Kardeşköy’den bir izleyici, “21. Yüzyılda devletlerin kalkınması, bilim-teknoloji ve uygarlıklar ile ölçülür. Ama maalesef, neden biz bilim ve teknolojiyi para ile satın alıyoruz?” diyor. “Örneğin; Bir cep telefonu ve bunun gibi…” Görevinizde başarılar diliyor Sayın Valim. Bir izleyicimiz; “Sayın Valim, Meclis’te çıkarılmaya çalışılan Yerel Yönetimler Yasası’nın halkımıza ne gibi yararları ve sakıncaları vardır? Düşüncelerinizi alabilir miyiz?” diyorlar. Umurlu’dan bir beyefendi, yeni görevlerinizde başarılar diliyor, “Aydın’a hoş geldiniz” diyor. İnşallah ziyaretinize geleceğini söylüyorlar. Saygılarını sunup, iyi akşamlar diliyorlar Sayın Valim. İsterseniz, bu sorulardan yola çıkarak… Aydın-Denizli yolunu… Efendim, bir de… Teknoloji zaten malum… Aydın-Denizli yolundan başlayalım efendim. Buyrun…
ULAŞIM VE EĞİTİM SİSTEMİ Recep Yazıcıoğlu: Aydın-Denizli yolu… Ben 40 yıl önce talebe iken, aynı yoldan giderdik gene Ankara’ya… Şimdi de aynı yoldan gidiyoruz. Yani, tüm Türkiye’nin ana arteri… Eskiden İpekyolu’ydu biliyorsunuz… Bu Romalılar döneminde… Selçuklular, Osmanlılar döneminde İpekyolu olan bu yol, 40 yıldır, 50 yıldır aynı standartta… Rahmetli Özal, gitti Çeşme otoyolunu yaptı. Yav Allah’tan kork ya! Çeşme otoyolunu yapacağına… Üç tane adamın gitmesi için, üç gidiş-üç geliş yapacağına… Bu ana arteri yapsaydın ne olurdu? Demek ki, Türkiye önceliklerini belirleyemiyor. Yani bu da Türkiye’nin bir talihsizliği… Yani, öncelikler nedir? Önce Türkiye’nin ana arterleri yapılır ya! İşte, Ankara-Erzurum yolu, AnkaraAdana yolu, Ankara-İstanbul yolu, Ankara-Aydın-İzmir yolu… Ne bileyim? İşte, İzmir-Bursaİstanbul yolu… Bilmem ne? Şimdi, bunlar duruyor. Tırmanış şeritleri bile yok. E, demiryolu? Demiryolu, başladığımız yerde! Bütün dünyada yük ve yolcu, malum, demiryoluyla taşınır. Peki, denizyolları? Nerde Türkiye’nin limanları? Yani Türkiye… “Böyük Türkiye! Böyük Türkiye!” dedik. Ortada altyapı yok! E, eğitim ve sağlığa gelelim. Tabii, eğitim ve sağlıkta da standartlarımız, altyapımız ortada… Ama en önemli şey; eğitimde koşullandırma, ezberci eğitim… Yani, müfredat, içerik... Siz, eğitim programları yapıyorsunuz. Zaman zaman bunlar gündeme gelir. Yani, bu siyah-beyaz, koşullandırma, tek yönlü düşünce, standart insan yetiştirme, aynı kalıp torna-tezgâhtan çıkma… Diyor ki; “Niye cep telefonlarını biz yapamıyoruz?” Niye Türkiye icat yapamıyor? Bu, ona gelir. Niye yapamıyor? 150 yılda 2 bin 200 icat yapmışız. Patent almışız. Amerikalı da haftada 6 bin ila 9 bin patent alıyor! İcat yapıyor! Haftada! Biz 150 yılda! Biz, geri zekâlı mıyız? Yoo!
36
Peki, nedir o zaman farkımız? İşte, bu bizim eğitim sistemindeki ezberci eğitim, talim-terbiye dediğimiz emir-komuta eğitimi, standartlar, aynı kalıp, aynı tezgâh, aynı standart insan, kurşun