3 minute read
DİN
IC STRATEJİSİ 3: GRUP KİMLİĞİ
Benlik oluşumu için şablon olarak grup kimliğinin kullanılması öz analiz ve düşünme ihtiyacını azaltmaktadır, ayrıca anlamlarla ilgili grup içi uzlaşma şansını artırır. Kişisel özellikleri abartarak tutarlılığı oluşturmak ve öz saygıyı elde etmek yerine kişi grup normlarını, değerlerini ve amaçlarını benimseyebilir (Abrams & Hogg, 1999) ve bunları içselleşmiş bir rehber olarak kullanabilirler. Nitekim Fromm (1941), varoluşsal özgürlüğün sancılı Kişisel Belirsizliğinden kaçma isteğinin faşizmin ardındaki itici güç olduğunu ileri sürmektedir. Sartre (1956), insanların toplumun temel direkleri olarak kötü niyetle yaşayarak radikal özgürlük ve seçim bulantısından kaçma girişiminde olduğunu ileri sürmüştür. Baskın, pozitif, toplumsal normlara bağlı olmak absürt bir dünyada var olmak için varoluşsal çıkmazla yüzleşmek zorunda kalmadan bir amaç ve güdülenme duygusu verir. 3a Çalışmasında kişisel belirsizlik durumundaki katılımcılar, benlik unsurlarını daha toplumsal olarak tanımlamıştır. 3b Çalışması kişisel belirsizlik ve başarısızlık hakkında düşünmenin grup içi önyargıya neden olup olmadığını araştırmıştır (Neuberg & Newsom, 1993). İslami değerlendirme sonuçları iki önemli ana etkiyi araştırmıştır. Kişisel belirsizlik ve başarısızlık durumunda en olumsuz değerlendirme İslam konusundaki değerlendirme olmuştur. Kişisel belirsizlik ve başarısızlık durumunda en olumlu değerlendirme ise Kanada değerlendirmesi olmuştur. Bu sonuçlar insanların grup kimliklerine dayanarak Kişisel belirsizlik ve başarısızlığa tepki gösterdiğini göstermiştir. Grup kimliği etkili bir IC stratejisi ise önemli grup kimliklerine odaklanmak bireyin kendi kimliğinin sorunlu yönlerinin öznel belirginliğini ve aynı zamanda sonraki savunma davranışlarını azaltması gerekir. 3d Çalışmasında (Kang & McGregor, 2003 Çalışma 2; McGregor, Kang, & Marigold, 2004, çalışma3) tüm katılımcılar bir özgüven ölçeği tamamladı ve sonra kişisel bir ikilem (dilemma) hakkında yazdılar ve ardından da ait oldukları bir grubun olumlu özelliklerini tanımladılar. 3d Çalışması aynı zamanda grup için benzerlik belirginliğinin öznel kişisel belirsizlik belirginliğini azaltıp azaltmadığını değerlendirdi. Öznel kişisel belirsizlikler belirginliği, HSE’ler arasında (LSE’ler arasında değil) grup içi benzer koşullarda farklı koşullardakine oranla daha düşüktü. Bu sonuç şunu göstermektedir: HSE’ler sadece kişisel belirsizliği başarıyla (çalışma 2) birlikte örtmez aynı zamanda olumlu grup kimlikleriyle de örtebilir (Crocker, Thompson, McGraw, & Ingerman, 1987; Mussweiller et al., 2000). 3a-d Çalışmalarının sonuçlarını birlikte ele alacak olursak bu çalışmalar; grup kimliğinin öznel kişisel belirsizlikler belirginliği azaltmaya yardımcı olan (en azından HSE’ler arasında) IC stratejisi olduğunu bildiren görüşle tutarlıdır. Gelecekteki araştırmada 3d çalışmasında grup kimliğinin tüm katılımcılar için savunmayı niçin azalttığını ve sadece HSE’ler için kişisel belirsizlikler belirginliğini niçin azalttığını belirleme ihtiyacı duyulacaktır. Baskın bir grup belirgin olduğunda grup kimliği kişisel belirsizliği azaltmada yardımcı olabilir ama bireyleri çatışmak için zayıf da bırakabilir. Yukarıdaki araştırmada ortaya çıkan kişisel belirsizliğe karşılık grup içi önyargılar gruplarının göreli haklılığını desteklemek için insanların girişimlerini temsil edebilir.
IC STRATEJİSİ 4: KANI VE AŞIRILIK
Kişisel belirsizlik ve tehditlerin istekli grup kimliği ortaya çıkardığı bulgusu bireylerin diğer arzularla birlikte Kişisel belirginliğe tepki gösterip gösteremeyeceğiyle ilgili bir soru gündeme getirmiştir. Nitekim abartılı kanı konusu IC stratejileri tarafından korunan üç stratejiden geçiyor gibi görünmektedir. İnsanların kişisel belirsizlik ve tehditlere karşı savunma isteği çabası ve kanısıyla karşı koyabilecekleri hipotezine dair zengin teorik bir örnek vardır. 4a Çalışmasında (McGregor & Marigold, 2003, çalışma 2) öz saygı ölçeğinin dolmasının ardından, katılımcılar kişisel belirsizlik ya da kontrol koşulu için rastgele ayrıldılar. Sonuçlar; kişisel belirsizlikte HSE’ler arasında daha yüksek kanıyla birlikte belirgin bir etkileşim olduğunu gösterdi. Fakat LSE’ler arasındaki koşullar arasında farklılık yoktu. Uzlaşmaya dair belirli etkiler yoktu. 4b Çalışması HSE’lerin öz tanımlama (kendi kendini tanıma) hakkkında kesin açık kanıyla birlikte aynı kişisel belirginliğe tepki gösterip göstermediğini değerlendirdi. 4a ve 4b Çalışmaları HSE’lerin görüşleri ve öz tanımlamaları hakkında yüksek uzlaşmayla değil yüksek kanıyla Kişisel belirsizliğe tepki verdiğini göstermiştir. 4c ve 4d çalışmaları abartılı iç kanıya neden olan 4a ve 4b çalışmalarındaki içsel kişisel belirsizliği katılımcılara hatırlatan bir “eşleştirme hipotezi” incelemiştir. 1c, 2 ve 3c Çalışmalarında kullanılan prosedürü izleyerek 4b çalışması manipüle edilen kanı (conviction) belirginliğinin öznel kişisel belirsizlikler belirginliğini azaltıp azaltmadığını incelemiştir. Bütün katılımcılar bir öz saygı ölçeğini tamamladılar ve ardından o an karşı karşıya oldukları çok zor bir kişisel ikilemi tanımladılar. Daha sonra başka bir kanı ve kontrol koşuluna verildiler. Her iki durumda da katılımcılar sosyal konuların bir listesini inceledi. Kanı (inanç) koşulunda, en güçlü kanıya (inanca) sahip olan biri hakkında bir paragraf yazmaları istendi. Kontrol koşulunda politikacıların en güçlü kanıya sahip olduğunu düşünenlerden biri hakkında yazmaları istendi. Sonuçlar kişisel belirsizliğin öznel belirginliğinde kanı (inanç) etkileşimi sayesinde önemli bir öz saygının olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar öz saygı ve pozitif grup kimliği IC stratejileriyle görüş kanısı (conviction) ve uzlaşmanın sadece HSE’ler için öznel belirginliği azalttığını göstermiştir. Dahası 4a-4e çalışmalarının sonuçları kanı ve algılanan uzlaşmanın insanların kişisel belirsizlikle baş etmesine yardımcı olan IC stratejisi olabileceği görüşüyle tutarlıdır.