3 minute read

UTANÇ VE SUÇLULUK: PİŞMANLIĞIN FAZLASI DAHA İYİ DEĞİLDİR

Bu bölümde, kültürel gurupların zihinsel modellerini yansıtan inançlar, yargılar ve kararların ayırt edilmesinde kültürel psikoloji yaklaşımı ele alınmıştır. Sudaki balık gibi Kültürel modeller görülmez. Bunlar hiç fark etmediğimiz bilinç ve iletişim eylemlerimizi çevreler ve destekler. İnsanların düzenli ve anlam dolu olarak varoluşsal bakışı oluşturup devam ettirdiği yolları anlamak için kültürel modellerin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Anlamlandırma modellerindeki kültürel farklılıklarla ilgili yapılan hipotezin araştırmasını açıklamaktayız. Aynı zamanda, varoluşsal sorunların kültürlerin niçin benzerlikleri olduğunu anlamak için önemli olduğunu düşünüyoruz. Din merkezi bir rol oynayan kültürel evrensel bir argümandır. Antropologlar tarafından araştırılan neredeyse tüm gruplar- insan amaçlarını etkileyen doğaüstü güçlerle ilgili dinlere ve geleneklere sahiptir. Birçok yerde olma durumu, dinin grup gerektiren sosyal organizasyonlarda önemli bir işleve sahip olduğunu göstermektedir. Sosyal işlevi ne olursa olsun, din varoluşsal tehditler karşısında bir tampon oluşturmak için bireysel psikoloji düzeyinde çalışır. Bu bölümde insanların yaşamlarında bireysel kontrolün rolünü artıran kültürel eğilimler, araştırmacıların dikkatini doğaüstü değil de kişisel faaliyetle sınırlayan psikoloji bilimini etkilemiştir.

KİŞİSEL KONTROLÜN ALGILANMASI

Varoluşsalcılar, (Batılı Yahudi- Hıristiyan geleneğinin metafizik kuruluşları gibi 20. yy. ortalarındaki birçok sosyal düşünür), geri çekilmiş gibiydi. İnsan dünyasının ötesindeki Tanrılar ve şeytanlar ve diğer doğaüstü unsurlar ya da kozmik tasarımlara veda edilip tek gerçek inancın insan özgürlüğünde ve insanın niyetlerinde olduğu ileri sürülmüştür. Tanrı ya da Kaderden ziyade kişinin kendinin yazarıymış gibi kendini tanıması kişinin doğru seçimleriyle ilgili kaygılara yol açmaktadır. 20. yy.’ın diğer bir ürünü olarak sosyal psikoloji de benzer şekilde kişisel kontrol algısının önemini vurgulamıştır. Algılanan kontrol, çevreyle uyumlu olmayı sağlar. Bu şekilde kişisel kontrol inançları, öz yeterlilik, hayali iyimserlik ve öz saygı gibi çeşitli yapıları ortaya koyar.

Açık Genel İnançlar

Kontrolle ilgili açık inançlar konusundaki çalışmalar Rotter’ın (1966) çalışmasıyla başlamıştır. İyi ve kötü bireyleri ayıran çoğu temel ölçütler hayat çıktıları üzerinde kontrol odağıyla ilgili temel inançlara bağlıdır. Rotter (1966) iç yönelimlerin eğitim başarısı ve politik uyumla ilişkili olduğunu bulmuştur.

Kapalı Bağlamsal Beklentiler

Farklı bir araştırma geleneği insanların farklı bağlamlardaki kontrol ya da etkinlik beklentilerine odaklanmıştır (Bandura, 1977) Bir dizi araştırmada Langer (1975) katılımcıların kişisel kontrol yanılsamalarının çeşitli özelliklerin uygulanmasıyla artabildiğini vurgulamıştır. Kumar çalışmaları hayali kontrol beklentilerinin kumarhane bağlamında üzücü davranışlara yol açabileceğini vurgulamaktadır. Langer ve Rodin (1976) huzur evinde yaşayanların kontrol beklentilerini yükselten bir müdahalenin yaşam sürelerini artırdığını bulmuştur. Diğer çalışmalarda Taylor ve Brown (1999) Amerikalı öğrencilerin olumlu çıktılara ulaşmada kişisel değişiklikleriyle ilgili olarak gerçek dışı bir iyimserliğe eğilimli olduklarını göstermiştir. Daha geniş bir çerçeveden bakılırsa, aldatıcı bir iyimserlik ve öz saygı kişisel kontrol inancının belirtileridir ve bireylerin çaresizlik ve depresyona karşı tamponlaması için yararlıdır (Seligman, 1975; Peterson & Seligman, 1983, 1984). Son on yıl içinde birçok araştırma kişisel kontrolün ve bu bağlı kontrol beklenlerinin (öz yeterlilik, öz saygı) kültürler arasında farklılık gösterip göstermediğini incelemiştir. Birçoğu Amerikalı ve Doğu Asyalı gruplara odaklanmıştır. Heine ve çalışma arkadaşlarının sayısız çalışmaları (Heine & Lehman, 1995; Heine, Lehman, Markus, & Kitayama, 1999) Japonların Amerikalılara kıyasla, kişisel çıktılarının ve gerçek dışı iyimserlik seviyelerinin daha düşük olduğunu ve daha düşük öz saygı seviyesine sahip olduklarını tespit etmiştir. Birçok araştırma programları neticesinde Doğu Asyalılar Amerikalılara kıyasla grup ilişkilerinde daha olumlu duygulara sahip olduğu kadar yine gruplarda hayali iyimserlik ve etkinlik seviyesinin daha yüksek olduğu görülmektedir (Earley, 1993; Morris, Menon, & Ames, 2001; Yamaguchi, 2001). Başka bir kültürel ortama taşınmış katılımcılarla ilgili çarpıcı kanıtlar ortaya çıkmıştır (Heine 1999). Heine Japonya’da yaşayanlarla Kanada’ya gelmiş Japon öğrenciler arasında yüksek öz saygı farkının olduğunu gözlemlemiştir. Diğer yandan bir yarıyıldan sonra Japonya’ya gelmiş Kanadalıların evlerinden ayrılmadan önceki hallerine göre daha düşük seviyede öz saygılarının olduğu görülmüştür.

Kültür ve Kişisel Kontrol Araştırmasının Sonucu

Psikolojik adaptasyonda algılanan kişisel kontrol rolünün kültürler arsında farklı olduğuna dair bolca kanıt vardır. Dahası kapalı kontrol beklentileri karşısındaki açık kontrol inançlarını şekillendiren ayrı kültür özellikleriyle ilgili kesin olmayan bir sonucu gösteren kanıt vardır. Sosyal psikolojide algılanan kişisel kontrol düşüncesinin alanla ilgili kökenin yerini ve ehemmiyetini yansıttığı ileri sürülmüştür.

DOĞAÜSTÜ KONTROLÜN ALGILANMASI

Doğaüstü etki kavramlarında kültürel çeşitlilik hakkındaki kuramımız, kültürel grupların bir alanın anlamını oluşturduğu sınırlı yolları vardır varsayımıyla başlamıştır (Wellman & Gelman, 1992). Farklı kültürler ve dinler arasındaki benzerlikler başka bir geleneği etkileyen bir gelenek ile açıklanmak zorunda değildir. Bunun sıkça olmasına rağmen benzerlikler kültürel evrimin çeşitliliği ve seçilen parçalarıyla açıklanabilir. Çeşitlilik biyolojik evrim gibi rastlantısal bir mutasyon yoluyla değil ama bireysel bir yenilenme ve rutin olarak kurulan yenilikle ortaya çıkabilir. Temel bir alanın önceden anlaşılması bir örnek ve analoji olarak işlev gördüğünde Bilişsel

This article is from: