancak şöhretleri, sanatlarının koleksiyoncular arasında büyük miktarlarda para karşılığında yeniden satılmasına neden oluyor. Bir sanatçı olarak, her işlemden bir dilim alabilmek cazip bir kavramdır.

Maalesef bu o kadar da basit değil. Telif ücretlerini destekleyen teknoloji NFT’lere bağlı değil; bunların satıldığı platforma bağlı. Örneğin, geçtiğimiz ay Alec Soth, Dog Days, Bogota adlı projesini OpenSea’de bastırdı ve muhtemelen bir eser her yeniden satıldığında sağlıklı bir komisyon belirledi. Eğer #53’ü şu anki fiyatı olan 3,3 ETH’ye (bu yazının yazıldığı sırada 9.121,20 $) satın alırsam, eseri ilk olarak basan ve 1,1 ETH’ye satan Soth muhtemelen yaklaşık bin dolar alacak. Bununla birlikte, eğer ben bunu satın alır ve farklı bir pazarda satarsam, Soth hiçbir şey alamayacak. Bize vaat edilen aldatmaca bu değil.

NFT’ler bunu zaman içinde düzeltme potansiyeline sahiptir, ancak kripto teknolojisinin pek çok yönü gibi kusurludurlar ve sayısız sorunlarını çözmeden dışarı itilmelerinin nedeni, kusurlu teknolojiden para kazanma potansiyelinin, düzgün çalıştığından emin olma ihtiyacından çok daha güçlü bir güç olmasıdır. Gürültüye rağmen, NFT’ler dünyayı sanatçılar için daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan hayırsever bir teknoloji değil. Para kazanmak için tasarlandılar.

GÖLGE FAZİN - 46

çalışan hayırsever bir teknoloji değil. Para kazanmak için tasarlandılar.

Eğer bana inanmıyorsanız, NFT’leri icat eden iki geliştiriciden birine sorun. Anil Dash eleştirilerinde çok açık: “Sanatçıları güçlendirme hayalimiz henüz gerçekleşmedi, ancak ticari olarak sömürülebilecek pek çok aldatmaca ortaya çıktı.” Eksikliklerinin temelinde, bir NFT’nin aslında dijital bir sanat eseri içermemesi yatıyor. Bunun yerine, sadece bir bağlantı, bu da beni bir sonraki soruna getiriyor.

3. Potansiyel Olarak Hiçbir Şeyi İşaret Etmiyor

Bu makalede o kadar çok potansiyel tavşan deliği var ki, NFT’lerin satın aldığınız dijital öğe üzerinde size herhangi bir düzeyde sahiplik vermediğini fark ettiğiniz yerde kaybolmak istemiyorum. Bir NFT, sahip olduğunuzu söylediğiniz şeye sahip olduğunuzu beyan eden kendi kendine referans veren bir şeydir. Eğer NFT’ler gerçek sanat eserini içerebilseydi, sanatçılar eserleri üzerindeki mülkiyeti dijital olarak sağlamlaştırmak için uygulanabilir bir sisteme sahip olurlardı. Bunun yerine, yaratıcıların kendi sözleriyle, “yaratıcı profesyonelleri sömürmenin bir başka yöntemine” sahibiz.

Arweave gibi kimi geçici çözümlere rağmen, yine de NFT’lerin bu şekilde işlememesi gerekiyordu. Bu şekilde çalışmaya zorlanmaları, sömürü güçlerinin iş başında olduğunun daha fazla kanıtıdır.

4. Bayağı Etik Anlayışı

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, NFT’lerin çevresel etkisini kasten görmezden gelen kişi ve kurumlar, etik söz konusu olduğunda bazı iğrenç kararlar verme eğilimindedir.

Birkaç ay önce, dünyanın en eski fotoğraf kurumlarından biri olan British Journal of Photography, çeyrek milyondan fazla takipçisi olan Twitter hesabını bir NFT pazarlamacısına sattı ve itibarını bir gecede yerle bir etti. Bu nakit kapışması, hem geleneksel sanat dünyasının hem de şimdi onun yerini almaya çalışan kümelenmenin üzücü bir iddiasıdır.

Daha da kötüsü, Associated Press’in NFT’lere girerek Libya açıklarında göçmenlerle dolu bir lastik botu gösteren videoyu satmayı uygun bulması örneğidir.

Eleştirel makalelerden birinin başlığı “Acılardan kazanç sağlamak” şeklindeydi ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde AP satışı hızla geri çekti.

AP’nin NFT girişimi, hayranların “haber ajansının ödüllü çağdaş ve tarihi foto muhabirliğini satın alabilecekleri” bir pazar yeri olarak lanse ediliyor. Savaş, kıtlık, doğal afetler ve mülteciler gibi konuların fotoğraflarının satılmasının tartışmalı olduğu açıktır ve sanat dünyasında bu yeni bir şey değil. Görseller uzun zamandır alınıp satılan birer metaya dönüştüler, ancak NFT’ler, insanların acılarına daha önce deneyimlenmemiş bir metalaştırma ve spekülasyon katmanı ekleyen yeni bir yüksek düzeyde damıtılmış hiperkapitalizmin habercisidir.

GÖLGE FANZİN - 47

Bir imgenin NFT olarak basılması, o imgeyi finansal potansiyeline indirgeyerek, onu sosyal içerikli, kültürel bir eser olarak bağlamından daha da koparıyor.

Peki güzel sanatlar dünyası da aynı şeyi yapmıyor mu? Şüphesiz, ama bu ölçekte değil. Ve saadet zincirine çok benzeyen bir yutturmaca ve FOMO sistemi üzerine kurulu bir müzayedede her şey bir lota dönüşüyor mu? Londra’nın önde gelen baskı laboratuvarlarından biri, baskıların %94’ünün insanların duvarlarında güzel bir şey olmasını istedikleri için satıldığını, dolayısıyla asla spekülatif bir pazara girmediğini iddia ediyor; bunun aksine, istisnasız olarak, bir NFT ortaya çıktığı anda finansal bir araçtır.

5. NFT Topluluğu Bir Tarikat Gibi Davranıyor

FUD - korku, belirsizlik, şüphe - tehdidi gerçektir. Kriptonun değeri, pozitiflikten başka hiçbir şeye yer olmadığı ölçüde değerli olduğu inancına dayanıyor. Bu olumluluk - sırt sıvazlamalar, tebrikler ve coşkulu selamlamalar - acımasız ve varsayımlara göre bağımlılık yapıcıdır. GM/GN’nin edimsel görgü kuralları, “içinde” olmanın ritüelsel bir göstergesidir ve “içinde” olmanın, ayrıcalıklı bilginiz ve davaya olan bağlılığınız sayesinde sanatsal potansiyelinizin gerçekleştirilmesine giden bir yol anlamına geldiği bir “onlar ve biz” zihniyeti yaratır. İnançsızlara tepeden bakan gülümsemelerle ve “ilginizi yitirmeyin” ve “hazır olduğunuzda sizi ağırlamak için buradayız” gibi yorumlarla muamele ediliyor. Bunun cazibesi çok açık; kim yaptığı iş ne kadar kötü olursa olsun, her gün yaptığı iş hakkında övgü dolu sözler duymak istemez ki?

Bireyselcilik ve spekülasyon tarafından yönlendirilen, yaratıcılığın sıcak, sevimli ışıltısıyla örtülen bu parasosyal topluluklar eleştiriye karşı oldukça dirençlidir. Bu piyasanın çürük bir temel ve eninde sonunda hayalden daha fazlası olması gereken hayali bir değer kavramı üzerine inşa edilmiş olma olasılığını düşünmeye isteksizdir. Burası Web 3.0 ve Web 2.0’ın aksine, sosyal bağlantılar sosyal olma arzusuyla değil, satış yapma arzusuyla yönlendiriliyor.

Yeterli sayıda insan bu etkileşimlerin gerçek olduğunu iddia ederse, aslında tüm bunların gerçek olmamaları asla önemli değildir. NFT’lerde olay, işinizi satmaya geldiğinde suskunluk diye bir şey asla yoktur. Çünkü onu tanıtma inanç ve isteğiniz, işinizin başarısı için bir temel oluşturabilir. Arsızca kendini tanıtmak artık hiçte utanmazca değil. Ne kadar küçük ya da önemsiz olursa olsun, her etkileşim kendinizi bir sanatçı olarak tanıtmak için fırsattır.

Bu durumun cazibesi anlaşılabilir. NFT’lerin sunduğu fırsatları takdir eden insanları bulmak için çok uzağa bakmanıza gerek yok. NFT savunucuları, sanatçıların daha fazla kendi kendilerine yetebilme potansiyeline sahip olduklarını, artık sonsuza kadar müşteri ve beğeni peşinde koşmayacaklarını ve eğer şanslıysanız, az sayıda son derece yerel potansiyel alıcıya bir avuç baskı gösteren gösterişli bir galeri sisteminden kaçacaklarını açıklıyorlar. Sanatçı Andy Feltham, “Sunulacak başka bir ürün,” diye açıklıyor, “ve dergi ve baskı satmaktan çok daha iyi kazandırıyor.” Ayrıca, bir jpeg’in sonsuz derecede değersiz olması yerine değerli hale getirildiği bir pazar ortamı yaratarak kıtlık kavramını vurgulamaya da hevesli.

GÖLGE FAZİN - 48

NFT topluluğunu kriptonun bir ütopya olmadığına ikna etmeye çalışmak neredeyse imkansız bir görev... Çünkü mevcut kültür, genellikle ortamda kriptonun sayısız sorununun tartışılmasına izin vermiyor. Dan Olson’ın epik “Line Goes Up” eleştirisini izlemeye zorlanan bir destekçi, NFT’nin sayısız sorununu görmezden gelme konusundaki kasıtlı kararlarını açıkladı. “NFT fotoğrafçılığı sayesinde 10 yıldır yaşadığım en mutlu anları yaşıyorum,” dedi. “Buna tutup anımı yaşayacağım.”

6. Araç Mesajdır

Bu aralıksız iyimserlik örtüsünün altında, rug pulling ve wash trade’in yaygın olduğu ve telif hakkı ihlalinin hacminin muazzam olduğu bir sistem gizlidir - bazı platformlarda basılan tüm öğelerin % 80’i kadar!.. Tüm bunlar, her gün gerçekleşen sayısız diğer suç teşkil eden ve etik açıdan iflas etmiş faaliyetler gibi çok iyi belgelenmiştir. NFT’lerin savunucuları, bunların sistemden yararlanan kötü aktörler olduğunu iddia edecek ve bunun sömürü için tasarlanmış bir sistem olduğunu unutacaklardır.

Geçen ay Ed Zitron NFT’lerin nasıl ortaya çıktığına dair, endişe ve hayal kırıklıklarımın çoğunu mükemmel bir şekilde ortaya koyan mükemmel bir yazı yazdı. Hiç şüphesiz, NFT piyasası sayesinde ilk kez ciddi para kazanan sanatçıları içeren nadir başarı öyküleri var. Ayrıca olumlu yönlerin uzun bir listesi de var. Bununla birlikte, “tüm bunlar, bu teknolojilerin neden olduğu zarar ve riskler karşısında önemli ölçüde daha ağır basıyor” diye yazdı.

Bu, başkalarını sömürmek için özel olarak inşa edilmiş, tanım gereği aşırı zengin insanlar tarafından finanse ve kontrol edilen, hiçbir güvenli koruma veya korunma ya da bundan zarar görenlere yardım etme yolu olmayan bir sistemdir.

1960’larda Marshall McLuhan adında çok zeki bir adam, modern iletişimin nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı olan bir cümle kurdu: “Araç mesajdır.” İletişim kurduğumuz platform, mesajın kendisi kadar - hatta daha fazla - önem taşır. Böylece iletilen şeyin ne olduğunu şekillendirir. Eğer mecra spekülasyon, saadet zinciri (ve gerçekten de öyle), tarikat benzeri davranış, yaygın dolandırıcılık, piyasa manipülasyonu ve sanatçıların eserlerinin büyük ölçekte çalınması ise, o zaman mesajınız nedir?

NFT pazarının bir parçası olan Alec Soth’un Dog Days’i de... Alejandro Cartegena’nın Carpoolers’ı da artık bu yükü taşıyor. . Belgesel odaklı, sosyal açıdan meraklı, kültürel açıdan işlenmiş önemlerini bir kenara bıraktılar. Bunun yerine, bu eserler işlemlere, yutturmaca, FOMO ve NFT’lerin yalnızca zor kazandığınız dolarlarınızı büyümek için bulabildiği her enayiye ihtiyaç duyan büyülü bir para birimine dönüştürmeye ikna etmek için var olduğu gerçeğinin dikkatle göz ardı edilmesine dayanan bir platformdaki finansal spekülasyon araçlarına indirgenmiştir.

Eğer mevcut mecra; spekülasyon, saadet zinciri (harbiden de öyle), tarikat benzeri davranış, yaygın dolandırıcılık, piyasa manipülasyonu ve sanatçıların eserlerinin büyük ölçekte çalınması ise, o zaman mesajınız nedir?

GÖLGE FANZİN - 49

Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.