HukukuM
Kuzey Afrika’da Göç
göçmen hukuku Önemli göç hareketlerini bilmeden, geçen yüzyıllar içinde Kuzey Afrika’nın tanık olduğu sosyal, politik, ekonomik dönüşümleri anlayamayız. Avrupa Birliği (EU) ve Körfez Birliği Konseyi (GCC) varlıklı ülkelerinin sınırlarını çizince, Kuzey Afrika iş gücü için önem kazandı. Geniş çaplı göçler sadece Körfez İşbirliği Konseyi ve Avrupa Birliği için iş gücü anlamına gelmiyordu, aynı zamanda göç gönderen bölgelerin sosyal ve ekonomik gelişimini etkiliyordu. Yaklaşık 8 milyon Kuzey Afrika kökenli göçmenin 4.7 milyonu Avrupa’dan, 2.4 milyonu Arap Petrol kentlerinden hareket etti.
Bu Arada,
Kendi içinde de bölge-içi iş gücü göçü yaşadı; özellikle de petrol üreten Libya. Geçen yüzyıl Kuzey Afrika göç sistemi başka bir göç sistemine geçti. Sürekli göçle birlikte, Avrupa’ya göçmek isteyen Asyalı göçmenler ve Sahra Altı Bölgesi göçmenleri için, geçiş bölgesi rolüne büründü.
10
Grubun çeşitliliğine ve farklı tiplerin bir arada bulunmasına en güzel örnek; Sicilya’da karaya yanaşan bir botun ekonomik sebeplerle göç edenleri, çevresel göçmenleri, sığınma isteyenleri, ticaret mağdurlarını, refakatçisi olmayan çocukları ve diğer savunmasız grupları içermesidir. Her bireyinin çeşitli karakteristik özelliklere sahip ve bu özelliklerin ortak veya çelişir durumda olması, hükümetler ve uluslararası organizasyonlar için konuya dair kalıcı çözümler bulmayı zorlaştırır. Hükümetlerin karşılaştığı asıl zorluklar; bu tür akışları insani şekilde yönetmek, insan hakları standartlarının nasıl gözlemleneceğine karar vermek, aynı zamanda izinsiz ekonomik göçten korunmak ve güvenliğin sağlandığından emin olmaktır. Afrikalıların Avrupa’daki varlığını detaylı grafiklerle inceleyip, 2000 tarihinde Avrupa Birliği içindeki göçmen sayısını örnekleriyle incelediğimizde, sayıca fazla göçmen barındırma konusunda üç ülkenin öne çıktığını gözlemleriz; Cezayir, Fas ve Tunus. Libyalı ve diğer Afrika kökenli göçmenler diğerlerine göre sayıca daha azdır.