KÜLTÜREL PSİKOLOJİ TARİHİ sıkıntısı çeker” şeklindedir. Betimsel araştırmalar sıklıkla psikolojik bozuklukların yaygınlığını tahmin etmek için psikologlar tarafından kullanılır. Doğal gözlem olarak bilinen betimsel araştırmanın nihai bir çeşidi günlük olayların gözlenmesine dayalı araştırmalardır. Örneğin; Bir biyopsikolog, hayvanların doğal ortamında onları gözlemler. Betimsel araştırmanın bir örneği yabancı durum olarak bilinen sistematik bir prosedür içerir. Yabancı durumda toplanan veri bir kodlama levhasında sistematik olarak kodlanır. Betimsel araştırma projelerinin sonuçları, betimleyici istatistikler (ölçülü değişkende puanların dağılımını özetleyen numaralar) kullanılarak analiz edilir. Çoğu değişkenin benzer dağılımları vardır ve bu dağılım sistematik ve çan şeklindedir. Anormal dağılım olarak bilinen çan şeklindeki dağılım bir veri dağılımıdır. Bir dağılım onun merkezi eğilimi yönünden açıklanabilir. Aritmetik ortalama, merkezi eğilim ölçüsünü en yaygın olarak kullanır. Bu değişkenin tüm puanları toplamı hesaplanarak ve (N harfi ile gösterilen) dağılımda katılımcıların sayısına göre bu miktar bölünerek hesaplanır. Örnek ortalama genellikle “N” harfi ile gösterilir. Bazı durumlarda ise veri dağılımı sistematik değildir. Dağılımın bir ucunda (aykırı değerler olarak bilinen) bir ya da daha fazla ekstrem puanlar olduğu zaman meydana gelir. Dağılımların sistematik olmadığı durumlarda, ortalamada merkezi eğilimin ölçüsü bir alternatif olarak kullanılır. Ortalamadan büyük olan puanların yüzde 50’si ya da ortalamadan daha az olan puanların yüzde 50’si anlamına gelen dağılım merkezindeki puan, ortalama değerdir. Mod olarak bilinen merkezi eğilimin nihai bir ölçüsü dağılımda çok sık meydana gelen değeri ifade eder. Bir dağılımın merkezi eğilimine ek olarak, betimleyici istatistikler değişkenlerin puanlarının merkezi eğilimin etrafına nasıl yayıldığı hakkında bilgi iletir. “S” olarak gösterilen standart deviasyon en yaygın kullanılan dağılım ölçüsüdür. Daha büyük standart deviasyonla dağılımlar daha çok yayılır. Yüksek değişkenin standart sapması : “s = 2,74”’tür. Betimsel araştırmanın bir avantajı günlük davranışın karmaşıklığını yakalamak için girişimde bulunmasıdır. Vaka çalışmaları tek bir kişi ya da küçük bir grup hakkında ayrıntılı bilgi sağlar. Anketler insanların büyük bir kısmının düşüncelerini ya da rapor edilen davranışlarını yakalar ve doğal gözlem, doğal olarak ortaya çıkan insan veya hayvan davranışlarını objektif olarak kaydeder. Böylece betimsel araştırma şu anda neler olup bittiğinin nispeten anlaşılmasını sağlamak için kullanılır. Şu anda neler olup bittiği hakkında fikir almak için bize olanak sağlasa da betimsel araştırmalar genellikle istatik resimlerle sınırlıdır. Bu da ayrı bir dezavantajdır. Belirli deneyimlerin açıklamaları ilginç olabilmesine rağmen, her zaman diğer durumlarda diğer bireylere devredilmez.Örneğin; Savaş ya da deprem gibi stresli bir olay yaşamış bireylerin açıklamaları, bireylerin tepkilerini anlamak için de kullanılabilir. 52
KÜLTÜREL PSİKOLOJİ TARİHİ
Korelasyon Araştırma: Araştırılması
Değişkenler
Arasındaki
İlişkilerin
Statik görüntü sağlamak için esas olarak tasarlanmış betimsel araştırmaların aksine korelasyon araştırmalar iki ya da daha fazla değişkenin ölçümünü ve değişkenler arasındaki ilişkinin bir değerlendirmesini içerir. Örneğin; boy ve kilo değişkenleri sistematik olarak ilişkilidir. Çünkü uzun boylu insanlar genel olarak kısa boylu insanlardan daha ağırlardır. Aynı şekilde çalışma süreleri ve bellek hataları da ilişkilidir. Çünkü kelime listesini okumak için fazla zamanı olan bir insan daha az hata yapacaktır. Araştırma tasarımında iki değişken olduğu zaman bunlardan birine belirleyici değişken, diğerine ise sonuç değişkeni denir. Değişkenlerin doğrusal ilişkiye sahip oldukları söylenir. Pozitif doğrusal ilişkiler çocuklarda boy ve kilo, eğitim ve gelir, yaş ve matematiksel kabiliyet arasında olanları içerir. Negatif doğrusal ilişkiler bir çocuğun yaşı ve kullandığı çocuk bezi sayısı arasında olanları içerir. Düz bir çizgi ile tarif edilemez değişkenler arasındaki ilişkiler doğrusal olmayan ilişkiler olarak bilir. Bu durumda bütün iki değişkenler arasında ilişki yoktur. Tek bir düz çizgi ile tarif edilemez ve doğrultusunda değişen ilişkiler eğrisel ilişkiler olarak adlandırılır. Değişkenler arasıdaki doğrusal ilişki gücünün en yaygın istatistiksel ölçüsü “r” harfi ile sembolize edilen Pearson korelasyon katsayısıdır. Bu korelasyon katsayısı değeri “r = -1.00” dan “r= +1.00” a değişir. Doğrusal ilişkinin yönü korelasyon katsayısının işareti ile gösterilir. Örneğin; “r = 0,54 ya da r = 0,67” gibi r ‘nin pozitif değerleri ilişkinin pozitif doğrusal olduğunu gösterir. “r = -.30 ya da r = - .72” gibi r ‘nin negatif değerleri negatif doğrusal ilişkileri gösterir. Doğrusal ilişkinin gücü sıfırdan korelasyon kat sayısının uzaklığına kadar endekslenir. Pearson korelasyon katsayısı sadece doğrusal ilişkileri ölçtüğü için eğrisel ilişkilere sahip olan değişkenler “r” ye bakarak iyi tarif edilemezler ve böylece gözlenen korelasyon sıfıra yakın olacaktır. Aynı anda ikiden fazla ölçüler arasındaki ilişkileri incelemek mümkündür. Tek bir sonuç değişkenini tahmin etmek için kullanılan birden fazla belirleyici değişkeni olan bir araştırma tasarımı çoklu regresyon yoluyla analiz edilir (Aiken&West, 1991). Çoklu regresyon değişkenler arasındaki korelasyon katsayılarına dayalı bir istatistiksel tekniktir. Çoklu regresyon analizinin kullanımı korelasyon araştırma tasarımlarının önemli bir avantajını gösterir. Onlar diğer değişkenlerin bilgisine dayanarak bir sonuç değişkeninde bir kişinin olası puanı (örneğin; iş performansı) hakkında tahminler yapmak için kullanılır. Korelasyon araştırma tasarımlarının önemli bir sınırlaması ölçülen değişkenler arasındaki nedensel ilişkiler hakkında sonuçlara varmak için kullanılamaz. Korelasyon araştırma tasarımlarının önemli bir sınırlaması, onların ölçülü değişkenler arasındaki nedensel ilişkileri hakkında sonuçlara varmak için kullanılamaz olmasıdır. Örneğin; Şiddetli davranışın çocuklarda agresifliğe neden olacağını varsayan bir 53